• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 2: ARAŞTIRMANIN METODOLOJİSİ

2.2. Araştırmanın Veri Toplama Tekniği

Nitel araştırma geleneğini yöntemi tercih edilmesinin temelinde; insan ve grup davranışlarının ancak esnek ve bütünlüklü bir yaklaşım ve farklı yöntemlerin birlikte kullanılması ile yeterli düzeyde anlaşılabileceğine dair ön kabulümüz yer almaktadır (Yıldırım ve Şimşek, 2005: 38). Bu kapsamda insan davranışlarının açıklanmasında mekânik bir anlayışın ötesinde, bu ilişkiler ağının karmaşıklığı ve çok boyutlu yapısını esas alan, bireyler ya da gruplar üzerinde derinlemesine ve kuşatıcı bir çalışma biçimini öngören nitel araştırma apaçi gençlik üzerine yürütülen bu çalışma için daha esaslı bir veri setine ulaşabilmeye olanak sağlamaktadır. Bu anlamda olgular ve insanların doğası hakkında bir takım genellemelere ulaşmak maksadıyla nicel verilerin sağlamış olduğu kuramsal zemini yeterli kabul eden ve tümdengelimci bir yöntemi benimseyen nicel araştırmadan yararlanılmamıştır (Mil, Yüksel ve Bilim, 2007: vii). Özellikle nicel araştırmanın istatistiksel yorumlama ve sayılar veriler üzerinden birey ve insana dair bakış geliştirme çabasının, pek çok farklı bireysel ve sosyal bileşenin toplamı olan apaçi gençliğin anlaşılmasında istenen tanımlama ve kavrayışı ortaya çıkaramayacağı düşünülmektedir (Altunışık ve diğerleri, 2005: 238).

Nitel araştırma yönteminin bizim çalışmamız açısından bir diğer önemli katkısı, araştırma grubu olarak daha az sayıda kişi ile daha fazla görüşme mesaisi harcamak

suretiyle meselenin detayına nüfuz edebilme olanağı sunmasıdır. Bu açıdan nitel araştırma yöntemi konuyu temsil ettiğine inandığı dar bir toplumsal kesit üzerinden, daha ziyade bireysel tecrübelere özel bir önem atfederek ve bu bireysellik üzerinden kavramsallaştırmalara giderek çalışmanın gerekliliğini kabul etmektedir.

Fenomenoloji ile gömülü teori yaklaşımlarında kullanılan mülakat teknikleri arasındaki farklılıkları sorgulayan Wimpenny ve Gass (Wimpenny ve Gass, 2000: 1485-1492), fenomenolojik yöntemde dayanılan bir felsefi kökenin varlığı ile gömülü teoride süreç işlerken ortaya çıkan teorik temellerin süreci etkilemesi arasında “bir tür dışsallık ve içsellik” (ifade bize ait) farkı olduğunu ifade etmektedir.

Bu araştırmada ise nitel araştırma yönteminin felsefi temelinden ve buna dair geliştirmiş olduğu saha çalışması tekniklerinden istifade edilmeye çalışılmıştır. Nitel araştırma yönteminden üst düzeyde faydalanabilme adına “çoklu teknik kullanımı” tercih edilmiştir. Bu kapsamda (1) derinlemesine mülakat, (2) odak grup, (3) katılımlı gözlem,

(4) doküman inceleme (Film, Fotoğraf, Sosyal Medya Yazışmaları vb.) tekniklerinin

tamamından istifade edilmeye çalışılmıştır. Çoklu teknik kullanımı ile bir taraftan araştırma boyunca elde edilen veri setini güçlendirmek, farklı verilerle ile araştırmaya derinlemesine bir boyut kazandırabilmek, diğer taraftan ise araştırmanın geçerlilik ve

güvenilirlik oranı arttırmak amaç edinilmiştir. (Kümbetoğlu, 2005: 78).

2.2.1. Derinlemesine Mülakat

Derinlemesine mülakat yöntemi daha ziyade antropolojinin veri toplama tekniklerinden birisi olarak kabul ediliyor olsa da günümüzde sosyal bilimlerin neredeyse tamamı bu yöntemi kullanmaktadır. Yöntemin özü açık-uçlu soruların araştırılan bireye sorulması, elde edilen cevapların yazılı fakat tercihen sesli yahut görüntülü şekilde dinlenerek kaydedilmesi ve mülakat boyunca görüşme yapılan kişinin verdiği cevaplar üzerinden araştırıcının zihninde beliren yeni bir takım soru öbeklerinin de sürece dahil edilerek derinlemesine bir görüşme imkânının yakalanmasıdır. (Kümbetoğlu, 2005: 72).

