• Sonuç bulunamadı

2.2. Değer Eğitimi

2.2.2. Okul ve Değer Eğitimi

2.2.2.1. Türkçe Dersi Öğretim Programlarında Değer Eğitimi . 36

(dinleme/izleme, konuşma, okuma ve yazma) ve zihinsel becerileri kazanmaları, bu becerileri kullanarak kendilerini bireysel ve sosyal yönden geliştirmeleri, etkili iletişim kurmaları, Türkçe sevgisiyle, istek duyarak okuma ve yazma alışkanlığı edinmelerini sağlayacak şekilde bilgi, beceri ve değerleri içeren bir bütünlük içinde yapılandırılmıştır.

Türkçe dersi doğru ve güzel okuma-yazmayı, etkili dinlemeyi ve dil bilgisi kurallarını öğretmeyi amaçlarken bunu metinler vasıtasıyla yapar. Edebi metinler vasıtasıyla dilin örneklerini öğrencilerle buluştururken değerleri de öğrencilere aktarır.

Türk Millî Eğitiminin amaç ile ilkelerini içeren ve öğretim programlarının kanuni dayanağını oluşturan 1739 Sayılı Millî Eğitim Temel Kanunu’nun Genel Amaçları arasında “Türk Milletinin millî, ahlaki, insani, manevi ve kültürel değerlerini benimseyen, koruyan ve geliştiren yurttaşlar olarak yetiştirmek” maddesi yer almaktadır. Yine aynı kanunun kapsam, amaç ve görevler başlığı altında “Millî kültür değerlerimizi koruyucu, geliştirici, tanıtıcı, benimsetici nitelikte eğitim yapmak” amacı bulunmaktadır. Kanun’un çıktığı günden bugüne öğretim programları “Türk Millî Eğitiminin Genel Amaçları” ile “Türk Millî Eğitiminin Temel İlkeleri” esas alınarak hazırlanmaktadır.

Millî Eğitim Bakanlığı, 2003 yılından itibaren öğretim programlarında kültürel ve evrensel değerlere yer vermeye başlamıştır. Yapılandırmacı yaklaşım merkeze alınarak hazırlanan 2005 Türkçe Dersi (1-5.Sınıflar) Öğretim Programında Türkçeyi doğru, etkili ve güzel kullanan, eleştirel ve yaratıcı düşünebilen, bilgiyi kullanabilen, üretebilen, girişimci, kişisel ve sosyal değerlere önem veren bireyler yetiştirmek amaçlamaktadır (MEB, 2009a, s. 3).

Programda kişisel ve sosyal değerler vurgusu yapılarak verilmek istenen değerler kazanımlarla da desteklenmiştir.

2006 yılında yayımlanan İlköğretim 6, 7, 8. Sınıflar Türkçe Dersi Öğretim Programıyla öğrencilerin millî, manevi ve ahlaki değerlere önem vermeleri ve bu değerlerle ilgili duygu ve düşüncelerini güçlendirmeleri amaçlanmaktadır (MEB, 2006, s. 4). Ancak programda değerler eğitimine ayrı bir başlık açılmamış; millî, manevi ve ahlaki değerlere vurgu yapılmıştır. Tema, kazanım ve etkinlik örneklerinde verilmesi gereken değerler sezdirilmiştir. Ayrıca derste işlenecek metinlerin de bu değerlere uygun olması gerektiğinin üzerinde durulmuştur.

2015 Türkçe Dersi (1-8.Sınıflar) Öğretim Programının temel yaklaşımı, basılı ve elektronik ortamlarda dinlediklerini ve okuduklarını anlayan, kendilerini yazılı ve sözlü olarak ifade eden; eleştirel, yansıtıcı ve yaratıcı düşünen, millî, manevi ve evrensel değerlere duyarlı bireyler yetiştirilmesi olarak özetlenmiştir (MEB, 2015, s. 4). Bu programın 2006 yılında yayımlanan programdan farklı olarak millî ve manevi değerler dışında evrensel değerleri de kapsadığı görülmektedir.

