• Sonuç bulunamadı

Barınak Yerlerinde, Sürüde veya Açık Yerlerde Bulunan

B. TCK m 141/II’de Düzenlenen Ağırlatıcı Nedenler

9. Barınak Yerlerinde, Sürüde veya Açık Yerlerde Bulunan

TCK’nın 142’nci maddesinin 2’nci fıkrasının (g) bendinde, “Suçun, barınak

yerlerinde, sürüde veya açık yerlerde bulunan büyük veya küçükbaş hayvan hakkında işlenmesi halinde, üç yıldan yedi yıla kadar hapis cezasına hükmolunacağı” düzenlemesine yer verilmiştir. Madde metnine göre, hırsızlık

suçunun barınak yerlerinde, sürüde veya açık yerlerde bulunan büyük veya küçükbaş hayvan hakkında işlenmesi durumunda fail nitelikli hırsızlık suçundan dolayı sorumlu olacaktır685. Kırsal kesimde yaşayan insanlar açısından hayvancılık ve bunlar için de küçük ve büyük baş hayvanların geçim kaynağı olması, bu nitelikli halin düzenlenmesinde etken olmuştur686.

683 “Bir kamu görevini, kanun ve nizamlara aykırı olarak yerine getirmeye teşebbüs eden veya terk

emri kendisine bildirilmiş olduğu hâlde görevi sürdüren kimseye üç aydan iki yıla kadar hapis cezası verilir”. (TCK m.262/1).

684 Ekinci/Esen, s.62; Esen, s.101; Erdem, www.ceza-bb.adalet.gov.tr/makale/119.doc. (Erişim

tarihi: 22.02.2009); Gündel, s.35; Koparan, www.ceza-bb.adalet.gov.tr/makale/137.doc. (Erişim tarihi: 16.02.2009); Noyan, s.335; Yazıcıoğlu, Nitelikli Haller, s.34.

685 Bu nitelikli hal, 765 Sayılı TCK’nın 491’inci maddesinin 3’üncü fıkrasının 5’inci bendinde,

“Mandıra, ağıl gibi hayvanata mahsus yerlerde bulunan yahut lüzümuna göre açık yerlerde veya kırlarda bırakılan ve haklarında 492 nci maddenin 9 uncu fıkrasının tatbiki mümkün olmayan hayvanları bu yerden almak suretiyle işlenirse; cezası bir seneden beş seneye kadar hapistir” şeklinde düzenlenmiş idi. (ETCK m.491/3-b.5). Bununla birlikte, 765 Sayılı TCK’nın 492’nci maddesinin 1’inci fıkrasının 9’uncu bendinde, “Hırsızlık, meskun bir hanenin doğrudan doğruya müştemilatından olan veya duvarla çevrilmiş bulunan yerlerindeki hayvan hakkında işlenirse, suçlu iki senden beş seneye kadar hopsolunur” şeklinde belirtilen suçun konusu büyük veya küçük baş hayvan ise, YTCK’nın 142’nci maddesinin 2’nci fıkrasının (g) bendi kapsamında değerlendirme yapmak gerekir. Bkz. Soyaslan, s.306; Özbek, Cilt II, s.997.

686 Şensoy, s.148; Dönmezer, Kişilere ve Mala Karşı Cürümler, s.399; Centel/Zafer/Çakmut, s.308; Yazıcıoğlu, Nitelikli Haller, s.34-35.

Nitelikli halin uygulanabilmesi için, hırsızlık suçunun büyük veya küçükbaş

hayvan hakkında işlenmesi gerekmektedir687. Büyük veya küçükbaş hayvandan neyin anlaşılması gerektiği, Kırmızı Et ve Et Ürünleri Üretim Tesislerinin Çalışma ve Denetleme Usul ve Esaslarına Dair Yönetmeliğin688 4’üncü maddesinde açıklanmıştır. Buna göre, “sığır, manda, at, deve, deve kuşu ve domuz” büyükbaş hayvanı; “koyun, keçi, tavşan” ise küçükbaş hayvanı ifade etmektedir689. Dolayısıyla, tavuk, hindi, horoz, kaz, ördek gibi kümes hayvanları ile evcilleştirilmiş tavşan, güvercin, arı, kedi ve benzeri hayvanlar madde kapsamına girmemektedir690.

