• Sonuç bulunamadı

M İ M AR İ LE M Ü H E N D İ S İN İ Ş B İ R L İ Ğİ İ M K Â N L A RI Söyleyen: Herbert .J. Rowse Türkçeye çeviren : S. Behlül Toygar B.A. London

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "M İ M AR İ LE M Ü H E N D İ S İN İ Ş B İ R L İ Ğİ İ M K Â N L A RI Söyleyen: Herbert .J. Rowse Türkçeye çeviren : S. Behlül Toygar B.A. London"

Copied!
4
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

M İ M A R İ L E M Ü H E N D İ S İ N İ Ş B İ R L İ Ğ İ İ M K Â N L A R I Söyleyen: Herbert .J. Rowse

Türkçeye çeviren : S. Behlül Toygar B.A. London

(Journal .o. The R.i.O.B.A.) in Kânunsani 1944 sayısından

Bu konferansı vermeğe dâvet edildiğim za-man, bu mevzu üzerinde size yeter salâhiyetle söz söyleyip söyliyemeyeceğim düşüncesi beni ilkin hayli tereddüde düşürdü. Bir an teemmülden sonra gerek asıl mimarlık sahasına düşen işlerdeki uzun tecrübelerim ve gerekse sizin kendi mesleğinizi il-gilendiren diğer işlerdeki sıkı münasebetlerim sa-yesinde, hiç olmazsa iki kardeş halindeki meslekle-rimize taallûk eden meseleler hakkında söz söyle-meğe bir hak iddia edebileceğim neticesine vardım.

Bununla beraber daha mevzua girişmeden şu noktaya işaret etmek isterim ki; sizinkiyle muka-yese ederek kendi mesleğimi üstün bir mevkie çı-karmak iddiasında değilim. Böyle görünmek bile istemem. Sizin de herhalde takdir edeceği-niz gibi, ıbeşeırî işlerde tam ve mutlak bir infiratçılık lüzumsuz ve faydasız bir iddia olur.

Ben sadece kendi mütalealarımı, mâna ve ehem-miyeti üzerinde durduktan sonra, sizin kendi mu-hakemenize bırakmakla iktifa edeceğim. ,

Profesör Baker beni söz söylemeğe dâvet ederken mimarlarla mühendisler arasındaki iş

birliği mvzuunun çok faydalı olacağını hatırlat-mıştı. Kendi kanaatimce de sadece iki kardeş mes-lek arasında değil, fakat büyük ölçüdeki yeni ve yakın imar işleri bakımından bu mevzuu pek e-hemmiyetli buldum ve bu işbirliğini konferansı-mın mevzuu olarak seçtim.

Bu sözlerimle henüz tahsillerine devam et-mekte bulunan üniversite talebesine hitap ettiği-mi idrâk etmekle ıberaber günlük mesainiz haricine çıkarak bir an benimle birlikte yüksekçe bir

nok-tadan — Harp sonrası inşaat faaliyetine bütün şü-mulile ihtiva eden kardeş mesleklerimizin yanya-na oynıyacakları rolü gösteren bir noktadan — bakmanızı istiyeceğim. Sizinki kadar benim mes-leğimi de lâyıkiyle kavrıyan bu kadîm ilim oca-ğından size hitap etmekle bahtiyarım. ,Bu itibarla; başka muhitlerde, ideal bir karakter taşıyan mev-zular üzerinde söz söylerken beyan edilmesi mu. tad olan itizarlardan da âzade bulunuyorum.

Biz bu üniversiteye en geniş umumî bir inki-şaf çerçevesi dahilinde birçok ihtisas bilgilerinin de takibini mümkün kılan bir müessese nazarile bakıyoruz. Bu sebeple seçtiğiniz mesleki takip ederken, er geç daha âlemşümul ruh kıymetlerile karşılaşmış bulunacaksınız. Bu kıymetler

ecda-dımızın bize miras bıraktığı kültürün ışığını ve belkemiğini teşkil etmekte olduğu gibi gördüğü-müz işlerde de en hassas ruhları bile tatmin ede-cek bir mâna ve ehemmiyeti haiz bulunmaktadır.

Profesörleriniz burada size öğrettikleri esas-larla sadece dar ve kısmî gayeler uğrunda bilgilc-rini sarfedecek fen adamları, eczacılar, mühen-disler, mimarlar yetiştirmek için değil; fakat edindikleri bilgi ile topyekûn insanlık içinde en derin emel, en büyük gayret ve tecrübeleri müm-kün kılacak mahiyette ehemmiyet ve mânası bu-lunan araştırmaları yapabilecek kabiliyette in-sanlar yetiştirmek gayesini güdüyorlar.

