• Sonuç bulunamadı

1952 Y I L I N DA A R K E O L O J İK Ç A L I Ş M A L AR Yazan: Rüstem DUYURAN

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "1952 Y I L I N DA A R K E O L O J İK Ç A L I Ş M A L AR Yazan: Rüstem DUYURAN"

Copied!
8
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Bizans İmparator Saraylarına ait mozayiklerden: Bir Av sahnesi

1952 Y I L I N D A A R K E O L O J İ K Ç A L I Ş M A L A R Yazan: Rüstem DUYURAN

İstanbul Arkeoloji Müzeleri Müdür Muavini

Her yıl olduğu gibi bu yıl içinde de Yurdumuzun çeşitli bölgelerinde yerli ve yabancı arkeoloklar ta-rafından arkeolojik kazılar, geziler ve incelemeler

yapılmıştır. Bütün bu çalışmaların sonuçlarını bildi- i ren raporların yayınlanması için vakit henüz erken olmakla beraber, bizzat katıldığımız veya sayın hâ-firlerin lûtufkârlıklariyle bilgi edindiğimiz çalışma-lardan «Arkitekt» in aziz okurlarına kısa notlar ha-linde bahsetmeyi faydalı bulduk. Bu hususta yardım-larını esirgemiyen sayın meslekdaş ve arkadaşlarımı-za teşekkürlerimizi tekrarlarız.

I — İ s t a n b u l - A r a s t a k a z ı s ı : Edim-burg Üniversitesi profesörlerinden T. D. Rice'm baş-kanlığı altındaki İngiliz heyeti, Sultanahmet camiı-nin doğu güneyindeki Arasta kemerleri sahasında ni-san ve mayıs ayları içinde faaliyette bulunmuştur. Makale sahibinin Millî Eğitim Bakanlığının mümessi-li olarak katıldığı heyet:

a) 1935/38 yılları arasında J. H. Bakster heye-ti tarafından meydana çıkarılmış olan fevkalâde kıy-metli mozayiklerin (1) temizlik ve retorasiyonlariyle meşgul olmuştur. Ayrıca bu kıymetli eserlerin

üzer-leri bir çatı ile örtülmek suretiyle burada bir mozayik

müzesinin esası kurulmuştur. Bilindiği üzere Bizans imparator saraylarına ait olan bu mozayiklerde umu-miyetle av sahneleri tasvir edilmiştir (Res. 1).

b) İmparator saraylarının en önemli yapılarının bulunduğu terasın bir kısmını teşkil eden bugünkü «Aygır deposu» nun bahçesinde sondajlar yapılmış ve 3/4 metre derinlikte pek muhkem yapılı

tonoz-lar, kesme taşlardan yapılmış kalın bir duvar ve ke-merli bir giriş mahalli tesbit edilmiştir. Gayet önem-li bir mimarî kompozisyon teşkil ettikleri anlaşılan buluntuları tam olarak plâna alabilmek için gelecek yıl ayni yerde çalışmalara devam edilecektir.

II — E s k i İ s t a n b u l ' u n T o p o ğ r a f -y a s i -y l e i l g i l i b a z ı b u l u n t u v e m ü ş a h e d e l e r :

a) Cağaloğlu Babıâli caddesinde, Hürriyet ga-zetesinin yaptırdığı yeni inşaat sırasında, hâlen büyük kısmı toprak ve modern yapıların altında bulunan

bü-(1) Arasta kazıları hakkındaki mufassal eser: G. Bret, W.'J. Ma-caulay ve R B. Stevenson: The Great Palace of the Byzantine Em-perors: London 1949.

Bu hususta en son türkçe yayın: A. Oğan: İstanbulda Arasta Haf-riyatı ve meydana çıkan mozayikler, (T.T.O K. Belleteni) İst. 1952.

