• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 4:FĠZĠKĠ YAPI, MAHALLELER VE NÜFUS

4.1. ġehir-Mahalle Kavramı

Osmanlı şehirleri, XVI. yüzyıl kaynaklarında nefs, kasaba, varoş, şehir gibi tabirlerle belirtilirdi. Ancak bu tabirler bölgeden bölgeye farklılık gösterebilirdi.566

Ancak, bir merkezin şehir olarak nitelendirilmesiyle ilgili kesin bir kriter mevcut değildir. Yönetim birimlerinin merkezi anlamındaki nefs kelimesi tam olarak şehir tanımını belirtmez. Bazen yirmi otuz hanelik köyler de nefs adı altında kaydedilirdi. Bu bakımdan şehrin tanımlanmasında nüfus, idari fonksiyon ve ekonomik özellikler gibi kriterler göz önüne alındığında en az 400 vergi nüfusu bulunan, idari yönden sancak beyi veya kadının bulunduğu, ticaret ve sanat ehline sahip yerleşim yerleri şehir sayılabilir.567

Şehir ile ilgili olarak birçok tarif bulunmaktadır. Doğan Kuban‘a göre şehir, tarımla birlikte başka üretim faaliyetlerinin de gerçekleştirildiği hukuki statüsü olan bir yerleşim merkezine denir.568

S. Fraroqhi‘ye göre, sancak beyi ve kadının bulunduğu, nüfusun mühim bir kısmının geçimini tarım dışı uğraşlarla sağladığı ve pazar faaliyetlerinin bulunduğu yerleşim merkezlerine şehir denir.569 Bu tanımlara göre şehir; belli sayıda insanın yaşadığı yerleşim birimi, sosyal hayatın farklı kültür gruplarına, mesleklere ve iş bölümüne göre organize edildiği ve müesseseleşmenin ve münasebetlerin yoğunlaştığı yerleşim birimidir.570

En genel tabiriyle Osmanlı şehri, ‗‗bazar durur, Cuma kılınır‘‘ yerlerdir.571

Buradan şehirlerin temelini Cuma camisiyle

566 Emecen, Manisa Kazası, 46-47.

567 İlhan Şahin, ‗‗Şehir‘‘, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi (İstanbul: TDV Yayın Matbaacılık, 2010), 38: 446.

568 Doğan Kuban, ‗‗Anadolu-Türk Şehri, Tarihi Gelişmesi Sosyal ve Fiziki Özellikleri Üzerinde Bazı Gelişmeler‘‘, Vakıflar Dergisi 7 (1968): 57.

569 Suraiya Faroqhi, Osmanlı Şehirleri ve Kırsal Hayat, Çev. Emine Sonnur Özcan (Ankara: Doğubatı Yayınları, 2006), 14-15. Şehir kavramı ve şehir tarihi ile ilgili çalışmalar için bkz. Yunus Uğur, ‗‗Şehir Tarihi ve Türkiye‘de Şehir Tarihçiliği: Yaklaşımlar, Konular ve Kaynaklar‘‘, Türkiye Araştırmaları

Literatür Dergisi 3/6 (2005): 9-26.

570 Ahmet Güneş, Tahrir Defterlerine Göre XVI. Yüzyıl Başlarından XVII. Yüzyıl Başlarına Kadar

Kacaeli Sancağı. (Doktora Tezi. Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih Anabilim Dalı,

1994), 18.

571 Özer Ergenç, ‗‗Osmanlı Şehirlerindeki Yönetim Kurumlarının Niteliği Üzerine Bazı Düşünceler‘‘,

VIII. Türk Tarih Kongresi, Kongreye Sunulan Bildiriler (Ankara, 11-15 Ekim 1976), (Ankara, Türk Tarih

123

haftanın belirli günlerinde kurulan pazarların oluşturduğu anlaşılır. Ayrıca şehrin temel işlevi sakinlerini korumak olduğundan kaleler de şehirlerin en temel unsurlarıdır.572 Genel anlamda Osmanlı Devleti‘nde şehrin tanımı bu şekilde iken, Macar şehirleri yönetim ve devlet otoritesinin temsili açısından Osmanlı şehirleriyle farklılık gösterir. Macarların varoş olarak adlandırdığı şehirleri Osmanlı Devleti de varoş olarak adlandırmıştır. Ancak Osmanlı şehriyle Macar varoşu birbirinden ayrılır. Çünkü Osmanlı şehirlerinde temel esas devlet otoritesini temsil eden sancak beyi/kadı mevcut iken, Macar varoşlarında sancak beyi/kadı bulunmaz, fakat Macar varoşları da aynı Türk şehirleri gibi mahallelerden oluşmaktadır.573

Osmanlı şehir merkezinin sabit göstergesi, merkez cami ve bedestendir. Çarşı, bu iki yapının etrafında gelişmiştir. Dükkanlar bunlara yapışık veya ayrık düzeyde yerleştirilmiştir.574

Bu mekanların her biri, şehrin sosyal, idari, ticari ve kültürel ihtiyaçlarına göre meydana getirilmiş olması hem şehrin hem de şehirli nüfusun kimliğini yansıtması bakımından önemlidir.575

Çalıştığımız tahrir defterlerinde kasaba ve şehir karşılığında ‗‗varoş‘‘ kelimesi kullanılmıştır. Varoş‘un herhangi bir şehir niteliğine sahip olup olmadığı hakkında hüküm vermek eldeki verilere göre mümkün değildir. Tahrir defterlerinde kullanılan şekline bakıldığında ‗‗varoş‘‘; kasaba, şehir veya idari merkez anlamında kullanılmıştır. Geza David, Macaristan‘da kullanılan‗‗varoş‘‘ kelimesi ile adlandırılan her yerleşim bölgesini şehir olarak kabul etmektedir.576

Biz de bu çalışmada ‗‗varoş‘‘ kelimesini şehir olarak kabul etmekteyiz.

