• Sonuç bulunamadı

LE C O R B U S İ ER

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "LE C O R B U S İ ER"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

L E C O R B U S İ E R

Y a z a n : Nezahat AR1KOĞLU

1950 — Ronchamp kilisesi Asrın en çok tanınan ve fikirleri

be-nimsenen taklit ve takip edilen İsviçre do-ğumlu Fransız uyruklu, büyük mimarı Le Corbusier 1965 ağustosunda 80 yaşına ya-kın öldü.

Kendisi, usanmaz bir yaratıcı, mimar, şehirci, ressam ve heykeltraş niteliğinde bir deha idi. Cemiyete hizmet eden gerçek bir filozoftu, fakat kesin ileri fikirleri, sert mi-zacı ile diğer mimarlar ve iş veren otorite-lerle çok defa anlaşmaya varamazdı. Bu yüzden «Zor adam» olarak tanınırdı. Ken-disi de bu yönden epey yapma imkânı kaçır-dı, kitabında esefle: (Orijinal fikirlere sahip bazı kimseler acılarının gerisine itilirler. İh-mal edilir, yalnız bırakılırlar) diye bahseder.

Şüphesiz her mimardan bir Gropius teş-kilâtçılığını, Mies'in sakin yapıcı kudretini ve bir Skidmor Ovings firmasının müşteri çek-me kabiliyetini birden bekleyeçek-meyiz. Ve bu-na bilhassa Corbusier'nin artist tarafını da ekliyemeyiz. İnsanlar eksik tarafları ve bas-kın nitelikleri ile seçilirler. Aşağıda onun ölümünden sonra hemen her meslekî mec-muada çıkan yazıları okuduk. Arkadaşlara kısa bir şekilde, bu büyük adam hakkında söylenenleri, onu daha iyi tanıma fırsatını verir diye geçiriyorum.

Walter Gropius - Massachusetts

Bu dünya çapında adam, le Corbusier' nin hayat ve çalışmalarının karakteri; mi-marlık, sanat, şiir ve buluşları sahasında pek çok eser vermiş olmasıdır. Öyle yeni kıymetler getirdi ki bunlar gelecek neslin zenginleşmesine yardım edecek kadar de-rindir.

Mimarlık ve şehircilik sahasında her bakımdan esaslı cevaplar verdi ve daima yeni taze ve şaşırtıcı buluşlariyle bize ha-berlerini tazeledi. Asla kendini tekrar etme-di, bu da prensiplerin insanı donmuş şe-killere değil, sonsuz imkân ve yeniliklere götüreceğine birer delildi.

John Ely Burcbard. M.I.T.

Kendisi Mies ve Wright gibi asrın en büyük üç mimarından biri olarak ölümü ile bize şok tesiri yaptı.

Bugün o da esaslı öncü fikirleriyle bazen bir tarafta bırakılmış, Gropius gibi yalnız kalmış şahsiyetlerden biridir. O asrın esaslı nazariyatçısı ve mimarlar arasında ise tam bir şehirci idi. Sade halkın ihtiyaçlarını an-lamış ve yine sade bir usulle malzemeyi kul-lanmasını bilmişti.

Lc.vic M'jmford, New-York, Kritik. Corbusier'nin hayatı ve çalışmaları bir d;vrin başlangıç ve sonunu işaret eder. Ve bu devir, büyük dalgaların küçük kırışıkları ça-pında görülebilir.

Estetik orijinalitesi ve yazı kudreti ile dehası bu devri tamamlarken bir sosyal dü-şünücü hem de bir mimar olarak bazı ku-surları ile, bütün bir neslin çalışmalarını, direktifleri, tabirleri ve steril adamlığı ile kavramıştır.

Hayatının her iki ucunda kendini klasik yapı ile ifade etti.