(2)

Resim 2 Ste Eufemia Martyrionu

vük bir yapının kuzey sınırını teşkil eden muhkem bir duvar meydana çıkmıştır. Takriben 70 m. uzun-luğunda olan duvarın dış yüzü kesme taş sıraları (yedi sıra) ve tuğla hatıllarla (beş sıra) işlenmiş, iç kısmı ise küçük taş parçaları ve horasanla beton gibi dondurulmuştur. Ayni tekniği meselâ eski bir açık sarnıç olan Çukurbostan'm (Aspar sarnıcı) ihata

du-varlarında da görmekteyiz. Duvarın dış yüzü takri-ben 1 - 1,5 metrelik derinliğe kadar maalesef traş e-dilmiştir. Ele geçen damgalı tuğlalar, yapının M.S. 5. ci yüzyıla ait olduğunu göstermektedirler. Konstantin Forumunun hemen yanı başındaki bu eski ve muh-kem yapının esaslı bir incelemeye tâbi tutulması mu-hakkak ki çok faydalı olacaktır.

b) Divan yolunun Alemdar caddesine doğru kıvrıl-dığı yerden Sultanahmet meydanı istikametinde açılan kanalizasiyon hendeği bu sahadaki eski yapıların kalın-tılarından bir kısmının görülmesine sebep olmuştur. Fa-kat şunu da hemen ilâve etmeliyiz ki hendek sahasına rastlıyan bu kalıntılar maalesef tahrip edilmişlerdir. Bu arada vaktiyle Ayasofya meydanına bakan portiğin mer-mer sütunlarını taşıyan kaideler ve bunların arkasında, Almançeşmesinin hemen hemen karşısında, Zeuxippos hamamlarına aidiyeti anlaşılan (2) tuğla yapıların hen-dek genişliğince kesilmeleri icap etmiştir. Hamam yıkı-sının bazı kısımları bugünkü zeminden 20/30 santimetre aşağıda bulunmuştur. Bu sebeple hamamların henüz ka-zılmamış kısımlarını meydana çıkarmak çok kolay ola-caktır.

(2) Casson heyeti tarafından burada vapılan kazılar hakkındaki rapor: S. Casson. D. T Rice: Second report upon the Excavations car-ried out in and near the Hippodrome, London 1929.

c) Sultanahmet meydanının batısında inşa edilmek-te olan Adalet Sarayının son blokuna ait edilmek-temel kazıla-rında Ste. Euphemia martyrionunun (3) dört metre derin-liğe kadar inen kalın temellerini askıya almak icap et-tiğinden, temellerin oturdukları kil tabakasının da in-celenmesi mümkün olmuştur (Res. 2). Temel taşları vaz edilmeden evvel bu kil tabakasının içine, Bayazıttaki U-niversite inşaat yerindeki eski yapıların temellerinde olduğu gibi (4) ahşap kazıkların çakıldığı görüldü. Bu vesiyle ile Adalet Sarayı inşaat yerinde şimdiye kadar yapılmış olan kazılarda meydana çıkan eski eserlerin en son durumlarını gösterir bir plânı (Res. 3) ilk defa burada yayınlıyoruz (5).

III — S i l i v r i — O r t a k ö y k a z ı s ı : Si-livri kasabasının 12 km. kuzeydoğusundaki Ortaköyde makale sahibi tarafından Temmuz ayı içinde yapılan kazıda 5,15 x 5,90 m.: yüzölçümüride çok renkli bir mo-zayik meydana çıkarılmıştır (Res. 4). Bulunan momo-zayik desen ve teknik bakımından burada daha evvelce mey-dana çıkarılanlara (6) benzemektedir. Mozayik tabaka-sının heykeltraşımız Reha Arıcan tarafından büyük bir itina ile yerinden kaldırılıp Müzemize naklini müteakip gerek bu tabakanın altına rastlıyan mahalde gerekse et-rafında yaptığımız araştırmalar neticesinde, Roma

dev-(3) Ste. Euphemia martyrionu için:

R Duyuran: Ste. Euphemia martyrionu (Arkitekt dergisi No. 3-4) İstanbul 1947.

