Dr. Hatice MUTLU EYİSON
Uluslararası düzenlemeler ve ulusal mevzuat öncelikle, çalışanların çalışma hayatı içerisinde korunmalarını
sağlayabilecek bir çalışma ortamı ile iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinin temin edilmesini amaçlamaktadır.
Diğer ülkelerde olduğu gibi ülkemizde de sanayileşmenin gelişim düzeyine bağlı olarak iş sağlığı ve güvenliği
konusunda yasal, tıbbi ve teknik çalışmalar yapılmıştır.
Çalışanlar açısından iki temel risk söz konusudur;
İş kazası
Meslek hastalığı
ILO’nun verilerine göre ölümlü iş kazası oranlarında en iyi
olan ülke İngiltere olup, ülkemizdeki ölümlü iş kazası oranı
bu ülkenin oranından 15 kat daha fazladır. ILO rakamlarına
göre ölümlü iş kazası oranlarında en fazla orana sahip ülke
Türkiye ile birlikte Hindistan ve Rusya’dır.
İş sağlığı ve güvenliğinin ulusal stratejisini belirlemek
amacıyla, iş kazası ve meslek hastalıklarında öne çıkan riskli sektörleri değerlendirmek ve sektörel analiz yapmak
gerekmektedir. Bu konuda SGK istatistikleri en büyük
yardımcı olarak ön plana çıkmaktadır. Sektörler dikkate
alındığında; inşaat, metal, maden, taşımacılık sektörleri
maalesef ön plana çıkmaktadır.
İnsanlığın doğa ile savaşımı ile başlayan ve değişik
aşamalardan geçen çalışma yaşamındaki gelişmeler, iş
sağlığı ve güvenliği sorunlarının da gündeme gelmesine yol açmıştır. Üretim araçlarında ve üretim yöntemlerindeki
değişim ve dönüşümler sonucunda çalışanların sağlık ve
güvenlik sorunları da çoğalmış ve giderek önem kazanmaya
başlamıştır.
Sanayi devrimi öncesi dönemde ünlü tarihçi Heredot;
yüksek enerjili besinlerle beslenilmesi gerektiğine
M.Ö. 370 tarihinde Hipokrates; kurşunun zararlı etkilerinden söz etmiş ve kurşun koliğine
Roma İmparatorluğu döneminde toksikolojiye değinmiştir.
Bu dönemde yapılan çalışmalar sağlık ve güvenlik
sorunlarının saptanması ve tanımı ile sınırlı kalmamış,
zararlı etkilerden korunma yöntemleri de geliştirilmiştir.
Daha sonraları ise çalışanların sağlık ve güvenlik
sorunlarının çözümünde, Paracelsus, Agricola ve Ramazzini önemli çalışmalarda bulunmuştur ve sorunların çözümüne katkı sağlamışlardır.
Ramazzinin, uzun incelemeler sonucu 1713 yılında
yayınladığı ‘’De Morbis Artificum Diatriba’’ isimli kitabında
özellikle iş kazalarını önlemek için, iş yerlerinde koruyucu
güvenlik önlemlerinin alınmasını önermiştir. Asıl uzmanlığı
epidemiyoloji olduğu halde meslek hastalıkları konusunda
üne kavuşmuş ve işçi sağlığının kurucusu sayılmıştır.
Sanayi devriminin yarattığı sorunların çözümü amacıyla yasal düzenlemeler yapılması ve güvenlik önlemlerinin geliştirilmesi konularındaki çalışmalar yoğunlaşmıştır. İş sağlığı ve güvenliği ile ilgili ilk yasal düzenlemeler
İngiltere’de madencilik sektörüne (kömür madenleri) yönelik
başlamıştır.
1802 yılında ‘’Çırakların Sağlığı ve Morali’’ adli yasa
çıkarılmıştır. Bu yasa Avrupa’da çıkarılan, ilk iş yaşamı ile ilgili yasal düzenlemedir; çalışma saatini günde 12 saat olarak
sınırlandırmış, iş yerlerinin havalandırılmasını öngörmüştür.
Bu çalışmalardan etkilenen Michel Sadler 1832 yılında
parlamentoya yeni bir yasa önerisi getirmiş ve 1833 yılında
‘’Fabrikalar Yasası’’ adı altında yürürlüğe girmesini sağlamıştır.
1842 yılında yapılan başka bir yasal düzenleme ile de kadınların ve 10 yaşından küçük çocukların maden
ocaklarında çalıştırılmaları yasaklanmıştır.
