• Sonuç bulunamadı

ESME SAYILARINA GÖRE RÜZGAR GÜLÜ

YAKIT TÜRÜ

C.3. Atmosferik Kirlilik :

C.3.1. Ozon Tabakasının İncelmesinin Etkileri :

Ozan tabakasının en büyük özelliği, tüm canlı varlıkları , doğal kaynakları ve tarımsal ürünleri olumsuz yönde etkileyen morötesi radyasyonu yani güneşin ultraviyole ışınlarını absorbe etmesidir.

Ozonun büyük bölümü dünya yüzeyinden itibaren 20 ila 50 Km yükseklikte bulunmaktadır. En yüksek ozon konsantrasyonlarına 20 ila 25 Km’ler arasındaki yükseklikte rastlandığından, bu bölgeye stratosferik ozon tabakası ve koruyucu ozon tabakası denilmektedir.

Ozon yoğunluğunun ultraviyole ışınlarını tutma görevini yapamayacak kadar azalması

“ozon tabakasının delinmesi” olarak tanımlanmaktadır.

Bu incelmenin başlıca sebebi insan yapımı klor/bromlu bileşimlerdir. Bunlar arasında soğutucular da, köpüklemede, aerosellerde, endüstride temizleme amacı ile çözücü olarak kullanılan kloroflorokarbonlar ile yangın söndürmede yaygın olarak kullanılan halonlar en zararlı kimyasal maddelerdir. Bu maddeler kimyasal açıdan oldukça zararlı maddelerdir ve stratosfere kadar bozulmadan ulaşmaktadır.

Ozon tabakasının incelmesinin insan sağlığı üzerinde olumsuz etkileri vardır. Bu etkiler, deri kanserleri, bağışıklık sisteminde değişiklik, deniz organizmalarının yaşam döngülerinde değişiklik ve iklimde önemli ölçüde değişiklikler meydana gelmesidir. İlimizde ozon tabakasının incelmesine neden olan kloraflorakarbon gazlarının ölçümleri yapılamamaktadır.

C.3.2. Asit Yağmurlarının Etkileri :

Çeşitli endüstriyel faaliyetler, konutlarda ısınma amaçlı olarak kullanılan yakıtlar, fosil yakıtlara dayalı olarak enerji üreten termik santraller ile egzoz gazları havayı kirletmekte ve kükürtdioksit, azotoksit, hidrokarbon ve partikül madde yaymaktadır. Havada 2-7 gün asılı kalabilen bu kirleticiler, su partikülleri ile tepkimeye girerek asit meydana getirmekte ve yağmurlarla birleşerek yeryüzüne asit yağmurları olarak inmektedir.

Asit yağmurları, yüzey sularında kalsiyum, magnezyum, sodyum, potasyum, sülfat, alimümyum, mangan, demir, çinka konsanrasyonlarının artışına, Ph değerlerinin düşmesine neden olur. Asitleşme, su ekosistemlerindeki tüm canlıların olumsuz etkiler. PH değeri düştükçe, fitoplankton türlerinin kompozisyonu değişmekte, hatta bazı canlıların ölümüne neden olmaktadır. En büyük etki ise ormanlar üzerinde görülmektedir. Asidik yağışlar ağaçların yapraklarındaki büyümeyi ve gelişmeyi engellemektedir.

C.4. Hava Kirleticilerinin Çevreye Olan Etkileri : C.4.1. Doğal Çevreye Olan Etkileri :

C.4.1.1. Su Üzerine Etkileri :

Kükürtoksitler ve azotoksitler gibi hava kirliliği yaratan pek çok atmosferde bulunan su partikülleri ve diğer bileşenlerle tepkimeye girerek HB2BSOB3 B , HB2BSOB4B ve HNOB3B oluştururlar.

Bunlar yeryüzüne yağmur ve kar şeklinde ulaşmaktadır. Asit yağmurları toprakta bulunan alimünyumu çözerek içme sularına karışmasına ve içme suyunun kalitesinin bozularak toksik olmasına neden olurlar. Göl ve akarsularda da asit dengesini bozarak tüm canlıları etkilemekte hatta bazı türlerin ölümüne neden olmaktadır.

