• Sonuç bulunamadı

Kosova'da çatışmalar başladığında Batılı ülkeler bunun yayılmasını önlemek üzere harekete geçmişlerdir. Kosova'da kanlı olaylar baş gösterince BM Güvenlik Konseyi'nin 31 Mart 1998 tarihli 1160 sayılı Kararı ile Kosova dâhil Yugoslavya Federal Cumhuriyeti'ne silah ambargosu uygulanmasını talep etmiştir. Ayrıca YFC ve Kosovalı Arnavutlara çağrıda bulunularak soruna siyasi bir çözüm bulmaları istenmiştir.

AB ise Yugoslavya uçaklarının AB havaalanlarına inişini yasaklamış ve hava ambargosu uygulamaya başlamıştır.

AB Konseyi, Milosevic’in politikası nedeniyle mülteci konumuna düşen ve evlerini kaybeden binlerce kişinin içinde bulunduğu kötü durumu iyileştirmek amacıyla

478 KENAR, s. 447.

479 KENAR, s. 447.

Kosova’daki zorla sınır dışı etme, şiddet ve ölüm kampanyasını sona erdirmesi ve uluslararası toplumun taleplerini kabul etmesi için FRY Cumhurbaşkanı ve yönetimine en yüksek düzeyde baskı uygulanması konusunda desteğinin devam ettiğini belirtmiştir.480 Ayrıca Konsey, uluslararası insani kuruluşların ve özellikle UNCHR’nin çabalarını takdir etmiştir.

Avrupa Birliği Kosova'nın imarında önemli bir rol oynamıştır. 1999'da Avrupa Komisyonu Kosova Krizi mağdurlarına acil insani yardımda bulunulması amacıyla 378 milyon euro, daha sonra savaşın hemen ardından başlayan imar programları için de 127 milyon euro tutarında kaynak ayırmıştır. Avrupa Birliği, Kosova için 2000 yılında 360 milyon euro, 2001'de ise 350 milyon euro tutarında yardımda bulunmuştur. FRY’ne petrol ve petrol ürünleri satışının yasaklanmasının uygulanması konusunda ortak bir davranış izlenmesine karar verilmiş ve üye ülkelerin AB tarafından uygulanan petrol ambargosuna katılma niyetini içtenlikle karşılamış ve üçüncü ülkeleri aynı davranışta bulunmaya davet etmiştir.481

AB Konseyi, Kosova Krizi sırasında Makedonya ve Arnavutluk’un konumlarını hesaba katmış ve Milosevic rejimi tarafından Kosova’da yürütülen etnik temizlik kampanyasının bir sonucu olarak komşu devletlerin yükünün hızla arttığını, bu dönemde Kosova’dan gelen büyük miktarda mülteci ile ilişkilerinde yaptıkları fedakârlıkları nedeniyle minnettar olduklarını açıklamıştır. Konsey, iki ülke hükümetlerinin izlediği politikaların, bölgedeki barış ve istikrar için ve uluslararası toplumun, bütün mültecilerin güvenlik içinde Kosova’ya geri dönüşlerine olanak sağlayacak siyasal çözümü sağlamak için gösterdiği çabalara önemli katkı oluşturmaya devam ettiğini belirtmiştir.482 Konsey, Kosova krizinin, en fazla etkilenen bölge ülkelerindeki ekonomik sonuçlarına ilişkin olarak mümkün olan en kısa sürede bir rapor sunarak, krizin getirdiği yükler nedeniyle, iki ülkeye gerekli olan ekonomik ve mali yardımı sağlamaya devam edeceği konusunda kararlılığını belirtmiştir.483

Kosova'daki savaş ve NATO'nun Mart-Haziran 1999 dönemlerindeki bombalama kampanyaları Balkanlarda politik ve ekonomik yansımaları söz konusu olmuştur. Avrupa'da istikrara bir tehdit algılanması ve bir mülteci krizinin yaşanması

480 UN Security Council Resolution 1551, 9 July 2004, s. 1.

481 UN Security Council Resolution 1551, 9 July 2004, s. 1.

482 UN Security Council Resolution 1551, 9 July 2004, s. 3.

483 UN Security Council Resolution 1551, 9 July 2004, s. 3.

Avrupa Birliği'ni Kosova Krizi konusunda harekete geçirmeye zorlamıştır.484 AB, Avrupa’da siyasal birliği sağlamanın yanında, güvenliğin ve istikrarın da sağlanması amacıyla bir takım girişimlerde bulunmaktadır. Bu girişimlerden biri de Güneydoğu Avrupa İstikrar Paktı’dır. Avrupa’da güvenlik arayışlarının bir devamı da, AB ülkeleri ile Güneydoğu Avrupa ülkeleri ve bölgede yer almayan bazı ülkeler ile uluslararası güvenlik kuruluşları arasında imzalanan Güneydoğu Avrupa İstikrar Paktı’dır.

