• Sonuç bulunamadı

2. Alanyazın

3.4. Verilerin Toplanması

Araştırma verileri kapalı ve açık uçlu soruların yer aldığı anket formu yoluyla elde edilmiştir. Anket formu 24 adedi açık ve 59 adedi kapalı uçlu olmak üzere toplam 83 sorudan oluşmaktadır. Anket formu oluşturulduktan sonra örnekleme alınacak liseler belirlenmiş ve bu okullarda uygulama yapabilmek için Eskişehir İl Milli Eğitim Müdürlüğünden gerekli izin alınmıştır (Ek-2). Öncelikle örnekleme alınan liselerdeki okul müdürlükleriyle görüşülerek araştırma ve ilgili uygulama hakkında bilgi verilmiş ve uygun gün ve saat tespit edilmiştir. Uygulama, belirlenen gün ve saatlerde öğrencilere gerekli açıklamalar yapılarak gerçekleştirilmiş olup uygulamalar bizzat araştırmacı tarafından okullara gidilerek yapılmıştır.

Uygulama sırasında araştırmaya katılan lise öğrencilerinin anket formlarını cevaplandırırken içten olmalarını sağlamak amacıyla, araştırmanın konusu ve önemi hakkında öğrencilere bilgi verilmiş ve anket formlarına ad-soyadı, öğrenci numarası gibi bilgiler yazmamaları belirtilmiştir. Anket formları kitapçık halinde dağıtılmış, anketlerin üzerindeki açıklamaları dikkatle okumaları istenmiş ve anlaşılamayan yerlerin açıklanabileceği belirtilmiş ve talep edildiğinde açıklama yapılmıştır. Anket formları uygulama yapılan okulda araştırma kapsamında yer alan öğrencilerin bir arada olabileceği çok amaçlı salon veya sınıf ortamında uygulanmış olup cevaplama süresi bir ders saati (45 dakika) ile sınırlı tutulmuştur. Uygulama, 2012-2013 Eğitim Öğretim yılının Aralık, Şubat ve Mart aylarında tamamlanmıştır.

Toplanan verilerin çözümlenmesi öncesinde uygulanan veri toplama araçları tek tek incelenerek yönergelere uygun cevaplandırılıp cevaplandırılmadığının kontrolü yapılmıştır. Uygulama toplam 565 öğrenci üzerinde yapılmış, veri toplama araçlarını yönergeye uygun cevaplamayan 24 öğrencinin formları değerlendirme dışı bırakılmıştır.

93

3.5. Araştırma Yapılan Okullarla İlgili Genel Bilgi

Araştırma kapsamında bir Anadolu lisesi, 3 düz lise ve 5 meslek lisesi yer almaktadır.

Okullar 2012-2013 eğitim öğretim yılı itibariyle birinci dönem içerisinde 5 ve üzeri olay yaşanan liseler arasından seçilmiştir. Okulların seçimi konusunda gerekli bilgi Eskişehir Emniyet Müdürlüğü Çocuk Şubesinden alınmıştır.

Araştırma kapsamındaki okullar Odunpazarı Okullar Bölgesi-1 ve Odunpazarı Okullar Bölgesi-2, sanayi bölgesi, Tepebaşı Okullar Bölgesi ve Çamlıca mahallesinde yer almaktadır. Fiziksel özellikler açısından okulların önemli bir bölümünde kapalı spor salonu, yemekhane, revir, çok amaçlı salon gibi alanlar yer almazken kütüphane, bilgisayar laboratuarı gibi alanlar yer almasına rağmen çok azı öğrencilerin kullanımına açıktır. Özellikle meslek liselerinde sınıflar kalabalık olmakla birlikte okulların genelinde sınıf mevcutları 20-25 öğrenci kapasitelidir. Elektronik eğitim-öğretim materyalleri ise (akıllı tahta, projeksiyon, dizüstü ve masaüstü bilgisayar, vb.) meslek liseleri dışında diğer liselerde yer almakla birlikte okulların önemli bir bölümünde sosyal kulüpler ve faaliyetlerin yürütülemediği belirtilmiştir. Okullardaki önemli bir eksiklik de öğretmen sayısıdır. Özellikle kalabalık okullarda rehberlik servisinde görev yapan öğretmenlerin sayısı bir hayli yetersiz olmakla birlikte (bir okulda 1500 öğrenci ile bir rehberlik öğretmeni ilgilenmektedir), bazı okullarda branş öğretmenlerinde de eksikler vardır.