(4) Üniversite inşaat yerinde bulunan mimarlık kalıntıları hak-kında N. Fıratlı'nın raporu: Chaillers archeologiques, 1951, No. 5.

(5) Adalet sarayı inşaat yerindeki kazılar hakkında ilk rapor türkçe ve ingilizce olarak: İstanbul Arkeoloji Müzeleri Yıllığı No 5, İstanbul 1952 de tarafımızdan yayınlanmıştır. İkinci rapor da ayni yıllığın önümüzdeki sayısında yayınlanacaktır.

(6) R. Duyuran: İzmit ve Silivri araştırmaları (T. Tarih Kurumu Belleteni, sayı 58) 1951

(3)
(4)

rne aidiyeti anlaşılan bir şarap yapım evinin plânını elde ettik. Buradaki çalışmalara önümüzdeki yıl devam edilecektir.

IV — Y a l o v a k a z ı s ı : Yalovada, Baltacı çiftliği içindeki Göztepenin doğu eteklerinde makale sa-hibi ile Müzemiz arkeoloklarından Nezih Fıratlı Ağus-tos ayı içinde bir kazı yapmışlardır. Tepenin bünyesini teşkil eden kum kitlesini kazmak kolay olduğundan az zamanda kum içine gömülmüş müteaddit mezarlar mey-dana çıkarılmıştır. Mezarların üzerleri hafif münhani ki-remitlerle çatı şeklinde örtülmüştür. Çoğunluğu M. S. 4/5. ci yüzyıllara aidiyetleri anlaşılan hrist'yan mezar-ları teşkil etmektedir. Ölüler bu mezarlara yakılmadan konuluyordu. Daha ince ve daha iyi pişmiş tuğlalarla" örtülü bir takım mezarların ise içlerinde yalnız kül bul-duk. Bu sonuncuların Hristivanlıktan evvelki devre ait oldukları anlaşılıyor. Nitekim bunlardan birisinin içinde tipik bir Roma kandili bulundu.

Hristiyan ve putperest mezarlarından evvel burada prehistorik b'r iskân yerinin bulunduğu elle yapılmış ve iyi pişmemiş bazı toprak malzemeden anlaşılmıştır.

V — İ z m ; t t e k i ç a l ı ş m a l a r : a) İz-mit Kâğıt fabrikası yanında açılan kanal içinde bazı mi-marlık parçalarının bulunması üzerine burada makale sahibi tarafından Eylül ayında küçük bir kazı yapılmış-tır. Neticede dik dörtken şeklinde ve zemini beyaz mer- , merden mamul kaim plâklarla döşeli büyük bir salon

Resim 5

(5)

Resim 7

«Çeltikdere» köyündeki mağaralar

(C.30 X 3,90 m." yüzölçümünde) meydana çıkarılmıştır. Bu salonun müstakil olmayıp iki yandan başka mahal-lerle ilgisi olduğu anlaşılmaktadır. Kâğıt fabrikası inşa edilirken eski İzmit (Nikomedeia) nın agorası ve diğer riııeml.; yapılarının kalıntılarına rastlanmış olduğundan yeni bulunan yapının durumunu tam olarak aydınlat-mak, yani evvelce bulunan yapılarla (7) olan münase-betini tayin edecek şekilde kazılara devam etmek fay-dalı olacaktır.

b) İzmitte Gazibaba yokuşundaki inşaat yerinde bulunup Müzemize gönderilen 1642 adet Roma İmpara-torluk devri sikkesinin «buluntu mahalli» makale sahi-bi tarafından incelenmiş ve burada kalın sahi-bir yangın ta-bakasının mevcudiyeti tespit edilmiştir.

c) Mahallî tradisyona göre Büyük Konstantin dev-rine kadar indirilen St. Panteleemon manastırının, İz-mitin takriben bir kilometre batısındaki, kalıntıları ma-kale sahibi tarafından incelenmiştir (Res. 5).