Güneydoğu Avrupa İstikrar Paktı ile Avrupa’da bir süreç başlatılmış, bölgede Güneydoğu Avrupa Çok Uluslu Barış Antlaşması imzalanmış ve Güneydoğu Avrupa Barış Tugayı oluşturulmuş ve ayrıca, Güneydoğu Avrupa Savunma Bakanları Süreci başlatılmıştır. Güneydoğu Avrupa İstikrar Paktı, AB’nin çağrısı üzerine, 10 Haziran 1999 tarihinde, Köln’de yapılan konferansta toplanan, AB Dışişleri Bakanları, Arnavutluk, Bosna-Hersek, Bulgaristan, Hırvatistan, Macaristan, Romanya, Rusya Federasyonu, Slovenya, Makedonya Cumhuriyeti, Türkiye. ABD, Kanada ve Japonya Dışişleri Bakanları, AGİT Başkanı, Avrupa Konseyi Temsilcisi, BM Temsilcileri, UNHCR, NATO, OECD, BAB, IMF, Dünya Bankası, Avrupa Yatırım Bankası, Avrupa Yeniden Yapılanma ve Gelişme Bankası, Royamount Süreci Temsilcileri, BSEC, SECİ ve Güneydoğu Avrupa İşbirliği Paktı (South East Europe Cooperation Pact: SEECP) tarafından kabul edilmiştir.485

İstikrar Paktı, Güneydoğu Avrupa’da barış, demokrasi, insan hakları, ekonomik refahın geliştirilmesi amacıyla oluşturulmuştur. Paktın amaçları; gerginlik ve krizlerin önlenmesi, ülkeler arasında ikili ve çokuluslu anlaşmalar yapılması, mevcut veya potansiyel çatışmaların üstesinden gelinebilmesi için gerekli tedbirlerin alınması; serbest ve hakkaniyete uygun seçim yapılması, ulusal azınlıklara mensup kişilerin hakları dâhil olmaz üzere temel özgürlükler ve insan haklarına saygının sağlanması; hukuk düzeninin, yargı bağımsızlığının ve basın özgürlüğünün sağlanması, yolsuzlukla mücadele edilmesi ve sivil toplumun güçlendirilmesi, Helsinki Nihai Senedinde yer alan prensiplere uyulması, bölgede bulunan ülkeler arasında iyi komşuluk ilişkilerinin geliştirilmesi, AGİT’in güven ve güven arttırıcı tedbirlerini uygulaması için gerekli olan milli tedbir ve mekanizmaların oluşturulması; belgede bulunan ülkelerin çok uluslu ve etnik yapı farklılıklarının, ayrıca azınlıklarının korunması; makro politikalar, açık pazar ekonomisi,

484 UN Security Council Resolution 1551, 9 July 2004, s. 4.

485 ODMAN, s. 68.

dış ticaret, özelleştirme, özel sektör yatırımları, etkin ve şeffaf gümrük ve ticaret düzenlemeleri hazırlayarak pazar ekonomisinin oluşturulması; bölge ülkeleri ile diğer ülkeler arasında ekonomik işbirliğinin geliştirilmesi; organize suçlar, yolsuzluk, terörizm, suç ve yasa dışı faaliyetlerle mücadele edilmesi; savaş, iç çatışmalar, baskı ve zulümden kaynaklanan nüfus hareketlerinin engellenmesi, mültecilerin ve yerlerini terk etmek zorunda kalan kişilerin evlerine dönmelerinin sağlanması şeklinde tespit edilmiştir.486

İstikrar Paktı’nın 11. paragrafında, Güneydoğu Avrupa'da kalıcı barış ve istikrarın, FRY'nde demokratik prensipler ve değerlerin uygulanması ile sağlanabileceği vurgulanmış, ayrıca FRY'nin, İstikrar Paktı’nın tam ve eşit üyesi olduğu belirtilmiştir.487

İstikrar Paktı’nın amaçlarına ulaşması için çalışma masaları oluşturulmuştur.

Çalışma masalarından birincisi, demokratikleşme ve insan hakları masası; ikincisi, ekonomik yapılanma, gelişme ve işbirliği masası, üçüncüsü ise güvenlik masasıdır. Bu çalışmaların AGİT Başkanı ile danışmalarda bulunulduktan sonra, AB tarafından atanacak olan bir Özel Koordinatör yönetiminde yürütüleceği, Özel Koordinatörün yapılan çalışmalar hakkında AGİT'e belirli aralıklarla gelişme raporları sunması öngörülmüştür. Bu çalışma masalarına, İstikrar Paktı’na taraf olan ülkeler ile uluslararası kuruluş temsilcilerinin katılacağı hükme bağlanmıştır.488

Demokratikleşme ve İnsan Hakları ile ilgili Çalışma Masasının görev alanı;

demokratikleşme, insan hakları, ulusal azınlıklara mensup kişilerin haklarının korunması, serbest ve kitle iletişim araçları, sivil toplumun yapılandırılması, hukuk düzeni, hukukun uygulanması, kurumsal yapılanma, etkin ve iyi yönetim, sınır geçişleri ile ilgili ortak kuralların saptanması ve uygulanması ve mülteciler ile yerlerini terk eden kişilerin korunması ve bu kişilerle ilgili sorunlar şeklinde belirlenmiştir.489

