• Sonuç bulunamadı

I. BÖLÜM

1.3. TÜRKĠYE‟DEKĠ KAMU BĠNALARININ YÖNETĠMĠNĠN DĠĞER

1.3.2. Kamu Binalarında Sürdürülebilirlik ve Çevreye Duyarlılık Ölçütler

1.3.2.3. Avustralya: Ulusal Yapı Çevre Değerlendirme Sistemi (The National

Avustralya Hükümeti, ekolojik sürdürülebilir kalkınmayı sağlamak için ihtiyaçlara cevap veren, pek çok strateji ve politika geliĢtirmiĢtir. 1992‟den sonra Ulusal Ekolojik Sürdürülebilir Kalkınmanın Stratejisi‟nin devreye girmesi ile endüstride, toplumsal alanda, koruma gruplarının, bilimsel organizasyonların ve devletin bütün seviyelerinde yoğun bir görüĢ alıĢveriĢi baĢlamıĢtır. Bu doğrultuda ekolojik sürdürülebilir kalkınma kapsamında, Avustralya devlet binaları için açık bir yönlendirme sağlamak amacıyla aĢağıdaki önlemler alınmıĢtır

(

Ecologically Sustinable Development-ESD Desingn Guide, 2007: 6)

:

 Bina planlamasını kısa dönemde gerçekleĢtirmek mümkün görünürken uzun dönemli bir vizyonla yapmak,

 Tüm kararların alınmasında ihtiyatlılık prensibini kullanmak,

 Meseleleri küresel bir yaklaĢımla ele almak. Örneğin enerji verimliliğinde sera gazı azaltmak,

 Sağlıklı kapalı ortamlar temin etmek,  Performansı raporlamak

Avustralya‟da hizmet veren Ulusal Yapı Çevre Değerlendirme Sistemi, mevcut binaların (ticaret ofisi ve konutlar) çevresel performansını değerlendirmek için sonuca dayalı yaklaĢımı kullanır. NABERS, Avustralya Hükümeti tarafından endüstri alanında rol alan hissedarların görüĢlerine dayanılarak geliĢtirilmiĢtir. NABERS birim olarak, mevcut binaların faaliyetlerinin etkilerini ölçecek araçları kullanarak performans ölçümünü yapar. Örneğin binalardaki su kullanımın ölçümüne dayalı performans değerlendirmesi yapılmakta ve su tüketimindeki tasarrufun sağlanmasına göre en az bir yıldız, en iyi bina performansına göre beĢ yıldıza kadar verilmektedir

(

Ecologically Sustinable Development-ESD Desingn Guide, 2007: 7)

.

62

1.3.3. Binaların Profesyonel Bir AnlayıĢla Yönetilmesine Katkı Sağlayan Varlık Yönetimi (Asset Management) Sistemi

Binaların üretimi sürecinde ve kullanımı sürecinde etkin olan kurum ve kuruluĢlardan bahsedilmekle birlikte, özelikle binaların yönetiminde çok yaygın olan varlık yönetimi veya tesis yönetimi anlayıĢı da, kamu binaları açısından değerlendirilmesi gereken önemli bir husustur. Varlık yönetimi özel sektörde çok fazla kullanılan bir sistemdir. Kamuda ise ABD, Ġngiltere veya Almanya gayrimenkulleri değerlendirme sürecinde varlık yönetimi sistemi ile eldeki maddi duran varlıkların etkin Ģekilde yönetilmesine dönük modern çözümler geliĢtirmektedirler.

Varlık yönetiminin kurumsal anlamda bir boyutu „Facility Management‟ olarak tanımlanan bina ve tesis yönetimi kavramıdır. Yurt dıĢında profesyonel bir bilim dalı olan bina ve tesis yönetimi konusunda ülkemizde henüz çok fazla bilinmemektedir. Facility Management konusunda dünyada IFMA (International Facility Management Association) olarak bilinen dernek söz sahibi olup, oluĢturdukları anayasalarında; “IFMA istisnai hizmetler, ürünler, kaynaklar ve imkânlar sağlayarak tesis yönetimi konusunda profesyonel rehberlik yapmak ve bunu geliĢtirmek için varolan üye merkezli bir dernektir. Üyelerinin desteğini alarak, IFMA mükemmellik, araĢtırma ve standartlar geliĢtirme eğitim yoluyla hükümet iliĢkileri, liderlik fırsatları, yayıncılık tesis yönetimi mesleğini teĢvik etmeyi amaçlamaktadır” Ģeklinde amaç ve hedeflerini belirtmektedir (International Facility Management Association- IFMA Constitution, Par.4)

.

