• Sonuç bulunamadı

AB Kulisi. Ajanda Türkiye nin AB katılım sürecinde önemli tarihler ve dönüm noktaları...

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "AB Kulisi. Ajanda Türkiye nin AB katılım sürecinde önemli tarihler ve dönüm noktaları..."

Copied!
7
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

AB Kulisi

 Editör’den

AB Kulisi’nin bu ayki Editör’den bölümünde, Türkiye’nin ekonomi ve dış politikada son dönemde gösterdiği başarılar AB bakış açısından aktarılıyor.

 Gündem

Bu ay AB gündeminde öne çıkan gelişmeler

...

 Ajanda

Türkiye’nin AB katılım sürecinde önemli tarihler ve dönüm noktaları...

Avenue Marnix 17 B-1000 Brussels Tel: +32 (2) 237 99 40 Fax: +32 (2) 237 99 60 1

Ağustos

2010

(2)

Editör’den

AB’de Değişen Konjonktür ve Türkiye

Fransa ve Almanya liderlerinin Türkiye’nin AB üyeliğine olan karşıt görüşleri sürse de, son bir yıldır AB’de değişen konjonktür, taşların yerinden oynamaya başladığını gösteriyor. Zira daha önceleri, büyük çoğunluğunu Müslümanların oluşturduğu, 70 milyonluk nüfusu ve ekonomik sorunları ile, üyelikle birlikte AB’ye yük olacağı sanılan Türkiye, ekonomik krizin etkisi ve Ankara’nın dış politika başarısı ile birlikte, tam tersine bakışların üzerine çevrildiği ülke haline geldi. Bu başarısını akıllı siyasi ve ekonomik politikalarla sürdürebilirse, Ankara, AB’deki rüzgarın yönünü tamamen değiştirebilecek.

Türk Ekonomisinin Performansı Şaşırttı

Aslında küresel mali krizin, Türk ekonomisini dibe çekeceği sanılıyordu. Yunanistan başta olmak üzere Portekiz, İrlanda, İspanya gibi ülkeler topun ağzına gelirken, Türk ekonomisinin gösterdiği performans ise herkesi şaşırttı. Avrupa Komisyonu’nun son olarak yayınladığı, Türkiye’nin de içinde bulunduğu dokuz aday ve potansiyel aday ülkeye ilişkin rapor, Türk ekonomisinin performansını gözler önüne serme açısından oldukça önemli bir belge. Bu raporda bu yılın ilk çeyreğinde %11,7 büyüme hızına ulaşmış olan Türkiye’nin Avrupa’nın en hızlı büyüyen ülkesi olacağına dikkat çekiliyor. Rapor, söz konusu ülkelerden sadece Türkiye’nin krizden çıkabildiğini de belirtiyor. Türkiye ve AB arasındaki ticaretin önemi ise ilk defa Brüksel tarafından vurgulanmaya başlandı. Avrupa Parlamentosu’nun (AP) Uluslararası Ticaret Komisyonu’nda geçtiğimiz ay oylanan, Eylül’de ise tavsiye kararına dönüşecek olan, Türkiye ve Avrupa Birliği’nin (AB) ticari ilişkilerine ilişkin ilk defa hazırlanan bir rapor, Türkiye’nin AB için ekonomik önemine dikkat çekiyor. Raporda, Türkiye’nin AB dışındaki diğer bölgelerle olan ticari ilişkilerinin giderek arttığı belirtilerek, Türkiye’nin AB ile girdiği Gümrük Birliği sürecinin siyasi nedenlerle zarara uğrayabileceği uyarısı yapılıyor. Aynı zamanda, AB’nin Türkiye’ye uyguladığı vize zorluklarının ise ticari açıdan olumsuz bir ortam yarattığı mesajı veriliyor. Tüm bu gelişmeler, Brüksel’in gözünde Türkiye’nin kredisinin arttığının en temel göstergeleri.

