• Sonuç bulunamadı

Makro Görünüm - Şubat

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "Makro Görünüm - Şubat"

Copied!
9
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Kasım ayında 4.063 milyon USD açık veren Cari İşlemler Hesabı ile 12 aylık birikim li Cari İşlemler Açığı 37.97 m ilyar USD

seviyesine yükseldi

Ödemeler Dengesi – Kasım

Kasım ayı ödemeler dengesi istatistiklerine göre, önceki yılın aynı ayına göre 4.063 milyon USD açık veren cari işlemler hesabında 12 aylık cari işlemler açığı 37.97 milyar USD olarak gerçekleşmiştir. Ticaret dengesindeki bozulmanın öncülüğünde Şeker Yatırım olarak Kasım ayında 3,8 Milyar USD açık gerçekleşmesini bekliyorduk (piyasa beklentisi 3,56 milyar USD), bu veriler ışığında cari açıktaki bozulmanın beklentilerden daha kötü olduğunu söyleyebiliriz. Veriye göre dış ticaret açığı önceki yılın aynı ayına göre 2.900 milyon USD artış göstererek 3.844 milyon USD seviyesine yükselmiştir. Aynı dönemde hizmetler dengesindeki olumlu hava da bozulmuş, net girişler 1.451 milyar USD azalmıştır.

Hem ticaret hem de hizmetler dengesindeki olumsuz atmosferin bileşik etkisiyle cari işlemler görünümündeki bozulma devam etmektedir.

Altın ve enerji hariç cari işlemler dengesi fazla vermekle birlikte geçen yılın aynı ayına göre sert düşüş yaşamıştır. 2019 Kasım ayında 4,1 milyar USD fazla veren enerji ve altın hariç cari işlemler dengesindeki 2020 Kasım ayındaki fazla 0,6 milyar USD düzeyine gerilemiştir. Özellikle altın fiyatlarındaki sert yükselişe rağmen talebin canlı kalmasında tasarruf güdüsü ve kredi genişlemesiyle yaratılan bol likidite ortamının katkısı gözden kaçmamalıdır. Enerji fiyatlarında yukarı yönlü hareketin de belirli seviyelerden pozisyon almayı zorunlu kılması da düşüş eğilimine katkı sağlamıştır.

Grafik 1: Cari Açık; En erji ve Altın Hariç Cari Den ge, 12 ay birikimli Cari Açık (Milyar USD)

Kaynak: TCMB

Finans hesabındaki gelişmeler incelendiğinde, doğrudan yatırımlardaki net giriş 299 milyon USD seviyesine yükselmiştir (önceki ay 27 milyon USD). Portföy yatırımlarında ise önceki aya (2,9 milyar USD) kıyasla yavaşlama olmakla birlikte 1,3 milyar USD net giriş kaydedilmiştir. Yurtdışı yerleşikler hisse senedi tarafında 1,276 milyon USD net alış gerçekleştirirken, devlet iç borçlanma senetlerinde net 607 milyon USD net alıcı konumundadır. Yurtdışından sağlanan krediler hesabında bankalar 629 milyon USD, hükümet 35 milyon USD ve diğer sektörler net 191 milyon USD ödeme gerçekleştirmiştir.

Cari açık seviyesindeki artış, kredi teşvikleri ve kur seviyesinin gerilemesiyle birlikte 2020 üçüncü çeyreğinden itibaren gelen toparlanma verileriyle daha da şiddetlenmiştir. Yetersiz tasarruf oranı nedeniyle cari açık vererek büyüyen Türkiye ekonomisinde, 2019 yılındaki durgunluk cari işlemler hesabının da fazla vermesini tetiklemişti. Sıkı para politikası ile iç talebin sınırlanması ve yurtdışındaki toparlanma ile ticaret dengesinin düzelmesi, 2021 ilk çeyreğinden itibaren cari işlemler dengesine olumlu yansıyacaktır. Büyümedeki toparlanmaya rağmen cari işlemler açığını sınırlayacak temel etkinin kurdaki değer kaybı ve sıkı para politikasından kaynaklanacağını düşünüyoruz.

Cari işlemler açığının nasıl finanse edildiğine baktığımızda, özellikle artan riskler ve düşük getiri nedeniyle sıcak para da diyebileceğimiz portföy yatırımları 2020 son çeyreğine kadar sert çıkış yaşamıştır. Getiri oranındaki yükseliş (faiz artışı) ve küresel risk iştahındaki toparlanmayla birlikte özellikle hisse senedi ve devlet iç borçlanma senetlerinde kayda

-60,00 -50,00 -40,00 -30,00 -20,00 -10,00 0,00 10,00 20,00

-8,00 -6,00 -4,00 -2,00 0,00 2,00 4,00 6,00 8,00

11/17 01/18 03/18 05/18 07/18 09/18 11/18 01/19 03/19 05/19 07/19 09/19 11/19 01/20 03/20 05/20 07/20 09/20 11/20

12 Ay Birikimli Cari Açık (Sağ Eksen) Cari İşlemler Dengesi Altın ve Enerji Hariç Cari İşlemler Dengesi

(2)

Makro Görünüm - Şubat

Cari Dengedeki açık sermaye hesabı ile finanse

edilemediğinden rezervlerde erimeye neden olmaktadır…

Ekim’de işsizlik oranı %12,7 ile geçen aya göre sabit kalırken,

büyümedeki

toparlanm a istihdam piyasasına henüz yansımadı.

değer giriş yaşanmıştır. Son dönemdeki faiz artırımının etkisiyle düşen risk ve yükselen getirinin portföy yatırımlarını kısa ve orta vadede pozitif etkileyeceğini tahmin ediyoruz.

