• Sonuç bulunamadı

Başbakan Davutoğlu nun Hatay Mitingi konuşmasının tam metni

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "Başbakan Davutoğlu nun Hatay Mitingi konuşmasının tam metni"

Copied!
7
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Başbakan Davutoğlu’nun Hatay Mitingi konuşmasının tam metni

Mayıs 09, 2015 - 12:02:00

Selam olsun, selam olsun, selam olsun, İbrahimi geleneğin sembol şehri Hatay’a selam olsun. Habib-i Neccar’a selam olsun. Bayezid-i Bistami’ye selam olsun, Davud-i Antaki’ye selam olsun. Hatay’ın bütün öncülerine, Hatay’daki bu hoşgörünün mimarlarına selam olsun. İnanç bahçesi olan Hatay’a selam olsun. Hoşgörünün en güzelinin yaşandığı Hatay’a selam olsun. Milli Mücadelenin kahramanı, Hatay’ı Anavatan’a bağışlayan Tayfur Sökmen’e selam olsun. Düşüncemizin üstadı Hataylı Cemil Meriç’e selam olsun. Hataylı bütün kardeşlerime selam olsun.

Hatay’ın her bir köşesine selam olsun. Altınözü’ne selam olsun, Antakya’ya selam olsun. Arsuz’a, Belen’e selam olsun. Defne’ye, Dörtyol’a, Erzin’e, Hassa’ya selam olsun. İskenderun’a selam olsun.

Kırıkhan’a selam olsun. Kumlu’ya, Payas’a selam olsun. Reyhanlı’ya, Samandağ’ına, Yayladağı’na selam olsun.

Aziz Hataylılar, bu manzara bir kez daha bu topraklardaki, bu güzel şehirdeki birliği yansıtıyor. Bizi böyle muhabbetle karşıladığınız için hepinize teşekkür ediyorum, hepinizi bağrıma basıyorum.

Hatay, bizim davamızı en iyi anlayan şehirlerden biridir. Çünkü Hatay, vahdetin ne demek olduğunu bilir, kesretin ne demek olduğunu bilir. Kültürel çoğulculuğun, kardeşliğin ne demek olduğunu bilir Hatay.

Bakınız Bayezid-i Bistami’den başlayalım. Der ki o büyük üstat, Hatay’da mekânı olan, der ki; kesrette vahdet, yani çokluk içinde birlik. Biz Hatay’da Müslüman-Hristiyan, Sünni-Alevi-Nusayri,

Türkmen-Arap-Kürt, bütün Hataylılar kesret içinde vahdeti teslim ediyoruz. Birliğiniz, beraberliğiniz daim olsun. Siz sadece Türkiye’ye değil Ortadoğu’ya güzel bir örneksiniz. Etnik ve mezhebi çatışmaya girmiş Ortadoğu’daki kardeşlerinize örneksiniz. Hatay, bu birliği beraberliği korumaya devam edecek miyiz? ("Evet" sesleri) Devam edecek miyiz? ("Evet" sesleri) Aramıza fitne sokanlara karşı Hatay’daki çoğulculuğu Türkiye’ye, Türkiye’deki çoğulculuğu Ortadoğu’daki, Ortadoğu’daki çoğulculuğu dünyaya yayacak mıyız? ("Evet" sesleri) Yayacak mıyız? ("Evet" sesleri) Sizler barışın en güzel timsallerisiniz Hataylılar.

İşte biz AK Parti hareketi aslında temelde bu felsefeyle hareket ettik. Dedik ki; bu vatan, bu güzel vatan her bir köşesiyle farklı, etnik mezhebi grupları barındırıyor. Tarihi zengin, yani çok kesret var, ama onun ötesinde bir de vahdet var vahdet. Birlik var, bu birliğin sembolü İbrahimi gelenektir. Bu birliğin sembolü tarihimizdir. Bu birliğin sembolü Al Bayrağımızdır, Al Bayrağımızdır.

Anavatana bağlandıktan sonra hep semasında Al Bayrak dalgalanan Hatay’ı ebediyen Al Bayrağın gölgesinde yaşatacak mıyız? ("Evet" sesleri) Bu Al Bayrak, Hatay’a gölgelik olan bu Al Bayrak 780 bin kilometre karelik vatan toprağında ve ötesinde dalgalanmaya devam edecek mi? ("Evet" sesleri) Edecek mi? ("Evet" sesleri) Edecek mi? ("Evet" sesleri) İşte bizim davamız budur Hataylılar.

Huzurunuza geldiysek, emin olun sizlerden sadece oy talep etmek için gelmedik, destek talep etmek için gelmedik, sizlerle beraber Ortadoğu’ya haykırmak için geldik. Gelin ey kardeşler, birbirinize kıymayın, Hatay’da olduğu gibi barış içinde yaşayın. Halep’i de Hatay gibi barış şehri yapın, Lazkiye’yi de barış şehri yapın. Musul’u da, Bağdat’ı da, Şam’ı da barış şehri yapın diye buradan haykırmaya geldik. Hatay, biz size çok şey borçluyuz, siz hep güzel örnek oldunuz, hep destek verdiniz. Ama en

(2)

güzel örnek olma vakti bugünlerdir. Bakın etrafımızda bir ateş çemberi var, kardeş kardeşi kırıyor.

Herkes bir zalimden kaçabilmek için sığınacak diyar arıyor. Ama bu ateş çemberi içinde Irak’ın, Suriye’nin, Lübnan’ın, Ukrayna’nın, Mısır’ın, Libya’nın ateş çemberi içinde bir ülke var ki

demokrasisiyle ayakta, birliğiyle, beraberliğiyle ayakta, o ülke Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Türkiye Cumhuriyeti Devleti.

13 yıl önce başlattığımız demokratik hamlelerle, özgürlüklerle, milli iradeyle milletimizi bölen 28 Şubat zulmüne son verdik. Darbelere, vesayet kültürüne son verdik. Hatay, şahit misin, darbelere son verdik mi? ("Evet" sesleri) Vesayet kültürüne son verdik mi? ("Evet" sesleri) 28 Şubat’ta vatandaşları bölen anlayışa son verdik mi? ("Evet" sesleri) Başörtüsü zulmüne son verdik mi? ("Evet" sesleri) Başı açık, başı örtülü bütün vatan bacılarına Meclis’in kapılarını açtık mı? ("Evet" sesleri) İşte Hatay, AK Parti demek birlik demektir, AK Parti demek vahdet demektir. AK Parti demek, Bayezid-i Bistami’nin

kesrette vahdet ideali demektir. Bu ideali yaşatmaya var mısınız? ("Evet" sesleri) Var mısınız? ("Evet"

sesleri) Hatay’dan gür bir sesle bizi kimse ayıramaz, bizi kimse ayıramaz. Sünni, Nusayri, Alevi, Arap, Türk, Kürt, hep beraberiz, biriz, beraberiz, iriyiz demeye var mısınız? ("Varız" sesleri) Biriz demeye var mısınız? ("Varız" sesleri) İriyiz demeye var mısınız? ("Varız" sesleri) İşte diriyiz demeye, ayaktayız demeye var mısınız? ("Varız" sesleri) Allah razı olsun. Bu topraklar merhamet toprağıdır. Bu topraklarda biz hiçbir zaman zulme izin vermedik, vermeyeceğiz.

Aziz Hataylılar, şimdi gelin yine bir Hatay büyüğünden bahsedelim. Habib-i Neccar, yani Hazreti İsa’nın havarileri zulme uğrayıp Antakya’ya geldiklerinde onlara kapısını açıp buyur eden o ulu zat, Hatay denince akla gelen Habib-i Neccar’ın çocukları, torunları olarak gelin dertleşelim.

Şimdi Suriye’de bir zulüm yaşandı, büyük katliamlar yaşandı, kimyasal silah kullanıldı. 400 bin kardeşimiz şehit edildi. 4 milyon Suriyeli, 5 milyon Suriyeli Suriye dışına kaçtı. Bazı kardeşlerimiz de bakın açık söylüyorum, hiçbir zaman ayrım yapmadık, kapımıza kim geldiyse mazlum olan, kocasını kaybetmiş o dullar, babasını kaybetmiş yetimler geldiğinde sen Türkmen misin, Arap mısın, Kürt müsün diye sormadık, Sünni misin, Nusayri misin, Alevi misin, Şii misin diye sormadık, Müslüman mısın, Hristiyan mısın diye sormadık. Biz Habib-i Neccar’ın çocuklarıyız, kapımıza geleni kapıda bırakmayız, kapıda bırakmayız. Yasin-i Şerif’i hep okuyoruz, oradadır Habib-i Neccar’ın hikayesi.

Yasin-i Şerif’i okuyup da kapısına gelen mazlumu zalime teslim etmek bize yakışır mı? ("Hayır" sesleri) Yakışır mı? ("Hayır" sesleri) Şimdi Sayın Kılıçdaroğlu… (“Yuh” sesleri) Yuhalamayın. Ama dedi ki; bu Suriyelileri geri göndereceğiz. Aziz Hataylılar, her birinizi, her bir Hataylıyı alnından öpüyorum, sizlere biz teşekkür borçluyuz, minnet borçluyuz, tarihimizin onurunu siz kurtardınız, siz Habib-i Neccar’ın çocukları, siz ensar Hataylılar, gelen mazlumlara önce siz kucak açtınız. Şimdi bunu demek kolay Kılıçdaroğlu için. Ya o yetim için, ya o dul kadınlar için, ya o yaşlılar için bunu uygulamak kolay mı?

Bakın Osmanlı Devleti İspanya’da Yahudiler, Müslümanlar katledildiğinde 500 yıl önce kapılarını onlara açtı. Ne zaman bir mazlum bizim kapımıza gelmişse, Hacı Bektaşi Veli’nin dediği gibi; ocağımızı, soframızı, kapımızı ona açtık. Hataylılar, siz insanlık dersi verdiniz, insanlık dersi. Hem zalim Esad’a insanlık dersi verdiniz, hem dünyaya insanlık dersi verdiniz, şimdi de Kılıçdaroğlu’na insanlık dersi vermeye var mısınız? ("Varız" sesleri) Var mısınız? ("Varız" sesleri)

Bakın çok çarpıcıdır, 19. yüzyılda Sultan Abdülhamit döneminde bize sığınan Polonyalıları teslim etmemiz istendiğinde o büyük Sultan şunu söyledi: Tahtımı veririm, devletime sığınan hiç kimseyi vermem. O sığınanlar arasında Nazım Hikmet’in dedesi de vardı. Şimdi biz tarihimizden bu kültürü aldık. (“Hatay seninle gurur duyuyor” sesleri) Biz Hatay’la gurur duyuyoruz, emin olun.

Dışişleri Bakanlığım döneminde de hep gözümüz Hatay’da oldu. Suriye’yle ilişkilerimiz iyiyken, o zalim Esad halkına zulmetmezken hep Hatay üzerinden dış politikamızı yürüttük. Sonra zalim Esad zulme başladığında Hatay’a uçan her kuşu, Hatay’a gelen her yetimi, Hataylılarla birlikte yüreğimde hissettim. Hatay, Allah senden razı olsun, Allah seni Habib-i Neccar’ın huzuruna çıkarsın Hataylılar.

(3)

Biz iki cihana inanırız; bu cihana ve hesap meydanına. Orada da en iyi şekilde imtihanımızı vereceğiz inşallah. Şimdi Kılıçdaroğlu bunu söyledi, tamam onun kalbi mühürlenmiş. Ama Bahçeli dönüp,

Bahçeli’ye ben günlerce sordum; dönüp Bayırbucak’tan gelen Türkmenleri veremezsin demedi Bahçeli, dedi mi? ("Hayır" sesleri) Yayladağı’nın öbür tarafı, ecdat Bayırbucak Türkmenlerine demiş ki; gidin hac yolunu bekleyin. Tarih, kader sınırın ötesinde bıraktı diye biz onları zalim Esad’a teslim eder miyiz?

("Hayır" sesleri) Eder miyiz? ("Hayır" sesleri) Allah şahit ki bir tek Türkmen dahi teslim edilmeyecek, geri verilmeyecek, bağrımıza basacağız. Aynı şekilde bu ensar diyarı, bu Ezanı Muhammedin hiç dinmediği diyarda Reyhanlı’nın öbür yakasındaki… (Ya Allah bismillah Allah’u ekber” sesleri) Allah bu tekbirleri bu semalardan hiç eksik etmesin, hiç eksik etmesin. (“Amin” sesleri) Suriye semaları özledi o tekbiri, inşallah o semalarda da özgürce, özgürce minarelerden tekbirler seslenir. Minareleri yıktılar, teravih vakti çıkan cemaati kurşuna dizdiler. Gittik, gittik ve kendilerine anlatmaya çalıştık. 2011’de bir Ramazan günü 6 saat, 6,5 saat halkına kıyma, halkına zulüm etme, teravih namazından çıkanları katletme diye bu zalim Esad’a anlatmaya çalıştık. Dinlemedi, dinleseydi bugün Suriye huzur içinde olurdu. Dinlemedi, dinlemeyince bizim düsturumuzca bir zalim eğer kardeşimiz bile olsa o zalimle yolumuzu ayırırız dedik ve yolumuzu ayırdık. Ama Kılıçdaroğlu hep o zalimle yollarını kesiştirdi, milletvekillerini gönderdi, elini sıktırdı. Şimdi de işbirliği halinde Suriyelileri geri göndereceğiz diyor.

Nasıl Bayırbucak Türkmenlerini geri vermezsek, Reyhanlı’nın karşısından gelen ve bu toprakları her zaman beraberce paylaştığımız Arap kardeşlerimizi de vermeyiz, Arap kardeşlerimizi de. Ya da

Halep’ten gelen Kürt, Arap, Türkmen kardeşimizi de vermeyiz, Sünni kardeşimizi de vermeyiz, Nusayri kardeşimizi de. Müslüman, Hristiyan, kim gelirse gelsin bu Al Bayrak gölgesinde olan herkes bizim namusumuzdur, onun korunması bizim onurumuzdur, izzetimizdir.

Hataylılar, bunlar şimdi istismar edecekler. Suriyeliler bize yük oluyor diyecekler. Şimdi Hataylılar, bu çileyi çeken Hataylılar; siz mazlumları zalimlere teslim etmeyen politikamızdan razı mısınız? ("Evet"

sesleri) Razı mısınız? ("Evet" sesleri) Ne olursa olsun, kim olursa olsun bizim için sadece mazlum var ve zalim var demeye hazır mısınız? ("Evet" sesleri) Mazlumların yanındayız, zalimlerin karşısındayız demeye var mısınız? ("Varız" sesleri) Var mısınız? ("Varız" sesleri) Var mısınız? ("Varız" sesleri) Yolları buraya düşerse onları bu mesajla karşılayın. Kılıçdaroğlu’nu, Bahçeli’yi, kim gelirse gelsin… (“Dik dur eğilme AK gençlik seninle” sesleri) Kimin yolu düşerse düşsün, kim buraya gelirse hepsine aynı mesajı söyleyin. Ve deyin ki; biz Habib-i Neccar’ın torunları, biz onun mirasını devralanlar, biz mazlumları yurdumuzda, evimizde barındırırız. İstismar etmelerine izin vermeyin. Bu Kılıçdaroğlu, Avrupa’da olsa buna yabancı düşmanlığı derler. Gelip burada bizim milletimizi Suriyeli kardeşlerimize neredeyse karşı tahrik ediyorlar. Hataylılar, siz bir insanlık destanı yazdınız. Yüz yıl geçse, bin yıl geçse Hatay’ın bu insanlık destanı nesilden nesile aktarılacak. İşte bizim anlayışımız budur. Her an tahrik ediyorlar.

(“Hatay seninle gurur duyuyor” sesleri) Bakın, biz sizinle gurur duyuyoruz.

Gelin şöyle bir anlaşma yapalım, yapalım mı? ("Evet" sesleri) Davud-i Antaki’den bahsettim, büyük alim, büyük zat, Allah rahmet eylesin. Bu kadar fedakarlıktan ve böyle bir insanlık destanından sonra ben de adımı Ahmet Hatayi koymak istiyorum, Ahmet Hatayi, Davut Hatayi. Gönülden Hataylıyım.

Çünkü ben medeniyetler tarihi okudum, medeniyetin en derini Hatay’da. Ben dinler tarihi okudum, dini hoşgörünün en güzeli Hatay’da. Ben Ortadoğu tarihi okudum-okuttum, Ortadoğu’nun en hoşgörülü, en güzel barışı Hatay’da. Hatay, sen ne güzel örneksin, ne güzel örneksin.

Şimdi tahrikleri bitmiyor, CHP Genel Sekreteri de iki gün önce dedi ki, üç gün önce; Türkiye 48 saat içinde Suriye’ye girecek dedi. Yani, bu ne biliyor musunuz Hataylılar? Hani bunu örnek alın, bak 48 saat geçti girmedik, değil mi? Ya bu kadar palavra olur mu? Şimdi bakın size söyleyeyim; bu CHP Genel Sekreterinin Türkiye iki gün içinde Hatay’a girecek demesi ne kadar palavraysa,

Kılıçdaroğlu’nun asgari ücreti de o kadar palavra, o kadar palavra. Kılıçdaroğlu’nun verdiği sözlerin hepsi de o kadar palavra. Ama tabii şimdi iki gün içinde test etmek kolay, gerçekleşmedi, bitti. (“Vur vur inlesin, CHP dinlesin” sesleri) O zaman madem istiyorsunuz, biraz daha vuralım, vuralım mı?

("Evet" sesleri) Tamam. Şimdi iki günde attığı palavra boşa çıktı. Millet iktidar vermez ya, hadi

(4)

denemek için, hani 23 Nisan’da çocuklara bir gün Başbakanlık koltuğunu veriyoruz. 48 saatliğine Kılıçdaroğlu’na versek memleketi batırır batırır. Şimdi diyor ki; bana 4 yıl verin yeter. Niye öyle diyor biliyor musunuz? Gözleri fal taşı gibi açık. AK Parti Hazineyi doldurdu, 36 milyar dolardan 146 milyar dolara Merkez Bankası rezervi çıktı, Hazine dolu. Dediği şey şu aslında, ben yorumlayayım: Bana 4 yıl verin şu Hazineyi bir tüketeyim, ondan sonra çekip gideceğim. Biz ise ne diyoruz? Bize 4 yıl yetmez, biz büyük Türkiye’yi inşa ediyoruz. Biz asırlık yola çıkmışız, bize 4 yıl geçmez, Cumhuriyetin 100.

yılında da var olacağız. 2053’te de, 2071’de de, Malazgirt’in 1000. yılında da. AK Parti farklı kişilerle, ama mutlaka inancıyla, davasıyla bu yolun hizmetkarı olacak.

Yine burada şimdi hani Gezi provokasyonları olduğunda Hatay’da da gösteri yapanlar çıkmıştı. Bakın Abbasağa Parkında Beşiktaş’ta o Gezi provokasyonlarında kullandıkları parkta parkı yıkıp kafe yapıyorlar, kimsenin de sesi çıkmıyor. CHP’li Belediye Başkanı da diyor ki; hep halkı dinlersek iş yapamayız. Bunların zihniyeti bu, bunlar halkı dinlemeyi zül kabul ederler. Biz ise halkın yanından hiç ayrılmayız, hiç ayrılmayız.

Cumhurbaşkanımızın Başbakanlığı döneminde 12 yıl defaatle Hatay’a geldi. Bu benim Hatay’a ikinci gelişim Başbakan olduktan sonra. Biz sizin yanınızdan hiç ayrıldık mı? ("Hayır" sesleri) Sizinle omuz omuza dururken sizi hiç terk ettik mi? ("Hayır" sesleri) Sizin başınızı hiç öne eğdik mi? ("Hayır" sesleri) Verdiğimiz sözü tuttuk mu? ("Evet" sesleri) Bakın Kongreye geldim Aralık ayında, Kongrede söz verdim, İskenderun’da üniversite açacağız. İskenderun Teknik Üniversitesi 23 Nisan’da açıldı, Allah hayırlı mübarek etsin. İskenderun’a selam olsun. Oraya da gitmek isterdim, vaktim elverse gidecektim, ama en kısa zamanda gideceğim. (“Onlar konuşur AK Parti yapar” sesleri)

Hataylılar, siz hep bizim önümüzde yürüyorsunuz, ne güzel, ben konuşuyorum mesajı siz veriyorsunuz.

Onlar konuşur… ("AK Parti yapar" sesleri) Onlar konuşur… ("AK Parti yapar" sesleri) Onlar konuşur…

("AK Parti yapar" sesleri) İşte bu, millet biliyor; yapanı da biliyor, yıkanı da biliyor. Mazlumun yanında olanı da biliyor, zalimin yanında olanı da biliyor. 24 saat çalışanı da biliyor, yatanı da biliyor değil mi?

Allah razı olsun.

Şimdi bakın mazlum-zalim konusunda bir hususa daha dikkat çekelim, biraz daha dinlesin Kılıçdaroğlu bu meydandan, biraz daha dinlesin. (AK gençlik burada, Hocasının yanında” sesleri) Allah razı olsun.

Kılıçdaroğlu soruyor, bizim niye Suriye’de, İsrail’de, Mısır’da büyükelçimiz yok. Kafası almıyor. İsrail’de niye yok biliyor musunuz? Çünkü İsrail askerleri postallarıyla Mescid-i Aksa’ya giriyor Kılıçdaroğlu, Mavi Marmara’da 9 kardeşimizi şehit etti, Gazze’de çocukları öldürüyor. Hataylılar, yiğit Hataylılar, Arap, Türkmen, Sünni, Nusayri, Ortadoğu’nun çocukları; biz Kudüs’ü işgal eden, Mescid-i Aksa’yı işgal edenlerle dost olur muyuz? ("Hayır" sesleri) Olur muyuz? ("Hayır" sesleri) Kılıçdaroğlu gitsin olsun, biz olmayız.

Peki, Suriye’yle ilgili, bu kadar zalim, kendi halkına kimyasal silah kullanan bir zalimle biz dost olur muyuz? ("Hayır" sesleri) Olur muyuz? ("Hayır" sesleri) Olur muyuz? ("Hayır" sesleri) İşte Hatay’ın vicdanı böyle derken Kılıçdaroğlu’nun vicdanı mühürlenmiş. İşte söylüyorum, inşallah bir gün Suriye’de Suriye halkının gerçek temsilcileri Şam’a oturduğunda bilin ki Türkiye ile Suriye arasında sınır dahi kalmayacak, dostluğumuz ebedi olacak. Hep beraber eşit halklar olarak geleceği

yürüyeceğiz. Biz onlara saygı göstereceğiz, onlar bize.

Mısır’da yok, niye yok? Çünkü Mısır’daki darbecilerle problemimiz var. Ama Kılıçdaroğlu’nun problemi yok, çünkü o Türkiye’de de darbeci, dünyada da darbeci.

Gelin bir başka şahsiyetten daha zikredelim hep beraber. Milli birliğimiz-beraberliğimiz adına Tayfur Sökmen üstadımızı, liderimizi rahmetle analım. Hatay’ı Anavatan’a bağlayan o büyük insan ve arkadaşları ve bütün o kahramanları rahmetle, şükranla anıyoruz. O zaman biz milli birliği

pekiştirmiştik. Şimdi hep beraber bir muhasebe yapalım. CHP liste başı Esad’a şarkı yazan bir adam, Hatay’daki liste başı, biliyorsunuz değil mi? ("Evet" sesleri) Allah aşkına Tayfur Sökmen’in torunları Esad’a şarkı yazanlara oy verir mi? ("Hayır" sesleri) Oy verir mi? ("Hayır" sesleri) Hatay hakkında daha

(5)

hala haritalarında Hatay’ı kendi toprakları gibi gösteren o Esad zalimine şarkı yazanlara siz meydanı bırakır mısınız? ("Hayır" sesleri) Bırakır mısınız? ("Hayır" sesleri) Bırakır mısınız? ("Hayır" sesleri) Allah şahit biz de bırakmayız. Hatay, Türkiye toprağıdır, ebediyen Türkiye Cumhuriyeti toprağı olarak kalacaktır. Esad’a şarkı yazanlar Esad’ın yanına gitsinler. Onlarla hesabımız var, zalimlerle hesabımız var. Ve bilsinler ki o Acilciler, DHKP-C vesaire Esad’ın yetiştirdikleri teröre kucak açanlar, onlarla ortaklığa giren CHP de bilsin; bu toprakları onlara bırakmayız, Hatay ezeli ve ebedi Türkiye Cumhuriyeti toprağıdır ve böyle kalacaktır.

Sizin vereceğiniz oylar bu birliğe, beraberliğe verilen oylardır. Suriye’de yaşayanlar ister Sünni, ister Nusayri, Alevi kardeşimiz olsun, Türkiye topraklarında da biz bütün vatandaşlarımızı eşit görüyoruz.

Kimseye en ufak bir ayrımcılık yapmayız. Kimsenin bu topraklarda ikinci sınıf vatandaş görülmesine izin vermeyiz. Ama bilsinler, burada Esad posteriyle yola çıkanlar bilsinler; Gazi Mustafa Kemal Hatay’ı bağlarken öyle demişti o zaman Hatay politikasında: “Hatay, benim namusumdur” demişti. İşte

buradan sesleniyorum; Hatay, bizim namusumuzdur, namusumuzdur. Kimseye meydanı bırakmayız.

Bu topraklarda kimse başka bir ülkenin sözcüsü olamaz, izin vermeyiz. Onun için Tayfur Sökmen rahmetliyi anarak söylüyoruz; Hataylılar, aziz Hataylılar, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin birliğini, beraberliğini korumaya kararlı mısınız? ("Evet" sesleri) Kararlı mısınız? ("Evet" sesleri) Başka ülkelerin sözcülüğünü yapanlara, onlara şarkı yazanlara ders vermeye var mısınız? ("Varız" sesleri) Var mısınız?

("Varız" sesleri) Arap, Türk, Kürt, Sünni, Nusayri, Alevi, Müslüman, Hristiyan, bütün Hatay bu toprakları inşallah 7 Haziran’da da oylarınızla da tescil ederek barış diyarı yapmaya var mısınız? ("Varız" sesleri) Ortadoğu’ya dönerek işte barış diyarı budur demeye var mısınız? ("Varız" sesleri)

Bakınız o terörü bize bulaştırmak isteyenler çıktı, Reyhanlı’da 52 canımızı aldılar. Zanlılar yakalandı, bazıları CHP milletvekillerinin yakınları. Arkasından Suriye rejimi çıktı. İşte Hatay, işte Türkiye

Cumhuriyeti’nin 780 bin kilometrekarelik toprağı; buraya şiddeti kim bulaştırırsa ister DEAŞ, ister Esad rejimi, ister PKK veya diğerleri, biz sınırlarımızın her bir köşesini koruyarak Türkiye topraklarını barış ve huzur toprağı yapacağız. Elhamdülillah bunu yapacak kudretimiz de var. Hataylılar, bakınız…

(Tekbir, Allah’u ekber” sesleri) (Ya Allah bismillah Allah’u ekber” sesleri) Bu ses ne güzel sestir. Allah daim eylesin, Allah bu tekbirleri, vahdetimizi daim eylesin inşallah. (“Amin” sesleri) Bu birliğimizi, beraberliğimizi bozmak isteyenlere karşı bizi hep güçlü eylesin, müşfik eylesin.

Biz hep diyoruz ki, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni şefkatli ve kudretli kılacağız. Bakın size güzel bir haber vereyim; dün kendim yaşadığım için, Hatay’da da bu milli bilinci gördüğüm için sizlerle

paylaşmak istiyorum. Dün Bitlis’ten Muş’a giderken helikopterle gidiyorduk. Nemrut Dağı’nın üzerinde, Van’daki Nemrut Dağı, iki kanadımızda iki helikopter daha uçuyordu, bizi eşlik ediyor korumak için. Bu helikopterler ne helikopteriydi biliyor musunuz? Yüzde 100 yerli yapım Atak helikopterlerimiz, Atak helikopterlerimiz. Biz 12 yıl önce başka ülkelerden küçük piyade tüfeği bile almak için hibe

bekliyorduk. Şimdi kendi helikopterini yapan Türkiye Cumhuriyeti Devleti var. Türkiye’nin kudretinden memnun musunuz? ("Evet" sesleri) Bu devleti daha da kudretli yapmaya var mıyız? ("Evet" sesleri) Daha da kudretli yapabilmek için, istikrarı ve güveni temin etmeye var mısınız? ("Varız" sesleri) Yeniden AK Parti demeye var mısınız? ("Varız" sesleri) İkinci atılım dönemini, ikinci yarıyı başlatmaya var mısınız? ("Varız" sesleri) Kudretimiz artacak, herkes bilsin, dost bilsin, düşman bilsin, Türkiye kudretli olacak kudretli. Kendi savaş uçağımızı yapıyoruz 2023’te uçuracağız. Kendi bölgesel uçağımızı yapıyoruz sivil uçak, 2020’de uçuracağız. Kendi eğitim uçağımızı yapıyoruz Hürkuş, 2018’de

uçuracağız. Kendi denizaltımızı yapıyoruz, kendi gemilerimizi yapıyoruz. Ah Tayfur Sökmen ve arkadaşları yaşıyor olsalardı, herhalde ne güzel yapmışız da Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin ilelebet parçası olmuşuz derlerdi. 12 önce bunları yapabiliyor muyduk? ("Hayır" sesleri) Şimdi kendi

helikopterlerimizi yapıyoruz. Kim yaptı? ("AK Parti" sesleri) Kim yaptı? ("AK Parti" sesleri) Şimdi kendi savaş uçağımızı yapma yolundayız, kim yaptı? ("AK Parti" sesleri) Kim yaptı? ("AK Parti" sesleri) Şimdi kendi gemilerimizi yapıyoruz, kendi uzay ajansımızı kuruyoruz, kim kuruyor? ("AK Parti" sesleri) Kim kuruyor? ("AK Parti" sesleri) Onlar konuşur… ("AK Parti yapar" sesleri) Onlar konuşur… ("AK Parti

(6)

yapar" sesleri) Onlar konuşur… ("AK Parti yapar" sesleri)

Şimdi de konuşuyorlar, bize iktidar olacaklarını iddia ediyorlar, inanıyor musunuz? ("Hayır" sesleri) Bizim millette buluşmamızı engelleyebilirler mi? ("Hayır" sesleri) Engelleyebilirler mi? ("Hayır" sesleri) Engelleyebilirler mi? ("Hayır" sesleri) Milli iradeyi durdurabilirler mi? ("Hayır" sesleri) Şimdi buradan meydan okuyalım, Hataylılar şahit olsun, şahit misiniz? ("Evet" sesleri) Ben buradan, Hatay’dan bütün milletimin huzurunda meydan okuyorum; 8 Haziran sabahı eğer AK Parti iktidarını devam ettiremez, en büyük parti olmaz, seçimi kazanamazsa ben 8 Haziran günü istifa edeceğim. Peki, Kılıçdaroğlu böyle diyebiliyor mu? ("Hayır" sesleri) Bahçeli diyebiliyor mu? ("Hayır" sesleri) O son günlerde çok konuşan Demirtaş diyebiliyor mu? ("Hayır" sesleri) Niye diyemiyor? Çünkü iktidar olamayacaklarını biliyorlar. Millet onlara iktidar verir mi? ("Hayır" sesleri) Verir mi? ("Hayır" sesleri) İşte meydan okuyorum. Bak İngiltere’de seçimi kaybeden partilerin üçünün de lideri istifa etti. Bahçeli 12 seçim kaybetti 12, hala yerinde. Kılıçdaroğlu 5 seçim kaybetti, hala yerinde. (“Yuh” sesleri) Yuhalamayın, ama bilin. Peki, biz üst üste seçimler kazanıyoruz, ama bizde üç dönem kuralı var. Hep seçimi

kazansak bile üç dönem kuralı gereği diyoruz ki; bizim görevimiz bitti, şimdi arkadaki kardeşlerimize yol açalım. İşte siyaset ahlakı bu. Onun için de Sadullah Bey, sizin Bakanınız, milletvekiliniz bir dönem ara verdi şimdi arkadaki kardeşleri yola devam etsin diye. Bu siyaset ahlakından memnun musunuz?

("Evet" sesleri) Ama bizde kopmak yok, ayrılmak yok, bizde nefs yok, ego yok, bizde koltuk sevdası yok. Bizde millet aşkı var, millet aşkı. Bizde vatan aşkı var, vatan aşkı. Bizde Allah aşkı var, Allah aşkı.

Onun için hizmetlerimize aralıksız devam edeceğiz, mücadelemize devam edeceğiz.

Şimdi Cumhuriyet Halk Partisi’yle HDP ikiz kardeş oldular. Ben onlara artık CHDP diyorum, yani bir tarafıyla baktığınızda Cumhuriyet Halk Partisi, diğer tarafıyla HDP. Biri siz iyi bilirsiniz Esad’dan, biri bunların Türk BAAS’ı, yani Türk Esad’ı, diğeri de Kürt Esad’ı, bunların bakışları aynı, mantıkları aynı.

CHP Genel Başkanı ya da HDP Eşbaşkanı diyeyim, ikisi de birbirinin eşbaşkanı, Diyanet’i kaldıracağız diyor, öbürü de onu tekrar ediyor. Çünkü tek parti döneminde bu CHP’nin dinle problemi vardı, hala sürüyor, zihniyetleri değişmedi. HDP’nin de Marksist-Leninist gelenekten problemi var. Dün Fransız Komünist Partisi açıklama yapmış HDP’yi desteklediğine dair, eh yakışır yani, destek gelse gelse oradan gelir, millet bunlara destek verir mi? ("Hayır" sesleri) Verir mi? ("Hayır" sesleri) Milletin inancıyla, Diyanet’iyle kavgası olanlara Allah aşkına siz destek verir misiniz? ("Hayır" sesleri) Selam bile vermezsiniz de, hadi edeben karşılaşırsanız belki alırsınız değil mi? Biz bu meydanı onlara bırakmayız, burası Hatay’ın yiğitler meydanı, yiğitler meydanı.

Son 12-13 yıl içinde gece-gündüz çalışıp her türlü imkanla Türkiye’yi kalkındırmaya gayret ettik.

Hatay’a da bu anlamda hepinizin bildiği yoğun bir yatırım temposu içinde olduk. Bakın Hatay’a son 12 yıl içinde 5417 yeni derslik yapıldı, yapıldı mı? ("Evet" sesleri) Mustafa Kemal Üniversitesi 11 bin üniversitesi vardı, şimdi 37 bin öğrencisi var, memnun musunuz? ("Evet" sesleri) İşte İskenderun Teknik Üniversitesi’ni de kurduk. Biz sözümüzde durur muyuz? ("Evet" sesleri) Durur muyuz? ("Evet"

sesleri) İşte yeni sözlerimiz için yola devam ediyoruz. Hatay’da 151 kilometre yol vardı, şimdi 450 kilometre bölünmüş yol var. Hatay’ın çevre illerle bölünmüş yollarında seyahat ettiğinizde ülkenizle gurur duyuyor musunuz? ("Evet" sesleri) Duyuyor musunuz? ("Evet" sesleri) İşte sınırın öte yakında yollar çöktü, binalar çöktü, şehirler çöktü. Hatay’da ise yükselen Türkiye’nin yükselen şehri var.

Hatay’a mübarek olsun.

Yine 77 bin dönüm araziyi sulamaya açtık. 18 spor tesisi yaptık. Hatay’da doğalgaz yoktu, doğalgazı kim getirdi? ("AK Parti" sesleri) Kim getirdi? ("AK Parti" sesleri) Kim getirdi? ("AK Parti" sesleri)

Hatay’da Hatay Havalimanını kim açtı? ("AK Parti" sesleri) Hatay Havalimanında şu anda 1 milyon 100 bin yıllık yolcu var, memnun musunuz? ("Evet" sesleri) Memnun musunuz? ("Evet" sesleri) Doğalgazı getiren, havalimanını getiren AK Parti iktidarına güveniyor musunuz? ("Evet" sesleri) Onlar konuşur…

("AK Parti yapar" sesleri) Onlar konuşur… ("AK Parti yapar" sesleri)

İşte Hatay, şimdi de yeni sözler veriyoruz size. Bakın Cumhurbaşkanımız buraya geldiğinde söz

(7)

vermişti, Amanos Tünellerinin açılması için. Biz bunu bir emanet kabul ettik, proje çalışmalarını tamamlıyoruz. İşte Hatay Meydanından söz veriyorum; aziz Hataylılar, Amanos Tünelinin inşallah yapım ihalesine en geç 2016’da başlıyoruz yap-işlet-devretle. Bu o kadar önemli ki sadece Hatay için değil bütün Türkiye için, bütün Türkiye için. (“Recep Tayyip Erdoğan” sesleri) Cumhurbaşkanımıza da bu selamınız Hatay’dan mübarek olsun. Çünkü onunla birlikte 12 yıl içinde gece ve gündüz çalışırken sadece ve sadece bu milleti, sadece ve sadece mazlumları düşündüğüne hepimiz şahidiz.

Yine Amanos Tüneliyle Gaziantep, Kilis, Kahramanmaraş en kısa yoldan İskenderun Limanıyla

buluşacak. GAP Havzasını Amanos Tünelleriyle aşıp İskenderun’la buluşturan kim? ("AK Parti" sesleri) Kim? ("AK Parti" sesleri) Dağları yarıp Ferhat’la Şirin’i buluşturan kim? ("AK Parti" sesleri) Kim? ("AK Parti" sesleri) Kim? ("AK Parti" sesleri) Onlar konuşur… ("AK Parti yapar" sesleri) Bilin ki o aşılmaz zannedilen zorlu yollar var ya, 212 kilometrelik yolu 136 kilometreye indireceğiz, ama o zorlu dönemeçli yolların hepsi bitecek. Bereketli Harran, bereketli Antep ovaları, bereketli GAP Havzası, bereketli Amik Ovasıyla ve dünyaya açılan İskenderun’la buluşacak; Hatay’a mübarek olsun, Hatay’a hayırlı olsun.

İnşallah beklediğiniz stadyumu, 25 bin kişilik Hatay stadyumunu da yapıyoruz, o da mübarek olsun.

