• Sonuç bulunamadı

AB Kulisi. Ajanda Türkiye nin AB katılım sürecinde önemli tarihler ve dönüm noktaları...

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "AB Kulisi. Ajanda Türkiye nin AB katılım sürecinde önemli tarihler ve dönüm noktaları..."

Copied!
7
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

AB Kulisi

• Editör’den

AB Kulisi’nin bu ayki Editör’den bölümünde, Türkiye’de son dönemde yaşanan türban tartışmalarının AB perspektifi değerlendiriliyor…

• Gündem

Bu ay AB gündeminde öne çıkan gelişmeler...

• Ajanda

Türkiye’nin AB katılım sürecinde önemli tarihler ve dönüm noktaları...

Şubat 2008

(2)

Editör’den

AB'den Türbana Bakış

Avrupa Birliği (AB), Türkiye'de dinmeyen 'türban' tartışmasını nasıl algılıyor? Avrupa ülkeleri arasında son elli yıldır din ve devlet ilişkilerinin algılanış şeklinin birbirine yaklaşmasına rağmen, farklı uygulamaların görülmesi, birlik içinde şu ana kadar bu konuda belli bir standardın oluşmamasına neden oldu. Bu nedenle din ve devlet ilişkileri Brüksel'in yetki alanının hep dışında tutuldu. Örneğin Fransa'da üç yıl önce ilk ve ortaokullara getirilen dini sembollere ilişkin yasak ülkede ateşli tartışmalara neden olurken, Brüksel, gelişmeleri uzaktan izlemekle yetindi. Aynı tavrı Türkiye'de yaşanan türban polemiğinde gösteriyor. Zira Avrupa Komisyonu, Türkiye'ye ilişkin geçtiğimiz senelerde hazırladığı Đlerleme Raporlarında türban sorunu konusunda hiç bir yorum yapmamaya özen gösterdi. Bu tavır AKP üyelerinin, Brüksel'e karşı 'azınlıkların dini özgürlüklerine gelince taraf oluyorsunuz. Başörtüsü yasağı da dini özgürlüklerin kısıtlanmasıdır. Bu konuda ise sesinizi çıkarmıyorsunuz.' sitemlerine yol açsa da, Brüksel çizgisini değiştirmedi. Bütün bunlara rağmen türban sorunu yine de AB çevrelerinin kafasını karıştırıyor.

AP'de Đlk Başörtüsü Oylaması

AB cephesinin türbana bakışını yansıtması açısından oldukça önem kazanan bir gelişme, Avrupa Parlamentosu (AP) Genel Kurulu’nda geçtiğimiz haftalarda bir rapor onaylanma süreci kapsamında yaşandı. AP'de en fazla koltuk sayısını oluşturan Hıristiyan Demokratlar Grubu’ndan Đtalyan Milletvekili Roberta Angelilli'nin hazırladığı 'Çocuk Hakları' adlı raporun bir paragrafında, AB'de küçük kızların ileride kendi seçimlerini özgürce yapabilmelerine engel olduğu ileri sürülen başörtüsünün hiç değilse ilkokullarda yasaklanması önerisi getirilmişti.

Hukuki bağlayıcılığı olmayan raporun başörtüsüne ilişkin vurgusu, AP'nin büyük bir çoğunluğunun gözünden kaçarken, siyasi gruplar, bu öneriyi raporun Genel Kurul'dan geçmesinden ancak bir gün önce fark ettiler. Bunun üzerine Sosyalist ve Liberal gruplar, birlikte hareket ederek, başörtüsüne ilişkin paragrafın rapordan ayrı oylanmasını talep ettiler.

Yapılan oylamada, AP üyelerinin 367'si başörtüsünün ilkokullarda yasaklanmasına karşı çıkarak önerinin reddedilmesini sağladılar. AP'nin 200 üyesi başörtüsü yasağını destekleyen tavır alırken, 134 üye çekimser oy kullandı. Oylamanın en dikkat çekici sonucu ise, başörtüsüne ilişkin girişimler konusunda AP'deki hiç bir siyasi grubun, ortak bir tavır belirleyememesiydi.

