• Sonuç bulunamadı

DEĞERLENDİRİLMESİ Gürkan HAŞİT

4. AB VE KOBİLER

AB’ye göre bir işletmenin 250 kişiden az çalışanı var ve cirosu 50 milyon Euro’dan az ise orta ölçekli, 50 kişiden daha az çalışanı ve cirosu 10 milyon Euro’dan az ise küçük ölçekli işletme olarak kabul edilmektedir. 10 kişiden daha az çalışanı olan ve cirosu 2 milyon Euro’dan az olan işletmeler ise mikro ölçekli işletmeler olarak tanımlanmaktadır. (Başmanav, 2001). AB tarafından Avrupa birliği’ne üye ve

aday ülkelerde faaliyet gösteren KOBİLER için teşvik ve destek kapsamında birçok özendirici çalışma yapılarak KOBİLER’e destek sağlanmaktadır. Bu özendirici çalışmaların önemli bir bölümünü hibe, kredi, know-how ve eğitim oluşturmaktadır. Teşvik ve destek kapsamında yer alan unsurlar ise: ihracatı geliştirme, yeni pazarlar edinme ve yurtdışı pazarlarda yapılanma, pazar araştırması, markalaşma ve tanıtım, teknoloji yatırımları, fuarlara katılım, ekipman alımı, üretim-idari-alt yapı yatırımları, ürün ve teknoloji geliştirme, kurumsallaşma ve yönetim organizasyonu, danışmanlık, personel eğitimleri, bilgi paylaşımı, iş toplantı ve organizasyonları, internet çözümleri bu desteklerden en çok kullanılanlarıdır

(www.Avrupabilgimerkezi /Mermer, 2005).

Ancak sektörel bazda özendiriciler ve teşvikler ele alınacak olursa, üye ülkelerde kendi iç dinamiklerini harekete geçirecek farklı uygulamalar da söz konusu olabilmektedir. Örnek olarak İtalya başta olmak üzere İspanya ve Portekiz, amortismanları sıfırlanmış kurulu tesislerine idame yatırımları yaparak maliyetleri azaltma yoluna gitmektedir. Aynı şekilde devlet teşvikleri açısından İtalya ve İspanya’da dolaylı teşvikler uygulanmaktadır. Ayrıca bazı ekonomik birliklerin kendi üyesi ülkelere tanıdığı alım öncelikleri İtalya, İspanya ve Portekiz için avantaj sağlamaktadır. Aynı şekilde Asya’ya egemen olan Çin’de de ülkeye mal getiren gemilerin yük talepleri navlunları düşürmekte, devlet aracılığı ile sürdürülen liman hizmetlerinin ucuzluğu, Çin için avantaj sağlamaktadır. İtalya, İspanya ve İsrail gibi ülkeler üretim noktalarından ham ve yarı mamulleri ithal edip işledikten sonra ihraç etmekte ve/veya doğrudan re-export işlemi yapmaktadır. Bu işlemler başlangıçta hem üretici ülke için hem de işlenen ülke için yararlı sonuçlar sağlamaktadır (www.tmmob.org.tr, 2005). Avrupa birliği bünyesinde özellikle 6. Çerçeve

programı kapsamında ortaya konan ve tüm KOBİ’leri yakından ilgilendiren uygulamalar gündeme gelmiştir. Bu uygulamalar sayesinde AB fonlarından ve pazarından faydalanmak mümkün olmuştur. Bu faydaları ve kullanılması durumunda elde edilecek fırsatları ele alacak olursak, bunlardan ilki ve belki de en önemlisi büyük pazar fırsatıdır. Büyük pazar fırsatından kast edilen; 470 milyon alım gücünden oluşan 10 trilyon euro hâsılatlı pazar ile KOBİ’lere yeni iş olanakları ve yeni müşteriler sunmaktadır

3. KOBİ’ler ve Verimlilik Kongresi, İstanbul Kültür Üniversitesi, 17-18 Kasım 2006

13

sağlayan KOBİ’ler için istikrar ve güven ortamı sağlanması kolaylaşacak ve farklı AB ülkelerinden yatırımcıların KOBİ’lerle ortak yatırımlar yapması imkânı ortaya çıkacaktır.