Bu sebeple size önümüzde bizi bekliyen işle-rin yapılması sırasında iki kardeş meslek arasın-daki en yakın işbirliği imkânlarını ve husus;le bu vazifelerin bize yükletecekleri büyük mesuli-yetleri gözönünde tutarak hitap ediyorum. Büyük ölçüde bir hizmet demek olan bu işler, sadece hal-kımızın şimdiki ihtiyaçlarını karşılamak için değil, fakat her ne çeşit inşaat sahasında olursa olsun, sanatımızın en mümtaz mümessillerinin bize bı-raktıkları yüksek an'ane havası içinde görülecek-tir. Halledeceğimiz dâvalar eşi görülmemiş dere-cede mühimdir. Tarihte misli görülmemiş şekilde girift projeler ve müşterek vasıta ve kaynakları-mızı bütün hıziyle kullanacak bir durum karşı-sında bulunuyoruz. Hepimiz için görülecek LŞ var. Bizi burada, şimdilik, bu işleri ne tarzda görece-ğimiz meşgul edecektir.

(2)

zamanımı-zın en iyi görüş ve telâkkilerile kefili bulunu-yoruz. Her ne kadar halk kendi idealini pek tak-dir edemezse d»e sebeplerin araştırılmasında bir hâkim rolünü oynaması pek muhtemeldir.

Bu mevzular üzerinde size daha önce verilen konferansların bir kısmında hatiplerin fikirlerini, tarih boyunca etraflı analizler yapmak suretile, açıkladıklarını gördüm. Ben geçen asırdaki bazı mahdut inşaata — lüzumu itibariyle — temas et-tikten sonra, tamamile şimdiki zamandan kendi gördüğüm ve anladığım şekilde bahsedeceğim ve hususile yakın istikbalin bizden beklediklerini gözönünde tutacağım.

Size sınaî inkılâp devresindeki inşaatı ve bu inkılâbın seleflerimiz üzerinde yaptığı misli gö-rülmemiş tazyiki ve on dokuzuncu asrın başların-da şimal eyaletlerimizde husule gelen kargaşalık-ları zikretmeği lüzumsuz gördüm. Bu öyle bir kargaşalıktı ki bizde, kendimizi seleflerimizin

ye-rine koysak önüne geçmemiz mümkün olamazdı. Şimdiki bilgimizin ışığı ile seleflerimizin gördük-leri işler üzerinde, fikir yürütebilen bizler bu kar-gaşalığı tamamile takbih etmeğe hak kazanmış bulunmuyoruz.

Hudutsuz siparişler alan ve efsanevî kazanç dıüsüncelerile hareket eden sanaviciler birbirile rekabet ederek istihsal yarışma çıkmışlardı.

Şimalî İngilterenin bir kısım yeşil tarlaları fabrikaların bacalarından çıkan kirli dumanlarla mahvolmuş, ş£hir ışıkları ve eğlencelerine akla-narak bir kısım kasaba halkı bu fabrikaları çer-çeveleyen süflî kulübelere müphem emeller — bel-ki de traiik bir hayal sukutu — peşinde koşmakta idiler. İşte başlıca sanayi şehirleri bu şekilde ku-rulmuş ve onların doğuşu ile de İngiliz mimari-sindeki zarafet muvakkaten gerilemişti.

İngilterede mukaddema niçin binaların inşa-sında hem itidal, hem zarafet gözetildiğini ve niçin içinde bulunduğumuz asırda itidal ve zarafetin ortadan kaybolduğunu araştırmak bize düşmek. Bizim için hakikat olan şudur ki bu asır binala-rının korkunç itidalsizliği ve cazibesizliği göze çarpmaktadır.

Bu asır, inşaatta olduğu kadar, başlıca beşe-rî faaliyet sahalarında da mahdut ferdî temayüz-lere karşılık, geniş bir bayağılık tezadı ile karşı karşıya kalmıştır. Siz kendi sahanızda, yaptıkları ölmez eserlerin mânasile beraber isimleri de ya-şıyacak olan şahıslara rastladınız. Benim kendi sa-hamda da bu hakikat mevcuttur. Ancak, yapılan işlerin hacim ve azameti, hiçbir esaslı teknik

koıı-trola imkân ve hacet bırakmıyacak derecede bu-lunmaması kendiliğinden kâfi bir sebep teşkil edi<-yordu.

