• Sonuç bulunamadı

AB Kulisi. Ajanda Türkiye nin AB katılım sürecinde önemli tarihler ve dönüm noktaları...

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "AB Kulisi. Ajanda Türkiye nin AB katılım sürecinde önemli tarihler ve dönüm noktaları..."

Copied!
8
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

AB Kulisi

• Editör’den

AB Kulisi’nin bu ayki Editör’den bölümünde, Türkiye-AB arasında devam eden katılım müzakerelerinin 2008 yılına ait değerlendirmesi ele alınıyor…

• Gündem

Bu ay AB gündeminde öne çıkan gelişmeler

...

• Ajanda

Türkiye’nin AB katılım sürecinde önemli tarihler ve dönüm noktaları...

Ocak

2008

(2)

Editör’den

'2008'e Girerken'

Türkiye'nin Avrupa Birliği (AB) süreci açısından zor ve yavaş ilerleyen bir yılı geride bıraktık.

2006 sonunda müzakerelerin bir bölümünün askıya alınmasına neden olan 'limanlar sorunu' nedeniyle Güney Kıbrıs'ın geçtiğimiz yıl boyunca da Türkiye'nin müzakere sürecinde sıkıntı yaratmaya devam edeceği sanılıyordu. Ancak Fransa'daki Cumhurbaşkanlığı seçimlerini Nicolas Sarkozy'nin kazanması, beklenmedik bir şekilde gözleri Fransa'ya yöneltti. Sarkozy önce Türkiye'yi AB üyeliğine yaklaştıracağına inandığı 5 başlığın açılmasını engelleyeceğini açıkladı.

Daha sonra da her türlü teknik hazırlığı tamamlanmış olan 'Trans-Avrupa Ağları' ve 'Tüketicinin ve Sağlığın Korunması'ndan oluşan iki faslın açılmasını nedensiz bir şekilde iki ay boyunca engelledi. AB diplomatik çevreleri, Sarkozy'den yeni yılda Türkiye karşıtı somut bir hareket beklemediklerini belirtiyorlar. Bunun nedeni ise, Sarkozy'nin fikir babası olduğu 'Düşünce Grubu’nun' kurulmasına AB devlet ve hükümet başkanlarının yeşil ışık yakması şeklinde açıklanıyor. Bu komite, Sarkozy'nin isteğinin aksine AB sınırlarını dolayısıyla Türkiye'nin üyelik sürecini tartışmaya açamayacak. Ama böyle bir grubun kurulmuş olmasının dahi Fransa Cumhurbaşkanı'nın, Türkiye'nin üyelik sürecine kuşku ile yaklaşan kendi kamuoyuna 'elimden geleni yapıyorum' mesajını vermesine yardımcı olacağına inanılıyor.

Hangi Başlıklar Açılabilir?

Yılın ilk altı ayındaki AB'nin dönem başkanlığını devralan Slovenya zamanında müzakere sürecinin, ikinci dönemde koltuğu devralacak Fransa'ya oranla daha rahat işlemesi söz konusu görünüyor. Slovenya, dönem başkanlığının önceliklerini açıklarken, Türkiye ile kaç müzakere başlığının açılabileceği konusuna bir açıklık getirmedi. Bununla birlikte Avrupa Komisyonu'nun Genişlemeden sorumlu Üyesi Olli Rehn, birkaç müzakere başlığının açılabileceğini söyledi. AB- Türkiye arasında şu ana kadar altı fasılda müzakereler açıldı. Fransa ve Rum Yönetimi yüzünden ise, on iki başlığa şimdilik dokunulamıyor. Buna rağmen müzakerelerde ilerleme sağlamak mümkün. Mesela, iki yıldır siyasi nedenlerle AB'nin önünde hazır bekleyen 'Eğitim ve Kültür' faslının bu dönemde açılabileceği belirtiliyor. Herhangi bir açılış kriteri konulması beklenmeyen 'Enerji' faslında da müzakerelerin başlatılması söz konusu olabilir. Ankara, 'Şirketler Hukuku', 'Fikri ve Mülkiyet Hakları', 'Sermayenin Serbest Dolaşımı' ve 'Vergilendirme' gibi açılış kriterlerine bağlanmış başlıklarda istenilen talepleri yerine getirebilirse, bu başlıklardan birkaçı da müzakerelere başlamaya hazır fasıllar kervanına eklenebilir. AB'nin bu başlıklarda genel olarak Ankara'dan beklentisi, eylem planını oluşturarak Brüksel'e göndermesi. Bu arada şimdilik bir süre daha açılması mümkün görünmeyen başlıklar da var.

