• Sonuç bulunamadı

Aristoteles’te Phronesisin Anlam ve levi

BÖLÜM 1: AR STOTELES ÖNCES FELSEFEDE PRAT K B LGEL K LE

1.1. Phronesis Üzerine Bir Sorgulama

1.1.2. Aristoteles’te Phronesisin Anlam ve levi

Phronesisin tarihsel serüveninde Aristoteles bir dönüm noktas r. Kavram günümüz için onun perspektifi dahilinde anla ld ndan, hem bugünkü anlam , hem de o dönem içerisindeki kullan Aristoteles’i anlamadan anlamak mümkün de ildir. Phronesis kavram n de er, anlam ve tan belirleyici bir konumda kullanan filozof Aristoteles oldu u için kavram n anlam na ili kin etimolojik tahlilden sonra onun phronesisten ne anlad dar s rlar içerisinde sunmakta fayda vard r. Çal mam n bütünlü ü içinde bu kavram zaten tart laca için burada sadece yukar daki çerçeve içerisinde durulacakt r.

Di er taraftan phronesisi Aristoteles’teki kar ile ondan önceki dü ünce dünyas nda anla lan anlamdan ay rmak gerekir. Çal ma boyunca yap lmak istenen tam da budur: Genel ilkeyi özel duruma uygulayabilmek nas l mümkündür? Bu imkân, Aristoteles ile onun öncesindeki dü üncede nas l dile getirilmi tir? Phronesis denilince akla gelen ilk ismin Aristoteles oldu unu ve bu kavram n onun çerçevesinden anla ld biliyoruz. Hatta phronesis MacIntyre’dan hareketle “genel ilkeleri özel durumlara uygulama yetene i veya erdemi” olarak tan mlanmaktad r. Fakat böyle bir ay m yapabilmek, yani Aristoteles öncesi felsefede phronesisin ne oldu unu anlayabilmek için de Aristoteles felsefesinde phronesisin ne oldu unu anlatmak gerekmektedir. Çünkü birçok felsefi kavramda oldu u gibi phronesis için de hem genel, hem de özel olarak tart ma Aristoteles taraf ndan yap lmaktad r.

Aristoteles’in phronesis kavram na ahlak ile ilgili eserleri ba lam nda dört farkl tan m getirdi i söylenebilir. Bu tan mlar n ikisi erdem, üçüncüsü uygulama, dördüncüsü ise phronesisin nitelikleri aç ndand r. Erdemle ilgili ilk tan m Eudemos’a Etik’te yer al r.

24

Buradaki tan mlama onun orta yol ö retisine i aret eder. Buna göre phronesis, a uçlar ‘avanakl k’ ( ) ve kurnazl k ( ) olan bir karakter erdemidir. Karakter erdemleri a uçlar aras nda bir denge olduklar ndan phronesis de bu durumu

aret eden bir erdem olarak sunulur.

Erdemle ilgili ikinci tan m ahlaki eylemlerin ilkesini olu turan tercih ve seçimlere gönderme yapar. Retorik’te bulunan bu tan ma göre “sa görü [phronesis], insanlar n daha önce saym oldu umuz1 iyi ve kötü eylerin mutlulukla ili kisi üzerine ak ll kararlara varmalar olanakl k lan anlay k erdemidir” (Aristoteles, 1997b:65; 1366b). Bu tan mlama, öncelikle erdem olarak kabul edilen eylemlerin belirlenmi olmas art ko ar. Sonras nda ise ahlaki eylemin durumsal karakterinden dolay , hangi eylemin seçilmesiyle iyi ve mutlulu un aç a ç kar lmas n imkân sorgulayan erdeme göndermede bulunur. Yani bu anlam yla phronesis, ahlaki seçimlerimize e lik eden bir tür karar ve tercih yapabilme yetimizi ifade eden erdemdir. Bu da ahlaki alanda erdemin de erini belirleyen önemli bir kavram n tercih oldu unu göstermektedir.

Üçüncü tan m pratikten hareket eder ve phronesis sahibi kimselerin özelliklerinden hareketle kavram tan mlamaya yönelir. Yukar da Aristoteles eti inin pratikle ba lant kurulurken vurgulanan al nt burada tekrar hat rlamak gerekir: “Kimlere akl ba nda [phronimos] dedi imize bakarak akl ba ndal k [phronesis] konusunu ele alabiliriz (Aristoteles, 1997a:117; 1140a). Aristoteles’in burada belirledi i ‘phronimos’, Perikles (M.Ö.490-429)’tir. Ancak Aristoteles, nas l ve neye dayanarak böyle bir belirlemenin yap ld hususunda herhangi bir aç klama getirmez. Bu kapal anlat m, belki de eserin yaz ld dönem içerisinde muhataplar taraf ndan Perikles’in ‘phronimos’ oldu u söylendi inde, bu iddian n apaç k anla lan ve kabul edilen bir söylem olmas ndan kaynaklan r.

