• Sonuç bulunamadı

Alt Tema 2: Spor ve Toplumsal Cinsiyet Uygunluğu

SERMAYE Ekonomik

4.3. Tema 3: Beden Eğitimi ve Spor Alanında Toplumsal Cinsiyet İlişkileri Bu tema altında sunulan veriler, çalışmanın ikinci problemine yanıt verecek

4.3.2. Alt Tema 2: Spor ve Toplumsal Cinsiyet Uygunluğu

Toplumsal cinsiyet ve spor ilişkisi, kız ve erkek öğrencilerin kadınlık ve erkekliği nasıl algıladıklarıyla (bir anlamda öznellikleriyle) yakından ilişkili görünmektedir. Beden eğitimi ve spor alanındaki toplumsal cinsiyet ilişkilerinin anlaşılmasında, yani kız ve erkek öğrencilerin bu alandaki konumlarının nasıl belirlendiğini ve kız ve erkek öğrenciler tarafından herhangi bir toplumsal cinsiyet stratejisinin uygulanıp uygulanmadığının anlaşılmasında, spor ve toplumsal cinsiyet uygunluğu alt teması önemli görünmektedir.

Her üç okulda hem kız hem erkek öğrenciler için genel bir spor-toplumsal cinsiyet uygunluğu söz konusudur. Her üç okuldaki öğrencilere spor ve toplumsal cinsiyet uygunluğu hakkında sorular sorulduğunda (Size göre kadınlar ve erkeklerin yaptıkları spor branşları farklı mıdır? Farklı olmalı mıdır?) hem kız hem erkek öğrencilerin büyük çoğunluğu, bireylerin sporları kendi toplumsal cinsiyetlerine uygunluğuna göre tercih etmeleri gerektiğidir. Bu bağlamda, kadınlara cimnastik, voleybol, yüzme, buz pateni ve tenis daha çok uygun iken, futbol, basketbol, boks, güreş ve halter erkeklere daha uygun sporlardır. Özellikle halter, güreş ve boks gibi geleneksel olarak daha çok erkeklikle özdeşleştirilen spor branşlarında bu daha çok belirginleşmektedir. Aşağıda bazı kız ve erkek öğrencilerin kadınların halter yapmaları ile lgili düşündüklerine yer verilmiştir:

Yapmamalılar işte. Ya ne bileyim bir kadın yapar mı? Halter kaldırır mı hiç? Olacak şey değil. Yok ama ya kim yapar öyle sporları. Bence diğer sporlar hakkında çok fikirleri olmadığı için bunları yapıyorlar (Okul A, AECEH, sf.5, 8-10).

Öğretmenim mesela Türkiye’de halterci bir bayan vardı öğretmenim, Türkiye’yi temsil eden çok çirkindi öğretmenim. Çok kaslı oluyorlar. Hiç yakışmıyor kızlara, bayanlara (Okul C, CÖZG, sf. 5, 13-15). Hiç izlemedim ki sevmediğim için halteri. Sevmiyorum yani. Bence kadın için gerekli değil halter. Erkek yapması gerekli (Okul C, CGIZ, sf.5, 21-22).

Basketbol, voleybol ya da futbol oynamaları iyi de boks, halter tarzı şeyler ya yani. Erkeklerle kadınlar ayrı değil diyorlar ama bence ayrı ve bunlar birer erkek sporu. Onları yapınca kaslar falan oluyor, bir kadında hoş durmuyor (Okul A, APEL, sf. 6, 19-22).

ABUS: Halteri kadınların nasıl yaptığını ben hala çözemedim. Hadi erkekler filan kaslıdır maslıdır. Yani zaten var olan özelliktir. Ama bir kadının bir Nurcan Taylanı gördüğümde ben bu ne? CK : Ne düşündün o an?

ABUS: Bu ne, ben böyle filan Allahım o ağırlığın altında kalırsa ne olur? Ya ben kadına pek halterin yakıştığını düşünmüyorum. CK : Peki neler yakışıyor?

ABUS: Kadınlara bence voleybol ve basketbol çok yakışıyor da fazla uzun olması pek yakışmıyor bir kadına. Sonra at gibi filan derler ya kadına.

CK : Peki erkekler?

ABUS: Erkeklere yakışır yani. Voleybolu pek erkeklere yakıştıramam. Ama onun dışında her şey olur yani (Okul A, ABUS, sf.7, 6- 17).

CK : Mesela bir kadın futbol oynayabilir mi ya da halter yapabilir mi?