Nitelikli halin uygulanabilmesi için, büyük veya küçükbaş hayvanın barınak

yerlerinde, sürüde veya açık yerlerde bulunması gerekmektedir. Barınak yerleri,

içinde büyük ve küçükbaş hayvanların barınması ve korunması amacıyla özel olarak yapılmış üstü açık ya da kapalı yerler olarak ifade edilebilir691. Ağıl, ahır, mandıra ve hara gibi yerler barınak yerlerine örnek olarak gösterilebilir692. Barınak yerleri

687 Kanun koyucu, 765 Sayılı TCK’nın 491’inci maddesinin 2’nci fıkrasının 5’inci bendinde, nitelikli

halin uygulanabilmesi için suçun konusunun “hayvan” olduğunu belirtmiş, ancak hayvanın türü bakımından YTCK’nın aksine bir nitelendirme yapmamıştı. Ancak, doktrinde “Kanun koyucunun “mandıra”, “ağıl” gibi ifadeler kullanması nedeniyle bu hayvanların büyük ve küçük baş hayvan olduğunun kastedildiği, zira, bu gibi yerlerde ancak büyük ve küçük baş hayvanın beslenebileceği ve korunabileceği” şeklinde görüş benimsenmiştir. Bkz. Şensoy, s.151; Dönmezer, Kişilere ve Mala Karşı Cürümler, s.399; Taşdemir/Özkepir, s.337; Tezcan/Erdem/Önok, s.404.

688 RG. 05.01.2005-25691.

689 27.10.1988 Gün ve 3488 Sayılı “Uygulama İmkânı Kalmamış Olan Kanunların Yürürlükten

Kaldırılması Hakkında” Kanun’un 1’inci maddesi ile yürürlükten kaldırılan 22.3.1950 Gün ve 5617 Sayılı Hayvan Hırsızlığının Men’i Hakkında Kanun’un, 2’nci maddesinde büyükbaş hayvan olarak “deve, at (aygır, iğdiş, kısrak), katır, eşek, manda, sığır ve bunların yavruları”; küçükbaş hayvan olarak da “koyun ve keçi” belirtilmiştir.

690 Şensoy, s.152-153; Dönmezer, Kişilere ve Mala Karşı Cürümler, s.400; Taşdemir/Özkepir,

s.337; Arslan/Azizağaoğlu, s.634; Tezcan/Erdem/Önok, s.404; Centel/Zafer/Çakmut, s.308;

Özbek, Cilt II, s.997; Esen, s.102; Ekinci/Esen, s.62; Gündel, s.35; Noyan, s.339; Yazıcıoğlu,

Nitelikli Haller, s.35. Buna karşılık, Soyaslan, “Kaz, tavuk, hindi gibi kümes hayvanlarının çalınması durumunda da nitelikli halin uygulanabileceğini” belirtmiştir. Bkz. Soyaslan, s.306.

691 Benzer yönde tanım için bkz. Centel/Zafer/Çakmut, s.308; Gündel, s.35; Ekinci/Esen, s.63; Esen, s.103; Yazıcıoğlu, Nitelikli Haller, s.35.

692 Ağıl, “koyun ve keçi sürülerinin barındıkları üstü tam veya yarı açık ya da kapalı, duvarla çevrili

bina olabileceği gibi bir binanın eklentisi niteliğinde de olabilir693. Bununla birlikte, barınak yerlerinin bina ve eklenti olarak nitelendirilmeyen yerlerden olması da mümkündür. Dolayısıyla, burada önemli olan, söz konusu yerin hayvanların barınması ve korunması amacına hizmet ettiğinin dışarıdan anlaşılabilir nitelikte olmasıdır. Diğer bir ifadeyle, o yerin hayvan koymaya özgülenmiş olduğu yolunda bir tahsis iradesi bulunmalıdır694. Ancak bu durumda, bu gibi yerlere başkalarının izinsiz girmesine engel olacak koruma tedbirlerinin alınmış olması da gerekmektedir695. Barınak yerlerinin etrafı duvar, çalı, parmaklıkla çevrili olabileceği gibi tel örgülerle veya başka koruma önlemleri ile de çevrili olabilir. Bu anlamda, barınak yerlerine bir başkasının izinsiz girmesine engel olabilecek nitelikte etrafının görünür engellerle çevrilmiş olması yeterli olup, etrafındaki engellerin türü önem taşımamaktadır696.

