• Sonuç bulunamadı

1.5 Alanın Jeolojisi ve Topoğrafik Yapısı

1.5.1 Jeolojik Yapı

1.5.1.4 Afet Durumu

İnceleme alanı içerisinde Yerleşme merkezinde Fatih ve Mescit mahallelerini ayıran Oluklu Deresi’nin kent içinden geçen parçası ıslah edilmiştir. Bununla birlikte bu derenin yerleşmenin kuzey ve güneyinde kalan parçalarında taşkın riski DSİ tarafından belirtilmiştir.

Sulama alanı kapsamında kalan Güneyce Mahallesinde Islah edilen İlhan Çayı’nın yerleşmeye yakın alanlarında taşkın riski bulunmamaktadır.

Depremsellik açısından bölge geneli aktiftir. Hersinien orojenezi ile kıvrılmaya uğrayan metamorfıkler, Mesozoik kalkerlerle beraber Alpin orojenezi Laremik fazında tekrar kıvrılmaya uğramışlardır.

Miyosen sonunda Alpin orojenezi Atik fazında ve post Pliyosen tektonik hareketlerinde metamorfıkler ve kalkerler kıvrılması zor kırılan temel rolü oynarken Neojen sedimanter formasyonları örtü kıvrımları karakterini göstermişlerdir. Pliyosen formasyonlarının bazalt, andezit ve kalker tepeleri eteklerinde post-Pliyosen tektonik hareketleriyle eğimleri artmıştır.

Miyosende az derin sular ve volkanizma mevcut olup, andezit ve bazalt akıntıları bölgenin büyük bir kısmını kaplamıştır.

Pliyosen ve post-Pliyosen tektonik hareketleri sonucunda meydana gelen faylar, Pliyosen formasyonlarında ve andezit bazalt akıntıları içinde görülmektedir. Genel olarak bu faylar NW-SE, E-W ve SW-NE yönlüdürler ve doğrultu atım bileşenli düşey faylar dır (Akyürek ve diğ., 1996).

22 Ağustos 2000 tarihinde Uruş Beldesi'nin (Beypazarı-Ankara) 3 km. kuzeyinde küçük büyüklükte (Ml=4,8) bir deprem olmuştur. Depremin aletsel dış-merkezi, 40.25 K ve 32.13 D

(DAD) koordinatları arasında saptanmıştır. Depremin gözlemsel merkezi (şiddete dayanan) ise Kırkavak - Sağar ile Tahtacıörencik Köyleri arasında yer almıştır. Uruş - Güdül Fayı ve Kuzey Anadolu Fay Zonu ile olan ilişkisi. Uruş Fayı-Çeltikçi Fayı olarak isimlendirilen fay, K80D doğrultulu olup, Devrez Fayı-Orta Fayı'nm (Demirtaş vd. 2000b) batı devamı gibi görünmektedir.

Bu depremde Uruş Fayı'nm hareket ettiği tahmin edilmektedir. Uruş Fayı, Kırkavak, Sağar ve Tahtacıörencik Köyleri civarında topoğrafik olarak çok belirgindir. Bu köyler civarında belirgin normal fay sarplıkları izlenmektedir. Bu özellikler, fayın Orta Fayı'na benzer şekilde sağ yanal doğrultu atım bileşenli normal atımlı fay olduğunu göstermektedir.

Deprem, yüzeyde herhangi bir deformasyon oluşturmamıştır. Depremin Cimder (Kırkavak) - Tahtacıörencik arasında, 6,2 km derinlikte yaklaşık 1-2 km uzunlukta bir yırtılmaya neden olduğu düşünülmektedir. Deprem, Uruş'un 3 km güneydoğusunda bulunan ve jips gibi gölsel birimlerden oluşan Akyar Tepe kayalıklarında kaya düşmelerine neden olmuştur. Akyar Tepe'nin hemen güneyinde dar ve derin vadi şeklinde Kirmir Çayı akmaktadır. Akyar Tepe kayalıkları, Kirmir Çayı'nın yatağını daha derin kazması sonucu gelişmiştir. Bu durum bölgenin bölgesel olarak yükseldiğine işaret etmektedir. 22 Ağustos ile 29 Ağustos arasında olmuş artçı depremler Uruş Fayı ve yakın civarında dağılım göstermiştir.

Artçı deprem derinliklerinin yeryüzünün 1,7 km ile 10,2 km altında değiştiği görülmektedir.

Bölgenin Miyosen yaşlı gölsel birimler ve volkanitler üzerinde kurulması nedeniyle hasar hiç olmamıştır. Deprem odak derinliği (6,2 km) yüzeye çok yakın olduğu için çok yerel ölçekte hafif hasar gelişmiştir. Deprem, Uruş Fayı’nın 2 km güneyinde, 12 villa tipi konutta, çatlaklara neden olmuştur. Bu villalardaki hasar, yapım hatasından kaynaklanmış olup önemli hasar olarak nitelendirilmemektedir.