Başörtüsü yasağını en fazla destekleyen grup olan Hıristiyan Demokratlar içerisinde bile görüş ayrılığı ortaya çıktı. Görüşlerini aldığımız AP çevreleri, Parlamento'da başörtüsünün ilkokul seviyesinde yasaklanmasına ilişkin ilk oylamada ret oyu çıkmasının temel nedenini şöyle açıklıyorlar: 'Bu konu AB'nin yetkisi dahilinde değildir. Her AB ülkesi, bu konuda kendi istediği uygulamayı yapmakta serbesttir. AB taraf olmaya başlarsa bu işin içinden çıkamayız.' Çünkü AB'de herkesin farklı bir yoğurt yiyişi var. Türkiye'nin esin kaynağı olan Fransa'da, devlet başörtüsü konusuna direk taraf olurken, Belçika ve Hollanda, bu sorunu okulların kendi iç yönetmelikleri ile çözmesini uygun görüyor. Böylece, devlet kendisini potansiyel olarak çatışma yaratabilecek bir sorunun dışında tutabiliyor. AB, soruna müdahale etmese de Türkiye'de türban tartışmasının giderek alevlenmesi, Brüksel'i tabii ki kaygılandırıyor. Türkiye, üniversitelerdeki başörtüsü yasağını kaldırsa da, kaldırmasa da, asıl önemli olan bu kararın toplumsal uzlaşma ile alınması. Ülkede görüş ayrılıklarının ve kampların giderek keskinleşmesi ise endişe kaynağına neden oluyor. Hatta temel haklar ve özgürlükler alanında yaşanan bazı engeller devam ederken, gündemin uzun zamandır sadece türbana odaklanması, AB cephesinde kafaları karıştırıyor.

CPS

Corporate & Public Strategy

Advisory Group ŞUBAT 2008

(3)

Gündem

AB'de Kosova ve Sırbistan Konusunda Görüş Ayrılığı

Avrupa Birliği (AB), tek taraflı bağımsızlık ilanı için gün sayan Kosova'yı tanıma konusunda görüş ayrılıklarına sahne oluyor. Romanya ve Kıbrıs Rum Kesimi, Kosova'yı hiç bir şekilde tanımayacaklarını açıkça ilan etti. Bu iki ülkenin yanı sıra Đspanya, Yunanistan ve Slovakya da, Kosova'nın bağımsızlığının pandoranın kutusunu açarak, bu örneğin devletsiz milletlere emsal teşkil edeceğini düşünüyor. Rum Yönetimi, bu emsalin, KKTC'ye uyarlanabileceğinden endişe ediyor. ABD ise, Avrupa'nın tavrından kaygılı görünüyor. ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice, Avrupa'nın Kosova'nın statüsünün belirlenmesi sorununun çözümünü ertelememesi uyarısında bulundu. Berlin'de AB ülkelerinin temsilcileri ile görüşen Rice, 'Kosova konusunda Avrupa ile aramızda uçurum olduğunu düşünmüyorum. Biz şu anda yumuşak bir geçiş döneminin mümkün olup olmadığını araştırıyoruz.' diye konuştu. Öte yandan, Kosova'nın bağımsızlığına karşılık, Sırbistan'a Avrupa Birliği (AB) yolunun açılması konusunu tartışan AB, bu konuda da kendi içinde anlaşmazlığa düştü. 25 AB ülkesi, AB üyeliği perspektifinin, Sırbistan'daki milliyetçilik dalgasını dindireceği görüşünü savunuyor. Ancak Hollanda ve Belçika, '10 binden fazla Müslüman'ın katledilmesinden sorumlu olan, Sırp savaş suçlusu General Ratko Mladiç, Lahey Divanı'nda yargılanmak üzere uçağa bindirilmedikçe, Sırplara AB yolunun açılması söz konusu olamaz.' tavrını benimsiyor. AB’nin konu hakkında ikiye bölünmesi, Sırplar için AB üyeliğine ilk adım anlamına gelecek, 'Đstikrar ve Ortaklık Anlaşması’nın Brüksel-Belgrat arasında imzalanamamasına yol açtı. Bununla birlikte AB, Sırbistan'a olan desteğini sürdürdüğünü göstermek için genel seçimler öncesinde ülke ile 'ara işbirliği anlaşması' yapmayı önerdi. Böylece ülkenin Kosova'nın bağımsızlığına karşı olan tavrının da biraz yumuşaması umut ediliyor.