Sürü, bir arada bulunan hayvan topluluğuna verilen isimdir697. Nitelikli halin uygulanması için, “hayvanların etrafının çevrili olup olmamasının” veya “sürünün

yerlerdir”. Mandıra, “hayvanların beslenip gelişmesi ve gerektiğinde üremesi için gerekli tedbirlerin alınmış olduğu yerlerdir”. Hara, “at üretmek amacıyla kurulmuş olan çiftliklerdir”. Tanımlar için bkz.

Şensoy, s.153; Taşdemir/Özkepir, s.337; Centel/Zafer/Çakmut, s.308-309; Yazıcıoğlu, Nitelikli

Haller, s.35-36.

693 Soyaslan, s.306; Özbek, Cilt II, s.997. Buna karşılık doktrinde bazı yazarlar “nitelikli halin

uygulanması açısından barınak yerlerinin bina niteliğinde olup olmamasının bir önemi bulunmadığını, ancak, bina eklentisi içerisinde bulunan ve barınak yeri niteliğinde olmayan yerlerden yapılan hırsızlığın TCK’nın 142.maddesinin 1.fıkrasının (b) bendi kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini” ifade etmişlerdir. (Gündel, s.35). Bir kısım yazarlar ise, “ barınak yerinin bina veya bir binanın eklentisi niteliğinde olması durumunda bu nitelikli halin uygulanmayacağını, böyle bir durumda, TCK’nın 142. maddesinin 1.fıkrasının b bendinin uygulanabileceğini” ifade etmişlerdir. (Ekinci/Esen, s.63; Esen, s.103; Noyan, s.337). 765 Sayılı TCK’nın 491’inci maddesinin 3’üncü fıkrasının 5’inci bendinin yürürlükte olduğu dönemde, doktrinde, “mandıra, ağıl gibi yerlerin sırf hayvanlara özgü olması gerektiği, bu nedenle bina eklentisi içerinde bulunan bir hayvanın çalınması durumunda nitelikli halin uygulanmayacağı” görüşü benimsenmiştir. Bkz. Şensoy, s.151; Dönmezer, Kişilere ve Mala Karşı Cürümler, s.399; Taşdemir/Özkepir, s.337; Tezcan/Erdem/Önok, s.405.

694 Özbek, Cilt II, s.997. 695 Özbek, Cilt II, s.997.

696 Şensoy, s.153; Centel/Zafer/Çakmut, s.309; Özbek, Cilt II, s.997.

başında bir çobanın veya sahibinin bulunup bulunmaması” önem taşımamaktadır698. Dolayısıyla, 765 Sayılı TCK’nın aksine699, çoban nezdinde bulunan küçük veya büyük baş hayvanın çalınması durumunda nitelikli hal uygulanabilecektir.

Açık yerlerden maksat ise, bir yerleşim yeri dışında, etrafı etkili bir şekilde

kapalı olmayan alanlardır700. Nitelikli halin uygulanması bakımından, büyük veya küçükbaş hayvanların sürü hali dışında, mera, kır, tarla gibi açık alanlarda bulunması gerekmektedir701. Büyük veya küçükbaş hayvanların açık yerlerde bulunması, adet dolayısıyla veya gelişme koşullarına göre güneşlenme, otlanma gibi bir sebep olabileceği gibi bunların dışında herhangi bir sebep de olabilir702. Dolayısıyla, bendin uygulanması açısından, hayvanın açık yerde bırakılmasının sebebi önem taşımamaktadır703. Önemli olan, hayvanın ne sebeple olursa olsun açık bir yerde bulunmasıdır. Bu nedenle, açık yerde bırakılan bütün büyük veya küçükbaş hayvanların çalınması durumunda nitelikli hal uygulanacaktır. Benzer şekilde, açık yerlerde bulunan küçük veya büyük baş hayvanların, bir yere bağlı veya bağsız durumda bulunmasının ya da bir kimsenin gözetimi altında olup olmamasının hükmün uygulanması bakımından bir önemi yoktur704. Ancak hayvan, gözetimi

