• Sonuç bulunamadı

B. Zararın Aynen Karşılanması

4. Başlıca İfa Engelleri ve Sonuçları

739 Oğuzman / Öz, s. 255; Tekinay / Akman / Burcuoğlu / Altop, s. 807; Serozan, İfa Engelleri, s. 40; Eren, s. 898

740 Oğuzman / Öz, s. 246; Tekinay / Akman / Burcuoğlu / Altop, s. 800; Serozan, İfa Engelleri, s. 53; Eren, s. 906

Garanti taahhüdünde bulunan kişinin borcunu gereği gibi ifa etmesi gerekmektedir. Bu anlamda malın kendisinin veya parçasının değiştirilmesi söz konusu ise değiştirilerek yenisi verilen şeyin alıcının ihtiyacını tam olarak tatmin etmesi gereklidir. Malın tamir edilmesi borcu bakımından da aynısı geçerlidir, tamir edilen malın çıkan arızadan tamamen arındırılmış olması icap edecektir.

Borcun gereği gibi ifa edilmesi kapsamına yukarıda belirtilen aslî yükümlülüklerin yanında yan edim yükümlülükleri de girecektir. Buna göre yan edim yükümlülükleri ifaya yardımcı olan yükümlülükler ve koruma yükümlülükleri olarak ikiye ayrılmaktadır. Birinciler ifaya olan menfaatleri gözetirken, ikinciler alıcının mal ve kişi varlığı menfaatlerini gözetmektedirler.

Borcun kötü ifası durumunda uygulanacak genel hüküm BK m. 96 olacaktır. Bu madde kapsamında alıcı garanti taahhüdünde bulunan kişiden borcun gereği gibi yerine getirilmemesinden ötürü tazminat talebinde741 bulunabilecektir742.

b. İmkânsızlık

Garanti taahhüdünde malın tamir edilmesi veya değiştirilmesi kararlaştırıldığı bir ihtimalde tamirin veya malın yenisinin sağlanmasının mümkün olmayacağı durumlar söz konusu olabilecektir.

Bu durumlarda borçlar hukuku kapsamında imkânsızlık haline uygulanacak hükümlerin tespit edilmesi gerekmektedir. Hukukumuzda sözleşmenin ifası aşamasındaki imkânsızlık halleri borçlunun kusuruna bağlı olup olmamasına göre bir ayrıma tabi tutulmaktadır. Buna göre borçlunun imkânsızlığın meydana gelmesinde kusurlu olduğu bir ihtimalde BK m. 96 kapsamında tazminat talebi

741 Burada ifa engelleri kapsamında sözü edilecek “tazminat” doğru kullanımı ile tali bir edim olarak karşımıza çıkmaktadır. Zira aslî veya yan edim yükümlülüğünü yerine getirmeyen borçlunun bu borçlarının yerine geçen bir karakter arz etmektedir (Kocayusufpaşaoğlu, Borçlar Hukuku, s. 8).

742 Bkz. Yarg. 19. HD, 20.02.2001 T, E. 7462, K. 1355: “(...) davalının gönderdiği ustanın da sonucu değiştiremediğini, durumun davalıya bildirilmesine rağmen edimini yerine getirmediği (...) arızalı makinenin değeri olan 3.200.000.000 TL’nin sözleşme tarihinden itibaren ticari faizi ile tahsiline (...)” (www.kazanci.com.tr)

Öğretide bir görüş bu halde BK m.106 kıyasen uygulanmak suretiyle dönme hakkının tanınması gerektiğini savunmaktadır. (Serozan, İfa Engelleri, s. 212)

gündeme gelecek, borçlunun kusurlu olmadığı bir imkânsızlık hali söz konusu olduğunda ise BK m. 117 uygulanacak ve borcun sona erdiği sonucuna varılacaktır743.

Bunun dışında alacaklının kusurlu hareketiyle sebep olduğu imkânsızlık halinde hangi hükümlerin uygulanacağı konusunda kanunda bir açıklık bulunmamaktadır. Bu noktada öğreti de bir görüş744, alacaklının kusuruyla sebep olduğu imkânsızlık hali bakımından MK m.1 uygulanarak Alman Medeni Kanunu BGB § 326/II’deki düzenlemenin tatbik edilmesi suretiyle çözümün sağlanabileceğini belirtmektedir. Bu çözüm borçlunun borcundan kurtulması sonucunu öngörmektedir.

c. Borçlu Temerrüdü

Garanti taahhüdünde bulunan kişinin zararın aynen karşılanması borcunu yukarıda belirtilen ifa zamanı bakımından gerektiği gibi yerine getirmemesi durumunda borçlu temerrüdü sonuçları söz konusu olacaktır. Buna göre garanti taahhüdü kapsamında ortada kural olarak tek tarafa borç yükleyen bir sözleşme olması dolayısıyla BK m. 101 vd. çerçevesinde borçlu temerrüdünün genel sonuçları uygulama alanı bulacaktır745. Alıcı bu bağlamda aynen ifa talebinin746 yanında gecikme nedeniyle uğradığı zararının tazminini garanti taahhüdünde bulunan borçlunun kusurunu ispat etmek suretiyle talep edebilecektir.

