• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 2: ÖZDEMİR ASAF’IN HAYATI, EDEBÎ KİŞİLİĞİ VE

ESERLERİ

2.1. Özdemir Asaf’ın Hayatı

Özdemir Asaf’ın gerçek ismi Halit Özdemir Arun’dur. Şair, 11 Haziran 1923’te Ankara’da doğmuştur. Şair doğumunu denemelerinden birinde şu şekilde anlatmaktadır:

‟Ben 11 Haziran… günü sabahleyin saat… de doğmuşum. Babam Mehmet Asaf da annem Hamdiye gibi doğum, çocuk falan diye düşünmüşler. Teyzem Zahide ve anneannem Şaziment gibi. Nereden düşünsünler ki ebenin ‟bir çocuk daha var” demesi ile beliren şaşkınlık sevincini.

Yıl 1923, yer Ankara. Cumhuriyet ilânına dört buçuk ay var. Doktor aramak nerede bulmak nerede. Ama durum: doğurtulamayan bir çocuk, doğum üstünde bir ana.

11 Haziran gününün geçtiğini söylemeliyim. 12 Haziran gününün başladığını söylemeliyim. Öğle olduğunu, öğleyi geçtiğini söylemeliyim.

—Çocuğun mu kurtulması, ananın mı? Sorusu babama soruluyor. Karar ananın kurtulması.

Ankara’da bir tek forseps var. Çocukları doğurtmak aracı. O bulunacak, gelecek. İş doktor işi. Doktor hastahanesinden istettiği forseps’i bekliyor. Forseps’i getiren, sokağın başından çanta ile görünmüştür. Saat öğleden sonra üç. Ben doğalı otuz iki saat olmuş. Kapı açılıyor. İnanamayacağım kadar bir zaman aralığında, doktor:

—Doğum oluyor diye bağırıyor. Evi düşünün.

Forseps çantası odada yere konduğu an kardeşim doktorun elindedir. Sağdır, yüzü kanlar içindedir. Anam kurtulmuştur. Babam, hiç kimsenin anlatıp, anlayamayacağı bir ruhtadır.

O geciken güzel çanta, o eski, o araçsız, güzel Ankara, o güzel çaresizlik. Ben normal biçimle doğmuşum. İkizlik gereği diyorlar kardeşim rahim içinde dönmüş, boynu içeride biraz büküldüğünden sağ yanağına dönük rahim ağzında kalmış. Doktor “hafifçe beynine dokunurum, ananın zehirlenmesini önlerim” derken sonra forseps ile almayı düşünüyormuş. Doktorun darbeleri kız kardeşimin sağ kulak altını yaralamış, kanatmış, akan kanın sıcaklığından rahimde olan bir yumuşama doğumu sağlamış.

Kız kardeşimin doğum çığlıklarını anneanneme kimbilir kaç kere anlattırmışımdır.

21

Derhal beyaz, bembeyaz pamuklar... Acele hazırlanmış yataklar, yorganlar, kundaklar. Ve, bizler için:

Tam kaybolacakken beliren mutluluk.” (Asaf, 2004b: 43-44)

Şairin annesi, Hamdiye Hanım doğumunda bir kız, bir erkek çocuk dünyaya getirmiştir. Erkek çocuğa, Halit Özdemir; kız çocuğa, Neire Özgönül adı verilir.

Şairin çocukluğu Ankara’da geçmiştir. Şair çocukluğunun geçtiği evi şu şekilde anlatır:

‟Ankara’da, Hacı Bayram’da resimleri eski kitaplarda kalacak kafesli cumbalı evlerden biri. Sokağımızın ucundaki mescit de boyasız, kararmış, tahtalı. Bizim evin bahçesi arkada. Avlu biçiminde önden bahçeli evler de sokağımızda vardı.” (Asaf, 2004b: 43)

Özdemir Asaf yedi yaşına kadar Ankara’da kalır. Çocukluk yılları aynı evde geçer. Yedi yaşında babasını kaybeden şair ailesi ile birlikte annesinin akrabalarının İstanbul’daki köşküne yerleşir. Şair babasının ölümünden ve İstanbul’a ilk gelişlerinden Benden

Sonra Mutluluk isimli kitabının içinde yer alan ‟Kişiye Özel” şiirinde dile getirmiştir: Yedi yaşımda Ankara‘dan geldim

Babasızlığımı getirdim İstanbul‘da deniz vardı

Denize ilk girişim düşmek yoluyla oldu Akşamüzerlerini sevmezdim,

Annem ud çalardı güneşi batırırken Amcamın ölüm haberi daha gelmedi

1922‘de Murat dağlarında yüzbaşı Ali Saip Üç anneannemden ikisini gördüm.

