TRT’NİN ÇOCUKLARA YÖNELİK ÇİZGİ FİLMLERİNİN TÜRKÇE ÖĞRETİMİ VE DEĞER AKTARIMI AÇISINDAN İNCELENMESİ
Rabia Neva Şahin
DOKTORA TEZİ
TÜRKÇE VE SOSYAL BİLİMLER EĞİTİMİ ANA BİLİM DALI
GAZİ ÜNİVERSİTESİ
EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ
AĞUSTOS, 2019
i
TELİF HAKKI ve TEZ FOTOKOPİ İZİN FORMU
Bu tezin tüm hakları saklıdır. Kaynak göstermek koşuluyla tezin teslim tarihinden itibaren bir (1) ay sonra tezden fotokopi çekilebilir.
YAZARIN
Adı : Rabia Neva
Soyadı : ŞAHİN
Bölümü : Türkçe Eğitimi
İmza :
Teslim Tarihi :
TEZİN
Türkçe Adı : TRT’nin Çocuklara Yönelik Çizgi Filmlerinin Türkçe Öğretimi ve Değer Aktarımı Açısından İncelenmesi
İngilizce Adı : The Investigation of TRT’s Cartoons For Children in Turkish Language Teaching and Value Transfer
ETİK İLKELERE UYGUNLUK BEYANI
Tez yazma sürecinde bilimsel ve etik ilkelere uyduğumu, yararlandığım tüm kaynakları kaynak gösterme ilkelerine uygun olarak kaynakçada belirttiğimi ve bu bölümler dışındaki tüm ifadelerin şahsıma ait olduğunu beyan ederim.
Yazar Adı Soyadı : Rabia Neva ŞAHİN
İmza :
iii
JÜRİ ONAY SAYFASI
Rabia Neva Şahin tarafında hazırlanan “TRT’nin Çocuklara Yönelik Çizgi Filmlerinin Türkçe Öğretimi ve Değer Aktarımı Açısından İncelenmesi” adlı tez çalışması aşağıdaki jüri tarafından oy birliği / oy çokluğu ile Gazi Üniversitesi Türkçe Eğitimi Ana Bilim Dalı’nda Doktora tezi olarak kabul edilmiştir.
Danışman: Dr. Öğr. Üyesi Asiye DUMAN
Türkçe Eğitimi, Gazi Üniversitesi ………
Başkan: Prof. Dr. Gıyasettin AYTAŞ
Türkçe Eğitimi, Gazi Üniversitesi ………
Üye: Prof. Dr. Ömer ÖZKAN
Türkçe Eğitimi, Gazi Üniversitesi ………
Üye: Doç. Dr. Mahir KALFA
Türkçe Eğitimi, Hacettepe Üniversitesi ………
Üye: Doç. Dr. Filiz METE
Türkçe Eğitimi, Hacettepe Üniversitesi ………
Tez Savunma Tarihi: 01/08/2019
Bu tezin Türkçe Eğitimi Anabilim Dalı’nda Yüksek Lisans/ Doktora tezi olması için şartları yerine getirdiğini onaylıyorum.
Prof. Dr. Selma YEL
Eğitim Bilimleri Enstitüsü Müdürü ………
Anneme, Hayatımı güzelleştiren kadına…
v
TEŞEKKÜR
Bu çalışmanın yürütülmesi sırasında desteğini esirgemeyen danışmanım Dr. Öğr. Üyesi Asiye Duman ve tez izleme komitesi hocalarım Prof. Dr. Ömer Özkan ve Doç. Dr. Mahir Kalfa’ya, jüri üyesi hocalarım Prof. Dr. Gıyasettin Aytaş ve Doç. Dr. Filiz Mete’ye, söz varlığı çalışmaları sırasında her türlü sorumu cevaplayan ve yardımcı olan Doç. Dr. Özay Karadağ’a, çalışmalarımı yürütmem için gerekli her türlü kolaylığı sağlayan TRT yöneticileri ve iş arkadaşım Esim Erge İncekara’ya, tez yazım sürecinde her konuda desteğini esirgemeyen arkadaşım Bahar Kayıhan’a, manevi olarak her zaman yanımda olarak motivasyon desteği sağlayan arkadaşlarıma, yoğun çalışmalarım sırasında sabır gösterip bana katlanan babam Recep Şahin, annem Zeynep Şahin, kardeşim Tuğba Şahin’e ve bu süre zarfında yardımını esirgemeyen herkese teşekkür ederim.
TRT’NİN ÇOCUKLARA YÖNELİK ÇİZGİ FİLMLERİNİN TÜRKÇE ÖĞRETİMİ VE DEĞER AKTARIMI AÇISINDAN İNCELENMESİ
(Doktora Tezi)
Rabia Neva Şahin GAZİ ÜNİVERSİTESİ
EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ Ağustos, 2019
ÖZ
Bu araştırma, TRT’nin çocuklara yönelik çizgi filmlerinde değer aktarımı ve Türkçe eğitimine katkısına odaklanmaktadır. Değer, toplumu oluşturan bireyler arasında sözlü olarak gelecek nesillere aktarılan kurallar bütünüdür. Değerlerin eğitiminde okullar tek toplumsallaşma yolu gibi görülse de aile, akran grubu, kitle iletişim araçları ve sivil toplum örgütleri değerler eğitimini besleyen kaynaklardır. Çocukların en çok tercih ettiği eğlence aracı olan çizgi filmler, birçok eğitim kurumunun işlevini tek başına yapabilecek durumdadır. Araştırmalara göre, çocukların çizgi film izleme döneminin en yoğun olduğu yaşlar, 5-11 yaş arasıdır. Dolayısıyla çizgi filmlerin bu yaş grubuna etkisine yönelik yapılacak araştırmalar önem kazanmaktadır. Hedef kitlesi sadece çocuklar olan TRT Çocuk, 1 Kasım 2008 tarihinde yayın hayatına başlamıştır. Bu araştırmada, Türkçe Dersi Öğretim Programlarında yer alan değerlere dayanarak TRT Çocuk kanalında 2015-2016 yayın döneminde yayımlanan ve günümüzde de yayını devam eden altı çizgi filmin değer aktarımı ve Türkçe eğitimine katkısı açısından incelenmesi amaçlanmıştır. Araştırma, nitel araştırma yöntemlerinden durum çalışmasıdır. Öğretim programlarındaki değer aktarımıyla ilgili kazanımlardan kod ve tema olarak faydalanılmıştır. Kod ve temalardan yola çıkılarak hazırlanan kontrol listesi ile içerik analizi yapılmıştır. Yapılan analiz sonucunda yabancı yapım çizgi filmlerin değerler yönünden yerli yapımlara göre daha zengin olduğu görülmüştür. Ancak bunun yanı sıra olumsuz davranış örneklerine de rastlanmıştır. Türkçe söz varlığı açısından ise çizgi filmlerde belirli söz gruplarının yoğun olarak işlendiği ancak bazı söz varlığı unsurlarına yeterince yer verilmediği tespit edilmiştir.
Anahtar Kelimeler: Çocuk, çizgi film, değer, Türkçe öğretimi, TRT Sayfa Adedi: 298
Danışman: Dr. Öğr. Üyesi Asiye DUMAN
vii
THE INVESTIGATION OF TRT’S CARTOONS FOR CHILDREN IN
TURKISH LANGUAGE TEACHING AND VALUE TRANSFER (Ph. D Thesis)
Rabia Neva Şahin GAZI UNIVERSITY
GRADUATE SCHOOL OF EDUCATIONAL SCIENCES August, 2019
ABSTRACT
This study focuses on the transfer of value and contribution to Turkish education in TRT's cartoons for children. Value is a set of verbal rules that are not based on writing between individuals who make up society. Although schools are seen as the only way of socialization in the education of values, the family, peer group, mass media and non-governmental organizations are the sources that feed the values education. Cartoons, the most preferred entertainment way of children, are able to do the function of many educational institutions alone. According to the researches, the age of the cartoon watching period is 5-11 years of age. Therefore, researches for this age group gain importance. TRT Çocuk, which is the only target group of children, was launched on November 1, 2008. In this study, it is aimed to examine six cartoons which are shown on television in the broadcast period of 2015-2016 and continue to broadcast in TRT Çocuk Channel based on the values and contribution to Turkish education in Turkish Language Teaching Programme. Research is a case study of qualitative research methods. It was used as a code and theme from the gains related to the value transfer in the curriculums. Content analysis was made with the checklist based on code and themes. As a result of the analysis, it was observed that foreign cartoons were rich in terms of values compared to domestic productions. However, there were also scenes with negative behaviour. Turkish vocabularies are very intense in specific vocabulary groups however, it is determined that some vocabulary elements are not sufficiently included in cartoons.