Yeni nizam için inşaat mesuliyetini üzerine alanlar, pek muhtemel olarak, gördükleri işin hac-mi ve yeniliği ile bunalmış ve sıkışık bir vaziyette kalmışlardı, istihsal talebinin bu görülmemiş tazyi-ki karşısında onlar için bildikleri gibi inşa etmek-ten başka çare kalmamış, lâkin yeni nizamın be-raberinde getirdiği yeni yeni problemlerde, hatalar yapılıp zarar işlendikten sonra, meydana çıkmıştı. Fakat bizim hakkımızda da hüküm verilmek sırası gelince, maziden aldığımız dersten faydalandığımız görülecek ve eğer yaptıklarımızda muvaffak ola-mamışsak takip ettiğimiz yol ve sistemin bütün ne-ticelerini bilerek hata ettiğimiz anlaşılacaktır.

M i m a r l ı k l a M ü h e n d i ğ i n

{ b i r b i r i n d e n i n f i r a d ı

Benden önce söz söyliyenlerin de, ihmal etme-dikleri gibi, mimarlıkla mühendislik arasında tak-riben sınaî inkılâpla başlıyan tedricî ayrılışa te-mas etmek isterim. Buna başlıca sebep; tam o sı-rada mevva vermeğe başlıyan saf fennin sanayie tatbik edilmesi olmuştur. Ayni derecede ehemmi-yeti haiz diğer bir nokta da geniş bir kategori inşa-atın ne mimarî, ne de mühendislik bakımından her hangi ciddî bir kontrola tâbi tutulmamış olmasıdır.

(3)

Dır ideale dayanan memnuniyet verici pratik ne-ticeler elde edilmiş; fabrikaların, zorla birer oyun sahası kazanabilmiş çorak, ruhsuz mahaller yerine, tekâmül etmiş şahsiyetlerin normal hayatlarını çalışmakla geçirdikleri birer organizma olarak te-lâkkisi yolunda sıhhatli adımlar atılmıştır.

H e r i k i m e s l e ğ i n h u s u s î s a h a l a r ı Geçmişte olduğu kadar, halihazırda da her iki mesleğin kendi hedefleri ve iş sahaları hakkında birbirine karıştırılmış düşünceleri tarif ve tayin etmek faydalı olacaktır. Öğretim sistemimizin hede

fini de tayin edecek olan bu tarifler, muasır inşaat programı ve tekniği, yapı tarzı, kullanış tarzı ve estetik ihtiyaçlar bakımından da çok ehemmiyetli-dir.

Son zamanlarda iki kardeş mesleğin mütehas-sısları, içinde yaşadığımız fiziğî muhitin acıklı ni-zamsızlığı üzerinde düşünmüş, sebeplerin teşhi-sine medar olacak ve istikbalde ayni mahzurlü neticelerin önüne geçecek sistemlerin kurulması-nı araştırmışlardır. Modern inşaatta böyle bir tas-fiye sistemi bilfiil icra edilmektedir.

Sanayileşmiş bir cemiyetin inkişaf ve tekâ-mülü hakkında ve yine bu inşaatm şekil ve karak-terine uygun barındırma tarzları hakkında, bu tekâmülle mütenasip bazı düşüncelerimiz vardır. Fakat önümüzdeki yarım asır zarfında yeniden inşa edilecek olan şehirlerimizle karşı karşıya bu-lunan bizler için, muhtelif görüş ve anlayış tarz-larımızı şuurlu bir telâkki ve siyaset haline koy-mamız; elimizdeki bütün müşterek kaynak ve va-sıtalarımızı teşkilâtlandırmamız: gelecek nesillerin , refah ve saadetleri üzerinde büyük bir tesir icra edecek olan gayretlerimizi, onların medeniyet se-viyelerine uygun olduğu kadar fiziğî ve ruhî ih-tiyaçlarını da tatmin edecek şekilde binalar kur-mamız yolunda sarf etmemiz icap ediyor.

