• Sonuç bulunamadı

LOZAN BARIġ ANTLAġMASI’YLA AZINLIK STATÜSÜNE GEÇEN YAHUDĠLERĠN GELECEĞE YÖNELĠK DEĞERLENDĠRMELERĠ

ĠZMĠR’DEKĠ YAHUDĠ AZINLIKLARA ETKĠSĠ

3.2. LOZAN BARIġ ANTLAġMASI’YLA AZINLIK STATÜSÜNE GEÇEN YAHUDĠLERĠN GELECEĞE YÖNELĠK DEĞERLENDĠRMELERĠ

Ġzmir Yahudileri savaĢın yol açtığı sosyal ve ekonomik travmaya rağmen Yunan iĢgalinin sona ermesi ve Türk zaferi nedeniyle samimi bir memnuniyet içersindedir. Ġzmir Yahudi basını, KurtuluĢ SavaĢı‟nın önderi Mustafa Kemal‟e övgüler dizmekte, onu “Türkiye için gerçek bir Mesih” olarak tanımlamakta; Yahudi halkı Atatürk‟e yönelik Judeo-Espanyol dilinde Ģarkı ve Ģiirler yazmaktadır. Henri Nahum, Ġzmir Yahudilerine yönelik yaptığı alan araĢtırmasında da o döneme tanıklık eden Yahudilerin Atatürk‟e büyük bir hayranlık duymaya devam ettiğini gözlemlemiĢtir.234

Bu bilgiler yeni Türk devleti ile Yahudi cemaatinin tatlı bir baĢlangıç yaptığını ortaya koymaya yeterlidir.

232 Nahum, s. 206-207 233 Levi, s. 17 234

O dönemde Ġzmir Yahudi basınında Atatürk‟le ilgili yer alan yorumlar, Ġzmir Yahudilerinin Atatürk için yazdığı Ģiir ve Ģarkılar, o döneme tanıklık eden Ġzmir Yahudilerinin Atatürk‟le ilgili sözleri için bkz: Nahum, s. 207-209.

Tarih boyunca Türklerden hoĢgörü ve himaye gören Yahudiler, gelecek dönemde de bu geleneksel Türk tavrının devam edeceğini düĢünmektedir. Geleceklerini Türkiye‟de planlayan Yahudiler, yeni Türkiye‟yle entegrasyona hevesli olduklarını çeĢitli vesilelerle dile getirmektedir. Edirne BaĢhahamı Becerano235

14 Ekim 1922‟de Ġleri gazetesine verdiği mülakatta: “Biz Museviler sizin kaderlerinizi, meserretlerinizi kendilerimizden ayırmayız… Gelelim Gazi Paşamıza… O, hepimizin Gazi Paşasıdır. Gazi Paşa ile bizim hukukumuz pek eskidir ve ben onunla samimi bir dost olabilme şerefine malikim. Edirne‟de iken evimize 20 defadan fazla gelmiştir…”236

David Fresko 27 Ekim 1922 tarihli El Tyempo gazetesindeki baĢ yazısında Ģöyle demektedir: “Yahudiler 400 yıldır Türkiye‟de yaşıyorlar. Bu uzun yıllar içinde din özgürlüğü, adalet ve hoşgörü buldular. Bütün arzumuz kutsal ve sevgili vatanımızın her alanda ilerlemesini görmektir. Vatanımıza içtenlikle bağlıyız. Hiçbir art düşüncemiz yoktur. Bunu dinimiz de emreder. Yalnız bu değil, ayrıca adalet duygusu da bunu gerektirir… Yeni açılan bu dönemdeki gelişmelerle ilgilenmeliyiz ki görevlerimizi yerine getirebilelim…” Journal D‟Orient gazetesine verdiği mülakatta da HahambaĢı vekili MoĢe Becerano; Türk halkının önderlerini övmüĢ, Türklerin hoĢgörü geleneğine vurgu yapmıĢ, Yahudileri vatanlarına karĢı her türlü vazifeyi yerine getirmeye çağırmıĢ ve Türk yetkililerden HahambaĢılığın geleneksel dini yetkilerini tanınmasını istemiĢtir. Alyans‟ın yaptığı durum değerlendirmesine göre de Tüklerle Yahudileri iyi iliĢkiler beklemektedir.237

Lozan BarıĢ GörüĢmeleri esnasında da Yahudi toplumunun moral desteği Türk heyetinin arkasında olmuĢ, karĢılıklı jestler ve beyanatlar birbirini izlemiĢtir. Ġsmet PaĢa baĢkanlığındaki müzakere heyetinde eski hahambaĢı Haim Nahum‟un da yer aldığını zaten daha önce belirtmiĢtik. Bu durum Yahudilerin savaĢ zamanında Türklere sadakatsizlik etmediğinin bir niĢanesi olarak algılanabilir. Diğer yandan Lozan‟da azınlıklarla ilgili olarak oldukça çekiĢmeli süren müzakerelerde Yahudilerin hiç gündeme gelmediğini, tartıĢmaların Rumlar ve Ermeniler üzerinde yoğunlaĢtığını biliyoruz. Lozan BarıĢ GörüĢmeleri sürerken TBMM‟de azınlıklarla ilgili yapılan müzakerelerde de Yahudiler aleyhinde bir söz söylenmemiĢtir.238

