• Sonuç bulunamadı

AB Kulisi. Ajanda Türkiye nin AB katılım sürecinde önemli tarihler ve dönüm noktaları...

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "AB Kulisi. Ajanda Türkiye nin AB katılım sürecinde önemli tarihler ve dönüm noktaları..."

Copied!
8
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

AB Kulisi

 Editör’den

AB Kulisi’nin bu ayki sayısının Editör’den bölümü; Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Brüksel ziyaretinin ardından AB’deki izlenimlere yer veriyor...

 Gündem

Bu ay AB gündeminde öne çıkan gelişmeler

...

 Ajanda

Türkiye’nin AB katılım sürecinde önemli tarihler ve dönüm noktaları...

Şubat

2009

(2)

Editör’den

BAŞBAKAN'IN BRÜKSEL'DE BIRAKTIĞI İZ

Başbakan Tayyip Erdoğan'ın, dört yıl aradan sonra ilk defa Brüksel'e resmi ziyareti, Türkiye'nin, Avrupa Birliği (AB) ile ilişkilerini tazelemesi açısından önemliydi. Aslında bu ziyaretin, AB'nin kendi iç sorunları ile boğuştuğu ve Türkiye'nin gündemde bulunmadığı bir dönemde gerçekleşmiş olması, AB cephesini şaşırtmadı değil. AB çevrelerinde kimileri bu ziyareti yerel seçim yatırımı olarak gördü, kimileri ise AB kararlılığının dile getirilmesi olarak algıladı. Avrupa Komisyonu ise '2009 reformlarda sıçrama yılı olacak' diyen Erdoğan'ın mesajından memnun kaldı. Bu görüşmelerin bir diğer önemli yanı ise, AB doğalgazının

%20'sini karşılayan Rusya ile kriz yaşandığı bir döneme denk gelmesiydi. Zira Başbakan, doğalgaz transit ülkesi olarak giderek önem kazanan Türkiye'nin Nabucco kartını cebinden çıkartıp masaya koymayı ihmal etmedi. Bu arada Brüksel'de yaptığı konuşmaları sırasında Filistin sorununa ilişkin sert çıkış yaparak AB'yi, 'Hamas'ı iktidara getiren Filistin iradesini duymuyorsunuz' sözleriyle suçlaması ise yankı buldu.

Reformlara Seçimlerden Sonra Devam

Devletin TV Şeş adıyla, TRT'ye bağlı, Kürtçe dilindeki kanalı açması, Türkiye'de tam olarak fark edilmese de Brüksel açısından şu ana kadar hükümetin yaptığı en büyük reform olarak görülüyor. Bu adımın Türkiye'de kültürel haklara saygı açısından, Brüksel için sembolik bir önemi bulunuyor. Erdoğan, hem Avrupa Parlamentosu'nun bütün siyasi grup başkanları, hem de Avrupa Komisyonu Başkanı, genişlemeden sorumlu Komiseri ile yaptığı görüşmelerde ise aynı mesajı verdi: 'Türkiye'den marttaki yerel seçimlere kadar reformlara odaklanmasını beklemeyin. Ama bu tarihten sonra reform sürecine hız vereceğiz.' Erdoğan'ın AB'deki temasları sırasında Ankara'nın yeni AB Başmüzakerecisi Egemen Bağış'ı takdim etmesi ise Brüksel'de, 'Ankara bu işin ucunu bırakmadı' şeklinde algılandı. Bütün bunlar, AB kulislerinde 2005'den bu yana durma noktasına gelen reform sürecinin bu yıl hız kazanacağının işareti olarak görüldü.

