• Sonuç bulunamadı

Olumlu ve olumsuz duygudan oluşan duygusal boyut ile kişinin yaşamını değerlendirmesini içeren bilişsel boyuttan (Diener, 1984; Diener vd., 1999; Diener, 2000) oluşan öznel iyi oluşun ölçümü, yani kişilerin yaşamlarını algılamaları ve değerlendirmeleri ile yaşamdaki faaliyetlerinin kalitesi kişilerin akıl sağlığını

işlevselleştirdiği söylenmektedir (Keyes, 2005: 540). Bu doğrultuda öznel iyi oluşun çalışanların akıl sağlıklarında önemli bir yeri olduğu söylenebilir.

Şekil 2. 3 Çalışanın Akıl Sağlığında Öznel İyi Oluşun Yeri

Kaynak: Page, K. M. and Vella-Brodrick, D. A. (2009), “The ‘What’, ‘Why’ and ‘How’ of Employee

Well-Being: A New Model”, Social Indicators Research, Vol: 90, p. 451.

Şekil 2.3’te çalışanın akıl sağlığı modeli görülmektedir. Modele göre; öznel iyi oluş, işyerindeki iyilik hali ve psikolojik iyi oluş hepberaber çalışanların akıl sağlığını oluşturmaktadır. Buradan hareketle öznel iyi oluşun, çalışanların sağlığının önemli bir parçası olduğunu söylemek mümkün olmaktadır. Sağlığı yerinde olan çalışanın, örgütte daha etkin bir rol oynayabileceği düşünülebilir.

Öznel iyi oluş kavramı, kişilere özgü bir kavram olup kişilerin yaşadıkları her alandan etkilenebilmektedir. İş ortamı, öznel iyi oluşun yaşam alanı boyutunu oluşturmasına rağmen ilgili yazın incelendiğinde kavramın, örgütsel düzeyde önemini inceleyen az sayıda çalışma olmakla beraber kişinin yaşamının büyük bir çoğunluğunu iş ortamında geçirdiği düşünüldüğünde, kişilerin öznel iyi oluşlarının iş hayatına katkısının ve etkisinin incelenmesi gerektiği söylenebilir.

Kuzey Amerikalılar, mutluluğun ortalama olarak her bir gün en az bir kere yaşanması gerektiğini düşünmekte; Batı kültüründe ise öznel iyi oluş hem bireysel

Çalışanın Akıl Sağlığı

Psikolojik İyi Oluş

Öznel İyi Oluş İşyeri İyilik

Hali Yaşam doyumu İşle ilgili duygular İş tatmini Tasarrufi duygular

düzeyde hem de örgütsel düzeyde önemli bir amaç olarak görülmektedir (Lyubomirsky ve Lepper, 1999: 137). Öznel iyi oluşun, kültürel farklılıklar olsa bile her kültürde önemli ve gerekli görüldüğü söylenebilir.

Tablo 2.2’ de öznel iyi oluşun bireysel ve örgütsel düzeydeki faydaları gösterilmektedir. Bireysel düzeyde, kişilerin öznel iyi oluşlarının yüksek olması, kişiye hastalıklara karşı savunma mekanizması geliştirmekte ve var olan rahatsızlıkların en azami sürede atlatılmasına yardımcı olmakla birlikte sağlıkla devam edecek bir yaşam ömrü için zemin hazırlamaktadır. Aynı zamanda kişilerin, işe yönelik üretkenlik, yaratıcılık ve bağlılık gibi duygularının oluşmasına yardım ederek örgütsel performansın artmasını desteklemektedir. Artan insan ilişkileri ve sosyalleşme ile örgütsel düzeyde örgüt bilincinin oluşmasına yardım edebilecektir. İnsanlar ile ilişkilerde yardımsever, destekleyici ve paylaşımcı yaklaşımlar ile sosyal gelişime katkı sağlanabilecektir.

Faydalar Kanıtlar

Sağlık & Yaşam ömrü

 Düzelen kalp ve damar sağlığı, bağışıklık ve endokrin sistemi  Düşük kalp hastalığı riski, felç

ve enfeksiyonlara duyarlılık  İyi sağlık davranışı

 Sağlığın düzelme hızı

 Hayatta kalma ve yaşam ömrü

 Yaşamın ilerleyen zamanlarında ortaya çıkan hastalıklar çocuklukta yaşanılan stres ve sıkıntı ile ilgilidir.

 Olumlu duygular, kalp-damar, bağışıklık ve endokrin sistemin iyi olmasına yardım eder.