Key Words: Child, cartoon, value, Turkish language teaching, TRT Page Number: 298
Supervisor: Asist. Prof. Asiye DUMAN
İÇİNDEKİLER
TELİF HAKKI VE TEZ FOTOKOPİ İZİN FORMU...i
ETİK İLKELERE UYGUNLUK BEYANI...ii
JÜRİ ONAY SAYFASI...iii
İTHAF...iv
TEŞEKKÜR...v
ÖZ ... vi
ABSTRACT ... vii
TABLOLAR LİSTESİ... xii
ŞEKİLLER LİSTESİ ... xiii
SİMGELER VE KISALTMALAR ... xvii
BÖLÜM I
... 1GİRİŞ
... 11. 1. Problem Durumu ... 1
1. 2. Araştırmanın Amacı ... 6
1. 3. Araştırmanın Önemi ... 7
1. 4. Araştırmanın Varsayımları ... 7
1. 5. Araştırmanın Sınırlılıkları ... 8
BÖLÜM II
... 9KURAMSAL ÇERÇEVE VE İLGİLİ ARAŞTIRMALAR
... 9ix
2.1. Değer... 9
2.1.1. Değer Tanımı ... 9
2.1.2. Değerin Özellikleri ... 12
2.1.3. Değerin İşlevleri ... 16
2.1.4. Değerin Sınıflandırılması ... 19
2.2. Değer Eğitimi ... 26
2.2.1. Aile ve Değer Eğitimi ... 31
2.2.2. Okul ve Değer Eğitimi ... 33
2.2.2.1. Türkçe Dersi Öğretim Programlarında Değer Eğitimi . 36 2.2.3. Medya ve Değer Eğitimi ... 40
2.3. Çizgi Film ... 44
2.4. TRT’nin Çocuklara Yönelik Yayınları ve Millî Eğitim... 49
2.5. Türkçe Öğretiminde Değer Aktarımı ve Söz Varlığı ... 52
2.5.1. Temel Söz Varlığı ... 54
2.5.2. Yabancı Sözcükler ... 54
2.5.3. Kalıp Sözler (İlişki Sözleri) ... 55
2.5.4. Deyimler ... 56
2.5.5. Atasözleri ... 57
2.5.6. Terimler ... 58
2.5.7. İkilemeler (Tekrar Öbekleri) ... 59
2.5.8. Argo ... 59
2. 6. İlgili Araştırmalar ... 60
2.6.1. Tezler ... 60
2.6.2. Makaleler ... 62
BÖLÜM III
... 63YÖNTEM
... 633. 1. Araştırma Modeli ... 63
3. 2. Araştırmanın Evren ve Örneklemi ... 64
3. 3. Verilerin Toplanması ... 64
3. 4. Verilerin Analizi ... 66
BÖLÜM IV
... 69BULGULAR VE YORUM
... 694. 1. Bulgular: Nane ile Limon ... 69
4.1.1 Nane ile Limon Üretim Bilgileri ... 69
4.1.2. Nane ile Limon Analiz Edilen Bölümlerin Özeti ... 72
4.1.3. Nane ile Limon Analiz Edilen Bölümlerde Aktarılan Değerler ... 72
4.1.4. Nane ile Limon Çizgi Filminin Türkçe Eğitimine Katkısı... 85
4. 2. Bulgular: Maysa ve Bulut ... 87
4.2.1. Maysa ve Bulut Üretim Bilgileri ... 88
4.2.2. Maysa ve Bulut Analiz Edilen Bölümlerin Özeti... 89
4.2.3. Maysa ve Bulut Analiz Edilen Bölümlerde Aktarılan Değerler .. 90
4. 2. 4. Maysa ve Bulut Çizgi Filminin Türkçe Eğitimine Katkısı ... 103
4.3. Bulgular: Rafadan Tayfa ... 105
4.3.1. Rafadan Tayfa Üretim Bilgileri ... 105
4.3.2. Rafadan Tayfa Analiz Edilen Bölümlerin Özeti... 108
4.3.3. Rafadan Tayfa Analiz Edilen Bölümlerde Aktarılan Değerler . 109 4.3.4. Rafadan Tayfa Çizgi Filminin Türkçe Eğitimine Katkısı ... 125
4.4. Bulgular: Arı Maya ... 127
4.4.1. Arı Maya Üretim Bilgileri ... 127
4.4.2. Arı Maya Analiz Edilen Bölümlerin Özeti ... 129
4.4.3. Arı Maya Analiz Edilen Bölümlerde Aktarılan Değerler... 130
4.4.4. Arı Maya Çizgi Filminin Türkçe Eğitimine Katkısı ... 149
xi
4.5. Bulgular: Harika Kanatlar ... 152
4.5.1. Harika Kanatlar Üretim Bilgileri ... 152
4.5.2. Harika Kanatlar Analiz Edilen Bölümlerin Özeti ... 154
4.5.3. Harika Kanatlar Analiz Edilen Bölümlerde Aktarılan Değerler ... 155
4.5.4. Harika Kanatlar Çizgi Filminin Türkçe Eğitimine Katkısı ... 167
4.6. Bulgular: Vikingler ... 170
4.6.1. Vikingler Üretim Bilgileri ... 170
4.6.2. Vikingler Analiz Edilen Bölümlerin Özeti ... 172
4.6.3. Vikingler Analiz Edilen Bölümlerde Aktarılan Değerler ... 173
4.6.4. Vikingler Çizgi Filminin Türkçe Eğitimine Katkısı... 188
BÖLÜM V
... 1915. SONUÇ VE TARTIŞMA
... 1915. 1. Sonuç ve Tartışma ... 191
5. 2. Öneriler ... 204
KAYNAKLAR ... 207
EKLER... 222
TABLOLAR LİSTESİ
Tablo 1 Spranger’a Göre Değerlerin Sınıflaması ... 20
Tablo 2 Rokeach’a Göre Değerlerin Sınıflaması ... 21
Tablo 3 Schwartz’a Göre Değerlerin Sınıflandırılması... 22
Tablo 4 İlköğretim Sosyal Bilgiler Programında Yer Alan Değerler ... 24
Tablo 5 2015 Türkçe Dersi Öğretim Programında Sınıf Düzeyine Göre Temalar ve Konu Örnekler ... 37
Tablo 6 2017 Türkçe Dersi Öğretim Programı Zorunlu Temaları ve Konu Örnekleri ... 38
Tablo 7 Nane ile Limon Çizgi Filminde Yer Alan Değerler ... 73
Tablo 8 Maysa ve Bulut Çizgi Filminde Yer Alan Değerler ... 90
Tablo 9 Rafadan Tayfa Çizgi Filminde Yer Alan Değerler ... 109
Tablo 10 Arı Maya Çizgi Filminde Yer Alan Değerler... 130
Tablo 11 Harika Kanatlar Çizgi Filminde Yer Alan Değerler ... 155
Tablo 12 Vikingler Çizgi Filminde Yer Alan Değerler ... 174
Tablo 13 Yerli ve Yabancı Yapım Çizgi Filmlerde Yer Alan Değerler ... 192
ŞEKİLLER LİSTESİ
Şekil 1. Nane ile Limon tanıtım ... 69
Şekil 2. Nane ile Limon Jenerik 1 ... 70
Şekil 3. Nane ile Limon Jenerik 2 ... 70
Şekil 4. Nane ile Limon Jenerik 3 ... 70
Şekil 5. Nane ve Limon’un evi ... 71
Şekil 6. Çöl ... 71
Şekil 7. Deniz ... 71
Şekil 8. Hayvan sevgisi ... 73
Şekil 9. Yalan söyleyememe ... 78
Şekil 10. Ders çalışma ... 79
Şekil 11. Oyun oynama ... 80
Şekil 12. Horon... 81
Şekil 13. Maysa ve Bulut tanıtım ... 87
Şekil 14. Maysa ve Bulut jenerik ... 88
Şekil 15. Oba ... 89
Şekil 16. Orman ... 89
Şekil 17. Mağara... 89
Şekil 18. Göl ... 89
Şekil 19. Masal anlatılıyor ... 91
Şekil 20. Türkü okunuyor ... 92
Şekil 21. Hayvan sevgisi ... 94
Şekil 22. Güneş Ana ve Maysa ... 94
Şekil 23. Hayvan sevgisi (olumsuz) ... 95
Şekil 24. Güneş Ana ve öğretmen ... 95
Şekil 25. Maysa ve Bulut ... 98
Şekil 26. Maysa ve Dede ... 99
Şekil 27. Köme yapımı ... 100
Şekil 28. Çamaşır yıkama ... 100
Şekil 29. Temizlik ... 100
Şekil 30. Rafadan Tayfa tanıtım ... 105
Şekil 31. Rafadan Tayfa jenerik ... 106
Şekil 32. Mahalle ... 107
Şekil 33. Akın ve Mert’in evi ... 107
Şekil 34. Bakkal ... 107
Şekil 35. Bahri Amca’nın evi ... 107
Şekil 36. Endişe ... 110
Şekil 37. Akın ve Rüstem Abi ... 110
Şekil 38. Hayvan sevgisi ... 111
Şekil 39. Kâmil ve Hayri ... 112
Şekil 40. Hayri Akın’ı neşelendiriyor ... 112
Şekil 41. Öz denetim ... 115
Şekil 42. Kızgınlık ... 116
Şekil 43. Ağlama ... 116
Şekil 44. Tartışma ... 117
Şekil 45. Dayanışma ... 120
Şekil 46. Gramofon ... 121
Şekil 47. Zeybek ... 121
Şekil 48. Dokuz kiremit... 122
Şekil 49. Çocuklar domino taşlarını deviriyor ... 122
Şekil 50. Arı Maya tanıtım ... 127
Şekil 51. Arı Maya, Willy ve Flip ... 128
Şekil 52. Orman ... 129
Şekil 53. Kovan ... 129
Şekil 54. Meşe ağacı ... 129
Şekil 55. Thekla’nın evi ... 129
Şekil 56. Kovan kuralları... 133
Şekil 57. Böcekler kavga ediyor ... 135
Şekil 58. Böcekler tartışıyor ... 136
Şekil 59. Fiziksel şiddet... 137
Şekil 60. Endişelenen Maya ... 139
Şekil 61. Maya ve Meşe Ağacı ... 140
Şekil 62. Yavru Böcek ve Willy ... 140
Şekil 63. Böcek böğürtleni taşıyor ... 141
Şekil 64. Uyuyan Willy ... 142
Şekil 65. Dina ve Maya ... 143
Şekil 66. Üzülen Maya ... 146
Şekil 67. İsteksiz Willy ... 146
Şekil 68. Harika Kanatlar tanıtım ... 152
Şekil 69. Teslimat alanı ... 153
Şekil 70. Hava Kontrol Merkezi 1 ... 153
Şekil 71. Hava Kontrol Merkezi 2 ... 153
Şekil 72. Müze ... 154
Şekil 73. Yanardağ ... 154
Şekil 74. Grönland tanıtımı ... 156
Şekil 75. Fransa tanıtımı ... 156
Şekil 76. Kanada tanıtımı ... 157
Şekil 77. İngiltere tanıtımı ... 157
Şekil 78. Teslimatınız var ... 158
Şekil 79. Hayvan sevgisi ... 161
Şekil 80. Ali ve Jett ... 162
Şekil 81. Çevre temizliği 1 ... 164
Şekil 82. Çevre temizliği 2 ... 165
Şekil 83. Özür dileme ... 165
Şekil 84. Vikingler tanıtım ... 170
Şekil 85. Kötü adam Sven ... 170
Şekil 86. Viki sorunları çözünce ... 170
Şekil 87. Viking gemisi 1 ... 172
Şekil 88. Viking gemisi 2 ... 172
Şekil 89. Flek kasabası ... 172
Şekil 90. Şilek kasabası ... 172
Şekil 91. Olimpiyat alanı ... 172
Şekil 92. Korsan gemisi... 172
Şekil 93. Sözel ve fiziksel şiddet ... 175
Şekil 94. Fiziksel şiddet... 176
Şekil 95. Kılıçlar çekiliyor ... 177
Şekil 96. Fiziksel şiddet... 178
Şekil 97. Ylva Ylvi için endişeleniyor ... 180
Şekil 98. Halvar ve Rodrigo ... 183
Şekil 99. Olimpiyatlarda hile yapılıyor ... 185
SİMGELER VE KISALTMALAR
TRT Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumu RTÜK Radyo ve Televizyon Üst Kurulu MEB Millî Eğitim Bakanlığı
TDK Türk Dil Kurumu
UNESCO United Nations Educational, Scientific and Cultural Organization
BÖLÜM I
GİRİŞ
Bu bölümde araştırmanın problemi ortaya konulup amacı ve önemi üzerinde durulmuş, varsayımları ve sınırlılıklarına yer verilmiştir.
