• Sonuç bulunamadı

Piaget’nin Bilişsel Gelişim Dönemleri

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Piaget’nin Bilişsel Gelişim Dönemleri"

Copied!
25
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

4. Bölüm

Bilişsel Gelişim ve Dil  Gelişimi

(2)

Giriş

• Fiziksel gelişim (biyolojik büyüme) bedendeki kasların, kemiklerin ve sinir sisteminin değişimi ile bedenimizin kullanımındaki motor yeteneklerin değişimidir.

• Psiko‐sosyal gelişim, bireyin duygularındaki ve diğer insanlarla ilişkilerindeki değişimi kapsar.

• Bilişsel gelişim ise, bireydeki akıl yürütme, düşünme, bellek ve dildeki değişmeleri kapsar.

• Bilişsel gelişim= Jean Piaget

(3)

Piaget’in Bilişsel Gelişim Kuramı

Her insan‐canlı dünyaya aşağıdaki yeteneklerle gelir:

• Şemalar oluşturma

• Özümseme

• Uyum sağlama

• Organize etme

• Uzlaşma

• Not: Bazı kaynaklarda;

• özümseme + uyum sağlama = adaptasyon

• organize etme + uzlaşma = dengeleme olarak geçer.

(4)

Bilişsel gelişim aşağıdaki öğeler yoluyla gerçekleşir:

• Deneyim

• Sosyal geçiş

• Olgunlaşma

• Dengeleme

(5)

Biliş; düşünme, öğrenme ve hatırlama süreçlerine denir.

Bilişsel sözcüğü ise akıl ve bilgi, bellek, akıl yürütme, anımsama, unutma, sorun çözme, kavramlar ve düşünce gibi zihinsel işlemleri tanımlar.

Bilişsel gelişim; yaşla birlikte bu süreçlerde olan değişimlerdir ve bu değişimler aşağıdaki sırada gerçekleşir:

• Duyusal Motor Dönemi

• İşlem Öncesi Dönem

• Somut İşlemsel Dönem

• Soyut İşlemsel Dönem

(6)

Bilişsel Gelişim Ögeleri ve Kavramları

Şema, bireyin dış dünyaya ilişkin uyarıcıları, zihninde nasıl organize ettiğini gösteren bilgi yapısıdır.

Bir bakıma şemalar, yeni bilgiyi anlamlandırma, dönüştürme, yerleştirme kılavuzudur.

Özümseme: İlk yaşantılar ile edinilen bu kalıplar (yapılar), sonraki yaşantıların yerleştirileceği bir çerçeve sağlar.

Yeni bir nesneyle, ya da olayla karşılaşan çocuk, onu bir önceki şemaya dayanarak anlamaya çalışır.

Uyum sağlama: Çocuk yeni durumu daha önceki şema içinde özümlemeye çalışır. Eğer eski şema yeni olayı anlamak için yeterli olmazsa, bu durumda çocuk ‐iyi bir bilim adamı olarak‐ şemayı değiştirir ve dünyaya ilişkin farklı kuramını geliştirir.

(7)

Organize etme: çocuk için yeni olan her şey bilişsel dengeyi bozar. Özümseme ve uyum süreçleriyle bu denge yeniden kurulur. Bu durum aynı zamanda organize etmedir.

Uzlaşma (bir bakıma dengeleme): Keşfetme ve anlama sürecine bağlı olarak davranışlar yeniden organize edilir. Böylece yaşamak için dünyayı tanımak, anlamak çabası; yeni şemalar oluşturarak, özümleme ve uyum sağlayarak, öğrenilenleri organize ederek sürer. Bu süreç içinde birey bilişsel dengeleri korumaya, yeniden kurarak sürdürmeye çalışır. Bu uzlaşma sağlanamazsa organizma dengeli ve sağlıklı yaşayamaz

.

(8)

Deneyim: Çocuklar yaşantılar ve çevreyle etkileşimleri sonucunda gelişirler.

Örneğin; çocuğun kelebeklere ilişkin bir şema geliştirebilmesi için kelebekleri görmesi gerekir.

Sosyal geçiş: Bazı bilişsel gelişimler sosyal geçişle olur. Örneğin; toplum, kültürün bu konudaki bilgisinin paylaşımıyla olur.

