• Sonuç bulunamadı

gelisimedu igugelisim

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "gelisimedu igugelisim"

Copied!
55
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)
(2)

Odyoloji

Mikrobiyoloji

Dersin Haftası: 7. Hafta

Dersin Öğr. Üyesinin Adı: Dr. Öğr. Üyesi Semiha YALÇIN E-Posta: syalcin@gelisim.edu.tr Bölüm Adı

DersinAdı

(3)

23 Kasım 2020 Salı 3 AKTS, 2 Kredi

Salı, Çarşamba

B Blok 1. Kat: 013 Numaralı Oda

Ders Günü ve Saati

Görüşme Gün ve Saatleri

Dersin Öğretim Üyesinin Konumu Dersin Kredisi

GBS Linki

DERS BİLGİLERİ

(4)

Haftalık Akış

• Mikrobiyolojiye Giriş ve Tarihçe

Mikroorganizmaların Sınıflandırılması, Mikroorganizmaların Genel Özellikleri

Mikroorganizmalarda Beslenme ve Hareket Mikrobiyal Metabolizma, Genetik

Mikroorganizma-Konak Arası İlişkiler

Vücudun Normal Mikrobiyal Florası, Enfeksiyon Bulaştırma Yolları ARA SINAV

(5)

Haftalık Akış

• Dezenfeksiyon, Antisepsi ve Sterilizasyon

Bakterilerin Genel Özellikleri, Tıbbi Açıdan Önemli Bakteriler Virüslerin Genel Özellikleri, Tıbbi Açıdan Önemli Virüsler

Mantarların Genel Özellikleri, Tıbbi Açıdan Önemli Maya ve Küfler Parazitlerin Genel Özellikleri, Tıbbi Açıdan Önemli Parazitler

Antibiyotik Etki Mekanizmaları, Antibakteriyel İlaçlara Karşı Direnç Gelişimi

Temel İmmünoloji ve Bağışıklık FİNAL SINAVI

(6)

Geçen Ders Hakkında

Enfeksiyon Hastalıkları İle İlgili Terimler Geçici Ve Kalıcı Kolonizasyon

Enfeksiyon Ve Enfeksiyon Hastalığı Enfeksiyon Çeşitleri

Enfeksiyon Yayılma Yolları Ve Araçları

Enfeksiyon Etkeninin Hastalık Oluşturması

(7)

Haftalık Akış

Normal Mikrobiyal Flora Nedir?

Normal Mikrobiyal Flora Çeşitleri Kalıcı Flora

Geçici Flora

Kalıcı Ve Geçici Floranın Yararları Ve Zararları Floranın Bulunduğu Bölgeler

Antibiyotik Kullanımının Flora Üzerine Etkisi Örnek Alma Yöntemleri Ve Taşınmaları

Uygun Örnek Alınmasındaki Kurallar Ekimde Kullanılan Besiyerleri

(8)

Vücudun Normal Mikrobiyal Florası

(9)

Normal Mikrobiyal Flora Nedir?

• Sağlıklı insan vücudunda bulunan ve organizmaya zarar vermeden yaşayan mikroorganizma topluluklarına,

• vücudun normal mikrop florası denir.

• Normal mikrobiyal flora; sağlıklı insan

vücudunda, kişiye zarar vermeden denge içinde yaşayan mikroorganizma

topluluklarıdır.

• Normal flora üyelerinin çoğunluğu bakteriler tarafından oluşturulur.

(10)

•İnsan vücut florası, doğal direnç mekanizmalarından birisidir ve doğumla birlikte oluşmaya başlar.

•Yani yeni doğan bir bebek sterildir.

• İlk önce doğum anında mikroorganizmalar ile karşılaşır.

• Daha sonra hava, besin maddeleri ve temas ile karşılaşılan

mikroorganizmaların bir bölümü vücudun çeşitli yerlerine yerleşir.

(11)

• İlk defa yenidoğanın derisi kolonize olur,

• bunu daha sonra orofarinks,

• gastrointestinal yol ve

• diğer mukozal yüzeyler izler.

