• Sonuç bulunamadı

Başbakan Davutoğlu nun Mersin Mitingi konuşmasının tam metni

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "Başbakan Davutoğlu nun Mersin Mitingi konuşmasının tam metni"

Copied!
9
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Başbakan Davutoğlu’nun Mersin Mitingi konuşmasının tam metni

Mayıs 09, 2015 - 12:12:00

Selam olsun selam olsun selam olsun, başları doğduğum, büyüdüğüm Toroslar kadar vakur

Mersinlilere selam olsun. Toroslar’ın zirvelerine, yaylalarına, Yörük obalarına selam olsun. Selam olsun Mersin’in ufkunu çizen Akdeniz’in dalgalarına, zerrelerine, ummana selam olsun.

("Mersin seninle gurur duyuyor" sesleri) Mersin, biz sizinle gurur duyuyoruz. Şu manzarayı gördüm ya bir kez daha yüreğim coşkuyla doldu, bütün Toroslar buraya akmış, Akdeniz’in dalgaları dalga dalga bu miting meydanını doldurmuş.

Mersinliler, hemşehrilerim, Toroslar’ın çocukları, Akdeniz’in çocukları; bizimle yürümeye var mısınız?

("Varız" sesleri) Var mısınız? ("Evet" sesleri) Türkiye Cumhuriyeti Devleti Toroslar gibi dik ve vakur kılmaya var mısınız? ("Evet" sesleri) Var mısınız? ("Evet" sesleri) Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni Akdeniz gibi engin yürekli kılmaya var mısınız? ("Evet" sesleri) Var mısınız? ("Evet" sesleri) İşte yolumuz bu.

Selam olsun Mersin’in kadim tarihine, Ashab-ı Kehf’e selam olsun, Danyal Peygambere selam olsun.

Mersin’i Mersin kılan bütün değerlere selam olsun.

Aziz Mersinliler, bugün bizi çok mutlu ettiniz, keşke helikopterle üzerinizden uçarken bizim

gördüğümüz manzarayı siz de görseydiniz, bütün Mersin bu meydana akmıştı. El salladınız, biz de gönlümüzle size el salladık.

Gördüğümüz manzara şu: Mersin ayakta, Toroslar ayakta; ayakta mı? ("Evet" sesleri) Toroslar ayakta mı? ("Evet" sesleri) Yörük obaları ayakta mı? ("Evet" sesleri) Duysunlar, ayakta mı? ("Evet" sesleri) Ayakta mı? ("Evet" sesleri) İşte ayağa kalkan bir devin ayak seslerini dünya duyacak.

Mersin’e selam olsun, Akdeniz’de, Anamur’a, Aydıncık’a selam olsun, Bozyazı’ya selam olsun.

Çamlıyayla’ya selam olsun, Erdemli’ye selam olsun, Gülnar’a selam olsun, Mezitli’ye, Mut’a selam olsun, Silifke’ye selam olsun, Tarsus’a selam olsun, o güzel Tarsus’a, Toroslar’a selam olsun, Yenişehir’e selam olsun.

Aziz Mersinliler…

("Mersin seninle gurur duyuyor" sesleri) Biz Mersin’le gurur duyuyoruz.

Bakın, çocukluğumda Toroslar’da, hemen bu dağlarda, Silifke’nin ötelerinde, Mut’un ötelerinde yazı geçirdiğimizde Mersin’den gelen, Anamur’dan, Silifke’den gelen, Karakeçilileri, Sarıkeçilileri,

Mersinlileri gördüğümde, işte derdim işte yiğit Türkmen obaları, Yörük obaları burada, işte derdim asırlar süren dostluklar burada. Akdeniz sahillerindeki bütün o yürekli Mersinlilerle en az 300-400 yıllık ata dostluğumuz var, hepsi babamı, dedemi bilirler. Onun için Mersinliler, ben Konyalı olduğum kadar Mersinliyim, Mersinliyim. Bizim için…

("Anamur seninle gurur duyuyor" sesleri) Anamur’un Yörüklerine selam olsun, bütün o sahillere.

Kardeşlerim, özellikle bacılarım, bakın size bir mesaj vereceğim, ben Mersin’e kongreye geldiğimde Mersin için ayna şehir demiştim, çünkü biz Mersin’e baktığımızda kendimizi görürüz. Mersin

Türkiye’nin küçük bir numunesidir, bütün kardeşler, her etnik mezhebi kökenden Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları buradadır; onun üzerinde duracağım.

(2)

Ama Mersin’in, özellikle de Mersinli kadınların, Mersinli bacıların bir destanı var ki bunu herkes duysun, özellikle de CHP duysun. Bakın, seçim beyannamesini yazarken biliyorsunuz sözleşmeyi, yeni Türkiye Sözleşmesini bizzat kaleme aldım, oraya bir tek ilden ve bir tek topluluktan bahsettim, Mersin

Arslanköylü kadınlardan bahsettim. Arkadaşlarım dedi ki, diğer iller alınabilir mi, acaba hiçbir ili zikretmesek mi? Dedim ki, Mersin Arslanköylü yiğit kadınları yazacağız, çünkü onlar sayesinde bugün biz demokrasiden bahsediyoruz.

1947 muhtarlık seçimlerinde, bu CHP’nin tek parti döneminde Arslanköy’de seçim yapıldığında tek partinin istemediği bir aday seçildiği için sandıklara el koymak istediler, ama Mersinli kadınlar var ya, o yiğit Mersinli kadınlar, Allah onlardan razı olsun, yarın Anneler Günü, demokrasimizin anaları Arslanköylü kadınlardır, Arslanköylü kadınlar. Ne yaptılar biliyor musunuz bacılar? O sandıklara kapadılar, gelen jandarmaya dediler ki, sandık bizim namusumuzdur dediler. İşte Mersin kadınları böyle yiğittir, Mersin erkekleri demokrasiyi kimseye bırakmaz.

Şimdi demokrasimiz o günden bugüne çok darbe yedi; 27 Mayıs ihtilali, 12 Mart muhtırası, 12 Eylül ihtilali, 28 Şubat muhtırası ve arkasından post-modern darbesi. Biz iktidardayken dahi nice darbeler, darbe teşebbüsleri gördük; 27 Nisan e-muhtıra. Şimdi Arslanköylü o yiğit kadınların torunları,

demokrasiye sahip çıkacak mısınız? ("Evet" sesleri) Sandık namusumuzdur diyecek misiniz? ("Evet"

sesleri) Sandıkta kimi seçersek Türkiye’yi o idare eder diyecek misiniz? ("Evet" sesleri) Diyecek misiniz? ("Evet" sesleri) Demokrasi, özgürlük, barış için 7 Haziran’da sandıkları fevç fevç dolduracak mısınız? ("Evet" sesleri) Sandıklardan Toroslar gibi dik başlı bir zafere imza atacak mısınız? ("Evet"

sesleri) Atacak mısınız? ("Evet" sesleri)

Şimdi CHP Genel Başkanı buradan duysun, MHP Genel Bakanı duysun, HDP Genel Başkanı duysun, paralel çete duysun, onların işbirlikçileri duysun, Türkiye’de artık milli iradeye kimse gem vuramaz, kimse gem vuramaz.