VI — A f t u n d e r e ve Ç e l t i k d e r e g e -z i l e r i : Bolu ili içinde bulundukları bildirilen eski eserleri yerlerinde incelemek üzere makale sahibi, Millî Eğitim Bakanlığının emriyle, Haziran ayı içinde Bolu ilinde arkeolojik bir gezi yapmıştır:

a) Aftundere köyü, Akçakoca İlçe merkezinin tak-riben 10 km. güney doğusunda, yeşil ormanlarla kaplı tepelerin çevrelediği münbit bir vadi çinde kuruludur. Bulunduğu bildirilen eski eserler köyün 1,5 km. güneyin-de ormanlık bir saha içingüneyin-dedir. Kısmen ağaç ve otlarla örtülü bulunan yıkının, sarımtırak kalker bloklarından yapılmış bir tapmak kalıntısı olduğu görülmüştür. Yıkı-nın duvarlarmdan sökülen büyük boyda bir çok bloklar köy evlerinde temel taşı olarak kullanılmaktadır. Vak-tiyle yıkıdan köye getirilen küçük bir heykeli Müzemize

(7) İzmittekı arkeolojik çalışmalar hakkında yerli ve yabancı literatür için: R. Duyuran: İzmitte yeni çıkarılan arkeolojik eserler

(T. T. O. K. belleteni, sayı: 71) 1947.

(8) G. Perrot - E Guillaume: Explorations archeologique de la Galatie, Paris 1872, sah. 57. ve R. Leonhard: Reisen und Forschung in nördlichen Kleinasien, Berlin 1915, sah 127.

Resim 6

Aftundere'de bulunan «Aollop» n heykeli

(6)

Resim 9

Harmankaya'da «Çeltikdere» vadisinin görünüşü

nakletmiş bulunuyoruz. (Res. 6).

b) Çeltikdere köyü, Bolu ilinin yeni ve küçük ilçe-lerinden Seben'e bağlıdır. İlçe merkezinden köye atla 3,5/4 saatte gidilebilmektedir. Etrafı yüksek dağlarla çevrili olan bu mıntıkanın vadileri derin, yamaçları dik-tir. Vadiler boyunca akan suların yataklarında bilhassa Çeltikdere yöresinde bol mikdarda çeltik ziraatı yapıl-maktadır. Bu mıntıkada rastladığımız başlıca eski eser-ler:

1 — Mağaralar: Vadilerin dik yamaçlarında (Res.7) kayalara oyulmuş çeşitli mağaralar görülmektedir. Bun-lar bazan birkaç kattır ve katBun-lar arasında yegâne irtiba-tı dar bir delik sağlamaktadır. Birçoklarının içinde mun-tazam yontulmuş absitler görülmektedir.

2 — Kilise yıkısı: Köyün batı mahallesinde kesme taş sıralı ve tuğla hatıllı duvarlarının büyük kısmı 5,5 m. yüksekliğe kadar ayakta duran bir kilise yıkısı mev-cuttur (Res. 8). Plânı grek haçı şeklinde olup vaktiyle kubbeyi taşıyan iç ayaklardan birisi sağlam vaziyettedir. Kilisenin üzerinde kurulan ahşap bir yapı hâlen cami ola-rak kullanılmaktadır. Kilise yıkısının ilim âlemince tanın-dığı hakkında henüz bir kayda rastlamadım. Bu mıntıka-da evvelce incelemeler yapmış olan Perrot ve Leonhard (8) yıkıyı görememişlerdi.