• İnsan yaşamı boyunca, buralarda oluşan mikrop florası duruma göre değişmeye devam eder.

• Bu organizmalar kişide geçici kolonize olabilir,

• devamlı kolonize olabilir veya

• hastalık oluşturabilir.

(12)

• Vücudun çeşitli bölgelerinin pH’ı , nemi, salgıların bileşimi, doğal inhibitör maddeleri farklıdır.

• Mikroorganizmalar, bu faktörlere göre kendilerine uygun ortamlara yerleşirler ve o bölgenin florasını oluştururlar

(13)

• Normal flora üyeleri, vücudumuzun çeşitli bölgelerinde;

-yaş,

-cinsiyet,

-hormonal değişiklikler, -beslenme özellikleri,

-kişisel hijyenik alışkanlıklar ile farklılık göstermektedir.

(14)

Normal Mikrobiyal Flora İki Gruba Ayrılır;

1.Kalıcı flora

• Kalıcı flora, vücudun belli bölgelerinde, belli yaşlara göre, genellikle sabit olarak bulunan floradır.

• Çeşitli nedenlerle ortadan kaldırılsa bile, bir süre sonra tekrar kendiliğinden oluşur

2.Geçici flora

• Kalıcı floranın yanında, çoğu hastalık oluşturmayan,

• Bazen patojen olabilen ve belirli vücut bölgelerinde birkaç saatten bir kaç haftaya kadar değişebilen sürelerde kalan mikroorganizma topluluğudur.

(15)

1.Kalıcı Flora;

• Kalıcı flora vücudun normal fonksiyonlarının sağlanmasında önemli rol oynar.

• Normal flora üyeleri, bulundukları yerleri değiştirmedikçe, aralarındaki denge

ve organizmanın savunma gücü bozulmadıkça, hastalık oluşturmazlar.

• En sık rastlanan flora üyeleri; aerobik ve anaerobik difteroid basiller, hemoliz oluşturmayan stafilakoklar ve streptokoklardır.

• Geçici florada yer alan mikroorganizmalar, kalıcı flora ortadan kalktığında, hastalık oluşturabilirler

(16)

Kalıcı floranın yararları

1-Bakteriyel interferens yoluyla patojenlerin yerleşmesini önlerler.

• Deride bulunan normal flora bakterileri, doymamış uçucu yağ asitleri üreterek;

• Barsak bakterileri de bakteriyosinler (örn. kolisin) salgılayarak patojenlerin yerleşmesini engellerler.

2- Besin maddeleri için ve konak dokularındaki reseptörlere tutunmak için, patojen bakteriler ile yarışa girerler.

• Patojen mikroorganizmalara karşı immün (bağışık) yanıtı stimüle ederler.

(17)

Normal flora üyeleri;

• bulundukları yerin koşulu değişir,

• sayıca artarlar,

• dokuya yayılırlar veya

• bulundukları yerden başka yere giderler ise

• hastalık oluşturabilir, fırsatçı patojenler, potansiyel patojene dönüşebilirler

(18)

Kalıcı floranın zararları

1- Diş çekimi yada tonsillektomi gibi operasyonla fazla miktarda kan dolaşımına girerse, normal flora üyeleri (özellikle viridans streptokoklar) deforme olmuş kalp kapakçıklı veya yapay kalp kapakçığı takılmış kişilerde enfektif endokardit

oluşturabilir.

2- Normal orofaringeal floranın bir parçası olarak bulunan Streptococcus pneumoniae, Staphylococcus aureus ve birçok gram-negatif bakteri, oral

sekresyonun aspirasyonu sonucu alt solunum yollarına inerek hastalık oluşturabilir.

(19)

Kalıcı floranın zararları

3- Mide ve vajen pH sının yükselmesi durumunda, burada bulunan normal flora bakterileri çoğalabilir ve hastalık oluşturabilir.

• Perianal deride bulunan Escherichia coli’ ler üretraya bulaşıp üriner yol enfeksiyonu oluşturabilirler.

4- Deri yaralanması ve bütünlüğünün bozulması veya barsağın perforasyonu söz konusu ise, potansiyel patojenler sayıca artarak tehlikeli olabilirler.