Edirne BaĢhahamı Becerano, yukarıda bir kısmını verdiğimiz mülakatında Lozan‟daki azınlık tartıĢmalarına iliĢkin olarak Ģöyle demektedir: “Ekalliyetler meselesi… Böyle bir şey söylüyorlar. Fakat rica ederim, siz anladınız mı? Ben bu kelimeleri anlayıp

235

Becerano daha sonra HahambaĢı vekili seçilecek ve ölünceye dek bu görevi ifa edecektir.

236

Bali, 2000, s. 37-38

237

Levi, s. 20-21 (Levi, Journal D‟Orient gazetesinin söz konusu nüshasını bulamadığından mülakatı El Tyempo‟nun 31 Temmuz 1923 tarihli nüshasından aktarmıĢtır.)

238

manasına vücut veremedim. Siyasi, hukuki selahiyetdar kimselerle görüştüğüm vakit sordum, onlar da anlamamışlar. Türkiye‟de evlad-ı Ben-i İsrail‟e mensup bir cemaat vardır. Fakat neden biz bu kelimeleri kullanmıyoruz? Biz kendi cemaatimizin hususi ve dini işleri için kararlarımızı veririz. Hükümet de tasdik eder. Mesela mektep açmak istedik, Türkiye hükümeti buna itiraz etti mi? İbadethane açmak istedik, bir şey denildi mi? O halde ekalliyetlerin manası ne oluyor? Bunu kullananlar ne demek itiyorlar?”239

Becerano bu sözleriyle, Osmanlı dönemindeki gelenek ve uygulamaların devam edeceğine dair bir beklenti taĢıdığını, Yahudilerin uluslararası düzlemde himaye edilmeye ve “azınlık” olarak tanımlanmaya gerek duymadığını ve zaten Yahudilerin Türkiye hudutları dahilinde özgür bir Ģekilde yaĢadığını belirtmektedir.

Yahudilerin, müzakereleri sürdüren Türk heyetine moral desteği, bu gibi lehte beyanatlarla sınırlı kalmaz. Lozan‟daki Türk heyeti ile Ġsviçre‟deki Türkiye kökenli Yahudiler arasında da müzakereler esnasında sıcak iliĢkiler geliĢir. Ġsmet PaĢa, Cenevre‟deki Yahudiler tarafından onuruna verilen yemeğe katılır ve burada yaptığı konuĢmada Yahudilerin yasa ve düzeni, uyumu ve çalıĢmayı sevdiklerini; geçmiĢte Türk devletine çok hizmet ettiklerini, dıĢ tahriklere kapılmayarak vatanlarına sadık kaldıklarını söyledikten sonra “Yazık ki diğer azınlıklar onların izinden gitmedi” der; Rum ve Ermenilere Yahudileri örnek gösterir. Ġsmet PaĢa‟nın Cenevre‟deki Yahudilerle temasları Türk gazetelerinde de yer alır ve o süreçte Türk basınında Yahudilere duyulan sempatiyi yansıtan yorumlar yayımlanır. Lozan görüĢmeleri esnasında Türk heyeti tarafından yayımlanan bir broĢürde de Türklerin azınlıklara hoĢgörü ve iç muhtariyet gösterdiklerine dair bilgi verilmekte ve Türklerin Yahudilerle kurdukları sıcak iliĢkiler bu duruma kanıt olarak gösterilmektedir.240

Lozan BarıĢ AntlaĢması‟nın imzalanmasıyla “azınlık” statüsü kazanan Yahudiler, “reaya” olmaktan çıkıp “vatandaĢ” konumuna geçtikleri için mutludur. Ġzmir Yahudileri de antlaĢmanın imzalanmasının ardından yapılan kutlamalara katılmıĢtır ve Ġzmir Yahudi basını AntlaĢmanın doğurduğu sonucu Türkiye açısından tatmin edici buluĢtur. Yahudiler bir azınlık olarak Lozan‟ın verdiği hakları da kendileri açısından tatmin edici bulmuĢtur. Bununla birlikte mevcut Türk yetkililerin olumlu demeçleriyle özgüven kazanan Yahudiler,

239

Bali, 2000, s. 38

240

kendilerine Türkiye içinde mutlu ve güvenli bir gelecek hayal etmekte, yarına iyimserlikle bakmaktadır.241

3.3. TEK PARTĠ DÖNEMĠNDE YAHUDĠ AZINLIKLARA YÖNELĠK BASKICI

Outline

Benzer Belgeler