3 — Iîarmankaya: Çeltikdere köyünün takriben bir saat kuzeyinde Harmenkaya adı verilen çok dik yamaçlı

ve Çeltikdere vadisine (Res.9) tamamiyle nâkim bir tı pecik vardn\ Tepenin üzerinde beş metre çapında yı varlak bir sarnıç görülüyor. Sarnıcın içindeki topra kitlesi - bizim ziyaretimizden az evvel - köylüler taralı dan define aramak maksadiyle boşaltılmıştı. Bu kif içinde çeşitli devirlere ait bir takım çanak çömlek pa çaları bulduk. Bilhassa prehistorik malzemenin mevcı diyeti Harmankayanm önemini arttırmaktadır.

VII — F o ç a k a z ı s ı : Batı Anadolunun es ve önemli şehirlerinden olan Foça (Fokeia) şehrinin il kurulu olduğu yeri tespit etmek amaciyle Ankara Üı versitesi Arkeoloji profesörü Dr. E. Akurgal ile İzm Arkeoloji Müzesi müdürü arkadaşımız H. Gültekin K sim ayı içinde bu günkü Foça ilçe merkezinde (Kale içi: de) bir takım sondajlar yapmışlar ve altı metre derinlil te arka:k ve jeometrik devirlere ait çanak çömlek parç ları bulmuşlardır. Bulunan malzeme Foçanın, geçen yıll Bayraklıda meydana çıkarılan eski İzmir şehriyle ay devirde kurulu olduğunu göstermesi bakımından & bir önem taşımaktadır. Bu çalışmalara gelecek yıl di geniş ölçüde devam edilecektir.

VIII — K l a r o s k a z ı s ı : College de Fra ce profesörlerinden L. Robert'in başkanlığı altında Fransız heyeti, İzmirin Değirmendere bucağına bai Ahmetbeyli köyünde iki yıldanberi yaptığı kazılı bu yıl ey-lül ve ekim aylarında devam etmiştir. H

(7)

kûmetimizin mümessili îzmir Arkeoloji müzesi asis-tanı Ahmet Dönmez idi. Heyetin bu yılki çalışmaları neticesinde ilk çağların ünlü tapınaklarından biri o-lan Apollon-Klarios tapınağının mühim bir kısmı meydana çıkarılmış ve bu arada müteaddit kıymetli yazıtlar ve oturmuş vaziyette şişman bir kadın hey-keli bulunmuştur. Heykel İzmir arkeoloji müzesine taşınmış, yazıtların kopyaları da —incelenmek üze-re— Parise götürülmüştür.

IX — S i d e k a z ı s ı : Manavgat ilçesine bağlı Selimiye köyü tarihî Side şehrinin yıkıları üze-rinde kurulmuştur. Bu önemli ören yeüze-rinde ilk defa sistemli kazılara, T. T. Kurumu adına, İstanbul Üni-versitesi profesörlerinden Dr- Arif M. Mansel'in baş-kanlığı altındaki heyet 1947 yılında başlamıştır. Her yıl birkaç ay devam eden bu faaliyete bu yıl da ekim ayında devam edilmiş ve M.S. IV. cü yüzyıla aidiyeti anlaşılan bir mausoleum meydana çıkarılmıştır. Ay-rıca kıymetli lâhitler ve seramik malzeme de bulun-muştur (9).

X — K s a n t o s k a z ı s ı : Eski Lykia'nın en önemli şehri Ksantos (Fethiye ilçesinin güney do-ğusundaki Kınık köyü) yıkılarında Sorbon Üniversi-tesi profesörlerinden P. Demargne'ın başkanlığı altın-daki Fransız heyeti 1950 yılında başladığı çalışmala-rına bu yıl eylül ve ekim aylarında devam etmiştir. Manisa Müzesi müdürü Vahit Armağan arkadaşımız da bu kazıya Hükümetimizin mümessili olarak katıl-mış bulunuyordu. Bu yıl eski şehir çevresindeki anıt mezarların rölöveleri yapılmış, tiyatronun önünde a-: çılan tranşelerde Bizans çağı yapı kalıntıları ve

bol miktarda seramik bulunmuştur. Ayrıca «Lykia-lıların Akropolü» adı verilen mahalde yapılan kazı-ı larda Roma devrinden başlaykazı-ıp jeometrik devre ka-i dar ka-inen kültür tabakalarına rastlanmıştır. Geçen yıl \ bulunan kabartmalardan üç kıymetli parça Millî

