ö a ş k a M e m l e k e t l e r d e M i m a r î s
«Utrecht» Belediye tiyatrosunun esas cephesi..
«UTRECHT" BELEDİYE TİYATROSU Mimar: W. M. Dudok
«L'ossature Metallique» ve <.Rythme>- dergilerinden Zamanımızın tanınmış mimarlarından olan ve bir
çok güzel binalar yaratmış bulunan Dudok, Hollanda'da bu güzel tiyatroyu da inşa etmiştir.
faydalan-Zemin kat plâııl !
1 — Artist ioealtti't. 2 — Malzeme deposu 3 — Sahne. 4 — Artist
locası. 5 — Orkestra yuvası. S — Fuvayye. 7 — Hol. S — Teras, S — Vestiyer. 10 Grrl«:
mışlardır. Bugün bina hakikî maksadına göre kulla-nılmağa başlanmış, nihayet Utrech'liler, tiyatro salo-nundan ve toplantı ve konser salosalo-nundan fayadalan-maktadırlar.
§imdi «Utrechtıı halkı bu güzel binadan iftihar duymaktadırlar.
Bina esas itibarile büyük bir tiyatro salonu ve müştemilâtını, bir toplantı ve müzik salonu ile lokar.-tayi havidir.
Tiyatro salonu 910 kişiliktir. Binaya geniş bir vestibülden girilmekte ve burada vestiyer bulunmak-tadır. Vestiyerin yeri seyircilerin kolaylıkla giriş çıkış-larını, ve bu suretle çok beklememelerini temin ede-cek şekilde tertiplenmiştir.
Vestiyerden bir kaç basamakla, yüksek bir hole girilmekte, buradan da tiyatro salonuna geçilmekte-dir.
Tiyatro salonu, bilhassa iç ölçülerinin ahengile nazarı dikkati çekmektedir. Parter ve balkonunun ö-nünde geniş ve en mütekâmil tesisat ile sahne gel-mektedir.
Tiyatroda üç fuvayye vardır: biri. parter seviyesin-de olup sigara içmeyenlere tahsis edilmiştir. İkincisi
1 inci kat plânı I
2-2 — Sahne boşluğu, J — Müdüriyet. 4 — Tenvir yuvaları. 5 — Sigara fuvaypeki. ti — Hol boşluğu. 7 — Servisler. S — Kahve V —
birinci katta birinci balkonun önüne ve sigara içenle-re mahsustur. Üçüncüsü, ikinci balkonun önündedir. Lokanta v e kahve müteharrik bölmeler ile ayrılmıştır. Fuvayyeler bu kısma irtibat ettirilmiştir. L o k a n -taya sokaktan hususi bir methal de vardır. Burası her zaman halka açıktır. Bir bar, geceleri faaliyettedir.
ikinci katta müzik resitalleri için bir salon v a r -dır. K ü ç ü k salon 300 kişi almakta-dır. Bu salonun hu-susî bir vestiyeri vardır.
Binanın iskeleti çeliktir. Bölmeler tuğla dolgu-dur. Sahnenin duvarları u m u m î kitleden bir hayli yüksek olmakla beraber dış mimaride güzel bir ahenk yaratmaktadır.
Tiyatro parterinin duvarları beyaz deri ile kaplanmış v e altın yaldızlı bordürle çerçevelenmiştir. K o l -tuklar kırmızı velurdandır. Salondaki bu renk ahen-gi tiyatronun içinde mutena bir tesir yaratmaktadır.
Mimar Dudok, tiyatrosu için çelik iskeleti tercih etmiştir. Balkonların p o r t e - â - f a u x inşaatında çeliğin daha müsait olması ve daha bir çok sebepler bu tercihe âmil olmuştur. Beton-armenin çelik inşaata naza-ran çok ağır cb'at ve bilhassa temellere ihtiyaç göstermesine mukabil bu binada daha mâkul eb'at elde e -dilmiştir. Sahnenin v e parterin çatısında da aynı mü-lâhazalar âmil olmuştur.
( Devamı Sayfa 9! üc )
Sahnenin balkon altın dan görünüşü, yerden gisli elektrik konisine kadar lambriler beyaz deri kaplanmış ve altın renginde kadro çıta larla. çerçevelenmiştir.
mukayesesiyle; bu sonuncu metinden, valinin meclisi ıı c olduğu, yer aldığı mahallin niş'in önünde mi içinde mi olduğu, önceden kestrilemiyecek şekilde, mihrab keli-mesinin asıl mânasının «Hükümdarın oturduğu absid<> o'duğu ve resmi kabul salonlarının tertibi çıkmaktadır. Bu iki metinden başka tarihî izler meydana çıkaramama rağmen, şurası muhakkaktır ki, bazıları bu niş'in içinde namaz kılıyordu, zira fıkıh âlimleri bu şekildeki istimali takbih için hâdiseler bulmuşlardır (14) (devrin ö r f l e -rine uygun olmadığı için şüphesiz gayrı mevsuktur.),
Mihrab bugünkü kullanılışı nazarı itibara alınırsa izah edilemiyen bazı garip karakteristikler göstermek-tedir, eğer niş'in resmi kabul salonlarındaki absidin küçülmüş bir devamı olarak kabul edilirse bunlar zah-metsizce ve eksiksiz bir surette doğrulanabilmektedir: bu netice, evvelâ her ne kadar aykırı gözükse de, arkeo-lojik bir etiid de bunu t.eyidetmektedir.