Bugün meydan okudum Hatay’da, bir meydan da Mersin’de okuyalım, söyledim, bakın İngiltere’de seçim oldu değil mi? ("Evet" sesleri) İktidar partisi kazandı, 3 muhalefet partisinin lideri de anında istifa etti. Kılıçdaroğlu, Bahçeli, Demirtaş; kendinize güveniyorsanız işte meydan bu meydan, ben Toroslar’ın çocuğu Toroslar’a dönerek diyorum ki, eğer bu millet bu emaneti bana vermezse, benim arkadaşlarıma, benim partime vermezse 7 Haziran akşamı istifa ederim. Siz de istifa etmeye hazır mısınız? Hazırız diyemezler, çünkü onlar iktidar olmayacaklarını biliyorlar. Bahçeli 12 seçim kaybetti mi? ("Evet" sesleri) Hiç istifa etti mi? ("Hayır" sesleri) Kılıçdaroğlu girdiği her seçimi kaybetti mi?

("Evet" sesleri) Hiç istifa etti mi? ("Hayır" sesleri) Demirtaş yeni daha, toy ama, acemi biraz,

öğrenecek, o da kaybetti girdiği seçimleri, hiç bıraktı mı? ("Hayır" sesleri) Bakın, biz 3 genel seçim kazandık, 3 mahalli seçim kazandık, 2 referandum kazandık, Allah’ın izniyle 7 Haziran’ı da kazanacak mıyız? ("Evet" sesleri) Kazanacak mıyız? ("Evet" sesleri)

Bakın, biraz önce iki kardeşimiz, Ömer Bey Kültür Bakanımız, Ali Bey Türk ekonomisini 12 yıl idare eden dostumuz, arkadaşımız, 3 dönem bitti, başarılı oldukları halde yerine yeni arkadaşlarına

devretmek için bir dönem ara veriyorlar, ama hiç gözleri arkada değil. İşte AK Parti’nin siyasi erdemi budur, AK Parti denince akla siyasi ahlak gelir, erdem gelir, mahviyet gelir.

Siz hiç AK Parti’nin emanete ihanet ettiğini duydunuz mu? ("Hayır" sesleri) Sizin verdiğiniz emanete sahip çıktık mı? ("Evet" sesleri) Bize güveniyor musunuz? ("Evet" sesleri) Güveniniz tam yerindedir.

Bilin ki, Toros Dağları çökmedikçe, Akdeniz kurumadıkça emanetinize bir saniye dahi ihanet etmeyiz, emanetinizi sahipsiz bırakmayız.

Bizim Taşkent’te, doğduğum yerde, Pirlerkondu’da bir Kıble Kayası var kıble istikametinde, dağ bir kayadır, hep ona gider derim ki, Sultan Alaeddin Keykubat’ın önünde önüne pınarı vardır, Sultan Suyu derler, ya Rabbi, bu Kıble Kayası gibi bir an dahi zalimin ya da namerdin karısında boynumu eğme.

("Amin" sesleri) Ya Rabbi, 78 milyonu temsil ederken bir an dahi zillet tattırma bize. ("Amin" sesleri)

(3)

Kıble Kayası ne kadar dikse, Toroslar ne kadar dikse, Allah şahit, biz bu Al Bayrak için dünyada dimdik durduk, dimdik durduk. Gösterin Al Bayrakları ki görmeyenler görsünler.

Şimdi bir tarafta vatanın her köşesinde bu Al Bayrağı dalgalandıranlar, dünyada dalgalandıranlar, diğer tarafta ise acaba Türkiye tökezler mi diye bekleyenler; işte aramızdaki fark bu. Biz bu Al Bayrağın hilalini istiklalimizin, tevhidimizin sembolü bilmişiz.

Aralık ayında Üsküp’e gittiğimizde oradaki soydaşlarımız dedi ki aziz Mersinliler, döndüler, Sayın Başbakanım, bize bayrak gönderir misin dediler. Dedim ki, siz ki evladı Fatihansınız, siz ki Konya’dan göç etmiş yiğitlersiniz, Toroslar’dan gitmişsiniz, her eve bir Al Bayrak, bir Kur’an-ı Azimüşşan, bir Türkçe Sözlük gönderiyoruz Avrupa’daki her eve. Şimdi biz Türkiye sathında demokrasi mücadelesi veriyoruz, her yerde milli birliği, kardeşliği savunuyoruz.

Bu benim 24’üncü mitingim, gün oldu Erzurum’daydık, Sivas’taydık, Karadeniz’deydik, Akdeniz’deydik, aynı gün Osmaniye’den Samsun’a gittik, daha dün Adıyaman’daydık, Bitlis’teydik, bugün Hatay’dayız, Mersin’deyiz, önümüzdeki hafta Ege’deyiz, bütün Türkiye’yi dolaşıyoruz, diğerleri belli bölgelere gidiyoruz. Buraya gelip milliyetçilik taslayanlara deyin ki, bu Al Bayrağı Türkiye’nin her yerinde dalgalandırıyor musunuz diye sorun, gidebiliyor musunuz diye sorun. İşte bizimle diğerleri arasındaki fark bu.

Bunların bir kısmı sahil partisi, sadece sahillerde olur, bir kısmı sadece Doğu, Güneydoğu’da Kürt kardeşlerimizi istismar eder, bir kısmı Orta Anadolu’da sadece milliyetçilik taslar. Bütün Türkiye’yi kuşatan parti, hangi parti? ("AK Parti" sesleri) Türkiye’nin doğusunda var olan parti hangi parti? ("AK Parti" sesleri) Batında hangi parti? ("AK Parti" sesleri) Kuzeyinde hangi parti? ("AK Parti" sesleri) Güneyinde hangi parti? ("AK Parti" sesleri) Ve bu Al Bayrağı Asya’da, Afrika’da, Avrupa’da

dalgalandıran parti kim? ("AK Parti" sesleri) Kim? ("AK Parti" sesleri) Kim? ("AK Parti" sesleri) İşte aramızdaki fark bu.