Programın amaçlarında yer alan değerlere ilişkin maddeler şunlardır:

“2. Türkçeyi, konuşma ve yazma kurallarına uygun olarak bilinçli, doğru ve özenli kullanmalarını sağlamak,

7. Bilimsel, yapıcı, eleştirel ve yaratıcı düşünme, kendini ifade etme, iletişim kurma, iş birliği yapma, problem çözme ve girişimcilik gibi temel becerilerini geliştirmek,

12. Millî, manevi, ahlaki, tarihî, kültürel, sosyal, estetik ve sanatsal değerlere önem vermelerini sağlamak; millî duygu ve düşüncelerini güçlendirmek,

13. Türk ve dünya kültür ve sanatına ait eserler aracılığıyla millî ve evrensel değerleri tanımalarını sağlamak” (MEB, 2015, s. 5). Bu bölümdeki değerlerin kapsamı da yaklaşımlardaki gibi genişletilmiştir.

2015 Program’ında yer alan temalar ve konu örnekleri tabloda gösterilmiştir:

Tablo 5

2015 Türkçe Dersi Öğretim Programında Sınıf Düzeyine Göre Temalar ve Konu Örnekleri

Tema Konu Örnekleri

Biz ve Değerlerimiz Aile, büyüklerimiz, insan ilişkileri, dostluk, vefa, sadakat, merhamet, saygı, sevgi, paylaşma, dayanışma, yardımlaşma, arkadaşlık, sözünde durma, çalışkanlık, dürüstlük vb.

Dünya ve Çevre Çevre, doğa, doğal afetler, bitkiler, hayvanlar, evren, zaman bilinci, mevsimler, gece, gündüz vb.

Millî Kültürümüz Yurdumuz, özellikli şehirler, yerler, kültürel, tarihî vb.

önemli mekânlar, geleneksel sporlar, gelenekler, dinî bayramlar, vatan, bayrak, millî bayramlar, tarihî şahsiyetler vb.

Millî Mücadele ve Atatürk Millî mücadele, kahramanlık, cesaret, fedakârlık, Çanakkale vb.

Vatandaşlık Bilinci Eşitlik, özgürlük, sorumluluk, görev bilinci, adalet, hukukun üstünlüğü, çalışma, üretme, paylaşma, emeğin değeri, vergi bilinci, tüketici bilinci vb.

Sağlık, Spor ve Oyun Temizlik, beslenme, ilk yardım, hastalıklardan korunma, ilaç kullanımı, spor, spor kültürü, dinlenme, eğlenme, oyun, geleneksel çocuk oyunları, bilgisayar oyunları vb.

Sanat ve Toplum Sanat, estetik, insan ve toplum, müzik, resim, tiyatro, mimari eserler, sinema vb.

Bilim ve Teknoloji Teknoloji, ulaşım, iletişim, haberleşme, sosyal medya, merak duygusu, keşif ve icatlar vb.

Tablo 5’e bakıldığında “Biz ve Değerlerimiz” başlığı altında değerlere yer verildiği görülmektedir. “Millî Kültürümüz” değerlerimizi içeren başka bir temadır. Ancak değerlerin listesine ve nasıl öğretileceğine programda yer verilmemiştir.

2017 Türkçe Dersi Öğretim Programı (1-8. Sınıflar)’nda diğer programlardan farklı olarak

“Öğretim Programında Değerler Eğitimi” başlığı açılmış ve değerler eğitiminde aile ve toplumun yanı sıra öğretim programlarının da önemli bir etkisi olduğu vurgulanmıştır.

Değerlerin kazanım sürecinde öğretmenlerin rehber olduğu belirtilmiştir (MEB, 2017, s. 7).

Öğretim programının genel amaçları bölümünde programın değerleri içeren bir bütünlük içinde yapılandırılmış ve

2015 programında “Millî, manevi, ahlaki, tarihî, kültürel, sosyal, estetik ve sanatsal değerlere önem vermelerini sağlamak; millî duygu ve düşüncelerini güçlendirmek,”

maddesi, 2017 programında “Millî, manevi, ahlaki, tarihî, kültürel, sosyal değerlere önem vermelerinin sağlanması, millî duygu ve düşüncelerinin güçlendirilmesi,” olarak; 2015 programında “Türk ve dünya kültür ve sanatına ait eserler aracılığıyla millî ve evrensel değerleri tanımalarını sağlamaktır.” maddesi, 2017 programında “Türk ve dünya kültür ve sanatına ait eserler aracılığıyla estetik ve sanatsal değerleri fark etmelerinin ve benimsemelerinin sağlanması amaçlanmıştır” (MEB, 2015, s. 5; MEB, 2017, s. 10) olarak değiştirilmiştir.