Uzun vadeli kredi kullanımında net düşüş yaşanırken, doğrudan yabancı yatırımlarda yataya yakın seyir devam etmektedir.

Grafik 2: Cari Açığın Fin an sman ı, 12 ay birikimli, Milyar USD

Kaynak: TCMB

Sonuç olarak, 2019 yılı sonu ve 2020 yılı başında ekonomideki yavaşlamanın etkisiyle cari fazla veren ekonomide, ekonomik toparlanma ile birlikte cari açık verisindeki bozulma bir süre devam edecek gibi görünüyor. Kredi genişlemesi ve kurlarda geri çekilme ile birlikte ithalat talebi artarken, ana ihracat pazarlarındaki toparlanmanın yavaşlığı da cari açığı arttıran temel nedenlerin başında geliyor. Cari açığın finansman kalitesinde kısa vadeli yatırımların ağırlığı devam ederken, uzun vadeli girişler de hafif toparlanma başlamıştır.

Son dönemde yaşanan Ortodoks politikalara dönüş ve risklerdeki azalışla birlikte, kısa vadeli portföy yatırımlarının 2021 boyunca net giriş yaşayacağını ve uzun vadeli girişlerde de kayda değer düzelmeler yaşanacağını tahmin ediyoruz.

İşsizlik - Ekim

Ekim ayı temel işgücü göstergelerine göre işsizlik oranı geçen yılın aynı ayına göre 0,7 puan azalışla %12,7’ye geriledi. Aynı dönemde istihdam oranı ise 2,3 puan azalarak

%43,6 olarak gerçekleşti. İşsiz ve istihdam sayılarındaki gerileme sırasıyla 391k ve 596k.

İş gücüne katılma oranı %50 (önceki yıl %53) seviyesine gerilerken, kayıt dışı çalışanların oranı %31 olarak gerçekleşti.

Mevsimsel etkilerden arındırılmış veriler, işsizlik oranında 0,1 puanlı artışla %12,9 seviyesini işaret ederken işsiz sayısı 39 bin artmış durumda. Mevsimsel etkilerden arındırılmış istihdam oranında bir miktar bozulma mevcut, 0,1 puan artışla %43,2 seviyesine toparlanma var. Türkiye’de özellikle genç yaştaki nüfus açısından yapısal bir işsizlik var diyebiliriz. 15-24 yaş arasındaki grubu kapsayan işsizlik oranı Ekim ayında

%24,9’e gerilemekle birlikte hala yüksek seyrini korumaya devam ediyor. Genç nüfusta işgücüne katılım oranı ve istihdam edilenlerin oranı da kötüleşiyor. İş gücüne katılım oranı

%40,8’e gerilerken (önceki %43,8), istihdam edilenlerin oranı %30,6 (önceki %32,8) seviyelerinde kalmıştır.

7,894

-2,9 37,974

-40 -30 -20 -10 0 10 20 30 40 50 60 70

11/13 03/14 07/14 11/14 03/15 07/15 11/15 03/16 07/16 11/16 03/17 07/17 11/17 03/18 07/18 11/18 03/19 07/19 11/19 03/20 07/20 11/20

Portföy ve Kısa Vadeli Doğrudan Yatırım ve Uzun Vadeli Cari Açık

(3)

Grafik 3: İ şsizlik oran ı, Gen el ve Tarım Dışı

Kaynak: TCMB

İstihdam edilenlerin sektörlerdeki dağılımına baktığımızda tarım (-242k), sanayi (-82k) ve hizmetler (-684k) sektöründeki istihdam edilenlerin sayısında gerileme mevcut. Aynı dönemde sektöre yönelik teşviklerin de etkisiyle inşaat sektöründe istihdam edilenlerin sayısında (+110k) bir miktar toparlanma var. İstihdam edilenlerin %17, 6’sı tarım, %20, 3’ü sanayi, %6, 4’ü inşaat, %55, 7’si ise hizmet sektöründedir. İstihdam piyasasında küçük iyileşmeler yaşansa da hizmet sektörünün istihdam piyasası içindeki ağırlığı, toplam istihdam iyileşmesine gölge düşürüyor. Pandemi sürecinde en sert daralan sektör olması nedeniyle, diğer sektörlerdeki iyileşmenin toplamından daha fazla desteğe ihtiyacı olduğu gerçeği göz ardı edilmemelidir. Pandeminin istihdam piyasası üzerindeki olumsuz etkilerini minimize etmek için uygulanan hükümet politikalarının, istihdam sayısındaki sert daralmanın önüne geçtiğini söyleyebiliriz.