Eği-tim Bakanlığının müsaadeleriyle Müzemize nakledi-lerek arkaik devir eserlerinin teşhir edildikleri salo-; na yerleştirilmişlerdir.

XI — B o ğ a z k ö y k a z ı s ı : Profesör Dr. K. Bittel'in başkanlığı altında Prof. Dr. H. Güterbock (ve Y. M. Prof. Dr. Naumann ve Dr. Otten'dan teşekkül "eden Alman heyeti, Hitit imparatorluğunun merkezi

olan Boğazköy yıkılarında (10) bu yıl ağustos orta-sından ekim ayı başına kadar kazı yapmıştır. Kazı-larda Hükümetini zi Müzemiz arkeoloklarmdan Osman Sümer temsil ediyordu. Bilhassa Hitit tarih ve

arkeo-lojisi bakımından büyük önem arzeden bu kazılar neticesinde Büyük kaledeki eski ve yeni Frik ve Hitit iskân mmtakaları incelenmiş, mimarlık kalıntıları

(9) Side kazıları hakkındaki raporlar T. T. Kurumu Belletenin-de yayınlanmaktadır. Okurlarımız bu şehir hakkında toülu bilgiyi Basın Yayın ve Turizm Genel Müdürlüğü tarafından yayınlanan (An-talya) adlı eserde bulacaklardır (Ankara 1952).

(10) Boğazköy kazılarına Birinci dünya savaşından evvel baş-lanmış (1906/11) ve İkinci Dünya savaşından evvel (1930/38) uzun müddet devam edilmişti

tespit edilmiş ve üçyüz parçayı mütecaviz tablet, se-ramik ve madenî eşya ele geçmiştir. Ayrıca Osman Kaya adiyle anılan kaya dibinde bir Hitit nekropolü

ve «Büyük Kale» de M.E. III. cü Bin sonuna ait bir iskân yeri bulunmuştur.

XII — K a r a t e p e ç a l ı ş m a l a r ı : Hi-tit hiyerogliflerinin çözülmesine yarar anahtarları ve-ren, ayrıca mimarlık ve heykeltraşlık bakımından bir çok kıymetli eserlerin bulunmasına sebep olan Kadir-li bölgesindeki Karatepe'de sekizinci mevsim çalış-maları (11) bu yıl eylül başından ekim ayının ortası-na kadar devam etmiştir. Bu çalışmalar kazıdan zi-yade yayın ve restorasiyonla ilgiliydi. Bu arada yüz-lerce kabartma parçası birer birer incelenerek birbir-leriyle ilgili olanlar terkip edilmek suretiyle kıymetli kompozisiyonlar elde edilmiştir. Heyetin başkanı İs-tanbul Üniv. profesörlerinden Dr. H. Bossert idi. Üye-lerini de Doç. Dr. H. Çambel, Doç. Dr. B. U. Alkım ve restoratör A. Caravella teşkil ediyorlardı.

XIII — M a l a t y a - V a n g e z i s i : Kara-tepe çalışmaları başlamadan evvel Prof. Bossert, Mü-zemiz arkeoloklarmdan Dr. M. Kalaç ve asistan Dr. M. Darga'nın katıldıkları bir gezi tertip etmiştir. Ma-latya ve Van bölgelerinde yapılan bu gezi bilhassa Urartu iskân yerlerinin tespit edilmesi bakımından

faydalı olmuştur.

