• Sonuç bulunamadı

AB’ nin Çevreye Yönelik Faaliyetleri ve Çevre Koruma Örgütleri

BÖLÜM 1: ÇEVRE SORUNLARI VE ÇEVRE KORUMA POLİTİKALARI

1.3. Çevre Koruma Politikaları

1.3.2. Avrupa Birliği (AB)’nde Çevre Koruma Politikaları

1.3.2.2. AB’ nin Çevreye Yönelik Faaliyetleri ve Çevre Koruma Örgütleri

AB'nin çevreye yönelik faaliyetleri uzun süre "kirliliğin failine" bedel ödetildiği bir anlayışa sahipken, özellikle 1970'li yıllardan sonra önleyici çevre faaliyetleri söz konusudur. Bunlar şöyle sıralanmaktadır80;

a. Çevre Kirliliği Hakkında Bilgilere Serbest Ulaşım: Bu ilke doğrultusunda ulusal yetkili makamlar çevrenin durumu hakkında isteyen herhangi birine bu işten çıkarını ıspat etmesine gerek kalmaksızın bilgi vermelidir.

b. Çevre Etki Değerlendirmesi: Bu enstrüman ile bir projenin çevreye olası etkileri değerlendirilir. Toplumsal katılımı gerektiren bu enstrüman aynı zamanda "önleyicilik" ilkesinin en temel bileşenlerinden biridir.

c. Çevresel Denetleme (Eco-Audit): AB üye ülkelerindeki işletmeler üretim süreçlerinin yasal düzenlemelere ve ortak standartlara uygunluğunu beyan ederler. Bir başka önemli sistem olan EMAS (Çevre Yönetimi ve Denetimi Sistemi) ise 2001'den beri kamu-özel sektörlerden bilgi almak isteyen herkese açıktır ve üye ülkeler ile Avrupa Ekonomik Alanı'ndaki üç ülkeden başvuru yapmak mümkündür.

79

Bülent Duru, "Avrupa Birliği Çevre Politikası", s.5. 80

37

d. Çevre Dostu Ürünler için Eko-Etiket (Eco-label): AB bünyesinde üretim kalitesinin bileşenlerinden biri de gönüllülük esasına dayansa da, eko-etiketlerdir. Buna göre üretici ya da ilk ithalatçılar her bir üretim grubu içerisinde AB Eko-Etiketleme Kurulu tarafından tayin edilmiş farklı farklı koşulları sağladıklarında eko-etiket alabilmektedirler.

Öte yandan AB'nin çevreye yönelik faaliyetleri arasında özellikle mali enstrümanlar büyük önem arz etmektedir. Bunlar sırasıyla81;

a. LIFE Programı (Çevre için Mali Araç): AB'nin tamemen çevreye yönelik projelerin finansmanında kullandığı yegane mali enstrümanı olan bu program 1992'de çevre mevzuatı ve politikalarını desteklemek amacıyla uygulanmaya başlanmıştır. Aday ülkeler, Akdeniz ve Baltık Denizi'nde kıyısı olan ülkelerle birlikte, yeni üye ülkeleri de kapsayan bu program 2005-2006 tarihine kadar yürürlükte kalmış olup 317 milyon euro bütçe ayrılmıştır. Çevre, Doğa ve Üçüncü Ülkeler kategorileri altında ele alınan bu programda; yenilikçi eylemler, tanıtım gösterisi faaliyetleri, yerel yönetimlere yönelik tanıtım faaliyetleri, promosyon, teknik yardım faaliyetleri ile hayvan ve bitki örtüsünün korunmasına yönelik projeler, sürdürülebilir kalkınma amaçlı tanıtım faaliyetleri destek kapsamına girmektedir. Bu bağlamda, 1992 yılından beri LIFE- Çevre, LIFE-Doğa için 300 milyon euro ayrılırken, LIFE Üçüncü Ülkeler için 38 milyon euro ayrılmıştır.

b. Yapısal Fonlar: Bu kategori altında Avrupa Bölgesel Kalkınma Fonu (ERDF), Avrupa Sosyal Fonu (ESF), Avrupa Tarımsal Destek ve Garanti Fonu (FEOGA), Balıkçılık Alanında Mali Destek Sağlayan (FIFG) istihdam, çevre, tarım, bölgesel ekonomik kalkınma ve balıkçılık alanlarında finansman sağlamaktadır.

c. Uyum Fonu: 1994'te İspanya, Portekiz, Yunanistan ve İrlanda gibi yeni AB üyesi ülkelerin sosyo-ekonomik bütünleşmesine katkı sağlamak amacıyla kurulmuştur. Bu fonun kapsamında desteklenen projelerin yarısı çevre koruma merkezli projelerdir.