1.1. Problem Durumu
Milletler tarih boyunca gelişimin sonucu olarak sosyal, kültürel, ekonomik, bilimsel, maddi ve manevi bakımdan unsurlara sahip olurlar. Değer olarak adlandırabileceğimiz bu unsurlar, nesilden nesile aktarılır. Bu nesiller arası aktarım ise önce ailede başlar. Aile, okul çağına gelmemiş çocuklara gözlem ve yaşantının yanı sıra masal, ninni, destan, çocuk oyunları ve oyuncaklarla bu değerleri benimsetmeye çalışır.
Televizyonun olmadığı dönemlerde, bu değerler sözlü olarak aktarılırken televizyonun hayatımızda geniş bir yer edinmesiyle sadece sözel olan aktarım, görsel ve işitsel unsurlarla desteklenmiştir. Çocukların gelişim dönemlerine uygun olarak seyrettikleri çizgi filmler de bu yönleriyle önem kazanmaktadır. Sevilen kahramanlar yaratmak amacını taşıyan çizgi filmler, çocukların gelişim ve öğrenmelerine yardımcı olmaktadır. Bunun yanı sıra sevilen kahramanların, çocuklara verilmesi istenen değerleri benimsetmede didaktik bilgiden daha etkili olduğu bir gerçektir.
Değer kavramı, “Bir ulusun sahip olduğu sosyal, kültürel, ekonomik ve bilimsel değerlerini kapsayan maddi ve manevi ögelerin bütünü” (TDK), “Tarihî birikiminin sonucu olarak meydana gelen sosyal yapının varlık, birlik, işleyiş ve devamlılık sebebi olarak kabul edilen, tasvip ve teşvik gören, korunan kabulleniş ve inanışlar” (Tural, 1988, s. 15), “Arzu edilen, kişilerin hayatlarına kılavuzluk eden, bizim yanımızda önem dereceleri olan hedeflerimiz”
(Aydın ve Gürler, 2012, s. 3) olarak tanımlanmaktadır.
Bu tanımlardan yola çıkarak değerlerin ortak özelliklerini şu şekilde sıralayabiliriz:
Tarihî süreçle ortaya çıkar.
Yazılı kurallara dayanmazlar.
Davranışlarımıza ideal olanla ilgili yön gösterirler.
İnanışlar sonucu ortaya çıkarlar.
Davranışları akla uygun hâle getirerek fertlerin benimsemelerine imkân verirler.
Her alanla ilgilidirler.
Sosyal hayatı tanzim ederler.
Bireylerin uygulaması toplum tarafından özendirilir (Aydın, 2003, s. 122; Aydın ve Gürler, 2012, s. 4).
Değerlerin devamlılığının sağlanması ancak değer aktarımıyla mümkündür. Ahlak ve değer aktarımının yöntem ve amaçlarına yönelik çalışmalar ise 1900'lü yıllara dayanmaktadır.
İkinci Dünya Savaşından sonra geleneksel metotlarla yürütülen değer aktarımı, 1960’tan sonra sorgulanmaya başlanmıştır. 1960-1970 yılları arasında ise değer aktarımı “insan gücü”
gibi popüler bir sloganla adlandırılmıştır. Bu dönemde, değerin öğretimi ve öğretmenin modelliği yerine, öğrenciyi kendi değerlerini açıklamaya cesaretlendirme, ahlaki muhakeme yapabilme ve değer analizi becerileri geliştirilmeye çalışılmıştır. 1980’den sonra toplum eleştirmenleri, veli grupları, dinî liderler ve siyasi partilerin çoğu tekrar geleneksel değerlere dönmüş, bunun sonucunda saygı, sorumluluk, öz disiplin, aile, vatan sevgisi ve başkalarına hizmet gibi değerler ön plana çıkmıştır (Ulusoy ve Dilmaç, 2015, s. 55).
Davranışçı yaklaşıma dayanan 1981 Türkçe Eğitim Programını 2005 yılında yapısalcılık yaklaşımına dayanan yeni bir programla değiştiren Türkiye, eğitim öğretimde öğrenci merkezli bir anlayışı benimsemiştir. Bu doğrultuda geleneksel değer aktarımı yaklaşımları da yeni yöntemlere kavuşmuştur. Yeni programın temelini oluşturan öğrenci merkezli eğitim anlayışı gereğince öğrenme, öğrencinin bilgi, tutum ve değerlerinden başlayarak gerçekleşmektedir. Bu anlayışla birlikte, değer aktarımında telkinden farklı olarak değer açıklama, değer analizi ve ahlaki muhakeme yaklaşımları ifade edilir olmuştur (Aydın ve Gürler, 2012, s. 52).
Türk millî eğitiminin amaç ve ilkeleri, 1739 Sayılı Millî Eğitim Temel Kanunu’na dayanmaktadır. Türk Millî Eğitiminin genel amaçlarına bakıldığında, “Türk Milletinin millî, ahlaki, insani, manevi ve kültürel değerlerini benimseyen, koruyan ve geliştiren; ailesini, vatanını, milletini seven ve daima yüceltmeye çalışan, insan haklarına ve Anayasanın
başlangıcındaki temel ilkelere dayanan demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı görev ve sorumluluklarını bilen ve bunları davranış hâline getirmiş yurttaşlar olarak yetiştirmek” amacı dikkat çekmektedir. Bu amaç, öğrencilere değerlerin aktarılmasını doğrudan işaret etmektedir. Türk Millî Eğitiminin genel amaçlarına dayanan değerler aktarımı, programlar aracılığıyla gerçekleştirilmektedir. Türkçe dersinin önemi de bu noktada anlaşılmaktadır. Dil öğretimi yoluyla kültürün de aktarımını sağlamayı amaçlayan 2009 1-5. Sınıflar Türkçe Dersi Öğretim Programında “Türkçeyi doğru, güzel ve etkili kullanan, eleştirel ve yaratıcı düşünebilen, bilgiyi kullanabilen, üretebilen, girişimci, kişisel ve sosyal değerlere önem veren bireyler yetiştirmek” amaçlamaktadır. Bununla birlikte “Değerlerimiz” zorunlu temasında “Türkçemiz, Türk kültürü (bayramlar ve törenler, türkü, halk oyunları, vatan, kahramanlık, bayrak vb.), Türk büyükleri (Atatürk, Fatih Sultan Mehmet, Mevlânâ, Hacı Bektaş-ı Velî, Yunus Emre, Mimar Sinan, Nasrettin Hoca vb.)”
konuları içerik önerisi olarak yer almaktadır (MEB, 2009a, s. 3).
2006 Türkçe Dersi Öğretim Programında (6-8. Sınıflar) değerler, ayrı bir başlık altında ele alınmamıştır. Programda değer aktarımına “Genel Amaçlar” bölümünde şöyle yer verilmektedir: Öğrencilerin hoşgörülü, insan haklarına saygılı, yurt ve dünya sorunlarına duyarlı olmaları ve çözümler üretmeleri ile millî, manevi ve ahlaki değerlere önem vermeleri ve bu değerlerle ilgili duygu ve düşüncelerini güçlendirmelerini amaçlamaktadır (MEB, 2006a, s. 4).
2015 yılında yayımlanan ve iki kademenin birleştirildiği yeni Türkçe programında dersin amacı, “Basılı ve elektronik ortamlarda dinlediklerini ve okuduklarını anlayan, kendilerini yazılı ve sözlü olarak ifade eden; eleştirel, yansıtıcı ve yaratıcı düşünen, millî, manevi ve evrensel değerlere duyarlı bireyler yetiştirilmesi”dir. Sözü edilen programın “Genel Amaçlar” bölümünde ise değerlerle ilgili maddeler şunlardır:
“Millî, manevi, ahlaki, tarihî, kültürel, sosyal, estetik ve sanatsal değerlere önem vermelerini sağlamak; millî duygu ve düşüncelerini güçlendirmek,
Türk ve dünya kültür ve sanatına ait eserler aracılığıyla millî ve evrensel değerleri tanımalarını sağlamaktır.” (MEB, 2015, s. 5). Ayrıca “Biz ve Değerlerimiz” (Aile, büyüklerimiz, insan ilişkileri, dostluk, vefa, sadakat, merhamet, saygı, sevgi, paylaşma, dayanışma, yardımlaşma, arkadaşlık, sözünde durma, çalışkanlık, dürüstlük vb.), “Millî Kültürümüz” (Yurdumuz, özellikli şehirler, yerler, kültürel, tarihî vb. önemli mekânlar, geleneksel sporlar, gelenekler, dinî bayramlar, vatan, bayrak, millî bayramlar, tarihî şahsiyetler vb.), “Vatandaşlık Bilinci” (Eşitlik, özgürlük, sorumluluk, görev bilinci, adalet,
hukukun üstünlüğü, çalışma, üretme, paylaşma, emeğin değeri, vergi bilinci, tüketici bilinci vb.), “Sağlık, Spor ve Oyun” (Temizlik, beslenme, ilk yardım, hastalıklardan korunma, ilaç kullanımı, spor, spor kültürü, dinlenme, eğlenme, oyun, geleneksel çocuk oyunları, bilgisayar oyunları vb.) zorunlu temalarında hangi değerlerin kazandırılacağıyla ilgili konu örnekleri bulunmaktadır.