Okulların öğrenci profili konusunda yapılan görüşmelerde okul yöneticileri ve öğretmenlerin verdiği bilgiye göre araştırma kapsamındaki okulların öğrencilerinin önemli bir bölümü alt sosyo-ekonomik konumda yer alırken, aileleri de düşük eğitimlidir.

Öğrenciler genel olarak Eskişehir’in en yoksul ve suç oranının görece yüksek olduğu mahallelerden gelmekle birlikte bazı okullar kendi bünyelerinde öğrenci yurtları barındırması sebebiyle öğrencilerin bir bölümü de civar köylerden gelmektedir.

94

3.6. Verilerin Çözümlenmesi ve Yorumlanması

Araştırmada veri toplama araçları ile elde edilen bilgilerin çözümlenmesi, SPSS 16.0 paket programı kullanılarak bilgisayar ortamında gerçekleştirilmiştir. Anketlerden elde edilen verilerin analizinde, öncelikle sosyo-ekonomik ve demografik özelliklere ilişkin cinsiyet ve okul türüne göre frekans ve yüzde dağılımları verilmiştir. Anket bölümündeki sorulara verilen yanıtlar için ise değişkene bağlı olarak Ki-Kare, Korelasyon, T-test ve ANOVA testi yapılmıştır. Tüm istatistiksel çözümler için önemlilik düzeyi .05 alınmış ve daha yüksek önem düzeyinde olanlar ayrıca belirtilmiştir.

95

4. Bulgular ve Yorum

Bu bölümde araştırmanın amacına uygun olarak yapılan analizler sonucunda elde edilen bulgulara ve yorumlara yer verilmiştir. İlk olarak araştırmanın betimsel analizine yer verilirken, araştırmanın temel değişkenleri olan öğrencilerin devam ettikleri okul ve öğretmenler ile ilgili değişkenler, öğrencilerin aileleri ile ilgili rapor ettikleri değişkenler, arkadaşları ilgili değişkenler, boş zaman değerlendirme alışkanlıkları ile ilgili değişkenler ve son olarak öğrencilerin gözünden yapılandırılan suç ve şiddet ile ilgili değişkenler ile ilgili bulgular sunulmuştur.

4.1. Araştırmanın Betimsel Analizi

Araştırmaya katılan öğrencilerin demografik ve sosyo-ekonomik özellikleri suç ve şiddetle ilgili algılarını ve davranışlarını etkileyen önemli özelliklerdir. Bu nedenle öğrencilerin bu özelliklerinin belirlenmesi okullarda suç ve şiddet olgusunun dinamiklerinin anlaşılmasına önemli bir katkı sağlayacağı düşünülmektedir. Bu bağlamda araştırma kapsamında orta öğretim kurumlarının dokuz, on, on bir ve on ikinci sınıflarında öğrenim görmekte olan 541 öğrenciden anket yöntemiyle bilgi toplanmıştır.