XIV — A l a c a h ö y ü k ç a l ı ş m a l a r ı : Uzun yıllardanberi Alacahöyükte sistemli kazılar ya-pan ve bulduğu eserlerle haklı olarak Dünya çapın-da bir şöhret kazanan Dr. H. Z. Koşay, bu yıl eylül ayında Arkeolok - Mimar M. Akok ve T. T. Kurumu restoratörüyle birlikte Alacahöyüğe giderek on gün kadar incelemelerde, bulunmuş ve bilhassa yayın için gerekli hazırlıklar yapmıştır (12).

XV — K o n y a - K ü t a h y a g e z i s i : İs-tanbul Üniversitesinden Prof. Dr. A. M. Mansel ve K. Bittel, bir öğrenci grupu ile birlikte, haziran ayı için-de Konya - Bozkır - Kütahya - Eskişehir bölgesiniçin-de yaptıkları arkeolojik gezi sırasında Beyşehir gölün-deki ada üzerinde şimdiye kadar bilinmeyen bir klâ-sik devir harabesi ile Konya'nın güney batısındaki Çukurkent mevkiinde prehistorik bir iskân yeri bul-muşlardır.

XVI — K y z i k o s ' t a k i s o n d a j : Müze-miz arkeoloklarmdan Nezih Fıratlı, Kapıdağ yarım-adasının güneyindeki tarihî Kyzikos (Belkis) hara-belerinde ekim ayı içinde yaptığı sondajlarda Şehrin ilk iskânına ait seramik malzeme bulmuştur. Bura-daki çalışmalara gelecek yıl devam edilecektir.

(11) Şimdiye kadar yapılan kazıların raporları T. T. Kurumu Belleteninde (en son: savı 61. 1952) yayınlanmıştır.

(12) Alacahöyük çalışmaları hakkında T. T K. yayınları arasın-da Türkçe ve yabancı dillerde büyük çapta eserler yayınlanmıştır. Kısa fakat sistemli bilgi için: Türk Ansiklopedisindeki: Alacahöyük maddesine bak.

(8)

XIII — S u l t a n t e p e ç a l ı ş m a l a r ı :

Ankara Arkeoloji müzesi müdürü arkeolok N. Gök-çe ile Ankara İngiliz Arkeoloji Enstitüsü Müdürü S.

Lloyd, yaz aylarında Urfa ili içindeki Sultantepe'de geçen yılki çalışmalarına devam ederek Asur devri arşivini tamamiyle meydana çıkarmışlardır.

XVIII — F i k i r t e p e k a z ı s ı : T. T. Ku-rumundan sağlanan bir mikdar ödenekle Prof. Dr.

A. M. Mansel, Prof. Dr. K. Bittel ve Doç. Dr. H. Çam-bel İstanbul - Kadıköyünde, Gazhane yakınındaki Fi-kirtepede. Aralık ayı içinde yaptıkları kazıda da-ha evvelce tespit edilmiş olan bu prehistorik iskân yerinin durumunu incelemişlerdir. Bugünkü toprak

seviyesinden takriben 20-30 santimetre derinlikte bu-lunan gayet iptidaî duvar kalıntılarının yanında «Hoc-ker» vaziyette iskeletler, taş baltalar ve çeşitli sera-mik ele geçmiştir. Troia I. den daha eski olduğu an-laşılan bu iskân yerinin, bilhassa Boğazlar mıntakası-nın kültür tarihi bakımından önemi büyüktür.

X I X — İ z m i r - A g o r t a ç a l ı ş m a l a r ı : Bugünkü İzmir şehrinin hemeıı ortasında bulunan es-ki İzmirin Devlet-Agorasmı ziyaretçilerin daha kolay-lık ve istifadeyle ziyaret edebilmelerini sağlamak amaciyle Müze Müdürü H. Gültekin'in direktifi altın-da kasım ayı başınaltın-dan beri restorasyon faaliyetine başlanmıştır. Ege bölgesinde ayni ay içinde

yaptığı-mız bir inceleme gezisinde yakinen şahidi olduğumuz bu çalışmalar, bilhassa Agora'nm batı portiğinın ön cephesini mümkün olduğu kadar eski şekline ifrağ et-mek ve evvelce bulunmuş olan Poseidon ve Demeter gibi (13) yüksek kabartmaları bir çatı almak

gaye-sini gütmektedir.