Mesela şu anda AB Genişleme Grubunda tartışılan 'Yargı ve Temel Haklar' faslı bunlardan bir tanesi. Açılış kriteri getirilmesine kesin gözüyle bakılan bu başlıkta müzakerelerin açılması için Ankara'ya kabarık bir talep listesi gönderilmesi bekleniyor. Yani sonuç olarak önümüzdeki altı ay içinde kaç faslın açılacağı hem Ankara hem de Brüksel'e bağlı olacak. Peki, yılın ikinci yarısında Fransa'nın dönem başkanlığı zamanında müzakerelerde ilerleme sağlanabilir mi?

Normalde AB'nin başkanlık koltuğuna oturan ülkenin tarafsız bir politika izlemesi gerekiyor.

Dolayısıyla bu dönemde Fransa'dan nedensiz yere Ankara'nın AB yolunu tıkamasının da beklenmemesi gerekir. Ama konu Fransa ve Sarkozy olunca, gelecek Temmuz ayında AB'nin başına geçecek ülkenin Türkiye'ye karşı nasıl bir politika izleyeceği de soru işareti olarak kalıyor.

Duygu Leloğlu BRÜKSEL

CPS

Corporate & Public Strategy

Advisory Group

OCAK 2008

(3)

Gündem

AB'nin Lizbon Antlaşması İmzalandı

AB'de iç ve yapısal reform yapma amacını taşıyan Lizbon Antlaşması, 27 üye ülkenin devlet ve hükümet başkanları tarafından 13 Aralık tarihinde Portekiz'in Lizbon şehrinde imzalandı.

Antlaşmanın imzalanması, AB taslak Anayasa metninin Fransa ve Hollanda'da 2005 yılında yapılan referandumlar ile reddedilmesinin ardından, yeni bir reform antlaşması için son iki buçuk yıldır AB bünyesinde devam eden arayışlara da son vermesi açısından önem taşıyor.

Lizbon Antlaşması'nın, Avrupa Parlamentosu'nun Haziran 2009 tarihindeki seçimleri öncesinde, AB'nin 27 ülkesinde de onaylanarak yürürlüğe girmesi isteniyor. AB Anayasası'nı halka kabul ettirmekte zorlanan liderler, bu antlaşmayı referanduma sunmamak üzere her türlü tedbiri aldılar. Zira Lizbon Antlaşması, İrlanda hariç hiçbir AB ülkesinde halkoyuna sunulmayacak. Öte yandan antlaşmaya karşı çıkan AB karşıtları, Lizbon Antlaşması’nın 2005 yılında iki ülkenin reddini alan taslak Anayasa'nın bir benzeri olduğunu söyleyerek, liderleri Avrupa halkına rağmen karar vermekle suçluyorlar. Ayrıca, İngiltere ve Polonya’nın 2007 yılı içerisinde gerçekleştirilen müzakereler sonucunda, antlaşmanın bir parçasını oluşturan 'Avrupa Temel Haklar Şartının’ hukuki bağlayıcılığından muaf olma hakkını elde etmiş olmaları antlaşmaya ilişkin tartışmalı konular arasında.

Slovenya AB'nin Yeni Dönem Başkanı oldu

Avrupa Birliği'nin (AB) altı ay boyunca sürecek dönem başkanlığı koltuğuna 1 Ocak 2008 tarihinden itibaren Slovenya oturdu. Slovenya'nın Avrupa İşlerinden Sorumlu Bakanı Janez Lenarčič, Slovenya Başkanlığı’nın iki öncelikli politikasını; Balkan ülkelerinin AB'ye üyeliği konusunda çalışmak ve birlik içerisinde 21. yüzyıl şartlarına uygun yapısal reformları gerçekleştirecek Lizbon Antlaşması’nın üye ülke parlamentoları tarafından onaylanma sürecinin tamamlanmasını sağlamak olarak açıkladı. Batı Balkanların AB için son derece önemli olduğunun altını çizen Lenarčič, Balkan ülkeleri ile yapılan İstikrar ve Ortaklık Anlaşmalarının sonuçlandırılması ve vize uygulamalarının tamamen kaldırılması için çalışılacaklarını belirtti.

