• Sonuç bulunamadı

Sistemsel olarak banka, farklı alanlarda faaliyet gösteren tüm bankalar topluluğunun yapısal düzen ve ilişkileri şeklinde anlatılmaktadır. Kimi zaman bu düzen ve ilişki isteğe bağlı bir biçimde, yani devletin hiçbir etkisi olmadan kurulur. Bazen de devlet kanunlarla bir banka sistemi oluşturur ve bankalar arasındaki ilişkiyi düzenler (Erdem, 2012:46).

Birçok ülkede banka sistemleri birbirlerinden az ya da çok değişik yapılar sergiler. Banka ve bankacılığın tanımlamasında olduğu gibi, bankaların da kategorilendirilmesinde, genel

14

kabul görmüş ayırım yapmakta engellerle karşılaşılmıştır. Çeşitli ülkelerde ekonomik, hukuki şartların ve sermaye olanaklarının farklılığı, bankaların yapılarının da farklılığına yol açmaktadır. Bu sebeple, bankaların hukuksal yapıları, sermaye kaynakları ve büyüklükleri, kredi vadeleri gibi ölçütlere göre sınıflandırılmasında uluslararası bir standarda erişmek olanak dahilinde olamamaktadır (Birdal, 1993, 4).

Bankalar için genel bir sınıflandırma yapılmak gerekirse; 1-Hukuksal Yapılarına Göre Bankalar;

 Birey şirketleri şeklindeki bankalar,  Sermaye şirketleri biçimindeki bankalar,

 Özel kanunlarla oluşturulan bankalar olmak üzere üç gruba ayrılmaktadır. 2- Sermaye Kaynaklarına Göre Bankalar;

 Özel sermayeli bankalar,  Kamu sermayeli bankalar,

 Yabancı sermayeli bankalar olmak üzere dört gruba ayrılabilmektedir. 3- Kredi Vadelerine Göre Bankalar;

 Kısa vadeli kredi sunan bankalar,

 Orta ve uzun vadeli kredi sunan bankalar olmak üzere iki gruba ayrılabilmektedir. Ancak, günümüzde bankaların hem kısa hem de uzun vadeli kredi açtığını göz önünde bulunduracak olursak;

4- Ekonomik Fonksiyonlarının Niteliklerine Göre Bankalar;  Merkez bankaları,

 Ticaret bankaları (mevduat bankaları),  Yatırım ve kalkınma bankaları,

 Ziraat bankaları,  Maden bankaları,

 İpotek ve emlak bankaları,

15

3.3.1 Yatırım Bankacılığı

Yatırım bankaları, menkul kıymet ihraç etmek yoluyla uzun vadeli kaynak temin etmek hedefinde olan işletmelerle, tasarruflarını menkul değerlere yatırmak düşüncesinde olan yatırımcılar arasında aracı görevi gören mali işletmelerdir (Suiçmez, 1990, 497).

Farklı bir açıdan bakılacak olunursa yatırım bankacılığı; aracılık yüklemini kurumsal finansman meselelerinden başlayarak birleşme ve devralmayı, fonların idaresini ve risk sermayesine kadar tüm sermaye piyasası faaliyetlerini içermektedir. Günümüzdeki yaklaşımla yatırım bankacılığı; yukarıdaki tanımlamaların birleşmesiyle geniş bir yapı ve işleyişlerin meydana getirildiği bir kavram şeklinde karşımıza çıkmaktadır (Varol, 1997, 47). Yatırım bankaları, devletler ve firmalar için aracılık işlemlerinde rol üstlenen farklı bir banka türüdür. Bu kurumların fon gereksinimlerini sağlamak gayesiyle, menkul kıymet işlemlerini gerçekleştirirler. Ancak mevduat toplama yetkisine sahip değillerdir.

3.3.2. Kalkınma Bankacılığı

Kalkınma bankaları, bilhassa GOÜ’lerde teknolojiyi kullanarak büyüme, yatırım yapma gereksinimiyle ihtiyaç olan sermayenin sağlanması için faaliyette bulunan banka türüdür. Hükümetler veya uluslararası kurumlar tarafından oluşturulan fonlar ve tahvil ihracı yoluyla kaynak sağlarlar. Mevduat toplama yetkileri yoktur (Akbulak vd, 2004: 83).