İşgücüne katılım oranındaki bir önceki yılın aynı dönemine göre düşüş dikkat çekici.

Önceki yılın aynı dönemine göre işgücüne dâhil olmayanlara 2,467 milyon kişi eklenmiş durumda. İş arayıp çalışmaya hazır olanların sayısındaki artış, istihdam piyasasındaki arama-eşleşme koşullarındaki kötüleşmeye işaret etmektedir. Bununla birlikte, geleceğe yönelik beklentilerin temel göstergelerinden olan “iş bulma ümidini kaybetmiş” kesimde önceki yıla oranla 826k kişi (%126 artış) gibi yüksek bir seyir mevcut. Buradan, istihdam piyasasındaki toparlanmanın zamana yayılacağı sinyalini almak mümkündür. İş aramayıp çalışmaya hazır olan nüfus ise 2,173 milyon kişi artmış durumda. Bu kesim istihdam piyasasındaki iyileşme ile birlikte en kısa sürede iş gücüne dahil olacaktır.

Pandemi sürecinde alınan teşvik tedbirleri ve işten çıkarma yasaklarının, istihdam piyasası ve işsizlik oranı üzerindeki geçici etkisi, zamanla gerçek değerlerine yakınsayacak gibi görünüyor. Son dönemde kısa çalışma ödeneği süresinin uzatılması ile işverenden işçiye devlet eliyle transfer yapıldığını söyleyebiliriz, işsizlik rakamları nispeten ötelenmektedir.

Aşağıdaki grafikten de görülebileceği gibi, büyümenin istihdam yaratıcı etkisi son dönemde zayıflamıştır. Buna ek olarak daralma döneminde yaşanması gereken işsizlik oranında bir öteleme etkisi göze çarpmaktadır. Bu gecikmeli etki bir süre işsizlik oranı üzerinde baskı yaratacaktır. Büyümenin sağlığı açısından, 2021 büyüme rakamlarında hizmet sektörü özelinde istihdam artırıcı etkilerin görülmesi piyasanın temel beklentisi olarak karşımıza çıkmaktadır

Sonuç olarak, işsizlik oranında düzenlemeler sonucu Ekim ayındaki yatay rakamlar istihdam piyasasına istenildiği düzeyde yansımamıştır. Bununla birlikte ötelenen işten çıkarma faaliyetleri tedbirlerden sonra piyasada beklenildiği düzeyde iyileşme yaşanmazsa, işsizlik oranı üzerinde baskı yaratmaya devam edecektir. Özellikle genç işsizlik oranında yapısallık oluşmuş, işgücüne dâhil olmayanların sayısında da kayda değer artışlar yaşanmıştır. Büyümenin sağlıklı ve istihdam yaratıcı etkisi nispeten zayıflamış, beklentiler aşağı yönlü güncellenmiştir. Gelecek dönemde büyüme verilerinde yaşanacak pozitif hava, istihdam piyasasında ötelenen işten çıkarma faaliyetlerinin gölgesinde kalabilir.

12,7 14,80

9 10 11 12 13 14 15 16 17

18 İşsizlik Oranı Tarım Dışı İşsizlik

(4)

Makro Görünüm - Şubat

Sanayi Üretim Endeksi Kasım’da yıllık %11 ve aylık

%1,3 artarak son çeyrek büyüme beklentilerini güçlendirdi.

Sanayi Üretim Endeksi - Kasım

Kasım ayı Sanayi Üretim Endeksi verilerine göre takvim etkisinden arındırılmış üretim yıllık

%11 ve aylık %1,3 artış kaydetti. Kasım ayında madencilik ve taş ocakçılığı sektörü endeksi bir önceki yılın aynı ayına göre %4,6, imalat sanayi sektörü endeksi %11,6 ve elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı sektörü endeksi %7,5 arttı. Aynı serideki aylık değişim düzeyleri madencilik ve taş ocakçılığı sektöründe %0,3 ve imalat sanayi sektöründe %1,5 artarken; elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı sektörü endeksi %0,1 azaldı.

Sanayi endeksinin alt bileşenlerine baktığımızda imalat sanayi %11,6, sermaye malları

%12,36, dayanıklı tüketim malları %22,21 ve ara malı %13,10 yıllık artış kaydetmiştir.

Dayanıklı tüketim mallarındaki sanayi üretimi iç talebin canlılığına işaret ederken, sermaye ve imalat üretimi son çeyrek büyüme verileri açısından ümit vericidir. Yüksek teknoloji ürünlerindeki yıllık yükselişe yakın seviyelerdeki aylık ivmelenme, üretim tarafında teknolojik entegrasyonun artarak devam ettiğini göstermektedir.