2017 Türkçe Dersi Öğretim Programında (1-8. Sınıflar) diğer programlardan farklı olarak
“Öğretim Programında Değerler Eğitimi” başlığı açılmış ve değerler eğitiminin aile ve toplum tarafından verilmesinin yanı sıra öğretim programlarının da önemli bir etkisi olduğu vurgulanmıştır. Değerlerin kazanım sürecinde öğretmenlerin rehber olduğu belirtilmiştir (MEB, 2017, s. 7). 8 tema bulunan programda “Erdemler”, “Millî Kültürümüz”, “Millî Mücadele ve Atatürk” temalarının her sınıf düzeyinde işlenmesi zorunlu temalardır.
2018 yılında yayımlanan Türkçe Dersi Öğretim Programında (1-8. Sınıflar) “Değerlerimiz”
başlığı yer almaktadır. Değerlerin toplum ve eğitim açısından önemli olduğuna vurgu yapılan bu bölümde, eğitim programlarında öğretim programları, öğrenme-öğretme ortamları, eğitim araç gereçleri, ders dışı etkinlikler, mevzuat gibi eğitim sisteminin tüm unsurları göz önünde bulundurulduğu için öğretim programlarında değerlerimize ilişkin ayrı bir öğrenme alanı, ünite, konu vb. oluşturulmadığı belirtilmiştir.
Programda “kök değerler” kavramı yer almaktadır ve bunlar; adalet, dostluk, dürüstlük, öz denetim, sabır, saygı, sevgi, sorumluluk, vatanseverlik, yardımseverliktir. (MEB, 2018, s.
4).
2017 programından farklı olarak 2018 Türkçe Öğretim Programında yer alan “Öğretim Programının Amaçları” başlığı altında değerler ile ilgili şu maddeler bulunmaktadır:
Ortaokulu tamamlayan öğrencilerin, ilkokulda kazandıkları yetkinlikleri geliştirmek suretiyle millî ve manevi değerleri benimsemiş, haklarını kullanan ve sorumluluklarını yerine getiren, Türkiye Yeterlilikler Çerçevesinde ve ayrıca disiplinlere özgü alanlarda ifadesini bulan temel düzey beceri ve yetkinlikleri kazanmış bireyler olmalarını sağlamak,
Liseyi tamamlayan öğrencilerin, ilkokulda ve ortaokulda kazandıkları yetkinlikleri geliştirmek suretiyle, millî ve manevi değerleri benimseyip hayat tarzına dönüştürmüş, üretken ve aktif vatandaşlar olarak yurdumuzun iktisadi, sosyal ve kültürel kalkınmasına katkıda bulunan, Türkiye Yeterlilikler Çerçevesi’nde ve ayrıca disiplinlere özgü alanlarda ifadesini bulan temel düzey beceri ve yetkinlikleri
kazanmış, ilgi ve yetenekleri doğrultusunda bir mesleğe, yükseköğretime ve hayata hazır bireyler olmalarını sağlamak (MEB, 2018, s. 3).
2018 programında değerleri içeren tema ve konu ise 2017 programıyla aynıdır.
Okulda öğretmenler vasıtasıyla olan değerler aktarımı, bireylerden bağımsız olarak kitle iletişim araçlarıyla (televizyon, radyo, bilgisayar, akıllı telefon vb.) da gerçekleşmektedir.
Haberleşme araçlarının yaygın olmadığı dönemlerde yüz yüze haberleşme şeklinde sürdürülen ve kültürün taşınmasında haberleşme kanalı olarak kullanılan masal, efsane, fıkra, destan gibi şifahi kültür değerleri toplumu eğitmek, eğlendirmek görevlerini yerine getirmek için kullanılmaktaydı. Özellikle televizyonun belirli bir kültür seviyesinde faaliyetini sürdürmesi şifahi kültürü dışlamış ve onun etkisini azaltmıştır (Şahin,1987, s. 47).
İletişim araçlarının insanlar tarafından kullanıldığı dünyanın hiçbir yerinde aileler, çocuklarının eğitiminde okul öncesi dönemde bile tek başlarına etkili değildirler. Eve giren kitle iletişim araçlarının aile ve çocuk tarafından kullanımı oranında bu etkilenme artmakta ve genişlemektedir (Tokgöz, 1982, s. 6). Kitle iletişim araçları yoluyla çocuk, başka tarzlar, kendi ailesinden veya ulusundan olmayan insanlar hakkında bilgi edinmektedir. Bu açıdan kitle iletişim araçları çocuğun sosyal ufkunu genişletme yolunda da önemli katkılar sağlamaktadır (Oktay, 1999, s. 225). Bunun yanı sıra çocuk, aynı yolla suç ve şiddet ağırlıklı sayısız görüntüye de maruz kalmaktadır. Bu sebeple kitle iletişim araçları çocuğun neyin iyi- kötü, doğru-yanlış olduğu hakkında bilgi sahibi olmadığı bir dönemde yanlış izlenimler edinmesine sebep olarak gelişimini olumsuz yönde etkileyebilir. Çocuklar için hazırlanan tüm yayınlarda olduğu gibi televizyon yayınlarında da işlenen tiplerin, kahramanların çocuk için birer model olmasının önemi büyüktür. Çocuk tarafından sevilen, beğeni ile izlenen bu kahramanların bazılarındaki olumsuz özellikler, olumlu olanlardan daha güçlü olabilir. Bu durumda çocuğun beğeniyle izlediği kahramanların davranışlarını takip ederken bu olumsuz özellikleri de benimsemesi son derece doğal hatta oldukça sık karşılaşılan bir durumdur. Bu nedenle seçilecek yayınların çocukta olumlu davranış modelleri geliştirecek türden olmasına özen gösterilmelidir (Oktay, 1999, s. 234-235).
Dünyadaki siyasal ve sosyal değişimlerin sonucu olarak toplumlar tarafından bazı değerler ön plana çıkmaktadır. Dünyadaki değişimlerle orantılı olarak Türkiye de değer değişimini gerçekleştirmektedir. Kitle iletişim araçları günümüzde yaygın kullanım alanları dolayısıyla değer aktarımında önem kazanmıştır. Bu yüzden bu araçların millet adına ve millî menfaatler çerçevesinde yayın yapmaları, millî birlik ve bütünlüğü sağlanmasına katkı sağlayacaktır.
Yayın bütünlüğü içerisinde yerli oranının azami seviyede olması, dışarıdan alınacak
programların seçiminde millî bünyeye asgari uygunluğun aranması doğabilecek problemlerin en aza inmesine yardımcı olacaktır (Şahin, 1987, s. 70).
Millet hayatında oynadıkları roller dikkate alındığında bütün devletler, kendi yayın kuruluşlarının yapacağı görevleri anayasalarının teminatı altına alarak kanun ve yönetmeliklerle tespit etmişlerdir. Yapılan yayınların belli esas ve ilkeler doğrultusunda yapılması, yurt içine ve yurtdışına yapılacak yayınlarda dünya şartları dikkate alınarak hareket edilmesi, takip edilecek politikaların devletin millî politikasına uygun olması hususlarının mesajlara yansıması gibi hedefler tespit etmişlerdir (Şahin, 1987, s. 71). 1983 yılında Resmî Gazete’de yayımlanan 2954 sayılı kanunla Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumunun (TRT) kuruluş, görev, yetki ve sorumluluklarına ilişkin esas ve usuller belirlenmiştir. Bu kanunda yer alan TRT’nin genel yayın esaslarında, “Genel ahlakın gereklerini, millî gelenekleri ve manevi değerleri gözetmek; Türk millî eğitiminin temel görüş, amaç ve ilkelerine uymak.” maddesi yer almaktadır. Ayrıca her yıl TRT Yönetim Kurulu kararıyla TRT’nin bütün kademelerinde yayınla ilgili faaliyetlerin düzenli olarak yürütülmesini sağlamak amacıyla yayına ilişkin hedef ve ilkeler de belirlenmektedir (TRT, 2014, s. 1). TRT’nin çocuklara yönelik programlarıyla ilgili 2015-2016 yılı hedef ve ilkeleri, millî değerlerin yanı sıra evrensel değerleri de içeren yayınlar yapmayı hedeflemektedir.
TRT çocuklara yönelik programlarında Türkçenin doğru ve güzel kullanılmasını özendirirken bir yandan da Türk millî eğitiminin amaçlarını da benimseyerek hedef ve ilkeler oluşturmuştur.
Bu araştırmada, TRT’nin çocuklara yönelik yayın politikası ve kitle iletişim araçlarının yaygınlaşarak toplumun her kesimini etkilemesi –özellikle de çocuklar üzerindeki etkisi- göz önünde bulundurularak “TRT’nin çocuklara yönelik çizgi filmlerinin Türkçe öğretimi ve değer aktarımı açısından yeri nedir?” ve “Çizgi filmler, değer aktarımını nasıl gerçekleştirmektedir?” sorularına cevap aranacaktır.