Görüşmelerin tamamı tek bir teknik takip edilerek yapılmamış; kimi zaman enformel sohbet tarzı görüşmeler gerçekleştirilmiş, kimi kez rehber bir görüşme formu ile görüşmeler kayıt altına alınmaya çalışılmış, bazen ise standartlaşmış açık-uçlu soru formu yardımı ile derinlemesine mülakatlar gerçekleştirilmiştir. Diğer bir deyişle

derinlemesine mülakatlar, yapılandırılmamış, yarı yapılandırılmış ve yapılandırılmış mülakat teknikleri çerçevesinde gerçekleştirilmiştir. Zira araştırma grubunun özellikleri görüşme yapılması gereken mekânların farklılığı araştırmacının ihtiyaç hissettiği durumlarda değişik teknikler kullanmasını zorunlu kılmıştır.

Bu kapsamda sohbet tarzı görüşmelerde (yapılandırılmamış) görüşülen kişi ile doğal bir ortam oluşturulmaya çalışılmakta ve kimi zaman fikirlerine başvurulan bireyin araştırmacının ne yaptığından ve hangi konuda çalıştığından habersiz olması sağlanmaktadır. Görüşme formu kullanılarak yürütülen mülakatlarda (yarı yapılandırılmış) ise önceden hazırlanan ve çerçevesi belli olan konularda yeni soru ve sorunlara değinme imkânı da yakalanmaya çalışılmıştır. Son olarak standartlaşmış açık-uçlu soru formu (yapılandırılmış) ile de görüşme yapılan kimi toplumsal grupların tamamından benzeri konulara odaklanarak kanaatlerini belirtmeleri öncelenmiştir (Mil, 2007: 3-25; Kümbetoğlu, 2005: 73).

Derinlemesine mülakatlarda birden fazla tekniğin benimsenmesinin temel nedeni ise apaçi gençlik gruplarının sosyokültürel özellikleri, soru sorma ve cevap verme noktasında farklı anlayış ve algılayışlara sahip oluşları ve en önemlisi çoğu kez resmi bir görüşme havası vermemek adına yürütülen ısrarlı çabanın bir sonucu olarak değerlendirilmelidir. Örneğin görüşülen bireyin kişisel özelliklerine, mesleki konumuna ve araştırmacıya yaklaşım biçimine göre kimi zaman görüşme rehber formu birebir uygulanmaya çalışılmamış; bazen soruların yerleri değiştirilerek görüşmeciye yöneltilmiş, kimi zaman ise önceden hazırlanmış soruların üslubu ve kapsayıcılığı üzerinde küçük değişikliklerle-düzeltmelerle soruların görüşmeci tarafından daha anlaşılır ve cevap verilebilir bir hale gelmesine çalışılmıştır (Kümbetoğlu, 2005: 75). Derinlemesine mülakatlarda farklı tekniklerin uygulanmasına paralel olarak soru sayısı, görüşülen bireyin temsil ettiği toplumsal role ve apaçi gençlik ile kurmuş olduğu sosyal ilişki boyutuna göre belirlenmeye çalışılmış, kimi yarı yapılandırılmış mülakat formlarında soru/tema sayısı on-on iki (10-12) olarak belirlenirken yapılandırılmış mülakatlarda soru sayısı otuz-kırk (30-40) aralığında değişmiştir.

Derinlemesine mülakat yapılan grubun sayıca fazla olması, verilerin analiz edilmesi ve yorumlanması sürecinde belirli zorlukları beraberinde getiriyor olsa da, apaçilerin sosyalleştikleri ve toplumsal olarak var oldukları farklı sosyal ilişki ağlarına erişmesi,

araştırmanın hem iç geçerlik hem de veri güvenirliliğini sağlama adına önemli katkılar sunmaktadır.