Tablo 1: San ayi Üretim En deksi Değişim Oran ları (%)eksi Değişim Oranları

Kaynak: TCMB

2019 Kasım ayında yıllık artış düzeyi %4,9 seviyesinde olan sanayi endeksinde 2020 son çeyreğinde yaşanan ivmelenme, sanayi üretiminin büyümeyi destekleyici etkisinin artarak devam edeceğine işaret ediyor. Özellikle yatırım harcamalarındaki toparlanma, üretimin istihdam yaratıcı etkisini beraberinde getirirken, sağlıklı bir büyüme patikasına geçilmesini de kolaylaştıracaktır. İkinci çeyrekte sert şekilde daralan imalat sanayi ve yatırım harcamalarındaki toparlanma da firmaların 2021 beklentisine pozitif katkı yapmaktadır.

Hâsıla büyümesinin öncü göstergelerinden olan sanayi endeksi, Aralık ayını da bu trendle devam ettirirse 2020 yılında Türkiye ekonomisinin pozitif bir büyüme yakalayabileceğini söyleyebiliriz. Satın alma yöneticileri endeksi ve sanayi endeksindeki pozitif seyir, son çeyrek verilerinin de büyümeye olumlu katkı sağlayacağına işaret etmektedir. Küresel ekonomik görünümde arz ya da talep yönlü beklenmedik bir şok yaşanmazsa, Türkiye ekonomisi 2020 yılını büyüme verisi açısından en az hasarla atlatan ekonomilerden biri olacak gibi görünüyor.

Özetle, pandemi etkisiyle özellikle ikinci çeyrekte sert daralma yaşayan Türkiye ekonomisi, üçüncü çeyrekten itibaren toparlanmaya başlamış ve son çeyrekte de bu ivmelenmesini devam ettirmektedir. Mevcut göstergeler ışığında üretim davranışlarının yıllık artış hızı, 2020 son çeyreğinde ekonomik görünüm açısından pozitif bir atmosferin hâkim olacağını göstermektedir. Eş güdümlü para ve maliye politikalarıyla desteklenen finansal ekonomideki oynaklığın azalmasının, reel ekonomik görünüme de kademeli olarak yansıyacağını tahmin ediyoruz. Özellikle beklentiler kanalındaki pozitif hava, ertelenen yatırım ve üretim davranışlarının kademeli olarak hayata geçirilmesini ve reel ek onomik göstergelerde 2021 yılı boyunca pozitif bir iklimin hâkim olmasını beraberinde getirecektir.

Büyüme verilerinin reel ekonomik göstergelerle desteklenmesi ve sağlıklı bir patikaya oturması ise istihdam ve enflasyon göstergelerini de pozitif etkileyec ektir.

11,00 13,10

22,21 7,49

2,44

12,36 7,56

13,40 15,77 13,85 11,60

1,31 1,24 1,63 -0,08

0,46 3,64 0,47

1,07 1,51

13,68 1,50

-5,00 0,00 5,00 10,00 15,00 20,00 25,00

Toplam sanayi Ara malı Dayanıklı tüketim malı Dayanıksız tüketim malı Enerji Sermaye malı Düşük teknoloji Orta-düşük teknoloji Orta-yüksek teknoloji Yüksek teknoloji İmalat Sanayi

Aylık Değişim Yıllık Değişim

(5)

Aralık ayında merkezi yönetim bütçesi 40,7 milyar TL açık vermiş, 12 aylık bütçe açığı 172,7 milyar TL’ye yükselmiştir

Merkezi Yönetim Bütçe Dengesi – Aralık

Hazine ve Maliye Bakanlığının yayımladığı Aralık ayı merkezi yönetim bütçe verilerine göre bütçe gelirleri 97,6 milyar TL, bütçe giderleri 138,2 milyar TL olmuştur. Bu veriler eşliğinde bütçe açığı 40,7 milyar TL olurken faiz dışı denge (birincil bütçe dengesi) 35,8 milyar TL açık vermiştir. Ocak – Aralık 2020 bütçe gerçekleşmelerine göre ise gelirler 1.029,5 milyar TL, giderler 1.202,2 milyar TL olurken bütçe açığı 172,7 milyar TL ve faiz dışı açık 38,8 milyar TL olarak gerçekleşmiştir. Yeni Ekonomi Programında (YEP) öngörülen 2020 bütçe açığının (239,2 milyar TL) oldukça altında bir bütçe açığıyla 2020 yılını tamamladığımızı söyleyebiliriz.

Aralık ayı bütçe giderleri kaleminde önceki yıla göre en çok artış gösteren sermaye transferleri olmuştur. Artış oranı %100,2 olan sermaye transferlerinde 6,8 milyar ödeneğin 5,9 milyarı (%87) kullanılmıştır. Bütçe giderlerinde önceki yılın aynı dönemine göre ortalama %32,2 artış yaşanmıştır. Aralık ayı bütçe gelirlerinde en yüksek artış dâhilde alınan katma değer vergisi kaleminde gerçekleşirken (%74,3), önceki yılın aynı ayına göre gelir kalemlerindeki artış oranı %34 seviyesindedir. Ocak – Aralık 2020 dönemi incelendiğinde ise önceki yılın aynı dönemine göre bütçe giderlerinde en yüksek artış %34 ile faiz giderlerinde olmuş, ortalama gider artışı %20,2 seviyesinde kalmıştır. Aynı dönemde bütçe gelirlerinde en yüksek artış yaşayan kalem %40,9 ile özel tüketim vergisi olurken, ortalama gelir artışı %20,2 seviyesinde gerçekleşmiştir.