AB'nin yeni dönem başkanı, Kosova sorununun da bir an önce çözülmesini umuyor. Türkiye'nin AB sürecini desteklediğini belirten Slovenyalı Bakan, bu yıl içinde hangi fasılda müzakerelerin açılacağı konusunun ise henüz açığa kavuşmadığını söyledi. Slovenya, dönem başkanlığı boyunca ayrıca enerji politikası ve iklim değişikliği konularına da eğilecek.

AB’nin Geleceğini Tartışacak Düşünce Grubu Kuruldu

14 Aralık tarihinde düzenlenen Avrupa Konseyi’nde, 2020–2030 yılları arasında nasıl bir Avrupa'nın oluşturulması gerektiğini tartışmak üzere bir düşünce grubunun oluşturulmasına yeşil ışık yakıldı.

Bununla birlikte, söz konusu düşünce grubunu oluşturarak Türkiye'nin AB üyeliğini bir kez daha tartışmaya açmak isteyen Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy asıl amacına ulaşamadı. Zira AB'nin gelecekteki sınırları konusunun sorgulanmasını isteyen Sarkozy'ye karşı çıkan diğer AB ülkeleri, grubun, birliğin yürürlükteki kurumsal, finansal ve siyasi politikalarını tartışmaması prensibini Fransa Cumhurbaşkanı'na kabul ettirdiler. Buna rağmen Sarkozy, kendi kamuoyuna karşı farklı bir tablo çiziyor. Zirvenin hemen akabinde yaptığı basın toplantısında kendisine yöneltilen, 'Düşünce Grubu Türkiye ve AB'nin sınırları konusunu tartışacak mı?' sorusuna cevaben ‘Grubun Avrupa hayalini tartışacağını, bu kapsamda tabi ki AB sınırları, birliğin daha fazla genişlemesi ve bunun sonuçları gibi konuların ele alınacağı’

CPS

Corporate & Public Strategy

Advisory Group

OCAK 2008

(4)

yorumunu yaptı. Almanya Başbakanı Angela Merkel ise grubun sonuç olarak AB genişleme politikasını ele alma ihtimalinin olduğunu fakat bu durumun mevcut katılım müzakerelerinin devamını etkileyemeyeceğini, sonuçta nihai kararın siyasiler tarafından alınacağını belirtti.

Eski politikacılar, şirket yöneticileri ve akademisyenlerden oluşacak düşünce grubu başkanlığına İspanya'nın eski Başbakanı Felipe González’in, başkan yardımcılığına ise Letonya eski Cumhurbaşkanı Vaira Vike-Freiberge ve Nokia’nın eski CEO’su Jorma Ollila getirildiği açıklandı. Grubun görevi; Avrupa ekonomik ve sosyal modeli, sürdürülebilir kalkınma, küresel güvenlik, göç, enerji, iklim değişimi, uluslararası suçlar ve terörizmle mücadele gibi politik alanlarda vizyon değerlendirmesi olarak tanımlanıyor. Grubun kurulması, teknik çalışmaları tamamlanan ve uzun süredir Türkiye ile açılması beklenen iki müzakere faslının önündeki Fransa engelinin de kalkmasını sağladı. Sarkozy, Türkiye ile tam üyelik müzakerelerine devam edilmesini bir Akil Adamlar Komitesi kurulması şartına bağlamıştı. Grubun kurulması ve böylelikle Fransa engelinin ortadan kalkması ile “Tüketicinin ve Sağlığın Korunması” ve “Trans- Avrupa Ağı” başlıklarında Türkiye ve AB arasındaki müzakereler açılabildi.

Türkiye ile İki Yeni Başlıkta Müzakereler Açıldı

Portekiz, AB dönem başkanlığının altı ayının tamamlanmasına günler kala, Fransa engelini aşarak Türkiye ile iki yeni başlıkta müzakerelerin yıl sonundan önce açılmasını sağladı.