Olgunlaşma: Bazı bilişsel gelişimler olgunlaşma ile olurlar. Piaget’e göre olgunlaşma fiziksel büyüme ile ilişkilidir.

Bebek ve küçük çocuklarda hızlıdır.

Piaget’e göre genel insan zekası, dil öğrenme yeteneği gibi olgunlaşmanın sonucudur.

Dengeleme: Bu terim insan düşüncesindeki doğuştan var olan çevre ilişkilerinde ve kendi içinde gittikçe daha dengeli, ayrıntılı ve tutarlı olma eğilimini yansıtır.

Dengesizlik: Öğrencinin karşılaştığı ile bildiği arasındaki uyuşmazlıktır.

Not: Denge ve dengesizlik hem yukarında belirtilen özellikleri hem de gelişim alanlarını ilgilendirir.

(9)

Piaget’nin Bilişsel Gelişim Dönemleri

Piaget’nin Bilişsel Gelişim Dönemleri ve Temel Özellikleri

(10)
(11)

A. Duyusal‐Hareket (Sensory‐Motor) Dönemi (0‐2 Yaş) a. Nesnelerin değişmezliğini keşfeder.

b. Yaparak ve yaşayarak öğrenme temel özelliktir.

c. Anne diğer odaya geçtiğinde, çocuk annenin artık yok olduğunu düşünür ve ağlar.

d. Nesnelerde kalıcılık oluşmaya başlar, nesnelerin görülebilir ya da ulaşılabilir olmasa dahi var olduğunun bilinmesi vardır. Anne diğer odaya geçti, havaya uçmadı yani yok olmadı, yaşasın!!!

e. Döngüsel Tepkiler: Duyusal motor dönemin diğer temel özelliği çocuğun belirli türdeki hareketleri tekrarlamasıdır. Buna ‘döngüsellik’ denir.

f. Örneğin, ayağını karyolaya vurduğu zaman yatağı ses çıkarırsa, aynı hareketi yeniden yapar.

(12)

B. İşlem Öncesi Dönem: (2-7 Yaş)

a. Sözcük kullanmaya ve ilkel bir düzeyde ilk olarak bir sembol ile bu sembolün temsil ettiği nesne arasındaki ilişkiyi anlamaya başlar.

b. Dil gelişiminde önemli aşamalar kaydedilir.

c. Çocuk iç temsilden faydalanarak oyun yaşamına yeni zenginlikler getirir. Örneğin, bir ağaç dalını at gibi kullanır, arkadaşlarıyla yetişkin ilişkilerini taklit oyunları oynamaya başlar.

(13)

1. Sembolik İşlem Dönemi (2‐4 yaş)

a. İşlem öncesi düşünce sembollerin en basitten en karmaşığa doğru kullanımlarının geçişidir.

b. Dil gelişiminde önemli aşamalar yaşanır.

c. Ben merkezcilik öndedir. (Yemek esnasında hızlı yer ve tabakta kanatları önüne çeker.

d. Animizm görülür.

e. Animiz: Yaşayan ve yaşamayan, canlı ve cansız vb.

nesneler arasında ayrım yapamaz.

f. Örn. Anneeeee, kalem elimi acıttı. Öylemi, dur bir kalami döveyim seni bir daha acıtmasın!!!!

(14)

2. Sezgisel İşlem Dönemi (4‐7 yaş)

a. Dört yaş civarında çocuklar, var olduğunu bildiği ancak göremediği olayları anlamakta zorluk çekerler.

b. Örneğin trafik kurallarını anlamakta zorluk çekerler. Araba ona çarparsa ne olur?

c. Sıralama: İşlem öncesi dönemin başlarında nesneleri uygun bir sıra ile dizmede veya tek bir boyutu sıralamada bile zorluk çekerler.

d. Örneğin: Farklı uzunluktaki çubukları sıralamaları istendiğinde en baştaki ve en sondaki çubuğu uygun yerine koymayı becerebilse bile aradakileri sıralayamazlar.

e. Sayı uygunluğu: Bir kutu kırmızı, bir kutu mavi eşit sayıda boncuktan bir grup birbirine yakın, diğer grup aralıklı olarak düzenlendiğinde aralıklı olanların daha çok olduğunu belirtir.