Nabucco Kartı

AB'ye 'müzakerelerde bizi oyalıyorsunuz' siteminde bulunan Erdoğan, 2013'de tamamlanması düşünülen Nabucco boru hattı kartını da ilk defa cebinden çıkarttı. Son dönemde Rusya'nın neden olduğu doğalgaz sorunu yüzünden kışı üşüyerek geçiren Avrupa, Türkiye'den geçmesi planlanan ve Rusya'yı baypas edecek söz konusu doğalgaz boru hattı projesine ayrı bir önem vermeye başladı. Başbakan da, AB müzakerelerinde enerji faslının açılmasının Kıbrıs Rum Kesimi tarafından engellenmesine Nabucco kozu ile karşılık verdi. Brüksel'in prestijli düşünce kuruluşlarından biri olan Avrupa Politika Merkezi’ndeki konuşmasında, bu faslın açılmaması durumunda, Türkiye'nin AB'nin en önemli doğalgaz projesi olan Nabucco konusundaki tutumunu gözden geçireceğini söyledi. Gerçi Erdoğan aynı gün sözlerini yumuşatarak Ankara'nın Nabucco için üzerine düşen sorumluluğu yerine getireceğini söyledi ama Brüksel'de bu çıkışı hemen not edildi. Nabucco, AB için son günlerde öyle önemli hale geldi ki, son olarak Brüksel, bu boru hattının en büyük sorunu olan gaz tedarikini karşılamak üzere dünyanın ikinci büyük doğalgaz yataklarının bulunduğu İran'a yaklaşmaya da başladı.

CPS

Corporate & Public Strategy

Advisory Group

ŞUBAT 2009

(3)

Son olarak, ABD de dahil olmak üzere tüm tarafların katılımı ile Macaristan’ın başkenti Budapeşte’de yapılan Nabucco Zirvesi’nden tek bir ağızdan destek mesajı çıktı. Türkiye adına Enerji Bakanı Hilmi Güler’in katıldığı Zirve’de, hükümetler arası anlaşmanın en geç 30 Haziran’a kadar imzalanması ve projenin inşası için AB’nin ilk aşamada 200-300 milyar Euro fon ayırması için çağrı yapıldı. 10 milyar Euro’ya mal olacak projenin 2 milyar Euro’sunun AB kaynakları ile sağlanması bekleniyor. Nabucco'nun en önemli transit ülkesi Türkiye de projede kilit ülkelerden biri olarak değerlendiriliyor. AB, Erdoğan’ın Nabucco çıkışını 'üslup' açısından hoş karşılamasa da son dönem gelişmeleri Ankara'nın bu projedeki öneminin bir kere daha not edilmesini sağladı.

Duygu Leloğlu BRÜKSEL

CPS

Corporate & Public Strategy

Advisory Group

ŞUBAT 2009

(4)

Gündem

Türkiye'nin Yeni AB Müzakerecisi Egemen Bağış

Başbakan Tayyip Erdoğan'ın Avrupa Birliği'ne (AB) ilişkin yeni yılın ilk icraatı, AB'nin baş müzakereciliğine Dışişleri Bakanı Ali Babacan'ın yerine, Egemen Bağış'ı getirmesi oldu. Aynı zamanda Devlet Bakanlığı’na da getirilen ve Başbakan'a yakınlığı ile bilinen Bağış, bundan sonra Brüksel-Ankara arasında mekik dokuyacak. Bununla birlikte Babacan, Türkiye'nin AB ile müzakerelerinde heyet başkanı konumunu devam ettirecek. Başbakan'ın Ocak ayında yaptığı Brüksel gezisinde kendisine eşlik eden Egemen Bağış, Brüksel'de yaptığı açıklamada Türkiye'nin reform sürecindeki kararlılığını vurguladı. Türkiye'nin reformlardaki yol haritasını oluşturacak yeni Ulusal Program'ın onaylayarak yürürlüğe girmiş olduğuna dikkat çekti. Ulusal Program 130 yeni yasa ve 340 ikincil yeni yasa öngörüyor. Türkiye, Ulusal Program’ın uygulanmasına ilişkin çalışmalara hız verme çabasında. Bu amaçla Babacan ve Bağış, Bakanlık ve kamu kurumlarının üst düzey yetkilileri ile geçtiğimiz günlerde bir araya geldi.