• Bağışıklık sistemi baskılanmış kişilerde (örneğin AIDS veya kanser kemoterapisi alan kişiler) normal flora üyeleri hastalık oluşturabilir.

• 5- Geniş spektrumlu antibiyotik uygulaması sonucu, buna dirençli olan normal floradaki potansiyel patojenler aşırı çoğalarak, tehlikeli olabilir.

(20)

Normal Flora Bulunan Bölgeler

Deri ve deri kıvrımları

 Ağız ve boğaz

 Burun

 Göz

 Kulak yolu

 Üst solunum yolları

 Sindirim kanalı

 Genital organlar

(21)

Deri Florası

• Deri devamlı dış çevre ile ilişki içindedir.

• Bu yüzden, bir çok mikroorganizma, geçici olarak deride bulunur.

• Derinin kalıcı florası, yaşanılan coğrafi bölge, giyilen elbiseler, temizlik ve salgı durumuna bağlı olarak, bazı değişiklikler gösterebilir.

• Yıkanma işlemi ve banyo yapma derideki bakteri sayısını %90 azaltır, fakat 8 saat sonra tekrar oluşur.

• Derideki bakteri sayısı vücut bölgelerinde farklılık gösterir.

• Örn avuç içinde santimetrekarede 100 bakteri, koltuk altında 100.000 bakteri vardır.

(22)

Deri Florası

Deride en sık rastlanan flora üyeleri;

• aerobik ve anaerobik difteroid basiller (Corynebacterium, Fusobacterium),

• aerobik ve anaerobik stafilakoklar (S. epidermidis, bazen S. aureus) enterokoklar ( S. faecalis)

• nemli kıvrımlı bölgelerde Candida gibi mantarlar.

(23)

• Terleme, yıkanma ve banyo yapma, kalıcı deri florasında önemli değişikliklere neden olmaz.

• Yağ bezlerinden salgılanan uzun zincirli yağ asitleri, lizozim ve benzeri enzimlerin varlığı, geçici flora mikroorganizmalarının sürekli üreyerek çoğalmalarına engel oluştururlar.

(24)

Ağız Ve Üst Solunum Yollarının Temel Florası

• Doğumdan yaklaşık 4-12 saat sonra oluşur.

• Çocukluk döneminde dişler çıkmadan önce;

stafilokoklar, Gram negatif diplokoklar ve difteroidler görülür.

• Dişler çıktıktan sonra, Streptococcus viridans floranın temel üyesi durumuna gelir.

• Anaerop spiroketler, fusiform basiller de normal ağız florasında yer alırlar.

(25)

• Burun florasında ise difteroidler ve

hemoliz oluşturmayan stafilokoklar ve streptokoklar bulunur.

• Boğaz florasında hemoliz yapmayan

streptokoklar, neisserialer, stafilokoklar ve difteroidler yer alır.

• Soluk borusu (trakea) florası, boğaz florasına benzerlik gösterir.

(26)

Solunum Florası

• Larinksten trakeaya doğru flora azalır.

• Bronşların titrek tüyleri epitelinin hareketi bakteri ilerlemesini önlediği için bronşlardan sonra flora yoktur.

• Alt solunum yollarının kolonizasyonu genellikle geçicidir.

(27)

Sindirim Sistemi Florası

• Yemek borusunda (özofagus) az miktarda flora bulunur.

• Mide ortamı asid olduğundan, steril kabul edilir.

• Mideden sonra gelen sindirim kanalında, mikroplar gittikçe artar.

• Kalın barsağın sonlarına doğru dışkı kuru ağırlığının %10-20 sini bakteriler oluşturur.

• Barsak florasının %96-99 nu anaerop mikroorganizmalar, geri kalanını da aerop ve fakültatif anaeroplar oluşturur.

(28)

Göz Florası

• Gözün en dış yüzeyinde bulunan zarda (konjunktiva) difteroidler, stafilokoklar ve streptokoklar yer alır.