AMEL: Yapabilir ama erkekler kadar iyi yapamaz. Mesela cimnastik, voleybol daha iyi yapar. Boksu, halteri. Onları erkekler daha iyi yapar.

CK :Nurcan Taylanı hatırlıyor musun?

AMEL : Evet. Bir kadın olarak o kadar ağırlığı kaldırabiliyorsa çok hırslıymış diye düşünmüştüm (Okul A, AMEL, sf. 8, 4-10).

CK : Nurcan Taylan vardı, hatırlıyor musun? BATA: Bence hiç yakışmıyor zaten.

CK : Neden?

BATA:Ya bilmiyorum. Erkeklerin yaptıkları sporlar kadınlara, kadınların yaptıkları sporlar erkeklere yakışmıyor.

CK : Erkeklere yakışmayan neler olabilir?

BATA:Mesela voleybol (Okul B, BATA, sf. 6, 5-12).

CK :Mesela halterci kadın sporcular var. Nurcan Taylanı gördün mü?

BALM:Iyyyy. Çok böyle oluyorlar, kaslı, çirkinler. Ne bileyim bir kadının kaslı olması garip geliyor bana. Bir kadın zarif olmalı en azından.

CK :Cimnastikçiler öyle mi?

BALM:Evet. Kesinlikle çok zarifler. Mesela Ruslara bayılıyorum. Sırf o yüzden Rusyaya gittim. Japonya, Çin filan da öyle. Çinliler zaten cimnastik dalında bayağı iyiler (Okul B, BALM, sf. 6, 1- 6).

Cimnastik ve dans ile ilgilenen BALM’ın söyledikleri daha kadınsı olarak görülebilen cimnastik sporu ile halter sporu arasındaki farklılığa işaret etmektedir.

BALM, basketbol, futbol, boks ve halteri erkek sporu olarak görmekle beraber, halteri ve boksu sevdiğini de belirtiyor (Ben halteri çok seviyorum, boksu çok seviyorum. Yine de eğlenceli bir şey bence). Fakat kendi ilgilendiği spor branşı ile karşılaştırdığında halter ile ilgilenen kadınları kadınlık normlarının dışında görüyor.

Ayrıca beden eğitimi ders ortamındaki toplumsal cinsiyet ilişkilerini anlayabilmek için sorulan bazı sorulara (Beden eğitimi dersinde iki konu işlenecek. Biri futbol, biri cimnastik. Hangisini tercih edersiniz?) öğrencilerin verdikleri cevaplar, spor ve toplumsal cinsiyet uygunluğuna dair ipuçları vermektedir. Bu cevaplar her üç okulda benzer olmakla birlikte, farklı öznellikler de mevcuttur. Bu soru ile ilgili veriler, bir sonraki alt temalarda da ele alındığı için burada kısaca değinilmiştir. Aşağıda beden eğitimi ve toplumsal cinsiyet ilişkisi ile ilgili olan soruya Okul A öğrencilerinden ASIL’ın verdiği yanıt, öğrencilerin spor ve toplumsal cinsiyet uygunluğuna dair düşüncelerinin beden eğitimi dersindeki etkinlik seçimlerinde etkili olabileceğini göstermektedir:

CK :Erkekler?

ASIL :Futbol yada basketbol

CK :Erkeklerden voleybolu seçen olur mu?

ASIL :Evet, belki olabilir. Ama mesela cimnastiği seçen olmaz. Çünkü onlar işte böyle hareketli, kıvırma filan, ben kızmıyım düşüncesi CK :Seçen olursa sen ne düşünürsün?

ASIL :Ha ha gülerim. Aslında çok normal bir şey ama bir erkeğe yakıştıramıyorum (Okul A, ASIL, sf. 5, 16-23).

Bu temanın birinci alt temasında söz edilen farklı öznellikler, burada da söz konusu olmaktadır. Örneğin Okul A’ dan AECE geleneksel kadınlığa bir karşı duruş sergilerken, bunu toplumsal cinsiyet ve spor ilişkisine de yansıtmaktadır. Kadınların erkek sporu olarak görülen sporlarda yer alması gerektiği, spor ortamında da kadının erkeğe eşit konumun olması gerekliliğinden yana.

CK :Bazı sporlar kadınlar için çok yeni. Halter, güreş. Bu konuda ne düşünüyorsun?