698 Centel/Zafer/Çakmut, s.309; Gündel, s.36; Noyan, s.339; Ekinci/Esen, s.63; Esen, s.103; Yazıcıoğlu, Nitelikli Haller, s.36.

699 765 Sayılı TCK’da, sahibi, bekçi veya çoban nezdinde bulunan hayvanların çalınması durumunda

bu nitelikli halin uygulanamayacağı kabul edilmekteydi. Bkz. Şensoy, s.156; Dönmezer, Kişilere ve Mala Karşı Cürümler, s.400; Taşdemir/Özkepir, s.337.

700 Şensoy, s.156; Taşdemir/Özkepir, s.338; Centel/Zafer/Çakmut, s.309; Yazıcıoğlu, Nitelikli

Haller, s.36.

701 Gündel, s.36.

702 Centel/Zafer/Çakmut, s.309; Arslan/Azizağaoğlu, s.634-635; Yazıcıoğlu, Nitelikli Haller, s.36. 703 765 Sayılı TCK’da, hayvanların örf ve adet gereği “lüzumuna göre açık yerlerde veya kırlarda

bırakılmasından” söz edilmekte idi. YTCK’da ise, “lüzumuna göre” ifadesine yer verilmediği gibi açıkta bırakılmanın örf ve adet gereği olması gerekmemektedir. Bkz. Centel/Zafer/Çakmut, s.309;

Arslan/Azizağaoğlu, s.635; Esen, s.103; Ekinci/Esen, s.63; Yazıcıoğlu, Nitelikli Haller, s.36.

704 Centel/Zafer/Çakmut, s.309; Gündel, s.36; Ekinci/Esen, s.63; Esen, s.103; Noyan, s.339; Yazıcıoğlu, Nitelikli Haller, s.36. Buna karşılık, 765 Sayılı TCK’da hükmün uygulanabilmesi için,

açık yerlerde veya kırlarda bırakılan hayvanların başıboş bırakılmış olması ve herhangi bir denetim sisteminin bulunmaması gerekmekteydi. Bu anlamda çoban gözetiminde otlayan bir hayvan başıboş

altında bulunduğu kişinin direncinin cebir ve tehdit ile kırılması sonucu çalınmışsa, bu takdirde hırsızlık suçu değil yağma suçu oluşacaktır705.

Nitelikli halin uygulanabilmesi için barınak yerlerinde, sürüde veya açık yerlerde bulunan büyük veya küçükbaş hayvanların çalındığı esnada canlı olması gerekmektedir706. Dolayısıyla, kesilmiş bir hayvanın veya buna ait etlerin maddede belirtilen yerlerden alınması durumunda bu bent hükmü uygulanmayacaktır707.

D. TCK m.142/III’de Düzenlenen Ağırlatıcı Neden: Sıvı veya Gaz Halindeki Enerji Hakkında ve Bunların Nakline, İşlenmesine veya Depolanmasına Ait Tesislerde İşlenen Hırsızlık

TCK’nın 142’nci maddesinin 3’üncü fıkrasında, “Hırsızlık suçunun, sıvı

veya gaz halindeki enerji hakkında ve bunların nakline, işlenmesine veya depolanmasına ait tesislerde işlenmesi halinde, ikinci fıkraya göre cezaya hükmolunur. Bu fiilin bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde, onbeş yıla kadar hapis ve onbin güne kadar adli para cezasına hükmolunur”

düzenlemesine yer verilmiştir. Madde metnine göre, hırsızlık suçunun, sıvı veya gaz halindeki enerji hakkında ve bunların nakline, işlenmesine veya depolanmasına ait tesislerde işlenmesi ve fiilin bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi hallerinde

bırakılmış bir hayvan olarak nitelendirilemeyeceğinden bendin uygulanması mümkün değildi. Bkz.