AĐHM'ye Yeni Türk Yargıcı Seçildi

Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM), geçtiğimiz ay gerçekleştirilen Genel Kurul toplantıları sırasında, Prof. Dr. Işıl Karakaş'ı Avrupa Đnsan Hakları Mahkemesi'nin (AĐHM) yeni Türk yargıcı olarak seçti. Karakaş, ilk turda geçerli sayılan 178 oy üzerinden, 136 oy ile oyların yarısından fazlasını aldığı için, ikinci tura gerek kalmadı. Diğer iki aday Prof. Dr. Ruşen Ergeç 27 ve Prof. Dr. Ali Ulusoy ise 15 oyda kaldılar. Karakaş, önümüzdeki altı yıl boyunca, AĐHM'de Türkiye'yi temsil edecek. Bu arada geçen mayıs ayında görevi dolan, dokuz yıldır AĐHM'nin Türk yargıçlığını üstlenen Rıza Türmen ise, kendi döneminde başlayan davalar sonuçlanana kadar, yani yaklaşık iki ila iki buçuk yıl Strasburg'daki görevine devam edecek.

AB'nin Yeni Anlaşması Onay Aşamasında

Aralık ayında gerçekleştirilen AB Devlet Başkanları Zirvesi sırasında kabul edilen Lizbon Antlaşması, AB üyeleri tarafından onaylanmaya başladı. 2009 yılı başına kadar onay sürecinin bitmesi hedeflenen yeni AB Antlaşmasına ilk onayı Macaristan Parlamentosu verirken, Slovenya ve Malta da, antlaşmayı büyük çoğunlukla Parlamentolarından geçiren diğer ülkeler oldular. Bu arada AB ülkeleri içerisinde sadece Đrlanda'nın yeni antlaşmanın onaylanması konusunda referanduma gidecek olması, diğer AB ülkelerini kaygılandırıyor. Ülkede yapılan son kamu yoklamasına göre, Đrlandalıların sadece % 37'si anlaşmayı onaylayacaklarını belirtiyor.

Halkın büyük bir çoğunluğu ise şimdilik kararsızlığını koruyor.

CPS

Corporate & Public Strategy

Advisory Group ŞUBAT 2008

(4)

Avrupa Komisyonu'ndan Enerji ve Đklim Paketi

Avrupa Komisyonu, küresel ısınmaya karşı yasal önlemler alınmasını sağlamak amacıyla, geçtiğimiz ay, 'enerji ve iklim değişimine’ ilişkin hazırladığı öneri paketini sundu. Bu paketin hazırlanmasının asıl amacı, 2020 yılına kadar havaya salınan sera gazının % 20 oranında azaltmak, yenilenebilir enerjinin tüm enerji üretim payını % 20 oranına çıkarmak ve enerji etkinliğini % 20 oranında arttırmak olarak açıklanıyor. Buna göre, şu anda yürürlükte olan AB 'Emisyon Ticareti Sistemi', karbon seviyesinin üye ülke değil, AB seviyesinde kontrolü sayesinde daha da sıkılaştırılacak. Sistem, 2012–2020 yılları arasında, birçok sanayi sektörünü kapsayacak şekilde genişletilecek. Tarım, atık, inşaat ve ulaştırma gibi sistem kapsamında olmayan sektörlerde ise bağlayıcı ulusal emisyon hedefleri belirlenecek. Yenilenebilir enerji kullanımının arttırılması hedefi de paketin içerisinde yer alıyor. Buna Komisyon, her bir AB ülkesine özel yenilenebilir enerji üretim seviyelerini belirledi. Paket kapsamında Avrupa Komisyonu ayrıca, enerji santrallerinden havaya yayılan karbonun yakalanarak yeraltında veya okyanus diplerinde depolanmasını öngören yeni teknolojinin emisyon seviyesinin azaltılmasındaki rolünün önemine işaret ediyor. Bu kapsamda, karbon yakalama ve depolama teknolojisinin devlet yardımlarına ilişkin hazırlanan tüzük kapsamında değerlendirilmesi amaçlanıyor.

AB Üye Ülkeleri için Yenilenebilir Enerji Seviyeleri Belirlendi

Avrupa Komisyonu, 2020 yılından itibaren, her AB ülkesi için ayrı yenilebilir enerji kullanım seviyesini belirledi. AB'nin icra organının belirlediği seviyeler, AB üyeleri için bağlayıcı olacak.

Buna göre en fazla yenilebilir enerji kullanımı Đsveç (% 49), Letonya (% 42) ve Finlandiya'dan (% 38) isteniyor. Fransa (% 23), Almanya (% 18), Đtalya (% 17) ve Polonya'dan (% 15) oluşan büyük ülkeler bu listenin ortalarında yer alırken, Lüksemburg (% 11) ve Malta(% 10) en düşük yenilebilir enerji kullanımının talep edildiği ülkeler olarak dikkat çekiyor.