X X — T ü r k i y e k ı l a v u z u ç a l ı ş m a -l a r ı : Guide B-leu'nün Türkiye Gene-l Kı-lavuzunu hazırlamakla meşgul olan Prof. E. Mamboury yaz ve sonbahar aylarında Hopa'dan başlamak üzere Kara-deniz, Marmara ve Akdeniz kıyılarını İskenderuna

ka-dar dolaşmış ve bu bölgelerdeki eski eserleri incele-miştir.

(13) İzmir Agorası ve Kabartmalar içiıı: R. Duyuran: Poseidon ve Demeter yüksek kabartmaları (Arkitekt Dergisi 1944, sayı: 7-8),

R. Duyuran: İzmir agorasının ,J'u r i z m v e arkeoloji bakımından ehem

miyeti (Arkitekt Derg. 1944, sayı: 9-10).

r >

BUNLARI BİLİYOR MU İDİNİZ?..

O 3,5 milyon lira sarfile inşa edilen Bursa Kaplı-caları yeni otelinin, mobilyasızlıktan, iki sene-dir açılamadığını!...

O 22 Eylül kararlarile, konulan tahdidat yüzün-den, bekletilen inşaat kerestesi için verilen is-taiya masraflarının kerestenin metre mikâbını 25-30 lira yükselttiğini!...

O Beyoğlunda (Le Veau) adlı bir sokağın bulun-duğunu..

O Belediyenin, Boğaziçi sahillerine koyduğu beton korkulukların, 20-22 beygir kuvvetinde, saatte 40-50 km. süratle seyreden otomobillere muka-vemet edemiyecek kadar çürük yapıldığını!... O Nominal sermayesi 2.500.000 milyon T. lirası

olan Türk çimentosu ve kireci Anonim Şirketinin 1950 safi kârının 1.320.049 lira, 1951 safi kârının 882.872 lira olduğunu, iki sene zarfında sermaye-sine muadil kâr temin ettiğini,

Biliyor mu idiniz?

Referanslar

Benzer Belgeler

Adreslerini değiştiren aboneler

Özel anıtlarımızı ve bize tarih- ten mal olan mimarlık ve diğer sa- nat eserlerini daha bilimli ve daha esaslı koruyabilmek için; bir çok kollarda çalışan ayrı ayrı

11 BAŞAK EYLÜL ALTER İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Yetersiz ÖSYM Puanı. 12 SELİN GÜNEŞ İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Yetersiz

Bundan sonra ilâçlı olarak tefrik edilen blokların her biri üzerinde Dieldrin, Malathion locquer ve Wettable powder formlarından pipet ve fırça ile sürüldü.. Bunun için,

Yusuf’un kursu vardı ve Nil eve yalnız gitti eve vardığında çok şaşırdı çünkü pati onu görür görmez yanına geldi ama şaşırdığı şey bu değildi,

Cinsel Yolla Bulaşan Enfeksiyonlar, hem geleceğin hekimi hem de SCORA savunucusu olarak benim için büyük bir önem taşımaktadır... Önlenebilir olan

Öğrencilerimiz yaşadıkları aile ve akraba çevresinden yapacakları araştırma sonucunda öğrenecekleri Şarkışla ilçesine özgü yemeklerle ilgili çalışmaları okul

6. Derneğin, gerek kamu kuruluşları, gerekse ulusal ve uluslararası kuruluşlara yaptığı işbirliği ve anlaşmalarda, Yönetim Kurulu kararları