1.2. Araştırmanın Amacı
Araştırmada, televizyonda yayımlanan çizgi filmler aracılığıyla değer aktarımının nasıl yapıldığını tespit ederek bu konuda ortaya çıkan problemlere öneriler sunmak ve çizgi filmlerin çocuklara değer aktarımı ve dil gelişimindeki rolünü ortaya koymak amaçlanmaktadır. TRT Çocuk kanalı, çocuklara yönelik programları “Tüm Yaş Grupları, Okul Öncesi, 6-9” olmak üzere 3 ana kategoriye ayırmıştır. Araştırmada, TRT’nin bu
programlara yönelik belirlediği yaş kriteri baz alınarak 6-9 yaş grubu izleyiciye hitap eden çizgi filmler seçilmiştir. Yaş grubu ilkokul kademesiyle örtüştüğü için araştırmada 2015 (1- 8. Sınıflar) Türkçe Dersi Öğretim Programı, 2017 (1-8. Sınıflar) Türkçe Dersi Öğretim Programı ve 2018 (1-8. Sınıflar) Türkçe Dersi Öğretim Programının tema ve kazanımları kullanılmıştır. Bu amaçla TRT’nin çocuklara yönelik çizgi filmlerinin değer aktarımı ve dil unsurları açısından Türkçe öğretimine katkısı incelenmiştir.
Bu problemden yola çıkılarak oluşturulan alt problemlerse şunlardır:
Millî ve evrensel değerler incelenen yerli yapım çizgi filmlerde ne ölçüde yer almaktadır?
Millî ve evrensel değerler incelenen yabancı yapım çizgi filmlerde ne ölçüde yer almaktadır?
Çizgi filmlerin Türkçe öğretimine katkısı nedir?
1.3. Araştırmanın Önemi
Değerlerin kazandırılması Türkçe Dersi Öğretim Programlarında örtük program olarak yer almaktadır. Öğrencilere dil beceri ve tutumları kazandırılırken metinlerin yanı sıra görsel- işitsel materyallerle de değerlerin kazandırılması amaçlanmaktadır. Bu sebeple değer aktarımında öğretim programının yanı sıra görsel ve işitsel ögeleri bir arada sunan çizgi filmlerin kullanımı da önemli bir yere sahiptir. Çizgi filmler, günümüzde eğlence amacının dışında eğitim amacıyla da kullanılabilen materyallerdir. Çizgilerin canlandırılması yöntemine dayanarak oluşturulan çizgi filmler, görsel ve işitsel öğrenmeye hizmet etmektedir. Öğrenmenin kalıcılığına yardımcı olacağı için eğitimde çizgi filmlerden yararlanmak kolaylık sağlamaktadır. Çocuklar, yaş gruplarına hitap eden karakterleri model alarak öğrenirler. Bu amaçla çocukların sevdikleri karakterlere yer veren çizgi filmler, değer aktarımında bir araç olarak kullanılabilir. Bu çalışmada, TRT’nin çocuklara yönelik çizgi filmlerinin değer aktarımında yeri ve Türkçe öğretimine katkısı nedir, sorusuna cevap aranmaktadır.
1.4. Araştırmanın Varsayımları
Medyatava’nın verileri izlenme oranlarını doğru yansıtmaktadır.
Çizgi filmler, kanalın çocuklara yönelik programlarla ilgili ilkelerine dair analizler için veri sağlar.
1.5. Araştırmanın Sınırlılıkları Bu araştırma,
2015 (1-8. Sınıflar) Türkçe Dersi Öğretim Programı, 2017 (1-8. Sınıflar) Türkçe Dersi Öğretim Programı ve 2018 (1-8. Sınıflar) Türkçe Dersi Öğretim Programının tema ve kazanımlarında yer alan değerler,
2015-2016 yayın döneminde TRT’de yayımlanan çizgi filmlerden 3 yerli ve 3 yabancı yapım olmak üzere 6 çizgi film,
Bu filmlerin üretim süreçleri ve yayın boyutu değil video analiziyle sınırlıdır.
BÖLÜM II
KURAMSAL ÇERÇEVE VE İLGİLİ ARAŞTIRMALAR
Bu bölümde araştırmanın kuramsal çerçevesi ile ilgili araştırmalara yer verilmiştir.
2.1. Değer
2.1.1. Değer Tanımı
İnsan, birtakım yaradılış unsurlarıyla birlikte doğar. Doğumuyla getirdiği bu unsurlar dışında hayatı boyunca ailesi ve toplum sayesinde yaşadığı toplumun kurallarını da öğrenir. Bu kurallar, bireyin doğduğu toplumun yıllar boyu devam eden gelişimiyle geçmişten günümüze getirdiği, toplumdaki tüm bireyleri etkileyen ve davranışlarını düzenlerken aynı zamanda da onlara yön veren normlardır. Bu noktada belirtmek gerekir ki “Değer tanımlamaları yapılırken inanç, eğilim, norm, kanaat, normatif standartlar ve tutumlar gibi kavramlara sık sık atıfta bulunulduğu görülmektedir” (Kaymakcan, 2010, s. 10). Norm ve değer, birbirleri yerine kullanılan ve sıkça karıştırılan kavramlardır. Norm, TDK Güncel Türkçe Sözlük’te “Yargılama ve değerlendirmenin kendisine göre yapıldığı ölçüt, uyulması gereken kural, düzgü” olarak tanımlanmaktadır. Dönmezer’e (1994, s. 235) göre normlar belirli şartlar içerisinde toplumu meydana getiren kişilerin neleri yapıp neleri yapamayacaklarını gösterirler. Değerler ise, belirli durum ve şartlardan bağımsız olan ve arzu edileni gösteren standartlardır. Normlar, değerlere göre daha belirli ve sosyal bakımdan daha emredicidirler. Değerlerin normlara dönüşmesi toplum içinde insanların yaşamının düzenlenmesini sağlamaktadır. Değerler, yüzyıllar boyu toplumlar tarafından oluşturulurken toplumsal kural ve normlardan da etkilenmektedir. Ünalan (2014, s. 36) da Dönmezer’i destekler nitelikte normu “kaynağını değerlerden alan varlık, birlik, işleyiş ve sürekliliği sağlayan hükümler” olarak tanımlar. Örneğin, bir öğretmenin iltimas yapmaması normu;
eşitlik, erdem, insancıllık gibi değerlere aynı zamanda dayanmaktadır. “Toplumsal kontrol
mekanizmalarından biri olan norm, belirli bir durumda uygun olan ya da olmayan tutum ya da değerlerin ne olduğunu belirleyen ve uygulanacak yaptırımlarla kültürel anlamda da desteklenen ve toplumun tümünün onayladığı ortak toplumsal kurallar şeklinde tanımlanan bir kontrol aracıdır. Bir diğer kontrol aracı olan değerlerse sosyolojik bakış açısıyla toplumun, topluluğun, grubun, bireylerin, amaçların sosyo-kültürel şeylerin önemini ölçmesine yarayan kıstaslardır” (Yücel, 2008, s. 145-146).
Doğan’a göre ise “Normlar belirli koşullar içinde bireylerin neleri yapabileceklerini ya da yapamayacaklarını gösterirler. Bu bakımdan değerlerden daha belirli, sınırlı ve emredicidirler. Oysa değerler gerçekleşmelerine olanak bulunmayan zamanlarda bile varlıklarını sürdürmeye ya da başka değişle insanlar tarafından benimsenmeye devam ederler her toplumsal değer, pek çok toplumsal normun varlığına yol açabilir” (1996, s. 326).
Bu tanımlardan da anlaşılmaktadır ki norm ve değer birbirini kapsayan ancak birbirlerinin yerine kullanılamayacak kavramlardır.
Norm kavramı dışında değer ve erdem kavramları da birbirlerinin yerine kullanılan kavramlardır. “Değerler, olabildiğince öznel ve değişken; erdemlerse nesnel ve sabittir.
Diğer bir ifadeyle değer, benim istediğim şey; erdemse beni ben yapan davranıştır” (Yaman, 2014, s. 26).
Değer kelimesinin etimolojisine baktığımızda Latince “güçlü olmak, iyi olmak” anlamındaki
“valere” kökünden türetildiği görülmektedir. Değer, 13. yüzyılda “bir şeyin kendine özgü değerine eşit fiyatı”; 14. yüzyılın sonuna doğru ise “bir şeyin yararlı veya öngörülebilir olma derecesi” anlamında kullanılır. “Sosyal ahlak” anlamında kullanımı da resim dilinden 1918’de geçmiştir (Online Etymology Dictionary).
Değer kavramı, felsefe, sosyoloji, psikoloji, din, tarih, eğitim gibi farklı birçok alanın çalışma sahası içindedir. Yapılan araştırmalarda görülmektedir ki tüm bilimleri kapsayıcı bir değer tanımı bulunmamaktadır. Her bilim dalı değeri kendi alanına göre tanımlamaktadır.
Değerin ne olduğunu tanımlamadan önce kısaca değer ne değildir, sorusuna cevap aradığımızda Fichter’e (1996, s. 150) göre değerler, “Sosyal eylemin ve düşüncenin hedefi veya nesnesi değildir. Aranan şeyin kendisi değildir, fakat aranan şeyleri önemli kılarlar.”
Değerle ilgili literatürde yer alan tanımlar şöyledir:
“Bir ulusun sahip olduğu sosyal, kültürel, ekonomik ve bilimsel değerlerini kapsayan maddi ve manevi ögelerin bütünüdür (TDK).
Bir grubun veya bireyin özelliğini gizli veya açık ortaya koyan, eylemin biçim, araç ve amaçları arasından tercih yapmayı etkileyen bir kavramdır (Kluckhohn, 1962, s. 395).
Belli bir davranış tarzı ya da varoluşun temel amacını ilgilendiren uzun süreli kişisel bir inanıştır (Rokeach, 1973’tan aktaran Güven, 2014, s. 16).
