• Sonuç bulunamadı

61

İKİNCİ BÖLÜM

1929 DÜNYA EKONOMİK BUHRANI ve TÜRKİYE AÇISINDAN SONUÇLARI

A. 1929 Dünya Ekonomik Buhranı

62

ülkeler çevre ülkelerde yaptıkları yatırımlar sayesinde kendilerine yeni ham madde ve yeni pazar alanları açmaktaydılar.293

Birinci Dünya Savaşı’nın başlamasıyla birlikte sanayi ülkeleri tarımsal üretime, tarım ülkeleri ise sanayi üretimine yönelmişlerdi. Sanayi ülkelerinin tarım ürünlerine yönelmelerinde savaş yıllarında tarımsal ürün bakımından kendi kendilerine yetebilme istekleri etkili olmuştu. Bu gelişme dünyadaki tarımsal üretimi arttırmış ve ekonomik dengeleri değiştirmişti.294

Birinci Dünya Savaşı’na dahil olmuş devletler savaştan sonra ekonomik kayıplarını gidermek için sanayi üretimlerini hızla arttırma politikasını benimsemişlerdi. Birinci Dünya Savaşı’nın ardından dünyada hem tarımsal üretimde hem de sanayi üretiminde hızlı bir artış yaşanmıştı.295

Ayrıca Birinci Dünya Savaşı öncesinde tarım ürünü ihraç eden çevre ülkeler savaş sonrasında korumacı ekonomi politikaları uygulayarak sanayileşme çabasına girmişlerdi. Örneğin Hindistan, İngiliz pamuklularına boykot uygulamakta ve gümrük vergilerini yükselterek İngiliz pazarı olmaktan kurtulmaya çalışmaktaydı. Çin’de Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra sanayileşme çabaları başlamıştı. Ayrıca Sovyet Rusya’da da sanayileşme hız kazanmıştı. Yaşanan bu gelişmeler çevre ülkelerde, merkez ülkelerin sanayi ürünlerine olan talebi düşürmüştü. Dolayısıyla Birinci Dünya Savaşı öncesinde merkez ülkeler ve çevre ülkeler arasında kurulu olan arz-talep dengesi 1920’li yıllarda bozulmuştu. Arz-talep dengesinin bozulması ise 24 Ekim 1929’da başlayan Büyük Buhran’a zemin hazırlamıştı.296

1919-1921 yılları arasında yaşanan hızlı iktisadi gelişme sonucunda, savaş yıllarında azalmış olan stoklar doldurulmuştu ancak savaştan sonra mallara talep oldukça azalmıştı. Bu da fiyatların düşmesine sebep olmuş ve 1921 yılında kısa süreli bir ekonomik kriz ortaya çıkmıştı. Yine de 1922 yılından sonra Avrupa ve ABD ekonomileri hızla gelişmeye devam etmişlerdi.297 Ancak İngiltere ekonomisi

293Tekeli ve İlkin, 1929 Dünya Buhranında Türkiye’nin İktisadi Politika Arayışları, s. 25.

294 Alev Gözcü, 1929 Dünya Ekonomik Buhranı ve Türkiye, Libra Kitapçılık ve Yayıncılık, İstanbul, 2013, s. 148.

295 Ali Çimen, 1929 Dünya Ekonomik Bunalımının Dünyaya, Türkiye’ye ve İzmir’deki Üzüm Fiyatlarına Etkisi, Dokuz Eylül Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, İzmir, 2007, s. 21.

296Tekeli ve İlkin, 1929 Dünya Buhranında Türkiye’nin İktisadi Politika Arayışları, s. 26.

297 a.g.e., s. 3.

63

1929 döneminde, 1919-1921 dönemine göre daha yavaş gelişmekteydi. Bunda Japonya ve Hindistan’ın İngiltere’nin Asya’daki pazarlarına girmeleri etkili olmuştu.298

Birinci Dünya Savaşı sonrasında ABD’de ekonomiye bakış açısı oldukça iyimserdi. 1920’li yıllarda ekonomiye güven yüksekti ve bunun etkisiyle piyasadaki arz talebi geçmişti. Ekonomiye güven duyulmasının temelinde üretimin ve istihdamın giderek yükselen bir grafik çizmesi etkili olmaktaydı. Alım gücü de yerini korumakta ve eskiye oranla zenginlik artmaktaydı. ABD’nin ekonomik gelişiminin arka planında otomotiv ve elektrik sanayilerinde yaşanan hızlı gelişme etkiliydi.299 1925-1929 yılları arasında ABD’deki imalat kuruluşlarının sayısı 183.900’den 206.700’e ulaşmıştı.