C.4.1.2. Toprak Üzerine Etkileri :

Çeşitli endüstriyel, egzoz ve ısınmadan kaynaklanan gazlar topraklara ve üzerindeki bitkilere, doğal vejetasyona ve toprağın yapısına etki etmektedir. Havaya verilen gazlar içinde SOB2B başta olmak üzere NOx, HF ve HC gibi kirletici emisyonlar ve oluşturduğu asit yağmurları bitki ve toprak üzerinde zararlı etkilerini göstermektedir. Özellikle asidik yağışlar ağaçların büyümesini ve gelişmesini engellemekte ve toprak kalitesinde azalmaya yol açmaktadır.

56 C.4.1.3. Flora ve Fauna Üzerine Etkileri :

Hava kirleticilerinin en çok etkilediği bitki organı yapraklardır. Stomalardan yaprağa giren SOB2B ve HC gibi asit özelliğindeki kirleticiler, yaprak dokusunun zarar görmesine ve yaprak yüzeyinde yanıkların oluşmasına neden olmaktadır. Bitkilerde görülen diğer etkiler ise; kloroplastların sayısında azalma ile renk solması ve sararma, dış epidermal tabakanın tahribatı neticesinde yaprak yüzeylerinin parlaklaşması veya yüzeyde benekleşme şeklinde fiziksel etkiler veya mekanizmalarında aksaklıklar gibi fizyolojik ve biyokimyasal etkiler olarak sıralanabilir.

C.4.1.4. İnsan Sağlığı Üzerindeki Etkileri :

Hava kirliliği, günümüzde insan sağlığını önemli ölçüde tehdit etmektedir. Özellikle endüstriyel bölgelerinde, egzoz dumanının yoğun olduğu alanlarda ve meterolojik faktörlerin yetersiz olduğu kesimlerde yoğun bir şekilde hava kirliliği yaşanmaktadır.

Kirli hava insanlarda solumun yolu hastalıklarının artmasına neden olmaktadır.

Havada bulunan kurşun, kan hücrelerinin gelişmesini ve olgunlaşmasını engellemekte, kanda ve idrarda birikerek sağlığı olumsuz yönde etkilemekte, Karbonmonoksit ise, kandaki hemoglobin ile birleşerek oksijen taşınmasını aksatmaktadır. Bununla birlikte kükürtdioksit’in üst solumun yollarında keskin, boğucu ve tahriş edici etkileri vardır.

Hava kirliliğinin direk insan sağlığına etkileri kirliliğe maruz kalınan süre ve yoğunluk ile ilgili nüfusunun genel sağlık durumuna bağlı olarak değişir. Çocuklar ve yaşlılar, solunum ve kadriyovasküler hastalığı olanlar, alerjik olanlar ve egzersiz yapanlar gibi nüfustaki bazı gruplar daha çok risk altında bulunmaktadır.

C.4.2. Yapay Çevreye Etkileri :

Hava kirliliği, çevrenin bir parçası olan eşyalar ve binalar üzerinde de olumsuz etki oluşturur. Havada rutubetin artması sonucunda oluşan asitlerin, binalara ve sanat eserlerine yaptıkları tahribatlar önem arz etmektedir. Ayrıca bina taşlarında aşınmaya ve dış cephelerde kirliliğe neden olarak görüntü kirliliğine yol açmaktadır. Hava kirliliği, troposferde teşekkül eden ozon sebebiyle lastik malzemenin aşınmasına ve yapışkan bir hal almasına, metal malzemelerin kimyasal olarak aşınmasına, çamaşır ve mobilyaların kısa sürede kirlenmesine ve sanat eserlerinin bozulmasına neden olmaktadır.

HAVA (ATMOSFER) VE İKLİM, KAYNAKÇA

-Meteroloji Genel Müdürlüğü, 2004 -İl Mahalli Çevre Kurulu Kararı, 2004

-İl Sağlık Müdürlüğü , 2004, - İl Sağlık Müdürlüğü , 2003 -Niğde Üni. Aksaray Müh. Fakültesi Çevre Müh. Bölümü, Bitirme Tezi, 2000 , -İl Çevre ve Orman Müdürlüğü çalışmaları, 2004

D. SU