Şimdi demokrasiye sahip çıktığımız gibi, milli birliğe, beraberliğe de sahip çıkacağız. Onun için biz bir taraftan demokrasiyi kökleştirirken, diğer taraftan milli birlik ve beraberlik projesi dedik. Mersin bu anlamda bir ayna şehir, Toroslar’ın Türkleri, Yörük obaları var, Doğu’dan, Güneydoğu Anadolu’dan gelen yiğit Kürt kardeşlerimiz, Zaza kardeşlerimiz var, Arap kökenli kardeşlerimiz var, Mersin deyince biz Türkiye’nin özeti deriz, Türkiye’nin özeti. Ve biz Mersin’e gelirken, Mersinli vatandaşlarımıza hitap ederken onların etnik ve mezhebi kökenini görmeyiz, onlarda gördüğümüz tek şey, onlarda

hissettiğimiz tek şey aşktır, muhabbettir, sevdadır.

Aziz Mersinliler, Türkmen’iyle, Kürt’üyle, Arap’ıyla bu Mersin’de yaşarken, kardeş kardeşe, omuz omuza yaşayacak mıyız? ("Evet" sesleri) Yaşayacak mıyız? ("Evet" sesleri) Sultan Alparslan’ın ordusunda yiğit Türkmen beyleriyle, yiğit Kürt, Zaza beylerinin Anadolu’da yeni bir harekete

başlaması gibi yeni Türkiye’yi inşa edecek miyiz? ("Evet" sesleri) Edecek miyiz? ("Evet" sesleri) Sultan Selahaddin Eyyubi’nin ordusundaki yiğitler gibi, Türk, Türk, Arap, Ortadoğu’da ve dünyada adaletin timsali olacak mıyız? ("Evet" sesleri) Olacak mıyız? ("Evet" sesleri)

Özellikle burada 1 dakika duralım, 30 saniye ara verelim, birisi duysun, şu HDP Eşbaşkanı var ya bir duysun, Türkmenlerden duysun, Kürtlerden, Araplardan duysun. Hani diyor ya Kudüs Yahudilerin kutsam mekanıdır. Ey Mersin, Kudüs kimin kutsal mekanıdır? Bizim bizim bizim. Kudüs Yahudilerin kutsal mekanıdır diyen bu gafile haddini bildirecek misiniz? ("Evet" sesleri) Haddini bildirecek misiniz?

("Evet" sesleri) Türkmen, Kürt, Arap yiğitler; Kudüs bizim kutsalımızdır diyecek misiniz? ("Evet" sesleri) Diyecek misiniz? ("Evet" sesleri)

Toroslar çökmedikçe, Akdeniz kurumadıkça, gök yere inmedikçe hiçbir şekilde Kudüs’ün İslam

karakterinin değişmesine izin vermeyeceğiz. Gök yere iner mi? ("Hayır" sesleri) Toroslar diz çöker mi?

("Hayır" sesleri) Akdeniz kurur mu? ("Hayır" sesleri) İşte bizim inancımız da kurumaz, bizim inancımız

(4)

da, bizim örfümüz de diz çökmez.

Öbür tarafta Kılıçdaroğlu dönüp diyor ki, İsrail’de niye büyükelçimiz yok. İsrail’de büyükelçimiz niye olmadığını anlaman için çok uzun düşünmene gerek yok, sadece Mavi Marmara’yı düşün yeter, nerede olduğunu bilmezsin ama, Mescid-i Aksa’yı düşün yeter.

Bir kez daha Mersin’den haykırıyoruz, yiğitler, bacılar; zalime karşı dimdik duran Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nden razı mısınız? ("Evet" sesleri) Zalime karşı dimdik durmaya devam edecek miyiz? ("Evet"

sesleri) Mazluma sahip çıkmaya devam edecek miyiz? ("Evet" sesleri)

Bunlara bakmayın bunlara, Kudüs’ü bilmez ki Kılıçdaroğlu. Mersin’e geldi ne dedi? Güneydoğu’nun incisi güzel Mersin dedi. Ya Mersin’in nerede olduğunu bilmeyen Kudüs’ün nerede olduğunu bilir mi?

Öğrenecek ama, söyleye söyleye öğreteceğiz, bilmiyorlar ama öğreteceğiz.

Buraya gelirse Arslanköylü bacılarımızı getirin de bir ders versin ona, bir demokrasi dersi versin.

BİR VATANDAŞ- Gelmesin.

BAŞBAKAN AHMET DAVUTOĞLU- Bacım gelmesin diyor, gelebilir, ama sizden ders almaya gelsin.

Mersinliye kimse ders veremez, veremez.

Bakın… (Tezahüratlar) Anamur’a da geleceğim, her yere geleceğim. Burnumda tütüyor Anamur, Silifke.

Bir Silifke türküsü hatırlatmıştım, bilirsiniz, Kılıçdaroğlu’nun bu vaatleri üzerine. Silifkeliler ne der?..

Kılıçdaroğlu’nu bu sabah gördüm Ziraat Odaları Birliği’nde, orada da kendisine söyledim, bu mesela hesap meselesi Sayın Kılıçdaroğlu.

Bakın, bir sürü vaat ve şöyle diyor: Bana bir 4 yıl verin, başka bir şey istemiyorum. Neden? Çünkü Ali Bey biraz önce anlattı, biz güzelce Hazineyi doldurduk, 46 milyar dolardan 146 milyar dolara kadar rezervleri dopdolu, Allah bereketini versin. ("Amin" sesleri) Hep alın teriyle bu Kılıçdaroğlu, oturarak değil. Şimdi gözü o Hazinede, gelecek, har vurup harman savurup çekip gidecek.

Şimdi Silifke Türküsü ne der? Aslı yok yaylasında bir sürü koyunum var, herkes kendi kesesinden yesin, için, saltanatım var benim. Kılıçdaroğlu’nun o dediği şeyler aslı yok yaylası gibi; öyle mi Silifkeliler?

("Evet" sesleri) Bunun asla yok yaylasından öttürdüğü türküleri dinler mi Mersinliler? ("Hayır" sesleri) Kulak verir mi? ("Hayır" sesleri) Herkes kendi kesinden yiyecek, o da beylik taslayacak. Silifkeliler palavracılara böyle der. Buraya gelirse ona bu Silifke türküsünü bir öğreti verin Allah rızası için;

öğretirsiniz değil mi? ("Evet" sesleri)

Sonra bir şunu sorun: Bir kampanya başlattıydı hani milletçe alkışlamak falan, durdu o kampanya.