• Gözyaşı sıvısında bulunan lizozomal enzimler sayesinde birçok mikroorganizmanın üremesi engellenmektedir.

• Konjuktivada difteriodler, moraxella, bazen stafilakok ve streptokoklar bulunabilir

(29)

Kulak Florası

• Dış kulak yolunda en sık kolonize olan mikroorganizmalar koagulaz negatif stafilakoklardır.

• S. pneumonia, P. aeruginosa ve

Enterobacteriaceae ailesinin üyeleri izole edilebilir.

• Orta ve iç kulak sterildir.

(30)

Vagina Florası

• Yaşa bağlı olarak bazı farklılıklar gösterir.

• Doğurganlık çağındaki kadınlarda temel flora üyesi, aerop laktobasillerdir.

• Yenidoğan döneminde birkaç hafta süre ile laktobasiller bulunur.

• Ergenlik dönemine kadar stafilokok ve difteroid basiller flora üyeleri iken, cinsel aktif dönemde vajen mukozasının zengin glikojen yapısı ve aerop- anaerop laktobasiller, glikojenden laktik asit oluşturulması pH nın aside kaymasına neden olur.

• Servikal salgıların antibakteriyel etkileri ile beraber, birçok patojen mikroorganizmanın kolonizasyonu engellenmiş olur.

(31)

Normal Flora üyeleri ve Vücutta Bulundukları Yerler

(32)

Kan Ve Dokulardaki Bakteriler

• Kan ve dokular normalde sterildir.

• Bazen ağız, nazofarinks (üst yutak) ve intestinal sistemdeki normal flora üyeleri kana ve dokulara taşınabilirler.

(33)

Antibiyotik Kullanımının Flora Üzerine Etkisi

• Normal flora üyelerinin azalmasına neden olur.

• Normal flora üyelerinin dağılımı ve dengesi bozulur.

• Geçici florayı oluşturan mikroorganizmalar hastalık oluşturabilir.

• Antibiyotik kesildikten sonra tekrar kalıcı floralar oluşur.

(34)

Örnek Alma Yöntemleri Ve Taşınmaları

• Bulaşıcı hastalıkların tanısı ve tedavisi, etken olan mikroorganizmanın tanımlanmasını gerektirir.

• Örneklerin alınması ve laboratuvara ulaştırılmasındaki yetersizlikler

• yanlış sonuçlara

• hastanın uygun olmayan tedavi almasına

• hastanın tedavisinin yetersizliğine

(35)

Uygun Örnek Alınmasındaki Kurallar

• Örnek, antibiyotiğe başlanmadan önce ve mümkün olduğunca erken alınmalıdır.

• Kontrol amacıyla antibiyotik kesildikten 48 saat sonra alınmalıdır.

• Steril koşullarda çalışılmalı, normal flora ile kirlenmemesine dikkat edilmelidir.

• Mikroorganizmanın en yoğun ve canlı olduğu bölgeden örnek alınmalıdır.

• Hastalığın uygun zamanında alınmalıdır.

• Tifoda birinci hafta kan kültürü, daha sonra dışkı kültürü yapılmalıdır.

• Yeterli miktarda alınmalı, az ya da çok fazla olmamalıdır.

• Uygun yöntemlerle alınmalıdır.

• Alınan örnek uygun taşıma besiyeri içinde, ya da uygun kaplarda derhal laboratuvara gönderilmelidir.

• Eğer laboratuvara hemen ulaştırılamıyorsa özelliğine uyarak saklanmalıdır.

(36)

• Örneklerin laboratuara ulaştırılmasında gecikme olacaksa, kültür için alınan ;

• BOS, kan, diğer kapalı vücut sıvıları, kemik iliği 37 oC’de etüvde;

• Mikroskopi için alınan BOS ve diğer sıvılar, serolojik incelemeler için alınan kan, kültür için alınan yara, irin, idrar gaita, doku ve biyopsi örnekleri

inceleninceye kadar 4 oC’de (buzdolabında) tutulmalıdır

(37)

• Hastalık ile ilgili örnek alınmalıdır.