Çek Dönem Başkanlığı'nın Lizbon Gafı

AB'nin yeni Lizbon Antlaşması’nın geleceği, İrlanda'da yeniden yapılacak referandum öncesi belirsizliğini koruyadursun, AB dönem başkanı Çek Cumhuriyeti'nin bu anlaşmaya ilişkin açıklamaları, Brüksel'i zor durumda bıraktı. Çek Başbakanı Mirek Topolanek, Ocak ayında ülkesinin AB önceliklerini açıkladığı basın toplantısı sırasında Lizbon'un ortalama bir anlaşma olduğunu belirterek, 'Şu anda yürürlükte olan Nice Antlaşması’ndan daha kötü, ama gelecekteki Antlaşma’dan da biraz daha iyi' dedi. Bu sözler Avrupa Parlamentosu'nda büyük tepkiye yol açtı. Liberal Demokratlardan İngiliz milletvekili Andrew Duff buna karşılık, 'Madem Lizbon'u beğenmiyorsunuz, ne diye onu imzaladınız?' tepkisini verdi. AB'ye şüphe ile bakan Çek Cumhurbaşkanı Vaclav Klaus ise kısa bir süre önce gittiği İrlanda'da, 'Lizbon'a Hayır' kampanyasını yürüten işadamı Declan Ganley ile görüşmesi, AB'nin yeni dönem başkanının Birliğin altı ay boyunca liderliğini üstlenebilme kapasitesi konusunda AB'de kafalarda soru işaretlerine neden oldu.

AB Kurumları Arasında Komisyon Başkanı Tartışması

AB'nin icra organı Komisyon'un yeni başkanının belirlenmesi konusu Avrupa Parlamentosu (AP) ve karar organı Konsey arasında siyasi ve yasal sorunlar yaratacak gibi görünüyor. Sorun Avrupa Parlamentosu'nun, AB'nin Lizbon Antlaşması yürürlüğe girmemesine rağmen, bu Antlaşma’nın vereceği daha fazla siyasi ağırlığı şimdiden kullanmak istemesinden kaynaklanıyor. AB'nin dönem başkanı Çek Cumhuriyeti, AB'nin haziran ayında yapılacak Zirvesi sırasında AB liderleri arasında bu konuda bir uzlaşma yaratarak, Komisyon Başkanı'nın yürürlükteki Nice Antlaşması’na göre seçilmesini istiyor. Buna göre, başkan AB devlet ve hükümet başkanlarının nitelikli oy çoğunluğu ile seçildikten sonra Parlamento'nun 'basit çoğunluk' oyu ile onaylanıyor. AP ise buna karşı çıkarak Komisyon Başkanı Jose Manuel Barroso'nun halefinin seçiminde daha fazla siyasi etkisinin olmasında ısrarlı. Zira yeni Antlaşma, Komisyon’un yeni başkanının Parlamento'nun 'nitelikli çoğunluk' oyu ile seçilmesini öngörüyor. Parlamento bu konuyu nisan ayındaki genel kurul toplantıları sırasında gündemine taşıyarak tartışacak.

CPS

Corporate & Public Strategy

Advisory Group

ŞUBAT 2009

(5)

AP'den Biyometrik Pasaport'a Yeşil Işık

Avrupa Parlamentosu (AP), AB'de biyometrik pasaportların kullanımına ilişkin yasa tasarısını geçtiğimiz ay kabul etti. Yeni yasal düzenleme ile pasaportta kimlik tespiti ve belge güvenliğinin arttırılması hedefleniyor. Buna göre, 12 yaşın altındaki kişiler ve çeşitli engelliler dışında herkesin pasaportunda fotoğrafının yanında parmak izinin bulunması gerekiyor. Bazı AB ülkelerinde Haziran 2009’da işleme geçirilecek yeni sisteme tüm üye devletlerin uyumunun 2012 yılına kadar tamamlanması bekleniyor. Halihazırda 12 yaşın altına da parmak izi uygulamasını yürüten ülkeler dört sene içinde yeni düzenlemeye geçmekle yükümlüler. AB ülkelerinden Almanya, Fransa ve Hollanda, geçtiğimiz yıl biometrik pasaport uygulamasına geçtiler. Yeni sistem kişisel bilgi güvenliği ve temel haklar tartışmasını da beraberinde getirdi.

Almanya AB'nin En Büyük Teşvik Paketini Onayladı

Almanya'nın koalisyon hükümeti, 50 milyar Euro’luk ekonomi teşvik paketine yeşil ışık yaktı.