8 tema bulunan programda “Erdemler”, “Millî Kültürümüz”, “Millî Mücadele ve Atatürk”

temalarının her sınıf düzeyinde işlenmesi zorunlu temalardır.

Tablo 6

2017 Türkçe Dersi Öğretim Programı Zorunlu Temaları ve Konu Örnekleri Erdemler

ahlak, alçak gönüllülük, azim, cömertlik, dayanışma, dostluk, dürüstlük, güven, iyilikseverlik, kardeşlik, merhamet, paylaşma, sabır, sadakat, saygı, sevgi, sılayırahim, vefa, vicdanlı olmak, yardımlaşma vb.

Millî Kültürümüz

aile, bayrak, büyüklerimiz, dinî bayramlar, gelenekler, geleneksel sporlar, insan ilişkileri, kültürel miras, mekânlar, millî bayramlar, şehirlerimiz, sıla, tarihî mekânlar, tarihî şahsiyetler, tarihî eserlerimiz, Türkçe, vakıf kültürü, vatan, yurdumuz vb.

Millî Mücadele ve Atatürk

15 Temmuz, Atatürk, Çanakkale, cesaret, Cumhuriyet, fedakârlık, gazilik, İstiklâl Marşı, kahramanlık, Kut’ül Amare, millî egemenlik, millî irade, millî kimlik, millî mücadele, Sarıkamış Harekâtı, şehitlik, vatanseverlik vb.

MEB (2017). İlköğretim Türkçe dersi öğretim programı (1-8. Sınıflar). Ankara: MEB Yayınları.

Tablo 6’da görülmektedir ki, diğer programların aksine 2017 programında millî ve evrensel değerlere yoğun bir içerikle yer vermektedir.

2018 yılında yayımlanan Türkçe Dersi Öğretim Programı (1-8. Sınıflar)’nda diğer programlardan farklı olarak “Değerlerimiz” başlığı yer almaktadır. Değerlerin toplum ve eğitim açısından önemli olduğuna vurgu yapılan bu bölümde eğitim programlarında öğretim programları, öğrenme-öğretme ortamları, eğitim araç, gereçleri, ders dışı etkinlikler, mevzuat gibi eğitim sisteminin tüm unsurları göz önünde bulundurulduğu için öğretim programlarında değerlerimize ilişkin ayrı bir öğrenme alanı, ünite, konu vb. oluşturulmadığı belirtilmiştir.

Programda “kök değerler” kavramı yer almaktadır ve bunlar: adalet, dostluk, dürüstlük, öz denetim, sabır, saygı, sevgi, sorumluluk, vatanseverlik, yardımseverliktir. (MEB, 2018, s.

4).

2017 programından farklı olarak 2018 Türkçe Öğretim Programında yer alan “Öğretim Programının Amaçları” başlığı altında değerler ile ilgili şu maddeler bulunmaktadır:

3. Ortaokulu tamamlayan öğrencilerin, ilkokulda kazandıkları yetkinlikleri geliştirmek suretiyle millî ve manevi değerleri benimsemiş, haklarını kullanan ve sorumluluklarını yerine getiren, “Türkiye Yeterlilikler Çerçevesi”nde ve ayrıca disiplinlere özgü alanlarda ifadesini bulan temel düzey beceri ve yetkinlikleri kazanmış bireyler olmalarını sağlamak, 4. Liseyi tamamlayan öğrencilerin, ilkokulda ve ortaokulda kazandıkları yetkinlikleri geliştirmek suretiyle, millî ve manevi değerleri benimseyip hayat tarzına dönüştürmüş, üretken ve aktif vatandaşlar olarak yurdumuzun iktisadi, sosyal ve kültürel kalkınmasına katkıda bulunan, “Türkiye Yeterlilikler Çerçevesi”nde ve ayrıca disiplinlere özgü alanlarda ifadesini bulan temel düzey beceri ve yetkinlikleri kazanmış, ilgi ve yetenekleri doğrultusunda bir mesleğe, yükseköğretime ve hayata hazır bireyler olmalarını sağlamak (MEB, 2018, s. 3).