• İshalde dışkı, akciğer enfeksiyonunda balgam, tonsillitte boğaz örneği alınması gibi.

• Alınan her örnek için bir istek belgesi ve örnek kabının üzerine yapıştırılmak üzere bir etiket doldurulmalıdır.

• İstek belgesine hastanın adı, soyadı, yaşı, cinsiyeti, bulunduğu servis ya da poliklinik, hastalığın tanısı, uygulanan antimikrobik tedavi, hastanın bağışıklık durumu, örneğin alındığı tarih ve saat, örneğin kaynağı,

istenilen inceleme ve isteği yapan doktorun adı, soyadı yazılmalıdır.

(38)

• Üretilmesi amaçlanan bakterinin üreme özellikleri, oksijen gereksinimleri (aerop,anaerop) ve üreme süreleri bilinmelidir.

• Laboratuvara gelen örnekler hemen uygun besiyerine ekilip inkübe edilmelidir.

• İnkübasyon, mikroorganizmanın üreyebildiği optimal üreme ısısında ve ortamında, her mikroorganizma için değişebilen sürede olmalıdır.

• Optimal üreme ısısı, çoğu bakteri için 35-37°C'dir.

• Birçok mikroorganizma 18-24 saatin sonunda görülebilir koloni oluştururlar, ancak bazıları 48-72 saat inkübasyonu gerektirir.

• Üreme için genellikle havanın normal % 70-80 nemi yeterlidir.

• Bakterilerin çoğu normal atmosferde iyi ürerler.

• Ancak bazıları % 5-10 CO2 ortamında ya da oksijensiz (anaerop) ortamda

(39)

Kan Kültürü

• Kan kültürü hastanın ateşi yükselmeye başladığı dönemde antimikrobik tedaviye başlanmadan önce alınmalıdır.

• Hastanın damarına girilecek deri bölgesi temizlenmeli ve daha sonra, steril enjektör ile damara girilmelidir.

• Yetişkinlerde kan kültürü için 5-10 ml, hücre sayımı için 1-2 ml kan alınması uygun görülmekledir.

• Bebeklerde ve çocuklarda (1-3 ml) gereksinim duyulur.

• İçinde antikoagulan madde bulunan kan kültür şişesi içine boşaltılan örnek hızla laboratuvara ulaştırılmalıdır.

• Kan kültürü örnekleri laboratuara gönderilinceye kadar oda sıcaklığında tutulmalıdır

• Üremenin oluşması, üreyen mikroorganizma türüne bağlı olarak 1 ila 30 gün arasında değişir (Ortalama 3-7 gündür).

(40)

Boğaz ve Burun Kültürü

Nazal Sürüntüler:

• Özellikle stafilokok taşıyıcılarının belirlenmesi amacıyla alınır.

• Steril silgiçler (swab) burnun yaklaşık 2.5 cm içerisinde nazal mukozaya döndürülüp sürülerek alınır.

• Bir kaç bölgeden örnek alınması uygundur Boğaz Sürüntüleri:

• En sık olarak alınan ÜSY örneklerdir.

• Dil basacağı kullanılarak, steril swab yanak dil, dudak ve diğer bölgelere değdirilmeden tonsillere sürülerek

(41)

Oral Kültürler

• Normalde orofarengiyal bölge fazla sayıda aerop ve anaerop bakteri içerir.

• Ağız su ile çalkalanır, steril gazlı bezle lezyon silinir; ülserli bölgelere swab sürülerek yada kazınarak örnekler alınır.

• Predominant flora ve inflamatuar hücre aranması amacıyla Gram boyama yapılması uygundur.

• Oral mukozanın ülserli bölgelerinden (Herpes Simplex Virus) HSV yönünden kültür istenebilir.

(42)

Balgam

• Mikobakteri, Legionella, gibi patojenlerin izolasyonunda kullanılır.

• Mümkünse antimikrobik tedavisinden önce alınmalı ve laboratuara en geç 1-2 saat içinde ulaştırılmalıdır.

• Rutin bakteriler için 1 ml, funguslar ve parazitler için 3-5 ml; mikobakteriler için 5-10 ml balgam yeterli olmaktadır

• Örnek alınımından önce hastaya su ile gargara yaptırılır.