Grafik 4: Bütçe Den gesi ve Faiz Dışı Den ge (12 ay birikimli, milyar TL)

Kaynak: TCMB

Bütçe açığının son dönemdeki toparlanmaya rağmen son on yıl ortalamasının oldukça üzerinde olduğu ve faiz dışı dengedeki bozulmanın da devam ettiği grafikte görülmektedir.

Son dönemde para politikasında alınan sıkılaştırıcı kararların, maliye politikası tarafında da desteklenmesi hem bütçe disiplininin eski performansına dönmesini sağlayacak, hem de bütçe gerçekleşmeleri performansını olumlu yönde etkileyecektir. Özellikle daralma/

ekonomik şok dönemlerinde maliye politikasının hareket sahasının daralmaması açısından bütçe disiplinin yeniden tesisi Yeni Ekonomik Programda da vurgulanmıştır.

Gelir vergisi 2020 boyunca özellikle istihdam piyasasındaki sorunlar ve pandemi etkisiyle henüz 2019 yılsonu seviyesinin üzerine çıkamamıştır. Büyümenin istihdam ve gelir yaratıcı etkisinin bütçe üzerindeki etkisi de 2020 yılı boyunca daraltıcı yönde gerçekleşmiş, son dönemdeki toparlanma ile birlikte trendin aşağı yönlü eğilimi kırılmıştır. Büyümenin istihdam piyasasındaki olumlu etkilerinin görülmesiyle birlikte gelir vergisindeki toparlanma başlayacaktır. Katma değer vergisindeki yataya yakın seyir, 2020 yılı ikinci yarısından itibaren ekonomik toparlanmaya paralel artış eğilimine girmiştir. Harcama kalemlerinden alınan vergilerdeki en dikkat çekici detay özel tüketim vergisinde yaşanmaktadır. Hem artış hızı hem de birikimli düzeyi bakımından bütçe performansını olumlu yönde etkileyen özel tüketim vergisindeki yıllık artış hızı Aralık ayında %69 seviyesine yükselmiştir.

-172,74 -38,78

-250 -200 -150 -100 -50 0 50

Bütçe Dengesi Faiz Dışı Denge

(6)

Makro Görünüm - Şubat

TCMB faiz

oranlarında herhangi bir değişikliğe gitm edi, para politikasındaki sıkı duruşun uzun bir müddet

sürdürüleceğine vurgu yaptı

Özetle, Türkiye 2020 yılını revize edilen bütçe açığından daha iyi performansla kapatmasına rağmen, mali disiplin gibi en temel çıpalardan birisi özellikle 2017 yılından sonra hasara uğramaya başlamış, bütçe açıklarının finansmanı daha maliyetli hale gelmeye başlamıştır. Uzun yıllar faiz dışı fazla veren ekonomide, bu avantaj kaybedilmiştir. Son dönemde bazı sıkılaştırıcı tedbirlere rağmen hem bütçe hem de birincil dengedeki bozulma daha yapısal tedbirleri zorunlu kılmaktadır. Bütçedeki bozulmanın ve kamu harcamalarındaki artışın faizler üzerinde baskı yaratması, para ve maliye politikaları arasındaki eşgüdümü de sekteye uğratmaktadır. 2021 yılından itibaren mali disiplin çıpasının daha etkin kullanılacağı ve bütçe açıklarının kademeli olarak son on yıl düzeyine yakınsayacağı beklentimizi koruyoruz.

TCMB Faiz Kararı - Ocak

TCMB Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında alınan kararda politika faizini (1 hafta vadeli repo faizi) sabit bıraktı. Piyasa beklentisi de bu ay kurulun faiz oranlarında herhangi bir değişikliğe gitmeyeceği yönünde oluşmuştu. Yayımlanan karar metninde özellikle para politikasındaki sıkı duruşun vadesi ile mevcut ve gelecek döneme ilişkin risklere dair detaylara yer verilmiştir.

Geçmiş dönemdeki karar ve gelişmelerin ekonomik görünüm üzerindeki etkilerine dair yapılan değerlendirmelerde Kurul, iktisadi faaliyetin güçlü bir seyir izlediğinin altını çizmiştir. Covid-19 nedeniyle yaşanan ekonomik yavaşlamanın 2020 ikinci çeyreğine kıyasla toparlandığını; fakat özellikle hizmet ve bağlantılı sektörlerindeki görünüme dair belirsizliklerin devam ettiğine işaret edilmiştir. Salgın dönemindeki teşviklerin iç talebi canlı tuttuğu ve bunun da cari işlemler dengesindeki bozulmayı tetiklediği ifade edilmiştir.

Buna ek olarak; iç talep koşulları, döviz kuru başta olmak üzere birikimli maliyet etkileri, uluslararası gıda ve diğer emtia fiyatlarındaki yükseliş ile enflasyon beklentilerindeki bozulmanın, fiyatlama davranışları ve enflasyon görünümünü olumsuz etkilemeye devam edeceğinin altı çizilmiştir. Kasım ve Aralık aylarındaki güçlü parasal sıkılaştırmanın enflasyon görünümünü kademeli olarak pozitif yönde etkilemesinin beklendiği, böylece enflasyon üzerindeki talep ve maliyet unsurlarının zayıflayacağı öngörülmektedir. Bununla birlikte orta vadeli enflasyon görünümü üzerinde emtia fiyatlarındaki yükseliş ve bazı sektörlerdeki arz kısıntılarının da önemini koruduğu eklenmiştir. Bu doğrultuda kurul enflasyonda kalıcı düşüşe ve fiyat istikrarına işaret eden güçlü göstergeler oluşuncaya kadar para politikasındaki sıkı duruşun uzun bir müddet devam edeceğine vurgu yapmıştır.

Enflasyonu etkileyen tüm unsurların yakından takip edildiği ve gerekli durumlarda ek parasal sıkılaştırma yapılacağı ifade edilmiştir.

Kurul özet kararda, düşük enflasyon ortamının makro finansal göstergelere yapacağı katkıya da vurgu yapmıştır. Risk primindeki düşüş, dolarizasyon sürecinin tersine dönmesi, finansman maliyetlerinin gerilemesi ve döviz rezervlerinin artış eğilimine girmesi, fiyat istikrarının piyasa göstergelerine yapacağı temel katkılar olarak sıralanmıştır. Açıklanacak her türlü veri ve makro göstergelerde yaşanacak gelişmelerin Kurul’un politika duruşunu değiştirebileceği ifade edilmiştir.

Bu ayki kurul kararında en dikkat çekici nokta, para politikasındaki sıkı duruşun vadesi üzerindeki belirsizlikleri ortadan kaldırması olmuştur. Piyasada Merkez Bankasının son dönemde yaptığı sıkılaştırmanın ne zaman sonlanacağı veya hangi hızda indirim yapılacağı konusunda belirsizlikler mevcuttu. “ Kurul 2021 yılsonu tahmin hedefini dikkate alarak , enflasyonda kalıcı düşüşe ve fiyat istikrarına işaret eden güçlü göstergeler oluşana k adar sık ı para politik ası duruşunun k ararlılık la uzun bir müddet sürdürülmesine karar vermiştir” ifadesi bu belirsizliğin ortadan kalkmasını sağlamıştır. Sözle yönlendirme kanalını etkin bir şekilde kullanmaya başlayan kurul, piyasaya uzun bir süre para politikası duruşunda enflasyon görünümü iyileşmeden bir değişiklik yapılmayacağı mesajını vermiştir. Karar sonrası temel finansal göstergelerde sakin bir seyir gözlemlenmiş, herhangi bir agresif oynaklık yaşanmamıştır.

Özet olarak, 2021 yılının ilk para politikası toplantısında Merkez Bankası faiz oranlarında herhangi bir değişikliğe gitmemiştir. Özellikle emtia piyasalarında yaşanan fiyat hareketleri ile bazı ürün ve sektörlerdeki arz kısıntılarının küresel tarafta enflasyon görünümüne

(7)

2021 yılsonu enflasyon tahm ininde

değişikliğe gitmeyen TCMB, m akro finansal risklere vurgu yaptı ve sıkı para politikasının uzun bir müddet devam ettirilm esi gerektiğinin altını çizdi

negatif katkısı vurgulanmıştır. Yurtiçinde para politikasındaki sıkılaşmanın, hem iç talep hem de maliyet yönlü unsurları sınırlayarak enflasyon beklentilerini pozitif etkileyeceği tahmin edilmektedir. Kredi büyüme hızındaki yavaşlamanın hem cari denge hem de enflasyon görünümüne katkı sağlaması beklenmektedir. Kurul para politikası duruşunun enflasyon hedefli olduğu ve enflasyon görünümünde kalıcı iyileşme sağlanmadan para politikasındaki sıkı duruşun uzun bir müddet devam edeceğini belirtmiş, piyasadaki belirsizliği ortadan kaldırmıştır. Bu kapsamda 2021 yılındaki faiz indirimlerinin enflasyon odaklı olacağını ve özellikle yılın ikinci yarısında enflasyon görünümü iyileştikçe kademeli olarak başlayabileceği beklentimizi koruyoruz.