AECE:Gurur duydum. Ülkemizde erkekler kadından daha üstün diye bir şey var. Ama ben buna inanmıyorum. Hatta bu yüzden büyüyünce bir kadın derneğine bağışta bulunacağım. Erkeklerle bizim haklarımızın eşit tutulmasından yanayım. Belki onların yapabildiği her şeyi yapamayız ama en azından deneyebiliriz. Mesela futbol erkek işi, sen hanım hanımcıksın yapma böyle şeyler. Benim spor yapmamın ya da futbol oynamamın en

temel nedeni de bu. Mesela benim…Kızları var. Akrabalarım. Hadi futbol oynayalım dediğimde aa AECE neden böyle söylüyorsun? Sen tenise devam et, güzel güzel sporunu yap, hanım hanımcık kız sporu dediler. Mesela tüm kızlar badminton, voleybol oynuyorlar. Ama mesela ben voleybol hiç sevmem. Basketbol oynarım. Erkeklerin arasında tek basketbol oynayan ben vardım. Ama yine de oynuyorum (Okul A, AECE, sf.3/4:24-34/1-3).

Okul B’den BARZ da bu konuda aynı görüşe sahiptir. BARZ da AECE gibi, geleneksel kadınlığa bir karşı duruş sergilemekte, beden eğitimi dersinde erkeklerle birlikte futbol oynamaya çalışmakta, bu yüzden bazı erkek arkadaşları tarafından inatçı olarak da adlandırılmaktadır. Aşağıda BARZ’ ın halter sporuyla ilgilenen kadınlar hakkında görüşleri verilmiştir:

Bence çok güzel. Kendilerini göstermişler, bizim de güçlü olduğumuzu. Bence erkek işi değil halter, ben güreş bile yapıyorum. Kızlar hep böyle kendini yapamayacağım yapamayacağım diye yönlendiriyorlar. Mesela takla atmak. Dünyanın en basit şeyi ama yapamayacağım diyorlar ve yapamıyorlar. Sevmiyorum denmemeli, çaba göstermeli (Okul B, BARZ, sf.5, 25-28).

Aşağıda Okul C’den bir erkek öğrencinin halter ile kadınların ilgilenmesi konusunda söyledikleri, farklı bir yorum olarak görünmektedir. TERD’in söyledikleri, yaşanılan bölgenin ve toplumsal ortamın bireylerin ilgilendikleri sporda belirleyi olabileceği düşüncesini doğurabilmektedir.

CK :Mesela bir kadının halter yapmasını nasıl buluyorsun?

CERD:Bilmiyorum hocam. Ama bu çevrede oturuyorsa kendini koruması için gerekir hocam. Bu çevrede kendini koruması gerekiyor kızın hocam (Okul C, CERD, sf.9, 2-3).

Her üç okulda erkeklerle yapılan görüşmelerde ve ders gözlemlerinde, ağırlıkları farklı olmakla birlikte bütün erkeklerin yaşamında ortak etkinlik futboldur. Bazıları etkin olarak katılırlarken, bazıları izleyici ve taraftar olarak ilgilenmektedirler. Öğrenciler arasında kavga çıkma ve bir yerlerin kırılması olasılığı yüzünden, Okul A’ da futbol yasak iken, Okul C öğrencilerinin sadece beden eğitimi dersi değil, tenefüsler ve serbest zamanları da futbol oynayarak geçmektedir. Okul B’de ise basketbol beden eğitimi dersi ve ders dışı zamanlarda

daha etkili olarak görülmesine rağmen, erkek öğrencilerin bir çoğu geçmişlerinde futbol ile ilgilenmişler, bazıları da etkin olarak ya da sadece izleyici olarak ilgilenmeye devam etmektedirler. Futbolun her üç okulda bu kadar görünür olmasının ardında futbol ve erkeklik ilişkisinin yattığı ileri sürülebilir. Sadece erkeklerle değil, kızlarla yapılan görüşmelerde de bu ilişki belirgindir.

Okul C’de iki öğrenci hariç bütün erkek öğrenciler, beden eğitimi dersinin özellikle ikinci ders saatinde okul bahçesinde futbol oynuyorlar. Hemen her futbol maçında kavga oluyor. Kavgaların nedenini ve belki de futbolda kavga çıkma olasılığının yüksek olmasını CBUR şu şekilde anlatmaktadır:

CK :Okuldaki maçlarda hiç sorun yaşanır mı?

CBUR:Yaşanıyor. Ooooo bayağı yaşanıyor. Mesela ofsayt olur saymazlar. Ofsayt ama başka bir şeyde. Biz onu kullanmıyoruz da bazen oluyor hakemler olduğu zaman. El olur mesela birisini eline değer yok el değildi. Yok işte faul olur yok faul değildi.

CK :Bu itirazlar nasıl olur?