1925 Esprinouveau = Yeni fikirler pav-yonu. 1955 Ronchamp kilisesi. Corbusier'nin bu iki kutup arasındaki devrede düşünceleri : Makina yolu ile organize edilen sert Kar-tacalı varî mimari ile, eski ile ilişiği olan fantazi, herhangi bir ve bugün kıymette olan yapı, sonunda gitmelidir.

Fakat bu iki unsurun yok edilişi ile meydana çıkacak insanî istek ve durumla-rın halli meselesi ve mesuliyetini Corbusier gelecek nesillerin üzerine yüklemiştir.

Finlandiya'nın büyük mimarı A L VAR AALTO onu: Cesaret timsali teorist ve ya-pıcı, tarihî bir sima olarak görüyor. New-York'tan Paul Damaz onu henüz tarihe gi-remiyecek ve aramızda yaşıyan fikirleriyle çok canlı bir yaratıcı ve usanmaz bir araştı-rıcı olarak büyük bir kayıp sayıyor.

Philip Johııson. Modern mimarinin bir kutbu Corbusier, diğeri Mies van der Rohe' dir diyor.

Önceleri Mies'in (en az en iyidir) en sade en zengindir tabirleri beni çekmiştir. Corbusier'nin bulucu kabiliyeti ve hüviyeti onun ağır basmasına sebeptir. O bir heykel-traştır dev büyüklüklere şekil verir öyle ki, onları yapmak hemen imkânsız gibidir. Mies klasiktir, detaycıdır, büyük yapıcıdır.

Mimarînin bu iki kutupluluğu benim gö-rüşümle seagram binası ve Ronchampta ter. Biri büyük mimarî eser, diğeri belki bi-raz fazla heyecan verici büyük bir hey-keldir. Tarihin iki görünüşü mü? Niye sormalı?

Onu asla sempatik bir kimse olarak bul-madım fakat kabul edelim neslimizin artist mimarıdır ve ölümü ile Wright'in bıraka-madığım bıraktı. O bizimdi.

Baltazar Corab - Michigan

Gerçek bir peygamber inancı ile çalı-şan yorulmıyan bir öğretici oldu. Bir şair,

bir filozof idi. Fakat zaman ona hazır değil-di. İnsaniyet inçin bir şair gözü ile çalıştı. En çok ihtiyacımız olan mimar tipi budur. Öğreten ve yapan renesans adamı, Corbusier bizimledir.

Mies van der Rohe - Chicago

Herkes onu büyük bir sanatkâr mimar ve gerçek bir yenilikçi olarak tanımıştır.

Onu 1910 da ilk gördüğümde Rene-sans artistlerini hatırladım. Aynı zamanda yapan, renk kullanan ve oyan bir insandı.

Bende bıraktığı derin tesir, onun mimar-lık ve şehircilik alanındaki bağımsızlığı ol-muştur. Yalnız azadettiği kimselerin bu hür-riyeti nasıl kullanacaklarını zaman göstere-cektir. Her bağımsızlık yeni bocalamalar, karışıklık ve Barok yaratır. Kısaca Corsier'yi takip edecek olanların eserlerinde bu-günkü medeniyetimizin esas çehresini göre-ceğiz.

Jcse Luisssrt - Cambridge Mass. O, eserleriyle bir «bütün» dür. İnsan onun ressamlığını heykeltraşlığmdan, mi-marlığını şehirciliğinden, şairliğini yazarlı-ğından ayırt edemez. Hayatın kendisine olan bağı ve yaşama zevkine dayanan bu çalış-maları, onu daima yeni buluşlara götürmüş-tür, o zamanın en canlı ve insanî mimar-lığının bir ifadesidir. «Vereceği» olmuştur.

Jan C. Rovan :

Corbusier'nin büyük bir sanatkâr olu-şunda şüphe yoktur. Onun dehası en umul-maz şekilleri, sanat eseri haline getirecek kudrette olmasıdır. O hem doluluğun hem de boşluğun yontucusu idi. Bir şairdi. Tarih daima ona bu bakımdan kıymetini vere-cektir.