4.1.1. Araştırmaya katılan öğrencilerin demografik ve sosyo-ekonomik özellikleri

Araştırmaya katılan öğrencilerin %37’sini kız öğrenciler oluştururken %63’ünü erkek öğrenciler oluşturmaktadır22. Öğrencilerin yaş ortalamalarının birbirine yakın bir şekilde 17 olduğu görülmüştür. Öğrencilerin okul türüne göre dağılımları oldukça farklıdır. Buna göre araştırma kapsamında en fazla öğrenci %56 oranında meslek liselerinde yer almaktadır. Bu durumun nedeni ise araştırma kapsamında meslek liselerinin diğer liselere oranla daha fazla olmasıdır. Okul türü bağlamında öğrencilerin %12’si Anadolu Lisesi,

22 Kız ve erkek öğrenciler arasındaki fark araştırma kapsamındaki teknik ve endüstri meslek liselerinin fazlalığından ve bu okullardaki kız öğrencilerin araştırmaya katılmaktaki isteksizliğinden kaynaklanmaktadır.

96

%56’sı Meslek Lisesi ve %32’si Düz Liseye devam etmektedir. Sonuçlar tablo 1’de sunulmaktadır.

Tablo 1. Araştırmaya Katılan Öğrencilerin Genel Özellikleri

Cinsiyet N %

Kız 201 37

Erkek 340 63

Toplam 541 100

Yaş

14 100 19

15 128 24

16 104 20

17 145 28

18 42 8

19 5 1

Toplam 524 100

Lise Türü

Anadolu Lisesi 65 12

Meslek Lisesi 303 56

Düz Lise 173 32

Toplam 541 100

Sınıf

Lise 1 144 27

Lise 2 139 25

Lise 3 118 22

Lise 4 139 26

Toplam 540 100

Tabloya göre öğrencilerin sınıf dağılımlarının birbirine yakın oldukları görülmektedir.

Buna göre öğrencilerin %27’si lise birinci sınıf, %25’i lise ikinci sınıf, %22’si lise üçüncü sınıf ve %26’sı lise dördüncü sınıfa devam etmektedir. Öğrencilerin sınıf düzeylerinin birbirine yakın çıkması uygulamanın bütün sınıf düzeylerine eşit sayıda öğrenci ile gerçekleştirilmeye çalışılmasından kaynaklanmaktadır.

97

Tablo 2. Araştırmaya Katılan Öğrencilerin Demografik Özellikleri

Doğum yeri N %

Araştırmaya karılan öğrencilerin demografik özelliklerinin yer aldığı tablo 2’ye göre öğrencilerin %83’ü doğum yerini il, %14’ü ilçe, %1’i kasaba, %1’i köy ve %1’i de yurtdışı olarak bildirmiştir. Buna göre öğrencilerin büyük bir bölümü il doğumludur.

Doğum yerini il olarak belirten öğrencilerin %82’si Eskişehir, %15’i Eskişehir dışı iller ve %3’ü Ankara, İstanbul gibi metropoller olarak belirtmiştir. Doğum yerini Eskişehir dışı olarak belirten öğrencilerin %12’si Konya, Metropol olarak belirten öğrencilerin

%10’u Ankara ve doğum yerini ilçe olarak belirtenlerin %20’si Seyitgazi cevabını vermiştir. Bu sonuçlara göre öğrencilerin önemli bir bölümünün doğma-büyüme Eskişehirli oldukları görülmektedir.

98

Öğrencilerin kardeş sayıları için ise %53’ü “2 kardeş”, %28’i “3 kardeş”, %9’u “tek çocuk” ve %7’si “4 kardeş” olduğunu belirtmiştir, “5 ve daha fazla kardeş olduğunu”

belirtenlerin oranı ise %3’dür. Bu durum öğrencilerin genel olarak kalabalık ailelerden gelmemekle birlikte iki kardeş olduklarını göstermektedir. Öğrencilerin aileleri genel olarak iki çocuklu çekirdek ailelerden oluşmaktadır.