(15)

C. Somut İşlemsel (İşlemler) Dönem (7‐11 Yaş)

a. Somut işlemeler denmesinin nedeni, çocuk mantık yeteneklerini somut nesne ve yaşantılar üzerinde uygular.

b. Geriye dönebilirlik, çocuğun problem çözerken hem ileri hem de geriye doğru düşünebilmesi özelliğini yansıtır.

c. Örneğin, hem işlem öncesi dönemde hem de somut işlemsel dönemdeki bir çocuk içine farklı nesneler konan suyun kaynama noktasına ilişkin basit bir deneyi basamak basamak tanımlayabilir.

(16)

d. Korunum: Maddenin geçirebileceği görüntüsel değişimlere rağmen sabitliğine ve değişmezliğine olan inançtır.

e. Örn. Somut işlemsel dönemdeki çocuk ise biçimi ne olursa olsun topların aynı miktarda olacağını düşünebilecektir.

(17)

f. Aynıyet: Bir şey eklenmediği ve çıkarılmadığı sürece miktar değişmezliği.

g. Telâfi: Bir boyutta olan değişikliğin (genişlik gibi) bir diğer boyutta da (uzunluk gibi) değişim oluşturması. Bu özellik çocukta merkeziyetsizlik‐bir boyuta saplanıp kalmama‐ yeteneğinin sonucu olarak gelişir.

h. Dönüşebilirlik: Görüntüsel değişiklik tekrar eski haline dönüşebilir, çünkü miktar değil görüntü değişmiştir.

e. Çoklu sınıflama: Somut işlemsel dönemde çocuk çoklu sınıflama yapabilir. Bir grup nesneyi birden fazla özelliğe göre sınıflandırabilme yeteneğine çoklu sınıflandırma adı verilir.

(18)

D. Soyut İşlemsel Dönem (11 Yaş ve Üstü)

a. İlköğretim ikinci kademe yıllarında soyut fikirlere ilişkin akıl yürütebilirler.

a. Değişkenleri birleştirme ve ayırma: Bu dönemdeki birey değişen birkaç nitelik veya değişkeni içeren problemleri çözebilir. Bilimsel bir tarzda düşüncelerini test edebilir ve buradan elde ettiği sonuçlarla akıl yürütebilir.

b. Ergenlik Egosantrizmi: Varsayımsal düşünce ergene daha geniş düşünebilme olanağı vermekle birlikte halen ergen kendi düşünceleri ile başkalarının düşünceleri arasında bir karmaşa yaşamaktadır. Örneğin dünya barışı için bir plan yaparken kendisi dışındakilerin görüşünü almayı başaramayabilir. Aşırı idealisttir. Dediğim dedik, çaldığım düdük.

(19)

c. Benmerkezci.

d. Hayali seyirci: Ergen diğer insanların düşünce ve tepkilerine aşırı önem verir. Diğer insanların onlarla, kendilerinin kendileri ile ilgilendiği kadar ilgilendiklerini zannederler.

Örn. Lise 1. sınıf düzeyinde bir öğrenci eğer kendini güzel buluyorsa herkesin onun güzelliğiyle ilgilendiğini düşünür.

e. Hayali seyici: Kendisini hiç kimsenin olmadığı kadar duygusal, zeki, çarpıcı olarak düşünebilir. Üzücü kişisel hikayeler geliştirilebilir.

Örneğin 25 yaşında öleceği, hiçbir zaman eş ya da bir iş bulamayacağı, mutlu olamayacağı gibi.

(20)

Dil Gelişimi

a. Diğer gelişim alanlarında olduğu gibi, dil gelişiminde de aynı yaştaki çocuklar benzer özellikler gösterirler.

b. Bunlar genel olarak sözcük sayısı, kurdukları cümle yapısı, ses tonlamaları ve vurgulamaları olarak sayılabilir.

Bu nedenle, bu benzerlikleri göz önüne alan gelişim psikologları, dil gelişiminin bilişsel gelişime paralel olarak ortaya çıktığını kabul ederler.

c. Dil, düşünce, duygu ve isteklerin, bir toplumda ses ve anlam yönünden ortak olan ögeler ve kurallardan yararlanılarak başkalarına aktarılmasını sağlayan, çok yönlü, çok gelişmiş simgesel bir dizgedir.

Kitapta yer alan konuya bak. S. 103.