Komisyondan Đlaç Firmalarına Denetim

Avrupa Komisyonu, Avrupa Birliği’nde faaliyet gösteren birçok ilaç firmasına yönelik denetimde bulunarak, firmaların, yenilik yaratma ve eşdeğer ilaçların piyasa erişimine karşı rekabeti engelleyici faaliyetler yürütüp yürütmediğini araştırdı. Denetimin, piyasaya her yıl daha az ilaç ve ilaç ürününün giriş yapması ve eşdeğer ilaçların piyasa erişiminde yaşanan gecikmeler gerekçesi ile yürütüldüğü ifade ediliyor. 15 Ocak tarihli karar sonucu ofisleri incelenen firmalar;

GlaxoSmithKline, AstraZeneca, Sanofi-Aventi, Pfizer ve Novartis AG olarak biliniyor. Eşdeğer ilaç sektöründe faaliyet gösteren firmalardan ise Teva Pharmaceutical Industries Ltd ve Wyeth’in de inceleme kapsamına alındığı ifade ediliyor. Komisyon’un zaman zaman belirli sektörlere yönelik yürüttüğü piyasa denetiminin amacı belirli bir pazar işleyişine dair bilgi edinmek. Bununla birlikte, denetim sonucu elde edilen veriler temelinde, Komisyon’un anti- tröst kurallarını ihlal eden şirketlere soruşturma başlatma yetkisi bulunuyor. Komisyon’un ilaç sektörüne yönelik son denetimi, mevcut veri ve delillerin imha edilmemesi adına, ilk kez herhangi bir duyuru yapılamadan gereçekleştirildi.

Rusya, Avrupa Birliği Doğal Gaz Pazarında Öne Çıkıyor

AB üyesi ülkelerle bireysel enerji anlaşmaları imzalayan Rusya doğalgaz şirketi Gazprom, Avrupa’nın enerji kaynaklarının alternatif yollarla transferini sağlama isteğini boşa çıkarmak ve temel enerji tedarikçisi konumunu korumak için çabalamaya devam ediyor. Đngiltere doğal gaz pazarına girerek 2011 yılı itibariyle pazarın %15’ine hakim olma isteğini duyuran Gazprom,

CPS

Corporate & Public Strategy

Advisory Group ŞUBAT 2008

(5)

Đngiltere’deki tüketicilere direk olarak doğal gaz tedarik etmesini sağlayacak olan bu adım, şirketin AB enerji pazarında sadece dış bir tedarikçi olmaktan ziyade, etkin ve güçlü bir aktör haline gelme niyetini de yansıtıyor. Rus gaz devi, bu hedef doğrultusunda 25 Ocak’ta Sırbistan ile büyük bir enerji anlaşması imzalayarak Sırbistan’ın doğal gaz ve petrol sektörlerinde hakimiyet kazanmanın yanı sıra, Sırbistan’ı Güney Akım projesine de dahil etti. Aynı zamanda Avusturya enerji şirketi OMV ile bir anlaşma imzalayan Gazprom, Orta Avrupa Gaz Dağıtım Ticari Merkezi’nin %50 hissesini alarak Nabucco projesinin rakibi durumundaki Güney Akım Projesi’ni gerçekleştirmeye bir adım daha yaklaştı.

AB'ye Yeni Başkan Aranıyor

Avrupa Birliği'nde (AB), birlik içi reformların yürürlüğe girmesinin ardından gelecek yıl başında yeni oluşturulacak 'AB Başkanlığı' görevine kimin getirileceği konusunda çekişmeler yaşanıyor.

Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'nin gayri resmi olarak desteklediği Đngiltere'nin eski Başbakanı Tony Blair, başkanlığa en yakın aday olarak görülmesine rağmen AB, Blair konusunda ikiye bölündü. Sarkozy'nin partisi UMP'nin Paris’te gerçekleştirdiği kongresine davet ettiği Blair'i, 'Đngilizlerin en Avrupalısı' olarak göstermeye çalışması, hem kendi partisi UMP hem de Fransız solunda itirazlara neden oldu. Bu itirazların gerekçesini, Fransa'nın eski Başbakanı, sağ cepheden Eduard Balladur, 'Blair karizmatik ama ne yazık ki Đngiliz', Fransa'nın eski Cumhurbaşkanı Valery Giscard D'Estaing ise, 'AB'nin gelecekteki başkanı AB'nin kurallarına uyan bir ülkeden olmalı.' sözleri ile açıkladılar. Fransız siyasetçilerinin bu çekinceleri, AB'nin merkezi Brüksel'de de yankı bulurken, Đtalya ve Đspanya'nın başını çektiği ülkeler, Irak savaşındaki tavrı yüzünden Blair'e soğuk bakıyor. Şu ana kadar resmen desteğini açıklamayan Sarkozy ise, buna rağmen Blair'i başkan yapmak konusunda kolları sıvadı, Almanya Şansölyesi Angela Merkel'i kendi tarafına çekmeye çalışıyor. Blair'in adaylığı AB içinde itirazlara yol açsa da, başkanlık koltuğu için gösterilen adaylar arasında onun popülaritesine şu ana kadar ulaşan da çıkmadı. Son olarak Avrupa'da yapılan bir kamu oylamasına göre;