Evvelâ meşgul olduğumuz devirde, cami tek bir mihrabı ihtiva eder: Yukarıda serdedilen. sebeplerden dolayı, bu şeriat bakımından ela gayıı kabili izahtır. Bu zevahiri gayritabiîlik, eğer mihrab, kıble istikametini göstermek için değilde, imamın yerini gösteriyorsa, ras-yonel (aklî) bir tertip olarak nazarı itibara alınmalıdır; caminin bir mihrabı vardır, çünkü toplanan ccmaatin de bir önderi vardır.
Büyük camilerde nisbî olarak küçük olan niş ö l ç ü -leri, küçüklerde nisbî olarak çok büyüktür; Kussyr al-Hallabat'ta, binanın iç genişliği 11 m. 80 mihrap genişliği 1 m. 20 dir; Cebel Seis'te binanın iç genişliği 9 m. 30 mihrap genişliği 0,9 dur; Mşatta'da binanın iç genişliği 13 m. 40 mihrap genişliği 1 m. 62 dir (15). Bazı hallerde, niş mahallin genişliğiyle mütenasip bir gelişmeye m a z -har olsa da (Medine, Ramleh), ölçü nispeti olarak bir insanın işgal edebileceği yer nazarı itibara alınmamışsa,
(14),— Meselâ. İbrahim Bıfat Paşaya göre, Mir'at, 468, n. I. (15).— Oresweil, şek. 331, şek. 438; Syria, X X , 1939.
böyle bir nisbetsizlik de gavrikabili izahtır.
Nihayet en mühim bir noktaya temas ediyoruz, mihrab neden bu kadar itina ile tezyin edilmiştir. M a -dinedeki Emevî camimi göz önüne getirelim, bu altın, renkli mermer, akik ile donanmış bunun üzerinde de «Htisrev'in aynası» v e camiin yegâne avizesi bulu-nur (16). Bu binalar için esirgenmiyen kıymetli malze-menin hepsi neden ısrarla mihrab nişine yığılmıştır? Önderin, yerini işaret etmek için değilde, niçin? Bu h u s u -siyetin, diğer hiç bir izahı şayanı kabul değildir.
Emevî resmi kabul salonlarında birçok benzerini gördüğümüz ve bazı. camilerde (Medine, Şam) b u l u nan mihrabın Önündeki revak kubbeleri de işaret e d e -lim.
Netice olarak: Mihrabın camideki yer v c rolü res-mi kabul salonlarının res-mihver absidinin yer ve rolüne tekabül etmektedir, tıpkı şeklinin de abside benzemesi gibi bu iki mimarî eleman arasındaki müşabehet, Medine ve Ramleh'de olduğu gibi, geniş açıklıklı mihı-ablarda daha bariz olmuştur. Demek mihrab, saray absidinin ufaltılmış bir karşılığıdır ve cami ile sarayların yeni bir müşterek elemanını teşkil eder. Eğer daha bazı engeller mevcut görünüyorsa, şimdilik bunları bir kenara bıra-kalım, kısa bir müddet sonra bunları lâyık oldukları şekilde ele alırız.
«Bu makale, 194T de Vanoest yayınevi tarafından bastırılan , College de France Profesörlerinden Jean Sauvaget'nin (La mosquee Omoyyade de Medine, etüde sur les origines de la mosqu£e et de la basillique) adlı eserinin 145 ilâ 149 un sayfalarından tercüme edilmiştir; eser Şam'daki İnstitut Français adına yayınlanmıştır.»
16.— Ahmet FİKRİ (Nouv. reeh. s. la gr. mosquee de Kai-irouan, 62). bizimkine yakın bir neticeye vasıl olmaktadır, — mih-rab imamın dua etmesine tahsis edilmiş bir yerdir —; fakat ispat ile hareket edeceği yerde caminin dini veçhesini nazarı itibara alarak nazarî mülâhazalara dalmaktadır.
( Başı Sayfa 83 de )
Demir inşaatın tercihinde ikinci bir sebeb de, b u systemin ltabilî tadil olmasıdır. Tiyatro yapacak olan mimarların bu ciheti nazarı dikkate almaları lâzımdır. Tiyatro tekniğinde viicude gelen tarakkiyatı, sahnede tahakkuk ettirebilmek için binanın tadilâta müsait ol-ması şarttır.
Demir inşaatın yangına karşı korunması için, y e -ni bazı kaplama tek-niği tatbik edildiği takdirde bu mahzur önlenebilir. Mamafi tiyatroda çıkışlar v e
im-dat teşkilâtı büyük rol oynar. Bu tiyatroda bu mesele-ler mimar tarafından iyice etüd edilmiştir.
Tiyatronun sahne iskeleti üç mafsallı bir portik olarak tanzim edilmiştir. Bu portiğin açıklığı 19-20 yüksekliği 21 metredir.
Tiyatroda akustik meselesini hal için D u d o k ve mütehassıslar aşağıdaki cihetlerden mülhem olmuşlar-dır.