• Balgam olduğundan emin olunan yeterli miktardaki taze örnek steril kapta (petri kutusu) laboratuvara gönderilmelidir.

• Mikobakteri şüphesinde peş peşe 3-5 gün boyunca sabah çıkarılan balgamın alınması gerekir

(43)

Trakeostomi ve Endotrakeal Aspiratlar

• Endotrakeal ya da trakeostomi tüpleri yerleştirilerek 24 saat boyunca bu bölgede tutularak toplanırlar.

• Trake ve akciğer aspiratları,

• bronkoalveolar lavaj,

• bronş yıkantı suları ve

• biyopsiler

incelenen diğer örneklerdir.

(44)

Gaita Örnekleri

• Salmonella, Shigella, Vibrio, Campylobacter ve diğer bakteriyel ve paraziter enteriklerin, parazit yumurtalarının aranmasında kullanılan örneklerdir.

• Dışkı örneği, temiz, kuru,kapaklı bir kap içine alınmalı ve etrafa bulaştırılmadan laboratuvara ulaştırılmalıdır.

• Laboratuvarda bekletilmeden ekim yapılmalıdır. Bekletilen örnekler buzdolabı ya da etüvde değil oda sıcaklığında tutulmalıdır.

• Olası bakteriyel ya da paraziter patojenin izolasyon şansını arttırmak için ayrı günlerde 2-3 örnek alınması daha uygundur

• Hasta dışkı veremiyor ise steril bir eküvyon ile rektal yolla alınabilir.

• Parazitolojik incelemeler için eküvyonla alınan örnek yeterli değildir

(45)

• Rektal örnekler, steril pamuklu swablar anal sfinktere 3 cm kadar sokulurak,

• gaitayla bulaştırmadan döndürülüp,

• sürülerek alınmalı ve

• hemen laboratuvara ulaştırılmalıdır.

Rektal Sürüntü Örnekleri

(46)

İdrar

• Hemen her çeşit mikroorganizma İY enfeksiyonlarına neden olabilmektedir. İY enfeksiyonları kadınlarda sık görülmektedir Bakteri kültürü için 1-10 ml., fungus ve mikobakteri kültürü için 20 ml. kadar örnek yeterlidir.

• Kültür için 24 saatlik örnekler gönderilmemelidir Örnek erkekler için steril tüp, kadınlar için geniş ağızlı steril kaplara alınır.

• Mikroskopik inceleme, tüberküloz kültürü ve gebelik testi (HCG lateks testi) için sabah idrarı plastik kutularda toplanabilir.

• Örnekler laboratuvara 2 saat içinde ulaştırılmalı, gecikme olacaksa 4oC’de tutulmalı ve asla dondurulmamalıdır.

(47)

• Orta idrar örnekleri en sık incelenen idrar örnekleridir.

• Kadınlarda vajen girişi veya üretra ağzı erkeklerde glans penis sabunla yıkandıktan sonra ilk idrar tuvalete boşaltılır, orta idrar steril

tüp/kaplara alınır.

• İdrar örnekleri ayrıca kataterlerden, çocuklarda (suprapubik aspiratlardan) da alınabilmektedir.

• Mikobakteriyel idrar kültürleri sabah erken saatlerde 3 ayrı günde ve borik asit içeren kaplara toplandığında mikobakterilerin izolasyon

şansları artar.

(48)

Vücut Sıvıları

• Bu örneklerin başlıcaları, beyin omurilik sıvısı (BOS) ve plevra sıvısıdır.

• Beyin Omurilik Sıvısı (BOS): En sık olarak alınan merkezi sinir sistemi örneği olup genellikle lumbar ponksiyonla elde edilir.

• BOS alınmadan önce hastanın cildi povidon iyot ve % 70’lik alkol ile muamele edilmelidir.

(49)

• Antikoagulan içermeyen tüplere yeterli miktarda alınmalı ve hemen laboratuvara iletilmelidir.

