• Sonuç bulunamadı

4. Bulgular ve Yorum

4.2. Araştırmanın Temel Değişkenlerinin Test Edilmesi

4.2.1. Öğrencilerin Devam Ettikleri Okul İle İlgili Değişkenler

4.2.1.1. Öğrencilerin devam ettikleri okul ile ilgili betimsel

değişkenler sunulmaktadır. Bu değişkenler arasında cinsiyet, kardeş sayısı, ailenin Eskişehir’de yaşama süresi, gelir, anne-babanın medeni durumu, eğitimi ve yapmakta olduğu işteki durumu gibi sosyo-ekonomik ve demografik değişkenler yer almaktadır.

Ek Tablo 11’de araştırmaya katılan öğrencilerin okul türü ve cinsiyet, kardeş sayısı, ailenin Eskişehir’de yaşama süresi ve gelir ile aralarında ilişki olup olmadığına ilişkin Ki-kare analizi sonuçları yer almaktadır. Tabloya göre öğrencilerin okul türü ve cinsiyet arasında anlamlı ilişki vardır (X2(2)=72,818 p.001<.05). Üç okul türü açısından kızların

%48’i ve erkeklerin %52’si Anadolu lisesine devam ederken; meslek lisesine devam eden kızların oranı %22, erkeklerin oranı ise %78’dir. Kızların %60’ı ve erkeklerin %40’ı düz liseye devam etmektedir. Tabloya göre kızlar daha çok düz lise erkekler ise meslek lisesini tercih etmektedir.

Ek Tablo 11’e bakıldığında okul türü ve kardeş sayısı arasında anlamlı ilişki bulunmamaktadır (X2(10)=11,622 p.311>.05). Her üç lise türü için de öğrencilerin önemli bir bölümünün (%53) kardeş sayısını iki kardeş olarak bildirdiği görülmektedir.

Okul türü ve ailenin Eskişehir’de yaşama süresi arasında anlamlı ilişki vardır (X2(12)=29,446 p.003<.05). Buna göre ailelerinin 10 yıldan az bir süredir Eskişehir’de yaşadığını belirtenler Anadolu lisesi (%30), 10-19 yıldır Eskişehir’de yaşadığını belirtenler ise meslek lisesi (%23) ve düz liseye (%32) devam etmektedir. Tabloya göre Eskişehir’de daha uzun yıllar yaşayan ailelerin çocuklarını meslek lisesi ve düz liseye göndermeyi tercih ettikleri görülmektedir.

Ek Tablo 12’ye bakıldığında okul türü ve gelir arasında anlamlı ilişki olduğu görülmektedir (X2(10)=35,548 p.001<.05). Tabloya göre ailelerinin gelirini “1000 TL altı”

olarak belirten öğrencilerin oranı Anadolu lisesi (%5) ve düz lise (%10) için %10’un altındayken meslek lisesine devam eden öğrencilerde bu oran %23’dür. Buna göre düşük

114

gelirli aileler çocuklarını meslek lisesine göndermektedir.

Öğrencilerin devam ettikleri okul türüne göre betimsel değişkenlerin dağılımı bir bütün olarak değerlendirildiğinde öğrencilerin devam ettikleri okul türü ile cinsiyet, ailenin Eskişehir’de yaşama süresi ve gelir arasında anlamlı bir ilişki vardır. Buna göre cinsiyet bağlamında kız ve erkek öğrencilerin oranı Anadolu lisesi ve düz lise için benzerlik gösterirken meslek lisesinde erkeklerin görece daha yoğunlukta olduğu söylenebilir. Bu durum ailelerin erkek çocuklarını bir an önce meslek sahibi olması amacıyla meslek okullarına gönderdikleri şeklinde değerlendirilebilir. Son yıllarda meslek liselerinde bilişim gibi yeni bölümler açılmasıyla birlikte ailelerin kızları da meslek liselerine gönderdikleri görülmektedir. Ancak bu oran hala kızlarda erkeklere nispeten daha düşüktür. Öğrencilerin devam ettikleri okul türü ile gelir arasında anlamlı ilişki bulgulanmıştır. Meslek lisesine devam eden öğrencilerin ailelerinin geliri Anadolu lisesi ve düz liseye devam eden öğrencilerin ailelerine oranla daha düşüktür. Bu durum düşük gelirli ailelerin çocuklarını bir an önce bir işte çalışması için meslek lisesine gönderdikleri şeklinde değerlendirilebilir. Ayrıca meslek lisesi öğrencileri ikinci sınıftan itibaren okul dışında staj yapmak durumunda oldukları için daha mezun olmadan, cüzi bir miktar da olsa, para kazanabilmektedir. Diğer taraftan eğitim sistemi de öğrencileri meslek lisesine gitme zorunda bırakabilmektedir. Öğrenciler ilköğretim boyunca gidecekleri liseleri belirlemek amacıyla sınava [Seviye Belirleme Sınavı (SBS)] tabi tutulmaktadır. Bu sınavda başarılı olan öğrenciler fen ve Anadolu liselerine yerleşirken, düşük puan alan veya başarısız olan öğrenciler düz liseye, düz liselerin kontenjanlarına yerleşemeyen ve sınavda başarısız olan öğrenciler ise meslek liselerine devam etmektedir. Meslek liselerinin öğrenci profilini sınavda başarısız olmuş ve hiçbir okula yerleşememiş öğrenciler oluşturmaktadır. Bu durumu meslek lisesi yöneticileri ve öğretmenleri şu şekilde dile getirmektedir:

“Eleğin en altında kalan öğrenci bize geliyor.”