Şensoy, s.156; Dönmezer, Kişilere ve Mala Karşı Cürümler, s.400-401; Taşdemir/Özkepir, s.338. 705 Yazıcıoğlu, Nitelikli Haller, s.36-37.

706 Dönmezer, Kişilere ve Mala Karşı Cürümler, s.400; Taşdemir/Özkepir, s.337; Arslan/Azizağaoğlu, s.634; Tezcan/Erdem/Önok, s.404; Ekinci/Esen, s.63; Esen, s.103. Buna

karşılık, Yazıcıoğlu, “Kanun metninde, çalınan hayvanın canlı olması yönünde herhangi bir şart aranmadığı için, suçun işlendiği sırada hayvanın canlı olması gerekmediği, dolayısıyla, alınan hayvanın ekonomik bir değer ifade etmesi ve kesilmiş et haline gelmemiş olması koşuluyla maddenin öngördüğü yerlerde bulunan ölmüş hayvanların alınması durumunda da bendin uygulanabileceği” görüşündedir. (Yazıcıoğlu, Nitelikli Haller, s.37).

707 Dönmezer, Kişilere ve Mala Karşı Cürümler, s.400; Taşdemir/Özkepir, s.337; Arslan/Azizağaoğlu, s.634; Tezcan/Erdem/Önok, s.404; Ekinci/Esen, s.63; Esen, s.103; Yazıcıoğlu, Nitelikli Haller, s.37.

fail nitelikli hırsızlıktan dolayı sorumlu olacaktır708. Ekonomik değer ifade eden ve toplum için önem arz eden enerji kaynaklarının hukuk dışı elde edilmesinin önlenmesi amacıyla bu nitelikli hal kabul edilmiştir709. Dolayısıyla, elektrik enerjisi hırsızlığında olduğu gibi, suça konu malın değerinin fazlalığı ve suçun temadi etmesi nitelikli halin düzenlenmesinde etkili olmuştur. Bu kapsamda, bir doğal gaz tesisinden kaçak boru döşemek suretiyle bedelsiz olarak doğal gazın kullanılması durumunda nitelikli hal uygulanacaktır710.

Madde metninde de belirtildiği üzere, suçun konusu, sıvı veya gaz halindeki enerjidir. Bu kapsamda, petrol, doğal gaz, hava gazı, sıvılaştırılmış petrol gazı ve diğer akaryakıt türleri örnek olarak gösterilebilir711. Bununla birlikte, suçun, sıvı veya gaz halindeki enerji hakkında işlenmesi bendin uygulanabilmesi için tek başına yeterli değildir. Ayrıca, bu tür enerjinin, bunların nakline, işlenmesine veya depolanmasına ait tesislerde işlenmesi de gerekir. Dolayısıyla, burada fiili nitelikli hale getiren durum, suçun konusunun sıvı veya gaz halinde bulunan enerji olması değil, bunların bulunduğu tesislerdir712. Örneğin, doğal gaz veya akaryakıt nakleden bir boru hattının delinerek buradan gaz veya akaryakıt alınması ya da rafineriye ait depolardan akaryakıt ve benzeri enerji kaynağının alınması gibi fiiller bent kapsamında değerlendirilir713. O halde, hırsızlık suçunun doğrudan sıvı ya da gaz

708 Bu bentte, 765 Sayılı TCK’nın 493’üncü maddesinin son fıkrasına 06.06.1991 tarihinde eklenen

“sıvı yahut gaz halindeki yakıtları nakleden boru hatlarından veya bunların depolarından” yapılan hırsızlığı cezalandıran hükme benzer bir düzenleme yapılmıştır. (ETCK m.493/son). YTCK’da “yakıt” ifadesi yerine “enerji” ifadesi kullanılmak suretiyle bunların işlendiği tesisler de metne dâhil edilmiştir. Bununla birlikte, YTCK’da, ETCK’nın aksine, “yakıt boru hatlarının yakıtın kaybına yol açacak şekilde delinmiş veya tahrip edilmiş olması halinde fiil tamamlanmış sayılır” hükmüne yer verilmemiştir. Dolayısıyla, eylemin tamamlanmış olup olmadığı genel ilkeler çerçevesinde değerlendirilecektir. Yine, YTCK’da, ETCK’da yer almayan “Bu fiilin bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi” şeklindeki nitelikli hale yer verilmiştir.