Ankara’nın Dış Politika Performansı

Türkiye’nin özellikle Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu önderliğinde dış politikada izlediği proaktif siyaset ise hem kıskandırıyor hem de Türkiye’yi AB açısından daha da enterasan bir aktör haline getiriyor. Örneğin bir taraftan İran’a yaptırımları genişletmediği için Brüksel’in tepkisini çeken Ankara, diğer taraftan İran ile şu anda masaya oturabilen, AB’ye yakın tek ülke olduğu için de bir o kadar değerli görülüyor. İran’ı tekrar masaya getirtebilmek umuduyla yaptırımları ağırlaştıran AB, arabuluculuk için Türkiye’ye güvendiğini de AB’nin Savunma ve Güvenlik Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton’ın ağzından belirtti. Ashton, İran konusunda Türkiye’nin önemini, AB’nin Ankara’yı nereye koyacağını bilemediğini gösteren sözler ile, vurguladı. Ashton, Davutoğlu ile sürekli telefonla görüştüklerini ve Türkiye ve AB’nin dış politika konusunda işbirliği içerisinde hareket etmesinin dünya güvenliği için önemli olduğunu belirtmekle birlikte İran’ın masaya getirilmesi konusunda AB’nin Türkiye ile yakın işbirliği içinde olduğunu ve Davutoğlu’nun AB’nin gönderdiği mesajı İranlılara ileteceğini açıkladı.

Duygu Leloğlu BRÜKSEL

Avenue Marnix 17 B-1000 Brussels Tel: +32 (2) 237 99 40 Fax: +32 (2) 237 99 60 2

2

CPS

Corporate & Public Strategy

Advisory Group

AĞUSTOS 2010

(3)

Gündem

Türkiye ile AB arasında Siyasi Diyalog Toplantısı

Avrupa Birliği (AB), İstanbul’da 14 Temmuz’da bakanlar düzeyinde düzenlenen Türkiye-AB Siyasi Diyalog toplantısında, Ankara’nın üyelik perspektifinin altını çizdi. Toplantıya AB Dışişleri ve Güvenlik Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton, AB Genişleme Komiseri Stefan Füle, Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış ve Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu katıldı. Dış politikada işbirliği, terörizmle mücadele ve tam üyelik müzakerelerinin son durumu masaya taşınan temel konular arasındaydı. Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton; Türkiye’deki terör saldırılarını kınayarak, Türkiye’nin aktif dış politikasının AB’nin çıkarları ile örtüştüğünü ve karşılıklı çıkarlar doğrultusunda işbirliğinin devam edeceğini ifade etti. Avrupa Komisyonu’nun Genişlemeden sorumlu Üyesi Stefan Füle ise AB sürecinin işleyiş hızından kimsenin hoşnut olmadığını belirterek, “Katılım sürecinin hızlandırılması için elimizden geleni yapıyoruz”

şeklinde konuştu. Füle, Anayasa değişikliği konusunda, Başbakan Erdoğan’ın diğer partilerle önümüzdeki süreçte yapacağı toplantıların sonucunu büyük bir merakla beklediğini kaydetti.

Türkiye’nin Ticari Öneminin Altını Çizen Rapor AP Gündeminde

Avrupa Parlamentosu’nun (AP) Uluslararası Ticaret Komisyonu’nda geçtiğimiz ay oylanan, Türkiye ve Avrupa Birliği’nin (AB) ticari ilişkilerine ilişkin ilk defa hazırlanan bir rapor, Türkiye’nin AB için ekonomik önemine dikkat çekti. AP’nin Türk kökenli Bulgar Milletvekili Metin Kazak tarafından kaleme alınan rapor, iki taraf arasındaki ilişkileri, siyasi engeller zemininden kurtarma çabası içine girerek, Türkiye’nin AB açısından özellikle ‘ekonomik’

anlamda vazgeçilmez bir önemde olduğuna vurgu yapması açısından önem taşıyor. Eylül ayında AP’nin Genel Kurulu’nda onaylanarak tavsiye kararına dönüşecek olan raporda, Türkiye’nin AB dışındaki başka bölgelerle olan ticari ilişkilerinin giderek arttığı belirtilerek, Türkiye’nin AB ile girdiği Gümrük Birliği (GB) sürecinin siyasi nedenlerle zarara uğrayabileceği uyarısı yapılıyor. Rapor aynı zamanda, GB’nin güncellenmesini öneriyor. AB’nin Türkiye’ye uyguladığı vize zorluklarının ise ticari açıdan olumsuz etki yarattığı mesajı veriliyor.

