• Sonuç bulunamadı

BĐLGĐLER, BORÇLANMA ĐLE ĐLGĐLĐ DÜŞÜNCELER BORÇLANMANIN SINIFLANDIRILMASI, BORÇLARININ

1.10. Devlet Borçlarının Đdares

1.10.1. Devlet Borcunun Alınması

1.10.1.1. Borçlanma Yetkis

1.10.1.1.4. Alacaklılara Sağlanan Menfaatler

Kişi ve kurumları ellerindeki nakit değerleri devlete vermeye razı edebilmek için kendilerine bazı yararların sağlanması gerekir. Çünkü bireyler ve kurumlar da tasarruflarını devlete verirken karşılığında devletten alacakları faydaları değerlendirirler. Tabi ki bu faydaların diğer borç talep eden yerlere göre daha fazla olması gerekir. Devletin, istediği borcu alabilmek için alacaklılara sağladığı faydalar çeşitlidir.

Bu yararlar, genellikle faiz ödemesi biçimindedir. Bazı hallerde faiz yanında başka ek yararlar da sağlanabilmektedir. Devlet tahvillerinde, alıcılara faiz yanında başka türlü yararlar da sağlanabilir. Bu yollardan birisi piyango uygulamasıdır. Bu yol, elde edeceği faiz gelirinin istikrarına çok fazla önem vermeyen ve risk almayı seven küçük sermaye sahibi kişiler için tahvilleri cazip kılmak amacıyla bazen kullanılır. Çok yaygın bir uygulama görmemiş olmasına rağmen, bu tür borçlanmalar, toplumun bir kesimince, normal borçlanmalardan daha fazla ilgiyle karşılanabilir.

Devlet borçlarına yazılanlara, faiz dışında sağlanan yararların en önemlisi tahvil gelirlerinin vergi istisnasına sahip olmasıdır. Bu uygulama başlıca iki sorun yaratır. Birincisi bu istisna ile gelir ve kurumlar vergi

sistemlerinde meydana gelen açık, diğeri ise istisnanın çeşitli kişiler için ifade ettiği yararın çok farklı oluşudur. Aşağıda bu faydalardan, bölümler halinde kısaca bahsedilecektir (Tural, 1992: 48).

1.10.1.1.4.1. Faiz

Devletin aldığı borçlar karşılığında alacaklılara sağladığı menfaatlerin en önemlisi faizdir. Tasarrufun, nakit konumunu kaybetmesi, bu nakdi borç

alacak olan devletin vereceği faize bağlıdır (Tural, 1992: 48). Faiz oranının yüksek veya düşük oluşu, bu oranının piyasadaki mevduat faizleri ile serbest piyasadaki faiz oranlarıyla karşılaştırılması, bireyleri veya kurumları devlet tahvili almaya yöneltmekte veya vazgeçirmektedir.

Faiz oranının belirlenmesinde, devlet tarafından bazı şartların göz önüne alınması gerekir. Bu şartların başında tahvillerin süresi gelmektedir. Buna göre, uzun süreli tahvillerin faizleri, kısa süreli tahvillere göre daha yüksektir. Çünkü bu senetlerin likiditesi azdır ve uzun bir süre likiditeden vazgeçmek için daha yüksek bir bedel talep edilir. Kamu borcunda, tahvillerin faiz oranı kanun ile belirlenir ve tahvillerin üzerinde gösterilir. Bu faiz oranına “nominal faiz” adı verilir. Bununla beraber tahvillerin üzerinde yazılı faiz oranı ile işlem gördüğü faiz oranı farklı olabilir. Tahvillerin işlem gördüğü faiz oranına da “gerçek faiz” oranı denir (Türk, 2008: 190).

1.10.1.1.4.2. Başabaşın Altında Đhraç

Devlet, genel olarak borç senetlerini üzerlerinde yazılı değerler üzerinden satar. Borç senetlerinin faizini ve anaparasını belirlenmiş olan süre sonunda alacaklısına öder. Fakat bazı durumlarda devlet borç senetlerini vadesi sonunda ödeyeceği faiz miktarı kadar düşük para karşılığı satar ve vadesi sonunda borç senedi üzerinde yazı miktarı alacaklısına öder (Tural, 1992: 48). Bu tip uygulamalara başvurma nedenlerinden birincisi, devletin, kamu kredisinin iyi olmadığı zamanlarda piyasada faiz haddini görünüşte korumak amacıyla alacaklılara onun üstünde bir kazanç sağlamasıdır. Đkincisi

ise, devletin ödenecek borçların faiz yükünü azaltma imkanı sağlamış olacağıdır.

