• Sonuç bulunamadı

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM ÖZEL GÜVENLİK

3.2. TÜRKİYE’DE ÖZEL GÜVENLİK

3.2.2.1.3. Özel Güvenlik Görevlilerinin Yetkiler

5188 SK’nın 7. maddesinde özel güvenlik görevlilerinin yetkilerini belirtilmektedir. Bu yetkileri üç ana grupta toplamak mümkündür; Aramaya ilişkin yetkiler, yakalamaya ilişkin yetkiler, zor kullanmaya ilişkin yetkiler.

1. Aramaya İlişkin Yetkiler:

a) Koruma ve güvenliğini sağladıkları alanlara girmek isteyenleri duyarlı kapıdan geçirme, bu kişilerin üstlerini dedektörle arama, eşyaları X-ray cihazından veya benzeri güvenlik sistemlerinden geçirme.

b) Toplantı, konser, spor müsabakası, sahne gösterileri ve benzeri etkinlikler ile cenaze ve düğün törenlerinde kimlik sorma, duyarlı kapıdan geçirme, bu kişilerin üstlerini dedektörle arama, eşyaları X-ray cihazından veya benzeri güvenlik sistemlerinden geçirme8.

8 2004 tarihli 5149 Sayılı Spor Müsabakalarında Şiddet Ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun ve

Kanunun Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik (5149 SK Yönetmeliği) hükümlerine göre özel güvenlik görevlilerinin görev, yetki ve sorumlulukları spor müsabakaları bakımından genişletilmiştir. 5149 SK’da genel güvenlik güçlerinin denetiminde, özel güvenlik güçlerince üst araması yapılacağı, saha içi ve tribün güvenliğinin özel güvenlik birimlerince sağlanacağı, kapı aramalarının özel güvenlik güçleri tarafından yapılacağı belirtilmektedir. 5149 SK Yönetmeliği 10. maddeye göre özel güvenlik personelinin görev, yetki ve sorumluluklarından bazıları şu biçimdedir; a- Spor alanında iç güvenliği sağlamak, b- Spor alanı içerisinde düzeni bozucu fiiller işleyen seyircileri uyarmak c- Spor alanında ev sahibi takım ile misafir takım seyircileri arasındaki geçişleri engellemek, d- Görevli kişiler dışında kalanların her ne şekilde olursa olsun müsabaka alanına girmesini engellemek e- Spor alanına girişte, genel güvenlik birimlerinin nezaretinde üst araması yapmak ve seyir alanına her türlü patlayıcı, parlayıcı, yanıcı veya fırlatılabilecek veya yaralayıcı maddeler ile alkollü içecekler ve çevreyi kirletecek nitelikte konfeti ve benzeri cisimlerin sokulmasını ve kullanılmasını engellemek f- Seyircilerden, ferdi veya toplu olarak söz veya hareketlerle aşağılayıcı veya tahrik edici nitelikte hakaret ve kötü tezahüratta bulunanları uyarmak, engellemek g- tahliye merdivenlerinin boş bırakılmasını sağlamak.

c) Hava meydanı, liman, gar, istasyon ve terminal gibi toplu ulaşım tesislerinde kimlik sorma, duyarlı kapıdan geçirme, bu kişilerin üstlerini dedektörle arama, eşyaları X-ray cihazından veya benzeri güvenlik sistemlerinden geçirme.

EGM bir emir yazısı ile arama yetkisini hukuka aykırı biçimde genişletmiştir; 2007/107588 Sayılı Emir Yazısı şu biçimdedir; Kişilerin üstlerinin veya eşyalarının aranması ancak elektronik sistem ve cihazlarla mümkün olabilmekle birlikte seçimler gibi kalabalıkların olduğu yerlerde fiilen bunu uygulamak zor olacağından ve seçimlerde genel kollukla birlikte görev yapılacağından, genel kolluğun gözetiminde olmak kaydıyla, elektronik sistem ve cihazlar olmaksızın da arama ve kontrol yapılabilecektir.

d) Yangın, deprem gibi tabii afet durumlarında ve imdat istenmesi halinde görev alanındaki işyeri ve konutlara girme.