AB İran’a Yaptırımları Somutlaştırdı, Arabulucuk İçin Türkiye’ye Güveniyor

Avrupa Birliği’nin (AB) 27 ülkesinin Dışişleri Bakanları, İran’ın nükleer programını durdurmak için Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi’nde alınan kararın da ötesine giderek, İran’a karşı bugüne kadar alınan en ağır ekonomik yaptırımları uygulama konusunda anlaştı. Ancak AB, İran’ın tekrar görüşme masasına getirilmesi konusunda Türkiye’nin arabuluculuğuna güveniyor. AB’nin Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton, konu ile ilgili gerçekleştirilen basın toplantısında, bir taraftan İran’a karşı kabul edilen yaptırımlara Türkiye’nin de uyması beklentisini dile getirirken, diğer taraftan İran’ın masaya getirilmesi için Ankara ile birlikte çalıştıklarını söyledi. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile konu ile ilgili olarak telefonda görüştüğünü belirten Ashton, ‘Türkiye ve AB’nin dış politika konusunda işbirliği içerisinde hareket etmesi bizim için önemli. Ama İran’ın masaya getirilmesi konusunda yakın işbirliği içindeyiz. Davutoğlu, benim gönderdiğim mesajı İranlılara iletecek. İran’ın müzakere masasına oturtulması konusunda aynı görüşü paylaşıyoruz’ dedi.

Türkiye, Gümrük Birliği’ne ilişkin Sorunlarını Gündeme Getirdi

Türkiye, Gümrük Birliği (GB) sürecinde Türk iş dünyasının karşılaştığı sıkıntıların biran önce çözümlenmesini istiyor. Dış Ticaretten sorumlu Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, Brüksel’e yaptığı ziyaret sırasında, Avrupa Komisyonu’nun Ticaretten sorumlu Üyesi Karel De Gucht ile görüşmesinde, Türk iş dünyasının vize sorunundan bahsetti. Türkiye’nin GB anlaşmasını tam

Avenue Marnix 17 B-1000 Brussels Tel: +32 (2) 237 99 40 Fax: +32 (2) 237 99 60

CPS

Corporate & Public Strategy

Advisory Group

AĞUSTOS 2010

(4)

üyelik hedefi ile düşündüğünün altını çizen Çağlayan, AB tarafının ise konuyu, AB’nin Türkiye pazarına girişi olarak gördüğünü belirtti. AB’nin Türkiye’ye karşı vize uygulamalarının Türk ihracatçısı için büyük teknik engel ve haksız rekabet unsuru olduğunu kaydeden Bakan Çağlayan, AB’nin Türkiye’ye yönelik taşımacılıktaki kota ve vize tutumunun da birliğin serbest ticaret ruhuna aykırı olduğunu savundu. Çağlayan, Türkiye’nin yaklaşık 15 yıldır uygulanan GB’de haksız rekabete uğradığını da ifade etti.

