• Sonuç bulunamadı

1.1. DİN DUYGUSU VE İNANMA İHTİYACI

1.1.32. Ahmet Midhat, Müşâhedât

Kahramanların din duygularının belirtildiği romanda, birçok dinî konu ve dinî unsur işlenmiştir. Eserdeki kahramanların farklı dinlere mensup olmaları ve yazarın hem anlatıcı hem de bir kahraman olarak bizzat olayların içinde yer alması romanı ilginç kılar. Kahramanların farklı dinlere mensup olmaları, değişik dinî konuların tartışılmasına da sebep olur.

Refet; yirmi dört, yirmi beş yaşlarında yakışıklı bir gençtir. Babasından kalma serveti tükenince aklı başına gelmiş, babasının dostu olan Seyyit Mehmet Numan adlı bir tüccarın yanında çıraklık yapmaya başlamıştır. Seyyit Mehmet Numan; Refet’i, İstanbul’un bahçıvanlık ürünlerini Avrupa’ya ihraç etmekle görevlendirmiş ve verdiği aylıktan başka bahçıvanlık ürünlerinin alım satımından kalan kârın yarısını da ona bırakmıştır.

İtalyan olan Antuvan Kolariyo, Novart adında bir aşufte kadınla evlenir. Ancak Novart onu aldatır ve başka bir erkekten hamile kalır. Antuvan Kolariyo, bunu öğrenince şaşırır ve ne yapacağına bir türlü karar veremez. Hristiyanlık kurallarına göre boşaması da mümkün değildir. Ayrıca başkalarına karşı rezil olmak da istemez. Mecburen onunla beraber yaşamak zorunda kalır. İlişkilerini keserek aynı evde yaşamaya devam eder. Karnik adındaki sefil çocuk, bu kadının gayr-ı meşru doğan oğludur. Antuvan Kolariyo, sonunda Maryam Dudu isimli bir kadını metres yapar. Agavni de bu beraberlikten doğmuştur. Refet, Müslüman; Agavni ve Siranuş ise, Hristiyandırlar. Bir yemek toplantısında bu üç şahıs ve yazarın arasında, dinlerde boşanma konusu tartışılır. Bu vesile ile Hristiyanlıktaki boşanma ile İslâmiyetteki boşanma durumları karşılaştırılır. Hristiyanlıktaki boşanamama durumu eleştirilir (108). Agavni ile beraber Refet’i seven bir de efendisinin çirkin kızı Feride bulunmaktadır. Tüccar Seyyit Mehmet Numan, çirkin kızı Feride’yi, Refet’e vermek ister. Refet, önce reddeder, sonra da sırf efendisine itiraz etmemek ve fedakârlık etmek için fazla düşünmeden kabul eder. Bu arada Feride’ye Karnik de talip olur.

Seyyit Mehmet Numan, ticaretle uğraşan zengin bir işadamıdır. Doksan yaşlarında, Mısırlı, mert, akıllı, iyiliksever, davranışları ölçülü ve dinini bilen ve yaşıyan bir kişidir. On yedi yaşlarında olan çirkin kızı Feride, her bakımdan mükemmel olan babanın başına dert olur. Şirkethanesinde, Karnik adında sahtekâr bir Ermeni çalışmaktadır. Karnik, sırf Seyyit Mehmet Numan’ın servetinden yararlanmak için kızı Feride ile evlenmeyi düşünür. Fakat

kendisi Müslüman olmadığı ve Seyyit Mehmet Numan’ın ise, zengin, zenginliğinin yanında da Müslümanlık görevlerini titizlikle yerine getirmek isteyen birisi olduğunu bildiği için geçici bir süreyle, Müslüman olmayı düşünür. Seyyit Mehmet Numan’a gelir ve Müslüman olmak istediğini söyler. Akıllı birisi olan Seyyit Mehmet Numan, onun niyetini anlar ve İslâmiyetle ilgili sorular sorarak onu mahcup eder. Ancak iyilik sever olan Seyyit Mehmet Numan, yine de yardım etmek ister. Siranuş’la aralarında gerçekleşebilecek evlenmeye yardımcı olacağını vadeder. Bu vesile ile aralarında din değiştirme ile ilgili uzun bir konuşma geçer. Karnik’e, din değiştirme ve dinî konularda kapsamlı bilgiler ve öğütler veren Seyyit Mehmet Numan, konuşmanın sonunda ona verilecek bir kızının olmadığını söyler (142-144). Refet, açık göz ve mert bir delikanlıdır. Sarışın Agavni ile sakin bir hayat yaşamaktadır. Bunun yanında Agavni’nin arkadaşı Siranuş ile de sürekli görüşür ve aralarında farklı konularda olduğu gibi dinî konularda da konuşur tartışırlar. Bunların konuşmalarına ve tartışmalarına katılan diğer bir kişi de yazarın kendisidir. Yazar, bunlara her konuda olduğu gibi dinî konularda da bilgiler vererek onlara ağabeylik yapar. Hepsiyle samimîdir. Romanı asıl anlatan yazar, kendisinden ben diye söz eder. İşte bir gün Siranuş, yazara Feride’nin Refet’e âşık olduğunu; ancak arkadaşı Agavni’nin de onu sevdiğini söyler. Dinlerinin farklı olduğunu söyleyerek bunun zorluklarına değinir. Yazar ise, buna İslâmiyetin cevaz verdiğini bunun çok örneklerinin olduğunu anlatır. Bununla beraber, onun Müslümanlığı kabul etmesinin daha iyi olacağını söyler. Böyle din değiştirip evlenenlerin emsalinin çokluğuna da değinir (191). Agavni’nin arkadaşı esmer güzeli Siranuş da Refet’i sevmektedir. Ancak, arkadaşına hıyanet edemeyecek bir yaratılıştadır. Refet de Siranuş’u sever ise de metresine hıyanet edemeyecek kadar merttir.