'Tüketicinin ve Sağlığın Korunması' ve 'Trans-Avrupa Ağları' başlıklarının, 19 Aralık tarihinde düzenlenen Hükümetlerarası Konferans ile açılması ile iki yıl içerisinde açılan müzakere başlığı sayısı altıya ulaştı. Son açılan başlıklar, Türkiye'nin üyelik sürecinin bütün engellere rağmen sürdüğünü açıkça gösterdi. Katıldığı Hükümetlerarası Konferans sonrasında düzenlenen ortak basın toplantısında bir konuşma yapan Dışişleri Bakanı ve AB Başmüzakerecisi Ali Babacan, Fransa engeline rağmen Türkiye'nin kararlılığını ortaya koydu. Türkiye'ye verdiği sözü dönem başkanlığının bitiminde tutabilen Portekiz'in Dışişleri Bakanı Luis Amado ise müzakerelerin ortasında oyun kurallarının değiştirilemeyeceğini söyleyerek, Fransa'ya yönelik tepkisini dile getirdi. Görüşmeler sırasında PKK terörü gündeme gelmezken, Türk tarafı uluslararası basının bu konudaki sorularına maruz kaldı. Avrupa Komisyonu'nun Genişlemeden sorumlu Üyesi Olli Rehn ise, 'Ocak ayında başlayacak Slovenya dönem başkanlığında birkaç müzakere başlığının daha açılmasına ilişkin beklentinin gerçekçi bir yaklaşım olacağını belirterek, 'Aslında bu Türkiye'nin, bazı temel açılış kriterlerini yerine getirmesine bağlı olacak. Önümüzdeki aylarda, hangi şartların yerine getirileceğini önceden öngörmek ise zor.' şeklinde yorum yaptı.

AB'den Türkiye'yi kızdıran Çıkış

Avrupa Birliği (AB) Dışişleri Bakanları, 14 Aralık tarihindeki AB Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi'nin arifesinde gerçekleştirdikleri Genel İşler ve Dış İlişkiler Konseyi sırasında, birliğin önümüzdeki dönemde genişleme stratejisini ortaya koyan fakat Türkiye'nin tam üyelik sürecine açık ifadelerle atıfta bulunmayan metni onayladı. Fransa'nın baskısı sonucu kabul edilen metnin Türkiye'ye ilişkin bir buçuk sayfadan oluşan bölümünde tam üyelik müzakereleri üstü kapalı olarak geçildi. Türkiye ile müzakerelerin önümüzdeki dönemde de devam edeceği ise dolaylı bir şekilde, AB'nin Aralık 2006 Zirvesi’ne atıf yapılarak dile getirildi. Türkiye'nin AB’ye 'olası katılımına' ilişkin hiçbir ifadenin yer almadığı belgede, onun yerine her müzakere başlığının açılışında gerçekleştirilen 'Hükümetlerarası Konferansın’ yapılmasının beklendiği ifade edildi. AB Dışişleri Bakanlarının bu çıkışı Ankara'yı kızdırırken, AB Zirvesi’nin sonuç bildirgesinde söz konusu metne yer verilmedi. Bununla birlikte, sonuç bildirgesi genişleme stratejisine ilişkin Avrupa Komisyonu tarafından hazırlanan bildirinin 'not edildiğini' ve dışişleri bakanları tarafından kabul edilen metnin ‘onaylandığını’ vurguluyor.

CPS

Corporate & Public Strategy

Advisory Group

OCAK 2008

(5)

