• Sonuç bulunamadı

2.2. Özdemir Asaf’ın Edebî Kişiliği ve Eserleri

2.2.2. Özdemir Asaf’ın Eserleri

2.2.2.1. Şiir Kitapları

Özdemir Asaf’ın ilk şiir kitabı 1955’te yayımlanan Dünya Kaçtı Gözüme isimli kitabıdır. İsmi ile oldukça dikkat çeken ve içeriği de ismi kadar özgün olan kitabın içinde 47 adet şiiri vardır.

Bu kitaptaki şiirler, şairin sanat hayatının ilk dönemlerine aittir. Kitapta Asaf’ın duygu yoğunluğuna ağırlık verdiği şiirler yer almıştır. Şiirlerde aşk, sevgi, özlem, kadın-erkek ilişkileri, ölüm, hayat, doğa izlenimleri gibi birçok tema ele alınmıştır.

Şairin daha sonraki dönemlerde yoğun olarak üzerinde durduğu yaşam mücadelesi ve hayata sitem gibi konuları ilk izlenimlerini bu kitabında vermiştir. ‟Telaş” isimli iki mısralık şiiri onun edebî ve felsefî görüşünü bir araya getirerek ortaya koyması bakımından oldukça önemlidir:

33

“Yaşamak değil,

Beni bu telaş öldürecek.” (Asaf, 2016b: 19)

Şair geniş gözlem gücü ile insanlara ve nesnelere gerçekçi yaklaşmıştır. Fakat bu izlenimleri, okurlarına duygu ve düşünce süzgecinden geçirip özgün ve soyut bir çizgide yansıtmıştır. Şairin varoluşçu yaklaşımına dair ilk izleri de bu kitabında görmek mümkündür. ‟Düşüngü” isimli şiirinden bir parça:

“Hepsinin gelmesini bekleme; Bir kişi gelmeyecek.

Kendine yetmen için.. Herkesin kaçacağı yerlerde

Sen kaçmayasın diye.” (Asaf, 2016b: 23)

1956’da yayımlanan ikinci şiir kitabı Sen Sen Sen kendi kurduğu yayın evi olan

Yuvarlak Masa Yayınları’ndan basılmıştır. Kitap diğer şiir kitaplarından farklı olarak

kendi içinde üç bölüme ayrılmıştır ve toplamda 29 şiir barındırmaktadır.

İçindeki şiirler diğer kitaplarına göre sayıca daha azdır. Buna rağmen şairin sanat anlayışına dair kesin izler taşıması bakımından bu eserinin üstünde daha da önemle durmak gerekir. Şairin sen-ben ikileminin en çok görüldüğü eseri budur. Bu ikilemin ilk aşaması olan sen kavramını neredeyse kitaptaki tüm şiirlerde okuyucularına yansıtır. ‟Kıvılcım” isimli şiirinde içten ve berrak bir aşk hikâyesinin tüm yolculuğu sanki üç mısrada dile gelmiştir:

“Ama ben en çok şeyi

En kısa zamanda sana söyledim.. Yalnız sana.” (Asaf, 2016b: 85)

Şairin bu şiirlerinde elbette ilk eşine beslediği duyguların etkisi vardır. Şiirlerde zaman zaman bu yolculukta karşılaştığı zorluklar da dile gelmiştir. Şair ilk eşi ile çeşitli problemler sebebi ile uzun uğraşlar sonucu evlenmiştir. Bu zorlu süreçte zaman zaman engellere sitem ettiğini de görmekteyiz. ‟İken” şiirine göz atalım:

“Gelmen bir iyiliktir deyecektim..

Kapıyı hep başkaları açtı.” (Asaf, 2016b: 99)

Şairin üçüncü kitabı Bir Kapı Önünde 1957 yılında basılmıştır. İçinde 37 adet şiir bulunmaktadır.

34

Şairin bu kitabındaki bazı şiirlerde sen-ben ikilemine siz-biz unsurları ile devam etmeye başladığı görülür. Siz ve biz unsurunun şahıslarında çağına, okurlarına, insanlara seslenmeye, sesini duyurmaya çalışır. Karşılaşılan sorunlara çözüm arayışları bu kitabında ilk adımlarını gösterir. ‟Sizlisiz ya da Sizsizli” isimli şiirinde bir sorgulama vardır ve başlığından da anlaşılacağı gibi şiire ince hiciv unsurları serpiştirilmiştir:

“Masanız bir iskemle daha kaldırmaz. Ben başınıza girmeyeceğim.

İçindeli sizler kaybolacak, nasıl, göreceğim.

Dışınızın içindeki ben nasıl bakacak…” (Asaf, 2016b: 107)

Şair her ne kadar şiirlerini felsefî görüşü ile süslemeye başlasa da, bu dönem kitaplarında salt duygu yoğunluklu şiirlerini de muhafaza etmektedir. Şairin evlenmediği fakat büyük bir aşkla sevdiği Mevhibe Beyat Hanım’a hitaben yazdığı meşhur şiiri ‟Lavinia” bu kitabında yer almaktadır:

“Sana gitme demeyeceğim. Üşüyorsun ceketimi al.