Varlık Yönetimi programı; stratejik hedefler, varlıkların, sayısal durumu ve performans ölçütleri, varlıklar ile ilgili hedeflerin ne kadar iyi karĢılandığı, performansa iliĢkin öngörü yetenekleri, entegrasyonu sağlamaya dönük veritabanları, niteliksel sorunların dikkate alınması, bütçe süreci ile kurulan bağlantılar, analizlerde fen bilimleri ve ekonomik araçların kullanılması, bütün bu çalıĢmalar neticesinde yararlı ve etkili bir Ģekilde sunulan çıktılar sağlanması, devamlı geri besleme yapılması unsurlarından oluĢan bir süreçtir

(

Asset Management Owerview, 2007: 7)

.

Facility Management ile ilgili olarak IFMA tarafından eğitimler verilmekte ve sertifika programları düzenlenmektedir. CFM (Certificated Facility Management)

63

olarak bilinen sertifikayı almak için belirlenen iĢletme ve bakım, gayrimenkul, insan ve çevre faktörleri, plan ve proje yönetimi, bina ve tesis iĢleri, insan ve çevre faktörleri, kalite ve değerlendirme, iletiĢim olmak üzere toplam sekiz alanda yeterliliklerinin sağlanması amaçlanmaktadır (IFMA‟s Certified Facility Manager Brochure, s.4).

ĠĢletme ve bakım ile bina/tesisin gerekli tüm iç ve dıĢ bakımı, bina sistemleri için tesis ihtiyaçlarının değerlendirilmesi, yeni bina sistemlerinin tavsiye edilmesi, bina iĢletilmesinden doğan kazancın yönetilmesi, bakım ve iĢletme iĢleri ile ilgili politikaların belirlenmesi, tesis ile ilgili pratiklerin ve prosedürlerin kurulması, bakım iĢlerinin zamanında yapılması ve bunların aksaklıklarına karĢı acil durum prosedürlerinin geliĢtirilmesini içermektedir (Baldry, 2003: 16).

Varlık yönetiminde sistemik olarak kullanılan fonksiyonları Ģu Ģekilde saymak mümkündür (Lapa Conference, 2007: 8): - Ġleriye dönük planlama - Sermaye planlaması - Bakım planlaması - Bütçe iyileĢtirmesi - Risk Yönetimi - Sağlık ve güvenlik

Varlık Yönetiminin planlanmasının yararlarını ise Ģu Ģekilde sıralamak mümkündür (Lapa Conference, 2007: 9):

 Mali öngörülebilirliğin (faaliyet harcaması, sermaye harcaması ve geliri) sağlanması,

 ġirketlerin stratejik ve master planlarını yapmak suretiyle tesislerin bir düzene sokulması,

 Tesislerin yaĢam döngüsünü optimize etmek için bakım planlaması ve öngörülebilirliğinin yapılmasını sağlaması,

 Pozisyon tanımları arasında varlık mülkiyetinin de belirlenmiĢ olması,

 Tutarlı bir biçimde etkili raporlama ve analizleri sağlayan araçların oluĢturulması,

64

Kamu yönetimine ait varlıkların daha iyi bir Ģekilde yönetilmesine iliĢkin olarak Ġngiltere‟de önemli çalıĢmalar yapılmıĢtır. Ġngiltere‟de modern anlamda kamu hizmetlerinin sunulmasında ihtiyaç duyulan arazi ve binaların, daha iyi bir model Ģeklinde yapılandırılacağı ve değerlendirileceği yönünde çalıĢmalar baĢlatılmıĢtır. Bu anlamda Ġngiltere‟de hizmet sunan bütün kurumlar ve yerel yönetimlerin kapsamlı bir varlık yönetimi planı yapmalarını ve bunların yönetim kurulu veya üst düzey yönetim seviyesinde sahiplenilmesi hedeflenmektedir (Lyons, 2004: 4).

Bu Ģekilde yapılacak plan neticesinde atıl durumdaki varlıklar tespit edilecek ve sermayeye çevrilecek, boĢ durumdaki varlıklar yeni yatırımlarda kullanılmak üzere satılacak, mevcut varlıkların mülkiyetini ve güvenliğini sağlanacak, bunların farklı amaçlarla kullanımı için yeni kaynak ve tecrübelerden yararlanılacak veya hiç kullanılamıyorsa riskini bertaraf edecek iĢlemler yapılacaktır.

