• Sonuç bulunamadı

Ahiret Hayatını İnkar Etmeleri

2. KUR’AN’DA KÂFİRLERİN TASVİRİ

2.2. KÂFİRLERİN ALLAH’I LAYIKIYLA TAKDİR EDEMEYİŞLERİ

2.2.4. Ahiret Hayatını İnkar Etmeleri

Kainata bakışlarıyla ilgili zikredilenler içinde de vurgulandığı gibi, müşrikler öldükten sonra dirilişi kısaca âhiret hayatını inkar ederler. Müşriklerde şirke bulaştırılmış bir yaratıcı Allah inancı görülmekle beraber, insanı şaşırtan ve dikkatini çeken bir husustur ki, âhiret hayatına karşı şüphe ve inkar içindedirler. Müşriklerde öldükten sonra dirilme inancı görülmemektedir848. İslam öncesi araplar arasındaki hakim olan ölüm anlayışına göre, ölümle beden yok olmaktadır. Ruhun akibeti hususunda ise kesin ve açık-şeçik bir inanca rastlanılmamaktadır849.

Kur'an-ı Kerîm’de “âhiretin inkarı”, pek sıkça dile getirilip batıllığı vurgulanan meselelerden biridir. Öldükten sonra dirilişin inkarı meselesi, Mekkî surelerde, Medenî surelere nisbetle daha fazla yer almaktadır. “Küfr” kelimesinin, ahiret terimiyle beraber kullanımı da ekseriyeti teşkil etmektedir. Yine Yüce Allah, dünya hayatından sonraki hayatın inkarını, ekseriyetle “âhiretin inkarı”, kendisine kavuşma(likâ)yı inkar” veya “likayı unutma” gibi tabirlerle anlatmaktadır:

Cennetliklerle cehennemlikler arasındaki konuşmaların ve kafirlerin cehennem azabına müstehak ve Cennet nimetlerinden mahrum olmalarının sebeplerinin zikredildiği şu âyette, “Onlar, Allah yolundan alıkoyan ve onu eğip bükmek isteyen zalimlerdir. Onlar

ahireti de inkar edenlerdir.”850

buyulurken “âhireti inkar” tabiri kullanılmaktadır. Devamındaki âyette ise, “Allah’a kavuşmayı (karşılaşmayı ve randevuyu) unuttular” tabiri geçmektedir: “O kafirler ki, dinlerini bir eğlence ve oyun edindiler de dünya hayatı onları aldattı. Onlar, kendilerinin en önemli günü olan bu günkü karşılaşmayı

848 Hamidullah, Muhammed, İslam’a Giriş, çev. Kemal Kuşçu, İstanbul 1961, s. 9.

849 Paçacı, Ahiret İnancı, s. 64-65.

büyük randevuyu unuttular ve âyetlerimizi bilerek inkar ettikleri gibi, Biz de bugün onları unuturuz.851

Yüce Yaratıcıyla âhiret yurdunda karşılaşıp O’na hesap vermeyi veya yeniden dirilmeyi inkar etmek, müşriklerin öyle bir halidir ki, bu hal onları peygamberleri tekzibe, insanları dinden alıkoymaya ve her türlü münkeri irtikap etmeye sevketmiştir. Çünkü yaptıklarının cezasını göreceklerine inanmıyorlardı852. Neticesini ve mahiyetini düşünmeden konuşuyorlar, kendilerince yanlış ve yersiz kıyaslarda bulunuyorlardı. Zira dirilişe inanmıyorlardı: “Toprağın içinde kaybolduğumuz zaman, gerçekten o vakit biz mi yeniden yaratılacağız?" derler. Doğrusu, işin aslı onlar Rablerine kavuşmayı inkar etmektedirler.853