750 yataklı hastane, ayrıca Hatay’ın içindeki bütün sağlık ihtiyaçları tek tek karşılanacak. 19 yeni spor tesisi yapılacak. Ana-çocuk sağlık merkezleri, ağız-diş sağlığı merkezini yaptık, bundan sonra da Hatay’ın her türlü ihtiyacı karşılanacak.

Hataylılar, yiğit Hataylılar; bütün bu hizmetleri getiren AK Parti’ye güveniyor musunuz? ("Evet" sesleri) Güveniyor musunuz? ("Evet" sesleri) Bizlere güveniyor musunuz? ("Evet" sesleri)

Sınırınızın ötesindeki kaosa karşı burada fitne çıkarmak isteyenlere inadına kardeşlik, inadına barış, inadına huzur diyecek miyiz? ("Evet" sesleri) Diyecek miyiz? ("Evet" sesleri) Suriye’deki zulmü, terörü Türkiye’ye taşımak isteyenlere karşı Türk, Arap, Kürt, Sünni, Alevi, Nusayri dimdik duracak mıyız, dimdik? ("Evet" sesleri) Hep beraber, hep beraber duracak mıyız? ("Evet" sesleri) Söz mü? ("Söz"

sesleri) Söz mü? ("Söz" sesleri) Söz mü? ("Söz" sesleri) İnşallah 7 Haziran’da bu yolun yolcularına, Habib-i Neccar’ın talebelerine destek olacak mısınız? ("Evet" sesleri) Destek olacak mısınız? ("Evet"

sesleri) Hatay’da yeni bir destan yazacak mısınız? ("Evet" sesleri) Hatay’a gelip de Esad dostluğu yapanlara, Esad tişörtü taşıyanlara, Esad’a şarkı yazanlara bir büyük ders verecek misiniz? ("Evet"

sesleri) Verecek misiniz? ("Evet" sesleri) Burası Türkiye Cumhuriyeti Devleti, burada sadece Al Bayrak olur diyecek misiniz? ("Evet" sesleri) Kaldırın Al Bayrakları, herkes görsün, duysun ve bilsin; bu

topraklar Türkiye Cumhuriyeti Devleti toprağıdır. Esad zulmüne teşne olanlar bu topraklarda

barınmayacaklar. Esad’la işbirliği yapanlar, onun zulmüne katkı yapanlara bu millet dersini verecek.

Dersini verecek misiniz? ("Evet" sesleri) Zalime dersini verecek misiniz? ("Evet" sesleri) Zalime dost olanlara dersini verecek misiniz? ("Evet" sesleri) Mazluma sahip çıkacak mısınız? ("Evet" sesleri) Mazlumlara sahip çıkan AK Parti iktidarına inşallah 7 Haziran’da güçlü bir destek verecek misiniz?

("Evet" sesleri) Söz mü? ("Söz" sesleri) Söz mü? ("Söz" sesleri) Söz mü? ("Söz" sesleri) İnşallah Hatay’da en az yüzde 50 verecek misiniz? ("Evet" sesleri) Yüzde 50’yi aşacak mıyız? ("Evet" sesleri) Yüzde 55’i bulacak mıyız? ("Evet" sesleri) Bu azim ve kararlılıkla özellikle bacılarıma teşekkür ediyorum. Bütün kadınlara, bütün gençlere, bütün Hataylılara ulaşacak mıyız? ("Evet" sesleri) Gün bugündür diyecek miyiz? ("Evet" sesleri) Gelin sandıkları dolduralım diyecek miyiz? ("Evet" sesleri) Sandıkları oyla değil sadece aşkla, muhabbetle, şefkatle dolduralım diyecek misiniz? ("Evet" sesleri) Diyecek misiniz? ("Evet" sesleri) Söz mü? ("Söz" sesleri) Söz mü? ("Söz" sesleri) Söz mü? ("Söz" sesleri) Allah yar ve yardımcımız olsun, Allah’a emanet olun.

Referanslar

Benzer Belgeler

("Evet" sesleri) Allah sizden razı olsun. Şimdi geliniz, Eskişehir için o güzel planlarımızdan, sözlerimizden de bahsedelim, müjdelerimizden de. Beni en

("Amin" sesleri) Bütün erkeklerden duymak istiyorum Anneler Günü öncesinde, kadına karşı şiddete son diyecek misiniz.. ("Evet" sesleri) Kadına el kaldıran

("AK Parti" sesleri) İnşallah Adanalılar, bir taraftan Şakirpaşa Havalimanı, şimdi yeni yapmakta olduğumuz Çukurova Havalimanını da kullanacaksınız, Adana

Yahu özetten kitap anlaşılır mı? Şimdi okumaya başlamış ama arka sayfada kapaktan başlamış. Daha ön sayfalara gelene kadar acaba neler öğrenecek? Şimdi bugün

("AK Parti" sesleri) İşte bu zulümleri bitirdik, ülkede kalkınma hamlesi yaptık ya, Türkiye serpildi ya, dev ayakları üzerinde yükselmeye başladı ya aynı

Aziz Erzincanlılar, (“AK gençlik Erzincan Hocamızla her zaman” sözleri) Bizde her zaman sizinleyiz AK gençlik, her yerde sizinleyiz bütün gayretimiz inşallah sizin bu

("Varız" sesleri) İnşallah Isparta’ya gelen herkese, Türkiye siyasetinde olan herkese hikmet dersi vermeye var mısınız. ("Varız" sesleri)

("Varız" sesleri) Selçuklu, Osmanlı, Türkiye Cumhuriyeti çizgisinde yeni bir destan yazmaya var mısınız?. ("Varız" sesleri) Yeni