Özel güvenlik görevlileri, görev alanı içerisinde meydana gelebilecek yangın, deprem ve sel gibi tabii afetlerde arama ve kurtarma görevlilerine yardımcı olmakla yükümlüdür (5188 SK Yönetmeliği, md. 15)

2. Yakalamaya ilişkin yetkiler

a) 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 90’ıncı maddesine göre yakalama: İlgili maddeye göre, kişiye suçu işlerken rastlanması ya da suçüstü bir fiilden dolayı izlenen kişinin kaçması olasılığının bulunması veya hemen kimliğini belirleme olanağının bulunmaması durumunda, ayrıca soruşturma ve kovuşturması şikayete bağlı olmakla birlikte, çocuklara, beden veya akıl hastalığı, malullük veya güçsüzlükleri nedeniyle kendilerini idareden aciz bulunanlara karşı işlenen suçüstü hallerinde kişinin yakalanması mümkündür.

2005 tarihli 25832 Sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Yakalama, Gözaltına Alma ve İfade Alma Yönetmeliğinde (CMK Yönetmeliği) de, belirli durumlarda (5271 SK md.90/’daki durumlarda) herkes tarafından yakalama yapılabileceği belirtilmiştir (CMK Yönetmeliği, md. 5). Yönetmelikte; suçüstü halinde herkes tarafından yapılabilen yakalama durumunda, “yakalanan kişinin kaçmasını, kendisine veya başkalarına zarar vermesini önlemek amacıyla kaba üst araması” yapılabileceği de belirtilmektedir (CMK Yönetmeliği, md. 6)

5188 SK Yönetmeliğine göre, kamuya açık alanlarda üst araması, Adli ve Önleme Aramaları Yönetmeliği hükümlerine uygun olarak yapılır. Kamuya açık

alanlarda özel güvenlik görevlilerince yapılacak üst araması genel kolluğun gözetim ve denetiminde yapılabilir. Arama kişinin aynı cinsiyetindeki görevli tarafından yapılır (5188 SK Yönetmeliği, md. 14).

b) Görev alanında, haklarında yakalama emri veya mahkûmiyet kararı bulunan kişileri yakalama ve arama.

c) Kişinin vücudu veya sağlığı bakımından mevcut bir tehlikeden korunması amacıyla yakalama.

d) Olay yerini ve delilleri koruma, bu amaçla Ceza Muhakemesi Kanununun 168 inci maddesine göre yakalama.

5271 SK’nın “Adli kolluğun olay yerinde aldığı tedbirlere uyulmaması halinde yetkisi” kenar başlıklı 168. maddesine göre; “Olay yerinde görevine ait işlemlere başlayan adli kolluk görevlisi, bunların yapılmasına engel olan veya yetkisi içinde aldığı tedbirlere aykırı davranan kişileri, işlemler sonuçlanıncaya kadar ve gerektiğinde zor kullanarak bundan men eder.”

Özel güvenlik görevlileri genel kolluğun olaya el koymasından itibaren araştırma ve delil toplama faaliyetine genel kolluğun talebi halinde yardımcı olur (5188 SK Yönetmeliği, md. 16).

3. Zor Kullanma

Türk Medeni Kanununun 981 inci maddesine, Borçlar Kanununun 52 nci maddesine, Türk Ceza Kanununun 24 ve 25 inci maddelerine göre zor kullanma9.

Özel güvenlik görevlilerinin zor kullanma yetkisi bağlamında tartışılan önemli bir konu kelepçe, cop, biber gazı gibi araçları kullanıp kullanamayacaklarıdır. Konuyu ele almadan önce polisin bu konudaki yetkisini hatırlamak yararlı olacaktır;

PVSK’nın Zor ve Silah Kullanma kenar başlıklı 14. maddesine göre; “(Değişik: 5681 - 2.6.2007 / m.4) Polis, görevini yaparken direnişle karşılaşması

9 2001 tarihli 4721 Sayılı Türk Medeni Kanununun “Savunma hakkı” kenar başlıklı 981. maddesine

göre; “Zilyet, her türlü gasp veya saldırıyı kuvvet kullanarak defedebilir...” 1926 tarihli ve 818 Sayılı Borçlar Kanununun 52. maddesi “meşru müdafaa, ıztırar (zorunluluk) ve kendi hakkını vikaye (koruma) için kuvvet kullanılması” kenar başlıklıdır. 2004 tarihli ve 5237 Sayılı Türk Ceza Kanununun “meşru savunma ve zorunluluk hali” kenar başlıklı 24. ve “Hakkın Kullanılması ve İlgilinin Rızası” kenar başlıklı 25. maddelerine göre; (1) Gerek kendisine ve gerek başkasına ait bir hakka yönelmiş, gerçekleşen, gerçekleşmesi veya tekrarı muhakkak olan haksız bir saldırıyı o anda hal ve koşullara göre saldırı ile orantılı biçimde defetmek zorunluluğu ile işlenen fiillerden dolayı faile ceza verilmez.(2) Gerek kendisine gerek başkasına ait bir hakka yönelik olup, bilerek neden olmadığı ve başka suretle korunmak olanağı bulunmayan ağır ve muhakkak bir tehlikeden kurtulmak veya başkasını kurtarmak zorunluluğu ile ve tehlikenin ağırlığı ile konu ve kullanılan vasıta arasında orantı bulunmak koşulu ile işlenen fiillerden dolayı faile ceza verilmez…”