Garanti taahhütlerinin kural itibarıyla ivazsız olmaları nedeniyle, BK m. 106 vd.’de yer alan karşılıklı iki tarafa borç yükleyen sözleşmelerdeki özel sonuçlar uygulanmayacaktır. Ne var ki şayet garanti taahhüdünün karşılığını oluşturan bir

743 Oğuzman / Öz, s. 444; Tekinay / Akman / Burcuoğlu / Altop, s. 904; Eren, s. 1248; Farklı bir yaklaşım ve sonuç önerisi için Bkz. Serozan, İfa Engelleri, s. 183 vd.

744 Oğuzman / Öz, s. 292; Serozan, İfa Engelleri s. 153

745 Oğuzman / Öz, s. 386; Tekinay / Akman / Burcuoğlu / Altop, s. 911; Eren, s. 1045; Konuyla ilgili olarak Bkz. Federal Mahkemenin 9 Kasım 1965 tarihli Fratelli Ambrosoli c. Laubscher kararı, JdT 1966, s. 531 vd. (Swisslex)

746 Aynen ifa hakkında detaylı bilgi için bkz. Başoğlu, Başak, Türk Hukukunda ve Mukayeseli Hukukta Aynen İfa Talebi, İstanbul Bilgi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Hukuk Yüksek Lisans Programı, Ekonomi Hukuku, yayımlanmamış yüksek lisans tezi, 2008, s. 57; Tekinay, Selahattin Sulhi, Borçlunun Aynen İfaya veya Tazminat Ödemeye Zorlanması, Prof. Dr. Kubalı’ya Armağan, MHAD, Yıl 8, Sayı 11, 1974, s. 429; Oğuzman / Öz, s. 329; Tekinay / Akman /

edim söz konusu ise bu durumda alıcı bir mehil vermek suretiyle garanti taahhüdünde bulunana karşı temerrütten doğan seçimlik haklarını kullanabilecektir747.

d. Alacaklı Temerrüdü

Alıcının garanti taahhütleri kapsamında hak kazandığı zararın aynen karşılanmasına ilişkin talep hakkını kullanmasında kendisine düşen yükümlülükleri yerine getirmesi gerekebilecektir. Bunların başında taraflar arasında aksine bir kararlaştırma olmadığı halde yukarıda değindiğimiz malın götürülmesine ilişkin masraflar bulunmaktadır. Alıcı bu masrafları karşılamadığı ve malı satıcıya götürmediği surette alacaklı temerrüdüne düşecektir. Bunun sonucu olarak BK 91 vd. hükümleri uygulama alanı bulacaktır. Alacaklı temerrüdünün sonuçları borcun konusu edimin niteliğine göre farklılık gösterecektir748.

Malın kendisinin veya parçasının değiştirilmesi borcu bakımından ortada bir verme borcunun bulunması itibarıyla söz konusu malın veya parçanın tevdi edilmesi suretiyle borçtan kurtulma mümkün olabilecektir. Malın tamir edilmesi borcu bakımından alıcının hareketi malın tamir edilmesi işlemlerine başlanılmasına engel oluyorsa bu durumda ortada bir yapma borcunun bulunması itibarıyla dönme hakkı kullanılabilecektir. Tamir edilmiş malın tesliminde alacaklı temerrüdü söz konusu ise bu kez ortada bir verme borcu olacaktır. Dolayısıyla kural olarak malın tevdi edilmesi suretiyle borçtan kurtulmak mümkün olabilecektir749.

747 Oğuzman / Öz, s. 401; Tekinay / Akman / Burcuoğlu / Altop, s. 944; Eren, s. 1064

748 Koç, Nevzat, İsviçre Türk Hukukunda Alacaklı Temerrüdü, Ankara, 1992, s. 84 vd.; Üçer, Mehmet, Alacaklının Temerrüdü, Turhan Kitabevi, Ankara, 2007, s. 57 vd.; Oğuzman / Öz, s. 280vd; Tekinay / Akman / Burcuoğlu / Altop, s. 837; Serozan, İfa Engelleri, s. 141vd; Eren, s. 971

749 Oğuzman / Öz, s. 283; Tekinay / Akman / Burcuoğlu / Altop, s. 837; Serozan, İfa Engelleri, s. 147vd; Eren, s. 974

C. Zararın Nakden Karşılanması