Araştırmaya katılan öğrencilerin ailelerinin demografik özelliklerini belirmek amacıyla açık uçlu olarak ailelerinin kaç yıldır Eskişehir’de yaşadıkları ve anne-babalarının doğum yerleri sorulmuş ve anne-babalarının doğdukları şehri biliyor iseler belirtmeleri istenmiştir. Öğrenciler açık uçlu olarak sorulan “Aileniz kaç yıldır Eskişehir’de yaşıyor?”

sorusuna “doğduklarından beri”, “doğduğumdan beri”, “uzun yıllardır” gibi cevaplar verdikleri görülmüş ve bu cevaplar olduğu şekliyle kodlanırken öğrencilerin yaşı ile verdiği yıl bilgisi aynı olanlar “doğduğumdan beri” kategorisi içerisinde toplanmış, “uzun yıllardır” cevabı ise “30 yıl ve üzeri” kategorisine dahil edilmiştir. Sonuçlar tablo 3’te sunulmaktadır.

Öğrenciler ailelerinin kaç yıldır Eskişehir’de yaşadıkları sorusuna tablo 3’de olduğu gibi en fazla %28 ile “doğduğumdan beri” cevabını vermişlerdir. Ailelerinin Eskişehir’de kaç yıldır yaşadığı sorusuna öğrencilerin %19’u “30 yıl ve üzeri” cevabını verirken, %14’ü

“6-12 yıl”, %11’i “20-25 yıl”, %10’u “1-5 yıl”, %8’i “doğduklarından beri”, %6’sı

“Bilmiyorum” ve %3’ü “1 yıldan az” yanıtını verirken %1’i ailesinin Eskişehir’de yaşamadığını belirtmiştir. Ailesinin Eskişehir’de yaşamadığını belirten bir öğrenci anket formuna “yurtta kalıyorum” şeklinde yazmıştır. Bu durum öğrencilerin önemli bir bölümünün ailesinin uzun yıllardır Eskişehir’de yaşadıklarını ortaya koymaktadır.

99

Tablo 3.Araştırmaya Katılan Öğrencilerin Ailelerinin Demografik Özellikleri

Yıl N %

Öğrenciler anne-babalarının doğum yeri için %58’i annelerinin, %57’si ise babalarının doğum yerini “il” olarak bildirmiştir. Anne-babalarının doğum yerini il olarak bildiren öğrencilerin %68’i annelerinin, %71’i babalarının Eskişehir doğumlu olduğunu belirtmişlerdir. Anne-babalarının doğum yerini ilçe olarak belirten öğrencilerin %19’u annelerinin, %23’ü de babalarının doğum yerini “Sivrihisar” olarak bildirmiştir.

Öğrencilerin önemli bir bölümü anne-babalarının Eskişehir doğumlu olduğunu belirtirken aynı zamanda uzun yıllardır Eskişehir’de yaşadıklarını ifade etmişlerdir.

100

4.1.2. Araştırmaya katılan öğrencilerin cinsiyete göre betimsel istatistikleri Araştırmaya katılan öğrencilerin cinsiyet bağlamında yaş dağılımlarına göre kızların

%29’u 15 yaşında, erkeklerin %28’i 17 yaşındadır. Okul türüne göre cinsiyet bağlamında kızların %52’si düz liseye devam ederken erkeklerin %70’i meslek liselerine devam etmektedir. Düz lise öğrencileri arasında kızların oranı erkeklerden daha yüksek iken, meslek liseleri öğrencileri arasında ise erkeklerin daha yüksek olduğu tablodaki değerlerden anlaşılmaktadır. Bu durum iki lise türünün öğrenci profili özelliklerinden kaynaklanmaktadır23. Öğrencilerin sınıf düzeyleri incelendiğinde ise kızların %26’sı lise dördüncü sınıf, erkeklerin 27’si lise birinci sınıfa devam etmektedir. Sonuçlar tablo 4’de sunulmuştur.

Tablo 4. Araştırmaya Katılan Öğrencilerin Betimsel İstatistiklerinin Cinsiyete Göre Dağılımı

23 Meslek liselerine, bilişim gibi, yeni bölümler açılmasıyla birlikte öğrenci profili değişmeye başlamakla birlikte, erkek öğrenciler halen ağırlığını sürdürmektedir. Bu durumun en önemli sonucu ise uygulama sırasında özellikle meslek liselerinde yeterince kız örnekleme ulaşılamamasıdır. Hatta bir meslek lisesinde hiçbir kız öğrenciye uygulama yapılamamıştır.