709 Centel/Zafer/Çakmut, s.310; Yazıcıoğlu, Nitelikli Haller, s.37. 710 Centel/Zafer/Çakmut, s.310; Özbek, Cilt II, s.997.

711 Örnekler için bkz. Gündel, s.36.

712 Özbek, Cilt II, s.997; Gündel, s.36; Noyan, s.341; Esen, s.104; Ekinci/Esen, s.64; Yazıcıoğlu,

Nitelikli Haller, s.38.

halindeki enerji hakkında işlenmesi durumunda TCK’nın 141’inci maddesinin 1’inci fıkrasında düzenlenen “basit hırsızlık suçu” uygulama alanı bulacaktır714.

Suçun işlenmesi sırasında, tesis veya nakil hatlarının zarar görmesine de neden olunmuşsa, bu takdirde, nitelikli halin uygulanmasının yanı sıra “mala zarar verme” suçu da oluşacaktır715.

Hırsızlık suçunun, sıvı veya gaz halindeki enerji hakkında ve bunların nakline, işlenmesine veya depolanmasına ait tesislerde bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde faile verilecek ceza daha da ağırlaştırılmıştır. Suçun örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde faile hem on beş yıla kadar hapis hem de on bin güne kadar adli para cezası verilecektir. Madde gerekçesinde de belirtildiği üzere, bu durumda, hırsızlık suçunun işlenmesi suretiyle uğranılan zararın veya elde edilen yararın miktarını tam olarak belirlemek her zaman mümkün olamamaktadır716. Bu nedenle, fiilin örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi nitelikli hal olarak kabul edilmiştir. Bu şekildeki bir düzenleme ETCK’da yer almamaktaydı. YTCK’nın 220’nci maddesinde yer alan “Suç işlemek amacıyla örgüt kurma” suçu717 hakkındaki düzenleme dikkate alındığında örgüt, kanunun suç olarak kabul ettiği fiilleri işlemek amacıyla, elverişli araç, gereçlerle ve hiyerarşik bir yapıda bir araya gelen en az üç kişiden oluşan kuruluş olarak ifade edilebilir718. Bununla birlikte, örgüte üye olan kişiden neyin anlaşılması gerektiği TCK’nın 6’ncı maddesinde belirtilmiştir. Bu maddeye göre, Örgüt mensubu suçlu deyiminden;” bir suç

örgütünü kuran, yöneten, örgüte katılan veya örgüt adına diğerleriyle birlikte veya tek başına suç işleyen kişi” anlaşılır (TCK. m.6/1-b.j).

714 Özbek, Cilt II, s.997.

715 Gündel, s.36.

716 Madde gerekçesi için bkz. Yurtcan, s.273; Koç, s.269.

717 “Kanunun suç saydığı fiilleri işlemek amacıyla örgüt kuranlar veya yönetenler, örgütün yapısı,

sahip bulunduğu üye sayısı ile araç ve gereç bakımından amaç suçları işlemeye elverişli olması hâlinde, iki yıldan altı yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Ancak, örgütün varlığı için üye sayısının en az üç kişi olması gerekir”. (TCK.m.220/1).

718 Örgüt hakkında bkz. Soyaslan, s.307-308; Centel/Zafer/Çakmut, s.310; Arslan/Azizağaoğlu,

s.635; Gündel, s.37; Duran, www.ceza-bb.adalet.gov.tr/makale/112.doc. (Erişim tarihi: 16.02.2009);

E. TCK m.143’de Düzenlenen Ağırlatıcı Neden: Hırsızlık Suçunun Gece