Fakat acaba aynı anda büyük bir filo-zof. gelecek dünyanın bir peygamberi, sira-yet edici cümleleri tabirleri ile bütün bir yeni mimar neslinin aklını çelen bir yaftacı mı idi?

Bugün, yüksek anıtvarî binalariyle gö-rülen şehirler Corbusier'nin güneş ve yeşil-lik arzusu ile başladığı «yüksek kasaba» fikrinin neticeleridir.

(2)

Yine bugün çoğumuz geriye bakıyor, geçmişten parçalar alıyoruz. Bütün yok edi-len bırakılan eski kıymetler üzerinde Cor-busier'nin yazılarının çok tesiri olmuştur. Bu mimarî revolusyondan sonraki nesil bu kıymetleri tekrar ele alıyor. Gözden geçiri-yor ve kıymetlendirigeçiri-yor. Yalnız zaman bize kimin doğru kimin yanlış yolda olduğunu bildirecektir.

Makina ve teknik bugün küçümsenecek bir unsur değildir. İleri memleketler iyi mimarlık örneklerini ancak yeni tekniklerini ileri estetik görüşlerine katarak verebilmiş-lerdir.

Bugün daha teknisyeni yetişmemiş bir memlekette artist ne yapabilir ise artisti ol-mıyan memleketlerde de teknisyen onu yap-maktadır. İki halde de tam bir eser bilhassa bir bina meydana getirmek hemen imkân-sızdır. Biz şu anda hem teknik hem sanat-kâr azlığı içinde bulunan bir memleketiz. Orijinal bir şeyi senelerdir yapamadık. Bu-nun nedeni dünya üzerindeki mimarî revo-lüsyonun memleketimizdeki idarî revolüsyo-na eklenişidir. Eskiyi atmak biz de şaşkınlık yaratmıştır. Kimimiz millî mimarî motif-lerine sarılırken kimimiz Corbusier gibi serbest fikirli mimarların inandırıcı tesirle-rine kapıldık. Başlangıçta hiç olmazsa iklim, âdet, malzeme yönünden incelemelerde bu-lunup bir birliğe bile gitmedik. Cor-busier gibi öncü mimarların yeni fikirlerini, kendimize adapte edebileceğimiz ölçüde ol-mamız mümkün iken motifler halinde onu kopya ediyoruz. Güzel o cemiyette gü-zel anlayışına (görüşleri kıymet taşıyan ehil kimseler) in anlayışına uyamıyor ise halk o güzelin pek daha uzağında kala-caktır. Sanatkâr iki taraftan da kabul gör-miyecektir. Biz halka iyi ve doğru olanı, estetik otoritesi olanlara da güzeli verebil-meğe çalışmalıyız. Fakat şimdi yaptığımız halka doğru olanı bile vermekten uzakta-dır. Halkın inancını azımsamak saflık olurdu. Müşteri ekseri o sınıftandır. Vazi-femiz halkı en az kendi görüşlerimize an-layış gösterecek yere getirmek olmasa bile bu hususta çalışmak, vermek yazmak ve konuşmak da icap eder. Çok defa verecek cevap bulamayız. Dün niye böyle bugün ise alabildiğine aksine hareket ettiğimize önce bir karışıklık durumunda. Belki büyük

cemi-kendimiz bir mâna vermeliyiz. Bir kere taklit etmek ile sanatkârlık yanyana yürümez bu-nu bilelim. Arkasnıdan gitmeğe çalıştığımız tek insanlar değil esas prensipler olmalıdır. Kendi değerlerimizi ve adetlerimizi, malze-memizi gözden geçirmeden ve onları işle-meden bir tarafa atmıyalım.

