• Sonuç bulunamadı

4.1. Nicel Verilere ĠliĢkin Bulgular ve Yorum

4.1.8. BeĢinci ve Altıncı Alt Probleme ĠliĢkin Yorumlar

AraĢtırma bulgularına göre, deney ve kontrol grubu öğrencilerinin cinsiyet değiĢkenine göre ölçeğin alt boyutlarına ait ön test-son test-izleme testi puanlarının tek faktörlü varyans analizi sonuçlarına göre herhangi bir fark bulunmadığı (Tablo 40, 41, 42, 43, 44, 45, 46, 47) sonucu ortaya çıkmıĢtır. Değer öğretimi ve bilgisayar destekli öğretim ile ilgili yapılan birçok araĢtırma sonucunda kız ve erkek öğrenciler arasında farklılaĢmanın tespit edildiği gibi cinsiyetin herhangi bir farklılaĢmaya sebep olmadığını ortaya koyan çalıĢmalar da mevcuttur. ÇalıĢmalar incelendiğinde, cinsiyetin ulusal ve uluslararası alan yazında farklı yaĢ grupları ile yürütülen çalıĢmalarda ele alınan bir değiĢken olduğu görülmektedir. Marsh (2009) çalıĢmasında “Dünya Değerler Anketi” aracılığıyla dünyada kadınların dini değerlerinin erkeklere göre daha geleneksel, ama aile ve toplumsal cinsiyet değerlerinde daha modern olduğunu tespit ederek dünya çapında cinsiyetler arasında değerleri kabul ediĢlerindeki farklılığa dikkat çekmiĢtir. Aynı Ģekilde çalıĢmalarının amacı, kültürel

değerlerin cinsiyet farkına etkisini deneysel olarak araĢtırmak olan Yeganeh ve May‟in (2011) araĢtırmalarının sonucunda da sosyoekonomik kontrollerin kültür ve cinsiyet farkında önemli bir etken olduğu ortaya çıkmıĢtır. Gibson ve Schwartz‟ın (1998) çalıĢmasında da kadınlar ve erkekler, değer türleri arasındaki uyumlu ve uyumsuz iliĢkileri benzer biçimde ifade etmiĢ, değer türlerinin önemini hemen hemen aynı biçimde sıralamıĢlardır. Roe‟nin (1980) çalıĢmasında çocukların, onlara sorulan açık uçlu sorulara verdikleri cevaplar incelendiğinde kız ve erkeklerin empati düzeyi arasında bir fark olmadığı görülmüĢtür. Bununla birlikte ulusal alan yazında da farklı yaĢ gruplarındaki öğrencilerle birlikte yürütülen değerlerle ilgili çalıĢmalarda cinsiyetin anlamlı farklılığa sebep olduğu tespit edilmiĢtir. Örneğin: sosyal bilgiler programında kazandırılması hedeflenen sorumluluk değeri ve empati becerisi arasındaki iliĢkiyi incelemek amacı taĢıyan Yontar‟ın (2013) çalıĢmasında da kız öğrencilerin sorumluluk ve empati düzeyleri erkek öğrencilerin sorumluluk ve empati düzeylerinden anlamlı derecede yüksek bulunmuĢtur. Aynı Ģekilde sosyal bilgiler dersinde ilköğretim yedinci sınıf öğrencilerinin değerleri kazanma düzeylerini tespit etmeye çalıĢan Beldağ‟ın (2012) çalıĢmasının sonucunda da cinsiyet değiĢkeninin dürüstlük, adil olma ve barıĢ değeri üzerinde anlamlı farklılığa sebep olduğu tespit edilmiĢtir. Aynı paralellikteki bir diğer çalıĢmada ilköğretim beĢinci sınıf öğrencilerinin bazı evrensel değerleri kazanım düzeylerinin karĢılaĢtırılması sonucunda (Keskin, Öksüz, Gelen ve Yılmaz, 2012) öğrencilerin değer kazanım düzeyleri cinsiyet değiĢkeni açısından incelenmiĢ, kazanım düzeyi en yüksek olan değer kızlarda „doğruluk‟, erkeklerde „saygı‟; en düĢük değer ise kızlarda „saygı‟, erkeklerde „özsaygı‟ olarak tespit edilerek cinsiyetin değer kazanımlarında farklılığa sebep olduğu ortaya çıkarılmıĢtır. Sosyal bilgiler dersinde yapılan bir diğer çalıĢmada (Tahiroğlu, 2011) ise, ilköğretim dördüncü sınıf sosyal bilgiler dersinde doğa sevgisi, temizlik ve sağlıklı olma değerlerinin öğretimi yapılmıĢtır. AraĢtırma sonucunda deney ve kontrol grubu öğrencilerinin ön test ve son test sonuçları incelendiğinde cinsiyet değiĢkenine göre deney grubu öğrencilerinin tutum puanları arasında; ölçeğin doğa sevgisi ve sağlıklı olma boyutlarında anlamlı bir fark olmadığı görülürken, temizlik boyutunda kız öğrencilerin lehine anlamlı bir fark olduğu görülmüĢtür. Yine ilköğretim beĢinci sınıf öğrencilerinin sosyal bilgiler öğretim programında verilen değerleri edinim düzeylerini Keskin (2008) tarafından geliĢtirilen „Değerler Eğitimi Ölçeği‟ ile belirlemeye çalıĢan AktaĢ‟ın (2010) çalıĢmasının sonucunda da vatanseverlik, tarihsel mirasa duyarlılık ve dayanıĢma değerlerine ait puanların cinsiyete göre farklılaĢmadığı görülürken, yardımseverlik,