“...Kıyametin kopacağını da sanmıyorum. Şayet Rabbimin huzuruna götürülürsem, hiç şüphem yok ki, orada bundan daha hayırlı bir akıbet bulurum.854”, “Başına gelen bir sıkıntıdan sonra biz insana bir nimet tattırsak: Bu, benim hakkımdı zaten, der. Kıyametin kopacağını da sanmıyorum, Ama olur da mü’minlerin dediği gibi, Rabbime döndürülecek olsam bile, O'nun katında en güzel ne varsa o da benim olur, bundan hiç tereddütünüz olmasın, der. Biz, inkar edenlere yaptıklarını mutlaka haber vereceğiz ve muhakkak onlara ağır azaptan tattıracağız.855” Bu iki âyette ifade edildiği gibi, inkarcı müşrikler âhiret hakkında şüphe ve inkar içindedirler. Bir ihtimal, âhirette Allah’ın huzuruna çıkarılırlarsa bu dünyada kendilerine pek çok şey veren Allah’ın, dünyadaki şan ve şereflerinden dolayı âhirette de daha iyisini vereceği düşüncesindedirler856.

Öyle anlaşılıyor ki müşrikler hatta inandığını söyleyen bazı insanlar bile, gökleri ve yeri insan için yaratan her şeyi onun hizmetine tahsis eden, rızıklarını ve ihtiyaçlarını temin eden bir Allah’a imandan ziyade, insanı mükellef kılan ve yaptıklarından dolayı hesaba çeken bir Allah’a imana pek yanaşmamakta yahut bunu hatırlamak istememektedirler. Diğer bir ifadeyle mâlik-i yevmi’d-din olan, hesap soran bir Allah istememekte, bilakis

851 A’raf, 7/51. Benzer kullanımlar için bkz. Tevbe, 9/67; Tâhâ, 20/126;Casiye, 45/34.

852 İbn Kesîr, Tefsir, III, 413; Şevkânî, Fethu’l-kadîr, II, 261.

853 Secde, 3210.

854 Kehf, 18/36.

insanların ihtiyaçlarını gideren Rahman olan bir Allah’ı daha kolay kabul etmektedirler. Zira suç dosyası kabarık müşrikler için hesap vermek hüsrandan başka bir anlama gelmemektedir857.

Bilindiği üzere müşrikler, şefaat etmek ve Allah’a yaklaştırmak gibi özelliklere sahip zannettikleri putlara tapmaktaydılar858. Hiç bir gerçekliği olmayan putlara müşrikler tarafından yüklenen şefaat kavramının kapsamı konumuz açısından önem arzetmektedir. Putlar hangi hususlarda müşriklere aracılık ve Allah’a yaklaştırıcılık görevi yapmaktadırlar? Müşrikler bazı istek ve korkuları sebebiyle veya dünyevî nimetlere ulaşmak ve musibetlerden kurtulmak maksadıyla sözde ilahlarına tapmakta ve dua etmekteydiler. Arapların şefaatten bekledikleri hayatın zorluklarınının giderilmesi maddî sıkıntıların ve dünyevî endişelerin bertaraf edilmesidir859. Bazı müfessirler, müşriklerin âhirete inkar etmelerini ve bu husustaki tavırlarını ve ısrarlarını ifade eden âyetleri göz ününde bulundurarak şefaatin dünya işlerine yönelik olduğunu belirtmişlerdir860.

Âhireti inkarın, diğer iman esaslarının inkarıyla veya günahların irtikabıyla mühim irtibatı vardır. “Evet âhirete inanmayanlar, melekleri Allah’ın kızları iddia ederek onlara kız isimleri takarlar.861” diye meâlen buyurulan bu âyette, melekleri Allah’a ortak koşma sapıklığı, âhireti inkarla ilgilendirilmektedir. Âhireti inkarın, şirk gibi sapıklıklar için çok müsait ve münbit bir ortam hüviyetinde olduğu vurgulanmaktadır. Tıpkı şu âyette belirtildiği gibi: “Sizin ilâhınız bir tek ilahtır. Öyle iken âhireti inkar edenlerin kalbleri, bu gerçeği de inkar eder. Hep kibirlenip dururlar.862

Gerçekten hesap gününü

856 Kurtubî, el-Câmi‘, X, 361; Zuhaylî, et-Tefsîr, XV, 253.

857 Nâziât, 10-12.

858 Zümer, 39/3; Yunus, 10/17; En’am, 6/94.

859 Derveze, İzzet, Kur’an’a Göre Hz. Peygamber’in Hayatı, çev. Mehmet Yolcu, İstanbul 1995, I, 384; Yıldırım, Uluhiyet, s. 296; Paçacı, Âhiret İnancı, s. 74.