AB: Türkiye Avrupa’nın Ekonomisi En Fazla Büyüyen Ülkesi Olacak

Avrupa Birliği’nin (AB) icra organı Komisyon, yılın ilk çeyreğinde %11,7 büyüyen Türk ekonomisini överek, Türkiye dışında hiç bir aday veya potansiyel aday ülkenin ekonomik krizden çıkamadığına dikkat çekti. Komisyon, Türkiye’nin de aralarında bulunduğu aday ve potansiyel aday ülkelerden oluşan toplam dokuz ülkeye ilişkin, 49 sayfalık ikinci çeyrek ekonomik değerlendirme raporunda, “2010 rakamlarına göre, Türkiye dışında, diğer ülkeler arasında toparlanma belirtileri gösteren ya çok nadir, ya da hemen hemen hiç yok” ifadelerinin altını çizdi. Raporda Türkiye’nin bu yıl %4,7 ve gelecek yıl %4,5 büyüme ile Avrupa’nın en hızlı büyüyen ülkesi olacağı tahmininde bulunuldu.

AB İzlanda ile Müzakerelere Başladı

AB, İzlanda ile tam üyelik müzakerelerine resmen başladı. AB ve İzlanda arasında yapılan Hükümetlerarası Konferans’ta, İzlanda Dışişleri Bakanı Össür Skarphedinsson, “İzlanda on yıl önce AB üyesi olsaydı iflas etmezdik” diye konuştu. İzlandalı Bakan, “Buzullarda küresel ısınma sonucu, 20-30 yıl içinde Pasifik’ten Kuzey Atlantik’e ulaşım için büyük alanlar açılacak. Böylece yeni enerji kaynaklarına da ulaşılacak” diyerek ülkesinin AB için jeopolitik ve jeostratejik öneminin artacağını ifade etti. Şu anda AB müktebesabatının %60’ına uyum sağlayan İzlanda ile müzakerelerin iki yıl içerisinde tamamlanması bekleniyor. İzlanda, ekonomisi 2008 yılında iflas ettikten sonra AB’ye üye olmak için girişimlerde bulunmuştu.

AB Dönem Başkanı Belçika: Genişleme Yorgunluğu Yok

Avrupa Birliği’nin (AB) yeni dönem başkanı Belçika’nın Dışişleri Bakanı Steven Vanackere, Türkiye’nin de içinde bulunduğu genişleme sürecinin devamı için AB’de siyasi iradenin olduğu mesajını verdi. Vanackere, ‘Bugünlerde herkes genişleme yorgunluğundan bahsediyor. Böyle bir yorgunluk yok. Genişlemenin devam etmesi konusunda bir irade var. Genişleme bizim dönemimizde önemli olmaya devam edecek. Bununla birlikte her ülkenin AB sürecinin gelişimi kendi elinde’ diye konuştu. Avrupa Komisyonu’nun Genişlemeden sorumlu Üyesi Stefan Füle ise; ‘Belçika dönem başkanlığının genişlemeyi, gündeminin ön sıralarına koyması bizim için önemli. Genişleme ile ilgili kararlar ihtiyaçlar veya korkular üzerine değil, gerçekler üzerine alınmalı.’ dedi.

AİHM Kosova’nın Bağımsızlık İlanının Meşru Olduğuna Karar Verdi

Merkezi, Hollanda’nın Lahey kentinde bulunan Uluslararası Adalet Divanı, 17 Şubat 2008 tarihinde bağımsızlığını ilan eden Kosova’nın kararını uluslararası hukuka aykırı bulmadı.

Hukuki bağlayıcılığı bulunmayan mahkemenin görüşü, şu anda Türkiye’nin de içinde bulunduğu 69 ülke tarafından ‘devlet’ ilan edilen Kosova’nın daha fazla ülke tarafından tanınması sürecini hızlandıracak. Karar aynı zamanda, coğrafi bir bölünme konusunda uluslararası mahkemenin aldığı ilk karar olması bakımından da önem taşıyor. Aynı zamanda Kosova’nın Birleşmiş Milletler’e (BM) üye olabilmesinin kapısı da aralanmış olacak. Belgrad ve Priştine arasında, Kosova’nın geleceğine ilişkin görüşmelerin yeniden başlatılması yönünde uluslararası baskının ise oluşturulmasını sağlayacak. Mahkemenin 14 yargıçtan oluşan Konseyi’nin aldığı kararı okuyan Divan Başkanı Hisashi Owada, mahkeme kararını açıkladıktan hemen sonra, Kosova’ya ilişkin kararına ‘bağımsızlık ilanının uluslararası açıdan meşru olduğu’ sözleriyle açıklık getirdi.