“Ekonomik olarak çok düşükler, akademik başarı olarak da. Biliyorsunuz nu çocuklar bir sınava tabi tutulup okullara yerleştiriliyorlar, önce fen liseleri sonra Anadolu sonra düz

115

liseler ve en son meslek liseleri tercih ediliyor. Yani sınavla hiçbir yere yerleşememiş, düz liseye bile girememiş öğrenciler bizim okulumuza geliyor. Bu okula bilinçli bir şekilde okulun işlevini bilerek gelen öğrenci çok az haliyle akademik başarı olarak oldukça düşükler.”

“Öğrenciler genel olarak ekonomik seviyeleri düşük ailelerin çocukları, akademik olarak düz liseye ya da Anadolu lisesine giremeyen, hatta bu sene kendi bölgelerindeki meslek liselerine dahi yerleşememiş, aile baskısı işte ailenin ‘sen okuyamazsın normal lisede yapamazsın, senden bişey olmaz, başka okulu zaten bitiremezsin en azından meslek lisesinde bir meslek sahibi olursun’ diyerek aile baskısıyla gönderdikleri çocuklardan oluşuyor.”

“Bizim öğrencilerimiz genel olarak taşra, kenar mahalle çocukları. Ekonomik olarak gelir düzeyi düşük ailelerin çocukları.”

Öğrencilerin meslek lisesini tercih etmesinde ailenin gelirinin önemli etkisi vardır. Geliri düşük olan ailelerin çocukları akademik başarıları düşük olduğunda da meslek lisesine gitmek zorunda kalmaktadır. Bu durumu meslek lisesi rehberlik servisinde görevli bir öğretmen şu şekilde dile getirmektedir: “Ailenin ekonomik durumu kötü olunca bu çocuğun akademik başarısına da yansıyor. Durumu iyi olan aile çocuğunu dersaneydi, özel hoca falan derken iyi kötü bir Anadolu lisesine yerleştiriyo. Ama durumu kötü olan aile çocuğu bir de başarısızsa mecbur meslek lisesine gönderiyor.” Öğrencilerin okul seçimi genellikle temel bilgi ve becerilerine göre değil o anki şartlara göre yapılmakta olup pek çok aile çocuklarının okul seçimi konusunda bilinçsiz bir şekilde hareket etmektedir.

Öğrencilerin anne-babalarının eğitim durumu okul türü arasında ilişki olup olmadığına ilişkin Ki-kare analizi sonuçları Ek Tablo 13’de sunulmaktadır. Buna göre öğrencilerin okul türü ile annelerinin eğitim durumu arasında anlamlı ilişki vardır (X2(6)=33,607 p.001<.05). Annelerinin eğitim seviyesini ilkokul mezunu ve altı olarak belirten öğrencilerin oranı en fazla meslek lisesindedir (%67). Annelerinin eğitim seviyesini

116

yüksekokul ve üzeri mezunu olarak belirtenlerin oranı ise Anadolu lisesinde yüksektir (%8).

Öğrencilerin devam ettikleri okul türü ve babalarının eğitim seviyesi arasında anlamlı ilişki vardır (X2(6)=17,883 p.007<.05). Babalarının ilkokul mezunu ve altı eğitim seviyesinde olduğunu belirten öğrencilerin oranı meslek lisesinde diğer lise türlerine oranla yüksekken (%36); yüksekokul ve üzeri mezunu olarak belirten öğrencilerin oranı Anadolu lisesinde diğer okullara oranla daha yüksektir (%18).

Tablo bütün olarak değerlendirildiğinde meslek lisesi öğrencilerinin anne ve babalarının eğitim seviyesinin diğer okul türlerine oranla görece daha düşük olduğu görülmektedir.

Eğitim seviyesi düşük olan anne-babalar çocuklarını yönlendirme konusunda yetersiz kalmaktadır. Ayrıca bu veriler meslek lisesine giden öğrencilerin hem gelir hem de anne-baba eğitim düzeyi daha düşük olan ailelerden geldikleri yönündeki bilgiyi destekler niteliktedir.

Gerilim teorilerine göre akademik başarının gencin suç ve şiddet davranışı üzerinde önemli bir etkisi vardır. Düşük okul başarısı, kötü okul deneyimi, düşük not ortalamasına sahip olma akademik başarıyı etkileyen önemli faktörlerin başında gelmektedir. Aynı zamanda bu faktörler genç açısından gerilime neden olan önemli etmenler arasındadır.