AB’den neredeyse tüm alanlarda faal durumda olan pek çok kaynaktan bir bölümü de KOBİ’ler için ayrılmıştır. Bu kaynaklar sayesinde yeni finansal olanaklar ortaya çıkabilmekte ve gelecekte ihtiyaç duyulabilecek alanlara yatırım yapılması ya da kaynak aktarılması noktalarında kullanılabilmektedir. 6. Çerçeve programına uygun olarak adlandırılan bu olanaklar şunlardır (Çolakoğlu, 2002):

— KOBİ Kredi Garantileri; • Kredi garantileri,

• Mikro kredi portföyleri için garantiler, • Kontrgarantiler veya ortak garantiler, • Bilgi İletişim Teknolojileri garantileri — Çekirdek Sermaye Hareketi

— Avrupa Teknolojik Kolaylıkları (ETF)’dır.

Sadece bu finansal olanakları sunmakla kalmayan AB Genişleme Komisyonu üyeleri aynı zamanda geleceğe dönük bir projeksiyon da yaparak 2010 yılına kadar olan sürede yapılması gereken programı da açıklamışlardır. Çok yıllı program, 2010 yılı ve işletmeler Avrupa’sı olma yönündeki 2005 yılı hedefi doğrultusunda hazırlanan 2001–2005 yıllarını kapsamaktadır. Bu program, Aralık 2000 tarihli konsey kararı ile kabul edilmiştir. AB siyasi anlamın ötesinde, aday ülkelerin entegrasyonu, iç pazarın dengesinin sağlanması amacıyla aday ülkeler programların tasarımı, hedef, bütçe ve fiili uygulamadaki projelerin amaçları, ihale usulleri ve tüm değerlendirme mekanizmalarına ortak edilmektedirler. Bu amaçlar;

“1 Bilgiye dayalı, uluslararası boyutlarda bir ekonomik ortamda iş dünyasının büyümesini ve

rekabet edebilirliğini sağlamak, 2.Girişimciliği teşvik etmek, 3. İş ortamının idari ve düzenleyici çerçevesini basitleştirmek ve iyileştirmek, böylece araştırma, yenilik ve özellikle iş olanaklarının yaratılmasına olanak sağlamak, 4.Özellikle KOBİ'ler olmak üzere işletmelerin finansal ortamını geliştirmek, 5. İşletmelerin, Topluluğun destek hizmetlerine, programlarına ve bilgi ağlarına ulaşmalarını kolaylaştırmak ve bu kolaylıkların koordinasyonunu geliştirmek.”

olarak açıklanmaktadır (www.kosgeb.gov.tr/, 2005).

AB’nin ana amacının ekonomik güç olmak olduğu düşünüldüğünde, bilimsel araştırmaların ve teknolojik gelişmelerin desteklenmesi bu sayede ABD ve Japonya gibi ülkelerle daha iyi yarışabilmeyi sağlamak için Lizbon kriterleri politikalarını benimseyen AB 2010 yılına kadar bilimsel mükemmeliyet ve küresel düzeyde rekabet yeteneklerine ulaşmayı planlamaktadır. Bu amaçla öncelikli alanlar belirlemiş bunun yanında çeşitli özel programlarla gelişmenin arttırılmasını hedeflemiştir. Altıncı Çerçeve içinde bulunan tüm tematik alanların (tematik alanlar: gen bilimi ve sağlık biyoteknolojisi bilgi toplumu

teknolojileri nano-teknolojiler, akıllı malzemeler ve yeni üretim süreçleri havacılık ve uzay gıda kalitesi ve güvenliği sürdürülebilir kalkınma Avrupa açık bilgi toplumuna yurttaşlık ve yönetişim) toplam 12

milyar Euro’ya yaklaşan bütçelerinin %15’i KOBİ’lere yönelik olarak harcanmış, Yedinci Çerçeve programı kapsamında da harcanmaya devam edecektir. (www.tubitak.gov.tr/, 2005).

Sağlanacak olan destekler elbette sadece finansal konularla sınırlı tutulmamaktadır. Öncelikle KOBİ’lere özel “Yatay Araştırma Etkinlikleri” müstakil işletmelere veya birliklere uygun şekilde düzenlenecek ve gerekli olan alt yapı çalışmalarında yeniliklerden faydalanılması ve gerekli durumlarda yeniliklerin ortaya konması noktasında çalışılması sağlanacaktır. Aynı şekilde tüm dünyada ortaya çıkan farklı üretim ve yönetim teknik ve uygulamalarından da haberdar olunması amaçlı, gündemi takip edebilmeyi sağlayan ekonomik ve teknolojik istihbarat üzerinde de çalışarak gerekli olan yenilenme ve inovasyon faaliyetlerinde öne çıkma şansının sağlanması içinde gerekli olan destek ve hizmet sağlanmaktadır (www.tubitak.gov.tr, 2005).