1990‟lı yıllardan itibaren Ġngiltere‟de devlet yeni yatırım planlarının etkinliğinin geliĢtirilmesinde olduğu gibi, kamu sektöründeki varlık tabanını geliĢtirmek için bir dizi, birbiriyle bağlantılı çalıĢma yapmıĢtır. Bu çalıĢmalar içerisinde ilk olarak 1997 yılında Ulusal Varlık Kaydı (National Asset Register) çalıĢması yapılmıĢ ve 2001 yılında veriler güncellenmiĢtir. Daha sonra Kurumsal Yatırım Stratejileri (Departmental Investment Strategies) oluĢturulmuĢtur. 1998 yılından önce, kamu sektörü, yatırım programlarının yönetimi ve yeni yatırımın kamu hizmetine sunulmasında etkin bir katkı sağlamaktan yoksundu. Kurumsal Yatırım Stratejisi ile sermaye bütçelerini dağıtmak ve hedefleri bir araya getirmek ve sunulan yeni yatırımların parasal değerleri ile ilgili hedeflerin nasıl baĢarılacağını açıklamaktadır. Kurumsal Yatırım Stratejisi ile ortaya konulan en önemli gerçek, varlık kazancını geliĢtirmektir.

Ġngiltere Hazinesi tarafından 2007 yılında yapılan bir çalıĢmada, hükümetin kendi mülkiyetinde bulunan varlıkların toplam tutarı 337 Milyar Pound olarak hesaplanmıĢtır. Ulusal varlık kaydı içerisinde kayıtlı 19 adet kurum arasında 93 Milyar Pound ile Savunma Bakanlığı zirvede yer almıĢtır. UlaĢtırma Bakanlığı 81 Milyar Pound ile ikinci sırada, Sağlık Bakanlığı ise 40 Milyar Pound ile üçüncü sırada gelmektedir. Bu yapılan çalıĢmada, hükümete ait maddi duran varlıklar hesaplamaya alınmıĢtır (National Asset Register, HM Government, 2007: 9; BBC News, Par.1-3). Ancak yapılan hesaplama yerel yönetimlere ait varlıklar dahil

65

edilmemiĢtir. Bunun ile ilgili olarak ise Aralık 2003 yılında yapılan bir araĢtırmada yerel yönetimlerin elindeki varlıkların toplamı 383 Milyar Pound olarak hesaplanmıĢtır. Yani varlıkların yarısından fazlası yerel yönetimlere aittir.

Kamu sektörünün mevcut maddi duran varlıklarının büyük bir bölümü, iskân, yollar ve okullar gibi yerel yönetimlerin alt yapı çalıĢmalarına ayrılmaktadır. Bunlar arasında Savunma Bakanlığına ait binalar, araziler yanında uçak, silah vb. teçhizatlar ile ikinci büyük sahayı oluĢturmaktadır. UlaĢım ve sağlık da dâhil bu dört kamu sektörü alanı varlık tabanının % 80‟ini oluĢturmaktadır. Bu hesaplamalar içerisinde maddi duran varlıklara iliĢkin antika ve sanat eserleri vb. her türlü çalıĢma bulunmaktadır (Lyons, 2004: 19).

Ayrıca Ġngiltere Hükümeti varlık yönetimi ile ilgili 2004 yılında baĢlattığı bir çalıĢma ile 2004 yılı harcamalarının gözden geçirilmesi neticesinde 2010 yılına kadar kamu varlıklarından 30 Milyar Pound tasarruf edeceği hedefini ilan etmiĢtir. Bunun için savunma, ulusal sağlık, adalet, özel sektördeki yeni yatırım imkânları, vb. alanlarda acilen planlama yapılması hedefi konulmuĢtur. Ġngiltere‟de bu Ģekilde varlıkların envanterinin çıkarılması ile kamu yönetiminde verimlilik ve etkinliğin artırılması hedeflenmiĢtir. Aynı Ģekilde 2001 yılından itibaren yerel otoritelere, Varlık Yönetimi Planları‟nın (Asset Management Plans) hazırlanması zorunlu kılındı.

Varlık kazancını geliĢtirmek için kurumların kendileri tarafından belirlenen hedefler doğrultusunda stratejiler geliĢtirmesi amaçlanmaktadır. Bu doğrultuda örneğin Ġngiltere Adalet Bakanlığı, hedef olarak, mahkeme salonlarının fazla kullanım kapasitesini % 10 azaltmak suretiyle, mahkemelerin sığınma amaçlı temyiz mahkemeleri olarak kullanılmasını sağladı ve artık mülklerin tasarrufu ile rasyonel Ģekilde kullanımını hedefledi (Lyons, 2004: 25). Yine Londra‟da mülk kiralama ya da farklı sözleĢmeler yoluyla yaklaĢık 205 milyon m² saha mevcut durumda merkezi yönetim tarafından tasarruf edilmektedir ve bunlardan 1,9 milyon m² si Londra‟nın merkezinde bulunmaktadır. Hükümetin yeniden iskan stratejileri ve etkinlik planları 2004 yılında açıklandığında, yaklaĢık 450.000 m² saha gerekli olmayacağı için yeni tasarruf alanları oluĢturulması sağlanacaktır (Lyons, 2004: 32).

66

1.3.4. Diğer Ülke Uygulamalarının Türkiye’deki Bina Yönetim Süreçleri Ġle