• Sonuç bulunamadı

1.4. Avrupa Birliği ve Bölgesel Politikaları

1.4.2. Avrupa Birliği Bölgesel Politikası

1.4.2.1. AB Bölgesel Politikası‟nın Araçları

AB bölgesel politikalara yön veren temel ilkelerin “dayanıĢma” ve “uyum” olduğu görülmektedir (KeleĢ ve Mengi, 2013: 61). Bu ilkelere göre uygulama alanı bulan bölgesel politikanın mali araçları dört yapısal fondan oluĢmaktadır (Ülger, 2005: 86; KeleĢ ve Mengi, 2013: 56): Avrupa Bölgesel Kalkınma Fonu (ERDF), Avrupa Sosyal Fonu (ESF), Balıkçılık Yönlendirme Mali Aracı (FIFG), Avrupa Tarımsal Garanti ve Yönlendirme Fonu (FEOGA). Yapısal fonlar, Birliğe üye ülkelerin ekonomikkoĢullar açısından bütünleĢmesini sağlamayı ve birlik içinde yer alan bütün bölgelere uyum içerisinde geliĢmeleri ve kalkınmaları için fırsat eĢitliği vermeyi amaçlamaktadır. Bu fonlar, altyapı, ekonomikkalkınma, eğitim ve istihdam, turizmi geliĢtirme gibi konularla ilgili program ve projelere mali yardımda bulunmaktadır. Yapısal fonların amaç ve iĢleyiĢinde, zaman içinde ve Birliğin geniĢleme süreçlerinden sonra yeni oluĢan ihtiyaçlar doğrultusunda yenilikler yapılmıĢtır. Böylece Gündem 2000 kabul edilmiĢ, verimliliği ve Ģeffaflığı arttırmak için yapısal fonlar 3 amaç altında birleĢtirilmiĢtir. Buna göre amaçlar (Kösecik, 2003: 161):

- Geri kalmıĢ bölgelerin yeniden yapılanmasını sağlamak (gayrisafi yurtiçi hâsılası AB ortalamasının %75‟inden az olan bölgeler),

- Yapısal problemleri olan bölgelerin ekonomikve sosyal uyumunu desteklemek,

- Eğitim, meslek eğitimi ve istihdam sistemlerinin ve politikalarının modernizasyonunu ve uyumunu desteklemek Ģeklinde belirtilmiĢtir.

Tüm yapısal fonlar değerlendirildiğinde bunların, ulusal giriĢim programları yanında Topluluk GiriĢimleri8

programlarını da finanse ettiği görülmektedir.

8

Topluluk GiriĢimleri, önemli görülen alanlarda üye ülkeler arasındaki uyumu güçlendirmek için oluĢturulmuĢ programlardır. Sınır ötesi, uluslararası, bölgelerarası yardımlaĢma ve birliktelikler, kırsal alanların kalkındırılması, mekânsal açıdan uzaklık sorunu yaĢayan bölgeler, istihdam ve insan kaynakları, sanayi sektöründeki değiĢiklikler, kentsel alanlar ve balıkçılık sektörü bu alanları iĢaret etmektedir. Agenda 2000 kapsamındaki düzenlemelerle, Topluluk GiriĢimleri‟nin sayısı 14‟ten 3‟e düĢürülmüĢtür. Bu giriĢimler,

Ancak yapısal fonlar kapsamında yerel yönetimler açısından ana unsur olan Avrupa Sosyal Fonu ve Avrupa Bölgesel Kalkınma Fonu olduğu için burada haklarında kısa bilgi verilmesi uygun düĢmektedir.

Avrupa Sosyal Fonu (ESF):

1960 yılında kurulan bu fonun temel amacı yapısal iĢsizlikle mücadele, çalıĢma koĢullarını iyileĢtirme, iĢçilerin mesleki eğitimini sağlama, yaĢam standartlarını yükseltme ve iĢsizlere gelir sağlama olarak belirlenmiĢtir (Sakal, 2010: 130). Fonun yardımları, sadece belirli bölgeler için değil, Avrupa Birliği içindeki bütün birimler ve bölgeler içindir. ĠĢsizliği –özellikle uzun süreli- azaltmaya yönelik yeni iĢ sahaları açmayı, mesleki eğitimi ve iĢ sahibi olma konusunda danıĢmanlığı amaçlayan projeler, fon tarafından destek alabilmektedir. Yerel yönetimler de görev alanına giren yerleĢim birimlerine yönelik olarak ve bu amaçları sağlamak için bu fondan yararlanabilmektedirler (Kösecik, 2003: 163). Ülkeler, bu fondan yararlanarak iĢ edindirme projelerine destek alabilmektedirler (KeleĢ ve Mengi, 2013: 56).

Kısaca, adında geçen “sosyal” ibaresinin barındırdığı Ģekilde iĢsizlik ve yaĢam kalitesi ilkelerinin gerçekleĢtirilebilmesine yoğunlaĢan bir kaynağı ifade eden bu fon, Birlik bünyesinde tesis edilen en eski fonlardan birisidir.