G. Haşit, İ. İpçioğlu

5. METODOLOJİ

5.1. ARAŞTIRMANIN AMACI

Araştırmada AB’nin mermer sektöründe faaliyet gösteren KOBİLER’in sorunlarının çözümünde ne gibi fırsat ve tehditler yaratabileceği araştırılarak sektörün genel bir değerlendirilmesi yapılmıştır. Bu amaç çerçevesinde ilk olarak mermer sektöründeki sorunlar tespit edilmiş, daha sonra belirlenen sorunların çözümünde AB’nin yaratabileceği fırsat ve tehditler analiz edilerek sektöre bazı öneriler sunulmuştur. Araştırma için mermer sektörünün seçilmesinde özellikle bu sektörün son yıllarda Avrupa ve Amerika da önemli bir pazar payına sahip olması etkili olmuştur.

5.2. ARAŞTIRMANIN KAPSAMI VE YÖNTEMİ

Araştırma kapsamına Bilecik Mermer ve Granit Derneği’ne bağlı olarak faaliyet gösteren 32 küçük ve orta ölçekli işletme alınmış ve bu işletmelerden 16 tanesiyle mülakat yapılarak sonuçlara ulaşılmıştır. Araştırmada KOBİ ölçütü olarak Avrupa Komisyonu’nun ölçütü esas alınmıştır. Araştırmaya katılanlarla mülakat yapılarak sorular yöneltilmiş, cevaplar gerek dijital ortamda gerekse not tutularak kayıt altına alınmıştır. Araştırmadaki 12 soru mermer sektöründeki KOBİLER’in sorunlarını tespit etmeye, 7 soru ise mermer sektöründe tespit edilen temel sorunların çözümünde AB’nin yaratabileceği fırsat ve tehditleri analiz etmeye yöneliktir. Araştırma kapsamına aldığımız bu işletmeler, Türkiye’deki toplam mermer üretiminin yüzde otuz gibi büyük bir oranını gerçekleştirmeleri ve seksen ülkeye ihracat yapmaları nedeniyle sektörün karşılaştığı sorunların ve AB’nin bu sorunlar karşısında yaratabileceği fırsat ve tehditlerin neler olduğu konusunda fikir verebilecek bir öneme sahiptir. Mermer sektöründeki KOBİLER’in sorunlarını tespit etmeye yönelik sorular şunlardır:

- İşletmeniz kuruluş sermayesini nasıl sağlıyor?

- İşletmeniz yaygın olarak kredi kullanıyor mu? Kredi alırken karşılaşılan sorunlar nelerdir? - İşletmeniz devlet teşviklerinden yararlanıyor mu? Yararlanmıyorsa nedenleri nelerdir? - İşletmeniz elde ettiği karı yatırıma dönüştürebiliyor mu?

- İşletmenizde çalışanlar ile yöneticiler arasındaki temel sorunlar nelerdir? - İşletmeniz personel ihtiyaçlarını nerelerden sağlıyor?

- Mermer sektöründe yetişmiş elemen sıkıntısı mevcut mu? Mevcut ise ne tür eleman sıkıntısı var? - Mermer ile ilgili ürünlerin üretiminde; üretim maliyetleri, kapasite kullanım oranları, kalite

kontrolü, teknolojik durum ve ar-ge çalışmalarında yaşadığınız başlıca sorunlar nelerdir? - İşletmenizde bağımsız bir pazarlama bölümü var mı dır?

- Mermer sektöründe pazarlama faaliyetiyle ilgili; fiyat belirleme, pazar yapısı, tanıtıcı çalışmalar gibi konularda ne tür sorunlar yaşıyorsunuz?

- Sektörünüzdeki kayıt dışı mermer işletmelerinin oranı nedir? Bunlar sektörü nasıl etkiliyor? - Mermer sektöründe yukarıdaki konularla ilgili sorunlar dışında karşılaştığınız diğer sorunlar

nelerdir?

Mermer sektöründe tespit edilen temel sorunların çözümünde AB’nin yaratabileceği fırsat ve tehditler ile ilgili 7 soru ise şunlardır:

- Türkiye’nin AB tam üye olması sektörünüzdeki KOBİ’ler açısından ne tür fırsat ve tehditler yaratabilecektir?

- AB’nin mermer sektörü ile ilgili standart ve ölçütleri var mıdır? Varsa bunlar nelerdir?