 Pozitif duygular, felç riskini düşürmekte, kalp hastalıklarını ve viral iltihaplanmaları azaltmaktadır.  Yüksek öznel iyi oluş, sağlıklı beslenme, egzersiz ve

kilo ile ilgilidir.

 Olumlu duygular, iyileşmeyi hızlandırarak zararlı fiziksel etkileri azaltır.

 Mutlu kişiler, daha uzun yaşar ve ölüm riski azdır.

Gelir & Üretkenlik & Örgütsel Davranış

 Artan üretkenlik  Finansal performans  Azalan devamsızlık

 Yaratıcılık ve bilişsel esneklik  İşbirliği ve uyum

 Yüksek gelir

 Örgütsel performans

 Olumlu duyguları yüksek olan çalışanlar daha üretkendir.

 Mutlu çalışanlar, yöneticileri tarafından, finansal performans açısından yüksek olarak değerlendirilir.

 Mutluluk, çalışanlar arasında merak, yaratıcılık ve motivasyon gibi duyguları artırabilir.

 Mutlu insanlar, toplantı vb. ortamlarda işbirlikçi ve uyumlu davranırlar.

 Çalışanlar arasındaki yüksek tatmin, örgütsel düzeyde üretkenlik, performans, gelir, maaş ve karları öngörmeye eğilimlidir.

Kaynak: DeNeve, J. E., Diener, E., Tay, L. and Xuereb, C. (2013), “The Objective Benefits of Subjective Well-Being”, Ed: Helliwell, J., Layard, R., & Sachs, J.,

World Happiness Report OECD, Edt: John Helliwell, Richard Layad ve Jeffrey Sachs, New York: UN Sustainable Development Solutions Network, p. 56-57.

Faydalar Kanıtlar

Bireysel & Sosyal Davranış

 Uzun dönemli zaman tercihi, doyumu erteleme

 Azalan tüketim, artan birikim  İstihdam

 Azalan risk alma

 Toplum yanlısı davranışlar (para bağışı, gönüllülük vb.)  Sosyallik, sosyal ilişkiler ve

ağlar

 Yüksek öznel iyi oluşa sahip ve olumlu duyguları olan kişiler için gelecekte büyük kazanımlar sağlamak için zamanında yapılan küçük kazanımlar önceliklidir.

 Mutlu insanlar, daha az para harcamaya daha çok para biriktirmeye eğilimlidirler.

 Karar almada daha çok zaman harcarlar.  Algılanan yaşam beklentileri daha yüksektir.  Mutlu insanların, bir yıl içindeki yeniden istihdam

oranları diğer kişilere göre daha yüksektir.

 Yüksek öznel iyi oluşa sahip olduğunu söyleyen insanlar, diğer insanlara daha çok zaman, para ve kan bağışında bulunurlar.

 Öznel iyi oluş sosyal faaliyetleri ve onlara katılımı artırır.

 Mutluluk-sosyal etkileşim çizgisinde farklı kültürlerde sosyal ortamlarda mutluluğun aktarımı sağlanır.

Öznel iyi oluş, bireysel ve örgütsel alanda olumlu çıktılar üretilmesi açısından önemlidir. Bu durumu şu şekilde belirtmek mümkündür (DeNeve, vd. 2013: 56-57; Joshi, 2010: 21-22-25)

 Öznel iyi oluşu yüksek çalışanlar, ortalama olarak daha güçlü bağışıklık sistemine sahiptir, olumlu duygular hem kardiyovasküler hem de endokrin sistem için faydalıdır.

 Öznel iyi oluşu yüksek çalışanlar daha uzun yaşamaya eğilimlidirler.  Öznel iyi oluşu yüksek çalışanlar daha yaratıcıdır. Merak ve motivasyonları dafa fazladır.

 Öznel iyi oluşu yüksek çalışanlar, daha iyi, yaratıcı, yapıcı performans göstermelerinin yanı sıra fiziksel ve zihinsel olarak sağlıklıdırlar.

 Öznel iyi oluşu yüksek çalışanlar örgütsel vatandaşlıkları daha iyidir. Diğer çalışanlara yardım etme eğilimleri vardır. İşlerini daha az sekteye uğratırlar.

 Öznel iyi oluşu yüksek çalışanlar, tartışmalar, görüşmeler gibi ortamlarda daha işbirlikçi yaklaşmaktadırlar.

 Öznel iyi oluşu yüksek çalışanlar, sorumlu, esnek, disiplinli ve daha az yıkıcı olma eğilimindedirler.

 Öznel iyi oluşu yüksek çalışanlar daha başarılıdırlar. Daha iyi gelir elde ederler, daha iyi bir evlilik yaparlar ve daha çok iş görüşmesi yaparlar.