Kosova'ya Bağımsızlık, Sırbistan'a ise AB Yolu Gözüktü

'Devletsiz millet' Kosova, Sırbistan ile dört aydır yürüttüğü müzakerelerden sonuç alamayarak, bağımsızlığını ilan etmek üzere geçtiğimiz aydan itibaren geri sayıma başladı. AB cephesinin ise bu konuda kafası oldukça karışık. Dünya 'Kosova'nın durumu başka ülke veya bölgeye uyarlanamaz' retoriğini benimsese de, bu örneğin 'devletsiz milletlere' emsal teşkil ederek pandoranın kutusunu açabilecek olması nedeniyle etnik sorunlar yaşayan ülkeler oldukça tedirgin. ABD, Kosova'yı tanıyacak ilk ülke olacağı sinyallerini verirken, AB ikiye bölünmüş durumda. Güney Kıbrıs, bu emsalin KKTC'ye de uyarlanabileceği korkusunu yaşarken, ülkelerinde azınlık sorunları yaşayan Yunanistan, Romanya, Slovakya, İspanya gibi AB ülkeleri bir gün sıranın kendilerine de geleceğinden endişe ediyor. Benzer sorunları yaşayan Rusya geleneksel ortağı Sırbistan'ı desteklemeye devam ederek, bağımsızlığa tamamen karşı olduğunu söylüyor. Son olarak Kosova sorunu, 14 Aralık tarihli AB Zirvesi'nde masaya yatırılırken, Kosova'nın bağımsızlığına karşılık Sırbistan'a AB yolunun açılması konusu da gündeme geldi. AB ülkelerinin büyük bir çoğunluğu bu düşünceye destek verirken, Hollanda ve İngiltere ülkenin, 10 binden fazla Müslümanın katledilmesinden sorumlu olan eski Sırp lideri Miladiç'in de içinde bulunduğu eski savaş suçlularını iade etmemesi nedeniyle öneriye karşı çıktılar. Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy ise, AB'nin büyük ülkelerinin tavrını, 'O başka, bu başka konu' diyerek açıkladı. Birlik içerisindeki görüş ayrılıkları giderildiği takdirde, Sırplarla Ocak ayı sonunda bu yönde bir anlaşmanın imzalanması söz konusu olacak. AB, öte yandan Kosova'daki güvenlik ve istikrara katkıda bulunmak için bölgeye polis, savcı ve hâkimden oluşacak 1800 kişilik özel bir heyet gönderilmesini kararlaştırdı. Bununla birlikte, AB'nin bölgedeki girişimleri Türkiye’yi yakından ilgilendiriyor. AB bu birliğin bölgede uzun süreden beri bulunan NATO birlikleri ile koordineli çalışmasını istiyor. Türkiye ise, NATO-AB arasındaki kurumsal işbirliğinin içerisinde, Kıbrıs Rum Yönetimi'nin bulunmasını istemiyor. Türkiye, Rumların, AB'nin NATO ile yaptığı toplantılara katılmasına da karşı çıkıyor.

Malta ve Güney Kıbrıs Euro Bölgesine Katıldı

AB'ye 2004 yılında adım atan Malta ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, 1 Ocak tarihinden itibaren birliğin Euro bölgesine katıldı. Malta lirası ve Kıbrıs poundu, 31 Ocak tarihine kadar AB'nin ortak parası Euro ile birlikte tedavülde olacak. Bu tarihten itibaren ise Euro, Güney Kıbrıs ve Malta'nın tek para birimi olarak kullanılmaya başlanacak. Yeni katılımlarla birlikte, 27 üyeli AB'de Euro bölgesine katılan ülke sayısı 15'e ulaşmış oldu. Artık 493 milyon kişiyi kapsayan AB'de, 318 milyon kişi Euro’yu kendi para birimi olarak kullanıyor. Euro bölgesi, 1 Ocak 1999 tarihinde 11 AB ülkesi ile oluşturulmuştu. Yunanistan da 2001 yılında bölgeye dahil oldu. 2004 yılında AB'ye giren 10 ülke içerisinde Euro’ya giren ilk ülke ise Slovenya oldu.