Bir sosyal yapının varlık, birlik, işleyiş ve devamının sebebi olarak kabul edilen, tasvip ve teşvik gören, korunmaya çalışılan inanışlardır (Tural, 1988, s. 5).
Hayatımızın gayeleri olmakla birlikte sadece kendi hayatımızın değil, başkalarının hayatı için de gaye olmasını istediğimiz şeylerdir (Güngör, 1993, s. 85).
İnsanların, olayların, davranışların seçilmesini veya değerlendirilmesini yönlendiren ölçütlerdir (Schwart, 1994, s. 20).
Toplumsal nitelikli, kültürel olarak relatif, sosyal yapı ve bireyler itibarıyla farklı şekiller alan ve toplumlara göre farklılık arz eden başvuru kriteridir (Gökçe, 1994, s. 133-134).
Davranışlarımıza yol gösteren kanaat ve ilkeler; belli davranışların doğruluğunun ya da yanlışlığının kararlaştırıldığı standartlar (Halstead & Taylor, 1996, s. 5).
Mikro ve makro kavramlardır. Mikro düzeyde bireysel davranışları kişinin ihtiyaçları doğrultusunda sosyal yaşamın talepleriyle uzlaştıran içselleştirilmiş standartlardır. Makro düzeyde kültürel yaşam gibi toplumsal yaşamla bütünleşmeye olanak veren paylaşılan anlayışları temsil eder (Parashar, Dhar & Dhar, 2004, s. 144).
Bir kişi ya da topluluğun ideal kabul ettiği var olma ya da hareket tarzıdır. Karşı karşıya kaldığı varlıkları ve davranış tarzlarını istenebilir ve saygın kılar (Doğan, 2008, s. 317) Duyuşsal alan içerisinde yer alan düşünce ve eylemlerimizi etkileyen, onlara yön veren zihinsel olgular (Demircioğlu & Tokdemir, 2008, s. 71).
Zihnî dünyamızda inşa ettiğimiz, yaşamın amacını, davranış ilke ve önceliklerimiz ile bize yön veren kavramlardır (Turan & Aktan, 2008, s. 246).
Bir şeyin sahip olduğu kıymet yani nitelik ya da arzu edilen, kişilerin hayatlarına kılavuzluk eden, bizim yanımızda önem dereceleri olan hedeflerimizdir (Aydın, 2010, s. 16).
Kişinin değer verdiği, onun yanında kıymetli olan, kendisine ihtiyaç duyduğu, sevdiği, beğendiği, takdir ettiği maddî ve manevî her şey (Şentürk, 2010, s. 53).
Bir kültürün, bir toplumun bireylerinin paylaştığı tercih, istenilirliklerdir (Bacanlı, 2011, s.
18).
Davranışlarımıza yol gösteren, rehberlik eden inançlar ve kurallardır. Eylem ve davranışlarımızın yerindeliğini, etkililiğini, güzelliğini, ahlakiliğini belirlemeye hizmet eden ilke ve standartlardır (Hökelekli, 2013, s. 285).
Toplum tarafından benimsenen, aynı zamanda toplumun birlikteliğini sağlayan, yapılması istenen, ahlak ilkelerine uygun davranışlardır (Kırmızı, 2014, s. 219).
İdeal davranış biçimleri veya hayat amaçları hakkındaki inançlarımız, davranışlarımıza yön gösteren ölçüler olmakla birlikte bir nesneye, varlığa veya faaliyete, bireysel ve toplumsal açıdan tanınan önem ya da üstünlüktür (Aydın & Gürler, 2014, s. 4).
Belirli bir durum ve şartlara bağlı kalmaksızın arzu edilen, yararlı görülen ve beğenilen şeyleri gösteren kıstaslardır (Ulusoy & Dilmaç, 2015, s. 17).
Bireylerin düşünce, tutum ve eylemlerinden birer standart olarak ortaya çıkan kültürel öğelerdir” (Çağlar 2005’dan aktaran Ulusoy & Dilmaç, 2015, s. 14-15).
Yapılan tanımları incelendiğimizde değeri bir sosyal yapının varlık, birlik, işleyiş ve devamının sebebi olarak kabul edilen, tasvip ve teşvik gören, toplumdaki her bireyin eylem ve davranışlarının yerindeliğini, etkililiğini, güzelliğini, ahlakiliğini ölçmeye yarayan, toplumlara göre farklılık arz eden aynı zamanda da normları kapsayan ve korunmaya çalışılan maddi ve manevi inanışlar olarak tanımlayabiliriz.
2.1.2. Değerin Özellikleri
Değer kavramı tanımlanırken sıkça karşımıza norm, erdem, inanç, eğilim, kanaat, tutum gibi kavramlar çıkmaktadır. Bu kavramlardan değeri ayıran en önemli unsur özellikleridir.
Araştırmacıların değer tanımından yola çıkılarak ortaya koydukları birçok özellik bulunmaktadır.
Tezcan’a (1974, s. 14-15) göre,
Grubun veya toplumun üyelerince paylaşılmışlardır. Çoğunluk tarafından kabul edilmişlerdir. Herhangi bir bireyin hükmüne bağlı değildir.
Toplum üyelerince ciddiye alınmışlardır. Bunların genel refahın korunması ve toplumsal gereksinimlerin tatminine bağlı olduklarına inanılır.
Duyguları da içerirler. Üyeler ulvi değerler için fedakârlıkta bulunmaya, dövüşmeye hatta ölmeye razıdırlar.
Kendilerini canlandıran veya taşıyanlardan soyut olarak insan zihinlerinde yer etmiş kavramsal varlıklara sahiptirler.
Değerler üzerine çalışmaları bulunan Schwartz’a (1994, s. 20-21) göre değerlerin özellikleri şunlardır:
Değerler, inançtır.
Bireyin amaçlarıyla ve bu amaçlara ulaşmada etkili olan davranış biçimleriyle (hak bilirlik, yardımseverlik) ilişkilidirler.
Özgül eylem ve durumların üzerindedirler.
Bazı sosyal tarafların çıkarlarına hizmet ederler.
Eylemi yönlendirerek ve duygusal yoğunluk katarak motive edebilirler.
Kapsamlı bir değer tanımı yapmadan önce Gökçe (1994, s. 133) değerin özelliklerini şu şekilde sıralar:
Sosyo-kültürel bir değer temelde seçici oryantasyonunun standardıdır. Bu bağlamda değer, bilinçli ve amaçlı davranışın genel kriteridir. Bir başka deyişle değer, eylemlerde bulunan bir kişinin kabul edilebilir arzu ve istekleri için bir referans noktası olarak görevini yerine getirir.
Değerler, bir kültür içinde şekillenir ve aynı zamanda kültür üzerinde yönlendirici olarak etki eder. Bunu başka bir şekilde ifade edecek olursak bir kültürün gelişme süreci içinde değerler bir şekil almaktadır.
Değerler, insanlarla özdeşleşmiştir. Sosyalleşme sürecinde değerler kişiler tarafından öğrenilmekte ve üstlenilmektedir. Kısacası, kişinin şahsiyet yapısına entegre olmaktadır. Bunun doğal bir sonucu olarak değerler kişinin şahsiyetinin bir parçası olarak görülmektedir.
Sözel bir boyuta sahiptirler. Hem zihinsel (arzu ve eylem boyutunu) hem de hissi- duygusal yönünü belirten ifadelerdir.
Değerlerin sosyal sonuçlara yol açtığını belirten Fichter’a göre bu sonuçlar sosyal değerlerin genel işlevidir:
Değerler grubun ve toplumun üyelerince paylaşılmış, üzerinde uzlaşmaya varılmış olduğu için herhangi bir bireyin yargısına bağlı değildir.
Aynı toplumun üyeleri tarafından önemsendikleri için genel refahın korunması ve sosyal gereksinimlerin karşılanması ile birlikte görülmektedir.
Değerler coşku ve heyecanlarla birlikte bulunduğu için üyeler, yüksek değerler uğruna özveride bulunmaya, mücadeleye ve hatta ölmeye razıdırlar (1996, s. 143).
Değerlerin dinî ve ahlaki inanç alanlarını içerdiğini belirten Powney vd. ise (2004, s. 2) bunun ötesinde, hayatımızı nasıl sürdürdüğümüz, organize ettiğimiz ve deneyimlerimize işaret ettiğini belirtir. Ona göre, değerler biliş, duygu ve davranışlarımızı da etkileyebilir.
Değerlerin özelliklerini toplum ve birey yönünden değerlendirdiğimizde:
Toplum ya da bireyler tarafından benimsenen birleştirici olgulardır.
Toplumun sosyal ihtiyaçlarını karşıladığına ve bireylerin iyiliği için olduğuna inanılan ölçütlerdir.
Sadece bilinç değil duygu ve heyecanları da ilgilendiren yargılardır.
Bireyin bilincinde yer alan ve davranışı yönlendiren güdülerdir.
Normlardan farkı normlardan daha genel ve soyut bir nitelik taşımasıdır.
Değerler normları da içerir (Dilmaç, 1999; Doğan, 2007; MEB, 2009c).
Okumuş’a göre toplumsal değerler paylaşılırlar. Toplum aktörlerinin çoğunluğu değerler üzerinde uzlaşma hâlindedirler. Toplum üyeleri tarafından ciddiye alınırlar (2010: 28).
Toplumsal kontrol mekanizması ve düzeni sağladığını belirten Yücel’e (2008, s. 146) göre belirli bir grup üyelerince kabul edilmeleri, kendilerine inanılması, bilince, duygu ve isteklere yönelik olmaları, bireylerin zihinlerinde her şeyden bağımsız olarak kavramsal biçimde varlıklarını sürdürmeleri değerlerin özellikleri arasında sayılabilir.
Değerlerin kararlılık ve tutarlılık sergilediğini belirten Bacanlı ise süreklilik arz ederek daha sonra da davranışları biçimlendirmeye devam ettiğini belirtir (2010, s. 21).