Ekonomik kalkınmayı başlatıp, hızlandırmak gayesiyle, sermaye, girişim, yönetsel ve teknik bilgi katkısı elde etmek üzere kamu, özel ya da kamu-özel işbirliği şeklinde meydana getirilmiş mali kurumlar genel bir kelime olarak, kalkınma finansman kurumları ya da kalkınma bankaları şeklinde isimlendirilmektedir. Kalkınma bankaları II. Dünya Savaşı ardından gelişmekte olan ülkelerde meydana getirildiğinden ve yatırım bankacılığı gelişmemiş olduğundan yatırım bankalarına has bazı işlemleri de yerine getirerek, sermaye piyasasının kuruluş gelişimine destek sağlayan finansal aracılardır (Gücenme, 1994, 16). Kapsamı daha da arttırmak gerekirse bir tanıma göre kalkınma bankaları; bilhassa sermaye piyasalarının gelişmediği ve bankacılık sisteminin girişimlere ve yatırımların gerektirdiği şekil ve ölçüde kaynak ayırmada atıl kaldığı az gelişmiş ülkelerde yatırımlara orta ve uzun vadeli yeterli kaynak aktarmak için çabalar. Öte taraftan, kalkınmayı önleyen eksiklikleri giderici katkılar sunarak, bu alandaki problemleri çözme yoluyla ülkenin kalkınmasını

16

hızlandırmayı hedefleyen mali işletmelerdir (Çonkar, 1988, 52-53).

Kalkınma bankacılığı katı bir ayrımla ticari bankacılıktan ayrılmaktadır, uluslararası finans sisteminin geldiği gelişme aşamasının bir zorunluluğu misali klasik kalıplardan arınmaktadır.

Kalkınma bankaları genellikle, gelişmiş ülkelerden çok gelişmekte olan ülkelerde sermaye yetersizliklerini arttırmak, örgütsel ve teknik meselelerde yardımda bulunarak girişimcilerin esas sanayi sektörlerine yatırım yapma düzeyindeki kaygılarını ortadan kaldırmak ve bu şekilde kalkınmayı sağlamak hedefiyle kurulurlar. Uygulamada kalkınma bankacıları genellikle kamu mülkiyeti ya da kontrolünde, büyük çapta orta-uzun vadeli krediye odaklanan, kendi finansal sağlamlığı ve karlılığı ile çatışan bir dizi hedef ve faaliyeti üstlenen işletmeler olmuşlardır (Akıncı, 1996, 22).

3.3.3. Ticaret Bankacılığı

Ticaret bankaları, bankacılık faaliyetlerinin esas faaliyetlerini uygulayan banka türüdür. Mevduat kabulü ve kredi verme işlemleri asıl fonksiyonlarındandır.

Yatırım bankaları, büyük çaplı işlemler yapan endüstriyel kuruluşlara uzun vadeli sabit sermaye temin eden ve menkul kıymet ihraç eden finansal kuruluşlardır (Parasız, 2000: 124). Ticari bankacılık, bütün ticari uygulamalara katılan bankaları anlatan banka türüdür. Neredeyse tüm ülkelerde, ekonomik hayatta hatırı sayılır bir konuma sahip olan genellikle çok taraflı bankacılık hizmetleri arz eden ticaret bankaları, topladıkları vadesiz veya daha çok kısa vadeli kaynakları kredilerde değerlendiren bankalar şeklinde tanımlanmaktadır. Türk bankacılık sistemi de çok şubeli bankacılık üzerine kurulmuş ve işlemlerini ticari bankacılık üzerine odaklamıştır (Ergin ve Aypek, 1997, 314).

Ticaret bankalarının borç verdikleri kaynakların oluşumları yönünden mevduat bankaları şeklinde isimlendirilmelerinin yanında borç verme işlemlerinde uyguladıkları metot bakımından iskonto bankaları diye de adlandırılmaktadırlar. Bu isimlendirmeler ticaret bankalarının ve genellikle bankacılığın tarihi gelişim sürecini ifade etmesi yönünden anlamlı olduğu kadar, ticaret bankalarının çalışma düzenlerini ifade etmesi yönündende oldukça önemlidir (Öcal vd., 1997, 37).