AB Bölgesel Kalkınma Fonu (ERDF):

1973 yılında yaĢanan ekonomik kriz ve ekonomilerde yaĢanan yeniden yapılanma çalıĢmaları, üye devletler arasında var olan farklılıkların artmasına yol açmıĢ (Sakal, 2010: 132), bunun üzerine de söz konusu fon oluĢturulmuĢtur. AB‟de bölgesel kalkınma politikası 1975 yılında kurulan bu Bölgesel Kalkınma Fonu aracılığıyla yürütülmektedir. Fonun hedefi, üye ülkelerin bölgesel kalkınma politikalarını desteklemek ve topluluk içinde yer alan geri kalmıĢ bölgelerin kalkınmasına katkıda bulunmak ve bunları yatırımlara teĢvik etmektir. Üye ülkeler bu kapsamda yer alan fondan üretim düzeyleri, iĢsizlik oranları ve bölgesel

Interreg III (sınır ötesi, ülkeler arası ve bölgeler arası yardımlaĢma), Urban II (geri kalan kentsel alanların ve kentlerin sürdürülebilir kalkınması), Leader + (yerel giriĢimler yoluyla kırsal kalkınma ve Equal (emek piyasasının önündeki eĢitsizliklerle ve ayrımcılıkla mücadele) Ģeklindedir (Kösecik, 2003: 164).

farklılıkları çerçevesinde belirlenen alt ve üst limitlere göre yararlanmaktadırlar (Can, 2004: 62-63).

Fon, öncelikli olarak, geri kalmıĢ bölgelerdeki altyapı projelerine (ulaĢım, telekomünikasyon, turizm hizmetleri, sağlık ve eğitim, sınaî kalkınma ve çevre ile ilgili projeler) ve üretime yönelik yatırım projelerine (fabrika ve diğer iĢyerleri binaları, yeni teknoloji, yeni iĢ sahalarının –özellikle küçük ve orta ölçekli iĢyerlerinin- geliĢtirilmesi, turizm, personel eğitimi, araĢtırma ve geliĢtirme ile ilgili projeler) mali yardımda bulunur. Bu fon, üye ülkelerdeki yerel yönetim birimleri tarafından yürütülen veya yerel yönetimlerin görev ve sorumluluk alanlarına giren ve fonun desteklediği öncelikler kapsamına giren projeler için de önemli bir kaynak olarak hizmet etmektedir (Kösecik, 2003: 163). Bölgesel kalkınma fonu içerik itibariyle ele alındığında bir bölgenin ya da ülkenin kalkınmasında temel gösterge olarak görülen unsurların yüksek seviyelerde karĢılanabilmesi için ayrılan bir fondur. Dolayısıyla geniĢleme süreciyle birlikte pek çok özel sorunla mücadele etmek zorunda kalan Birliğin en çok talep gören aracının bölgesel kalkınma fonu olduğunu söylemek sanırım yanlıĢ olmayacaktır. AB‟nin bölgelerarası eĢitsizlik sorununun çözümünde kullandığı araçlara bütünsel baktığımızda (Tekeli, 2010: 634) ilkeler, regülasyonlar (yerindelik, orantılılık, serbest dolaĢım, anti tekelci tutum vb.), bir ya da daha fazla merkezi fon ve bölgesel kalkınma ajansları olarak çeĢitlendiği görülmektedir.

Bu çerçevede kuruluĢ, oluĢturmuĢ bulunduğu diğer fonlar ve Bölgeler Komitesi9 ve bölgesel kalkınma ajansları baĢta olmak üzerefarklı birimler yoluyla da bölgelerin desteklenmesine imkân sağlamaktadır. Tesis edilmeye çalıĢılan ortak bölgesel politikalar, birliğin ekonomikperformansını ve ekonomiketkinliğini olumsuz yönde etkileyecek boyuttaki dengesizliklerin giderilmesi anlayıĢıyla oluĢturulmuĢtur (Elmas, 2006: 162).

9

AB‟nin, bölgesel ve yerel yönetimlerin endiĢelerini gideren ve onların AB yapısı içerisinde temsil edilme isteğine karĢılık, resmi statüde bir “danıĢma organı” olan Bölgeler Komitesi, 7 ġubat 1992‟de imzalanan Maastricht AnlaĢması ile kurulmuĢtur. Bölgeler Komitesi‟nin kuruluĢundaki temel amaç, üye ülkelerin merkez yönetimleri dıĢındaki yerel ve bölgesel yönetimlerinin de Birliğin karar alma sürecine etkide bulunması ve dolayısıyla Avrupa Birliği‟nin ekonomik, sosyal ve siyasal bütünleĢmesinde önemli rol oynamasıdır (Kösecik, 2003: 150).Bölgeler Komitesi, AB içindeki yerel ve bölgesel yönetimlerin temsilcilerinden oluĢan danıĢma nitelikli bir komite olup, hâlihazırda 353 üyesi bulunmaktadır (www.ab.gov.tr, 2015).

“Bölgesel eşitsizlikleri gidermek, dengeli ve sürdürülebilir büyümeyi sağlamak için başta Avrupa Birliği (AB) ülkeleri olmak üzere pek çok ülkede politika ve araçlar geliştirilmiş ve bunlar büyük fonlarla desteklenmiştir. AB‟nde bölgesel gelişmeyle ilgili, sanayi bölgeleri, girişim sermayesi, teknoloji geliştirme bölgeleri, iş geliştirme merkezleri, kümelenmeler gibi araçlar da söz konusudur” (Özerdem ve Demirkıran, 2011: 456).

Özellikleri ve kapsamları değerlendirildiğinde gerek sosyal fonun gerekse de bölgesel kalkınma fonunun AB‟nin üye statüsünde yer alan ülkelere, o ülkelerin bölgelerine yönelik kullanılan araçları ifade ettiği görülmektedir. Ancak daha önce de belirttiğimiz üzere üyeliğe aday olarak kabul edilen ülkelere de Birlik koĢullarına uygunluk sağlanabilmesi, ülkelerin sosyo-ekonomik imkânlarının Birlik genelindeki standartlara yaklaĢtırılabilmesive yapılacak değerlendirmelerde standardizasyonun sağlanabilmesi adına katılım öncesi mali yardımlar yapılmaktadır. Ülke olarak bu statüde yer aldığımız için bu kapsamdaki mali yardımlara kısaca yer vermek uygun olacaktır.