Amerika’dan gelen o reklamcıya ne kadar para verdi, CHP’liler de bunu sorması lazım, bir sorması lazım. Amerika’dan reklamcı getirdin, bir reklam başlattın, yalancının mumu yatsıya kadar sürermiş, bunun propagandası öğlende söndü, bir daha bahis açılmadı. Nereye gitti bu CHP’nin paraları?

Sonra bir de şunu soruverin: Siz bilirsiniz, Mersin’de Deniz Park diye eski Belediye Başkanı bir park açtı değil mi? 35 milyon Türk Lirası para döktüler buraya, Kılıçdaroğlu da bunu övdü, şimdi yıkılıyor;

bunların hesabı bu kadar işte, bu kadar hesabı.

Bu sabah da ifade ettim, çiftçilerimizle ilgili yaptığımız işleri anlattım. Ama 2001 yılında çiftçilere verilen bütün destekleri bunlar kesti. Onu kesen Kemal Derviş’i de şimdi akıl hocası olarak yanında tutmaya çalışıyor. Kılıçdaroğlu eski Türkiye’nin sözcüsü. Ey Mersin, yeni Türkiye’nin sözcüsü olmaya var mısınız? ("Evet" sesleri) Var mısınız? ("Evet" sesleri) Darbecilere karşı demokrasi demeye var mısınız? ("Evet" sesleri) Ekonomik geri kalmışlığa, zillete karşı onurlu Türkiye demeye var mısınız?

("Evet" sesleri) Var mısınız? ("Evet" sesleri) Var mısınız? ("Evet" sesleri) Söz mü? ("Söz" sesleri) Söz mü? ("Söz" sesleri) Peki o zaman Mersin’de bu sefer yüzde 50’yi aşacak mıyız? ("Evet" sesleri) Aşacak mıyız? ("Evet" sesleri) Toros sözü mü? ("Evet" sesleri) İşte beklediğimiz bu.

Öte yandan Kılıçdaroğlu yanında Bahçeli geldiğinde de şu soruları bir sorun kendisine… (Tezahüratlar)

(5)

Yörük’üm eyvallah, Yörük’üm, kıskananlar utansın. Evet, Yörük’üm, Türkmen’im, korkmadan bunu söylüyorum, aynen Kürt kardeşimin, Arap kardeşimin korkmadan kendi kimliğini söyleyebilmesi gibi.

("Kıskananlar çatlasın" sesleri) Sadece çatlamasınlar, o anlamda değil, 7 Haziran akşamı eğer başaramazlarsa istifa etsinler gitsinler değil mi? ("Evet" sesleri) Bırakıp gitsinler.

Şimdi bakın, gurur duyacağınızı bilerek söylüyorum, size selam getirdim Mersinliler. Nereden biliyor musunuz? Iğdır’dan selam getirdim, Bitlis’ten selam getirdim, Ağrı’dan selam getirdim, Muş’tan selam getirdim, Van’dan selam, Adıyaman’dan, Elazığ’dan selam getirdim. Oradaki kardeşleriniz diyor ki, bu HDP Eşbaşkanı ne yaparsa yapsın, bizim kardeşliğimiz ezelidir, ebedidir diyor. Milli kardeşlik projesi, çözüm süreci bu topraklarda ebedi kardeşlik için mutlaka başarıya ulaşacaktır.

Şimdi HDP Eşbaşkanı CHP ağzıyla konuşuyor, tek parti CHP’si Diyanet kapatılsın diyor. Neden biliyor musunuz? Bunların hepsi aynı zihniyet, birisi Türk BAAS’ı, biri Kürt BAAS’ı, aralarında hiçbir fark yok.

İmam hatiplerin orta kısmı kapatılsın diye programlar yapıyor. Ya Allah aşkına, biz 28 Şubat’ı tarihe gömmedik mi? ("Evet" sesleri) Tek parti dönemini Arslanköylü kadınlar tarihe gömmedi mi? ("Evet"

sesleri) Bir daha gelmesine izin verir miyiz? ("Hayır" sesleri) Bir daha bu milletin diniyle, inancıyla oynanmasına izin verir miyiz? ("Hayır" sesleri) Bunun garantisi hangi parti? ("AK Parti" sesleri) Hangi parti? ("AK Parti" sesleri) Hangi parti? ("AK Parti" sesleri) Hangi parti? ("AK Parti" sesleri) Peki, AK Parti’yi bunlar karşısında güçlü kılmaya var mısınız? ("Evet" sesleri) Var mısınız? ("Evet" sesleri) Var mısınız? ("Evet" sesleri) Mersin’i Bitlis’le, Diyarbakır’la, Hakkari’yle, Edirne’yle, Konya’yla kardeş kılmaya var mısınız? ("Evet" sesleri) Biz kardeşliğimizi ebedi kılacak mıyız? ("Evet" sesleri)

O zaman Demirtaş, batıda barış sözcülüğü, doğuda terör sözcülüğü yapma. Bazı sorular soruyorum Demirtaş’a. Burada, Mersin’de Yörükler, Kürtler, Araplar barış içinde yaşıyorlar, buraları karıştırmayın, Doğu’yu, Güneydoğu’yu karıştırmayın.

İlk sorum şu: Senin kardeşin dağda ne yapıyor, ne yapıyor? Niye inmiyor, niye barış için çalışmıyor?

Yine soruyorum, niye 6-7 Ekim olaylarında Doğu’daki, Güneydoğu’daki kardeşlerimizi zulüm altında inletecek şekilde sokaklara insanları çıkardın? Yasin Börü diye 16 yaşındaki civan gibi bir delikanlıyı 4’üncü kattan atanları niye lanetlemedin? Seçim vakti yaklaşınca şehirde barış sözcüsü, bitince terör sözcüsü; böyle ikiyüzlülük olmaz, maskeni indir karşımıza öyle çık, maskeni indir.

Doğu’da, Güneydoğu’da, Türkiye’nin her köşesinde bu Al Bayrağı hep beraber dalgalandıracağız. Biz eğer bir kez bu kardeşliği ihdas etmişsek kimsenin bozmasına izin vermeyiz.