AB'nin Schengen Bölgesi Genişledi

AB'nin 24 ülkesi arasında artık tek bir sınır var. Komünist Doğu Avrupa'daki demir perdenin kaldırılmasına 18 yıl önce, Berlin duvarının yıkılışı ile tanık olan dünya, Doğu ve Batı Avrupa arasındaki son fiziksel sınırların kaldırılmasını da 20 Aralık’ta saatler gece yarısını gösterirken şampanyalı kutlamalarla izledi. 2004 yılında birliğe katılan Polonya, Çek Cumhuriyeti, Litvanya, Letonya, Malta, Macaristan, Polonya, Slovakya ve Slovenya'dan oluşan dokuz ülke, AB içinde sınırların ortadan kaldırılması ve tek bir dış sınır oluşturulması anlamına gelen Schengen bölgesine dahil olarak, sembolik açıdan Doğu Avrupa'daki demir perdenin yıkılmasının son noktasını da gerçekleştirmiş oldular. AB'nin bir ucundan diğer ucuna, Estonya'dan Portekiz'e kadar sınırların kaldırılması sayesinde Avrupa'da yaşayan 400 milyon insan, Batı'dan Doğu'ya serbest dolaşım özgürlüğüne kavuştu. Artık 27 AB üye ülkesinden 24'ü arasında yol ve deniz ulaşımında sınır bulunmayacak ve Mart ayından itibaren hava kontrolleri de tamamen kaldırılacak. Gelecek yıl Kıbrıs Rum Kesimi ve İsviçre’nin de Schengen bölgesine katılması

CPS

Corporate & Public Strategy

Advisory Group

OCAK 2008

(6)

öngörülüyor. Kendi sınırlarını korumak için İngiltere ve İrlanda Schengen bölgesine katılmazken, çiçeği burnunda üyeler Romanya ve Bulgaristan da bir gün sıranın kendilerine gelmesini umut ediyorlar. Bu iki ülkeden sınırsız Avrupa'ya katılmak için sınır güvenliklerini arttırmaları ve gerekli yasal düzenlemeleri gerçekleştirmeleri isteniyor.

Fransa, AB Üyeliği İçin Referandum Şartını Kaldırıyor

Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, Türkiye'nin AB üyeliğine karşı olmasına rağmen, ülkenin üyeliği önündeki en büyük engeli kaldırmak üzere harekete geçti. Fransa'nın yeni Cumhurbaşkanı, Türkiye'nin dostu olarak bilinen eski Cumhurbaşkanı Jacques Chirac tarafından 2005 yılında Fransa Anayasası'na dahil edilen ve AB'ye üye olmak isteyen her aday ülkeye ilişkin kararın Fransa'da referanduma sunulması gerektiğini düzenleyen şartı kaldırmaya karar verdi. Anayasa değişikliği öneren 180 sayfalık tasarı, Sarkozy tarafından geçen Ekim ayında oluşturulan 'Balladur Komitesi' tarafından hazırlandı. Bu ay sonunda Fransa Parlamentosu'nun önüne getirilecek olan tasarıda, yeni üyelere ilişkin alınacak kararın ya Fransa halkı veya Fransa Parlamentosu tarafından onaylanması gerektiğinin altı çiziliyor. Onay şeklinin ise Fransız Cumhurbaşkanı'nın kendisi tarafından verileceği belirtiliyor. Chirac döneminde yapılan Anayasa değişikliğinde, 2009 yılında birliğe üye olması düşünülen Hırvatistan hariç, her yeni adaya ilişkin alınacak kararda referandum şartı getirilmişti. Chirac, Türkiye'nin AB üyeliğini desteklediğini her fırsatta belirtmesine rağmen, Fransız kamuoyunda Türkiye-AB arasında başlatılan tam üyelik müzakerelerine karşı tavır sonrasında, Anayasa'da böyle bir değişiklik yapma kararı vermişti. Sarkozy'nin bu ön şartı kaldırmak istemesi Türkiye'nin üyeliği konusundaki tavrını değiştirdiği anlamına gelmiyor. Türkiye'nin de işine yarayabilecek bu değişikliğin nedeni ise, Balkan ülkelerinin AB yolunu açmak olarak açıklanıyor.

