• Sonuç bulunamadı

Eğitim sadece okulda gerçekleşen bir süreç değildir. Okulun dışında aile de eğitimin gerçekleşmesinde önemli bir yere sahiptir. Aile okulun dışındaki en etkili çevredir (Şevik, 2014). Okul ve ailenin çocuğun yaşantısında en etkili iki kurum olduğu söylenebilir. Öğrenci zamanının bir kısmını okulda geçirmekte ama diğer zamanlarını aile ve sosyal çevresinde geçirmektedir. Bu yüzden de öğrencinin okul başarısının büyük çoğunluğunu aile belirlemektedir (Carneiro, 2008). Türkiye'de öğrencilerin evde geçirdikleri zaman okulda geçirdikleri zamandan çok daha fazladır. Bu yüzden okullardaki eğitimin başarılı olması ve amaçlarına ulaşabilmesi için öğrencinin ailesinin desteğine ihtiyacı vardır (Ünal, Yıldırım ve Çelik, 2011). Okulda yapılanlar evde anne-baba tarafından desteklenmediği sürece okul eğitiminde başarıya ulaşmak mümkün değildir. Okul ve aile farklı toplumsal kurumlardır ve farklı beklentileri vardır. Bu iki kurum öğrencinin başarısını sağlayacak biçimde şekillendirilmelidir (Şimşek ve Tanaydın, 2001).

Bu konuda yapılan bazı çalışmalar bulunmaktadır. Bunlardan biri olan Çelenk'in (2003) "Okul başarısının ön koşulu: Okul aile dayanışması" adlı çalışmasında aile desteğinin önemi üzerinde durmuştur. Yazar çalışmasında, aile içi uyumun, ailenin destekleyici yaklaşımının ve ailenin okul etkinliklerine katılmasındaki çeşitliliğin, okul başarısı üzerinde önemli etkilere sahip olduğu sonucuna ulaşmıştır. Okul ile ortak program üzerinde görüş birliği içinde düzenli iletişim içinde bulunan, çocuğuna eğitim desteği sağlayan velilerin çocukları daha başarılı olmaktadırlar. Diaz (1989) tarafından yapılan diğer bir araştırmada, akademik başarısı düşük ve sınıfta kalma riski taşıyan öğrencileri diğer öğrencilerden ayıran en önemli etkenin, anne-baba desteği ve ilgisinden yoksunluk olduğu saptanmıştır. Anne babanın katılık, tutarsızlık ve geçimsizliğinin de öğrencinin akademik başarısını düşürdüğü gözlenmiştir. Başka bir çalışma olan Yıldırım (2006) çalışmasının sonuçlarına göre öğrencilerin ailelerinden aldıkları destek öğrencilerin akademik başarılarının yükselmesine yardımcı olmaktadır. Aksine, öğrencilerin aileleriyle ilgili yaşadıkları sıkıntılar (ailenin çocuğu ders çalışmaya zorlaması, öğrenciyle yeterince ilgilenmemesi, çocuktan yüksek başarı beklemesi, ailede yaşanan geçimsizlikler) ise akademik başarılarının düşmesine neden olabilmektedir. Aynı şekilde Şama ve Tarım (2007) da öğrenci başarısızlığının en önemli nedeninin aile ilgisizliği olduğunu ortaya koymuşlardır. Daha sonraki nedenler ise sırasıyla, aile ortamının huzursuz olması, aile

içinde olması, öğrenci-öğretmen olumsuz iletişimi, okul arkadaşlarının olumsuz yaklaşımları, acelecilik ve dikkatsizlik gibi bireysel özellikler, öğrencinin fizyolojik sorunları, öğrencinin psikolojik sorunları, öğrencinin evinin okula uzak olması, öğrencinin sınıf arkadaşlarıyla olumsuz iletişimi ve öğrencinin disiplin kurallarına uymamasıdır. Başka bir çalışmada Satır (1996), çocuğuyla yakından ilgilenen, onun çalışma ortamını düzenleyen, çocuğunun başarısını övücü sözlerle destekleyen, başarısızlığını da çalışırsan sen yaparsın sözleriyle onu cesaretlendiren anne babaların çocuklarının daha başarılı olduğu sonucuna ulaşmıştır. Başka bir çalışmada Purkey ve Smith (1983), sadece ailesel katılımın başarıyı sağlamak için yeterli olmadığını ancak ailesel desteği sürdürmenin başarı üzerinde olumlu etkiler yaratmasının beklendiğini ifade etmiştir. Bunun yanında ailelerin okul hedefleri ve öğrenci sorumlulukları özellikle de öğrenci ödevleri konusunda bilgilendirilmesinin üzerinde durmuştur.