Son tan mlama ise bugün de görece daha çok müracaat edilen, kullan lan ve kabul gören tan mlamad r. Burada Aristoteles kavram ahlaki bir zeminde ele almakta ve bir dü ünce erdemi olarak ortaya koyup, ba lam belirlemekte ve hangi niteliklere sahip oldu unu

1

Burada al nt dan önce üzerinde durulan erdemlere, yani eser içerisinde 1362b10-28’e bir telmih oldu u görülmektedir. Burada say lan erdemler ise Nikomakhos’a Etik ve Eudemos’a Etik içerisinde yer alan erdemlere paralel olarak adalet, cesaret, ölçülülük, yüce gönüllülük, görkem gibi erdemlerdir.

25

aret etmektedir. O, phronesisi Nikomakhos’a Etik’in VI. kitab nda bir dü ünce erdemi olarak ortaya koyar ve u ekilde tan mlar: “ nsan için iyi ve kötü eylerle ilgili, ak lla giden, uygulay , do ru bir huy olmas kal yor geriye” (Aristoteles, 1997a:118; 1140b). Bu tan mlama, Aristoteles’in phronesisten ne anlad ve kavram n özelliklerini göstermesi aç ndan önemlidir: Phronesis her eyden önce iyi ve kötü eylerle ilgilidir. Bu onun daima en genel de erlerle birlikte ele al nmas gerektirir. kinci olarak ak lla giden, eylemlerimize e lik eden dü ünsel bir taraf görünmektedir. Üçüncü olarak phronesis her zaman pratiktir ve insan n eylemlerindeki yöneticisidir. Son olarak sonradan kazan labilecek do ru bir huydur. Bunlar n d nda Aristoteles, Nikomakhos’a Etik’te di er dü ünce erdemleri olan sophia (bilgelik), nous (ak l), tekhne (yapabilme yetisi) ve episteme (bilim) ile phronesis terimini kar la rmak suretiyle belirlemeye çal r. Bu kar la rma phronesisin mu lakl ve birçok eyle ilgili olup tan m ve çerçevesinin çizilmesinin zor oldu unu ima etmektedir. Bir dü ünce erdemi olarak phronesis, pratik alanda insan n eylemlerinin nas l gerçekle tirilece ine yöneliktir ve MacIntyre’ n ifade etti i gibi “genel ilkelerin tikel durumlara nas l uygulanabilece ini bilme” (MacIntyre, 2001a:85) yetene idir. Bu belirleme, kavram n özlü bir ekilde dile getirilmesi ve adeta kavram n tan n bir “motto” olarak ifade edilmesidir.

MacIntyre’c phronesis tan ilk planda seçimlerimizin her zaman net olmayaca gibi eklinde bir sakl anlam ta r. Bu sebeple phronesis pratik alanda tercih yapabilme yetisi olarak anla r. Teorik alandaki sa laml k ya da bilginin kesinli i gibi bir kesinlik pratik alanda yoktur ve kararlar tercihlere ba r. Bu durumda genel ilkeyi özel durumlara nas l uygulayabilece imiz konusunda veya çeli en ya da çak an seçimlerimiz konusunda nas l eylememiz gerekti ini phronesis sayesinde bilebiliriz. Her eylem bir kereliktir ve bir daha gerçekle mez. Her eylemin öncesindeki karar ve tercih de bir kereliktir. Ama genel ilke hep ayn kal r.

Aristoteles ahlaki alandaki genel ilkeyi Nikomakhos’a Etik’in ilk cümlesinde ifade eder: “Her sanat ve her ara rman n, ayn ekilde her eylem ve tercihin de bir iyiyi arzulad dü ünülür; bu nedenle iyiyi ‘her eyin arzulad ey’ diye yerinde dile getirdiler” (Aristoteles, 1997a:1; 1094a). Amaç daima eylemlerimizde her zaman iyiyi ortaya karmakt r. Bu eylemler, erdeme uygun oldu u takdirde Aristoteles’in istedi i anlamda iyi ve mutluluk gerçekle ecektir. Ama eylemi gerçekle tirece imiz zemin de ebilir.

26

Bu durumda nerede, nas l eylenilece ini belirleyen erdem, phronesistir. Bu sebeple bir kez daha söylemek gerekirse o bir taraf yla dü ünme, bir taraf yla isteme ve tercih, bir taraf yla da eylem olmak durumundad r. Fakat bunlardan sadece biri de il, belki üçünün birlikte olu turdu u bir erdemdir. Bu sebeple Aristoteles, onu daha önce ifade edildi i gibi di er dü ünce erdemleriyle kar la rma ihtiyac hisseder.