AB-Akdeniz arasında Enerji İşbirliği Başlatıldı

AB ile Türkiye'nin de aralarında bulunduğu Akdeniz ülkelerini, geçtiğimiz ay Güney Kıbrıs'ın Limassol şehrinde bir araya getiren '5. Avrupa-Akdeniz Enerji Bakanları Konferansı' çerçevesinde yeni Avrupa-Akdeniz Enerji Ortaklığı başlatıldı. Konferans sonunda yapılan ortak yazılı açıklamada, iki taraf arasında enerji işbirliğinin geliştirilmesi için 2008–2013 yıllarını kapsayan ‘Öncelikli Eylem Planının’ oluşturulduğu açıklandı. Eylem planı temelde 3 alanı kapsıyor. Öncelikli olarak Avrupa-Akdeniz bölgesindeki enerji pazarlarının bütünleştirilmesi ve yasal olarak uyumlu hale getirilmesi planlanıyor. İkinci olarak, enerji sektöründe sürekli kalkınmanın teşvik edilmesi gerekliliğinin altı çiziliyor. Son olarak ise altyapının güçlendirilmesi, mali yatırımlar, araştırma ve kalkınma alanlarından oluşan temel konularda ortak çıkarların geliştirilmesi isteniyor.

AB Havacılık Sektörünü de Avrupa Emisyon Ticareti Sistemi’ne Dahil Ediyor

AB'nin 27 ülkesi, iklim değişikliğine karşı mücadelede ortak politikalarını geliştirerek, havacılık sektörünü AB'nin Avrupa Emisyon Ticareti Sistemi’ne (ETS) dahil etmek konusundaki görüş ayrılıklarını giderdiler. AB'nin aldığı bu siyasi karar, iklim değişikliğine ilişkin mücadelede diğer dünya ülkelerine güçlü bir mesaj olarak yorumlanıyor. Buna göre, AB’ye gelen ve AB’den uçuş gerçekleştiren bütün uçakların havaya salabilecekleri maksimum karbondioksit gazı oranlarına sınırlama getiriliyor. Havacılık sektörü, 2012 yılından itibaren AB'nin karbondioksit kota sistemine dahil olacak ve havacılık şirketlerinden emisyon seviyelerinde 2004–2006 yıllarındaki ortalamayı korumaları istenecek.

CPS

Corporate & Public Strategy

Advisory Group

OCAK 2008

(7)

AB, BM'nin İklim Değişimine ilişkin Girişiminden Memnun

AB, geçtiğimiz ay Bali'de düzenlenen Birleşmiş Milletler İklim Değişimi Konferansı kapsamında, 2012 yılından itibaren alınması gerekli önlemlerin ülkeler tarafından müzakere edilmeye başlanmasına ilişkin uzlaşma kararı hakkında memnuniyetini dile getirdi. ‘Bali Yol Haritası’

uyarınca, ülkelere, alınacak önlemelere ilişkin pazarlıkları tamamlamaları için 2009 yılının sonuna kadar mühlet veriliyor. Konferansta ayrıca, iklim değişimine karşı mücadele için ormanlık alanların azalmasının önlenmesi, kalkınmakta olan ülkelere iklim değişimi ile mücadele amacıyla fon ayrılmasına ilişkin görüşmelerin sonuçlandırılması ve yine kalkınmakta olan ülkelere bu konuda teknoloji transferinin yapılması konularında kararlar alındı.

Ajanda

7 Ocak

- AB Tarım ve Balıkçılık Bakanları Konseyi - Avrupa Parlamentosu (AP) Komite toplantıları

- ‘2008 Avrupa Kültürlerarası Diyalog Yılı’ Açılış Etkinlikleri, Ljubljana (7–8 Ocak) 8 Ocak

- AP Grup toplantıları (8–10 Ocak)

- AB Siyasi ve Güvenlik Komitesi toplantıları

-'AP'nin 2008'den Beklentisi Konulu, EPC tarafından düzenlenen seminere AP gruplarının önde gelen isimleri katılıyor. www.epc.eu

9 Ocak - COREPER I - COREPER II

- Avrupa Komisyonu'nun haftalık toplantısı 10 Ocak

- Avrupa Merkez Bankası'nın Frankfurt’taki İdari Konseyi 11 Ocak

- AB Siyasi ve Güvenlik Komitesi - COREPER I

14 Ocak

- AP Genel Kurulu, Strazburg (14–17 Ocak)

- EPC tarafından düzenlenen '5. Özgürlük: Küresel Bilgi Ekonomisinde Tek Pazarın Geleceği' konulu seminer. www.epc.eu

15 Ocak

- Avrupa Komisyonu'nun haftalık toplantısı, Strazburg - AB Siyasi ve Güvenlik Komitesi

16 Ocak - COREPER I - COREPER II

- Avrupa Ekonomik ve Sosyal Komitesi (EESC) Genel Kurulu (16–17 Ocak)

- AB dönem başkanlığını yürüten Slovenya AP Genel Kurulu’nda önceliklerini açıklayacak.