Güvenirlik ve iç geçerlik sağlama adına yetmiş bir mülakatın (71) tamamında bir başka

gözlemci hazır bulunmuştur. Seçilen gözlemcinin daha önce saha tecrübesi olan, nitel araştırma yöntemine vakıf kişilerden seçilmiş olması, araştırmacının görüşmeler esnasında gözünden kaçırabileceği ayrıntıların kayıt altına alınmasına imkân sağlamıştır. Saha çalışmasının henüz başlarında güvenilirliği güçlendirmek adına yapılan birkaç derinlemesine mülakata araştırmacı dışında iki gözlemcinin iştirak etmesi, görüşmecilerin belki toplamda üç kişi ile görüşme gerçekleştiriyor olmasından belki de üzerlerinde tedirgin edici ve de rahat konuşmalarını kısıtlayıcı bir etki oluşturmasından görüşmecilerin tutuk davrandıkları gözlenmiş, bu yöntemden vazgeçilerek bir araştırmacı ve bir gözlemci şeklinde derinlemesine mülakatlar gerçekleştirilmiştir.

Apaçi gençlerle yapılan derinlemesine mülakatların dışında bu gençlerle teması olan farklı gruplardan kişilerle de görüşülmüştür. Bu kapsamda apaçilerle yapılan mülkatlarda kullanılan formların dışında altı (6) farklı derinlemesine mülakat formu hazırlanmıştır. Bu formlarda yer alan soruların bazıları ortak sorular şeklinde değerlendirilebilecekken, bazıları görüşme yapılan bireylerin mesleki durumları ve apaçi gençlerle kurdukları sosyal temas noktaları göz önüne alınarak hazırlanmıştır. Bu anlamda (1) Rehber Öğretmen’lerle yapılan görüşmeler daha ziyade apaçi gençlerin okul başarıları, aile durumları, okul içerisinde nasıl bir sosyalleşme yaşadıkları, hangi tür sorunlarla rehber öğretmene başvurdukları üzerinden şekillenirken; örneğin (2)

kuaförlerle yapılan görüşmelerde saç tarzları ve anlamları, görünür ve gösterişli olma

durumlarına değinilmiş; (3) Çocuk Bürosu amirleri ile ise bu gençlerin suçluluk profilleri, suç algıları ve suçla kurdukları ilişki üzerinden bir görüşme seyri takip edilmiş; (4) kafe sahipleri ile eğlence alışkanlıkları, akran ilişkileri, müzik kültürleri üzerine sorular sorulmuş; (5) giyim mağazalarının yöneticileri ve çalışanları ile apaçi gençlerin moda algıları, kıyafet seçimleri ve renk tercihleri üzerine görüşmeler yoğunlaşılmış; (6) araba kiralama işi yapan işletmelerin yöneticileri ve çalışanları ile de apaçiler tarafından hangi tarz arabaların tercih edildiği, nedenleri ve araba ile kazanmış oldukları sosyal roller üzerine sorular sorulmaya çalışılmıştır. Oluşturulan mülakat formları birkaç ön görüşme ve katılımlı gözlem sürecinin de katkısı ile şekillenmiş; bu

konuda daha önce nitel saha çalışması tecrübesi bulunan öğretim üyeleri/uzmanlar ve üniversite öğrencileri ile bir seri görüşme-tartışma süreci takip edilerek soru formuna son şekli verilmeye çalışılmıştır. Fakat tüm bu sürece rağmen saha çalışması boyunca görüşülen bireylerin değinmiş oldukları ve öne çıkardıkları bir takım konulardan hareketle yeni sorular gündeme girmiş; mülakat formu bu eklemelerle zenginleşerek sahada olgunlaşmaya/gelişmeye devam etmiştir.

Mülakat formlarındaki soruların sıralamasında ise her ne kadar özellikle genel sorulardan özel sorulara doğru bir akışı sağlamaya gayret göstermiş olsak da; özellikle apaçi gençlerle yapılan mülakatlarda gençlerin psikolojik durumuna, araştırmamıza ve bize yaklaşım biçimlerine, tedirginlik ve açıklık durumlarına göre değişikliklere gidilmiştir. Bu anlamda kimi zaman ilk başta demografik bilgiler ile samimi bir mülakat atmosferinin oluşturulmasına çalışılmış, kimi zaman ise gençlerin kıyafetleri, vücutlarındaki dövmeler ya da beraber vakit geçirdikleri arkadaşları üzerinden bir konuşma zemini hâsıl edilmeye çalışılmış; daha sonrasında mülakat sorularına geçilmiştir. Dolayısıyla derinlemesine mülakatların seyrinin büyük oranda görüşme gerçekleştirilen bireylerin tutum ve davranışları şekillendirmiştir desek, pek de abartılı bir tanımlama yapmış sayılmayız.