CBUR:Bazen küfür edilir. Bazen kavga edilir. Bazen sinirlendiğimiz zaman ayak topuklarımızla giriyoruz hocam. Direk giriyoruz böyle.

CK : O ne demek?

CBUR:Topa mesela ayağımızı direk kaldırarak giriyoruz. CK : O zaman daha mı sert oluyor?

CBUR:Tabi daha sert hareket. O zaman daha iyi alabiliyorsunuz topu. Karşı takımdaki de ona tahammül edemiyor. Sert giriyoruz, faul diyor. Biz de faul değil diyoruz. Ondan kavgalar falan çıkıyor.

CK :Böyle bir şey senin başına geldi mi?

CBUR:Yaptım. Defansta yaptım. ….’de TÖZK diye bir futbolcu öğrenci var. İşte o hep geliyordu forvette oynuyordu. Hep ayağına basarak alıyordum. Gıcığıma gidiyordu. Dövüşmeye falan kalkıyordu. Ondan sonra, aynı boyumuz neredeyse o da dövüşmeye falan kalkıyordu. Bir, iki, üç dövüştük falan. Fazla dövüşmedik ama iki, üç dövüştük (Okul C, TBUR, sf6, 3-19).

Bu genel ortaklığın yanında, her üç okulda sayısı az olmakla beraber futbol ile bu tür bir ilişki kurmayan erkek öğrenciler de vardır. Örneğin, AMEL ve ASER futbol oynayamadıklarını düşünüyorlar ama, beden eğitimi dersine girmediklerinde banklarda oturup kartlarla futbol oynuyorlar. Ya da AONU örneğinde olduğu gibi, bazı öğrenciler futbolda meydana gelen, kavgalar ve sertlikler yüzünden futbolla ilgilenmeyebiliyor:

Futbolu seçmem. Çok koşmak gerekiyor. Kavga oluyor, çok kayma oluyor, birbimizi itebiliyoruz, o yüzden. Çok koşmak gerekiyor, çok yoruluyorsun, çok koşma oluyor. Futbolun kuralları daha sert (Okul A, AONU, sf.9, 30-34).

Okul B’de de futbolla ilişkili farklı öznellikler söz konusudur. Bazı öğrenciler, hegemonik erkeklik alt temasında sözü geçen, sınıfta ayrıcalıklı konumda olan öğrencilerle birlikte futbol oynamayı tercih etmiyorlar. Fakat daha çok kadınlıkla örtüşen bir spor branşıyla futbol arasında seçim yapmak durumunda kaldıklarında futbolu tercih ediyorlar. Burada görünür olan, erkeklik normlarının –bu her zaman kadını ve kadının yaptıklarını ötekileştirir- diğer öğrencileri nasıl sınırlandırdığı ve zorunlu tercihlere sürüklediğidir. Bunun nedenlerini BARD çok güzel anlatmıştır:

CK :Peki son soru. Öğretmeniniz dedi ki bugün derste iki konu işleyeceğiz; biri cimnastik diğeri futbol. Sen hangisini seçersin?

BARD:(Sessizlik). Ben futbolu seçerdim de şimdi bu adamlarla futbolu seçeyim ne yapayım artık, cimnastiğe gidecek kadar da light değiliz..

CK :Erkeklerden cimnastiği seçen olur mu? BARD:BEFE olsaydı BEFE seçerdi.

CK :Ne düşünürdünüz?

BARD:Balet, Türk Sanat Müziği çocuğu. Derste Türk Sanat Müziği söylüyor: “Bir şarkısın seeen”

CK :Kızlar neyi seçer?

BARD:Hocam kızlar futbolu seçse dünyanın sonu gelir hocam..İntihar ederiz. Belki BARZ seçer. Mesela geçen sene geldi futbol topu aldı oynadı, ama düştü yere sonra…

CK :Erkekler alır mıydı BARZ’ı?

BARD:Ha ha ha şimdi seçim yapıyorlar: “Ahmet, BARZ… ha ha ha ha ha Hocam BARZ’ı sucu olarak seçerler: “Su getir BARZ”…. (Okul B, BARD, sf. 4, 1-14).

Fakat BEFE de futbol ve toplumsal cinsiyet konusunda BARD ile aynı görüştedir: CK :Kızlarla futbol oynadınız mı hiç?

BEFE:Kız futbol oynar mı? Kız futboldan ne anlar? Kızın olduğu yerde ben oynamam. Kız futboldan ne anlar?

CK :Neden?

BEFE:Erkek oyunudur. Sert oyundur. Erkek vurdu mu gider ağlar, zırlar (Okul B, BEFE, sf.4, 12-16).