halinde, bu direnişi kırmak amacıyla ve kıracak ölçüde zor kullanmaya yetkilidir. Zor kullanma yetkisi kapsamında, direnmenin mahiyetine ve derecesine göre ve direnenleri etkisiz hale getirecek şekilde kademeli olarak artan nispette bedeni kuvvet, maddi güç ve kanuni şartları gerçekleştiğinde silah kullanılabilir…Maddi güç; polisin direnen kişilere karşı veya eşya üzerinde bedeni kuvvetin dışında kullandığı kelepçe, cop, basınçlı su, göz yaşartıcı gazlar veya tozlar, fiziki engeller, polis köpekleri ve atları ile sair hizmet araçlarını ifade eder.”

2005 tarihli ve 25832 Sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren, Yakalama, Gözaltına Alma Ve İfade Alma Yönetmeliği (CMK Yönetmeliği)’nin 7. maddesine göre; “Yakalanan veya tutuklanarak bir yerden diğer bir yere nakledilen kişilere, kaçacaklarına ya da kendisi veya başkalarının hayat ve beden bütünlükleri bakımından tehlike arz ettiğine ilişkin belirtilerin varlığı hallerinde kelepçe takılabilir.” Bu yönetmelikte özel güvenliğe hiçbir atıfta bulunulmamış, sadece kolluk kuvvetlerinden söz edilmiştir. Yukarıda ilgili bölümde de söz edildiği üzere, CMK Yönetmeliğinin 5. maddesinde herkes tarafından yakalama yapılabileceği, CMK Yönetmeliğinin 6. maddesinde de, suçüstü halinde herkes tarafından yapılabilen yakalamalarda kaba üst araması yapılabileceği hükme bağlanmıştır. Ancak, CMK Yönetmeliğinde suç üstü halinde yakalanan kişinin kaba üst araması yapıldıktan sonra kelepçelenebileceği (ya da bir odaya kapatılabileceği) belirtilmemektedir.

2495 SK döneminde, Kanunun kapsamı dışında faaliyet gösteren özel güvenlik şirketleri, şirket sözleşmelerinde kelepçe, cop kullanamayacağı şerhi vererek tescil işlemi yaptırabilmişlerdir (Gülcü, 2002b: 62). 2495 SK ve ilgili yönetmeliği özel güvenlik teşkilatı personelinin kelepçe ve cop kullanabilecekleri düzenlenmişti. Ancak 5188 SK ve ilgili yönetmeliği bu konuda “sessiz” kalmıştır. Öte yandan 5188 SK ve ilgili yönetmeliği “kimyasallar”a ilişkin düzenleme içermektedir. Biber gazı ve diğer kimyasalların kullanılabilmesi; özel güvenlik komisyondan izin alınması ve yasal şartların oluşması koşuluyla mümkündür. Bu konuyu düzenleyen hüküm 5188 SK’nın yönetmeliğin 24. maddesidir. Buna göre; orantılılık ilkesine uygun olarak canlılar üzerinde kalıcı etkisi olmayan kimyasalların özel güvenlik görevlileri tarafından kullanılmasına izin verilmiştir. Burada dikkat

edilecek konu; biber gazı ve diğer kimyasallar için özel güvenlik komisyonunun izin verip vermediği ile yetki aşımı yapılıp yapılmadığıdır.

“Biber gazı” kullanabilen özel güvenlik görevlilerinin kelepçe ve cop kullanabilmeleri düzenleme dışı bırakılmıştır. Konu, kamuoyu gündemine 28 Temmuz 2007’de Antalya Devlet Hastanesi’nde yaşanan bir olayla gelmiştir. Hastanenin özel güvenlik görevlilerinin bir yurttaşı dövüp, biber gazı sıkması ve ardından kelepçelemesi tartışma yaratmıştır. Somut olayda özel güvenlik görevlilerinin yasadaki yetkilerini aştıkları genel kabul görmektedir. Ancak yetkiyi aşma gerekçesinin 5188 SK’da ve ilgili yönetmeliğinde “kelepçe takma yetkisi”nin bulunmamasına dayandıranlar bulunmakla birlikte, bazı özel güvenlik şirketlerinin yönetici ve sahiplerinin görev alanlarında işlenmiş veya işlenmekte olan bir suçu engellemek için, polis gelinceye kadar özel güvenliklerin kelepçe takabileceğini belirtmektedirler. Bu değerlendirmenin, 5188 SK’da yakalama ve zor kullanma yetkisi verilmesinin doğal sonucu olduğu, yasal şartlar oluştuğunda, kelepçe kullanılabileceği ifade edilmektedir (Güvenlikçilerin Kelepçe, 2007).

