• Sonuç bulunamadı

Askeri Bağımlılığın Derinleşmesi Ve Ordu Üzerine Etkileri

OSMANLIDAN 12 MART SÜRECİNE ORDUNUN TARİHSEL GELİŞİMİ VE ORDU SİYASET İLİŞKİLERİ

4. DP DÖNEMİNDE ORDU VE SİYASET

4.1 Askeri Bağımlılığın Derinleşmesi Ve Ordu Üzerine Etkileri

DP döneminde ABD ile geçmiş dönemde kurulan askeri ve siyasi bağımlılık ilişkileri derinleştirilmiştir. Bu dönemde;1952’de BM’de, Fransa’nın Cezayir’de uyguladığı politikaları kınayan karar tasarının aleyhinde oy kullanmaktan;58’de Arap milliyetçilerine karşı Lübnan’daki Hristiyan hükümete destek veren uçakların Türkiye’deki üslerden

448 İba, a.g.e. , s. 164.

449 A. Araklıoğlu, a.g.m. , s. 56.

450 Subayların ekonomik durumu ile ilgili Araklıoğlu, a.g.m. , s. 56–58.

451 Hale, a.g.e. ,s. 94.

452 Kayalı, a.g.e. , s. 65.

453 Ahmad, a.g.e. ,s. 178.

454 20 Ocak 1957’de ihbarcı Kurmay Binbaşı Samet Kuşçu’nun ihbarı ile 9 subay olayı açığa çıkarıldı. Bu subaylar hükümeti devirmeyi amaçlıyorlardı. Subaylar önce tutuklanmalarına karşın sonra beraat ettiler. Ne ki ihbarcı Samet Kuşçu ise iftira ve isyana teşvikten 2 yıl hapse mahkum oldu.

135

havalanmasına izin verilmesine, parlamentonun onayını almadan Lübnan’a asker gönderilmesine, MIT ve CIA arasındaki işbirliğine kadar askeri ve siyasi sahada ABD ve NATO çıkarlarına göre hareket edilmiştir.455

25 Haziran 1950’de Türkiye’nin Kore’ye asker göndermesine mukabil 18 Şubat 1952 de Türkiye NATO’ya girmiştir. Türk ordusunun ABD yörüngesine girişini Türkiye’nin NATO üyeliği daha da hızlandıracaktır. Türkiye tam üye sıfatıyla katıldığı NATO’nun 20–25 Şubat 1952 tarihleri arasındaki Lizbon’daki toplantısında kara ve hava kuvvetlerini güney Avrupa hareket sahası başkanlığına bağlı (SACEUR) yüksek kumandanlığı emrine vermiştir. Deniz kuvvetleri ise Türk genelkurmay başkanlığının emrinde kalmak suretiyle Akdeniz’deki diğer müttefik ülkelerle teşriki mesai halinde olacaktır.

NATO Türkiye açısından hem ABD ile ilişkilerin zemini hem de bir ulusal politika haline gelecektir. “Dışişleri Bakanı Fuat Köprülü 1955 yılında TBMM’nde de Atlantik ittifakı bizim için milli bir politikadır diyecekti.”456 NATO’nun resmi doktrinine göre Türk ordusuna yüklenen görev yalnızca SB tehdidine karşı değil, aynı zamanda içten gelebilecek sol bir tehdide karşı da caydırıcı bir rol oynamaktır. Çünkü Türkiye elindeki araçlarla SB tehdidini önlemeye zaten muktedir değildi. ABD’ye göre komünizme karşı verilecek bir savaşın esas hesaplaşma sahası Avrupa idi. 457

Türkiye’nin NATO’ya üye olmasıyla NATO anlaşmasının 3. maddesine istinaden imzalanan askeri anlaşmalar uyarınca Türkiye’de çok sayıda Amerikan/NATO üs ve tesisi kurulmuştur. 1955‘te ABD’ye verilen İncirlik üssü bu kapsamdadır.458 Bu üs ve tesisler hem fiili olarak hem de yasal olarak Türk genelkurmayının denetim ve kontrolü dışındaydı. Bu tesisler ABD’nin kendi kanun ve kurallarına göre işlemekteydi. Üslerdeki ABD personeline tanınan muafiyet ve imtiyazlar birçok suistimale neden olmuştur. 459 Türkiye’de ABD’ye ait üs ve tesisler NATO anlaşmasının 3. maddesi uyarınca yapılmış askeri ikili anlaşmalara istinaden kurulmaktadır.460 Bu üs ve tesisler tamamen Amerikalıların yönetimi altındadır.