Değerler ve değerler sisteminin hem nitelik hem açılım/tezahür hem de fonksiyonellik açılarından rolünü ortaya koyabilmesi için Yavuz (2010, s.46) ve Heenan’a (2007) göre değerlerin şu özellikleri taşıması gerekir:
Değerler, hiyerarşik ve hegemonik değil, yatay/ufki ve paylaşım esaslıdır.
Değerler döngüseldir; yani her değer bir başka değeri dairevî olarak inşa eder. Bu da yine döngüsel olarak bireyi, aileyi, toplumu, milleti, insanlığı inşa eder, örer veya aksi yıkar, çözer.
Değerlerde değişim, akışkanlık ve geçişlilik esastır.
Değerler farklılık ve çeşnilikle değerlidir.
Değerler aksiyolojiktir. Değer, inşa ettiği bireye ve topluma onur ve itibar verir.
Değer ile onur, hürmet ve itibar kişisel ve kolektif aktörlerin belirleyici vasfı olur.
Bir değerin varlığı ve devamlılığı diğerinin değerlerini yok ederek veya nakzederek mümkün kılınamaz.
Değerler ilgi, alaka, bağlam ve geçişlilik ile değerlenirler.
Değerler öğrenilir.
Değerler fonksiyonel oldukça ve icra edildikçe varlıklarını sürdürebilirler.
Pratiğe inmeyen hiçbir prensip değer olarak varlığını sürdüremez.
Değerler yaptırımlıdır.
Karşılıklı saygı ve hürmet değerlerin kıymetini ve onurunu korur.
Başkasının değerlerine hürmetsizlik kendi değerlerine saygısızlığın kapısını aralar.
Değer; ortak varoluşsal alan inşa eder.
Öznel ve görelidir.
Saf gelenek ve görenektir.
Bireylere ve topluluklara özgüdür.
Keskin’in (2016, s. 30-32) birçok kaynakta yer alan değer tanımlarından yola çıkarak ortak yönlerini ortaya koyduğu değer özellikleri şunlardır:
Birbirinden bağımsız değildir.
Değerler arasında hiyerarşik bir yapı vardır.
Değişken bir yapıya sahiptirler.
İnsan ve toplum hayatında önemli bir yeri vardır.
Sosyal pekiştireçlerle desteklenir veya etkisini kaybeder.
Göreceli boyutu vardır.
Toplum tarafından uzlaşı sonucu oluşurlar.
Evrensel boyutu vardır.
Değerlerin özelliklerine dair tüm araştırmalara dayanarak şu sonuçları çıkarabiliriz:
Öznel ve görelidir.
Gelenek ve göreneklerden beslenir.
Bireylere ve topluluklara özgüdür.
Birey ve toplum tarafından kabul görmüşlerdir.
Duyguları ve inançları da kapsarlar.
Özgül eylem ve durumların üzerindedirler.
Kültür içinde şekillenirken aynı zamanda ona yön verir.
Sözel bir boyuta sahiptirler.
Bireylerin iyiliği için olduğuna inanılır.
Bireyin bilincinde yer edinmiş davranışı yönlendiren güdülerdir.
Değişim, akışkanlık ve geçişlilik esastır.
Bireye ve topluma onur ve itibar kazandırır.
Öğrenilir.
Uygulanabilirliği yoksa yaşamını sürdüremez.
Yaptırım gücüne sahiptir.
Evrensel nitelikleri vardır.
2.1.3. Değerin İşlevleri
Değerlerin en önemli işlevlerinden birisinin toplumsal birlik ve beraberliği sağlamak olduğunu söyleyen Kumbasar’a göre,
Değerler insanları ortak bir noktada birleştirerek onlara birlikte yaşama imkânı sağlar. Aynı değerleri benimseyen insanlar çatışmaz; aksine benzer duygu ve düşüncelere sahip oldukları için aynı davranışları onaylar ya da yadırgarlar. Özellikle dayanışma, vatanseverlik, yardımlaşma, hoşgörü gibi değerler toplum içindeki ilişkilerin niteliğini yükseltir. Bu da toplumsal huzuru beraberinde getirir (2011, s. 22-23).
Fırat ve Mocan’a göre bireylerin doğru kararlara varmasında onlara yardım eder, davranışları belirler ve insanların davranışlarına yön verir bunun sonucu olarak kişilerin kendilerini ve diğer insanları değerlendirmesini sağlar (2014, s. 27).
Tozlu’ya (1992, s. 51) göre değerler kültür dünyası içinde var edilirler ve maddi yapının ötesinde ruhi bir öze dayanır. Bunlar bir defa oluşturuldu mu artık insanı, giderek insanlığı çepeçevre kaplarlar.
Konuyla ilgili araştırmalarda bulunan Fichter da değerlerin çeşitli işlevleri olduğunu vurgulayarak şöyle sıralar (Fichter, 1996, s. 150–151):
Değerler, kişilerin ve birlikteliklerin sosyal değerinin yargılanmasında hazır birer araç olarak kullanılır. Tabakalaşma sistemine olanak verir. Bireyin çevresindekilerin gözünde nerede durduğunu bilmesine yardım eder.
Değerler, kişilerin dikkatini istenilir, yararlı ve önemli olarak görülen maddi kültür nesneleri üzerinde odaklar. Bu değerli nesne, her zaman birey veya grup içinde en iyi olmayabilir. Fakat o nesne için caba gösterilmesine yol açtığı da bir gerçektir.
Her toplumdaki ideal düşünme ve davranma yollarına, değerler tarafından işaret edilir. Sosyal olarak kabul edilebilir davranışın adeta şemasını çizerler. Böylece kişiler de hareket ve düşüncelerini en iyi hangi yolda gösterebileceklerini kavrayabilirler.
Değerler, kişilerin sosyal rollerini seçmesinde ve gerçekleştirmesinde rehberlik ederler. İlgi yaratırlar, cesaret verirler. Böylelikle de kişilerde çeşitli rollerin gerekliliklerinin ve beklentilerinin bir takım değerli hedefler doğrultusunda işlemekte olduğunu kavramış olurlar.
Değerler, sosyal kontrol ve baskının araçlarıdır. Kişileri törelere uymaya yöneltir, doğru şeyleri yapmaya yüreklendirir. Değerler ayrıca onaylanmayan davranışları engeller, yasaklanmış örüntülerin neler olduğuna işaret eder ve sosyal ihlallerden kaynaklanan utanma ve suçluluk duygularının kolayca anlaşılabilmesini sağlar.
Değerler, dayanışma araçları olarak da işlevde bulunurlar. Sosyal bilimlerin aksiyonlarından biri de grupların yüksek düzeyde bazı değerlerin paylaşılması amacıyla buluştuğudur. Kişiler aynı değeri güden kişilere doğru çekimlenirler. Ortak değerler sosyal dayanışmayı yaratan ve sürekliliğini sağlayan en önemli faktörlerden biridir.
Değerlerin işlevlerine birey üzerinden bakan Tezcan’a (1974: 15) göre işlevleri şöyle sıralayabiliriz:
Bireye amaç ve yön tayin eder.
Bireysel ve toplumsal faaliyetlerin esaslarını ve genel yönünü verir.
Bireylerin davranışlarını yargılamaya yardımcı olur.
Bireyin başkalarından ne beklemesi gerektiğini ve kendisinden ne beklediğini bilmesini sağlar.
Bireyin doğru ve yanlışı, haklı ve haksızı, hoşa giden ve gitmeyeni, ahlaki ve ahlaki olmayanı ayırt etmesini sağlar.
Rokeach’tan (1973) aktaran İşcan (2007, s. 28) da değerlerin sınıflandırılmasından yola çıkarak, değerlerin işlevlerini 2’ye ayırır:
Değerlerin düzeltici/ayarlayıcı işlevi: McLaughlin’e göre düzenlemeye yönelik değerler, “sahte değerler”dir; çünkü grup baskıları için bir uyarlama yolu olarak birey tarafından desteklenirler. Elbette kişinin, kendisi ya da diğer insanlar için kötü bir biçimde, bir değere sahip olmayı kabul etmesi beklenemez. Kişi, bu değerleri öncelikle bilişsel olarak, sosyal ve kişisel olarak daha savunulabilir olan değerlere dönüştürmelidir.
Değerlerin ego koruyucu işlevi: Psikoanalitik teori, değerlerin tutumlar gibi benlik koruyucu gereksinimlere hizmet edebileceğini ileri sürer. Tüm araç ve amaç değerlere, ego koruyucu işlevlere hizmet etmek için başvurulabilir; fakat diğer yandan tek bir değerin bu işlevi gördüğü söylenemez. Temizlik, kibarlık gibi davranış tarzları ile aile ve ulus güvenliği olarak son durumların özellikle ego savunması için yardımcı olduğu vurgulanmaktadır.
Değerlerin işlevlerini araştırmacıların ortaya koydukları ortak noktaları bir araya getirerek belirleyen Aydın, (2011, s. 40-41) şöyle sıralar:
Değerler, fertlerin yapıp ettiklerini rasyonelleştirip içselleştirme imkânı veren olgulardır. Rokeach’ın da belirttiği gibi değer, dini-profan hangi türden olursa olsun ferdin kendini konumlandırma, tercih etme, karşılaştırma imkânlarını sağlar. Bunu sağlarken de bir standart oluştururlar.
Schwartz’ın da belirttiği gibi, inanışlar ihtiva eden, dolayısıyla aşkınlıklar taşıyan olgulardır. Her değer inanç/lar taşır, yani değerin olduğu her yerde bir kabul, bir benimseme vardır. Meselâ “inanıyorum ki arkadaşım doğru söyler” önermesi, doğru söylemenin gerekliliğine olan mutlak inancını bir vakıa üzerinden tespit ve teyit eder.
Değerler her alanla ilgilidirler. Yani ekonomik, dini, ailesel, siyasal ve benzeri her alanın değerleri vardır. Ahlak konusunda olduğu gibi belki adalet, hakkaniyet gibi her alanı ilgilendiren üst ortak değerler vardır. Ancak, daha alt beşerî birimlerin kendine has değerleri ve mesela buna göre bir “ailesel değerler” den söz edilebilir.