Avenue Marnix 17 B-1000 Brussels Tel: +32 (2) 237 99 40 Fax: +32 (2) 237 99 60 4

CPS

Corporate & Public Strategy

Advisory Group

AĞUSTOS 2010

(5)

Avrupa Komisyonu, 2009 LIFE+ çağrısına ilişkin 210 Çevre Projesini Onayladı

Avrupa Komisyonu, çevrenin korunmasına ilişkin AB’nin LIFE+ programının, Kasım 2009’da kapanan üçüncü teklif çağrısına ilişkin sunulan yaklaşık 600 projeden, 210 proje için gerekli hibeyi onayladı. Onaylanan proje fonları 2007-2013 yılları kapsamında değerlendirilecek ve LIFE+ programının üç ana temasını oluşturan Doğa&Biyoçeşitlilik, Çevresel Politika&Yönetişim ve Bilgi&İletişim konularına odaklanacak. Toplam 515 milyon Euro yatırım gerektiren söz konusu projeler için AB 249,8 milyon Euro hibe sağlayacak. AB, 2007-2013 döneminde toplam 2.143 milyar Euro bütçeye sahip LIFE+ çevre programı kapsamında, her sene teklif çağrısı yapıyor.

AB’nin ETS Sisteminde Üçüncü Dönem 2013’te başlıyor

AB üye devletleri, seragazı emisyonlarının azaltılmasına ilişkin AB’nin Emisyon Ticareti Sistemi’nin (ETS) 2013-2020 arasındaki üçüncü dönemine ilişkin taslak bir yasa teklifini onayladı. AB’nin İklim Değişikliği Komitesi tarafından kabul edilen Yönetmelik Taslağı; emisyon izinlerinin, genel olarak tüm sektörlerde 2013 yılı itibari ile ve havacılık sektörü için 2012 yılı itibari ile açık arttırma ile belirlenmesini öngörüyor. Buna göre; 2013 yılından başlayarak emisyon izinlerinin tamamen açık arttırma ile belirlenmesine ilişkin sisteme kademeli olarak geçilecek iken havacılık sektöründe emisyonların %15’i açık arttırma ile belirlenecek. Yasa aynı zamanda, açık arttırmalarda uygulanacak format ve zaman çizelgesini de sunuyor. AB Üye Devletleri ve Komisyon tarafından yürütülecek ortak bir platfom sayesinde kurallara uyum ve şeffaflığın sağlanması ve ayrımcılığın önlenlenmesi hedefleniyor. Konsey ve Avrupa Parlamentosu’dan üç aylık inceleme sonunda bir itirazı olmazsa yeni yasa yürürlüğe girecek.

Avrupa Komisyonu’ndan Araştırma ve İnnovasyon için Yeni Bütçe

Avrupa Komisyonu, araştırma ve innovasyon alanında gelecek yıl için toplam 6,4 milyar Euro’luk bir bütçeyi onayladı. AB’nin 7. Çerçeve Programı çerçevesinde dağıtılacak olan fonlardan AB, kısa dönemde 165 bin yeni istihdam yaratılmasını amaçlıyor. Avrupa Komisyonu’nun Araştırmadan sorumlu Üyesi Maire Geoghegan-Quinn, ödeneğin bugüne kadar bu alanda tahsis edilen en büyük bütçe olduğuna dikkat çekerek, araştırma ve innovasyon bütçesinin birçok bilimsel disiplin kapsamında hem kamu hem de özel sektörde kullanılabildiğini belirttti.