Nitel araştırmada, “veri kalitesini artırmak için ilk ve en önemli rehberimiz: verinin ortaya çıkarıldığı sürecin kayıt ve rapor edilmesidir”, diyen King, Keohane ve Verba’yı (1996: 23) takip edilerek çalışma boyunca dikkatli bir raporlama ve kayıt yapılmıştır. Mülakatlar sırasında temel amaç olan bireyin anlatılarında derinliği yakalayabilmek (Kümbetoğlu, 2005: 72) adına kimi zaman zorluklar yaşanmış, görüşülen bireylerin farklı sosyokültürel çevrelerden geliyor oluşu, her birinin apaçi gençler üzerine algılarının ve tecrübelerinin farklı düzeylerde var olması kimi zaman görüşmecinin mülakatın seyrine hakim bir konuma gelmesine sebep olmuştur. Bu anlamda özellikle elde edilecek en ufak bir verinin bile kıymetli olabileceği varsayımı araştırmacıyı kimi zaman mülakatlarda nesneleştirmiş, soruların akışı ve yeniden kurgulanışı görüşmecinin anlatımına ve yaklaşım tarzına göre tekrar tekrar biçimlenmiştir.

Derinlemesine mülakatlar süresince araştırmacıyı zorlayan ve neredeyse saha çalışması boyunca yaşanan en önemli sorun, görüşmecilere güven telkin edebilme, dahası görüşmecilerin güvenme hususunda sürekli teyakkuz halinde olmaları durumudur. Zira

derinlemesine mülakatlarda görüşmecinin araştırmacıya yönelik oluşan güven algısı, görüşmenin seyrinin çok olumlu cereyan etmesine de alabildiğine olumsuz bir mülakat sürecinin gerçekleşmesine de zemin hazırlayacak bir özelliğe sahiptir (Kümbetoğlu, 2005: 73).

Özellikle apaçi gençlik olarak tanımlanan gençlerle yapılan derinlemesine mülakatlarda güven sorunu ile sıkça karşılaşılmış, sorun çoğu kez bir üniversitede öğretim görevlisini olduğumuzu ispat eden kartvizitleri takdim ederek, üniversite çalışanı olduğumuza dair kimlik kartı göstermek suretiyle aşılmaya çalışılmış; fakat bazı durumlarda bu gibi açıklayıcı tedbirler bile sorunun çözümünde yeterli olamamıştır. Bu sorunu aşmak için kullanılan bir başka yöntem ise gençlerin kendi ortamlarında ve doğallığında arkadaşlık ilişkisi kurarak, zaman içerisinde bir kez daha derinlemesine mülakat yapabilme yollarını aramak olmuştur. Nitekim bu sayede ilk görüşmede çok rahat paylaşamadığı bazı kanaatlerini daha sonraki görüşmelerde rahatlıkla söyleyebilen görüşmeciler olmuş, bu süreç görüşmeci hakkında daha bütünlüklü ve sağlıklı değerlendirmelere ulaşılmasına imkân tanımıştır. Fakat yine de görüşülen gençlerden bir çoğunun bir takım suç unsurları ile sürekli temas halinde oluşları, farklı bir takım cezalar yüzünden emniyet güçleri ile sorun yaşamış olmaları, en azından sosyal çevrelerinde suçun ve suça bulaşma imkânının görece İstanbul’un diğer pek çok semtine-bölgesine göre daha mümkün kabul ediliyor oluşu da yürütülen derinlemesine mülakatlarda önemli bir tedirginlik sebebi olarak belirmektedir. Bu durum saha çalışması boyunca Giddens’ın altını çizdiği gibi gerçekleşmiş; genelde aktörlerin kendileri ve hayata dair eylem koşulları hakkında sözel açıklamalarda bulunmalarının olumlu ve fakat bu durumun araştırmacı için aktörün belirli davranışları niçin yaptıklarına dair kesin bir yargıya varılması konusunda şüpheli bir tavır içerisinde olmasını kaçınılmaz kılmaktadır (Giddens, 2005: 582).