Şimdi Aziz Mersinliler, siz de Türkiye’nin her köşesine güçlü bir selam gönderiyor musunuz? ("Evet"

sesleri) Gönderiyor musunuz? ("Evet" sesleri) Gönderiyor musunuz? ("Evet" sesleri) Kardeşiz diyor musunuz? ("Evet" sesleri) Toroslar’la Ağrı Dağı kardeş diyor musunuz? ("Evet" sesleri) Uludağ’la Cudi kardeş diyor musunuz? ("Evet" sesleri) İşte bizim için mesele budur. Göksu’yla Fırat kardeş diyor musunuz? ("Evet" sesleri) Bizi ayırabilirler mi? ("Hayır" sesleri)

Toroslar’dan gelen Yörük yiğitle, bacılar, Doğudan, Güneydoğu’dan gelen Kürt yiğitler, bacılar; sizi ayırabilirler mi birbirinizden? ("Hayır" sesleri) Koparabilirler mi etle tırnağı? ("Hayır" sesleri) İzin verir misiniz? ("Hayır" sesleri) İşte o zaman sizden talebimiz şudur: Mersin’de, bizim ayna şehrimizde öyle bir netice alalım ki, Türkiye içindeki bu tür ayrımcılar, bölücüler de, dünyadaki tuzak kuranlar da bir güçlü mesaj alsın, herkes sandıklara gitsin ve milli beraberlik desin, kardeşlik desin. Buna var mısınız?

("Varız" sesleri) Var mısınız? ("Varız" sesleri)

İşte Bahçeli geldiğinde de şu birkaç soruyu şuna sorun: 2002’de sen iktidardayken dünyada

Türkiye’nin itibarı neydi diye sorun. Paramızın itibarı var mıydı? ("Hayır" sesleri) Türk Silahlı Kuvvetleri kendi silahlarını kullanabiliyor muydu? ("Hayır" sesleri) Kendi gemimiz var mıydı?

Peki şimdi aziz Mersinliler, gurur duyasınız diye söylüyorum, özellikle de en arkadaki bu Akdeniz gibi ufuktaki en arkadaki Mersinli kardeşime sesleniyorum, oradan da ses verin bize, göz göze

gelemiyorsak da gönlümüz size hitap ediyor. Dün Bitlis’ten Muş’a geçerken helikopterle geçiyoruz buraya geldiğimiz gibi, o güzelim Van Gölü’nün üzerinden kıvrıldık Nemrut Dağı’nın … sağ ve sol

(6)

kanadımızda iki helikopter vardı, yüzde 100 Türk yapımı Atak helikopterleri. Geçtiğimiz hafta hizmete girdiler, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı olarak gurur duydum. Artık Skorsky, Kobra demiyoruz, Türk helikopteri Atak var bu semalarda diyoruz. Kim yaptı? ("AK Parti" sesleri) Türkiye’de yüzde 100 Türk ürünü Atak helikopterini kim yaptı? ("AK Parti" sesleri) Kim yaptı? ("AK Parti" sesleri) Onlar konuşur...

("AK Parti yapar" sesleri) Onlar konuşur... ("AK Parti yapar" sesleri) Onlar milliyetçilik taslar, ama AK Parti yapar.

Şimdi söz veriyorum Mersinliler, Toroslar’ın huzurunda söz veriyorum, Akdeniz’in huzurunda söz veriyorum, 2023 yılında bu Toros semalarında var ya yüzde 100 Türk yapımı inşallah milli savaş uçağımız uçacak, kimseye muhtaç olmayacağız, namerde muhtaç olmayacağız.

Yine siz bilirsiniz, bakın 2002’de Bahçeli Başbakan Yardımcısıyken bu millet öyle bir durumdaydı ki, kimse Bahçeli ne düşünüyor diye sormazdı, rahmetli Ecevit Başbakandı, kimsi o ne düşünüyor diye de sormazdı, herkes IMF memuru ne diyor Türkiye hakkında diye onu sorardı, bu duruma düşmüştük.

Peki, IMF borcunu kim bitir? ("AK Parti" sesleri) Türkiye’yi uluslararası alanda başı dik kim kıldı? ("AK Parti" sesleri) Kim kıldı? ("AK Parti" sesleri) Kim kıldı? ("AK Parti" sesleri)

Yine bir Yörük sözüdür, dedem söyler idi, o da Han’ım hey diye Dede Korkut Destanı’ndan bugünlere gelen bir sözdür. Dede Korkut Han’a seslenir, der ki; Han’ım, Allah senin umudunu eksiltmesin, Allah seni namerde muhtaç eylemesin. ("Amin" sesleri) İşte biz dedemin dediği, Allah Türkiye’ye öyle bir güç versin ki, değil namerde merde dahi muhtaç eylemesin. ("Amin" sesleri)

İşte şimdi Türkiye kendi yağıyla kavurabiliyor mu? ("Evet" sesleri) Namerde muhtaç mı? ("Hayır"

sesleri) Merde muhtaç mı? ("Hayır" sesleri) Peki, muhtaçlara yardım yapabiliyor mu? ("Evet" sesleri) Dünyada şu anda muhtaçlara en fazla yardım yapan ülke Türkiye, yılda 3,5 milyar dolar. Afrika’dan Asya’ya, gönüldaşlara yardım ediyoruz, fakirlere, gurebaya yardım ediyoruz.

Bakın sizinle bir kıyas daha yapalım; Sakarya depremini hatırlıyor musunuz? ("Evet" sesleri) Hani 17 Ağustos, yüreğimiz yandı. O deprem oldu, 2-3 Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanı Sakarya’ya

ulaşamadı, Ankara’dan Sakarya’ya. Ne günler ya Rabbi. AK Parti iktidarı geldi, Sayın

Cumhurbaşkanımızın Başbakanlığı döneminde öylesine güce ulaştık ki, Van depremi oldu 17 bin konut yaptık, 17 bin. Dün Bingöl’deydim, 8 bin konut yapıldı Bingöl depreminden sonra.

Ama en güzeli ne biliyor musunuz? Nepal’da deprem oldu, Nepal depremine yardıma giden ilk uçak kimin uçağıydı? Türkiye Cumhuriyeti’nin uçağıydı. Değil Türkiye’ye, dünyadaki ihtiyaç sahibi herkese yardım eden bir ülkenin vatandaşı olmaktan memnun musunuz? ("Evet" sesleri) Gurur duyuyor musunuz? ("Evet" sesleri) Türkiye kudretli mi? ("Evet" sesleri) Şefkatli mi? ("Evet" sesleri) Sizlere soruyorum, bu kudreti ve şefkati kim yaptı? ("AK Parti" sesleri) Kim yaptı? ("AK Parti" sesleri) Allah devlete ve millete zeval vermesin. ("Amin" sesleri) Kudretimiz ve şefkatimizi eksik kılmasın. ("Amin"

sesleri)

İşte onun için Kılıçdaroğlu der ki, Suriyelileri memleketine gönderelim. Be hey, biz Toros yiğitleri gelmişiz Toros’a konmuşuz, bazı Türkmen obaları da gitmiş Bayırbucak’a konmuş. Şimdi o obalar, o obaların yiğitleri zalim Esad’dan zulüm görürlerse ve bize gelirlerse, biz kardeşlerimizi teslim eder miyiz? ("Hayır" sesleri) Eder miyiz? ("Hayır" sesleri) Etmeyiz.