Günün en güzel saatleri bunlar. Yanımda kal.

Sana gitme demeyeceğim. Gene de sen bilirsin.

Yalanlar istiyorsan yalanlar söyleyeyim, İncinirsin.

Sana gitme demeyeceğim, Ama gitme Lavinia. Adını gizleyeceğim,

Sen de bilme Lavinia.” (Asaf, 2016b: 142)

Şairin, dördüncü şiir kitabı olan Yumuşaklıklar Değil, 1962 yılında yine Yuvarlak Masa Yayınları arasında basılır. İçinde 28 adet şiir bulunmaktadır.

Şairin sanatının olgun dönemlerine ulaştığı bu zamanlarda, hiciv ve mizah ile süslediği şiirlerine daha çok rastlamaya başlarız. ‟Bir Tüy” isimli şiirinde insanın doğumdan ölüme kadar macerasına değinirken, şiirini arka planda eleştiri kalemi ile şekillendirmiştir:

“Ölsen, ilkin,yazık-oldu deyecekler. Sonra durup, neden öldü deyecekler. Dostlar ergeç unutacak bir gün ama..

35

1970 yılında basılan, şairin beşinci şiir kitabı olan Nasılsın, içinde şiirlerinin yanında bazı epigramlarını1da barındırmaktadır. Kitabın içinde 41 adet şiir vardır. ‟Sürek” başlığı altında beş epigram, ‟Heykeller Galerisi” başlığı altında altı, ‟Mitlerin” başlığı altında da yedi epigram bulunmaktadır. Kitabın iç kapağında Şiirler-Epigramlar yazmaktadır.

Şair, bu kitabındaki şiirlerde daha çok zıtlıklar üzerinde durmuş zıtlıklar üzerinden mesajlar vermiştir. ‟Tel” şiirinde dolu ve boş ifadelerini kullanmış, bu zıt kavramların yaratmış olduğu çıkmazlığa karşı bulduğu çözümü dile getirmiştir:

“Doluyum

Bir boşluk’a karşı.

Gel derim.” (Asaf, 2016b: 217)

Şairin altıncı şiir kitabı Çiçekleri Yemeyin 1975 yılında basılmıştır. Kitabın içinde toplam 146 şiir bulunmaktadır. Kitap şairin;

“Her insanın bir öyküsü vardır,

ama her insanın bir şiiri yoktur.” (Asaf, 2016b: 217)

sözleri ile başlar.

Şair kitabında birçok temaya değinmiştir. Şimdiye kadarki sanat hayatında yaşadığı tecrübeler ve çıkardığı derslere dair birçok dönüt vermiştir. Şairin insan ve dünya felsefesine dair düşüncelerini bu kitabında yer alan şiirlerde açık şekilde görmek mümkündür.

Asaf, şimdiye kadarki hayatını, birikimlerini ve kaybettiklerini sık sık gözden geçirip özeleştiride ve yorumlarda bulunmuştur:

“Sözcükler birbirini götürdü, Kitaplar aklım kaldı.

Yaşamımda bir düğüm, Ve gecede sivrisinek,

Kaldım kaldı.” (Asaf, 2016b: 276)

Özdemir Asaf’ın Yalnızlık Paylaşılmaz isimli şiir kitabı 1978 yılında basılmıştır. Kitapta toplamda 86 şiir vardır. Kitabın son bölümünde ‟Yalnızın Durumları” adı altında yirmi dört adet epigram vardır.

1Fransızca kökenli kelime, her türlü konuda yapılmış kısa manzume anlamına gelir. Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlük www.tdk.gov.tr

36

Özdemir Asaf’ın belki de en çok bilinen meşhur mısraları bu kitap içinde yer alır:

“Yalnızlık paylaşılmaz,

Paylaşılsa yalnızlık olmaz.” (Asaf, 2016b: 478)

Yazarın bu şiir kitabında yer alan şiirleri sanki şimdiye kadarki sanat hayatının dönemlerinin bir karması niteliğindedir. Kitapta lirik yönü ağır basan şiirlerden, felsefî anlayışını birebir gözlemlediğimiz şiirlere kadar birçok farklı temada şiirler yer almaktadır. ‟Aşk” isimli şiiri bize yazarın 20’li yaşlarındaki ilk şiirlerini hatırlatır fakat gerek üslûbu gerekse de imge ve çağrışımları ile yazarın sanat yaşamındaki olgunlaşma oldukça belirgindir:

“Sen kocaman çöllerde bir kalabalık gibisin, Kocaman denizlerde ender bir balık gibisin. Bir ısıtır,bir üşütür,bir ağlatır,bir güldürür;

Sen hem bir hastalık hem de sağlık gibisin.” (Asaf, 2016b: 382)

Daha çok son dönem şiirlerinde gördüğümüz duyguların ve düşüncelerinin ardında mesajlar verme eğilimi bu kitabında da kendini gösterir:

“Her seven

Sevilenin boy aynasıdır Sevmek

Sevilenin o aynaya bakmasıdır.” (Asaf, 2016b: 395)

Doğadaki izlenimlerini somutlaştırma ve özgün şekilde yorumlama eğiliminin güzel örneklerinden biri olan ‟Çiçek Senfonisi” şiirinden bir parçayı aktaralım:

“…Çiçekler bir şölen yaşamda, Renklerin en büyük orkestrası.. Dursuz-duraksız çalar her insanda

Sevinci, aldanıyı, ölümü ve yası.” (Asaf, 2016b: 405)

Şair son şiirlerinde ölüm-yaşam, gitmek-kalmak, yaz-kış, sevinç-hüzün, sevgi-ayrılık gibi birçok zıt kavramı bir arada işlemiştir. Bu zıtlıklardan doğan sorunlara bir çözüm üretme arayışı içinde olan şairin son dönem şiirlerinde umutsuzluk, kaçış ve veda kavramlarına sık sık değinilir. Yaşam ve ölüm arasındaki çizginin inceliğine sık sık değinen şair ‟Öykünün Bitimi” isimli şiirinde yaşamı bir öyküye benzetir:

“Birinin kendini istediği gibi görmesi Öbürünün kendini olduğu gibi görmesi, Öyküdür istense istenmese kişi yaşarken;

37

Şairin 1983 yılında yayımlanan son şiir kitabı Benden Sonra Mutluluk ölümünden sonra yayımlanan tek şiir kitabıdır. Kitabın hazırlanması için şairin ailesi Doğan Hızlan’dan yardım istemiştir. Kitabın giriş kısmında Doğan Hızlan hazırlık aşamasında karşılaştığı zorlukları dile getirir:

“İşimiz zordu. Binlerce şiir arasından bir seçim yapmak gerekiyordu. Özdemir Asaf birçok şiirinin defterlerde ve dergi yapraklarında sararmasını istemiş. Kitaplarına almamış. Kitaplarına almadığı eski şiirlerini biz de dışarıda bıraktık. Oysa bunların bazıları onun şiir serüvenini izleme bakımından ilgi çekici örneklerdi.

Şiir ayıklama işi, seçme işinin büyük bölümünü aldı. Birçok şiiri Özdemir Asaf tamamlamıştı. Gönlümüz rahat onları kitaba aldık. Bazı şiirler ise birkaç kez yazılmışlardı, bunları da özenli bir eleştirel seçme işleminden sonra kitaba koyduk.” (Asaf, 2016a: 11)

Hızlan, işin bu zor yanını anlatırken şairin şiirlerinin büyüsünden ve işi yaparken büyük keyif aldığından da bahseder:

“İşin zor yanını anlattık. Kolay yanından da söz edelim. Özdemir Asaf gibi kişilikli ve has ve şairlerin rengi öylesine bellidir ki onun olmayan, ona yaraşmayan bir şiiri şiirinin bünyesi kabul etmez. Gerçekten çok iyi yapılmış bir modeli uygulamaktan öteye gitmedi çalışmamız, çoğu zaman.” (Asaf,

2016a: 11)

Kitap altı bölümden oluşmuştur. İlk bölüm olan ‟Kendi Eliyle Yayına Hazırladıkları” bölümünde otuz bir adet şiir bulunmaktadır. İkinci bölüm, otuz iki adet epigramın yer aldığı, ‟Epigramlar” bölümüdür. Kitabın üçüncü bölümü, ‟Taşlamalar”, yirmi bir tane şiirden oluşur. Dördüncü bölüm, ‟Adlı Şiirler”de yüz elli bir adet, beşinci bölüm olan ‟Adsız Şiirler”de yüz yirmi beş adet şiir bulunmaktadır. Altıncı bölüm olan ‟Son

Şiirler” bölümünde sadece dört adet şiir vardır.

Şair bu son şiirlerinde yaşam yolunun değerlendirmeleri görülür. Uzun bir çırpınışın iyi ve kötü yanlarını gözler önüne serer. Arayışın sonu nereye varmıştır? Yaşama baktığı yer doğru mudur? Yazarın ilk şiirlerinden bu yana gelen bu sorgulayış daha ince bir üslûpla bu şiirlerinde de devam eder. Doğan Hızlan kitabın giriş yazısında bu durumu şöyle özetler :

“O şiirlerinden bu yana değişmeyen bir eğilimi, şiirde ‘ikinci ben’i araması ve düşünceye ağırlık vermesidir.” (Asaf, 2016a: 13)

38

Her şairin aradığı bir ben vardır. Özdemir Asaf’ın şiirlerinde bu ben’in yolculuğunu baştan sona izleriz. Kimi zaman kararlı ve mutlu bir ben görürken kimi zaman da yorulmuş ve aradığını bulamamış bir ben ile karşılaşırız:

‟Gide-gide

Geldim hep kendime. Bendim hep ben, kendimi

Kovalayan ve kaçan.” (Asaf, 2016b: 21)