2000 yılında AB üye ülkeleri, Arnavutluk, Bosna-Hersek, Hırvatistan, Makedonya, Slovenya, Yugoslavya Federal Cumhuriyeti, AB Komisyonu, ODGP Yüksek Temsilcisi, BM Genel Sekreteri özel temsilciliği, Güneydoğu Avrupa İstikrar

486 ODMAN, s. 69.

487 ODMAN, s. 69.

488 ODMAN, s. 70.

489 ODMAN, s. 70.

Paktı Koordinatörlüğü ve Bosna-Hersek Yüksek Temsilciliğinin hazır bulunduğu Zagreb Zirvesi'nde Batı Balkanlar için istikrar ve ortaklık süreci başlatılmıştır.

AB'nin Yugoslavya Krizinin çözümüne yönelik çabaları, krize arabuluculuk etme konusunda hızlı hareket etmesi nedeniyle dikkat çekicidir. Buna ek olarak, bu dönemde, AB'nin ortak bir dış politika ve güvenlik politikası yönünde anlaşmaya vardığı Maastricht Antlaşmasının görüşmeleri devam ederken, Slovenya ile Federasyon arasında imzalanan Brioni Antlaşması, Avrupa'da siyasal işbirliğinin ilerlediğinin belirtisi gibi ve bir anlamda da AB'nin başarısı gibi görülmüştür.

AB'nin, Hırvatistan ve Bosna-Hersek savaşlarında etkili bir politika izlemede başarısız olması, ortak bir savunma ve dış politika geliştirilmesinin ardından ortaya çıkan Kosova krizinde bile krizle başa çıkmada yetersiz olması, ABD'nin askeri konulardaki üstünlüğünü bir kez daha ortaya çıkarmıştır. Bosna-Hersek ve Kosova'da barışın esas teminatçısı NATO ve ABD olmuştur. AB ülkeleri Bosna-Hersek ve Kosova kriziyle başa çıkma kapasitesine sahip olmalarına rağmen, askeri güç kullanma konusunda karar almada engellerle karşılaşılmıştır. ABD'nin yardımına ihtiyaç duymuşlardır. Dolayısıyla sorun bir kapasite meselesi değil, karar vermede etkili olacak egemen bir güce ihtiyaç duyma meselesidir.490

Kosova'daki çatışmalar Avrupa Birliği'nin çatışmaları önlemedeki kusurlarını ve askeri harekât yapma yetersizliğini gözler önüne sermiştir. Avrupa'da barışı ve güvenliği tesis etmek Avrupa entegrasyonunun temelini oluşturduğundan AB, kriz yönetimindeki rolünü güçlendirme gereksinimi duymuştur. Bu bağlamda Kosova Krizi AB için bir tecrübe olmuştur. AB'nin siyasal yetersizliğinin vurgulandığı bu krizden sonra, daha uzun süre gerçekleşemeyeceği düşünülen Avrupa Savunma Kimliği’ne yönelik çalışmalar hız kazanmıştır. AB, CFSP'ne güç kazandırmak amacıyla, yüksek düzeyde bir temsilci olarak Javier Solana'yı atamıştır ve bir politika planlama ve erken uyarı birimi oluşturmuştur.491

BM’in olduğu gibi, AB’nin de Yugoslav savaşlarını sona erdirerek sürekli bir barışın sağlanmasında başarısız olmasının temel nedeni, kurum içerisinde anahtar konumda olan üye devletlerin ulusal çıkarlarının çatışmasıdır. Tarihsel miras ve siyasal

490 KENAR, s. 413.

491 KENAR, s. 413.

olarak başka yöne yönelmeler, AB’nin ortak dış politika izlenmesi teşebbüslerini başarısızlığa uğratmıştır. Bu nedenle AB kısa süre içerisinde Alman-Fransız rekabeti nedeniyle kutuplara ayrılmış, Sırbistan ve Karadağ’a yönelik alınması gereken önlemler konusunda işlemez hale gelmiştir.492

AB’nin Yugoslavya krizindeki başarısızlığının diğer bir nedeni de, üye devletlerin Yugoslavya’ya yönelik ulusal çıkarlarını güncelleştirme döneminde ve aşamasında krizin ortaya çıkmış olmasıdır. Yugoslavya’nın Batı güvenliği için stratejik önemi, Soğuk Savaş dönemine oranla azaldığından, Yugoslavya’nın, bireysel olarak Avrupa devletleri için önemi belirsiz bir durumda kalmıştır. Bu dönemde Batı Avrupa, komünist tehditten siyasal bütünleşmeye yönelmiş: Yugoslavya, Maastricht ile SSCB arasında dağılma ve birleşme süreçleri arasında, krize yakalanmıştır. Böylece, Soğuk Savaşın sona ermesiyle birlikte, bireysel olarak AT devletleri ulusal çıkarlarını yeniden düzenlemek durumundaydılar ve bu nedenle Yugoslavya’da askeri politika izlenmesi konusunda hızlı hareket edememişlerdir.493