Derinlemesine mülakatlarda bir diğer önemli husus olan zaman planlaması ve araştırmacının görüşülen kişiyi mümkün olduğunca mülakat sınırları çerçevesinde tutabilmeye çalışması (tabiî ki görüşülen kişiyi baskı altına almak yahut sürekli müdahalelerle istenilen noktaya doğru zorlamak şeklinde değil); hem daha nitelikli bir görüşmenin ortaya çıkmasına olanaklı hale getirecek, hem de görüşme süresi anlamında uygun bir zamanlama imkânı sunacaktır. Araştırma kapsamında bu hususa özel önem gösterilmiş; apaçi gençlerle yapılan görüşmelerde mülakat formundan bağımsız olarak

çoğu zaman saatlerce süren bir doğal mülakat zemini ortaya çıkmış, hatta bazı mülakatlarda görüşülen birey mülakat bitiminden birkaç saat sonra çok daha farklı ve samimi cevaplar vererek yürütülen görüşmelere derinlemesine bir boyut kazandırabilmesine imkân sağlamıştır.

2.2.2. Odak Grup

Nitel veri oluşturma süreçlerinde yaygın olarak kullanılan odak grup çalışması, genelde yarı-yapılandırılmış derinlemesine görüşme biçiminin merkeze alındığı, görüşülen kişilerin grup sinerjisinden istifade ederek bireysel görüşmelerde aktarmaktan çekindikleri görüşlerinin açığa çıkarılmaya çalışıldığı yahut grup içi etkileşim olmaksızın elde edilemeyecek bir takım verilerin elde edilmesine yönelik yapılan bir veri toplama tekniğidir (Kümbetoğlu, 2005: 119-123).

Genellikle odak grup çalışmasında araştırmacı rolü, görüşme gerçekleştirdiği kişilerle sağlıklı bir iletişim ortamı yakalamak suretiyle, tartışılacak olan konunun katılımcılar tarafından doğru anlaşılmasını sağlamak ve güven ortamı içerisinde bilgi akışını temin etmektir. Bu anlamda apaçi gençlerle yaptığımız odak grup görüşmeleri dışındaki 5 odak grup çalışmasında, karşılıklı bir “güven dili”nin tesis edilebildiğine tanık olunmuştur.

Odak grup görüşmelerinde önemli sayılan noktalardan birisi de araştırmacının odak grup çalışması boyunca, mümkün olduğunca grup çalışmasına katılan bireyleri yönlendirmekten uzak durmaya gayret göstermesi ve daha ziyade gözleyici, aynı zamanda yeri geldiğinde müdahale edici bir rolü benimsemeye çalışmasıdır (Punch, 2005: 168). Bu anlamda odak grup görüşmelerimiz sırasında -özellikle otobüs şoförleri ile gerçekleştirdiğimiz odak gruplarda- kimi zaman görüşmenin konu dışına çıktığı, farklı tartışmalara ve bireysel bir takım anlatılara dönüştüğü anlarla karşılaşılmış; böylesi durumlarda görüşmecileri rahatsız etmeyecek bir biçimde ve gerektiğinde esprili bir dil kullanarak asıl tartışma konumuza dönmenin yolları aranmıştır.

Araştırma kapsamında yararlanılan tekniklerden biri de odak grup tekniğidir. Bu kapsamda grup kişi sayıları 5 ila 9 arasında değişen 7 farklı grupla toplamda otuz (30) kişi ile odak grup çalışması yürütülmüştür. Odak grup görüşmelerinin ikisi (2) otobüs

şoförleriyle, üçü (3) apaçi gençlik olarak sayılmayan liseli gençler ile ve ikisi de biri erkek biri kızlardan oluşan iki farklı apaçi gençlik grubu ile yapılmıştır.