Böylelikle, geçen Kasım ayında onaylanan 32 milyar Euro değerindeki paket ile birlikte, Almanya’da son altmış yılın ve AB'de en büyük teşvik paketi onaylanmış oldu. Teşvik paketinin Almanya’da vergi yükünü yılda 9 milyon Euro dolayında azaltması, aynı zamanda sağlık sigortası ödemelerini %6 düşürmesi bekleniyor. Paket, gelir vergisini %15 oranından %14’e çekerken, ailelere çocuk başına 100 Euro ve yeni araba almak isteyenlere ise eski arabalarını vermeleri durumunda 2.500 Euro prim öngörüyor. Paketteki bazı vergi düzenlemeleri 1 Temmuz tarihinden itibaren geçerli olacak. Teşvik paketi, işsiz oranının Almanya’da geçen ay 100.000 civarında artması, sanayi siparişlerinin %6 ve ihracatın %10,6 oranında düşmesinin ardından hazırlanmıştı. Yeni paketin, Almanya’nın 40 milyar Euro olan yıllık borcunu 60 milyar Euro’ya çıkarması bekleniyor.

Türk Gümrük Sistemi AB'ye Entegre Oluyor

Avrupa gümrüklerinde kullanılan NCTS (Bilgisayarlı Ortak Transit Sistemi) ile Türkiye gümrüklerinde kullanılan BİLGE yazılımının entegrasyonu, Savunma Teknolojileri Mühendislik ve Ticaret A.Ş’nin başında olduğu konsorsiyumun hazırlayacağı proje sayesinde sağlanacak.

Malların gümrüklerden girişinden çıkışına kadar bütün gümrük işlemlerinin bilgisayar ortamında yürütülmesine ilişkin bir yazılım olan BİLGE yazılımının, AB sistemine entegre edilmesi sayesinde gümrük mevzuatında AB giriş kriterlerinden biri tamamlanmış olacak.

Sonuçlandırılması 16 ayı bulacak bu proje sayesinde tüm belgeler ülkelerin gümrük müdürlükleri ile elektronik ortamda paylaşılabilecek ve uluslararası resmi işlemlerin daha etkili ve kısa bir sürede tamamlanması sağlanacak.

AP Endüstriyel Kirliliğin Sınırlandırılması Önerilerini Destekledi

Avrupa Parlamentosu (AP) Çevre Komitesi, AB'deki endüstriyel kirliliğin önlenmesine yönelik mevcut yedi yönergenin tek bir yasa çerçevesinde yeniden düzenlenmesine ilişkin Avrupa Komisyonu’nun yasa teklifine yeşil ışık yaktı. Yasa teklifi, 1996'den beri yürürlükte bulunan 'Entegre Kirliliği Önleme ve Kontrol' düzenlemesine AB üye ülkelerinin birçoğunda gerekli düzeyde uyum sağlanamaması sebebi ile, Avrupa Komisyonu tarafından Aralık 2007’de

CPS

Corporate & Public Strategy

Advisory Group

ŞUBAT 2009

(6)

önerilmişti. Entegre Kirliliği Önleme ve Kontrol' yasası, atmosferi kirleten endüstriyel kaynaklı madde ve gazların oranını azaltarak çevre korumasına katkı sağlamayı amaçlıyor. Yasasın uygulanmasında mevcut sorunların giderilmesi amacı ile AP Çevre Komitesi, yeni teklifteki sülfür dioksit, nitrojen oksit, toz ve karbon monoksit gibi gazlar için Komisyon tarafından önerilen yeni sınır limitlere onay verirken, söz konusu limit değerlere ilişkin karar verme usulünü yeniden gözden geçirildi. Üye Devletler’in yetkili mercileri tarafından ruhsat ve izin prosedürlerinde dengeli bir standart oluşturmak isteyen yasa uyarınca, izinler yerel şartlara uygun “mevcut en iyi teknikler” doğrultusunda verilebilecek. AP, yasanın, 20 MW ve 50 MW kapasiteli orta ölçekli sanayi fabrikalarının yanı sıra yılda 500 saatin altında çalışan işletmeleri de kapsamasını istiyor. AP’deki ilk okumada, 533 uzlaşma önergesi onaylanırken, yeniden düzenlenen yasa metninin nihai karar için Mart ayında yeniden Genel Kurul’a getirilmesi bekleniyor. Ancak AB karar organının, Avrupa Konseyi ile bu tarihe kadar siyasi uzlaşma sağlamasının zor olduğu görüşü hakim.