Akademik başarısızlık genç üzerinde bir gerilime neden olmakla birlikte bu gerilim de gençlerin suç ve şiddet davranışları sergilemesine yol açabilmektedir. Diğer yandan Emniyet Müdürlüğü Çocuk Şubeden alınan bilgilere göre Eskişehir’de 2012-2013 eğitim yılının ilk dönemi itibariyle 5 ve üzeri şiddet olayı yaşanan okullar arasında ilk sıralarda meslek liselerinin yer alması bu durumu destekler niteliktedir.

Öğrencilerin okul türünün akademik başarı ile ilgili değişkenlerle ilişkili olup olmadığına ilişkin Ki-kare analizi Ek Tablo 14’de sunulmuştur. Tabloya göre öğrencilerin devam ettikleri okul türü ve not ortalamaları arasında anlamlı ilişki vardır (X2(8)=24,050 p.002<.05 n=424). Her üç okul türü bağlamında Anadolu lisesi (%48), meslek lisesi

117

(%53) ve düz lise (%46) öğrencileri “2.50-3.49” not aralığında, yani orta başarı seviyesinde olduklarını belirtmişlerdir.

Öğrencilerin devam ettikleri okul türü sınıf tekrarı yapma arasında anlamlı ilişki bulgulanmıştır (X2(2)=12,343 p.002<.05 ). Buna göre sınıf tekrarı yaptığını belirten öğrenciler en fazla düz lise (%26) en az meslek lisesi (%13) öğrencileridir.

Okul türü ve devamsızlık yapma durumu arasında anlamlı ilişki vardır (X2(12)=57,197 p.001<.05 ). Tabloya göre Anadolu lisesi öğrencilerinin %2’si devamsızlık yapmadığını belirtirken %48’i “1-5 gün” devamsızlık yaptığını belirtmiştir. Meslek lisesi öğrencilerinin %3’ü devamsızlık yapmadığını belirtirken; 20 gün ve üzeri devamsızlık yaptığını belirtenlerin oranı %1’dir. Düz lise öğrencilerinin %7’si devamsızlık yapmadığını belirtirken; 20 günden fazla devamsızlık yaptığını belirtenlerin oranı %1’dir.

Okul türü ile disiplin soruşturması geçirip geçirmeme durumu arasında anlamlı ilişki bulunmamıştır (X2(2)=1,829 p.401>.05). Öğrencilerin büyük bir çoğunluğu (%86) disiplin soruşturması geçirmediğini belirtmiştir.

Ek Tablo 15’e göre öğrencilerin devam ettikleri okul türü ve gelecek hedefi arasında anlamlı ilişki vardır (X2(10)=28,876 p.001<.05). Öğrencilerin büyük bir bölümü (%81) gelecek hedeflerinin “üniversiteye gitmek” olduğunu belirtirken; “çalışma hayatına atılmak” (%17) ve “kendi işyerimi açmak” (%3) seçenekleri meslek lisesi öğrencileri diğer okul türlerine göre daha fazla tercih etmişlerdir.

Öğrencilerin akademik başarılarını etkileyen faktörler ve gelecek hedefleri bütün olarak değerlendirildiğinde okul türü ile not ortalaması, sınıf tekrarı, devamsızlık durumu ve gelecek hedefi arasında anlamlı ilişki bulunurken disiplin soruşturması geçirme durumu ile anlamlı ilişki bulunmamıştır. Buna göre öğrencilerin akademik başarıları genel olarak orta seviyededir, tamamına yakını (%87) sınıf tekrarlamak zorunda kalmadığını belirtmiştir. Devamsızlık yapma durumu ise meslek lisesi ve düz lise öğrencileri arasında Anadolu lisesi öğrencilerine oranla görece daha yüksektir. Özellikle uygulama yapılan

118

meslek liselerinde görüşme yapılan kişiler 9. sınıflarda devamsızlık oranlarının bir hayli yüksek olduğunu belirtmişlerdir.

Yukarıda belirtildiği gibi, her üç lise türünde yer alan öğrencilerin büyük bir çoğunluğu gelecek hedefini “üniversiteye gitmek” olarak belirtse de, öğrencilerin (özellikle de meslek lisesi öğrencilerinin) önemli bir bölümü gelecek hedefini “çalışma hayatına atılmak, kendi işyerimi açmak veya aileye ait işyerinde çalışmak” olarak belirtmiştir. Bu durum meslek lisesine devam eden öğrencilerin ailelerinin çocukları daha erken yaşta meslek sahibi olsun diye meslek liselerini tercih ettikleri yönündeki bilgiyi destekler niteliktedir. Meslek lisesi rehberlik servisinde görevli öğretmenler bu durumu şu sözlerle ifade etmektedir:

“Üniversiteye falan gitmek gibi bir hayalleri yok zaten bizimkilerin, çoğu okulu bitirip kısa yoldan para kazanmaya başlamak istiyor.”

“Eğitim onlar için önemli değildir, gelecek planları beklentileri yoktur. Haliyle akademik başarıları da çok düşük öğrencilerdir. Ancak genel olarak okul bittiğinde de çalışacak bir yer bulurlar, ya amcasının ya dayısının veya babasının yanında yani mutlaka yanında çalışacak bir akrabası vardır.”

4.2.1.2. Öğrencilerin devam ettikleri okul ile ilgili temel değişkenler