Şimdi Bahçeli’ye soruyorum, peki niye dönüp Kılıçdaroğlu’na, ben Türkmen yiğitlerini vermem, Türkmen yetimlerini vermem diye niye söylemiyorsun? Aynı şey Demirtaş için de geçerli.

Halep’ten, Haseki‘den, Aynul Arap’tan, Kobani’den gelen Kürt kardeşlerimizi de bağrımıza bastık. Allah şahit ki, biz bu cihanda nefes alıp verirken bir tek mazlumu dahi zalime teslim etmeyiz; eder miyiz?

("Hayır" sesleri) Bizim mazlumlara sahip çıkmamızdan razı mısınız? ("Evet" sesleri) Peki bu mazlumları zalimlere teslim etmek isteyenlere bir ders vermeye hazır mısınız? ("Evet" sesleri) Bizim örfümüzde, geleneğimizde zalime mazlumu teslim etmek yok diyecek misiniz? ("Evet" sesleri)

(7)

Sultan Abdülhamit Han’a Lehistan’dan gelip sığınanlar olunca, teslim etmesi istenir. Ne der o ulu Sultan bilir misiniz? Tahtımı veririm ama, bizim devletimize sığınan kimseyi vermem. İşte bizim

şiarımız budur, bizim şiarımız budur ve bu şiar etrafında nerede olursa olsun mazluma sahip çıkacağız.

Kudüs’e sahip çıkacak mıyız? ("Evet" sesleri) Filistin burada mı? ("Evet" sesleri) Saraybosna burada mı?

("Evet" sesleri) Semerkand, Buhara burada mı? ("Evet" sesleri) Kerkük burada mı? ("Evet" sesleri) Halepçe burada mı? Haseki burada mı? ("Evet" sesleri)

İşte bu seçim aziz Mersinliler, sadece Türkiye’nin seçimi değil, bu seçim Ortadoğu’nun, Balkanlar’ın, Kafkaslar’ın, Orta Asya’nın seçimi. Sizin vereceğiniz oy sadece Türkiye’nin kaderini değil, bütün o bölgelerdeki kardeşlerimizin kaderini de etkileyecek. Bu oyu verecek misiniz? ("Evet" sesleri) Desteğinizi eksik etmeyeceksiniz inşallah değil mi? ("Evet" sesleri)

Şimdi gelin ekonomimizde geldiğimiz yola bakalım.

Mersin, Akdeniz’in en önemli 10 limanından biri. Size söz veriyorum, inşallah Mersin Akdeniz’in en önemli 5 limanından biri olacak, 5.

Bizim ihracat kapımız. 2002’de ihracatımız 36 milyar dolardı, şimdi 158 milyar dolar. Kim yaptı? ("AK Parti" sesleri) Kim yaptı? ("AK Parti" sesleri) Kim yaptı? ("AK Parti" sesleri) Onlar konuşur... ("AK Parti yapar" sesleri) Onlar konuşur... ("AK Parti yapar" sesleri) Mersin bütün bu ihracatın ana köprüsü, bizim gücümüz burada.

Biz iktidara geldiğimizde Türkiye’de toplam ambulans sayısı 611’di, şimdi 4387; aradaki fark bu, Bahçeli duysun.

Bakın öyle acı ki, evvelsi gün konuşurken Ağrı’da sadece ambulans varmış, Iğdır’da 4 ambulans varmış, Kars’ta yine 3 ambulans, düşünün koca koca şehirlerde. Şimdi bu şehirlerin hepsinde kar paletli ambulanslar var, kar paletli. Bunu niye söylüyorum? Yarın Anneler Günü, ben Toroslar’ın zirvesinden, Taşkent’ten Konya’ya hastaneye yetişemediği için annesini kaybeden bir Toroslu

çocuğum, Allah anama ve bütün annelere rahmet eylesin. Şimdi aynı Toroslar’da her kış eskiden bize haber gelirdi, kızaklarla götürülen 3 kişi donu, 2 kişi dondu; işte eski Türkiye bu. Yeni Türkiye’de Toroslar’dan bir telefon gelse, hastam var ya da hamile bir hanım var, biz oraya helikopter ambulansla iniyoruz, helikopter ambulansla, kar paletli ambulanslarla getiriyoruz hastalarımızı. Artık hiçbir ana yüreği yanmayacak, hem terör meselesini bitirerek ana yüreklerindeki yangını söndüreceğiz, hem de imkanlarımızı arttırarak.

Bütün analara selam olsun, şehit analarına selam olsun, dağa çocukları kaçırılan Diyarbakır analarına selam olsun.

Bütün annelere inşallah tam bir barış ve huzur gelmesi için milli birlik ve beraberlik diyecek miyiz?

("Evet" sesleri) Teröre son diyecek miyiz? ("Evet" sesleri) Silahları artık gömün diyecek miyiz? ("Evet"

sesleri) Ya silah, ya barış diyecek miyiz? ("Evet" sesleri) Kim eline terör ya da silah aracı alırsa, karşına Kürt, Türkmen, Arap, hep beraber duracak mıyız? ("Evet" sesleri) Anneler el ele verecek miyiz? ("Evet"

sesleri) Şiddetin karşısında duracak mıyız? ("Evet" sesleri)

Şimdi özellikle genç arkadaşlarıma söylüyorum, Özgecan kardeşimizi burada kaybettik, Mersin, Allah rahmet eylesin. ("Amin" sesleri) Allah o mübarek babasına, annesine sabır versin. ("Amin" sesleri) Bütün erkeklerden duymak istiyorum Anneler Günü öncesinde, kadına karşı şiddete son diyecek misiniz? ("Evet" sesleri) Kadına el kaldıran namerdin en çirkinidir diyecek misiniz? ("Evet" sesleri) Kim kadına el kaldırırsa karşısında erkekler olarak önce biz duracağız diyecek misiniz? ("Evet" sesleri) Diyecek misiniz? ("Evet" sesleri) İşte söz bu. Hanımlar, alkışlayın. (Alkışlar)