101

Araştırmaya katılan öğrencilerin anne-babalarının medeni durumlarının cinsiyete göre dağılımında kızların %98’i annelerinin, %98’i de babalarının “hayatta” olduğunu belirtirken; erkeklerin %99’u annelerinin, %97’si ise babalarının hayatta olduğunu belirtmiştir. Kızların %98’i annelerinin, %99’u babalarının öz olduğunu belirtirken;

erkeklerin %98’i annelerinin, %98’i babalarının öz olduğunu belirtmiştir. Ayrıca kızların

%89’u anne-babalarının halen evli, %10’u boşanmış/tekrar evlenmiş ve %1’i de ayrı yaşadığını belirtirken; erkeklerin %89’u anne-babalarının halen evli, %10’i boşanmış/tekrar evlenmiş olduğunu belirtmiştir. Sonuçlar ek tablo 1’de sunulmuştur.

Tablo’ya göre öğrencilerin çok küçük bir bölümü parçalanmış ailelerden gelmekte, büyük bir çoğunluğu ise anne-babanın öz, hayatta ve halen evli oldukları ailelerden gelmektedirler. Başka bir ifadeyle, örneklemdeki öğrenciler genel olarak suç ve sapma ve şiddetin temel kaynaklarından biri olarak gösterilen dağınık ya da parçalanmış ailelerden değil, her iki ebeveynin birlikte yaşadığı ailelerden gelmektedirler.

Ek Tablo 2’de araştırmaya katılan öğrencilerin anne-babalarının eğitim durumlarının cinsiyete göre dağılımı ile ilgili bilgiler yer almaktadır. Tablodaki verilerin sunumunu kolaylaştırmak için yüksekokul, üniversite ve lisansüstü derecelerine sahip olan ebeveynler “yüksekokul ve üzeri” kategorisinde yer almaktadır.

Veriler ışığında kızların %59’u annelerinin ilkokul mezunu, %32’si babalarının ilkokul mezunu olduğunu belirtirken; erkeklerin %53’ü annelerinin ilkokul mezunu, %31’i babalarının ilkokul mezunu olduğunu belirtmektedirler. Cinsiyete göre öğrencilerin anne-babalarının durumları incelendiğinde, dağılımların benzer olduğu görülmektedir.

Tabloya göre kızların %3’ü annelerinin, %6’sı babalarının; erkeklerin ise %6’sı annelerinin ve %15’i babalarının “yüksekokul ve üzeri” mezunu olduklarını belirtmişlerdir. Tabloya göre öğrencilerin annelerinin eğitim durumunun görece babalarının eğitim durumlarından daha düşük seviyede olduğu söylenebilir.

102

Araştırmaya katılan öğrencilerin anne-babalarının halen yapmakta oldukları işteki durumları ek tablo 3’de sunulmaktadır. Tablolar incelendiğinde kızların %70’i annelerinin çalışmadığını, %55’i ise babalarının ücretli ve maaşlı olarak çalıştığını belirtirken; erkeklerin %66’sı annelerinin çalışmadığını, %53’ü ise babalarının ücretli ve maaşlı olarak çalıştığını belirtmiştir. Kız ve erkeklerin anne-babalarının çalışma durumları benzerlik göstermekte olup önemli bir çoğunluğu annenin çalışmadığı bir aileden gelmektedir.

Tablo sonuçlarına göre öğrenciler arasında annesi çalışan ve babası çalışmayan öğrencilerin oranı oldukça düşüktür. Bu durum öğrencilerin genel olarak babanın ücretli bir işte çalıştığı ve annenin ev hanımı olduğu bir aileden geldiğini göstermektedir.

Araştırmaya katılan öğrencilerin hane halkı özellikleri ek tablo 4’te sunulmuştur.