(21)

Dil Gelişimi İle İlgili Görüşler

1. Davranışçı görüş: (Uyarıcı, tepki, ödül, pekiştireç, tekrar)

a. Bu görüşe göre, çocuklar konuşulan dili, herhangi bir şeyi öğrendikleri gibi öğrenirler.

b. Bebekler, kendilerini istedikleri sonuçlara götürdüğünü fark ettikleri sesleri tekrar etmeleri sonucu konuşulan dili öğrenmeye başlarlar.

2. Psikolinguistik” kuramlar (Chomsky ve Lenneberg) a. Dil gelişimini biyolojik temellere bağIıdır.

b. İnsanlar doğuştan dil öğrenebilmek için özel bir mekanizmaya sahiptir.

c. Bu mekanizma sayesinde çocuk, çevresinde konuşulan dili içselleştirir, kurallarını anlar, öğrenir ve daha sonra da uygun dil bilgisi kuralları ile konuşmayı başarır.

(22)

3. Sosyal öğrenme kuramı

a. Dil gelişiminin, sosyalleşme süreci içinde gerçekleir.

b. Çocuğun gözlem ve taklit yoluyla konuşmayı da öğrendiğini kabul eder.

c. Çocuğun içinde yaşadığı çevre ve kültür (sosyal çevre), onun etkileşime gireceği uyarıcıların türünü ve niteliğini belirler.

d. Piaget, gelişimde biyolojik etkenlere önem verirken;

Vygostsky, toplumsal etkenlere önem vermektedir. Ona göre; dil, sayı, sanat gibi araçlar, kültürün düşünceyi kavrama, düzenleme ve geçişini sağlama yoludur.

(23)

Piaget’e göre dil gelişim evreleri 1. Agulama Evresi (0‐12 ay)

• Ağlama Evresi (0‐2 ay)

• Babıldama Evresi (2‐5 ay)

• Çağıldama – Heceleme Evresi (6‐12 ay) 2. Tek sözcük evresi (12‐18 ay)

3. Telegrafik (kelimelerin birleştirilmesi) evresi (18‐24 ay) 4. İlk gramer evresi (24‐60 ay)

(24)

Dil Gelişimini Etkiyen Faktörler

• Çevre ailenin sosyo‐ekonomik durumu

• Kitle iletişim araçlarından yararlanma oranı

• Cinsiyet (kızlar erkeklerden daha erken konuşur ve kelime  haznesi daha geniştir)

• Oyun

• Ailenin (anne ve babanın) bu konuda üzerine düşeni yapması

(25)

Katılımınız İçin Teşekkürler…

(E. Yeşilyurt) Notlarından

derlenmiştir.

Referanslar

Benzer Belgeler

 Piaget’e göre bilişsel gelişim, beyin ve sinir sisteminin olgunlaşmasıyla bireyin çevresine adapte olmasına yardımcı olan deneyimlerinin bir

Kişiliğin ayrılmaz bir parçası olan otobiyografik bellek performansları daha iyi olan kişilerin sosyal becerilerinin de daha iyi olduğu bilinmektedir.. Düşünce, duygu ve

 Bu durum, Vygotsky’ye göre “yakınsal gelişim alanı” olarak adlandırılan, çocukların gerçek gelişim düzeyleri ile kapasiteleri arasındaki farktan

zamanda bir durumun yalnızca bir yönünü ele alma yeteneğine sahiptir...  Somut işlemler 7-11 ya da 12:çocuklar bilgiyi sistemli ve mantıklı bir şekilde işleyebilirler

Piaget, öğrenmeyi yaşa bağlı bir süreç olarak kabul eden zihinsel gelişim kuramına dayalı olarak açıklamıştır.. Zihinsel gelişimi açıklamaya yönelik olarak ise çok

JEAN PİAGET 1896-1980 VE BİLİŞSEL GELİŞİM KURAMI Piaget’nin bilişsel gelişim kuramı günümüzde en çok tutulan ve en çok kabul gören kuramların başında gelir..

Bireylerin akıl yürütme becerilerini neden ya da nasıl mantıksal geliştirdiği değil, daha çok bireylerin geliştirdikleri bilişsel becerilere. karşın, nasıl bu kadar

• Beyin: Kafatasının üst bölümünde beyin zarı ile örtülü, iki yarım yuvar biçiminde sinir kütlesinden oluşan, duyum ve bilinç merkezlerinin..