CPS

Corporate & Public Strategy

Advisory Group

OCAK 2008

(8)

18 Ocak - COREPER I

- AB Siyasi ve Güvenlik Komitesi 21 Ocak

- AP Komite toplantıları

- AB Tarım ve Balıkçılık Bakanları Konseyi - Euro grup toplantısı

- AP Komite toplantıları (21–24 Ocak) 22 Ocak

- AB Ekonomi ve Mali İşler Konseyi

- AB Siyasi ve Güvenlik Komitesi (22–23 Ocak) 23 Ocak

- COREPER I

- Avrupa Komisyonu'nun haftalık toplantısı

- CEPS tarafından düzenlenen 'Siyasi İslam ve Avrupa Dış Politikası' konulu seminer. www.ceps.be - 2008 Dünya Ekonomik Forumu Yıllık toplantısı ( 23–27 Ocak, DAVOS)

24 Ocak - COREPER II

- AB Adalet ve İçişleri Bakanları gayri resmi toplantısı (24–26 Ocak) 25 Ocak

- COREPER I

- CEPS tarafından düzenlenen 'AB'nin dönem başkanı Slovenya'nın Öncelikleri' konulu seminer.

www.ceps.be 28 Ocak

- AB Genel İşler ve Dış ilişkiler Konseyi (28–29 Ocak, AB Dışişleri Bakanları toplantısı) - AB Siyasi ve Güvenlik Komitesi (28–29 Ocak)

- AP Komite toplantıları (28–29 Ocak, 31 Ocak) 29 Ocak

- Kadın-Erkek Eşitliği konusunda AB Bakanlar Konferansı. www.eu2008.si (29 Ocak – 2 Şubat)

30 Ocak - COREPER I - COREPER II

- Avrupa Komisyonu haftalık toplantısı

- Avrupa Konseyi temsilcisinin katılımı ile AP Genel Kurulu

CPS

Corporate & Public Strategy Advisory Group

Brüksel, Istanbul, Washington

CPS AB Kulisi’nde yer alan haberler, çeşitli AB haber kaynaklarından derlenmiştir.

CPS

Corporate & Public Strategy

Advisory Group

OCAK 2008

Referanslar

Benzer Belgeler

AB'nin icra organı Komisyon'un yeni başkanının belirlenmesi konusu Avrupa Parlamentosu (AP) ve karar organı Konsey arasında siyasi ve yasal sorunlar yaratacak gibi

Amado, AB'nin şu andaki Dönem Başkanı Almanya'nın, 21–22 Haziran AB Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi’nde sunacağı anayasal anlaşmanın imzalanması için yol

Avrupa Parlamentosu (AP) bünyesinde Kuzey Kıbrıs ile diyaloğu güçlendirmek için bir yıl önce kurulan 'Kuzey Kıbrıs Yüksek Temas Grubu'nun, AP'nin Başkanlık

AB’nin daha etkin enerji kullanımını teşvik programı olan ‘Enerji Star’, Avrupa Parlamentosu tarafından Temmuz ayı içerisinde kabul edilen yönerge ile yasal statü

Avrupa Merkez Bankası ve Avrupa Komisyonu, Avrupa Tek Ödeme Alanı’nın 2010 yılına kadar tesis edilmesi ve 2008 yılı başına kadar ortak ödeme araçlarının

Fransa'daki seçim kampanyası sırasında Türkiye'nin Avrupa ülkesi olmadığını sürekli olarak tekrar eden Fransa'nın yeni Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, Türkiye’nin

Avrupa Komisyonu, geçtiğimiz yıl sunduğu ekonomik öngörülere ilişkin raporunda, ABD'deki kredi pazarında yaşanan krizin Avrupa'yı 2007 yılının ikinci yarısında

Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy tarafından yeni bir fikir olarak ortaya atılan ancak Avrupa Birliği’nin (AB) 1995 yılında oluşturduğu Barselona sürecinin