Değerler kişilerin kendi ürettikleri şeyler değildir, dışarıdan gelmektedirler. Gerçi değerlerin bir kısmı ve bir yönü toplum muhtevalıdır ama onların ferdi aştığı kadar toplumu aşanları da vardır ki tevhidi dinlerin vazettiği ahlaki değerler burada bir örnek olarak hatırlanabilir.
Aydın ve Gürler ise değerlere ilişkin tanımlardan yola çıkarak değerlerin işlevini şu şekilde sıralar: Sosyal hayatı düzenlenler, karar vermede kullanılır, sosyal kontrol unsurudur, kültürün devamlılığını sağlar, çevreyle etkileşim sonucunda işlevsellik kazanır, tutumların
alt yapısını oluşturur, güdüleyici ve özendiricidir, bireylerin sosyal rol seçmelerine rehberlik eder, dışlanmışlık ve yalnızlık karşısında koruyucudur, farklılıkların çarpıştığı noktada ortak anlaşma zeminini oluşturur, kalıtsal değil, yaşayarak öğrenilir, ahlaki olgunluğa ulaştırırlar, bütünleyici ve birleştiricidir, dayanışma aracıdır, değerleri yaşayan ve yaşatan insanlar olduğu için değerler insanidir, bireylere amaç ve yön belirlemede etki eder, bireye ayırt etme, ilke oluşturma ve uyum sağlama yetileri kazandırır, toplumsal beklentilere aykırı olabilecek dürtü ve eylemleri sınırlandırır, değerler bireylere bakış açısı sağlar. (2015, s. 5-6)
Her birey topluma ait hiçbir değeri bilmeden dünyaya gelir. Ancak değerler, öğrenilebilir ve öğretilebilir olgulardır. Bireylerin doğru kararlara varmasında onlara yardım etmekte, davranışları belirlemekte ve davranışlarına yön vermektedirler. Bunun sonucunda bireyi ahlaki olgunluğa ulaştırırlar. Değerler kıyaslamaya olanak vererek bireyin çevresindekilerin gözünde nerede durduğunu bilmesine yardım ederler. Toplumsal açıdan bakıldığında da birlik ve beraberliği sağlamak değerlerin en önemli işlevlerinden biridir. Her toplumdaki ideal düşünme ve davranma yollarına, değerler tarafından işaret edilir. Sosyal kontrol ve baskının aracı olan değerler, dayanışma araçları olarak da işlevde bulunurlar.
2.1.4. Değerlerin Sınıflandırılması
Değerlerin sınıflandırılmasıyla ilgili birçok farklı görüş bulunmaktadır. Felsefe, sosyoloji, psikoloji, din, tarih, eğitim gibi bu konuyla ilgilenen birçok alan sınıflandırmayı kendine göre yapmaktadır. Genel geçer bir değer tanımı olmamakla birlikte aynı şekilde değerlerin sınıflandırılmasına ilişkin herkes tarafından kabul gören bir sınıflandırma da bulunmamaktadır.
Değerlerin sınıflanmasında, 1948’de Birleşmiş Milletler tarafından hazırlanan İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi “evrensel değerler” başlığı altında değerleri bir araya toplayarak değer türleriyle ilgili ana çatıyı oluşturmaktadır. “Yaşam, özgürlük, kişisel saldırı baskısı altında olmama, suç kanıtlanana kadar masumluğu varsayma, işkenceye karşı olma, din ve vicdan özgürlüğü, ifade özgürlüğü, mahremiyet, aile ve haberleşme, toplum hayatına serbestçe katılma özgürlüğü, eğitim, sağlık, mutluluğu sürdürmek için yeterli yaşam standardı”
bildiride yer alan ve değerlerin sınıflandırmasında yararlanılacak birincil kaynaktır. Aspen Konferansı’nda ise gençlik liderleri ve eğitimcilerin yer aldığı toplam 29 kişi tarafından altı temel evrensel değerin taslağı oluşturulmuştur. Bu değerler: “Güvenilirlik, saygı,
sorumluluk, adalet ve kurallara uygunluk, ilgilenme/özen gösterme, yurttaşlık erdemi ve vatandaşlık”tır (Akin vd., 1995’den aktaran İşcan, 2007, s. 22).
Psikoloji alanında değerlerle ilgilenen Spranger, bu alanda ilk testi geliştirmiş ve bu testi 1928’te kullanılmıştır. Spranger, deneklerini hâkim olan değerlere göre altı şahsiyet tipine ayırmıştır (aktaran Güngör, 1993, s. 85). Spranger’ın değer sınıflaması Tablo 1’de gösterilmiştir:
Tablo 1
Spranger’a Göre Değerlerin Sınıflaması
Bilimsel Değer Gerçeğe, araştırmaya, bilgiye, muhakemeye ve eleştirel düşünceye önem verir. Bilimsel değerleri olan deneysel, eleştirici, akılcı ve entelektüeldir.
Ekonomik Değer Ekonomik amaç ve araçları kapsar. Yararlı ve pratik olana değer verir. Ekonomik değerlerin hayatta önemsenmesi gerektiğini belirtir. Bireysel faydayı ön planda tutar.
Estetik Değer Çevresindeki nesnelerde güzellik arar. Simetri, uyum ve forma önem verir.
Birey, hayatı olayların bir çeşitliliği olarak görür. Sanattan bir fayda beklemeden sanatın toplum için zorunluluk olarak görür.
Sosyal Değer Başkalarını sevme, yardım ve bencil olmama esastır. En yüksek değer insan sevgisidir. Bu insan sevgisini insanlara sunar. Nazik, sempatiktir, bencil değildir.
Politik Değer Her şeyin üstünde kişisel güç, etki ve şöhret vardır. Esas olarak kuvvetle ilgilidir.
Dinî Değer Evreni bir bütün olarak kavrar ve kendisini onun bütünlüğüne bağlar. Dini uğrunda dünyevi hazları feda eder.
Bolat, Y. (2016). Sosyal değerleri ve değerler eğitimini anlamak. Akademik Sosyal Araştırmalar Dergisi, 29(4), 322-348.
Spranger'ın çalışmalarından etkilenen Allport, Vernon ve Lindzey (1960) “Study of Values”
adlı geniş kapsamlı çalışmalarında değerleri “estetik, teorik (veya ilmî), iktisadi, siyasi, sosyal ve dinî” olmak üzere altı gruba ayırmış ve bu sınıflama daha sonra birçok araştırmacı tarafından da kabul görmüştür. Her değer boyutunun kendine özgü alt boyutları da bulunmaktadır. Estetik değerlerde şekil ve ahenk; teorik değerlerde gerçekliğe ulaşmak önemlidir. Bilgi edinimi ve bilginin düzenlenmesini amaçlayan teorik değerlerde en önemli kavramlar; muhakeme, gözlem, eleştiri ve rasyonel düşüncedir. Ekonomik değerlerin ana kavramı ise fayda olarak belirlenmiştir. Siyasi değerlerde ağırlıklı olan kavram güçtür.
Gücün kazanımı ve kullanılması bu değeri benimseyen bireylerin en temel amacı olarak gözlenir. Sosyal değerlerin temeli ise sevgiye dayanmaktadır” (Allport’tan aktaran Turan &
Aktan, 2008, s. 229-230).
Bu konuda kabul gören sınıflandırmalardan birini yapan Rokeach, inanç, tutum ve değerlerin birlikte işlevsel olarak bütünleşip bilişsel sisteme dönüştüğünü gösteren bir model kurmuştur. Bu modelde inançlar en temel unsurdur. Rokeach, değerleri araç ve amaç değerler olarak ikiye ayırır. Araç değerler davranış biçimleri ile ilgilidir ve hırs, bağımsızlık ve sorumluluk gibi özellikleri içermektedir. Amaç değerlerse bireyin içinde bulunduğu son durumunu tanımlamaktadır ve heyecan verici bir yaşam, aile güvenliği ve kurtuluşu sağlayan koşulları içerir. Araç değerler, amaç değerlerin elde edilmesi yolunda gerekli görülen vasıflardır (Vinson vd., 1977). 18 amaç ve 18 araç değer Tablo 2’de yer almaktadır.
Tablo 2
Rokeach’a Göre Değerlerin Sınıflaması
Amaç Değerler Araç Değerler
Rahat bir hayat İç huzuru Hırslı/istekli Hayal gücü kuvvetli Heyecanlı bir hayat Gerçek sevgi Ufku geniş olma Bağımsızlık
Başarma hissi Ulusal güvenlik Kabiliyetli Entelektüel Barış içinde bir
dünya Zevk Neşeli Mantıklı
Güzellikler dünyası Kurtuluş Temiz Sevgi dolu/Sevecen
Eşitlik Öz saygı Cesaretli İtaatkâr
Aile güvenliği Sosyal tanınma Affedici Kibar
Özgürlük Gerçek dostluk Yardımsever Sorumlu
Mutluluk Bilgelik/hikmet Dürüst Öz kontrol
Yiğittir, S. (2012). İlköğretim 5.sınıf öğrencilerinin değer yönelimlerinin rokeach ve schwartz değer sınıflandırmasına göre değerlendirilmesi. Dicle Üniversitesi Ziya Gökalp Eğitim Fakültesi Dergisi, 19, 1-15.
Psikoloji alanıyla birlikte felsefe ve dinî kaynaklardan da yararlanan Scwartz’a göre değerleri birbirinden ayıran en önemli özellik güdüsel amaç tipidir. Bu yüzden tüm kültürlerde görülme ihtimali en yüksek olan değerler, insan doğasının evrensel gerekliliklerini bilinçli amaçlar biçimine simgeleyen değerler olmalıdır. Scwartz, tüm bu bilgiler ışığında on ana başlığa ayırdığı elli altı değere ulaşmıştır: