2.3.3. YERLEŞMENİN ÖZELLİKLERİ
Yeryüzündeki ilk yerleşim alanları, içlerinden nehirler geçen ve ılıman iklimlerin
görüldüğü verimli tarım alanlarında kurulmuştur.
Dünya üzerinde ilk yerleşmelerin kurulduğu alanlar (yaklaşık on bin yol önce)
Bu alanlar;
X Fırat ve Dicle Nehri’nin arasında kalan Mezopotamya Ovası,
X Kuzeydoğu Afrika’da yer alan Nil Nehri ve havzası,
X Hint Yarımadası’nda İndus, Brahmapudra ve Ganj Nehri’nin bulunduğu alanlar,
X Güneydoğu Çin’de Yangçe ve Hoang Ho nehirlerinin olduğu yerlerdir.
İlk yerleşim alanlarında nüfus, ulaşım koşullarının gelişmesi ile artış göstermiştir.
Siyasi gelişmelerin yaşanması, ekonomik yönden güçlenmeleri şehirlerin etki
alanlarını genişletmiştir. Zaman içinde büyüyen şehirler, çevrelerindeki şehirleri de etki alanlarına alarak ilk devletlerin ortaya çıkmasına yol açmıştır. Zamanla insan ihtiyaçlarının çeşitlenmesi, farklı iklimlerde farklı tarım ürünlerinin yetişmesi gibi nedenlerden dolayı devletler arasında da ticari faaliyetler ortaya çıkmıştır. Şehirler arası mal alışverişi esnasında yolların kavşak noktalarında ticaret kentleri oluşmaya başlamıştır.
18. yüzyılda İngiltere’de Endüstri Devrimi ile sanayi şehirleri (Liverpool, Manchester gibi) ortaya çıkmıştır. Bu kentlerde fabrikaların bulunması, çalışacak insan
gücü ihtiyacını ortaya çıkarmış ve kırsal alanlardan fabrikaların bulundukları bölgelere göç olayları yaşanmıştır. Şehirlerin fonksiyonel gelişimi ile birlikte modern
kentler oluşmaya başlamıştır.
Genel olarak bakıldığında, dünya üzerinde kurulan ilk kentler;
X Orta Kuşak’ta yolların kavşak noktalarında,
X Deniz kıyılarında (hinterlandın geniş olduğu yerler),
X Sanayi faaliyetlerinin yoğunlaştığı alanlarda görülür.
20. yüzyıldan itibaren, birbirinden farklı, fonksiyonları değişik şehirler ortaya
çıkmaya başlamıştır. Bu kentlerin nüfusları da sürekli olarak artış gösterirken buna karşılık kırsal alanda nüfus azalmaya başlamıştır.
2.3.4. ŞEHİRLERİN FONKSİYONEL GELİŞİMİ
Yeryüzünde ilk kentlerin oluşmasında tarımsal faaliyetler etkili olmuşken coğrafi özellikler de büyük rol oynamıştır.
Sanayileşmenin başlaması ile yeryüzünde şehirleşme oranı artmış ve şehirlerin kendine özgü değişimleri de hızlanmıştır.
Günümüze doğru bazı koşulların değişmesine bağlı olarak şehirler sanayi,
ticaret, kültür ve turizm gibi faaliyetlerin de merkezi olmuştur. Bu faaliyetlerin dışında siyasi ve iktisadi fonksiyonlarıyla şehirlerin nüfusları artmış ve büyük kentler
ortaya çıkmıştır.
X İdari Kentler: Devletlerin yönetim merkezleri
X Sanayi Kentleri: İngiltere’de sanayi devrimi ile ortaya çıkan, fabrikaların, yan kuruluşların ve atölyelerin kurulması ile oluşan şehirlerdir.
Maden Kentleri: Yer altı zenginlik kaynaklarının (kömür, petrol bakır gibi) çıkarıldığı, maden işleme tesislerinin bulunduğu şehirlerdir.
Liman Kenti: Malların alınıp satıldığı ve deniz aşırı ülkelere gönderildiği kıyılarda kurulmuş yerleşim alanlarıdır.
Dinî Kentler: Toplumların dinî inanışları gereğince kutsal sayılan ve peygamberlerin yaşadığı kutsal kentlerdir.
Turizm Şehirleri: İnsanların dinlenmek, eğlenmek ve yeni yerler tanımak için yapmış oldukları turizm etkinliklerinin yoğunlaştığı kentlerdir.
Teknoloji Kentleri: Teknolojik açıdan, bilimsel çalışmaların yapıldığı kentlerdir.
Şehirlerin Küresel Etkileri
Günümüzde şehirlerin etki alanları nüfusları ve fonksiyonel özelliklerine göre
birbirinden farklılık gösterir. Bazı şehirler bölgesel alanda etkili olurken bazılarının etki alanları da küresel boyutta olabilmektedir. Örneğin, New York, Londra, Paris, Moskova, Pekin, Tokyo gibi kentler dünyanın büyük bir kısmında etkili olurken buna karşılık Sudan’da yer alan Hartum kentinin etki alanı sadece çevresinde görülmektedir.
Roma
MÖ 753 yılında kurulan kent, tarihî geçmişinin yanında sanat ve dini özellikleriyle de dikkat çekmektedir.
Dünya tarihinde Roma kenti, belirleyici rolünü, yüzyıllar boyunca devam ettirmesinden dolayı Dünya’nın Başkenti unvanına sahip olmuştur.
Günümüzde İtalya’nın başkenti olan Roma’da Katoliklerin dinî merkezi olan Vatikan yer alır. Bu nedenle kent “çifte başkent” konumundadır.
Kent, dinî merkez konumunda olmasından dolayı küresel etkisi İtalya’dan daha fazladır. Kentte hizmet sektörü gelişmiştir.
Küreselleşen Ekonomide Kumanda ve Kontrol Merkezi: New York Kent, 1613 yılında, Hollanda’lılar tarafından
kurulmuştur. 1778 yılında da kent iki yıl süre ile ABD’nin başkenti olmuştur.
22 milyonu geçen nüfusu ile New York, dünyanın en kalabalık kentlerinden biridir.
En önemli finans merkezi konumundaki Wall Street de bu kenttedir. Burada New York Menkul Kıymetler Borsası, bankalar, Amerikan Menkul Kıymetler Borsası, ticaret borsaları gibi birçok şirket yer alır. Ayrıca kent eğitim ve kültür faaliyetlerinin de yoğun olduğu merkez konumundadır.
Tüm bu özellikleri sayesinde New York, tarihinin her döneminde önemini korumuş
ve etkisi fazla olmuştur.
2.3.5. ŞEHİRLERİN FONKSİYONLARI VE ETKİ ALANLARI
Yeryüzünde şehirlerin birbirinden farklı fonksiyonel özellikleri bulunur. Fonksiyonel
özellikler de yeryüzünde farklı büyüklükte etki alanları oluşturur.
Mekke: Arap Yarımadası’nın batısında, Hicaz Bölgesi’nde, Kızıldeniz’in doğusunda
yer alan şehir MÖ 2000 yıllarında Bekke olarak kurulmuş ve zamanla dini
şehir olma kimliğini elde etmiştir.
Dini şehir olma özelliği sayesinde dünyadaki tüm Müslümanları etkisi altına almıştır. Her yıl dünyanın değişik yerlerinden gelen Müslümanlar, bu
kenti ziyaret ederek hac görevlerini yerine getirirler.
Essen: Almanya’nın Ruhr Bölgesi’nde 18. yüzyılda sanayi kenti olarak kurulmuştur. Şehir
sanayi kenti olmadan önce küçük bir yerleşim alanı konumundayken günümüze doğru kömür
yataklarına bağlı olarak gelişme göstermiştir.
Önceleri ağır sanayi merkezi durumunda olan kent, günümüzde kültür kenti konumundadır.
Şam: MÖ 14 yüzyılda kurulan şehir köklü bir geçmişe sahiptir. Şehir kervan
yollarının kavşak noktalarında kurulmuştur. Günümüzde de Şam kenti önemli kara
ve demir yolu ağı ile başka kentlere (Beyrut, Halep, Amman, Bağdat gibi) bağlıdır
ve uluslararası hava limanına da sahiptir. Bugün Suriye’deki iç savaş nedeniyle
kent eski önemini yitirmiştir.
Kudüs: Orta Doğu’da yer alan kent, dünyanın en eski (MÖ 4000 yıllarında kurulmuş.) şehirlerinden biridir. Müslümanlar, Museviler ve
Hıristiyanlar (üç kutsal din) için Kudüs kenti kutsaldır.
Müslümanlar için Mekke ve Medine’den
sonra üçüncü kutsal şehirdir. Şehir küresel etkiye de sahiptir.
Marsilya: Yunanlı denizcilerin MÖ 600’lü yıllarda kurdukları kent, günümüzde Fransa’nın Akdeniz’deki en büyük ticari kapasiteye sahip liman
kentidir.
Paris: Fransa’nın başkenti olan kent MÖ 4000 ile 3800 yıllarında kurulmuştur. Fransa’nın siyasi merkezi olan kent sanat, kültür ve moda alanında da dünyaca önemli bir merkez konumundadır.
Oxford: İngiltere’de yer alan Oxford, eğitim faaliyetlerininyoğun olarak yapıldığı bir öğrenci
kentidir. Kentte yer alan Oxford Üniversitesi, kültürel özelliği, tarihî geçmişi, güzel mimarisi ile
dikkat çekmektedir.
Tokyo: Japonya’nın başkenti olan kent ülkenin olduğu gibi dünyanın da nüfus bakımından
(35 milyon) en büyük şehridir. Kentte çok gelişmiş metro ağı, kara vedemir yolları bulunur. Kentte sanayi, ticaret, finans, turizm, kültür ve eğitim çok gelişmiştir.
Bayburt: Köklü geçmişi olan küçük bir kenttir. Sanayi ve ticaret gelişmemiştir.
Sadece tarım ve hayvancılık ekonomik faaliyettir. Yöresel etkiye sahip olan kent göç verir.
Nairobi: Kenya’nın başkenti olan kent, Doğu Afrika’nın en kalabalık yerleşim alanlarındandır. Kent Afrika Kıtası’nın politik ve finansal yönden önde gelen bir şehridir. Bölgesel etkiye sahip olması bakımından da önemlidir.
2.3.6. TÜRKIYE ŞEHIRLERININ FONKSIYONEL ÖZELLIKLERI
Şehirlerin fonksiyonlarına göre ekonomik, idari, askerî, kültürel özellikleri dikkate alınır. Bazı şehirlerde bir fonksiyon, bazılarında da birden fazla fonksiyon
etkilidir.
2.3.7. TÜRKIYE’DE YERLEŞMELER
Anadolu; Coğrafi konumu, iklimi, su kaynakları, verimli tarımsal toprakları olması,
arazi yapısı, gibi nedenlerden dolayı tarih çağları boyunca çeşitli kültür ve
medeniyetlerin kurulduğu bir mekân olmuştur.
Yerleşme alanlarının nüfusları, ekonomik etkinlikleri birbirinden farklıdır. Yerleşmeler kır ve kent yerleşmeleri olarak ikiye ayrılır.
Bu ayrımda; nüfus yapısı, idari etkinlikler, hizmet etkinlikleri, ekonomik özellikleri,
sosyal kültürel yapıları gibi özellikler ölçüt olarak alınır.
Şehirlerin Sınıflandırılması
Nüfuslarına Göre (Büyüklüklerine Göre)
X Küçük Şehirler (Nüfusları 10.000 - 25,000)
X Orta Büyüklükteki Şehirler (Nüfusları 25.000 - 100.000)
X Büyük Şehirler (Nüfusları 100.000 - 500.000)
X Çok Büyük Şehirler (Metropoller) (Nüfusları 500.000’den fazla)
Türkiye’de Kırsal Yerleşmeler
Kır yerleşmeleri köyler ve köyaltı yerleşmeleri olarak ikiye ayrılır.
a. Köy
Ekonomik etkinliği tarım ve hayvancılığa dayanan; ortak okulu, camisi, otlağı,
koruluğu yaylası olan, muhtarlığı bulunan yerleşmelerdir.
Köy yerleşmeleri;
İklim özellikleri, Bitki örtüsü, Toprak yapısı, Ekonomik düzey, Yer şekilleri, Kültür yapısı,
Su kaynaklarına bağlı olarak dağınık ya da toplu hâlde bulunur.
b. Köy idari alanındaki kır yerleşmeleri (Köyaltı)
İdari yoldan köye bağlıdır. Kuruldukları coğrafyanın özelliğine göre toplu ya da dağınıktır.
a. Devamlı Kır Yerleşmeleri
Mahalle: İdari fonksiyonu bulunmadığı için köy sayılmayan yerleşme alanlarıdır.Zamanla büyüyüp gelişebilirler.
Ekonomileri bahçe ve tarla tarımına dayalıdır.Batı Karadeniz, Batı Anadolu, Akdeniz ve Marmara’da yaygındır.
Mezra: Tarım faaliyetleri ve hayvancılık yapılır. Yaz aylarında hayvanlar otlatılırken ailenin diğer fertleri de yakın çevrede hububat tarımı faaliyetlerinde bulunurlar. Doğu, Güneydoğu, İç Anadolu Bölgeleri ile Doğu Karadeniz’de yaygındır.
Divan: Birden fazla mahallenin birleşmesi ile oluşmuştur. Batı Karadeniz’deyaygındır.
Çiftlik: Birden fazla ev ve tarım alanlarından oluşur. Tarım yapılır. Trakya, Ege, Akdeniz ve İç Anadolu’da görülür.
b. Geçici Kır Yerleşmeleri
Yayla: Yaz aylarında, hayvanların otlatılması için insanların çıktıkları rakımı yüksek yerlerdir. Toroslarda ve Karadeniz dağlarında görülür. Son yıllarda Karadeniz yaylaları turizm amaçlı kullanılmaktadır. Hayvancılık faaliyetlerinin sürdürüldüğü yaylalar Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde yaygındır.
Kom: Yaz aylarında otlakların bulunduğu geçici yerleşme yerleridir. Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu’da yaygındır. Komlarda taştan yapılmış evler ve çevresinde hayvanların kaldığı ağıllar yer alır.
Oba: Çadırların yaygın olduğu yerleşmelerdir. Asıl geçim kaynağı hayvancılıktır.
Batı ve Orta Toroslarda, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da görülür.
Ağıl: Küçükbaş hayvanların yetiştirildiği, köylerin yakınlarında köye bağlı olarak
kurulan yerleşmelerdir. Bu tür yerleşmelere Anadolu’da daha çok hayvancılık faaliyetlerinin yapıldığı yerlerde rastlanır.
Dam: Hayvancılık faaliyetlerinin yapıldığı yerlerdir. Gökçeada, Bozcaada ve Göller Yöresinde görülür.