Avrupa Mali Denetim Sistemi Müzakereleri Son Aşamasında

Avrupa’da küresel mali kriz ile hız kazanan Avrupa mali denetim sisteminin reform sürecinde, AB’nin karar organı Konsey ve Avrupa Parlamentosu arasında devam eden müzakereler son aşamasına geldi. Son olarak, AB ülkeleri, Avrupa Mali Denetim Sistemi (EFS) bünyesindeki kurumlar tarafından alınacak kararların sadece üç durumda ulusal yetkilileri bağlayıcı olması üzerinde uzlaştı. Bu üç durum, ‘Avrupa yasalarının ihlal edilmesi, acil durumlar ve ulusal denetim kuruluşları arasında anlaşma sağlanması’ olarak belirlendi. Avrupa Komisyonu’nun ilk önerisine oldukça yakın olan ve üzerinde uzlaşı sağlanan son durumun Avrupa Parlamentosu’nun (AP) avantajına rol oynaması bekleniyor. Temel olarak AB ülkeleri, EFS’nin yetkilerini sınırlandırmaya çalışırken, Parlamento ise yetkileri arttırmak istiyor. AB üye devletleri, EFS’nin yetki alanlarının öncelikle Basel II, Çözünebilirlik (Solvability II) ve finansal araç piyasalarına ilişkin AB’nin sektörel düzenlemeleri çerçevesinde belirlenmesini istiyor.

Sistemin yürülüğe girmesi için AB kurumlarının teknik detaylar üzerinde anlaşma sağlaması gerekiyor.

Avenue Marnix 17 B-1000 Brussels Tel: +32 (2) 237 99 40 Fax: +32 (2) 237 99 60 5

CPS

Corporate & Public Strategy

Advisory Group

AĞUSTOS 2010

(6)

AB Ekonomik Koordinasyon Politikasını Güçlendirdi

Avrupa Komisyonu, özellikle İstikrar ve Büyüme Paktı’na ilişkin olarak ekonomi koordinasyon politikalarının daha da güçlendirilmesi yönünde geçtiğimiz ay önerilerde bulundu. Komisyon, Avrupa ekonomik yönetim mekanizmalarının bütçe ve ekonomi politikalarında ve de yapısal reformlarda herhangi bir kayma yaşanmaması için uygulanan yaptırımların ağırlaştırılmasını talep etti. Bunun birlikte, AB Ekonomi ve Maliye Bakanları ise AB ülkeleri arasında koordinasyonun arttırılması için yeni bir mekanizma oluşturulmasını öneriyor. Buna göre, Avrupa ülkeleri kendi istikrar, uyum ve ulusal reform programlarını Avrupa Komisyonu’na aynı zamanda sunacaklar. Söz konusu ulusal programların ise, AB’nin bir sonraki yıl bütçesine ilişkin alacağı karar öncesinde AB çapında kabul görmesi gerekecek.

Yedi Banka Avrupa Stres Testinden Kaldı

Yedi Avrupa Bankası, Avrupa Bankacılık Denetim Komitesi tarafından, AB’nin isteği üzerine yayınlanan banka stres testini geçemedi. 91 Avrupa Bankası test edilirken; 5 İspanyol, 1 Alman ve 1 Yunan Bankası testten kaldı. 2010-2011 yıllarına odaklanan test, başarısız olan bankalara ilişkin iki olasılık ortaya koyuyor. Yayımlanan raporda, ekonomide ani bir düşüş olması veya borç pazarının kötüleşmesi durumda söz konusu bankaların sermayelerini kaybedebilecekleri riskine vurgu yapılıyor. Raporda, kendi sermayesini belli bir düzeyde tutan bankaların testi geçeceği de vurgulanıyor. 7 Bankanın sınıfta kalması bilinen isimler olduğu için süpriz teşkil etmezken, testlerin yeteri kadar zorlu olmadığı konusunda bazı eleştiriler yöneltildi.

Avrupa Patent Ofisi’ne Başvurular Üç Resmi Dilde Yapılacak

Avrupa Komisyonu tarafından hazırlanan yönerge tasarısına göre, Avrupa Patent Ofisi’nin (APO) kullanacağı resmi diller AB’nin üç resmi dili olan İngilizce, Almanca ve Fransızca olacak.