Grafik 5: Politika Faizi, Mevduat ve Ticari Kredi Faiz Oran ları (%)

Kaynak: TCMB

2021/I Çeyreklik Enflasyon Raporu

Merkez Bankası tarafından yılın ilk enflasyon raporu yayımlandı. Raporda genel değerlendirmelere, mevcut ekonomik görünüme ve orta vadeli tahminlere yer verilirken 2021 para politikası uygulaması hakkında da yol haritası çizilmiştir.

Yılsonu enflasyon tahmini (%9,4) değişmezken, özellikle küresel riskler ve Türkiye’ye özgü dinamikler noktasında enflasyona katkı yapan unsurlarda güncellemelere gidilmiştir. Ana hatlarıyla enflasyon raporunun değerlendirmesi aşağıdaki şekildedir.

Genel değerlendirmede iktisadi faaliyetin güçlü kredi ivmesinin desteğiyle 2020 üçüncü çeyreğinden sonra toparlanmaya başladığı ve öncü göstergeler ışığında son çeyrekte de devam ettiği belirtilmiştir. Güçlü iç talebin cari işlemler dengesini olumsuz etkilemeye devam ettiği ve talebin çıktı açığı tahminlerinde belirgin bir yukarı yönlü güncellemeye neden olduğu ifade edilmiştir. Döviz kuru öncülüğündeki maliyet unsurları, uluslararası gıda ve emtia fiyatları ile belirsizliklerin enflasyon üzerinde yukarı yönlü baskı yaratması para politikasındaki sıkı duruşu zorunlu hale getirmiştir. 2020 son enflasyon raporundan sonraki dönemde yaşanan gelişmeler ise sıkı para politikasının uzun bir müddet devam etmesinin gerekliliğine işaret etmektedir.

Ekonomik görünüme ilişkin değerlendirmelerde; küresel büyümeye ilişkin risklerin son rapor dönemine göre aşağı yönlü toparlandığı fakat hala canlı olduğu vurgulanmıştır. Aşılama çalışmalarının risk iştahına pozitif katkı yapmakla birlikte, ekonomilerdeki kısmi kapanmalar ve tedbirlerin makroekonomik görünümü olumsuz etkilemeye devam ettiği belirtilmiştir. Gelişmekte olan ülkelere sermaye girişlerinin ivme kazandığı ve enflasyonist baskıların özellikle emtia fiyatlarındaki yukarı yönlü

20,9 17,54

17

7,00 12,00 17,00 22,00 27,00 32,00 37,00

Ticari Kredi Faizi Mevuat Faizi (3 aya kadar vadeli) Politika Faizi

(8)

Makro Görünüm - Şubat

hareketlerle devam edeceği ifade edilmiştir. Küresel likidite bolluğu, gelişmekte olan piyasaların toparlanmasına katkı yapacak olmakla birlikte finansal istikrar üzerinde riskleri de beraberinde getirmektedir.

Türkiye özelinde, risk algısının toparlanmasıyla birlikte güçlü bir sermaye girişi yaşandığına dikkat çekilmiştir. Bununla birlikte, kurdaki değer kaybı ve yüksek mevduat faizine rağmen dolarizasyonun güçlü olması kısa vadede risklerin henüz istenildiği düzeyde iyileşmediğine işaret etmektedir. Para politikasındaki sıkı duruş ülke risk primi ve uzun vadeli faizlerin düşüşünü tetiklemiş, kurlardaki oynaklığı da azaltmıştır. İktisadi faaliyetin toparlanmasıyla büyümeye ilişkin beklentiler yukarı yönlü güncellenmiştir. İstihdam piyasasında belirgin bir iyileşme henüz gözlenemezken, ekonomilerdeki açılmanın işsizlik oranlarında bir miktar toparlanma yaratacağı öngörülmektedir. Salgın döneminde devreye giren teşvik paketlerin sonlanmasıyla kredi büyüme hızı kur etkisinden arındırılmış haliyle sıfıra yakın düzeylere gerilemiştir. Tüm bu gelişmelerin talep ve maliyet kanalıyla enflasyon görünümünü aşağı yönlü hareket ettireceği tahmin edilmektedir.

Enflasyon görünümü ve tahminlerine ilişkin değerlendirmelerde, 2020 yılsonu enflasyon tahmininin üst bandına yakın seyrederken son dönemde %12 seviyelerinden %14,60 seviyesine yükselişte temel mal ve gıda fiyatlarının belirleyici olduğu değerlendirilmiştir. Temel mal grubunun enflasyona katkısı 4,71 puan olurken gıda grubunun katkısı 4,69 puan olmuştur. Döviz kurunun ve emtia fiyatlarının birikimli maliyet etkisi ile canlı talep koşullarının devam etmesi sonucunda TCMB 2021 yılsonu enflasyon seviyesinin %7,3 ve %11,5 aralığında, orta noktası

%9,4 olacak şekilde gerçekleşeceğini tahmin etmektedir. 2022 ve 2023 yılsonunda enflasyonun sırasıyla %7 ve %5 seviyesine yakınsayacağı tahmin edilmektedir.