Biz genç kızlarımızın, annelerimizin, çocuklarımızın şiddet görmediği bir Türkiye özlüyoruz, barış içinde bir Türkiye, bunu da hep beraber gerçekleştireceğiz inşallah; gerçekleştirecek miyiz? ("Evet" sesleri) Şiddete son mu? ("Evet" sesleri) Kadına karşı şiddete son mu? ("Evet" sesleri) Çocuğa karşı şiddete son mu? ("Evet" sesleri) Annelerin yüreğini yakan teröre karşı dimdik ayakta mıyız? ("Evet" sesleri)

(8)

Türk, Kürt, Arap, Sünni, Alevi bir miyiz? ("Evet" sesleri) İri miyiz? ("Evet" sesleri) Diri miyiz? Omuz omuza mıyız? ("Evet" sesleri) Söz mü? ("Söz" sesleri) Bize nifak sokmak isteyenlere karşı biz biriz diyecek miyiz? ("Evet" sesleri) İriyiz diyecek miyiz? ("Evet" sesleri) Diriyiz diyecek miyiz? ("Evet"

sesleri) İşte Hacı Bektaş-ı Veli’nin, o büyük üstadın sözü budur.

Ey Mersinliler, bizi bu gün o kadar mutlu ettiniz ki, saatlerce bu meydanı doldurdunuz, biz de Mersin’i mutlu etmek için ne gerekiyorsa yapacağız Allah’ın izniyle.

Müjdelerimizi birer birer verelim Mersin’e… (Tezahüratlar)

Şimdi aziz Mersinliler, Allah razı olsun bu desteğinize. Ama basit bir soru soracağım, Allah aşkına, Toroslar’da doğan biri, başını kaldırdı mı Geyik Dağı’nı görmüş olan biri, Kıble Kayası’nın önüne diz çökmüş birisi dik durmaz mı Allah aşkına, dik durmaz mı? ("Evet" sesleri) Bizim başımızı eğebilir mi?

("Hayır" sesleri) Toroslar kadar dik olan bu baş bu gövdede durdukça eğilir mi? ("Eğilmez" sesleri) Çanakkale’de demişiz biz, biz baş veririz, baş eğmeyiz. Zalimler bilsin, dost ve düşman bilsin, biz baş eğmeyiz.

Şimdi önümüzdeki dönemde inşallah Mersin’de olağanüstü hamlelerin eşiğindeyiz. Zaten iktidarımız döneminde Mersin’de neler yapıldığını gayet iyi biliyorsunuz; Akdeniz Oyunları için çok kısa sürede nasıl mucizevi bir şekilde spor tesisleri yaptığımızı, nasıl Mersin’de organize sanayi bölgeleri, limanlar ve birçok hizmetler geldiğini. Geç oluyor, sizi fazla tutmak istemediğim için bu imkanları tek tek saymayacağım.

45 bin öğrenci var Mersin Üniversitesi’nde, ama sözlerimizi birer birer önümüzde ne yapacağız onu söyleyeceğim.

Bir; Çukurova Havalimanı en kısa sürede tamamlanacak, hiç kimse şüphe etmesin, bütün engelleri aştık.

İki; Mersin-Antalya yolu bölünmüş yol olarak en kısa sürede yapılacak, 427 kilometre, 60 kilometre kadar bir yer kaldı. Bu hatta 27 tünel açıyoruz, 27. Bütün Toroslar’ın Akdeniz’e inen kollarından tünellerle geçip Mersin’i Antalya’ya bağlayacağız inşallah en kısa sürede. Nasıl Karadeniz Sahil Yolu’nu tamamlamışsak, Akdeniz’in bir köşesinden diğer köşesine kadar dünyanın en çağdaş, en yüksek standartta otoyolunu, sahil yolunu da yapacağız inşallah.

Beni çok memnun eden, heyecanlandıran bir başka proje, yine söz, Konya’ya kadar hızlı tren geldi, şimdi Karaman’a geldi, inşallah Konya benim doğduğum yer, Karaman Toroslar’ın eteği, hızlı tren oradan Mersin’e gelecek, Mersin’den Adana’ya gidecek, Adana’dan Antep’e, Şanlıurfa’ya, Habur’a gidecek, Habur’a. Ve bizi bölmek isteyenlere inat, burada Toroslar’ın Yörükleri, Türkmen obalarının çocuklarıyla Mersin’e gelmiş yerleşmiş Kürt obalarının çocukları hep beraber el ele bu trenlere binecek Adana’ya gidecek, Habur’a kadar gidecek, Habur’a. Habur’un ötesine de Erbil’e de gidecek, Kerkük’e de gidecek, barış içinde gidecek inşallah.

İnşallah Mersin’in bütün bu alanlarında ne gerekiyorsa yapacağız ve Mersin’i, bu güzel liman şehrini hem havalimanı, hem de demir yolu şehri haline getireceğiz.

Ayrıca, inşallah Akdeniz’in en büyük konteyner limanlarından birini de Mersin’e kuruyoruz inşallah;

Allah hayırlı eylesin.

Yine Erdemli-Silifke-Taşucu, Silifke-Mut bölünmüş yollarını da yapıyoruz. Organize sanayi bölgesinin limana ve otoyola bağlantısını da yapacağız. Bunlar ben geldiğimde Mersin’e verdiğim sözlerdi.

Tarsus’a da söylüyorum, Tarsus’a da bir üniversite kazandırıyoruz inşallah. Tarsus’a da selam olsun.

Mersin’in bütün ilçelerine hizmeti bir borç biliyoruz.

Bu tren yolu, otoyol, sahil yolu, limanlarla birlikte Yenice’de lojistik merkez projesini de hayata geçiriyoruz.

Ayrıca, 1250 yataklı Mersin şehir hastanesini inşa ediyoruz. Anamur’a, Mut’a, Gülnar’a da hastane yapacağız.

Şimdi en önemli projelerden biri de, selam verirken… El sallayın, bana değil, nereye el sallayın bakın

(9)

size söyleyeceğim. Şöyle gönlünüzden bir el sallayalım Al Bayraklarla, bayraklarla beraber. Nereye biliyor musunuz? Yavru Vatan’a, Kıbrıs’a. Selam olsun Kıbrıs’a.

İnşallah Kıbrıs’a da denizin altından içme suyu gönderiyoruz, kimse hayal etmezdi. Türkiye’den Kıbrıs’a Girne’den bir yol bağladık Anadolu’ya diye Kıbrıs’taki mücahitlerimizin savaşında ne güzel ifade edilmişti. Şimdi de Mersin’den Girne’ye bir başka yol bağlıyoruz, denizin altından tünellerle, borularla Anadolu’nun suyunu Kıbrıs’a götürüyoruz, Kıbrıs’a. İşte yeni Türkiye’nin kudreti bu.