misafirperverlik, hoĢgörü, adillik, çalıĢkanlık, doğal çevreye duyarlılık, sorumluluk değerlerinde ve toplamda kız öğrencilerin lehine bir farklılık tespit edilmiĢtir.

AkbaĢ‟ın (2007) ilköğretim sekizinci sınıf öğrencilerinin Türk Milli Eğitim Sistemi‟nin duyuĢsal amaçlarının gerçekleĢme derecesini değerlendirebilmek amacıyla yaptığı çalıĢmasının sonucunda; öğrencilerin saygılı olmak, iĢ birliği ve kibar olmak değerlerine iliĢkin puanları ortalamaları arasında anlamlı düzeyde farklılık bulunamamıĢken, „hoĢgörü‟ değerine iliĢkin puanları arasında anlamlı farklılık olduğu tespit edilmiĢtir.

Aladağ (2009) da çalıĢmasında deney grubunda öğrencilerin duyuĢsal düzeyleri ile cinsiyetleri arasında anlamlı bir iliĢkinin olduğunu ve bu anlamlılığının kız öğrenciler lehine olduğunu ifade etmektedir.

Bu bağlamda lise öğrencilerinin toplumsal değerlere iliĢkin tutumlarını Elazığ örneği üzerinde inceleyen Gömleksiz‟in (2007) çalıĢması sonucu göstermektedir ki kız öğrenciler toplumsal değerleri erkek öğrencilere göre daha fazla benimsemektedirler. Bu bağlamda lise öğrencileri ile yapılan bir diğer çalıĢmaya (Özensel, 2007) göre ise kız öğrenciler bireysellik ve toplumsal uyum, erdemlilik ve çevrecilik değerlerine karĢı erkek öğrencilere göre daha duyarlıdır. Bununla beraber dini-geleneksel, güç ve rahatlık, milliyetçilik ve dürüst olma ile ilgili değerler konusunda erkek ve kız öğrenciler arasında bir farklılık tespit edilememiĢtir.

Ġlköğretim ve lise düzeylerindeki çalıĢmaların ardından lisans düzeyinde öğretmen adayları ile yapılan değer öğretimi çalıĢmaları da cinsiyet değiĢkeni üzerinden incelenmiĢtir. Örneğin öğretmen adaylarının değer algılarının farklı değiĢkenler açısından incelendiği çalıĢma (Dilmaç, Bozgeyikli, Çıkıl, 2008) sonuçlarına göre evrensellik, öz yönelim ve güç değerleri açısından cinsiyetler arasında farklılık tespit edilmiĢtir. Sarı‟nın (2005) araĢtırmasında ise, erkek öğrencilerin değerleri benimseme düzeyleri bilimsel değerler dıĢındaki tüm değerler alanında kız öğrencilerden daha yüksektir. Aynı Ģekilde öğretmen adayları ile yapılan bir diğer çalıĢmada (Altunay ve Yalçınkaya, 2011) ise erkek öğretmen adaylarına göre, kadın öğretmen adaylarının tüm değer boyutlarına daha fazla önem verdikleri görülmüĢ ve öğretmen adaylarının en yüksek oranda benimsedikleri değerlerin geleneksel değerler olduğu ifade edilmiĢtir. Öğretmen adaylarının ardından öğretmenlerle yapılan bir çalıĢmada (Yılmaz, 2009) ise kadın öğretmenlerin evrensellik, yardımseverlik, uyum ve güvenlik boyutlarının puan ortalamasının erkek öğretmenlerin puan ortalamasından anlamlı bir Ģekilde yüksek olduğu belirlenmiĢtir.