Çocuğun doğuştan itibaren okula başlayıncaya kadar olan dönemde çevresinin çocuk üzerindeki etkileri okul başarısını belirleyecek şekilde bütün varlığını etkilemektedir. Evin zihinsel, kültürel, ekonomik seviyesi, duygusal havası, ailenin çocuğa gösterdiği ilgi, sevgi çocukta beş yaşlarına kadar etkili izler bırakmaktadır (Özabacı, 2001). Yapılan diğer çalışmalar öğrencinin okul başarısında ailenin çocuğun okul döneminde de oldukça etkili olduğunu göstermektedir. Ailenin desteği öğrenci başarısını artırmaktadır. Brown (1999) çalışmasında aile bağı kuvvetli olan ailelerin, çocukları için yüksek hedefler belirlediğini, çocuklarına düzenli bir ev hayatı sunduklarını ve başarıyı desteklediklerini ve bu tarz ailelerin çocuklarının daha başarılı olduğunu ifade etmiştir. Bunun aksine, sadece öğretmeni otorite olarak gören, gürültülü düzensiz bir ev hayatı olan, maddi durumu yetersiz olan ailelerin çocuklarının başarısı diğerlerine göre daha düşüktür. Bununla birlikte öğrenci ailelerinin yanlış tutumu, ilgisizliği, baskısı, sertliği, sevgisizliği ya da aşırı ilgisi öğrencileri ders çalışmaktan uzaklaştırır, öğrencilerde korku ve gerginlik hissi uyandırır (Küçükahmet, 2001).

İlgili alan yazın incelendiğinde, genellikle ailesi üst sosyo ekonomik düzeyde olan öğrencilerin, ailesi alt sosyo ekonomik düzeyde olan öğrencilere göre daha başarılı olduğu gözlenmektedir. Arı'ya (2007) göre başarı kişinin ussal ve düşünsel yeteneklerine bağlı olduğu kadar, bireyin sahip olduğu sosyo ekonomik düzeyine de bağlıdır. Ailenin sosyo ekonomik düzeyine göre ailenin çocuklarının eğitim ihtiyaçlarına yaklaşımı, onlara sağlayacakları desteğin niteliği, çocuklarına sağlayabilecekleri eğitim ortamı ve araçların niteliği ve niceliği değişmektedir. Bu yüzden ailenin sosyo ekonomik düzeyi çocuğun okul

başarısını etkilemektedir. Öğrenciye evde sağlanan imkanlar, okul başarısıyla doğrudan ilişkilidir. Çocuğa ayrılan oda, odada çocuk için gerekli eşyalar, bilgisayar, kaynak kitapların olduğu kitaplık, eve gazete alımı gibi imkanlar öğrenci başarısını etkiler. Diğer bir araştırmada çocuğun temel ihtiyaçlarının evinde karşılanmaması, aile bireylerinin çocuğun derslerine ve ödevlerine yardımcı olmamaları başarıyı düşüren nedenler olarak ifade edilmiştir (Dane ve diğerleri, 2009). Diğer bir araştırma olan Farkas, Grobe, Sheehan ve Shuan (1990) sonucuna göre, sosyoekonomik düzey öğrencinin temel becerilerinin geriliğini etkilemektedir. Sosyo ekonomik düzeyi düşük ailelerin çocukları sosyo ekonomik düzeyi yüksek ailelerin çocuklarına göre daha düşük notlar almaktadır. Bununla birlikte Arıcı (2007a) çalışmasında ailesi orta sosyo ekonomik düzeye sahip öğrencilerin ailesi alt sosyo ekonomik düzeye sahip öğrencilere göre daha başarılı olduğunu saptamıştır. Ayrıca diğer araştırmalardan farklı olarak, ailesi alt sosyo ekonomik düzeye sahip olan öğrencilerle ailesi üst sosyo ekonomik düzeye sahip öğrencilerin başarılarında anlamlı bir fark olmadığını saptamıştır. Bu da göstermektedir ki öğrenci başarısını ailenin sosyo ekonomik düzeyinin yüksekliği bir yere kadar olumlu etkilemektedir. Orta düzey sosyo ekonomik düzeye sahip ailelerin çocukları bu durumdan olumlu etkilenirken, üst sosyo ekonomik düzeydeki ailelerin çocuklarının başarısında yükselme görülmemektedir. En başarı olan grubun orta düzeyde sosyo ekonomik düzeye sahip olan ailelerin çocuklarından oluştuğu gözlenmektedir.