AB'ye Enerji Hedeflerini Gözden Geçirme Çağrısı

Rusya-Ukrayna arasında yaşanan doğalgaz krizinin ardından Avrupa Parlamentosu'nda (AP), AB'nin 2050 yılına doğru uzun dönemli enerji ve iklim hedeflerini daha iddialı bir şekilde ortaya koyması ve nükleer enerjiye daha fazla yatırım yapılması gerektiği sesleri yükseliyor. AP'nin Enerji Komitesi, Avrupa Komisyonu'na, doğalgaz tedarik güvenliği konusunda 2004'dan beri yürürlükte bulunan yasal düzenlemeleri gözden geçirme ve bu yönde topluluk ve ulusal düzeylerde etkili önlemleri uygulamaya geçirme çağrısı yaptı. Komite aynı zamanda AB'nin gerektiğinde hızlı bir şekilde devreye sokulabilecek gaz depolama altyapısı ve AB ülkelerini birbirine bağlayacak bir Avrupa şebekesi oluşturması gereğinin altını çizdi. Türkiye'nin anahtar önemde olduğu, 2013 yılında tamamlanması öngörülen, Hazar denizindeki gazı Avrupa'ya taşıyacak Nabucco doğalgaz boru hattının önemine de vurgu yapıldı.

Avrupa Komisyonu 'Medya Mundus' Programını Onayladı

AB'nin icra organı Komisyon geçtiğimiz ay, medya sektörünün gelişimini desteklemek üzere, Media Mundus adındaki uluslararası bir işbirliği programını kabul etti. Bu program sayesinde Avrupa sinema endüstrisi ile üçüncü ülkelerdeki sinema sektörü arasında hem ticari hem de kültürel ilişkilerin kuvvetlendirilmesi hedefleniyor. Bu programın, 2011–2013 yılları için 15 milyon Euro bütçesi olacak. Bu program, sağlayacağı eğitim ve burs olanakları sayesinde medya sektöründe çalışan profesyoneller arasında bilgi değişimine de katkı sağlayacak. Ayrıca yeni işbirliği imkanları ile ortak yapımların yaygınlaştırılması ve rekabet ortamının geliştirilmesine yardımcı olacak. 2013 yılına kadar şu anda yürürlükte olan Media 2007 Programı ise Avrupa'da medya sektörünün desteklenmesi için 775 milyon Euro’luk katkı yapıyor. Geçtiğimiz yıl bu program tarafından desteklenen dört film, Cannes Film Festivali'nde ödüle layık bulunmuştu. Türkiye ise, medya ile ilgili mevzuatının AB ile tam olarak uyumlu olamaması nedeniyle bu programdan yararlanamıyor.

CPS

Corporate & Public Strategy

Advisory Group

ŞUBAT 2009

(7)

AB, yeni denizcilik stratejisini duyurdu

Ulaştırmadan sorumlu AB Komiseri Antonio Tajani AB’nin yeni denizcilik sektörü stratejisi için Avrupa Komisyonu’nun önerilerini 21 Ocak tarihinde açıkladı. Küresel krizin sektöre etkileri de dahil denizcilik sektörünün mevcut sorunları ile mücadele etme amacı taşıyan öneriler arasında; gümrük işlemlerinin basitleştirilmesine ilişkin önlemlerin bu sene içerisinde kabul edilmesi, bitki ve hayvan kontrolüne ilişkin işlemlerin hızlandırılması için kılavuz ilkelerin yayınlanması ve hayatboyu öğrenim imkanlarının geliştirilerek denizciliğin gençler arasında yaygınlaştırılması gibi strateji teklifleri bulunuyor. Bununla birlikte, çevreye daha saygılı denizcilik, daha güvenli çalışma şartları ve denizcilik uluslararası yasal çerçevesinin kuvvetlendirilmesi ilgili teklifin hedefleri arasında. AB denizclik sektörünün, sanayinin de görüşlerini yansıtması sebebi ile, Komisyon’un teklifine olumlu baktığı açıklandı. Komisyon’un starteji teklifi ve uygulama yöntemlerinin bu yıl içerisinde gerçekleştirilecek yüksek düzeyli Avrupa konferansında ele alınması bekleniyor.