On iki teyzemden altısını Altı dayımdan ikisini

Öbürlerinin hep resimlerini gördüm. En büyük anneannem yüz on yaşında öldü En büyük dayım doksan dokuz yaşında Dedem altmış beş yaşında ölmüş

Kadınlar soyadlarını aldılar kocalarından

Bizler de ayrı ayrı adlar aldık otuz beş‘de. (Asaf, 2016a: 164)

Yazar babasını ve ölüm nedenini denemelerinden birinde şu şekilde anlatmıştır:

‟Babam çalışkan adammış. Beynindeki damarı çatlamasına tek sebep olarak çalışkanlığı gösteriliyor. Cıgara, içki, kadın, mehtap, musiki, saz vesaire

22

tadacak vakti olmamış. Mektebi mülkiye, mezuniyet, mükâfatı sürgün ve Bitlis’te iki yıl hapis. Hapiste seslerden uzaklaşmış.

Eşkıyalar peşinde mutasarrıflık, mektupçuluk, kaymakamlık, valilik, uzun isimli bir mahallî idareler müdürlüğü, Devlet Şurası azalığı ve ölüm.” (Asaf, 2004b:

39)

Şairin annesi Hamdiye Hanım 1934 yılında Soyadı Kanunu ile Arun soyadını almıştır. Asaf İstanbul’da bir süre Galatasaray Lisesi’ne gitmiş daha sonra Kabataş Lisesi’ne geçip buradan mezun olmuştur. Mezun olduktan sonra bir süre Hukuk Fakültesi’nde okuyan şair, daha sonra İktisat Fakültesi’ne geçmiştir. İktisat Fakültesi’ndeki yıllarına dair denemelerinden birindeki kesit şu şekildedir:

“—Mina Hanım, diyor ki Fethi Naci, bilir misiniz ki Özdemir benim İktisat Fakültesi’nden sınıf arkadaşımdı. Acıbadem’e ders çalışmaya gelirdim, yarım saat kadar sürer sürmezdi, şiirler okumaya geçerdik.” (Asaf, 2004b: 86)

Şair 1946 yılında Sabahat Selma Tezakın Hanım ile evlenir. Evliliğinden sonra öğrenim hayatını bırakıp iş hayatına atılır. Yazar iş hayatı yıllarını Dün Yağmur

Yağacak isimli öykü kitabındaki ‟Garıdan Gadı” isimli öyküsünde anlatır:

“Sigorta prodüktörlüğü yaptığım yıllar hayatımın hareketli çağlarına rastlamıştır. Para kazanıyordum. Gençtim. Fakat gözüm parada değildi. Başka isteklerim vardı. İnsan tanımak, değişik günler yaşamak, yer görmek istiyordum. Bu yüzden boyuna geziyor, cebime giren paraları yalnız yeni çevreler yaratmak için harcıyordum. İyi bir sigortacı olamadım. Ama işi yaptığım sıralarda gördüklerim beni doyuruyordu…” (Asaf, 2004a: 92)

Özdemir Asaf’ın Sabahat Hanım ile evliliğinden olan tek çocuğu Seda, 26 Haziran 1947’de doğmuştur. Şair 1948-1949 yıllarında askerliğini yapmıştır. Yazılarında daha çok askerliğinin Erzurum yıllarına değinmektedir:

‟Çekmecede mektuplar var. Silme dolu. Bir zarf çektim. 1949 tarihli. 1750 kilometre uzaktan. Batı yönünden gelmiş. Ben daha Erzurum’dayım o yıl. Askerim.” (Asaf, 2004b: 51)

Şair, Dünya Kaçtı Gözüme isimli şiir kitabında yer alan ‟Mum” isimli şiirinde yine Erzurum yıllarına değinmiştir:

‟Mum yanıyor, zaman yanıyordu Erzurumun köylerinde.

Akşamın ve sabahın erken olduğu Ali Baba dağının eteklerinde