Endüstriyel üretim göstergeleri 1923-25 döneminde 100 puanken 1929 yılında bu rakam 126’ya çıkmıştı. 1926 yılında 4.301.000 otomobil üretilmişken bu rakam 1929’da 5.358.000’e yükselmişti.300

ABD’de Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra durum böyleyken öte yandan Almanya Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra borçlu ve tazminat ödemekle yükümlü bir devlet konumunda bulunmaktaydı.301 Almanya Birinci Dünya Savaşı sonunda 28 Haziran 1919’da Müttefik devletlerle imzaladığı Versay Antlaşması ile 56 milyar dolarlık bir savaş tazminatı ödemeyi kabul etmişti. Daha sonra bu tazminat 33 milyar dolara düşürülmüştü ancak bu miktar da Almanya’nın ödeyebileceğinden çok daha fazlaydı. Ayrıca Birinci Dünya Savaşı’nın ardından Alman markı büyük bir değer kaybına uğramıştı. Savaşın ardından dünyadaki Alman kolonilerinin İngiltere ve Fransa’nın himaye bölgelerine dönüşmesi ise Almanya ekonomisinin ham madde temininde sıkıntı içerisine girmesiyle sonuçlanmıştı. Diğer yandan ülkede işsizlik artmış ve halkın alım gücünde büyük bir düşüş yaşanmıştı.302

İngiltere kapitalist dengeleri gözeterek Almanya’nın borç ve tazminatlarını kaldırmak istemekte ancak Fransa tazminat almak konusunda direnmekteydi. Fransa Almanya’yı tazminat ödemeye zorlamak için 1923’te Almanya’nın Ruhr bölgesini

298 a.g.e., s. 8.

299 Gözcü, a.g.e., s. 92-93.

300 John Kenneth Galbraith, Büyük Kriz 1929, Çev. Elif Nihan Akbaş, Pegasus Yayınları, İstanbul, 2009, s. 16.

301Tekeli ve İlkin, 1929 Dünya Buhranında Türkiye’nin İktisadi Politika Arayışları, s. 9.

302 Gözcü, a.g.e., s. 129-132.

64

işgal etmiş ve bunun üzerine Almanya’da büyük bir enflasyon ortaya çıkmıştı. 1924’te ABD tarafından hazırlanan Dawes Planı’na göre, Fransa Ruhr’dan çekilecekti ve Almanya’ya borç verilecekti. Ayrıca Almanya savaş tazminatını gümrük, sanayi ve demiryolu gelirlerinin dışında kalan gelirlerinden ödeyecekti. Bu planla birlikte verilen borçlar aracılığıyla Almanya’ya yaşanan sermaye akışı sonrasında Almanya ekonomisi düzelmeye başlamıştı.303

1925 yılına gelindiğinde dünya ekonomisi kendini büyük ölçüde toparlamıştı.

İngiltere savaş öncesinde olduğu gibi yine dünya ekonomisinin merkezinde olmak amacıyla altın standardına304 geçmişti. İngiltere’nin bu kararını Fransa takip etmişti.

Fransa ve Almanya, ülkelerine hızla giren yabancı sermayeden memnun değillerdi.