Öğrencilere “Evinizde kimlerle yaşıyorsunuz?” sorusu yöneltilmiş ve ilgili soruya kız ve erkek öğrencilerin %85’inin “anne-baba ve kardeşler yanıtını verirken kız öğrencilerin

%11 ve erkek öğrencilerin %12’sinin “diğer” cevabı verdiği görülmüştür. Diğer cevabını veren öğrenciler arasında kız öğrencilerin %40 ve erkek öğrencilerin %13’ü “anne ve kardeş” ve kız öğrencilerin %30’u ve erkek öğrencilerin %15’i “anne, baba, kardeşler ve babaanne” yanıtını vermişlerdir. Tabloya göre geniş aileden gelen öğrenci sayısı oldukça azdır. Buna göre kızların hiçbiri ve erkeklerin %1’i kimle yaşadığı sorusuna “anne, baba ve evlenmemiş kardeşler” yanıtını vermiştir.

Araştırmaya katılan öğrencilere kendileri dahil olmak üzere hanelerinde yaşayan kişi sayısı sorulmuştur. TUİK’in 2012 yılında ilan ettiği hane halkı büyüklüğü verilerine göre Eskişehir ortalama hane halkı büyüklüğü (2,9 kişi ile) en düşük iller arasında yer almaktadır. Ancak tabloya bakıldığında örneklem kapsamındaki öğrencilerin hane halkı büyüklüğünü büyük oranda “4 kişi” (%45) ve “5 kişi” (%23) olarak belirtirken;

öğrencilerin %20’si hane halkı büyüklüğünü “3 kişi”, %9’u “6 kişi ve üzeri” ve %3’ü “2 kişi” olarak belirtmiştir. Bu anlamda hane halkı bakımından örneklemdeki kız ve erkek öğrencilerin hane halkı özellikleri benzerlik göstermekte olup Türkiye ortalaması (3,7)

103

ile uyumlu bir özellik göstermektedir. Öğrencilerin büyük çoğunluğu anne, baba ve iki çocuktan oluşan çekirdek aile yapısına sahiptir.

Öğrencilerin ailelerinin sağlık güvencesi konusunda kızların %1’i ve erkeklerin %4’ü ailelerinin herhangi bir sağlık güvencesi olmadığını belirtirken; kızların %92’si, erkeklerin %94’ü ailelerinin sağlık güvencesini genel sağlık sigortası olarak belirtmiştir.

Araştırmaya katılan öğrencilerin ailelerinin mali yardım alması konusunda kızların

%99’u ve erkeklerin %98’i “hayır” cevabını vermiştir. “Diğer” cevabını veren kızlar (%100) ailelerinin yardım aldığı kuruluşu belediye olarak belirtirken; erkeklerin %40’ı ailelerinin yardım aldığı kuruluşu belediye olarak belirtmiştir. Sonuçlar ek tablo 5’te sunulmuştur.

Tablo’ya göre oturulan konutun mülkiyeti konusunda kız ve erkek öğrencilerin %72’si oturdukları evin mülkiyetinin ailelerine ait olduğunu belirtmişlerdir. Sonuçlar cinsiyet bağlamında örneklemdeki kız ve erkek öğrenciler için benzerlik göstermektedir.

Öğrencilere ailelerinin aylık toplam geliri açık uçlu olarak sorulmuş ve öğrencilerin verdikleri cevaplar doğrultusunda ailelerinin aylık ortalama gelirleri “1000 TL altı”,

“1000-2000 TL”, “20001-3000 TL”, “3001-4000 TL” ve “4001-5000 TL” ve “5001 TL ve üzeri” şeklinde gruplandırılmıştır. Buna göre cinsiyet bağlamında örneklemdeki kız ve erkek öğrencilerin %52’si ailelerinin gelirini “1000-2000” arası olduğunu belirtirken; kız öğrencilerin %5’i ve erkek öğrencilerin %6’sı ailelerinin aylık toplam gelirini “5001 TL ve üzeri” olarak ifade etmiştir24. “Türkiye Aile Araştırması25” sonuçlarına göre