Phronesis ve phronimos, anlam ve fonksiyonlar itibar yla sadece Grek kültür ve co rafyas na ait kavramlar de ildir. Bu kavramlar farkl adland rma ve ekillerde, farkl kültürler içerisinde de bulunmaktad r. Dilimizdeki ‘güngörmü ’ s fat bir anlamda phronimos’a yak n durmaktad r. Aristoteles’e daha yak n zamanl bir örnek ise Konfüçyüs’tür. Konfüçyüs ve Aristoteles’in ahlak alan ndaki dü üncelerini kar la rmal ele alan kimi eserler, Konfüçyüs felsefesindeki ‘junzi’ terimi ile phronimos aras ndaki benzerliklere dikkat çekerler. Buna göre her iki filozof erdeme verilen de er konusunda uzla r. Bu uzla maya Aristotelesçi phronimos terimi de dâhil edilebilir.

Konfüçyüs’e göre junzi, Aristoteles’e göre phronimos, bütün ahlaki erdemlere sahiptir ve sosyal-politik gerçeklikte ahlaki eylemlerin ba ar lmas noktas nda etkilidir (Sim, 2007:24). Paralel bir ekilde ‘phronesis’in Konfüçyüsçü terminolojideki kar ‘yi’dir. Nas l phronesis ideali ahlaki mükemmelli e ve eudaimonia’y içeren bir ya am hedefliyorsa Konfüçyüs’ün yi kavram da Tao için bir araçt r. Konfüçyüs, junzinin yi’ye birincil önceli i verdi ini söyler ve bir kimsenin ‘yi’ olmaks n ancak erdemlerin benzerlerine sahip olabilece ini iddia eder. Örne in ki i fiziksel olarak cesur (brave) olabilir; fakat gerçekte cesur (courage) olmas ‘yi’ olmaks n mümkün de ildir. ‘Yi’, bizim ‘li’ (sosyal normlar)yi prati e dökmemize imkân veren temel e ilimimizdir (basic disposition). ‘Yi’ olmaks n Konfüçyüsçü ahlakl k yaln zca sosyal normlara (li) s ca uymada temellenen bir ahlakç kt r (Gier, 2004:70). Bu belirlemeler, her iki filozof aras ndaki benzerlikleri de göstermektedir. Aristoteles’e göre phronesis ve phronimos, Konfüçyüs’e göre junzi ve yi ahlak n temel kavramlar r. Onlar, erdem anlay lar nda temel erdemleri belirlemekle birlikte, bu erdemlerin hangi durumda ve hangi insan taraf ndan nas l aç a ç kar labilece ini ortaya koyan ve erdemleri ta yan ahlaki bir figür belirleme noktas nda benzer bir yakla ma sahip görünmektedirler. Nas l Aristoteles kendisinden önceki dü ünce gelene inde yer alan cesur olma durumunu

27

Platon ile ortak bir ekilde akli ve durumsal seçimler olmaks n bir erdem kabul etmiyorsa, benzer ekilde Konfüçyüs ayn durumu sosyal norma üzerinde dü ünmeksizin riayet olarak de erlendirmektedir.

Aristoteles öncesi felsefede phronesis kavram yukar da yap lmaya çal lan analizleri kar layacak bir muhteviyata sahip de ildir. Terim, varolmakla birlikte Aristoteles öncesinde daha çok dü ünce ve bilgi merkezli kullan lm r. Fakat yukar da üzerinde durulan problem, etik için hep varl koruyan bir problem olmu tur. Tarih boyunca insanlar seçimlerde bulunarak ahlaki eylemler gerçekle tirmi lerdir. Bu gerçekle en eylemler, phronesis terimiyle de il, ba ka terimler arac yla kar lanm r. O halde denilebilir ki phronesis kavram n Aristotelesçi fonksiyonu, Aristoteles öncesi felsefede farkl kavramlar arac yla ifade edilmi tir. Bu kavramlar ise cesaret ve ölçülülüktür. Burada ad geçen kavramlar, hem Platon hem de Aristoteles’te erdemin türleridirler. Bu aç dan Aristoteles öncesi Yunan felsefesinde ‘erdem’ (arete) temel bir kavramd r. Aristoteles felsefesinde phronesisi de bir dü ünce erdemi olarak ihtiva eden arete kavram , Antik Yunan dünyas nda eylemlerin içeri ini belirlemek ve de erini vermek ba lam nda ahlaki hayat n en önemli kavram olarak ortaya konulabilir. Aristoteles öncesi ahlak felsefesini de arete ba lam nda okumak mümkündür. Erdem mutlulu un kendisiyle gerçekle ti i araçt r. Bu durumda Antikça n mutluluk ve erdem anlay üzerinde durmak gerekir.