Odak grup görüşmelerini planlarken öncelikli amaç apaçi gençlerin arkadaş ortamı içerisinde daha samimi değerlendirmeler yapabilecekleri ve birebir de anlatamayacakları pek çok konuyu/sorunu beraberken paylaşabilecekleri yönünde idi. Fakat sahanın pratiği içerisinde bu durum pek de beklendiği gibi gelişmemiştir. Apaçi gençlerin pek çoğu arkadaşları ile aynı atmosferde konuşmaktan tedirginlik yaşamışlar ve bu durumu henüz odak grup başlamadan önce söyleyenlere rastlanmıştır. Kendi ifadelerince pek çoğu yakın arkadaşları ile neredeyse her şeylerini paylaşıyorlardı, fakat ayrıca her birisinin diğerinden gizlediği ya da gizlemek zorunda kaldığı sırları da oluyordu. Mesela daha önceleri bali tarzında bir çeşit uçucu madde çektiği yahut gaz çektiği iddia edilen bir genç konuşma esnasında kendisinden örnek verilerek bahsedilmesinden çok rahatsız olmuş ve o da bunu söyleyen arkadaşının odak gruptaki diğer arkadaşları tarafından bilinmeyen ve sadece kendisinin bildiği bir yönünü açık ederek intikam almaya çalışmıştı. Yine gruptan birisi, kendisi için çok da önemli sayılmayacak bir bilgiyi görüşme sırasında aktardığında gruptaki gençlerden bir diğeri “niye böyle bir bilgiyi Hoca’ya söyledin?” tarzında kızarak ve kaş göz işaretleri ile öfkesini dile getirerek itiraz etmişti. Böylece odak grup çalışmasının oldukça önemli bir özelliği sayılan kişilerin düşüncelerini, gözlemlerini ve hayatları hakkında ayrıntılı fikir edinebilme ortamının sağlanamadığı fark edilmiştir (Şahsuvaroğlu ve Ekşi, 2008: 127-139). Buna benzer birkaç olay daha yaşanınca apaçi gençlerle odak grup çalışmasının çok verimli bir yöntem olmayacağının farkına vararak, odak grup görüşmelerini apaçi gençlerin dışında fakat onlarla irtibatlı olan sosyal çevreleriyle sürdürmeye devam ettik. Özelikle apaçi gençlik hakkında görüşlerin istifade etmeyi düşündüğümüz on beş (15) İ.E.T.T. otobüs şoförü ile iki farklı grup halinde gerçekleştirilen odak grup görüşmeleri oldukça faydalı olmuştur. Görüşlerine başvurduğumuz şoförlerin Esenler ilçesinden özellikle Taksim ve Bakırköy’e servis yapan ve fakat bununla birlikte apaçi gençlik üzerine internette yürütülen doküman değerlendirme; sosyal medya yazışmaları, tanımlamaları ve kullanımları ile elde edilen literatürde apaçi gençliğin en çok beraber isminin anıldığı ilçelerin-mahallelerin otobüs hat şoförleri ile görüşmeler gerçekleştirilmiştir. Bu sayede farklı hatlarda çalışan otobüs şoförlerinin kanaatleri ismi

geçen bölgelerdeki apaçi gençlik hakkında dışarıdan bir gözle de olsa karşılaştırma olanağı sunmaktadır.

Apaçi olmayan gençlerle yaptığımız odak grup görüşmelerinden birisi Esenler ilçesinde bulunan ve öğrencileri genellikle diğer ilçelerden olan bir Anadolu Lisesi’nin 10-11 ve 12. Sınıf öğrencileri ile gerçekleştirilmiştir. Bu görüşme, apaçi gençlik açısından yüksek eğitim düzeyi ve sosyoekonomik durumu temsil eden gençlerle yapıldığından çok farklı değerlendirme ve tespitlerin yapıldığı önemli bir odak grup çalışması olmuştur. Apaçi olmayan gençlilerle yapılan diğer iki (2) odak grup görüşmesi ise aynı bölgenin bu defa iyi bilinen bir genel lisesinde, tüm sınıfları kapsayan bir tarzda yürütülmüştür. Her iki lise arasındaki en temel fark ise Anadolu Lisesi’nde apaçi gençlik profiline sahip gençlerin neredeyse yok denecek kadar az olmasına rağmen genel lisede okuldaki apaçi gençliğin (ki görüşme yapılan gençlerden birisi arkadaşlarının söylemesi ile ‘apaçi’ idi) yaygın bir genç profili olarak karşımıza çıkması; saha çalışması bakımından birisi içeriden birisi de dışarıdan iki farklı değerlendirmeye ulaşılması anlamında önemli olmuştur.

2.2.3. Katılımlı Gözlem

Araştırmanın başlangıcından en son sürecine değin katılımlı gözlem tekniği kullanılmıştır. Katılımlı gözlem araştırmacıya kendi sosyokültürel çevresi ve birikimleri ile araştırılan grubun sosyal pratikleri arasında dengeli bir ilişki kurulmasının bir yolu olarak benimseneceği gibi, aynı zamanda araştırma yapılan grubun nefes alıp verdiği, hayata belli yöntemlerle dâhil olabilme ve kısmi bir içerden bakış geliştirebilme olanağı sunmaktadır. Araştırmada tercih edilen katılımlı gözlem modeli kısmi katılımlı gözlem