24 Ayrıca ailelerinin gelirini “5001 TL ve üzeri” olarak bildiren öğrencilerin oranı da (%5) görece az olmakla birlikte, ailesinin gelirini bu şekilde yüksek bildiren öğrencilerin bir bölümü gerçek durumu yansıtmazken bir bölümünün aileleri bu parayı yasadışı yollardan elde edebilmektedir. Anket uygulaması sırasında bir öğrencinin anket formuna ailesinin aylık geliri için 10000TL yazdığı görülmüş ve ailesinin gerçekten bu kadar kazanıp kazanmadığı sorulmuştur. Öğrencinin “Hatta daha fazlasını kazanıyor ama farklı yollarla” şeklinde cevap vermesi bu durumu açıklar niteliktedir. Ayrıca öğrenci babasının inşaat sektöründe çalıştığını ve sık sık cezaevine girip çıktığını da belirtmiştir.

25 Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın 2011 yılında 10 bin 578 hanede yaptırdığı “Türkiye Aile Yapısı”

araştırması sonuçlarına göre Türkiye’de yaklaşık 19 milyon aile vardır. Araştırmaya katılan ailelerin %9’u

“400 TL’den az”, %7,6’sı “401-600 TL”, %13,9’u “601-800 TL”, %41,8’i “801-1200 TL”, %21,1’i, “1201-2500 TL” ve %6,6’sı “1201-2500 TL ve üzeri” gelire sahip olduğu tespit edilmiştir (Uslu, 2011: 171).

104

Türkiye’de 19 milyon aile vardır ve bu ailelerin aylık ortalama gelirlerinin %9’unun “400 TL’den az” ve %6,6’sının 2500 TL ve üzeri” olduğu tespit edilmiştir. Tabloya göre öğrencilerin önemli bir bölümünün ailelerinin aylık ortalama gelirleri açlık sınırının üzerinde olmakla birlikte, yoksulluk sınırının altında olduğu görülmüştür26. Bu veriler cinsiyet bağlamında örneklemdeki kız ve erkek öğrenciler için benzerlik taşımakta olup öğrencilerin önemli bir çoğunluğunun dar gelirli ancak mülkiyeti kendilerine ait konutlarda yaşayan ailelerden geldiklerini ortaya koymaktadır.

Öğrencilere evlerinin kaç odalı olduğu sorulmuş ve kızların %61’i ve erkeklerin %56’sı

“3 oda bir salon” cevabı vermiştir. Araştırmaya katılan öğrencilerin %65’i kendisine ait bir çalışma odası olduğunu, %23’ü çalışma odasını kardeşleriyle paylaştığını, %12’si ise kendisine ait bir çalışma odası olmadığını belirtirken %0,6’sı herhangi bir cevap vermemiştir.

Öğrencilerin %69’u evde hem bilgisayar hem de internet olduğunu belirtirken, %20’si yalnızca bilgisayar olduğunu, %10’u her ikisinin de olmadığını belirtmiş, %1’i ise herhangi bir cevap vermemiştir. Görüldüğü üzere dar gelirli ailelerden gelmekle birlikte örneklem kapsamındaki öğrencilerin yaklaşık dörtte üçü hem bilgisayara hem de internete evden erişim imkanına sahiptir.

Araştırmaya katılan öğrencilere açık uçlu olarak hangi mahallede oturdukları sorulmuş ve elde edilen veriler ışığında öğrencilerin yoğunlaştığı mahalleler cinsiyet bağlamında tablo 5’de sunulmuştur. Mahallelerin belirlenmesinde kolaylık sağlamak amacıyla Eskişehir harita üzerinde coğrafi olarak dört bölgeye ayrılmış ve bu bölgelere göre mahalleler sınıflandırılmıştır. Buna göre öğrenciler oturdukları mahalleleri cinsiyet bağlamında 1. Bölgede kızların %29’u ve erkeklerin %19’u “Şirintepe”; 2. Bölgede kızların %18’i ve erkeklerin %14’ü “Tunalı”; 3. Bölgede kızların %18’i ve erkeklerin