- Mermer sektörü açısından AB’ye girmeyi destekliyor musunuz? Sektör açısından AB’ye girmeye hazır mısınız?

- AB’ne bağlı üye ülkelerle sektörünüzdeki KOBİ’lerin rekabet edebilirlik düzeyi nedir?

3. KOBİ’ler ve Verimlilik Kongresi, İstanbul Kültür Üniversitesi, 17-18 Kasım 2006

15

- Türkiye’nin AB’ye tam üye olması sektörünüzdeki KOBİ’lerin şu an karşılaştığı genel sorunları çözer mi?

- AB’ye uyum süreci sektörünüzdeki KOBİ’ler olarak devletten beklentileriniz nelerdir?

5.3. ARAŞTIRMA BULGULARININ DEĞERLENDİRİLMESİ

Mermer sektörünün içinde bulunduğu sorunlar ile ilgili elde edilen bulgulardan aşağıdaki değerlendirmeler yapılmıştır:

- Sektördeki işletmelerde kuruluşta gerekli olan öz sermaye büyük bir çoğunlukla işletmeyi kuran kişi veya ortaklarlarca karşılanmaktadır. Sektörde kredi kullanımı sınırlı kalmaktadır. Bazı işletmeler dönemsel olarak kredi kullandıklarını belirtmişlerdir. İşletmeler kredi almaktaki bürokratik engellerden (özellikle uzun vadeli kredilerde prosedürlerin çokluğu, Kredi kuruluşlarının istedikleri teminatları karşılamadaki güçlükler gibi), kredi olanakları konusunda yeterli bilgiye sahip olmadıklarından dolayı çok zorda kalmadıkça kredi seçeneğini düşünmediklerini söylemişlerdir. Kredi kullanan işletmelerin kredi kullanımında tercih ettikleri yöntemler içinde en önemli yeri leasing türünde krediler tutmaktadır. İşletme yöneticilerinin bir bölümü ülkemizdeki kredi faizlerinde yaşanan düşüşlerin sektördeki kredi kullanım oranını artırabileceğini öne sürmüşlerdir. Sektördeki işletmeler şu an için yukarıda saydığımız nedenlerden dolayı sınırlı sermaye ile çalışmakta, bu durum işletmelerin büyüyüp gelişerek uluslar arası pazarlarda etkin olmasını engellemektedir.

- İşletmelerin büyük çoğunluğu bazı devlet teşviklerinden (KDV istisnası, yatırım indirimi gibi) yararlanmaktadır. Ancak işletme yöneticileri bu teşviklerin yeterli olmadığını sektörün önünün açılabilmesi için sektörel teşviklere ihtiyaçlarının olduğu görüşünü taşımaktadırlar.

- Sektördeki işletmelerin bir bölümü elde ettikleri karları yatırıma dönüştürebilmekte, diğer bölümü ise ürün fiyatlarının özellikle son 3–4 yılda düşmesi nedeniyle düşük düzeyde elde ettikleri karları sadece işletmenin ayakta kalmasını sağlamada kullanabilmekte ve yeni yatırımlar yapamamaktadır.

- Gerek maden sektörüyle gerekse çevrenin korunmasıyla ilgili yasalardaki eksiklik ve yetersizlikler ile ülkemizin ağır işleyen bürokratik yapısı hem dış yatırımcıların ülkemize hem de ülke işletmelerimizin dış pazarlara açılmasının önünü kesmektedir. Diğer yandan eksik yasa ve yönetmelikler en kaliteli mermerlerimizin yabancı işletmeler tarafından ülkemiz için katma değer yaratmadan kolayca yurt dışına çıkarılmasına da olanak sağlayabilmektedir.

- İşletmelerde çalışanlar ile yöneticiler arasında en önemli sorun olarak eğitim, iletişim eksikliği ve motivasyon konuları göze çarpmaktadır. Sektörün büyük oranda kalifiye eleman ihtiyacı bulunmaktadır. Özellikle profesyonel yönetici eksikliği dikkati çekmektedir. İşletmelerdeki işgörenler işletmenin yakın çevresinden sağlanmaktadır. Sektördeki ücretlerin düşüklüğü nitelikli üst düzey personelin istihdam edilmesinde güçlükler yaratmaktadır. Sektörde nitelikli personelin çok az olması profesyonel yönetim anlayışının uygulanamaması sonucunu doğurmaktadır.