 Öznel iyi oluşu yüksek çalışanlar, daha çok sosyal ilişkiler kurarlar ve diğer insanlar tarafından sevilirler. İşyerindeki pozisyonlarında, liderlikte daha başarılı olarak görülürler.

 Öznel iyi oluşu yüksek çalışanlar, zorlu durumlarla daha iyi mücadele edebilirler.

 Öznel iyi oluşu yüksek çalışanlar kendilerini severler, diğer insanları daha çok severler ve insanlarda karşılığında onları severler.

 Öznel iyi oluşu yüksek çalışanlar, yargıya varmada ve karar almada daha iyi ve daha hızlıdırlar.

 Çalışanların öznel iyi oluşlarının yüksek olması, işgücü devir hızını azaltır, daha kaliteli ürün üretilmesini sağlar ve esnek olan çalışanlar rekabet avantajı sağlamaya yönelmektedir.

Çalışanların, olumlu duyguların olumsuz duygularından baskın olması ve yaşamdan doyum alması örgütler için önemlidir. Öznel iyi oluş, kişilerin olumlu duygular hissetmesini sağlamasının yanı sıra, enerji ve yaratıcılığı artırır, bağışıklık sistemini güçlendirir, daha iyi ilişkiler kurmasını sağlar, işyerinde verimliliği artırır, yaşam süresini uzatır (Diener ve Chan, 2011; Lyubomirsky, vd., 2005). Bir örgütün, yaşamını devam ettirebilmesi, iş çevresinde üstünlük elde edebilmesi ve kaliteli çıktılar sağlayabilmesi çalışanlara bağlı olmaktadır. Bu nedenle çalışanların, öznel iyi oluş düzeylerinin örgütler için önemli olacağı düşünülmektedir.

Çalışma ortamında karar alma sürecine katılımın, yönetimin kalitesi ve doğasının, yöneticilerin örgüt içindeki etkileşiminin, iş ortamındaki beklentilerin, yeterli kaynak sağlamanın çalışanların öznel iyi oluşlarına katkı sağlayan örgütsel faktörler olduğu belirtilmektedir (Shier ve Graham, 2013).

Çalışanların, öznel iyi oluşlarının yükselmesi için örgütlerin, şu faktörleri gerçekleştirmesi önemlidir (Bryson vd. 2014: 13; Joishi, 2010: 25):

 Çalışanların, işlerini nasıl yapacakları konusunda özerkliğe sahip olması ve kararlara katılması sağlanmalıdır.

 İşlerde çeşitlendirmeye gidilmelidir.

 Çalışanlardan, ne beklenildiği konusunda açık olunmalıdır.

 Performans değerlendirmeleri yapılarak geri bildirimlerde bulunulmalıdır.  Çalışanların, becerilerini kullanabilmeleri ve geliştirebilmeleri için fırsatlar

sağlanmalıdır.

 Destekleyici liderlik yaklaşımı benimsenmelidir.

 Çalışanlar, yöneticiler, çalışma arkadaşları, müşteriler ve iş çevresi ile olumlu ilişkiler geliştirmelidir.

 İşyerinin, çalışanlar tarafından adil olarak algılanması sağlanmalıdır.  İşyerinde, uygulamalarda prosedürel adalet sağlanmalıdır.

 Çalışanlara, yol gösterecek politika ve prosedürlerin oluşturulmalıdır.

 Yüksek ödemeler yapılmalı, çalışanın ücretini, diğer çalışanların ücretleri ile nasıl karşılaştırdığı sorgulanmalıdır.

 Makul bir ödüllendirme sistemi oluşturulmalıdır.

 İşyeri güvenliği, ekipmanların yeterli olması gerekmekte ve iş çevresi memnuniyet verici olmalıdır.

 Kariyer ile ilgili gelecek beklentilerinin açık olmalıdır.

 Çalışanların, kendilerini hem iş açısından önemli olarak algılaması hem de yaptığı için toplum açısından önemli olarak algılanması gerekmektedir.

Çalışanların, yüksek düzeyde öznel iyi oluşlarının sürdürülebilmesi için iş çevresinin, fiziksel, kültürel, iç ve dış çevrenin, çalışma arkadaşları, yönetici ve liderler ile kurulan ilişkilerin özellikleri ve çeşidinin, işin doğasının (iş yükü, esneklik, değişim, sınırlamalar, işin çeşidi, işin yapılışının nasıl algılandığı) analiz edilmesi ve kişinin, iş yaşamının diğer yaşam alanları ile bağlantılı olduğunun unutulmaması gerekmektedir (Shier ve Graham, 2010: 416).