5188 SK’nın “silah bulundurma ve taşıma yetkisi” kenar başlıklı 9. maddesinde “silah ve teçhizat” ifadesine yer vermektedir. Ayrıca, özel güvenlik komisyonları “koruma ve güvenlik hizmetini yerine getirecek personelin, bulundurulabilecek veya taşınabilecek silah ve teçhizatın azami miktarını ve niteliğini, gerekli hallerde diğer fiziki ve aletli güvenlik tedbirlerini belirlemeye yetkilidir.” (5188 SK, md. 3). İlgili maddelerde geçen “teçhizat” ibaresi kelepçe ve copu kapsamaktadır.

Konuya ilişkin olarak 5271 SK’nın 90. maddesi dışındaki hükümlerine de bakmak yararlı olacaktır. 5271 SK md. 93’e göre; “yakalanan…kişilere, kaçacaklarına ya da kendisi veya başkalarının hayat ve beden bütünlükleri bakımından tehlike arz ettiğine ilişkin belirtilerin varlığı hallerinde kelepçe takılabilir.” Ancak 5188 SK ve ilgili yönetmeliği bu maddeye atıfta bulunmamıştır. Hukuk devletinin ve ceza hukukunun temel ilkeleri düşünüldüğünde özel güvenliğin “kelepçe”, “cop”, “kalkan”, “köpek”, “at” vb. kullanabilmesi konusunda yasal bir boşluk bulunduğu söylenebilir. Bununla birlikte, teçhizat kullanımına özel güvenlik komisyonu karar verirken kelepçe ve copa da izin vermektedir. 2559 SK ise,

“kelepçe” “cop” ve diğer unsurlara, 2007 yılında yapılan değişikte, açıkça yer vermiştir (2559 SK, md.16/b).

Özel güvenlik görevlilerinin “zor” kullanabilmesi konusunda diğer önemli bir konu ise ateşli silah kullanımıdır. Belirli koşulların bulunması durumunda özel güvenlik görevlilerine silah taşıma ve bulundurma yetkisi tanınmıştır. Konuyu düzenleyen hükme göre; eğitim ve öğretim kurumlarında, sağlık tesislerinde, talih oyunları işletmelerinde, içkili yerlerde, özel toplantılarda, spor müsabakalarında, sahne gösterileri ve benzeri etkinliklerde silahlı özel güvenlik görevlisi çalıştırılmasına izin verilmez. Bunun dışında, hangi koruma ve güvenlik hizmeti için ne miktar ve özellikte ateşli silah bulundurulabileceği özel güvenlik komisyonu tarafından belirlenebilecektir (5188 SK, md. 8). Komisyonun kararı üzerine, özel güvenlik izni verilen kişi veya tesise valilikçe ateşli silah alma yetkisi verilmektedir (5188 SK Yönetmeliği, md. 25).

Özel güvenlik görevlileri yetkilerini sadece görevli oldukları süre içinde ve görev alanlarında kullanabilirler. Görev alanı, zorunlu hallerde Komisyon kararıyla genişletilebilir. Özel güvenlik görevlileri silahlarını görev alanı dışına çıkaramazlar (5188 SK, md. 9). Ateşli silahını 5188 SK’ya aykırı veya görev alanı dışında kullanan özel güvenlik görevlisine idari para cezası verilir ve bu kişilerin çalışma

izni valilikçe iptal edilir. Bu kişiler bir daha özel güvenlik görevlisi olamazlar (5188 SK, md. 20/a).