Corbusier'nin 1938 de çıkan 2 (cilt-lik) kitabını alıp okuduğumu ve mem-nuniyetimi unutamam. Önce Gropius'un bir kitabını okumak bmce daha salim bir baş-langıç olurdu. Taut ise tercüme edilen ki-tabiyle bize düşünme fırsatını verdi. Cor-busier oldukça ayrı şeyler teklif ediyor ve veriyordu. Tatbikatını vc öncü fikirlerini yanyana yürütemiyen iki kutuplu, cesaret timsali bir insan olarak gördüm kendisini. Oluş halinde idi ve o zaman ayakta pek az binası vardı. Ve devam halinde öldü. Onu, sanat eserini tam ve bitmiş olarak, sonuç olarak görmediği ve daima aradığı için se-verim zaten kendini de asla bu yüzden tek-rar etmedi eğer buluşları ona: (Bu tamdır) fikrini vermiş olsa idi, aramakta devam et-mezdi. Kendini şekle değil, prensiplere bağ-ladı. Bence bu prensipleri yine kendinin koymuş olması onun hayatta kırılmasına yalnız kalmasına sebep olan yegâne taraftır. O da her öncü gibi bunun acısını tadacaktı, insanlığa hizmet etmek yine onlarla başta

çekişmeyi icap ettirir mi ettirmez mi, gele-nekleri kırdığı anda ettirir, ihtiyaçlara cevap verdiği anda ettirmez. O şimdiki ihtiyaçlara değil, yarınınkilere cevap aradı. Yapı ve şehir yapısı önceden ele alınmalı idi. Vakit yoktu. Hükümet adamı, sermaye sahibi gü-nün adamıdır yarını düşünemez. Bu yüzden döğüştü, yazdı ve konuştu. Öğretmek isti-yordu.

Ben, onu büyük ve idealist bir düşü-rt ucü olarak seviyorum. Şöyle veya böyle yapmış oluşunu değil, o beni yanlışa götür-müyor onu bir ilâh olarak görüyorum ve taklide kalkmıyorum. O kendini oluş halin-de gören bir ölümlü, daima ariyan bir sa-natkâr olarak görür iken ve böyle oluşunu dıimî değişmeleri ile ispat ederken bizlerin onu tam bir sonuç olarak görüp şeklen tek-rar etmemiz ne saflık olurdu. Dendiği gibi o bir filozoftur. Savunduğu fikre göre hareket etti ve yaşadı, «doğru» idi ve ken-dine hürmeti bu doğruluğun verdiği iç düze-ninden ötürü sarsılmadı bu yüzden de yal-nızdı. Yine biliyordu ki onunla içten beraber olan onun sesinde kendini duyan yüzlerce kişi arkasındadır. Onun için o bizdendir diyoruz.

N. ARIKOĞLU 1966 Baltimore

Referanslar

Benzer Belgeler

(1982) worte a book in Urdu, entitled, "Sir Sayyid Aur Aligarh Tehrik (Sir Syed a n d Aligarh Movement)".^^ In this book, the common topics are, life a n d works of

Orta ekran örneğin medya, navigasyon*, klima kontrolü, sürücü destek sistemleri ve araç içi uygulamalar gibi aracın pek çok ana fonksiyonunu kontrol etmek için

DS 9 PureTech 225 Otomatik, PERFORMANCE Line, Gece Mavisi, 19 inç ölçüsünde MONACO hafif alaşım jantlar..

5.Bunu sağlamak üzere özel ligde spor kulübü düzenlemesi ve sponsorluk düzenlemesi ile diğer spor ilçe ekiplerini bir araya getiren spor kanunu veya

[r]

Bu çal›flmaya yüksek riskli glokom olgular›nda yap›lan trabekülektomi ameliyatlar›nda 0.4 mg/ml 2 dakika lokal MMC ile serbestlefltirilebilen sütür (grup 1=31 ol- gu)

Mes'ul Müdür: Mimar Abidin - İmtiyaz sahibi: Mimar A, Ziya Matbaacılık ve Neşriyat Türk anonim şirketi

Cobb’un broyler genetiği üzerine çalışmaları, yem dönüşümüne bağlı ekonomik ilerleme, büyüme ve kas kalitesi, daha iyi kardiyovasküler fonksiyonlar, daha iyi bir