Almanların % 64’ü, Đngilizlerin % 60'ı, Fransızların ise % 53'ü Blair'i AB'nin başında görmek istediklerini söylediler. AB, 'Başkanlık' koltuğunu, birliğin dışarıda tek bir ses olarak temsil edilmesini sağlamak ve Brüksel'in dünyadaki güvenilirliğini arttırmak için icat etti. Buna göre, AB'nin yeni Lizbon Antlaşması’nın birliğin 27 ülkesinde önümüzdeki yıl yürürlüğe girmesinin ardından, AB ülkeleri tarafından altı aylık rotasyon ile üstlenilen 'AB dönem başkanlığı' görevi sona erecek. Onun yerine, AB tarafından seçilecek olan bir 'Başkan', iki buçuk yıl boyunca, Brüksel'in başına geçecek. Başkan, AB'nin karar organı Konsey'e başkanlık edecek.

Amerikan Ekonomisindeki Kriz AB'yi Endişelendiriyor

ABD ekonomisinde yaşanmaya başlanan kriz, Atlantik’in diğer yakasında yer alan Avrupa'yı da endişelendiriyor. Amerikan ekonomisinin performansı, AB'nin ABD'ye yaptığı ihracatı yakından ilgilendiredursun, ekonomistler son haftalarda yaptıkları analizlerde, bu gidişatın Euro bölgesine vereceği olumsuz etkilerden dolayı kaygılarını dile getiriyorlar. AB Ekonomi ve Maliye Bakanları geçtiğimiz ay bir araya gelerek, krizin AB üzerinde olası etkilerini değerlendirdiler.

Euro Bölgesi Başkanı Jean-Claude Juncker, Amerikan ekonomisinde yaşanacak gerçek bir durgunluğun Euro Bölgesi’nde de hissedileceğini kabul etmekle birlikte, Avrupa ekonomisinin sağlam temellere dayalı olduğunu söyleyerek piyasalarını rahatlatıcı bir çıkış yaptı. Aşırı bir karamsarlığa kapılmamak gerektiğini ifade eden Juncker, borsalarda yaşananları abartmamak gerektiğini de söyledi. Avrupa Komisyonu, geçtiğimiz yıl sunduğu ekonomik öngörülere ilişkin raporunda, ABD'deki kredi pazarında yaşanan krizin Avrupa'yı 2007 yılının ikinci yarısında küresel olarak etkileyebileceğine dikkat çekmişti.

CPS

Corporate & Public Strategy

Advisory Group ŞUBAT 2008

(6)

Ajanda

4 Şubat

- AB Troykası - Azerbaycan Toplantısı

5 Şubat

- AB Troykası - Gürcistan Toplantısı - AB Siyasi ve Güvenlik Komitesi

6 Şubat - COREPER I - COREPER II

- AB Troykası - Ermenistan Toplantısı - Avrupa Komisyonu'nun Haftalık Toplantısı

- Bölgeler Komitesi Genel Kurul Toplantıları (6–7 Şubat)

7 Şubat

- Avrupa Merkez Bankası Đdari Konseyi

- “Avrupa'da Bireysel Bankacılık: Yeni teknolojiler - yeni fırsatlar?” konulu Avrupa Politika Çalışmaları Merkezi (CEPS) tarafından düzenlenen etkinlik. www.ceps.be

- NATO Savunma Bakanları Gayri resmi Toplantısı, Vilnius, Litvanya. (7–8 Şubat)

8 Şubat - COREPER I

- AB Siyasi ve Güvenlik Komitesi

11 Şubat

- Avrupa Parlamentosu Komite toplantıları

- Euro Bölgesi Maliye Bakanları Gayri Resmi Toplantısı

12 Şubat

- AB Ekonomi ve Maliye Bakanları Konseyi

- Avrupa Parlamentosu Grup toplantıları (12-14 Şubat) - AB Siyasi ve Güvenlik Komitesi (12–13 Şubat)