Bu tip ihracın; kırtasiyeciliği arttıracağı, tahvil şartlarının anlaşılabilirliğini kısıtlayarak, ileride bir konversiyona başvurma imkanını azaltabileceği, şimdiki nesli koruyarak gelecek nesillere ağır bir yük yükleyeceği, devleti ileride altından kalkamayacağı bir yük altına sokabileceği gibi eleştirileri yapılmıştır (Türk, 2008: 191).

1.10.1.1.4.3. Primli ve Đkramiyeli Đhraç

Prim ve ikramiyeli devlet tahvilleri de önceden belli bir faiz karşılığında piyasaya sürülür. Devlet borç senetlerinin satışını sağlamak veya hızlandırmak için kura çekilişi veya benzeri yöntemlerle tahvillere ikramiye vermeyi taahhüt eder. Bu yöntemle satılan devlet tahvilleri tasarruf sahiplerine maddi olduğu kadar psikolojik özendirme de sağlar.

1.10.1.1.4.4. Vergi Muafiyeti

Vergi muafiyetiyle alacaklılar, faize ek olarak vergi muafiyetinden faydalandıkları miktar kadar ilave bir yarar sağlarlar. Tabi bu durum vergi geliri kadar vergi kaybına da neden olur (Tural, 1992: 48). Ağır gelir vergisi ödemek istemeyen birçok insan varlığını devlet tahviline yatırarak, bu tahvillerin kuponlarından sağladıkları kazançla çalışmadan yaşamayı tercih edebilir. Bu da aylak bir rantiye sınıfının türemesine sebebiyet verebilir (Türk, 2008: 195).

1.10.1.1.4.5. Borç Senetlerinin Paraya Çevrilebilme Kolaylığı

Alacaklı, borç verirken elindeki nakit paranın kullanımından belli bir süre vazgeçer. Devlet, nakit kullanımdan bir süre vazgeçme nedeniyle alacaklıda oluşabilecek ürkmeleri engellemek için devlet senetlerine vadesi dolmadan da paraya çevrilebilme özelliğini yüklemiştir. Fakat böyle

durumlarda alacaklı sadece senedin bir kısım faizini alır. Bu kolaylık, kişileri devlet borç senedi almaya iten en önemli nedenlerdendir.

1.10.1.1.4.6. Kıymet Değişmelerine Karşı Garanti

Devlet tahvili alanlar tasarruflarının enflasyondan etkilenmesini ve değer kaybetmesini istemezler. Bu nedenle devlet de senetlerin değer kayıplarına karşı; borsada piyasa faizinin altında kalan tahvillerin faizini yükseltme garantisi, eski tarihli tahvillere sonradan çıkacak olan tahvillere sağlanacak ilave faydaları verme garantisi, satın alınıldığı zaman üzerinde yazılı değer ile ne miktarda altın alınabiliyorsa ödeme tarihinde de aynı miktarda altın karşılığı ödeme yapılmasının garanti edilmesi gibi uygulamalarla özendirici tedbirler alır (Tural, 1992: 48).

1.10.1.1.4.7. Borçların Değiştirilmesi

Borçların değiştirilmesi, borç toplamına dokunulmadan borç yükünün hafifletilmesi veya vadesinin uzatılması için alınan tedbirlerdir. Çeşitli nedenlerle borcun ödeneceği tarih yaklaştığı zaman borç aktinin şartlarında önemli değişiklikler olabilir. Söz konusu değişiklikler genelde borçlunun lehine değil aleyhine gelişir. Bu durumda devlet, borç senetlerini yeni borç senetleri ile değiştirir veya alacaklıyla karşılıklı görüşmeler yaparak uygun şartları olan yeni bir ödeme planını kabul ettirmeye çalışır. Devlet, borçlarını genellikle zor durumda kaldığı zaman yeni borçlarla değiştirme yoluna gider. Çünkü değişiklikler maddi ve manevi yeni yükler getirir. Dış devlet borçlarındaki değişiklikler ekonomik faaliyetleri doğrudan, iç devlet borçlarındaki değişiklikler ise dolaylı olarak etkiler (Tural, 1992: 50).

ĐKĐNCĐ BÖLÜM

BORÇ YÜKÜ, BORÇ YÖNETĐMĐ, BORÇLARIN