Grafik 6: En flasyon ve Çıktı Açığı Tah min leri

Kaynak: TCMB

Enflasyon tahmininde Ekim 2020 raporuna kıyasla herhangi bir güncelleme yapılmazken, enflasyona katkı yapan unsurlarda bazı güncellemelere gidilmiştir. Bu kapsamda kurdaki gevşemenin etkisiyle ithal girdi fiyatlarında 0,4 puanlık negatif katkı görüleceği tahmin edilmektedir. Küresel gıda fiyatlarındaki yükseliş ve üretici maliyetleri kaynaklı gıdanın enflasyona 0,2 puan ekleyeceği tahmin edilmektedir.

Tütün ürünlerindeki vergi ayarlamaları sonrası yönetilen/yönlendirilen fiyatlarda -0,3 puanlık aşağı yönlü katkı gelecektir. Asgari ücretteki artışın etkisiyle birim işgücü maliyetlerinin enflasyona ek 1 puan katkı saylayacağı tahmin edilmektedir. Çıktı açığında herhangi bir güncelleme yapılmazken, son dönemdeki sıkılaşmanın etkisiyle enflasyon beklentilerinin de 0,5 puan düşeceği tahmin edilmektedir.

(9)

Tablo2: Yılson u En flasyon Tah min in de Gün celleme ve Kayn akları

Y ı

Kaynak: TCMB

Özetle, Merkez Bankası yılın ilk enflasyon raporunda Ekim 2020 dönemine göre 2021 enflasyon tahmininde herhangi bir güncellemeye gitmemiş, yılsonu enflasyon tahmini %9,4 seviyesinde sabit bırakmıştır. Özellikle gıda enflasyonu ve küresel makro risklere dikkat çekilen raporda, enflasyona katkı sağlayan unsurlarda güncellemeler yapılmıştır. Küresel belirsizliklerin devam ediyor olması ve salgına yönelik endişeler, para politikasının önündeki en büyük engel olarak durmakta. Son dönemde uygulanan para politikası ile talep yönlü unsurlar kontrol altına alınırken, maliyet baskısı enflasyon eğilimlerini yukarı yönlü çekebilecektir. Bu değerlendirmeler ışığında, Şeker Yatırım olarak 2021 yılsonu TÜFE tahmininde

%12,8 beklentimizi koruyoruz. Sıkı para politikasının uzun müddet devam edeceği beklentisiyle enflasyon görünümü bir miktar iyileşecek gibi görünüyor. Politika uygulamalarında yapılacak herhangi bir güncelleme ya da yerel/küresel verilerde yaşanan gelişmeler sonrası tahminlerimizde güncelleme yapılabileceğinin altını çizmek isteriz.

Faizi, Mevduat ve Ticari Kredi Faiz Oranları (%)

ÇEKİNCE: Bu raporda yer alan bilgi ve yorumlar Şeker Yatırım Menkul Değerler A.Ş. Araştırma Bölümü tarafından güvenilir olduğuna inanılan kaynaklardan yararlanarak hazırlanmıştır. Bu kaynaklardaki hata ve eksiklilerden ve bu bilgilerin ticari amaç lı operasyonlarda kullanılmas ından doğabilecek zararlardan Şeker Yatırım Menkul Değerler A.Ş. hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz. Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığ ı hizmeti, yetkili kuruluşlar tarafından kişilerin risk ve getiri tercihleri dikkate alınarak kişiye özel sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler ise genel niteliktedir. Bu tavsiyeler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir .

Referanslar

Benzer Belgeler

 Foreks Anketi- Ocak ayı cari işlemler dengesi medyan tahmini 6,94 milyar dolar açık TR Ocak Cari İşlemler Dengesi , Cari işlemler açığı, bir önceki yılın Aralık

TCMB tarafından açıklanan ödemeler dengesi istatistiklerine göre 2020 yılının Eylül ayında 2.335 milyon dolar açık veren cari denge 2021 yılının aynı ayında

Balance of Payments are accounts in which all the economic activities are recorded by goods, services, transfers and asset transactions realized by residents in one country for

Cari açığın temel olarak nasıl finanse edildiğini gösteren ödemeler dengesi istatistiklerine göre 2020 Mayıs ayında 3,8 milyar dolar olan cari açıkla beraber yabancıların

Cari açığın temel olarak nasıl finanse edildiğini gösteren ödemeler dengesi istatistiklerine göre 2021 Ekim ayında, yabancıların 55 milyon dolarlık pay senedi ve 1,7

Cari açığın temel olarak nasıl finanse edildiğini gösteren ödemeler dengesi istatistiklerine göre 2020 Kasım ayında 4,1 milyar dolar olan cari açıkla beraber,

Ödemeler dengesi istatistiklerine göre cari işlemler açığı, Ocak’ta bir öncek i yılın aynı ayına göre 166 milyon USD azalarak 1.867 milyon USD’ye gerilemiş ve bunun

Cari açığın temel olarak nasıl finanse edildiğini gösteren ödemeler dengesi istatistiklerine göre 2021 Şubat ayında 2,6 milyar dolar olan cari açıkla beraber, 486