Feride, Refet’le evlenebilmek için Agavni’yi ortadan kaldırmak ister. Adam tutar ve Agavni’yi Şirket-i Hayriye Vapurundan inerken denize düşürtüp öldürtür. Ancak Agavni’nin ölüm haberini alınca teessüründen dolayı hastalanır, perişan bir vaziyete düşer ve çok geçmeden vefat eder. Seyyit Mehmet Numan olanları öğrenir ve çok üzülür. Birden çöker. O, artık iyice yaşlanmıştır, işten ayrılır, Hicaz’a gider ve orada vefat eder.

Seyit Mehmet Numan’ın söylediklerini hazmedemeyen Karnik, huyundan vazgeçmez ve sahtekârlıklarına devam eder. Karnik; Seyit Mehmet Numan’ın ticarethanesinde çalışmış, onun servetini elde etmek ve kızıyla evlenmek için Müslüman olacağını söylemiş, Siranuş’la

evlenmek için onun da başına bazı çoraplar örmüştür. Siranuşla nikâhlarının yapılacağı gün efendisinin bir miktar parasını çalmış ve şişman bir kadınla Avusturya’ya kaçmıştır. Şişman kadın da kocasının parasını çalmıştır. Onun da parasını bitiren Karnik, bazı cinayet işlerine karışmış ve en sonunda, yakalanıp adalete teslim edilmiştir. Mahkemede idam cezası verilmiştir. Bunları anlatan yazar, onun yakalandığını ve birçok yolusuzluktan yargılandığını bir gazeteden okuyunca; Karnik’in durumu ve ilâhî adaletle ilgili şu yorumu yapar: “Ruh hisseder ki adalet-i ilâhîye mazlumun intikamını alacaktır. Ruh bunu hissederek bir havf-ı ilâhî ile sahibini silâh-ı hâle sevkeyler. Zihni, kalbi nice batıl ile teşevvüş etmiş kararmış olanlar o mukaddes havfı zayi ederler de ondan sonra mücrim câni olurlar. Mu’tevihâne bir hikmet ile gevezeleniyoruz zannetmeyiniz. İşte Avrupa gözümüzün önünde duruyor. Oranın kanunları daha şiddetli fakat Allah korkusu yüreklerden çıkmış olduğu için cinayetler dahi çoğaldıkça çoğalmaktadır. Feride ile Karnik’in ahvali bu hikmetin aleyhine bürhandır zannetmeyiniz (...) Biz insanı benî nev’ine taarruzdan men eden şey Allah korkusu olduğunda karar kılmış idik. Bu havf re’s-i hikmettir. Her cahil nâdan o nimet-i hikmete nail olabilir mi? Sarhoş ise bir mecnun-ı muvakkattır. Hamd olsun fikirleri nazarları nur-ı maarifle tenevvür eylemiş bulunan Osmanlı halkı meyanında cinayat nadirattandır” (257).

Agavni ve Feride’nin ölümlerinden sonra yalnız kalan Siranuş ile Refet daha da sık görüşür, beraber olurlar. Dolayısıyla daha önce de birbirlerini seven bu iki cömert arkadaşın sevgileri, gün geçtikçe artar. Durum böyle olunca bundan sonraki konuşmaların büyük bir kısmını farklı dinde olanların evlilik durumu oluşturur. Bu konuda fikrine başvurdukları kişi ise, daha önce de belirttiğimiz gibi Ahmet Midhat’tır. Yazar, Hristiyan olan Siranuş ile Müslüman olan Refet’in evlenme durumları hakkında dinleri farklı da olsa İslâmiyete göre Müslüman bir erkeğin farklı bir dinde olan kadınla evlenebileceğini, ayrıntılı bir şekilde anlatarak onları sevindirir (268, 272). Siranuş’un babası, kızını Ermeni terbiyesine terkettikten sonra Tunus’a gitmiş ve orada vefat etmiştir. Ölümünden önce Siranuş’a bir vasiyetname göndererek mal varlığını kızına bırakmıştır. Bu arada Siranuş’un babasından gelen vasiyet mektubu olayların seyrini daha da belirgin hâle getirir. Sonradan öğrendiğimize göre Siranuş’un babası olan Tunuslu Ali Osman Topuz, dinine bağlı bir Müslümandır. Bunu kızına yazdığı uzun vasiyet mektubundan anlıyoruz (292-294). Tunuslu Ali Osman Topuz, Ermeni bir kadından olan kızı doğduktan sonra kızın Ermeni terbiyesi ile yetişmesini sağlamıştır. Bu durum bir Müslüman’ın Hristiyanlığa ve Hristiyanlara ne kadar hoşgörü ile yaklaştığını göstermesi bakımından önem arzetmektedir. Tunuslu Ali Osman Topuz, ayrıca yazdığı uzun vasiyet