Sayın Bahçeli, Kılıçdaroğlu buraya geldiğinde bir sorun, hayal edebilirler miydi Kıbrıs’a borularla su götürmeyi, hayal edebilirler miydi? ("Hayır" sesleri) Edebilirler miydi? ("Hayır" sesleri) Hele CHP zihniyeti bırakın Kıbrıs’a su götürmeyi, 94’te Cumhurbaşkanımız Belediye Başkanı olmadan önce İstanbul’da insanlar elini yıkayacak su bulamıyorlardı. Siz böyle bir Türkiye’nin geri gelmesine izin verir misiniz? ("Hayır" sesleri) Kılıçdaroğlu gelse, CHP gelse bu milletin beti bereketi kalmaz.

Elazığ’da, çok önemli, Elazığ’da çok yaşlı bir zatı ziyaret ettim 3 gün önce, çok alim bir zat, Hafız Abdullah Efendi. Size de selamı var, nereye gidersen selam söyle dedi, selamını kabul edin, çok büyük bir alimdir. Sohbet ederken kitaplarının arasını karıştırdı, -bir gün gösteririm size- bir şey çıkardı, dedi ki, oğlum, ben 62 hükümet gördüm, sen 62. Hükümetin Başbakanısın, 62 hükümeti de gördüm dedi bana, Osmanlı’nın son bir-iki hükümetini gördüm, biz ne zulümler gördük oğlum dedi, ne zulümler.

Allah Cumhurbaşkanımızdan da, sizden razı olsun, bu zulümleri siz bitirdiniz dedi. Ve o kitaplarından ismine yazılmış ne çıkardı biliyor musunuz? Ekmek karnesi, ekmek karnesi.

(“Recep Tayyip Erdoğan” sesleri) Mersin’den Cumhurbaşkanımıza bir selam olsun, bir selam olsun. Ya başladı, ya biraz sonra o da İzmir’de konuşmaya başlayacak.

Siz milletin adamına sahip çıktınız mı? ("Evet" sesleri) Muhtar denilen kurucu Genel Başkanımızı, Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı Cumhurbaşkanı yaptınız mı? ("Evet" sesleri) Başbakan yaptınız mı? ("Evet"

sesleri) Peki, bir daha kim engel olabilir bize? ("Hiç kimse" sesleri) Kimse bize engel olabilir mi?

("Hayır" sesleri)

İşte bu CHP zihniyeti, o Hafız Abdullah’ın verdiği ekmek karnesi elinde, gelseler bu milleti ekmek karnesine muhtaç bırakır bunlar.

Şunu da zikrederek inşallah bir kez daha sizinle teyitleşmek istiyorum: Hiç tereddüt etmeyiniz, 7 Haziran’da yeni Türkiye’nin yeni atılım dönemi, hamle dönemi başlayacaktır. Başlatmaya söz veriyor musunuz? ("Evet" sesleri) AK Parti’nin başlattığı demokrasi hamlesini başarıya götürmeye söz veriyor musunuz? ("Evet" sesleri) İnşallah yeni bir anayasayla insan onuruna yakışır, darbecilerin yazdığı o anayasaların aksine insan onuruna yakışır bir anayasa destek verecek misiniz? ("Evet" sesleri) Ve bütün bu tuzaklara karşı, CHDP diyorum, Cumhuriyet Halk Partisi, HDP artık tek parti, MHP de çatı adayını aldı onların yanına kondu, arkada da paralelciler, hepsinin tuzağına karşı gür bir sesle hayır diyecek misiniz? ("Evet" sesleri) Büyük tuzağı bozmaya var mısın Mersin? ("Evet" sesleri) Yeni bir tarih yazmaya var mısın? ("Evet" sesleri) Mersin’de AK Parti destanını taçlandırmaya var mısın? ("Evet"

sesleri) Var mısın? ("Evet" sesleri) Var mısın? ("Evet" sesleri) Var mısın? ("Evet" sesleri) Söz mü? ("Söz"

sesleri) Söz mü? ("Söz" sesleri) Söz mü? ("Söz" sesleri) İnşallah en az yüzde 50 istiyorum, en az yüzde 50; söz mü? ("Söz" sesleri) Söz mü? ("Söz" sesleri) O güne kadar gece-gündüz dolaşmaya, Mersin’in her evine girmeye, her dağına çıkmaya, her köyüne ulaşmaya var mısınız? ("Varız" sesleri) Söyle, var mısın? ("Varız" sesleri) Söyle, var mısın? ("Varız" sesleri) Yeni bir tarih yazmaya var mısın? ("Evet"

sesleri) Var mısın? ("Evet" sesleri) Var mısın? ("Evet" sesleri)

Allah razı olsun, Allah yar ve yardımcımız olsun, Allah’a emanet olun.

Referanslar

Benzer Belgeler

("Evet" sesleri) Allah sizden razı olsun. Şimdi geliniz, Eskişehir için o güzel planlarımızdan, sözlerimizden de bahsedelim, müjdelerimizden de. Beni en

("AK Parti" sesleri) İnşallah Adanalılar, bir taraftan Şakirpaşa Havalimanı, şimdi yeni yapmakta olduğumuz Çukurova Havalimanını da kullanacaksınız, Adana

("Evet" sesleri) Ne olursa olsun, kim olursa olsun bizim için sadece mazlum var ve zalim var demeye hazır mısınız.. ("Evet" sesleri) Mazlumların yanındayız,

Yahu özetten kitap anlaşılır mı? Şimdi okumaya başlamış ama arka sayfada kapaktan başlamış. Daha ön sayfalara gelene kadar acaba neler öğrenecek? Şimdi bugün

("AK Parti" sesleri) İşte bu zulümleri bitirdik, ülkede kalkınma hamlesi yaptık ya, Türkiye serpildi ya, dev ayakları üzerinde yükselmeye başladı ya aynı

Aziz Erzincanlılar, (“AK gençlik Erzincan Hocamızla her zaman” sözleri) Bizde her zaman sizinleyiz AK gençlik, her yerde sizinleyiz bütün gayretimiz inşallah sizin bu

("Varız" sesleri) İnşallah Isparta’ya gelen herkese, Türkiye siyasetinde olan herkese hikmet dersi vermeye var mısınız. ("Varız" sesleri)

("Varız" sesleri) Selçuklu, Osmanlı, Türkiye Cumhuriyeti çizgisinde yeni bir destan yazmaya var mısınız?. ("Varız" sesleri) Yeni