AraĢtırma bulguları ile örtüĢen ve cinsiyetin yapılan çalıĢmalarda herhangi bir farklılığa sebep olmadığı çalıĢmalar da tespit edilmiĢtir. Örneğin: Gündüz (2014) doktora çalıĢması kapsamında, ilköğretim üçüncü sınıf öğrencilerine proje tabanlı sorumluluk değer öğretimi uygulayarak deney ve kontrol grubu öğrencilerinin tutum ve akademik baĢarıları arasındaki farkı ortaya çıkarmayı amaçlamıĢtır. ÇalıĢmanın sonucunda deney ve kontrol grubu öğrencilerinin, deney öncesi ve sonrası tutum puanları cinsiyete göre anlamlı bir farklılık göstermediği tespit edilmiĢtir. Aynı Ģekilde etkinlik temelli yardımseverlik değer eğitimi yapan Aktepe‟nin (2010) çalıĢmasının sonucunda da deney ve kontrol grubu öğrencilerinin deney öncesi ve sonrası tutum puanları cinsiyete göre anlamlı bir farklılık göstermemiĢtir. Alkan‟ın (2009) da ilköğretim sekizinci sınıf öğrencilerinin Türkiye Cumhuriyeti Ġnkılap Tarihi ve Atatürkçülük dersinde bilgisayar destekli öğretimin öğrencilerin akademik baĢarısına etkisini incelediği çalıĢmasının sonucunda da bilgisayar destekli öğretimin uygulandığı deney grubu öğrencilerinin akademik baĢarılarının kontrol grubu öğrencilerinden daha yüksek olduğu tespit edilirken cinsiyetin öğrencilerin akademik baĢarılarına etkisinin olmadığı belirlenmiĢtir. Keskinoğlu (2008) araĢtırmasında; değerler eğitimi programının, öğrencilerin değerleri kazanımlarını artırma ile saldırganlık düzeylerini azaltmada etkili olup olmadığını incelemiĢ ve cinsiyet açısından bakıldığında ise öğrencilerin saldırganlık düzeylerinin azalmasında ve ahlaki olgunluk düzeylerinin geliĢmesinde kız veya erkek oluĢlarına göre fark olmadığı tespit edilmiĢtir. Özel (2008) tarafından bilgisayar destekli bir öğretim materyalinin öğrencilerin biyoloji dersine karĢı tutumuna ve baĢarılarına etkisini incelemeye yönelik yürütülen çalıĢma sonucuna göre bilgisayar destekli öğretim materyalinin uygulandığı deney grubundaki erkek ve kız öğrencilerin baĢarı ve tutum son test sonuçları ayrı ayrı karĢılaĢtırıldığında öğrencilerin hem akademik baĢarıları hem de biyoloji dersine yönelik tutumları arasında anlamlı bir farklılık bulunmamıĢtır. Üniversite öğrencilerinin değer yönelimlerini ve dini algılayıĢ biçimlerini inceleme konusu yapan bir diğer çalıĢmada (Mehmedoğlu, 2007) ise cinsiyet herhangi bir farklılığa sebep olmamıĢtır.

Yukarıdaki değer öğretimi ve bilgisayar destekli etkinlikler ile ilgili çalıĢma sonuçları incelenerek araĢtırma sonuçları ile birleĢtirildiğinde bilgisayar destekli etkinliklerle değer öğretiminin deney ve kontrol grubu öğrencilerinin hoĢgörü değerine iliĢkin tutumları üzerinde cinsiyet faktörünün ön test-son test ve izleme testlerinde herhangi bir farklılığa sebep olmadığı tespit edilmiĢtir. Bu noktadan hareketle, bilgisayar destekli etkinliklerle hoĢgörü değerinin öğretiminin yapıldığı deney grubunda ve sosyal bilgiler öğretim

programına göre öğretim yapılan kontrol grubunda cinsiyetin önemli bir faktör olmaması öğrencilerin içinde bulundukları geliĢim dönemi ile açıklanabilir.