1847 yılında çıkarılan ‘’On Saat Yasası’’ ile çalışma saatleri sınırlandırılmıştır.
1895 yılında ise bazı tehlikeli meslek hatalıklarının bildirimi zorunlu hale getirilmiştir. Bu gelişmeler sonucunda ünlü
İngiliz iş hekimi Thomas Morison Legge ilk hekim iş
güvenliği müfettişi olarak atanmıştır.
Daha 18. yüzyılda Avrupa’da gelişmeye başlayan sosyal
güvenlik ilkeleri 19. yüzyılda yaygınlaşmış, çeşitli sigorta
kurumları kurulmuş ve iş kazaları ile meslek hastalıkları
sigortası uygulanmaya başlanmıştır. Ülkemizde de son
yıllarda gittikçe popüler olan mesleki sigortalar henüz
istenilen seviyede değildir.
Dünyadaki iş kazaları ve meslek hastalıklarının önlenmesine yönelik çalışmalarda sendikaların katkıları yanında, 1919
yılında faaliyetine başlayan Uluslararası Çalışma Örgütü
(ILO) ‘’Milletler Cemiyeti’’ne bağlı olarak bu konuda önemli
çalışmalar yapmış ve 1946 yılında ise Birleşmiş Milletler ile
imzaladığı anlaşma sonucu bir uzmanlık kuruluşu durumuna
gelmiştir. Türkiye ILO’ya 1932 yılında üye olmuştur.
Dünya Sağlık Örgütü (WHO) 1946’da kurulma kararı alınmış ancak resmi olarak 1948’de kurulmuştur. Türkiye 1948
yılında WHO’ya üye olarak kabul edilmiştir. TBMM 1949’da
Türkiye’nin üyeliğini onaylamıştır.
Avrupa’da birçok değişim ve gelişmeler yaşanırken, Osmanlı İmparatorluğu’nda ise, siyasi ve ekonomik çözülme dönemi yaşanmaktadır. Bu sebeple iş güvenliği konularında da
gelişmeler istenilen şekilde olmamıştır. Birçok yenilik ve
doğru düzenleme yapılmakla birlikte, Cumhuriyet yılları ile
modern anlamda yasal düzenlemeler hızlanmıştır.
Bursa Belediye Kanunu ilk yayınlandığı yıllarda dünyada örneği olmayan bir çalışma idi.
28 Ocak 1946 tarih 4841 sayılı Çalışma bakanlığı Kuruluş
Yasası’nın birinci maddesi ile Bakanlığın görevleri arasında
sosyal güvenlikte yer almıştır. Mevzuatımıza sosyal güvenlik
ilk kez bu yasa ile girmiştir.
Türkiye’de Çıkarılan İş Kanunları
3008 sayılı İş Kanunu: 1936
1475 sayılı İş Kanunu: 1971
4857 sayılı İş Kanunu: 2003
6331 İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu: 2012
Osmanlı I. Tanzimat ve Öncesi
1502: Bursa Belediye Kanunu
1766: Kütahya Fincancılar Sözleşmesi
Loncalar + Orta sandığı ve Teavün sandığı
Ahilik Teşkilatı: Lonca teşkilatı haline geldi.
2. Tanzimat ve Meşrutiyet Dönemi
1850: Polis nizamnamesi
1865: Dilaverpaşa nizamnamesi
1869: Maadin nizamnamesi
1871: Ameleperver Cemiyeti
1895:Osmanlı Amele Yardımlaşma Cemiyeti
Türkiye Cumhuriyeti Dönemi
1921: Ereğli Kömür Havza Yasası (2 tane)
1924: Hafta tatili yasası
1926: Borçlar Kanunu
1930: Umumi Hıfzısıhha Kanunu
1936: 3008 sayılı iş kanunu
1946: Çalışma Bakanlığı kuruldu.
1971: 1475 sayılı iş kanunu
2003: 4857 sayılı iş kanunu
2012: 6331 sayılı iş kanunu
Dünyada İSG Tarihsel Gelişimi
1802 – İngiltere: Çıraklık Kanunu
1833 – İngiltere: Fabrikalar Yasası
1847 – İngiltere: 10 Saat Yasası
1918 – İngiltere: 8 Saat Yasası
1919: ILO kuruldu (Türkiye 1932 yılında üye oldu)
Bazı Avrupa Ülkeleri ve İSG Uygulamaları
Almanya’da bütün işverenler yasal olarak iş güvenliği ile ilgili bir uzman ve bir iş yeri hekiminden hizmet almak zorundadır.