Ajanda

2 Şubat

-Avrupa Parlamentosu Genel Kurul toplantıları (2-5 Şubat)

-AB'de Ortak Pazar'da Hizmetler Sektörü'nün Geleceği konulu konferans, Prag 3 Şubat

-AB Siyasi ve Güvenlik Komitesi toplantısı 4 Şubat

-COREPER I -COREPER II

-Şehir Kalkınma Grup toplantısı

-AB'nin Aile İşlerinden Sorumlu Bakanları toplantısı, Prag 5 Şubat

-AB-Ukrayna arasında bakanlar düzeyinde Troyka Toplantısı, Prag -Batı Balkanlar Uzmanlar Semineri

-COREPER I

-AB Siyasi ve Güvenlik Komitesi 9 Şubat

-AB'nin Euro Grubu Maliye ve Ekonomik Bakanları toplantısı 10 Şubat

-CHP lideri Deniz Baykal'ın Brüksel ziyareti -AB'nin Ekonomi ve Maliye Bakanları toplantısı -AB'nin Siyasi ve Güvenlik Komitesi

11 Şubat -COREPER I -COREPER II

-AB-Rusya Bakanları arasında Troyka Toplantısı

CPS

Corporate & Public Strategy

Advisory Group

ŞUBAT 2009

(8)

13 Şubat -COREPER I

-AB'nin Siyasi ve Güvenlik Komitesi 16 Şubat

-Erasmus Mundus II Lansmanı 17 Şubat

-E-Adalet Konferansı, Prag

-AB'nin Siyasi ve Güvenlik Komitesi 18 Şubat

-Avrupa Parlamentosu Genel Kurul toplantıları (18-19 Şubat) -COREPER I

-COREPER II 19 Şubat

-AB'nin Ulaştırma, Telekom ve Enerji Konseyi 20 Şubat

-COREPER I 23 Şubat

-AB Genel İşler ve Dış ilişkiler Konseyi

-AB-Arnavutluk Bakanları arasında Troyka toplantısı -AB Tarım ve Balıkçılık Konseyi

24 Şubat

-AB'nin Siyasi ve Güvenlik Komitesi 25 Şubat

-COREPER I -COREPER II 26 Şubat

-AB'nin Adalet ve İçişleri Konseyi 27 Şubat

-COREPER I

-AB'nin Siyasi ve Güvenlik Komitesi

CPS

Corporate & Public Strategy Advisory Group

Brüksel, İstanbul, Washington

CPS AB Kulisi’nde yer alan haberler, çeşitli AB haber kaynaklarından derlenmiştir.

CPS

Corporate & Public Strategy

Advisory Group

ŞUBAT 2009

Referanslar

Benzer Belgeler

Amado, AB'nin şu andaki Dönem Başkanı Almanya'nın, 21–22 Haziran AB Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi’nde sunacağı anayasal anlaşmanın imzalanması için yol

Avrupa Parlamentosu (AP) bünyesinde Kuzey Kıbrıs ile diyaloğu güçlendirmek için bir yıl önce kurulan 'Kuzey Kıbrıs Yüksek Temas Grubu'nun, AP'nin Başkanlık

AB’nin daha etkin enerji kullanımını teşvik programı olan ‘Enerji Star’, Avrupa Parlamentosu tarafından Temmuz ayı içerisinde kabul edilen yönerge ile yasal statü

Avrupa Merkez Bankası ve Avrupa Komisyonu, Avrupa Tek Ödeme Alanı’nın 2010 yılına kadar tesis edilmesi ve 2008 yılı başına kadar ortak ödeme araçlarının

Fransa'daki seçim kampanyası sırasında Türkiye'nin Avrupa ülkesi olmadığını sürekli olarak tekrar eden Fransa'nın yeni Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, Türkiye’nin

Avrupa Komisyonu'nun Genişlemeden sorumlu Üyesi Olli Rehn ise, 'Ocak ayında başlayacak Slovenya dönem başkanlığında birkaç müzakere başlığının daha açılmasına

Avrupa Komisyonu, geçtiğimiz yıl sunduğu ekonomik öngörülere ilişkin raporunda, ABD'deki kredi pazarında yaşanan krizin Avrupa'yı 2007 yılının ikinci yarısında

Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy tarafından yeni bir fikir olarak ortaya atılan ancak Avrupa Birliği’nin (AB) 1995 yılında oluşturduğu Barselona sürecinin