Osmanlı şehirlerinde mahalle ise, birbirlerini tanıyan ve birbirlerinin davranışlarından sorumlu olan ve aynı mescitte ibadet eden kişilerden oluşan şehirlerin temel birimi

572 Tuncer Baykara, ‗‗Osmanlılar ve Şehir Hayatı‘‘, XVIII. Türk Tarih Kongresi Bildirileri(04-08 Ekim

1999), (Ankara: Türk Tarih Kurumu Basımevi, 1999), 1924.

573 Fekete, Osmanlı Türkleri ve Macarlar, 694.

574 Gönül Tankut, ‗‗Osmanlı Şehrinde Ticari Fonksiyonların Mekânsal Dağılımı‘‘, VII Türk Tarih Kongresi Kongreye sunulan Bildiriler (Ankara, 25-29 Eylül 1970), (Ankara: Türk Tarih Kurumu Basımevi, 1973), 778.

575 Yunus Koç, ‗‗Osmanlı‘da Kent İskanı ve Demografi (XV.-XVIII. Yüzyıllar)‘‘, Türkiye Araştırmaları

Literatür Dergisi 3/6 (2005), 163. Osmanlı imparatorluğunda kentlerde yaşayanlar kendilerini bir kentin

hemşiresi olmaktan önce bir dini cemaatin mensubu olarak görüyorlardı. Dinin ve dini cemaatlerin önemi kuşkusuz küçümsenmemelidir. Dini cemaatlerin vergi tahsili ya da anlaşmazlıkların çözümlenmesi gibi din dışı alanlarda da büyüktü. Bkz. Suraiya Faroqhi, Osmanlı Kültürü ve Gündelik Yaşam Ortaçağdan

Yirminci Yüzyıla (İstanbul:Tarih Vakfı Yayınları, İstanbul, 2005), 164.

576 Geza David, ‗‘16-17. Yüzyıllarda Macaristan‘ın Demografik Durumu‘‘, Belleten Dergisi 54/225 (1995): 347.

124

olarak ifade edilmektedir.577 Osmanlı şehrinde toplum hayatı din temeli üzerine kurulmaktadır. Şehirlerde Müslüman yönetici sınıf ve iskan edilen Müslüman ahalinin yanı sıra, değişik etnik gruplardan oluşan Hristiyan nüfus bulunmaktadır. Macarlar, Yahudiler, Sırplar ve Kıptilerin oluşturduğu gayrimüslim halk ayrı mahallelerde yaşamaktadır.578

Bu durum Müslim ve gayrimüslimlerin birbirleriyle tamamen kapalı bir yapıda olduğu anlamına da gelmemektedir.579 Bazı meslek mensupları da kendi mesleklerinin adlarıyla anılan mahallelerde yaşamaktaydı.580

Bir mahallenin hangi gruba ait olduğunu yapıların boyutlarından tahmin edebilmek mümkündür. Örneğin bir Müslüman Mahallesi, sadece minaresiyle değil, içerdiği yapıların yükseklikleriyle de diğerlerinden ayrılmaktaydı.581

Tımışvar‘da da Müslim ve gayrimüslimlerin ayrı mahallelerde oturdukları tahrir defterlerinden anlaşılmaktadır. Gayrimüslim Mahalleleri kayıtlarda ‘‘cemaat-i gebran der-varoş’’ şeklinde kaydedilmiştir.

Mahallede toplumsal merkez, cami veya mescittir. Özellikle akşam ve yatsı namazlarına mahalledeki bütün erkekler katılırdı. Mahalleli caminin veya mescidin devamlısı olduklarından kayıtlarda cemaat olarak anılmaktadır.582

Tımışvar‘da Müslümanların, camilerin veya mescitlerin etrafında örgütlendiği tahrir kayıtlarından anlaşılmaktadır. Hatta pek çok mahalle ismini cami veya mescitten almaktadır. Tımışvar‘da mahallelerin, Mahalle-i Mescid-i Mehmed Çelebi Defterdar-ı sabık583, Mahalle-i Mescid-i Mahmud Kethüdâ584, Mahalle-i Cami-i Şerif585 gibi isimlerle bir cami veya mescit etrafında örgütlendiği görülmektedir.

577Özer Ergenç, ―Osmanlı Şehrindeki ‗Mahalle‘nin İşlev ve Nitelikleri Üzerine‖, Osmanlı Araştırmaları IV (1984): 69.

578 Burcu Özgüven, Osmanlı Macaristanı’nda Kentler, Kaleler (İstanbul: Ege Yayınları, 2001), 182. Suraiya Faroqhi, Osmanlı Kültürü ve Gündelik Yaşam Ortaçağdan Yirminci Yüzyıla (İstanbul: Tarih Vakfı Yayınları, İstanbul, 2005), 165.

579 Ergenç, ‗‗Osmanlı Şehrindeki Mahalle‘nin İşlev ve Nitelikleri Üzerine‘‘, 71.

580 Ergenç, ‗‗Osmanlı Şehrindeki Mahalle‘nin İşlev ve Nitelikleri Üzerine‘‘, 70. Tımışvar şehrinde bu tip mahalleler tahrir kayıtlarında yer almamaktadır.

581Nur Akın, Balkanlarda Osmanlı Dönemi Konutları (İstanbul: Literatür Yayıncılık, 2001), 26.

582 Ergenç, ‗‗Osmanlı Şehrindeki Mahalle‘nin İşlev ve Nitelikleri Üzerine‘‘, 73.

583 BOA. TT. 364. s. 13.

584 BOA. TT. 364. s. 14.

585

125