APO’ya yapılacak patent başvuruları sırasında başvurular üç resmi dilden birinde yazılacak ve diğer iki resmi dile çevrilecek. APO tarafından başka bir dilde çeviri ise talep edilmeyecek.

Avrupa Komisyonu, 12 AB ülkesinde patente ilişkin yapılan başvurularda 20 bin Euro olan toplam masrafın 14 bin Euro’sunun sadece çeviri için harcandığına dikkat çekti. Komisyon’un bu önerisi, patent başvuru masraflarının azaltılmasını amaçlıyor.

Avenue Marnix 17 B-1000 Brussels Tel: +32 (2) 237 99 40 Fax: +32 (2) 237 99 60 6

CPS

Corporate & Public Strategy

Advisory Group

AĞUSTOS 2010

(7)

NİSAN Ajanda

31 Ağustos

-AB’nin Siyasi Güvenlik Komitesi toplantısı 1 Eylül

-Coreper I 2 Eylül -Coreper II

-Çocuk Yoksulluğu Üzerine Konferans, Belçika

-Gelecekte Avrupa’daki Bağımsız Akademik Klinik Araştırmalar üzerine uluslararası konferans 3 Eylül

-Coreper I

-AB’nin Siyasi ve Güvenlik Komitesi 6 Eylül

-Avrupa Parlamentosu Genel Kurul toplantıları (06-09 Eylül)

-CEPS adlı düşünce kuruluşunun düzenlediği ‘Gelecekte Entegre Sınır Yönetimi Stratejisi’ adlı konferans, Brüksel, www.ceps.eu

CPS

Corporate & Public Strategy Advisory Group

Brüksel, Istanbul, Washington

CPS AB Kulisi’nde yer alan haberler, çeşitli AB haber kaynaklarından derlenmiştir.

Avenue Marnix 17 B-1000 Brussels Tel: +32 (2) 237 99 40 Fax: +32 (2) 237 99 60 7

CPS

Corporate & Public Strategy

Advisory Group

AĞUSTOS 2010

Referanslar

Benzer Belgeler

Amado, AB'nin şu andaki Dönem Başkanı Almanya'nın, 21–22 Haziran AB Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi’nde sunacağı anayasal anlaşmanın imzalanması için yol

Avrupa Parlamentosu (AP) bünyesinde Kuzey Kıbrıs ile diyaloğu güçlendirmek için bir yıl önce kurulan 'Kuzey Kıbrıs Yüksek Temas Grubu'nun, AP'nin Başkanlık

AB’nin daha etkin enerji kullanımını teşvik programı olan ‘Enerji Star’, Avrupa Parlamentosu tarafından Temmuz ayı içerisinde kabul edilen yönerge ile yasal statü

Avrupa Merkez Bankası ve Avrupa Komisyonu, Avrupa Tek Ödeme Alanı’nın 2010 yılına kadar tesis edilmesi ve 2008 yılı başına kadar ortak ödeme araçlarının

Fransa'daki seçim kampanyası sırasında Türkiye'nin Avrupa ülkesi olmadığını sürekli olarak tekrar eden Fransa'nın yeni Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, Türkiye’nin

Avrupa Komisyonu'nun Genişlemeden sorumlu Üyesi Olli Rehn ise, 'Ocak ayında başlayacak Slovenya dönem başkanlığında birkaç müzakere başlığının daha açılmasına

Avrupa Komisyonu, geçtiğimiz yıl sunduğu ekonomik öngörülere ilişkin raporunda, ABD'deki kredi pazarında yaşanan krizin Avrupa'yı 2007 yılının ikinci yarısında

Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy tarafından yeni bir fikir olarak ortaya atılan ancak Avrupa Birliği’nin (AB) 1995 yılında oluşturduğu Barselona sürecinin