81

38

d. ALTENER: Bu araç, AB'nin enerji politikası bağlamında oluşturulmuştur ve merkezinde yenilenebilir enerjilerin geliştirilmesi hedeflenmektedir.

e. SAVE II: SAVE isimli programın devamıdır ve 2003-2006 yılları arasında geçerli olmuştur. Amacı bölgesel ve kent düzeyinde enerji yönetimini hayata geçirmektir.

f. Sürdürülebilir Tüketim: Bu mali kaynak sayesinde üye ve aday ülkelerin tüketim alışkanlıklarının Tüketim Politikası kapsamı dışına taşmaması ve çevreye zarar vermemesi sağlanır.

g. Topluluk Girişimleri: Bu alanda farklı girişimler söz konusudur. URBAN, kentsel sorunları; LEADER II kırsal gelişmeyi, REGIS II AB içinde bazı bağlantısız bölgelerin birliğin kalan kısmına entregrasyonunu, INTERREG II ise sınır ötesi ve bölgeler arası işbirliğini destekleme amacı taşımaktadır.

h. SMAP: Bu program Avrupa-Akdeniz Ortaklığı çerçevesinde oluşturulmuştur ve Akdeniz'de su kaynakları, kıyı şeritleri, atık ve çölleşme konulu projelere öncelik tanıyan bir çalışmadır.

i. Gelişmekte Olan Ülkelere Yönelik Çevre Yardımları: AB'nin dış politikası uyarınca, öncelik MDAÜ ve Akdeniz ülkelerinde olarak Asya, Latin Amerika, Afrika ülkelerine çevre alanında mali destek sağlamaktadır. TACIS ve PHARE MDAÜ'ler için, MEDA Fonu ise Akdeniz ülkeleri için kullanılmaktadır.

AB, özellikle çevre koruma politikaları kapsamında mali bir enstrüman olarak çevre vergilerine de özel önem göstermektedir. Çevre vergileri; aynı zamanda ekolojik vergi ya da yeşil vergi olarak da isimlendirilmektedir ve bu vergiler sonunda oluşturulan gelirler yine çevrenin korunması ve geliştirilmesine harcanmaktadır. Nitekim, bu vergilendirme sisteminin ürünü olarak Ekolojik Vergi Reformu düşüncesine geçilmiştir. Reformun bileşenleri82;

a. Çevre tahribatına sebebiyet veren faaliyetlerin ardındaki devlet desteğinin kaldırılması,

82

39

b. İşgücü, sermaye ve ticari faaliyetler üzerindeki vergi yükünün çevreye zararlı ekonomik faaliyetlere yönlendirilmesidir.

AB'de çevre koruma örgütlerinin yürütme organı Avrupa Komisyonu ve onun adına 11. Genel Müdürlük ya da Çevre Nükleer Güvenlik ve Sivil Savunma Genel Müdürlüğü; çevre koruma hizmetlerini ve çevre durumunu denetleyen ve izleyen ise Avrupa Çevre Ajansı (AÇA)'dır83. AB Konseyi'nin 7 Mayıs 1990 tarihli yönetmeliği ile oluşturulan ve amacı; "veri tabanları ve konuya dayalı rapor hazırlamak, entegre çevresel inceleme çalışmaları yapmak, periyodik raporlama ve raporlama sistemlerine destek sağlamak servis ve şebeke alt yapısı oluşturmak amacıyla çalışmalar yürütmek vb." olarak tanımlanan AÇA'ya Türkiye’de 1999 yılında üyelik başvurusunda bulunmuş, 9 Ekim 2000 tarihinde Türkiye Cumhuriyeti ile Avrupa Topluluğu arasında Türkiye Cumhuriyeti'nin Avrupa Çevre Ajansı ve Avrupa Bilgi Gözlem Ağı'na Katılım Anlaşması imzalanmıştır. 23.01.2003'te Türkiye tarafından onaylandıktan sonra 25.02.2003'te Bakanlar Kurulu kararı ile anlaşma yürürlüğe girmiştir84. Bununla birlikte uyumsuzlukları yargılayan organ ise Avrupa Toplulukları Adalet Divanı ve Bidayet Mahkemesi'dir. Bu bağlamda AB'de çevre koruma örgütleri şöyle sıralanmaktadır85;

a. Avrupa Parlamentosu,

b. Avrupa Birliği Bakanlar Konseyi ve Daimi Temsilciler Komitesi, c. Avrupa Birliği Konseyi,

d. Avrupa Komisyonu,

e. AB Çevre Genel Müdürlüğü,

f. Avrupa Toplulukları Adalet Divanı, g. Avrupa Sayıştayı,

h. Ekonomik ve Sosyal Komite, i. Bölgeler Komitesi,

j. Avrupa Yatırım Bankası, k. Ombudsman,

l. Avrupa Merkez Bankası,

83

Recep Akdur, Avrupa Birliği ve Türkiye'de Çevre Koruma Politikaları, Türkiye'nin Avrupa Birliğine Uyumu, Ankara: Ankara Üniversitesi Avrupa Topluluğu Araştırma ve Uygulama Merkezi, Araştırma Dizisi: 23, 2005, s.93.

84

Erdoğan, s.31. 85

40

m. Vakıflar ve Kuruluşlar: Avrupa Yaşama ve Çalışma Şartlarının İyileştirilmesi Vakfı, Avrupa Çevre Kurumu, Avrupa Tıbbi Ürünleri Değerlendirme Kurumu, İç Pazarda Uyumlaşma Bürosu, Topluluk Bitki Tür Hakları Bürosu, Avrupa İş Sağlığı ve Güvenliği Kurumu, Avrupa Gıda Güvenliği Otoritesi, Avrupa Deniz Güvenliği Kurumu, Avrupa Havacılık Güvenliği Kurumu.