4. Diğer Yetkiler

a) Genel kolluk kuvvetlerine derhal bildirmek şartıyla, aramalar sırasında suç teşkil eden veya delil olabilecek ya da suç teşkil etmemekle birlikte tehlike doğurabilecek eşyayı emanete alma.

b) Terk edilmiş ve bulunmuş eşyayı emanete alma. 3.2.2.1.4. Özel Güvenlik Görevlilerinin Nitelikleri

Özel güvenlik görevlisi olabileceklerin nitelikleri arasında Türk yurttaşı olmak ve 18 yaşını doldurmak dışında, silahsız olarak görev yapacaklar için en az sekiz yıllık ilköğretim veya ortaokul; silahlı olarak görev yapacaklar için en az lise veya dengi okul mezunu olma şartı bulunmaktadır. Ayrıca, belirli suçlardan ceza almamış olmak, özel güvenlik temel eğitimini başarıyla tamamlamış olmak

görevin yapılmasına engel olabilecek vücut ve akıl hastalığı ile özürlü bulunmamakta sayılmıştır (5188 SK, md. 10). Bu amaçla, bir hastaneden veya yeterli bir sağlık kuruluşundan “özel güvenlik görevlisi olur” ibareli sağlık raporu alınması gereklidir. Raporun verilebilmesi için özel güvenlik personeli psikiyatri, nöroloji, göz, kulak- burun-boğaz, ortopedi alanlarında muayene edilmelidir (5188 SK, md. 18).

Silahlı özel güvenlik görevlisi olarak istihdam edilecekler ile özel güvenlik şirketlerinde ve özel güvenlik eğitimi verecek kurumlarda yönetici olarak çalışacaklar hakkında valilikçe güvenlik soruşturması yapılır. Soruşturma sonucu olumlu olanlara, özel güvenlik temel eğitimini başarıyla bitirmiş olmak şartıyla, valilikçe beş yıl süreli çalışma izni verilir. Silahsız olarak görev yapacak özel güvenlik görevlileri hakkında sadece arşiv araştırması yapılır. Güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması bir ay içinde tamamlanır (5188 SK, md.11).

Özel güvenlik görevlilerine valilikçe kimlik kartı verilir. Kimlik kartı görev alanı ve süresi içerisinde herkes tarafından görülebilecek şekilde yakaya takılır. Üzerinde kimlik kartı olmayan özel güvenlik görevlileri yetkileri kullanamazlar (5188 SK, md.12). Özel güvenlik görevlileri görev alanı içinde ve süresince üniforma giyerler. Görevin ve işyerinin özelliği nedeniyle gerekli görülen hallerde sivil kıyafetle görev yapılmasına komisyon izin verebilir (5188 SK, md.13).

Özel güvenlik temel eğitimi teorik ve pratik eğitim ile silah eğitiminden oluşmak üzere yüzyirmi ders saatinden; yenileme eğitimi altmış ders saatinden az olmamak üzere düzenlenir. Üniversitelerin güvenlik bölümlerinden mezun olanlarda beş yıl süreyle silah eğitimi hariç özel güvenlik temel eğitimi şartı aranmaz. Özel güvenlik eğitimi ücreti karşılığında İçişleri Bakanlığınca verilebileceği gibi, Bakanlığın izni ile özel eğitim kurumlarınca da verilebilir (5188 SK, md.14). Uygulamada eğitim özel eğitim kurumlarınca verilmektedir.

Özel güvenlik personeli, koruma ve güvenlik hizmetleri dışında başka bir işte çalıştırılamaz, greve katılamaz (5188 SK, md.15-16). Özel güvenlik görevlilerine ilişkin grev yasağının varlığı, sendikal üyeliklerine ilişkin durumu akla getirmektedir. Özel sektörde sendikasızlık yaygındır. Kamu sektörü açısından bakıldığında kendi özel güvenlik birimleri olan kamu kurum ve kuruluşları bulunmaktadır. Kamuda çalışan güvenlikçilerin sendika üyesi olması 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu’nun (4688 SK) 15. maddesi (j) bendinde yasaklanmıştır. Ancak,

4688 SK’nın yürürlüğe giriş tarihi 2001 yılı olduğundan burada geçen “özel güvenlik görevlileri” ifadesi 2495 SK kapsamındaki özel güvenlik teşkilatı personelini içermektedir. 2495 SK’nın 21. maddesine göre, “özel güvenlik teşkilatı personeli, sendika, dernek ve siyasi partilere üye olamazlar.” Oysa 5188 SK’da bu ibare bulunmamaktadır. Akkaya’ya göre, “memur” sıfatına sahip olmayan her güvenlik görevlisi işçi sendikalarına üye olabilir. Ancak özel güvenlik görevlisi “kamu görevlisi” ise, yani 4688 SK’nın kapsamına giren bir konumda ise sendika yasağı açıkça düzenlendiği için memur sendikalarına üye olamaz. Önemli olan özel güvenlikçinin kamuda çalışıp çalışmadığı değil, kamu görevlisi sıfatını taşıyıp taşımamasıdır (Prof. Dr. Yüksel Akkaya ile Yapılan Görüşme, 5 Kasım 2007).