860 Nesefî, Medârik, III, 238; Kurtubî, el-Câmi‘, VIII, 235.

861 Necm, 53/27.

inkar eden bir kalbe sahip olmak, kişiyi daima tevhid delilerini algıyamamaya, bir ufuk darlığına ve şirk gibi günahlara sürüklemektedir863.

Âhiretin inkar edilmesi, insan ahlâkı üzerinde çok ciddî tahribata sebep olan bir dalâlettir. Çünkü her ne çeşit olursa olsun bütün ma’siyetler, ya âhireti inkara, ya unutmaya, ya da ondan gâfil olmaya dayanır864. Zira âhireti inkar, insan ahlâkını tamamen felç eder. İnsanı, insanlık dairesinde tutan şey, yaptıklarından ahirette hesap verme inancıdır. Kıyamet ve yeniden diriliş, İslam’ın ilk dönemlerinde Mekke’li müşrikler tarafından en fazla karşı çıkılan ve akıllara sığdırılamayan bir inanç idi865. Onlara göre, diriliş ve hesap verme, eskilerin masallarından ibaret idi866. Bundan dolayı olsa gerek, özellikle mekkî surelerde âhirete iman sıkça tekrar edilmiş ve vurgulanmıştır. Müşrikler vargüçleriyle yemin ederek, Allah’ın ölen kimseyi diritmeyeceğini söylüyorlardı867. Bu iddialarında yalnız da değildiler. Hattâ cinnlerden de onlar gibi dirilişi inkar edenler vardı868.

Âhireti inkar hemen her müşrik toplumda görülmektedir: “İşte Semud ve Âd halkları da o kafalara çarpan kıyamet dehşetini yalan saymışlardı.869” buyurularak Hz. Hud ve Salih peygamberlerin halklarının durumu zikredilmektedir. Bile bile inkar eden Firavun ve askerleri de öldükten sonra Allah’a döndürüleceklerini zannetmiyorlardı870. Onlardan çok önceleri, Nuh kavmi, Ashab-ı Ress, Lut’un hemşehrileri, Ashab-ı Eyke, ve Tubba‘ halkı da hakkı ve Pegamberlerini yalanlamışlardır. Hepsi de yeniden yaratılış ve diriliş hakkında şüphe içindedirler871.

Kur'an-ı Kerîm bütün müşrik halkların, zaman ve mekan

863 Âlûsî, Rûhu'l-Meânî, XIV, 179.

864 Tabatabâî, el-Mîzân, XVII, 196.

865 İzutsu, Allah ve İnsan s. 111; Mevdûdî, Ebul Alâ, Tarih Boyunca Tevhid Mücadelesi ve

Hz.Peygamber’in Hayatı, çev. Ahmet Asrar, İstanbul 1992, III, 19.

866 Ahkâf, 46/17. 867 Nahl, 16/38. 868 Cinn, 72/7. 869 Hâkka, 69/4. 870 Kasas, 28/39. 871 Kâf, 50/12-15.

farklılığına rağmen âhireti inkar gibi konularda benzer şeyleri söylediklerini bunun sebebinin de kalblerinin birbirine benzemesi olduğunu belirtir872.

Şu hususun belirtilmesinde de fayda vardır. Müşriklerin âhireti inkar etmeleri cahiliye devrinde kıyamet ve haşir fikrinin hiç olmadığı, duyulmadığı ve bilinmediği anlamına gelmez. İslam öncesi şiirde öldükten sonra bir hesap günü inancının mevcudiyetine dair bazı deliller vardır873. Bunlar, Hz. İbrahim’in tebliğinin izleri ve uzantısı niteliğindeki dinî unsurlardır.