Fransızlar ulusalcı bir tavır almaktaydılar ve ülkelerinde yerli sermayelerinin yatırım yapmasını istemekteydiler. Almanlar ise belediyelerinin aşırı borçlanmasından rahatsızdılar. Bu yüzden İngiltere’den faiz oranlarını yükseltmesini istediler. İngiltere faiz oranlarını yükseltirse İngiliz sermayesi Almanya ve Fransa’ya gitmekten ziyade kendi ülkesinde kalacaktı. Öte yandan Fransa ve Almanya geniş İngiliz sterlini stoklarına sahiptiler ve sterlinin değer kaybetmesini istememekteydiler. Bu amaçla ABD’den faizleri düşürmesini talep ettiler. ABD faizleri düşürürse bu ülkeden İngiltere’ye para akışı hızlanacak ve sterlin değerini koruyacaktı. Fakat ABD 1927 yılında faiz oranlarını düşürünce ABD’de spekülasyonlar305yaygınlaşmıştı.306 İleride vurgulanacağı üzere bu gelişme 1929’da ortaya çıkacak Büyük Buhran’a temel hazırlayacaktı.

Bu arada 1928 yılında ABD’nin Florida eyaletinde yaşanan büyük kasırga, bu yıllarda aşırı değerlenmiş olan Florida emlak piyasasının hızla düşmesine sebep olmuştu. Bu olay inşaat sektörünü ve fabrikaları olumsuz etkilemişti. Ayrıca halkın

303Tekeli ve İlkin, 1929 Dünya Buhranında Türkiye’nin İktisadi Politika Arayışları, s. 9-10.

304 Altın standardı paranın değerinin belli bir miktar altına göre belirlenmesidir. Ünal Çağlar, Senem Dışkaya, “Küreselleşme, Uluslararası Para Sistemi ve Kriz”, İktisat Politikası Araştırmaları Dergisi, C. V, Sayı: 2 (2018), s. 6.

305 Spekülasyon, fiyatında yükselme beklenen hisselerin satın alınarak veya fiyatında düşme beklenen hisselerin satılarak aradaki fiyat farklarından kâr elde edilmesidir. İktisat Terimleri Sözlüğü, s. 385-386.

306Tekeli ve İlkin, 1929 Dünya Buhranında Türkiye’nin İktisadi Politika Arayışları, s. 10-11.

65

harcamalarını kısmasına ve dolayısıyla üretilen mallara talebin düşmesine yol açmıştı.

Florida’da yaşanan bu emlak krizi Büyük Buhran’ın habercilerinden biriydi.307

1920’lerin ortalarından itibaren ABD’de spekülatörler önce toprak alım satımına yönelmişler ancak daha sonra banka kredileri aracılığıyla New York Borsası’nda hisse senetleri alıp satmaya başlamışlardı. Bunun sonucunda ise hisse senetlerinin fiyatları anormal bir şekilde yükselmişti.308

New York Borsası’nda hisse senedi fiyatı endeksi309 1935-1939 yılları için ortalama 100 kabul edilerek yapılan hesaplamada sınai senetlerin puanı Haziran 1927’de 103, Haziran 1928’de 134, Eylül 1929’da 195 olarak gerçekleşmişti.

Demiryolu senetlerinin göstergeleri ise Haziran 1927’de 316, Haziran 1928’de 336 ve Eylül 1929’da 446 olmuştu. Kamu hizmetindeki artış ise oldukça yüksek rakamlarda gerçekleşmişti. Haziran 1927’de 135 puan olan bu rakam Haziran 1928’de 173’e, Eylül 1929’da ise 375’e yükselmişti.310 Büyük Buhran öncesinde New York Borsası’nda günde 5 milyon kadar hisse senedi el değiştirmekteydi. Birçok hisse senedinin değeri dört yılda dört kat artmıştı.311

New York Borsası’nda ortaya çıkan bu “patlama”312 piyasaya yeni spekülatörlerin girişinin durmasıyla birlikte tersine dönecek ve bir “çöküntü”313 yaşanacaktı. Ekim 1929’a gelindiğinde piyasada bir durgunluk ortaya çıkmıştı.

1920’lerin sonunda ABD’de piyasadaki mal arzı, bu mallara olan talepten çok daha yüksek bir seviyeye ulaşmıştı. Fazla malların satılamaması üreticileri üretimlerini azaltmaya itmiş ve bu da işsizliği doğurmuştu. İşsizlik ise halkın alım gücünün düşmesine yol açmıştı. Şirketler ürettiklerini satamayınca borçlarını ödeyebilmek için hisse senetlerini satmaya başlamışlardı. Bu satış hareketi borsada büyük bir paniğe

307 Tuna Oran, 1929 Ekonomik Krizinin İstanbul, İzmir ve Ankara Üzerindeki Etkileri, Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Doktora Tezi, İstanbul, 2009, s. 5.