Kanaatimce, önüne geçilmez bir ilgi ve men-faatle bağlı olduğumuz kendi mesleğî teşkilâtımız-dan zaman zaman yakın alâkayı keserek bir kena-ra çekilmemiz ve bizden beklenen islere serin bir nazarla bakmamız lâzım geliyor. Zira bizden iste-nebilecek hizmetleri enerjimizin üstünde ağır bul-mamız kabil olduğu gibi, her iki mesleğin kendi sahasında en iyi şekilde yapabileceği işleri yine ona bırakmakla daha elverişli neticeler elde edil-mesi mümkün olabilecektir.

Bir taraftan, sizin kendi sahanız olan ve ihti-sasa lüzum gösteren yapı desenlerine bir mimarın kayıtsız, şartsız müdahalesi; diğer taraftan,

"mü-hendislik müfredatı araşma teksif edilmiş estetik bilgilerinin sıkıştırılması pratikte, fikrimce, bü-yük zararlar tevlit edecek, mütekabil prestijleri-mizi sarsacak ve tasarladığımız umumî inşaatın

menfaatine dokunacaktır.

M ü h e n d i s l e r v e e s t e t i k Bununla beraber, mesleğinizin bazı mümtaz âzaları, mimarî formun mâna ve gayesini takdire yarıyacak etüdlerin sizin kendi çalışmalarınızdan ayrılmasında mahzur gördükleri gibi, estetiğin ba-zı branşlarının müfredatınızda yer almasile ekono-mik yapı hududu dahilinde mimarî şekillerin kon-trol kabiliyetinin elde edilebileceğini öne sürenler de vardır. Bu düşüncenin ciddî bir tetkike tâbi tu-tulduğu görülüyor. Herhalde bu konferansların ga-yesi de bu olsa gerek!

Fennî araştırmalarınız sırasında size verilen bu konferansların estetik hükümlerin mâna ve şu-mülünü açıklıyacak ve yapı ile şekil arasındaki mümkün rabıtayı aydınlatacak mahiyette olduğu-nu serbestçe teslime herkesten ziyade hazırım. Ancak müfredatınıza sihirli bir estetik bilgisi ilâvesile; ihtisas bilgilerini ve kabiliyetlerini azimli ve programlı bir çalışma ile inkişaf

ettiren-ler kadar hissedilir derecede iyi neticeettiren-ler elde edeceğiniz şüphelidir. Aksini iddia etmek bir hata olur.

M i m a r î k ı y m e t m e f h u m u Biz mimarların binalarda aradığımız bazı kıymetler vardır ki, bizim görüş ve telâkkilerimizi daha iyi anlıyabilmenize ve mimarlığın, bir mâ-naya göre; bina kurmak demek olduğunu söyledi-ğimiz zaman ne kasdettisöyledi-ğimizi kavrıyabilmenize fikrimce büyük yardımı olacaktır.

Biz sanayi projeleri, yollar, köprüler, liman-lar gibi büyük işleri birer bütün oliman-larak görürüz. Fizikî görünüşleri itbiariye mimarî bir yapı ih-tisası istiyen inşaatın bu mülâhazalardan uzak kal-ması tecviz edilemez. Geçmişte bu kıymet ve mü-lâhazalar gayet tabiî bir halde gözönünde tutul-makta idi.

(4)

dahilinde bulamadığı kaypak fakat şaşmaz niza-mı geometri ve ölçü çerçevesi içinde bulmuştu.

Böyle bir ifade kuvvetini bacalarda ve çelik işleri fabrikalarında arıyacak değiliz. Fakat her fırsatta doğru bir estetik anlayışının kabul ettiği nizam ve tenasübü arıyacak olursak alışık oldu-ğumuz sevimsiz endüstri sahnelerinin profillerde hissedilir bir yumuşaklık husule geleceği in-kâr edilebilir mi?

Diğer bazı mütehassısların size doğrudan doğruya estetik mevzuu üzerinde konferanslar vereceğini biliyorum. Bu sebeple onların konfe-ransları çerçevesine, girecek olan bu mevzua da-ha fazla müdada-hale etmek arzusunda değilim. L'â-kin şu kadarını söyliyeyim ki güzellik mefhumu bu mevzuun kalbine pek yakındır.

Binalarda niçin bu tarif ettiğiniz kıymetleri arıyacağız? diye bir sual sorulacak olsa verile-cek cevap yoktur. Bu hükümler mutlaktır. Tıpkı ıbir insanın Beethoven'in müziğini veyahut Keats'm şiirlerini araması gibi., bunlar ya aranır, ya aranmaz; çünkü mimarlıktaki güzellik tecelli-sinin nizam ve kaidesi böyledir.