• Bakteriler için 1-5 ml, fungus, mikobakteri kültürü için 10 ml kadar alınması tavsiye edilmektedir.

• Bu örnek en kısa zamanda laboratuvara ulaştırılır.

• Örnekten, kültür için ekimin yanı sıra mikroskopik incelemeler de yapılır

(50)

Ekimde kullanılan besiyerleri

• Kan: Kan kültür şişelerine ekilir.

• Boğaz: Koyun kanlı agara ekilir. Normal atmosfer koşullarında 37C’de inkübe edilir.

• Balgam: Kanlı, çukulata ve EMB agara ekilir. Kanlı ve çukulata

besiyerleri karbondioksitli ortam (%5),37C’de inkübe edilir. EMB normal atmosfer koşullarında 37C’de etüvde inkübe edilir.

• İdrar: EMB ve koyun kanlı agara 0.01 cc’lik standart öze ile ekim yapılır. Normal atmosfer koşullarında 37C’de inkübe edilir.

(51)

Ekimde kullanılan besiyerleri

• BOS: Koyun kanlı, çukulata ve EMB agara ekilir. Koyun kanlı ve çikolata agar %5 CO2 37C’de inkübe edilir. EMB normal atmosfer koşullarında 37C’de inkübe edilir.

• Dışkı: EMB, SS ve koyun kanlı agara ekilir. Normal atmosfer koşullarında 37C’de inkübe edilir.

• Yara, deri/derialtı abseler: Kanlı, EMB agar ve anaerob bakteriler açısından tiyoglikolatlı sıvı besiyerine ekim yapılır. 37C’de inkübe edilir.

(52)

Haftanıın Özeti

Normal Mikrobiyal Flora Nedir?

Normal Mikrobiyal Flora Çeşitleri Kalıcı Flora

Geçici Flora

Kalıcı Ve Geçici Floranın Yararları Ve Zararları Floranın Bulunduğu Bölgeler

Antibiyotik Kullanımının Flora Üzerine Etkisi Örnek Alma Yöntemleri Ve Taşınmaları

Uygun Örnek Alınmasındaki Kurallar Ekimde Kullanılan Besiyerleri

(53)

Bir Sonraki DersHakkında

Dezenfeksiyon, Antisepsi ve Sterilizasyon

(54)

Kaynaklar

Doç. Dr. Özgül Kısa - Sağlık Bilimlerinde Mikrobiyoloji, Nobel Tıp Kitabevi.

(55)

Referanslar

Benzer Belgeler

mikroskopik olarak saptanabileceği gibi, şiddetli olgularda oligüri ile seyreden akut böbrek yetersizliği tablosuyla da ortaya çıkabilir?.

• Emniyet (safety): Kasıtsız olarak ortaya çıkan risklerin yönetilmesi için yapılan çabaları kapsayan bir kavram iken,?. • Güvenlik (security): Kasıtlı olarak

• Yaygın yanıklarda, plazma sıvısı dokulara sızdığı için plazma protein düzeyi hızla artar.. • Dehidratasyonda, su kaybına bağlı olarak, diyare gibi

• Ön çeyreklerde et ürünleri üretimine uygun olan veya kıyma olarak değerlendirilebilen az değerli etler yoğunluktadır (az değerli karkas bölgeleri). • Ön çeyrekte

Aşağıdaki tehlikeli maddeler operatör onayı ile kabin bagajı ya da kontrol edilmiş bagaj olarak taşınabilir:.  Tıbbi

⚫ Kapsül: Tadı ve kokusu hoş olmayan toz veya sıvı ilaçların kolay alınabilmesi için silindirik, yassı ve zeytin şeklinde iç içe geçen jelatin koruyucular

 Dünya Sağlık Örgütü Tarafından Önerilen Evde Bakım Hizmetleri Kapsamında Yaygın Olarak Verilen Hizmetler..  Evde Bakım

Gıdaların Hazırlanması Sırasında Proteinlerin Uğradığı Diğer Bazı Değişiklikler Beslenmede Proteinlerin ÖnemiProteinlerin Organizmadaki Fonksiyonları Eksojen