Çocuğun öğrenme ortamının hazırlanmasında ailenin sosyo ekonomik düzeyinin yanında eğitim durumu da çok önemlidir. Aslan (1994) yaptığı çalışmasında, üniversite mezunu babaların çocuklarının ilkokul veya ortaokul mezunu babaların çocuklarına göre daha başarılı olduğu sonucuna ulaşmıştır. Öğrencilerin sosyo-ekonomik seviyesi ve akademik öğrenim derecesi yüksek olan ailelerden olması başarılarını olumlu, düşük olması ise öğrencinin akademik başarısını olumsuz etkilemektedir (Özgüven, 1974). Başka bir çalışmada Carneiro'u (2008) da bu görüşü desteklemektedir. Evdeki ortamın çocuğun başarısında çok önemli olduğu, yüksek eğitimli ailelerden gelen çocukların yüksek eğitimli yetişkinler olduğunu tespit etmiştir. Çünkü okul başarısızlığının oluşmasında etken olan; aileden ve okuldan kaynaklanan sebepler, özellikle eğitim ve gelir düzeyi yüksek olan aileler tarafından aşılabilir. Bireysel sebepler ise ailenin imkânları ölçüsünde öğrenci tedavi ettirilerek aşılabilir (Kocaman, 2009).

düşüncesindedir. Yaptığı çalışma sonuçlarına göre, ailenin toplumsal, ekonomik ve kültürel özellikleri, öğrenci başarısını etkileyen önemli faktörlerdir. Bu özellikler, anne babanın zekası, dini, yaşı, eğitimi, mesleği, geliri, yerleşim yeri, tutum ve beklentileri, ailenin yapısı (çekirdek, geniş, birlikte, ayrı) ve ailede yaşayan birey sayısı, yaşanılan konutun özellikleri, çocuklara yapılan akademik yardımın düzeyi, evin okula uzaklığı, evdeki kitaplar ve diğer eğitim araçları, çocukla birlikte yürütülen etkinliklerdir.

Bazı anne ve babalar, çocuklarının başarısızlıklarıyla karşılaştıklarında, bilmeden de olsa psikolojik yönden etkilenip kötü davranışlar içine girebilmektedirler. Örneğin çocuğunun düşük notlarıyla karşılaşan anne-baba umutsuzluğa kapılır, gururları kırılır. Çocuklarının sandıkları kadar yetenekli olmadığını düşünürler. Ellerinde olmadan çocuğa başka türlü davranmaya başlarlar. İyi ve olumlu yanlarını öne çıkarmaya çalışacaklarına, zayıf yanlarını vurgular dururlar. Ancak aşağılık duygusunu arttırmaya yarayan bu değişimi çocuk da sezer. Çocuk gittikçe anne-babadan uzaklaşmaya başlar, çağrıldığında seslerini duymayacağı bir yerlere gider. Bu gibi yanlış davranışlar anne-baba-çocuk iletişimini zedeler. Çocuğu duygusal yönden ezer, olumlu kişilik gelişimini engeller (Kocaman, 2009). Ailenin çocuğuyla kuracağı iletişim ise ailenin eğitim düzeyiyle yakından ilişkilidir.

Sonuç olarak aile desteğinin öğrenci başarısı üzerinde oldukça etkili olduğu görülmektedir. Ailenin sosyo ekonomik düzeyi ve eğitim durumu öğrenci başarısını etkileyen ailesel faktörlerin başında gelmektedir. Çocukların ihtiyaçlarının karşılanmasında ve çocukla kurulacak iletişimde ailenin sosyo ekonomik düzeyi ve eğitim durumu oldukça etkilidir.