Hiç şüphesiz kiliseler, sergiler, salonlar ve galeriler dahil bütün binaların fayda bakımından tasarlanması da mümküdür. İbadetin, sırf bir li-yakat hatası yüzünden — fiilen yapıldığı gibi — bir sundurma altında da icrası mümkündür. Hal-buki bu gibi binalardan bahsedildiği zaman sa-dece favda düşüncesivlp hareket edilmediği, fa-kat yakışıklılık ve güzellik arandığı umumiyetle

kabul edilmiştir. Ohartres katedralinin tas yaoı mimarlarile bir labarotuvar nroiesi tasarlıvan bir mimar, yahut bir tünel projesi yapan modern bir mühendisin karşılaştıkları meseleler derece ve

nevilerin de olsun nevileri itibariyle birbirinden ayrıldığına göre bu güzellik isteği nerde başlayıp nerde bitecektir?

Sizin muhakemenize tevdi edeceğim cevap, bu isteğin gördüğümüz işlerin hiç birinde kesil-mediği ve kesilmiyeceğidir. Bu güzellik isteği sa-dece bir mesuliyet değil, fakat bütün ibda gay-retlerimizde bir zaruret; benliğimizin en derin kö-şelerine kadar giden, mazide ecdadımıza iptidaî mağaralarının duvarlarına hülyalarını çizdiren, kullandıkları âletlerin ve silâhların kabzalanna hoşa gidecek şekiller resmettiren derunî bir ih-tiyaçtır. Güzellik her yerde matlûp olmakla be-raber, şunu da hatırda tutmak lâzımdır ki bu gü-zellik; bütün yapı şekil ve nevilerinin gördükleri hizmete ve bulundukları muhite uyıgu(n olarak değişmesiyle kaimdir.

Demir ve çeliğin kullanılmasiyle, mazideki taş yapı mimarisinin tecrübe ile elde ettiği for-müllerin hedefi haricine çıkan, yeni bir cins ihti-saslaşmış vapı tarzı doğmuş, malzemenin fennî şekilde kullanılması ve kullanılan maddelerin — meselâ betonarme inşaatta çelik çubukların en

elverişli bir surette tertip ve tanzimi; çelik put-rellerin imâli gibi işlerde — maddeden âzamî tasar-ruf yoluna gidilmişti. Her ne kadar ayrılış pek geç

ve yavaş kaıbul edilmişse de, bu icat kabiliyeti diğer devirlerin klâsik kaide ve üslûbunun teker-rürüne mahal bırakmıyacak şekilde yeni çağın is-teklerini karşılamağa ıbaşladı. Meselâ on dokuzun-' cu asrın ilk demirli yapıları klâsik sütunlar (Pi-lastres) dansecien çocuklar (Chebins), meyva sal-kımları gibi ortaçağ mitolojisine ait rumuzlar ta-şıyordu.

(Devam edecek)

Referanslar

Benzer Belgeler

Orhanın karısı Nilüfer Hatunun yaptığı köprüden tutunuz da bugünkü mahallât arasında yaşıyan birçok âbidelerin (Hatun) ke- limesi ile nihayetlenen isimleri bu kuvvetli

ile en üst katta bir evrak depo- su, hademe yatak odasl ve su deposu hazlrlan- mlştlr.. Antalya ikliminin fazla sicak ve

Haricî şekil her ne kadar çok eski mimarî âbidelerden mülhem bir tesiri malik ise de kesimden ve iç mimarî şekillerinden ancak betonarm.e ile kabili tatbik hacimler nazarı

Meşhur Kaiser tarafından inşa edilen Kolumbia nehrinde Grad coules «barajı».. Kaiserin inşa ettiği

1936 senesinden evvel diploma almış olan mimar- lardan yalnız yüzde yirmi yedisi, 1939 senesinde diploma almış olan mimarlardan ise yüzde altmış üçü henüz bir iş

Güneş ve yağmur te- sirlerinden mahfuz bulunduğu için iç sıvalarda bilâkis rengi koyulaştırıcı boya ilâve edilerek bu suretle oymalı boşlukla- rın fasılalarla

[r]

Buna rağmen, inşa edecek olursa, yeni bir inşaatın faizini ödemeğe mecbur olmıyan, yanındaki eski binaların şiddetli rekabetine, zamanla mukavemet edemiyerek, inşaat