26 Türkiye’de 4 kişilik bir ailenin açlık ve yoksulluk sınırı için farklı değerlendirmeler mevcuttur. TUİK 2011 yılında 4 kişilik bir ailenin yoksulluk sınırını 940 TL olarak belirlerken DİSK 2012 yılı için yoksulluk sınırını 3197 TL, Türk-İş 3208 TL ve KESK 3351 TL olarak belirlemişlerdir. Açlık sınırı için ise DİSK 2012 yılı için 1011 TL, Türk-İş 1012 TL ve KESK 1060TL olarak belirlemişlerdir.

105

%23’ü “Emek”; 4. Bölgede kızların %6’sı ve erkeklerin %24’ü “Büyükdere” ve son olarak diğer seçeneğinde gruplandırılan mahalleler arasında kızların %20’si ve erkeklerin

%22’si “Vadişehir” mahallelerinde ikamet ettiklerini belirtmiştir.

Tablo 5. Araştırmaya Katılan Öğrencilerin İkamet Ettikleri Mahallelerin Cinsiyete Göre Dağılımı

Mahalle

Kız Erkek Toplam

N % N % N %

1. Bölge Şirintepe 17 29 13 18 30 23

2. Bölge Tunalı 6 18 7 14 13 15

3. Bölge Emek 13 18 34 23 47 22

4. Bölge Büyükdere 1 6 10 24 11 18

5. Diğer Vadişehir 3 20 4 22 7 21

Tabloya göre öğrencilerin genel olarak gecekonduların yoğunlukta olduğu ve sosyo-ekonomik düzeyin düşük olduğu Şirintepe, Emek gibi mahallelerde oturdukları görülmektedir. Vadişehir yeni oluşturulmakta olan bir mahalle olup genel olarak orta alt ekonomik konumda yer alan ailelerin yaşadığı ve TOKİ konutlarının yer aldığı bir mahalledir. Öğrencilerin ayrıca Çamlıca (%13), Ömerağa (%10), Gökmeydan (%25) ve Akarbaşı (%10) gibi sosyo-ekonomik seviyenin görece düşük olduğu mahallelerde yoğunlaştıkları görülmüştür. Bu mahallelerin hepsi olmamakla birlikte pek çoğunda suç ve şiddet oranları görece yüksek olup, özellikle Çamlıca mahallesi 1990lı yıllarda göç etmiş ailelerin yoğun olarak ikamet ettikleri bir mahalle olma özelliği taşımaktadır.

Araştırmaya katılan öğrencilere açık uçlu olarak oturduğu konutta/mahallede kaç yıldır yaşadığı sorulmuş ve elde edilen veriler gruplandırılmıştır. Tablo 6’ya göre kızların

%34’ü ve erkeklerin %33’ü oturduğu konutta/mahallede “1-5 yıl” süredir ikamet ettiklerini belirtmişlerdir. Örnekleme göre kız öğrencilerin %22’si ve erkek öğrencilerin

%30’u oturduğu mahallede ikamet süresi için “doğduğumdan beri” cevabı verirken kızların %22’si ve erkeklerin %16’sı “5-10 yıl”, kızların %10’u ve erkeklerin %9’u “11-15 yıl”, kızların %7’si ve erkeklerin %8’i “30 yıl ve üzeri” ve son olarak kızların %5’i ve erkeklerin %4’ü “1 yıldan az” cevabı vermişlerdir.

106

Tablo 6. Araştırmaya Katılan Öğrencilerin Oturdukları Mahallede İkamet Sürelerinin Cinsiyete Göre Dağılımı

Tablo 6. Araştırmaya Katılan Öğrencilerin Oturdukları Mahallede İkamet Sürelerinin Cinsiyete Göre Dağılımı