13 Şubat - COREPER I

- Avrupa Ekonomik ve Sosyal Komitesi (EESC) Genel Kurulu (13–14 Şubat) - AB Troykası - Rusya Toplantısı

- Avrupa Komisyonu'nun Haftalık Toplantısı

14 Şubat - COREPER II

- Karadeniz Bölgesi ve AB Dışişleri Bakanları Toplantısı. www.eu2008.si - AB Troykası - Rusya Toplantısı

15 Şubat - COREPER I

17 Şubat

- Güney Kıbrıs Rum Cumhuriyeti’nde devlet başkanlığı seçimleri

CPS

Corporate & Public Strategy

Advisory Group ŞUBAT 2008

(7)

18 Şubat

- AB Genel Đşler ve Dış Đlişkiler Konseyi (18–19 Şubat) - AB Siyasi ve Güvelik Komitesi Toplantısı (18–19 Şubat) - Tarım ve Balıkçılık Bakanları Toplantısı

- Avrupa Parlamentosu Genel Kurul Toplantıları (18–21 Şubat)

20 Şubat - COREPER I - COREPER II

- Avrupa Komisyonu Haftalık Toplantısı

21 Şubat

- AB Savunma Bakanları gayri resmi toplantısı, Brdo, Slovenya' (24-26 Şubat) - Avrupa Merkez Bankası Đdari Konseyi

- Avrupa Đş Zirvesi Brüksel'de yapılacak, Brüksel. (21-22 Şubat) www.ebsummit.org

22 Şubat - COREPER I

25 Şubat

- AB Rekabet Konseyi (25-26 Şubat)

- Avrupa Parlamentosu Komite toplantıları (25-28 Şubat)

- 'Lizbon Anlaşması AB'nin kalkınma yardımları için yeni sözler veriyor mu?' konulu toplantı www.friendsofeurope.org

26 Şubat

- AB Siyasi ve Güvenlik Komitesi

27 Şubat - COREPER I - COREPER II

- Avrupa Komisyonu'nun Haftalık Toplantısı

28 Şubat

- AB Adalet ve Đçişleri Konseyi

29 Şubat

- AB Siyasi ve Güvenlik Komitesi

CPS

Corporate & Public Strategy Advisory Group

Brüksel, Istanbul, Washington

CPS AB Kulisi’nde yer alan haberler, çeşitli AB haber kaynaklarından derlenmiştir.

Avenue des Arts 27 B-1040 Brussels Tel: +32 (2) 237 99 40 Fax: +32 (2) 237 99 60 7

CPS

Corporate & Public Strategy

Advisory Group ŞUBAT 2008

Referanslar

Benzer Belgeler

AB'nin icra organı Komisyon'un yeni başkanının belirlenmesi konusu Avrupa Parlamentosu (AP) ve karar organı Konsey arasında siyasi ve yasal sorunlar yaratacak gibi

Amado, AB'nin şu andaki Dönem Başkanı Almanya'nın, 21–22 Haziran AB Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi’nde sunacağı anayasal anlaşmanın imzalanması için yol

Avrupa Parlamentosu (AP) bünyesinde Kuzey Kıbrıs ile diyaloğu güçlendirmek için bir yıl önce kurulan 'Kuzey Kıbrıs Yüksek Temas Grubu'nun, AP'nin Başkanlık

AB’nin daha etkin enerji kullanımını teşvik programı olan ‘Enerji Star’, Avrupa Parlamentosu tarafından Temmuz ayı içerisinde kabul edilen yönerge ile yasal statü

Avrupa Merkez Bankası ve Avrupa Komisyonu, Avrupa Tek Ödeme Alanı’nın 2010 yılına kadar tesis edilmesi ve 2008 yılı başına kadar ortak ödeme araçlarının

Fransa'daki seçim kampanyası sırasında Türkiye'nin Avrupa ülkesi olmadığını sürekli olarak tekrar eden Fransa'nın yeni Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, Türkiye’nin

Avrupa Komisyonu'nun Genişlemeden sorumlu Üyesi Olli Rehn ise, 'Ocak ayında başlayacak Slovenya dönem başkanlığında birkaç müzakere başlığının daha açılmasına

Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy tarafından yeni bir fikir olarak ortaya atılan ancak Avrupa Birliği’nin (AB) 1995 yılında oluşturduğu Barselona sürecinin