Deprem, ayrıca Cimder (Kırkavak), Tahtacıörencik, Sağar, Kayıköy, Karacaviran, Özköy, Kalta, Adalıkuzu, Garipçe köyleri ve Güdül merkezde çok hafif ölçekte hasara neden olmuştur. Deprem, Beypazarı'nda hiç hasar yapmamıştır. Hasarın çok hafif olması, kuvvetli yer hareketi (% 5 g) süresinin (2 saniye) kısa olması ve büyüklüğünün çok küçük olmasından ileri gelmiştir. Depremin şiddeti, dış-merkez ve yakın civarım kapsayan çok dar bir alan için V (MSK) olarak belirlenmiştir. Arazi gözlemleri, artçı deprem ve hasar dağılımları, 22 Ağustos 2000 depremi dış-merkezinin, Beypazarı değil Uruş (Güdül) olduğunu göstermektedir. Bu depremin dış-merkezi belirlemesinde 30 km'lik hata yapılmıştır. 1900-2000 yılları arasında Kuzey Anadolu Fay Zonunda (KAFZ) 35 hasar yapıcı deprem meydana gelmiştir (Demirtaş ve Yılmaz 1996). Bu depremlere bağlı olarak KAFZ boyunca Anadolu bloğu ortalama 100 m batıya kaymıştır. Anadolu bloğunun batıya doğru kaçması, Orta Anadolu Bölgesinde içsel yamulmaya neden olmuştur. Bu yamulmaya bağlı olarak da Tuzgölü Fayı, Sivrihisar Fayı, Ecemiş Fayı ve Ovacık Fayı gibi Kuzey Anadolu Fay Zonu'ndan (KAFZ) ayrılan ve Anadolu bloğunun GB'ya dönmesini sağlayan KD-GB yönlü faylar boyunca önemli gerilme artışları olmuştur. Bu gerilmeler sonucu, son yıllarda Ezinepazarı-Kırıkkale Fayı, Almus Fayı, Merzifon-Salhançayı Fayı, Ovacık Fayı ve Orta Fayı, Uruş-Çeltikçi fayı gibi bu tür faylar üzerinde sismik etkinliklerde önemli artışlar gözlenmektedir. Uruş-Çeltikçi fayında 22 Ağustos 2000 Ml= 4,8 (Demirtaş vd. 2000b) depremler bu fayların yakın gelecekte önemli deprem potansiyellerine sahip olduklarım göstermektedir. Son yıllarda Ankara ve yakın

çevresini yakından etkileyen önemli depremler olmaktadır. Bu depremlerin hiç biri Ankara merkezli ve yıkıcı olmamıştır. Ankara'yı etkileyen en önemli deprem 1 Şubat 1944 Gerede-Bolu depremidir (Ms= 7,4). Bu deprem, Ankara'nın yaklaşık 100 km kuzeyinden geçen ve KAFZ'nun Abant-Gerede-İsmetpaşa arasında uzanan parçası üzerinde meydana gelmiştir.

Bu deprem sonucu Beypazarı, Ayaş, Çamlıdere ve Kızılcahamam ilçelerinde önemli hasar ve can kayıpları (125 ölü, 158 yaralı, 1450 yıkık, 2716 hasarlı) olmuştur (Taşman 1944, Ketin 1969, Ambraseys 1970, Baran 1996, Demirtaş 2000). 1938 Kırşehir-Keskin depremi (Ms=

6,6), Ankara'da oldukça şiddetlice hissedilmiş ve önemli can kaybı ve hasara (149 ölü, 211 yaralı, 3860 yıkık) neden olmuştur (Ergünay 1978). 1983 yılında Köşker'de hasar yapan Ml=

4,1 büyüklüğünde bir deprem meydana gelmiştir. Ankara ve yakın çevresinde bazı küçük depremler şeklinde sismik etkinlikler görülmektedir. 1900-1995 yıllan arasında büyüklükleri Ml= 2,2 ile Mİ= 4,2 arasında değişen 285 deprem olmuştur. Bu sismik etkinlikler, Ankara ve yakın çevresinde yer alan Orta Anadolu Ova Bölgesinin yükselmesine bağlı olarak gelişmiş KD-GB ve KB-GD doğrultulu ikincil normal faylardan ileri gelmektedir. Bu faylar, boyut olarak çok küçük olup, en büyük 4,0-5,0 arasında değişen depremler üretebilecek potansiyellere sahiptir (Demirtaş vd. 2000b).

İnceleme alanı Bakanlar Kurulu'nun 18.04.1996 gün ve 96/8109 sayılı kararı ile kabul edilen yeni "Türkiye Deprem Bölgeleri Haritası"nda 3. derece deprem bölgesi sınırları içinde yer almaktadır. Bu nedenle, "Afet Bölgelerinde Yapılacak Yapılar Hakkındaki Yönetmelik' in ilgili maddelerine uyulmalıdır.

Bu çalışma 7269 sayılı Afet Yasası kapsamında yapılan bir çalışma olmayıp, herhangi bir yasaklayıcı karar yoktur.

Harita 1: Jeolojik Yapı