mektubunda kızının Müslüman olmasını arzu eder. Bununla beraber, İslâmiyette, zorlamanın olmadığını belirtmek için onu serbest bırakır. Burada İslâmiyet ve diğer dinler hakkında da bazı bilgiler vermiştir. İslâmiyet, Hristiyanlığı aslı itibariyle içermektedir. Kızının Müslüman olmasını arzu eden baba, mektubunda bunu da belirtmektedir (294-296). Siranuş, babasının gönderdiği vasiyet mektubundan sonra Müslümanlığı kabul eder. Onun nasıl Müslüman olduğu konusu, yazar tarafından değişik sorularla açılarak uzun uzun anlatılır. Burada, Siranuş, hiçbir etki altında kalmadan isteğiyle Müslümanlığı kabul ettiğini anlatır. Zaten bir menfaat karşılığında Müslüman olunamayacağını da sorulan sorulara cevap verirken anlarız (309-312). Vasiyeti, Siranuş’un babasının bir dostu getirmiştir. Siranuş Müslümanlığı kabul ettikten sonra Refet’le güzel bir düğün yaparak evlenir. Refet ile Siranuş’un evlilikleri üzerinden bir buçuk sene geçer. Refet bir ticaret için Mısır’a gider. Oradan, Ahmet Midhat’a gönderdiği bir mektupta, Seyyit Mehmet Numan ile ilgili şu satırları yazmıştır: “Hicaz’a mağfiret tarzda pirimiz Seyyit Mehmet Numan’ın garik-i lücce-i gufran olduğunu o taraflardaki dostlarımızdan aldığımız mektuplardan maatteessüf okuduk. Hükûmet-i Şer’iyye vasıtasıyla sülüs-i malını fukara-yı Medine’ye vasiyet etmiş. Zevcesine de hin-i vefatında böyle bir vasiyetle ibka-i nam etmesini emir ve tavsiye ederek ihsan-ı veçhile son nefesini teneffüs eylemiş. Dünyada bu adam kadar akılâne çalışkan mesut müreffeh yaşamış hiçbir kimseyi daha bilemiyorum. Âhiretinin dünyası gibi mamur olması duasındayım. Sen de bu duaya âmin diyenlerdensin. Değil mi karındaşım? Şüphe yok! Amin! Hem de sad hezeran âmin!...” (318-319). Roman bu cümlelerle biter.

Romanda yer alan otuz üç kahramandan on üçü Müslüman on dokuzu Hristiyan biri de Yahudidir. Müslüman olanlar: Ahmet Midhat, Seyyit Mehmet Numan, Refet Bey, bir bahçıvan, bir aşçı, Hacı İzzet, Feride, Siranuş Hanım, Siranuş’un babası Tunuslu Ali Osman Topuz, Ahmet Midhat’ın kardeşi Cevdet, bir hamal, Arnavut olan bozacı ve kahveci Abdullah Ağa. Hristiyan olanlar: Matmazel Agavni, Antuvan Kolariyo, Agavni’nin üvey kardeşi ve Novart adlı bir aşufte kadının oğlu olan Karnik, Karnik’in aşufte annesi olan Novart, Antuvan Kolariyo’nun metresi Maryam Dudu, edepli ve yaşlı bir kadın olan Vartov Dudu, Vartov Dudu’nun kocası olan Bogus Ağa, Ermeni olan Kirkor, Rum hizmetkar, Fransız edebiyat muallimesi Madam C., Alman Muzıka muallimesi, Zangoç, Rum ebe, Madam Bayzar, Novart’ın kızı ve Karnik’in kızkardeşi olan Takohi, Siranuş’un annesi, Ermeni Patriği, Fransız papaz, Aye Boj ve Bir Yahudi. Olayların gelişimi içinde din duygularından ve

inançlarından bahsettiğimiz şahısların dışında ismini ve mensup oldukları dini yazdığımız diğer kahramanların din duygularından pek bahsedilmemiştir.