308 Gözcü, a.g.e., s. 94-95.

309Endeks, bir olgunun değer açısından yaşadığı değişimin temel alınan bir dönemdeki değerine göre açıklanmasıdır. İktisat Terimleri Sözlüğü, s. 112.

310 Jacques Néré, 1929 Krizi, Çev. Vamık Toprak, Ankara İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi Yayınları No: 134, Ankara, 1980, s. 56.

311Tekeli ve İlkin, 1929 Dünya Buhranında Türkiye’nin İktisadi Politika Arayışları, s. 12.

312“Patlama” veya “boom”, büyüme oranında sürekli ve olağandışı düzeyde artışların yaşanmasıdır.

İktisat Terimleri Sözlüğü, s. 339.

313 “Çöküntü” veya “depression”, büyüme oranında olağandışı ve sürekli bir şekilde düşüşlerin gerçekleşmesi ve işsizlik oranının yüksek olduğu ekonomik bunalım durumudur. İktisat Terimleri Sözlüğü, s. 87.

66

sebep olmuştu. Bankalar bu duruma müdahil olmuşlar ve hisse senetlerini yüksek değerler vererek satın almaya başlamışlardı ancak bu müdahale birçok bankanın batmasıyla sonuçlanmış ve krizi durdurmaktan ziyade derinleştirmişti.314 24 Ekim 1929’da 13 milyon, 29 Ekim 1929’da ise 16,5 milyon senet büyük bir değer kaybına uğrayarak satılmıştı.315 New York Borsası’nda yaşanan bu çöküşü takip eden yıllarda ABD’de binlerce sanayi ve ticaret kuruluşu iflas edecekti.316

ABD’de bunlar yaşanırken Avrupa’da ise arzın talebi geçmesinin arka planında SSCB faktörü bulunmaktaydı. SSCB kapitalist ekonominin zayıflığını gösterme ve sosyalizmi dünyaya yayma amacı gütmekteydi. Sovyetler bu amaçlarını gerçekleştirmek için 1920’li yıllarda endüstriyel üretimlerini hızla arttırmışlar ve ürettikleri malları ucuz bir şekilde Avrupa’ya satmaya başlamışlardı. Sovyet Rusya’dan gelen sayıca çok ve değerce ucuz mallar 1929 Dünya Ekonomik Buhranı başlamadan önce Avrupa’da bir üretim fazlası doğmasına yol açmıştı.317

1929 yılında ABD’de başlayıp dünyaya yayılan ekonomik krizin yaşanmasının sebepleri üzerine çeşitli görüşler mevcuttu. Bir görüşe göre, bunalımın sebebi Birinci Dünya Savaşı’nın getirdiği büyük yıkımdı ve bu yıkıma ek olarak savaştan sonra hükümetlerin ekonomide müdahaleci ve dışa kapalı bir politika benimsemeleri etkili olmuştu. Bir başka görüşe göre ise Birinci Dünya Savaşı’ndan sonraki yıllarda üretimin tüketimden fazla olmasının etkisiyle ortaya bir ekonomik kriz çıkmıştı.318

Öte yandan 1929 Dünya Ekonomik Buhranı’nın ortaya çıkmasında üretim fazlasından ziyade tüketim azlığının etkili olduğu görüşü de bulunmaktadır. Milletler Cemiyeti’ne göre, 1913-1931 yılları arasında dünya nüfusu %12 oranında artarken, üretim ise %21 oranında artmıştı. Buhranın sebebi üretimin fazla olmasında değil, tüketimin az olmasında aranmalıydı. Buhranın ortaya çıkmasıyla ilgili bir başka görüş ise altının durumuyla ilgiliydi. Birinci Dünya Savaşı yıllarında ABD’deki altın rezervleri çok yüksek rakamlara ulaşmış ve bu da ABD’de genel fiyatları yükseltmişti.