17

3.3.4. Yabancı Bankalar

Yabancı bankalar, ölçek ekonomilerinden, farklılaştırma ve riski yayma niteliklerinden ve uluslararası finansman merkezleriyle direk ilişki içerisinde olması hasebiyle, en son kredi araçlarını ve teknolojisini hızla aktarabilmekte ve diğer yabancı bankaların gelişini teşvik edici bir yapıda olduğundan, yoğunlaşma miktarını düşürerek fiyat rekabetine sebep olmaktadırlar. Bu niteliği barındıran yabancı bankalar, giderek artan rekabet yoluyla ulusal bankacılık sektörünün oluşumunu değiştirmektedir. Bankacılık sektöründeki rekabetin sürmesi ya da daha da ilerlemesi, teorik olarak uç bir yapıda olan bankaların piyasadan silinmesine ya da, hizmetlerin daha kaliteli bir şeklide arzına sebebiyet vermektedir (www.universite-toplum.org, 2009).

Bir ülkeye yatırımda bulunan yabancı bankalar, teknik bilgiyle beraber sıklıkla idareci ve üst düzeyde teknisyen özelliğindeki personeli de yatırım yapılan ülkeye kaydırmaktadır. Gelişmekte olan ülkelerdeki girişimciler henüz öğrenemedikleri bazı teknikleri onlarla birlikte çalışarak onlardan öğrenmektedir. Yabancı sermaye bankacılık, ihracat, üretim ve teknoloji hususundaki idare ve işletmecilik bilgisini de ilerletmiştir (www.tisk.org.tr, 2009). Merkez bankaları, Emisyon yetkisiyle donatılmış bankalardır. Ülke içerisinde mevcut paranın arzını düzenlerler. Bu sebepledir ki merkez bankaları para piyasasını düzenlemek, fiyatlara istikrar katmak, bankacılık sistemini yönetmek, ülkenin altın ve döviz rezervlerini idare etmek gibi ciddi fonksiyonlar üstlenirler (Akbulak vd, 2004: 83).

Bu gruplandırmanın ötesinde bankalar son olarak kapsamlarına göre sınıflandırılabilir. Bu gruplandırmaya göre bankalar, özel bankacılık, evrensel bankacılık, perakende ve toptancı bankacılık, holding bankacılığı ve kıyı bankacılığı şeklinde kategorileştirilebilmektedir. Özel bankacılık biçiminde adlandırılan hizmet türü, müşterilerin varlıklarının kişilerin tahmin ettiği risk ve beklentilerine göre özel bir şekilde yönetilmesidir. Bankalar müşterinin profilini tasarlayarak, onun gereksinim ve yatırım tercihlerine göre bireye özel alternatif ürün seçenekleri arz etmektedir (www.tuketicifinansman.net).

Evrensel bankalar, kendi asıl ülkelerinde neredeyse bütün müşteri kitlelerini hedefleyerek onlara her yönden cazip mali hizmetler arz etmek için çabalamaktadırlar. Kendi ülkelerinde bulunan piyasalar dışında ise çoğu etkinliklerini uluslararası bankacılık, toptancı bankacılık ve menkul kıymet faaliyetleri alanlarında birleştirerek, genel olarak daha kısıtlı bir rekabet profili belirlerler. Yabancı piyasalarda çok az görülen perakende bankacılık faaliyetlerinde

18

yaptıklarıda karşılaşılan yöntemlerdir (Walter, 2003:207).

Perakende bankacılık, vadeli vadesiz mevduat işlemleri, çek tahsilatı, havale, kredi kartı işlemleri, tüketici kredileri, müşteriler adına menkul kıymet alım satımı benzeri geniş çaplı ancak kapsam olarak küçük işlemleri içerir. Toptancı bankacılığı, müşterilerinden gelen büyük meblalı kredi isteklerini yerine getirmek gayesiyle diğer işletmelerden ve uluslararası para ve sermaye piyasalarından fon sağlayan oldukça geniş çaplı bir iş alanına sahip finansal işletmelerdir. Bu bankalar müşterileri ile sıkı ilişki içerisinde olup hızlı karar alıp yürütebilen, az şube sayısında ve az uzmanla çalışan bankacılık işletmeleridir (Parasız, 2000: 123).

Holding bankacılığı, bir bankanın direk ya da dolaylı bir biçimde bir yahut daha fazla bankaya ait olan, yöneten finansal kurumlar şeklinde tanımlanabilir (Parasız, 2000: 121). Ayrıca Kıyı bankacılığı, off-shore bankacılık şeklindede adlandırılmaktadır. Ülkeye dışarıdan gelen fonları, yasal olarak bir müdahalenin olmadığı ve vergilerin neredeyse hiç denilebilecek kadar az olduğu yerlerde asıl işlemlerini yaparak, fonları tekrar ülke dışından kullandırılmasıdır.