455 1950–57 MİT’e CIA gizlice para gönderdi.1952–74 arasında Amerikan Askeri Yardım Heyeti ile aynı binada faaliyet gösteren özel harp dairesi CIA tarafından vücuda getirildi. Köymen, a.g.e., s. 109.

456 İba, a.g.e. , s. 168.

457 Parlar, a.g.e. ,s. 109.

458 Bu tesisler 1960’lı yıllarda iç politika açısından çok önemli tartışmaları fitilleyecekti.

459 Üslerde çalışan ABD personelinin ihtiyaçlarını temin maksadıyla ülkeye gümrük muafiyetiyle sokulan mallar Türkiye’deki Amerikan pazarlarında kaçak olarak satılıyordu. ABD personelinin posta imtiyazları ise birçok tarihi eserin yurtdışına kaçırılmasına vesile olmuştur. Bu üs ve tesisler Türkiye’de adeta bir küçük Amerika, ülke içinde ülke gibiydi.

460 23 Haziran 1954 tarihli askeri kolaylıklar anlaşmasına dayanarak yapılmış 100’den fazla uygulama anlaşması vardır.

136

Mamafih NATO altyapı programına göre NATO namına Türkiye’de kurulan tesis ve üsler tamamen Türk ordusunun denetimi ve kontrolü altındadır ve Türkler tarafından yönetilir. NATO üs ve tesisleriyle ABD üs ve tesisleri birbirine karıştırılmamalıdır. Fakat NATO’nun da ABD’nin güdümünde olduğu düşünülerse üs ve tesislerin statü farkı dışında öz olarak aynı amaca yani ABD çıkarlarına hizmet ettiği de açıktır.

NATO Türkiye ilişkilerinin Türk ABD ilişkilerinin mecrasına girmesi subay kadrosunda tam bağımsızlığa dayalı dış politikadan uzaklaşma olarak algılanmaya başlandı.461 Türk ordusunun ABD’nin ucuz asker deposu ve ABD’ye bağımlı hale getirilmesi ordu içinde tepki yarattı. Ayrıca askeri yardımların uygulanış biçimleri ve Ankara’daki Amerikan Askeri Yardım Kurumunun hiyerarşiye uygun olmayan davranışlar yoluyla Türk ordusunu kontrol etmeye cehd etmesi de; subay kadrosunda rahatsızlık yaratmıştı.462 Fakat bu rahatsızlıkların ordunun üst kademelerinden ziyade dar bir genç subay grubuyla sınırlı kaldığını da ilave etmek gerekir.

NATO anlaşmasının ordu üzerindeki bir diğer tesiri de Osmanlıdan beri askeri alanda izlenen pragmatist modernleşmeci çizginin terk edilmesidir. Osmanlı ordu modernleşmesinde tek bir kaynak ülke yerine sahasında en iyi ülke tercih edilmekteydi. Deniz Kuvvetlerinde İngiliz, Kara Kuvvetlerinde Alman, Jandarmada ise Fransa model olarak alınmaktaydı. Fakat NATO Anlaşmasıyla ABD ordunun her sahasında yegane model ülke haline geldi. ABD’nin etkisiyle ordunun girdiği yeni modernleşme kanalı ordudaki genç küçük rütbeli subayların önemini artırdı. Eski usule ve yöntemlere angaje yaşlı subayların yeni teknolojiyi izleyebilmeleri güçtü. Ayrıca kurmaylık, yurtdışı vb. gibi yollarla ABD ve NATO süzgecinden geçen yeni jenerasyon subayların profesyonel mesleki kaygıları da artmıştı. Fakat bu kaygıların ordunun siyasallaşmasında ve politik alana duyarlılığında belirleyici bir faktör olduğunu öne sürmek mümkün değildir. Zira askeri müdahaleler salt subayların mesleki-profesyonel kaygılarıyla değil, ülkenin dünya sistemiyle ilişkisi ve ülke içinde sınıfların dizilişine bağlı olarak açıklanabilecek bir olgudur. Mesleki kaygılar subayları güdüleyen bir motif olsa da temel belirleyici değildir.

461 Akyaz, a.g.e. ,s. 49.Fakat bu tepkilerin ordunun bütününe ait olduğu zehabına kapılmamak gerekir. Bu tepkiler ordu içinde marjinal kalmaktadır

462 Akyaz, a.g.e. , s. 51. Hale de NATO’yla ittifakın subayları radikalleştirdiğini öne sürmektedir. ABD güdümünde Türk ordusunun modernizasyonu için bkz. Hale, a.g.e. , s. 91–92.

137