Her ikisi de belirli veya belirsiz sürelerde istihdam edilebilmektedir.
İsveç’te çalışma şartlarının geliştirilmesini amaçlayan önleme servisleri özel kurumlar tarafından sunulmaktadır. Büyük
işletmeler dahili önleme servisleri kurmak, buna karşın küçük ve
orta ölçekli işletmeler arası servisleri yada bu zorunluluklar için
uygun olan sektör servislerini kullanmalıdırlar.
Hollanda’da 2005 yılına kadar işletmeler sertifikalı dahili veya harici önleme servisine başvurmak zorunda olup
önleme servisleri bünyesinde işyeri hekimi, iş hijyenisti, iş güvenliği ve iş organizasonu uzmanları çalıştırmak
zorundadır. İlgili personeli bünyesinde bulundurabileceği gibi dışarıdan hizmet alımı yapabilir.
Avusturya’da 2000 yılından bu yana en az bir işçisi olan
işletmeler önleyici hizmet almak zorundadır. Önleyici hizmet
ihtiyaca göre dahili, harici veya işletmeler arası olabilir.
Çalışma hayatına taraf olan ve çalışma koşullarını etkileyen birçok ulusal kurum ve kuruluş var.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı (ÇSGB)
İşverenler Sendikası (TİSK)
İşçi sendikaları (Türk-İş, Hak-İş, DİSK)
Üniversiteler, Sivil toplum kuruluşları, Meslek örgütleri
ÇSGB bünyesinde İSG alanında hizmet veren birimler aşağıda sıralanmıştır.
İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürlüğü (İSGGM)
İş Sağlığı ve Güvenliği Araştırma ve Geliştirme Enstitüsü Başkanlığı (İSGÜM)
İş Teftiş Kurulu Başkanlığı (İTK)
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Eğitim ve Araştırma Merkezi
(ÇASGEM)
Uluslararası Kuruluşlar
İş sağlığı ve güvenliği alanında çalışmaları bulunan birçok uluslararası kurum ve kuruluş bulunmaktadır. Bunlardan en önemlileri ise:
Uluslararası Çalışma Örgütü – ILO
Dünya Sağlık Örgütü – WHO
Avrupa Birliği İş Sağlığı ve Güvenliği Ajansı – OSHA EU
ILO’nun dört temel stratejisi vardır:
Çalışma yaşamında standartlar, temel ilke ve haklar geliştirmek ve gerçekleştirmek
Kadın ve erkeklerin insana yakışır işlere sahip olabilmeleri için daha fazla fırsat yaratmak
Sosyal korunma programlarının kapsamını ve etkinliğini artırmak
Üçlü yapıyı ve sosyal diyalogu güçlendirme
ILO Sözleşmeleri
ILO 111: Ayrımcılığı önleme
ILO 155: Çalışma ortamı gözetimini düzenler
ILO 161: İşyeri İSG hizmetlerini düzenler
ILO 182: Çocuk istismarını önleme
ILO 167: İnşaat işlerinde güvenlik ve sağlık sözleşmesi
ILO 176: Maden İşlerinde güvenlik ve sağlık sözleşmesi
Amacı bütün halkların sağlığı, dünyada barış ve güvenliği sağlamak olan Dünya Sağlık Örgütü 1948 yılında kurulmuş ve Türkiye’de aynı yıl üyeliğe kabul edilmiştir. WHO
Anayasası’nın yürürlüğe girdiği 7 Nisan her yıl ‘’Dünya
Sağlık Günü’’ olarak kutlanmaktadır.
Avrupa İş Sağlığı ve Güvenliği Ajansı (EU OSHA); Avrupa Birliğinde işyerlerinin daha sağlıklı, güvenli ve üretken olmalarına katkıda bulunmayı kuruluş amacı olark
benimsemiştir. Türkiye EU OSHA’ya aday ülke olarak,
gözlemci statüsünde katılmaktadır.
1.
Altın, M., & Taşdemir, Ş. (2017). İş Sağlığı ve Güvenliği.
Eğitim Yayınevi.
2.
6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu (
https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2012/06/20120630- 1.htm
)
3.
Özkiliç, Ö. (2005). İş Sağlığı ve Güvenliği, Yönetim
Sistemleri ve Risk Değerlendirme Metodolojileri. TİSK Yayınları, Ankara.
4.