- Üretimle ilgili en önemli problemler olarak; ocaktan her zaman aynı kalitede mermer çıkmadığı için üretim verimliliğin aynı oranda devam etmemesi, üretim maliyetlerinin yüksek olması (özelikle elektrik, mazot ve işgörenlerin sosyal güvenlik primleri), ocakların bulunduğu köylerde yaşanan su problemleri ve ocaklara giden yollardaki yetersizlikler ön plana çıkmaktadır. Sektördeki kapasite kullanım oranında yetersizlikler bulunmakta ve bu oran ortalama olarak %60-%70’ler seviyesinde seyretmektedir. Sektördeki teknolojik yatırımlarda eksiklikler bulunmakta. İşletmelerin çoğu teknolojik yatırım yapmaktansa mermeri ocaktan çıkarıp işlemeden satma yolunu tercih etmektedir. Teknolojinin izlenmesinde özellikle uluslar arası fuarlar önemli yer tutmaktadır. İşletmelerde ar-ge çalışmalarına yer verilmemekte ve kalifiye eleman eksikliği yüzünden kalite kontrol konusunda problemler yaşanmaktadır.

G. Haşit, İ. İpçioğlu

- İşletmelerin büyük bir bölümünde bağımsız bir pazarlama bölümü bulunmamaktadır. İşletmeler pazarlama konusunda bilgi eksiklikleri bulunduğu için pazarları yeterince tanımamaktadır. Sektörde maliyetler gerçek anlamda saptanmadığı için sektörde fiyat istikrarı sağlanamamaktadır. Sektördeki işletmeler etkin bir pazarlama politikası izleyemediği için ürünlerini dünya pazarlarında yeterince tanıtamamaktadır. İşletmeler yurt dışına mal gönderirken ulaşım olanaklarında önemli sıkıntılar yaşamakta (özellikle liman yetersiz), bu durum yurt dışı siparişlerin teslimatında gecikmeler yaratabilmektedir.

- Sektördeki kayıt dışı işletmelerin sayısı konusunda çok değişik görüşler bulunmakla birlikte kayıt dışılığın yurt dışına ihracat yapan işletmelerde daha az olduğu vurgulanmaktadır. Kayıt dışılığın sektöre getirdiği en büyük sorun haksız rekabet olarak görülmektedir. Haksız rekabet ortamı mermer sektöründe uluslar arası standartlara uygun üretim yapmayı amaçlayan işletmeleri güç durumda bırakmaktadır. İşletmeler dünya çapındaki uluslar arası şirketlerden ziyade Türkiye’de haksız rekabet yapan ulusal işletmelerden daha fazla zarar gördüklerini belirtmektedir.

- Sektörde yukarıdaki sorunlar dışında tespit edilen diğer sorunlar ise şu ana başlıklar altında özetlenebilir: Sektörde mermer rezervleriyle ilgili bilgiler gerçeği yansıtmamakta, halen faal olarak çalışan ocakların kapasiteleri bilinmemektedir. Kapasiteler tam olarak bilinmediği için sektördeki işletmeler gelecek için uzun dönemli plan yapmakta zorlanmaktadır. Sektöre ne kadar daha işletme, hangi tür makine, ne tür ocak gerekli, hangi ocakların faaliyetleri durdurulmalı, hangisi hızlandırılmalı bu konularda bir proje eksikliği yaşanmaktadır. Bilimsel etüd çalışması yapılmadan ocak açılmakta, sektörün geçmişinin 10–12 sene gibi kısa bir süreden oluşması organizasyon ve tecrübe eksikliği yaratmaktadır. Sektörde tam anlamıyla bir kurumsallaşma eksikliği göze çarpmaktadır.

Mermer sektöründe tespit edilen temel sorunların çözümünde AB’nin yaratabileceği fırsat ve tehditler ile ilgili bulgulardan aşağıdaki değerlendirmeler yapılmıştır:

- AB’ ye tam üyelik mermer sektöründeki KOBİ’ler açısından şu fırsat ve tehditleri yaratabilecektir: AB’ye girmek daha çok ve farklı pazara girilmesine ve daha kolay satış fırsatları yaratılmasına yol açacaktır. AB’den gelebilecek fonlarla yeni yatırımlar yapılabilecektir. AB’nin denenmiş sistemli çalışma teknikleri sektördeki faaliyet gösteren KOBİ’ler de uygulanarak kalite anlamında önemli gelişmeler sağlanabilecektir. Riskler konusundaki temel görüşler ise şunlardır: Sektördeki bazı KOBİ’ler AB normlarına ayak uyduramayıp kapanma tehlikesiyle karşılaşabilecektir. Kısa vadede maliyet ve uyum sorunu yaşanabilecektir. Özellikle mermer sektöründe ocaklar AB standartlarına uyum açısından daha büyük sorun yaşayabileceklerdir. Kalite açısından da bazı problemlerle karşılaşılabilecektir. Sektördeki işletme sahibi ve yöneticilerin özellikle üzerinde durdukları risk faktörü ise, işletmelerin büyük rekabet üstünlüğünü oluşturan ve sektöre hammadde sağlayan mermer ocaklarının sektördeki yabancı işletmelerin eline geçmesi konusundaki kaygılarıdır.

- AB’nin mermer sektörüyle ilgili standart ölçütleri hakkında sektördeki işletmelerin çoğunluğunun belirli bir bilgisi bulunmamaktadır. Çok az işletme AB’ye üye ülkelerde mermer işletmelerinin kapalı olarak işletildiğini, devletin işletmelere özellikle çevre ve üretim süreçlerinde önemli yaptırımlar getirdiğini, mermer taşıma konusunda tonaj sınırlamaları olduğunu ifade etmişlerdir.

- Mermer sektöründeki işletmeler, AB’ye girilmesini büyük çoğunlukla desteklemekte ve AB’ye girmeye hazır olduklarını belirtmektedirler. Özellikle uluslararası piyasalarda Çin’le rekabette büyük bir avantaj sağlayacaklarına inanmakta, AB’ye girilmesinin aşırı talep artışından kaynaklanabilecek yatırımlarla ilgili bazı olumsuzluklara da yol açabileceğini belirtmektedirler. - Sektörde faal olarak ihracat yapan işletmelerin genelde kendilerine olan özgüvenlerinin yerinde

3. KOBİ’ler ve Verimlilik Kongresi, İstanbul Kültür Üniversitesi, 17-18 Kasım 2006

17

Sektörün asıl beklentisi içinde olduğu konulardan olan teşvik ve desteklemelerinde olması halinde rekabet konusunda tüm dünyayla mücadele edebileceği görüşü genel kanaat olarak sektörde mevcuttur.

- Sektörün genelinde özellikle AB’ne bağlı ülkelerden alınan siparişlerin yerine getirilmesi sırasında yaşanan sorunlar öne çıkmaktadır. Standartların bütün halini alması ve üye ülkelerle gerek ticari gerekse hukuksal anlamda aynı platformun paylaşılabilmesi sonucu sektörün yaşadığı sorunlardan kurtulmak mümkün gözükmektedir.

- Genel anlamda tüm sektörlerde şu an için en büyük tereddüt sebeplerinden biri olan ve AB ile yapılacak karşılıklı anlaşmalar sırasında AB’ne ülkemiz genelinde faaliyet gösteren işletmelerin rekabet güçlerini elinden alacak tavizlerin verilme ihtimali mermer sektöründeki işletmeler için de kaygıya neden olan bir konudur.. Buna rağmen işletmeler genel anlamda dengenin korunacağına olan inançlarını korumaktadırlar.

- Sektördeki işletmeler AB ülkeleriyle rekabet edebilirlik oranlarının çok yüksek olduğu vurgulamaktadır. İşletmeler, ocak rezervlerinin yüksekliği ve üretimini yaptıkları mermerlerin çok farklı renk ve çeşitte olmasının bu ülkelerle rekabette kendilerine avantaj sağladığını belirtmektedir. Sektördeki işletmeler döviz kurunun ve sektöre devlet tarafından sağlanan teşviklerin düşük, üretim maliyetlerinin (elektrik, su, akaryakıt gibi) yüksek olmasının kendilerini rekabette olumsuz etkilediğini de ifade etmişlerdir.. Sektördeki işletmeler AB’ye girişin maliyetler anlamında kendilerine bir çözüm getirmeyeceğini ancak pazarlama sorunlarını çözebileceğini vurgulamışlardır. AB’ye entegre süreci içinde sektördeki KOBİ’ler devletten bu süreçle ilgili bilgilendirilmelerini, kendilerine sektörel teşviklerin ve fonların sağlanmasını, üretimle ilgili yüksek maliyetler konusunda çözümler üretilmesini, sektördeki her işletmeye aynı yaptırımların uygulanarak piyasadaki haksız rekabetin giderilmesini beklediklerini belirtmişlerdir.