314 Gözcü, a.g.e., s. 96-97.

315 Néré, a.g.e., s. 58.

316 Çimen, a.g.t., s. 6.

317 Emel Göksu, 1929 Dünya Ekonomik Buhranı Yıllarında İzmir ve Suç Coğrafyası, İzmir Büyükşehir Belediyesi Kültür Yayını, İzmir, 2003, s. 9-10.

318 Gözcü, a.g.e., s. 89.

67

Savaştan sonra altının ABD’den tekrar Avrupa’ya dönmesi ise ABD’de genel fiyatları hızla düşürmüş ve bu durum diğer ülkeleri de etkilemişti.319

Bir diğer görüşe göre, Büyük Buhran’ın ortaya çıkma ve uzama sebeplerinden biri 1919-1939 yılları arasında dünya ekonomisine yön verecek lider bir devletin olmamasıydı. İngiltere her ne kadar bu rolü üstlenmek istediyse de ekonomik olarak yetersizdi. ABD ise liderliği almaya ekonomik olarak hazır olsa da siyasi açıdan istekli değildi. Dünya ekonomisindeki lider eksikliği, savaş sonrasında ve Büyük Buhran yıllarında uluslararası önlemler alınmasını zorlaştırmıştı.320

Büyük Buhran’ın ortaya çıkmasında etkili olan sebeplerden biri de gelir dağılımındaki adaletsizlikti. Örneğin ABD’de nüfusun %5’i ülkedeki bütün gelirin üçte birine sahipti. Gelir dağılımındaki adaletsizlik ekonomiyi yüksek değerli yatırımlara ve lüks harcamalara bağımlı hale getirmişti. Ekim 1929’da New York Borsası’nda yaşanan kriz ise yatırımları ve lüks harcamaları azaltmıştı. Bu da borsada yaşanan krizin hızla yayılmasında önemli bir etken olmuştu.321Tüm bunların yanı sıra bankacılık sisteminin zayıf oluşu, uluslararası mali yapının sağlam olmayışı ve alım gücünün üretim hızındaki artışa yetişememesi gibi sebepler de Büyük Buhran’ın nedenleri arasında sayılmaktadır.322

New York Borsası’nda başlayan krizin Avrupa’ya yayılması ise oldukça hızlı gerçekleşmişti. 1929 yılı itibariyle Avrupa ekonomisi, ABD’den almakta olduğu borçlarla dengesini sağlamaktaydı ancak Ekim ayında yaşanan krizle birlikte ABD’den bu para akışı kesilmiş ve Büyük Buhran hızla Avrupa’ya yayılmaya başlamıştı. ABD’de başlayan Büyük Buhran’ın dünyaya yayılmasında yine bu yıllarda tarımda ortaya çıkan kriz de etkili olmuştu. 1928-1929 yıllarından itibaren dünyada buğday üretimi yüksek rakamlara ulaşmıştı ve bu gelişme buğday fiyatlarını hızla düşürmekteydi. Önemli buğday ihracatçılarından Avustralya bu duruma tarım alanlarını genişleterek karşılık vermişti. Öte yandan SSCB 1930 yılında buğday ihracatını bir önceki yıla göre 23 katına çıkarmıştı. Bu gelişme tarım ürünü fiyatlarındaki dengeleri daha da bozmuştu. 1931 yılına gelindiğinde tarımsal ürünlerin

319 a.g.e., s. 98.

320Tekeli ve İlkin, 1929 Dünya Buhranında Türkiye’nin İktisadi Politika Arayışları, s. 7-8.

321 Galbraith, a.g.e., s. 185.

322 Durak, 1929 Dünya Ekonomik Buhranı’nın Mersin Limanı Üzerine Etkileri, s. 10.

68

çoğunda fiyatlar en düşük seviyedeydi.323 Örneğin ABD’de buğday fiyatı endeksi 1928’de 105 iken 1931 yılına gelindiğinde 52’ye düşmüştü. Ayrıca ABD’de tütün fiyatı endeksi 1928-1931 yılları arasında 101’den 49’a gerilemişti. İngiltere’de ise çay fiyatı endeksi 1928’de 80 iken 1931 yılında 62’ye düşmüştü.324