2018 programında değerleri içeren temalar ve konu örneklerinin 2017 programıyla aynı olduğu görülmektedir.

Türkçe öğretim programları dil becerilerini kazandırmanın yanı sıra metinler aracılığıyla da değerleri aktarmayı amaçlamaktadır. 2005 programından günümüzde kullanılan 2018’e kadarki programları incelediğimizde sadece amaç bölümünde adı geçen değerlerin 2018 programında ayrı bir başlık altında incelendiği görülmektedir. Ancak programda değerlerin tam listesi yer almamakla birlikte öğretiminin de metinler aracılığıyla olmaya devam edeceği görülmektedir.

2.2.3. Medya ve Değer Eğitimi

Günümüzde dördüncü güç olarak da anılan medya, geniş çevrelere aynı anda ulaşabilmektedir. Bilginin yanı sıra değer, norm ve kültürel unsurların da yayılmasına hizmet etmektedir. Bu durum onun gücünü ve etkililiğini artırmaktadır. Günümüzde medya bilgi aktarımının yanı sıra eğitim amacıyla da kullanılmaktadır.

Medya, “Haber, eğitim, eğlence ve reklam gibi her türlü içeriğin dağıtıldığı iletişim kanallarının genel adı” (Evci & Ünlü, 2015, s. 233) olarak tanımlanmaktadır. Bu tanımın içine gazete, televizyon, radyo ve internet başta olmak üzere tüm iletişim araçları girmektedir.

Medyanın bilinen ilk görevi bilgi paylaşımıdır ve bunu yaparken eğitmek ve eğlendirmek öncelikli amacıdır. Ancak bunların dışında toplumun değer yargıları, tavırları, inançlarını çeşitli yönleriyle etkiler. Kültür aktarımı ve toplumsal devamlılığın sağlanmasının yanı sıra toplumsal rollerin benimsetilmesine de olanak tanır. Düşünceleri örgütler, beklentiler oluşturur ve davranış modelleri geliştirir (Cesur & Paker, 2007, s. 106-107; Cortes 2005, s.

55; Ertürk & Gül, 2006, s. 20; Gönenç, 2002, s. 156; Önal, 2007, s. 337; Seven, 2008, s. 79).

Erken çocukluk döneminde medya içeriğine gösterilen ilgi çok ciddi şekilde artar. Bu, çocukların bilgi işleme becerisindeki hızlı artışı ve gelişmiş sözcük dağarcıklarını yansıtmaktadır. Ancak bilişsel ve duygusal kapasiteleri hâlâ sınırlıdır ve bu dönemde çocuklar deneyimden ve anlamsal bilgiden yoksundur. Bu da yeni içeriği onlar için zorlayıcı yapabilir. Bu sebeple çocuklar yavaş ilerleyen, tekrarlar içeren ve tanıdık bir bağlam içinde basit karakterler barındıran medya içeriğini seçme yöneliminde olurlar (Vossen, Valkenburg

& Piotrowski, 2013, s. 53). Ancak bu yaş grubu çocukların bireysel gelişimleri somut düzeyde olmadığından yanlış davranışları ve toplum kurallarına uymadıkları için ceza alması gereken kahramanların cezalandırıldıklarını görmediklerinde bunu somutlaştıramazlar. Saldırgan davranışlar sergileyen kahramanların filmin sonunda somut bir ceza almamaları, çocukların bu tür kahramanların davranışlarını örnek alıp modellemelerine veya şiddet sahnelerinden dolayı korku ve kaygı yaşamalarına sebep olabilir (Ertürk & Gül, 2006, s. 29).

7-12 yaş arası çocukların izleyici olarak, dikkatini yayımlanan programa odaklama ve programdaki olayları kavramaya yönelik yeteneği gelişir. Seyrettiği karakterlerin, kendilerine uygun eylemlerini tanımlarken içeriğinden sonuçlar çıkarmaya başlarlar (Karaca, Pekyaman & Güney, 2007, s. 235). Bu yaş grubu çocuklar televizyondaki

görüntülerden erişkinlerin tepkileri düzeyinde etkilenirler. Özellikle aileleriyle birlikte televizyon izleyen çocuklar onların korku ve kaygılarından etkilenmektedir. Bu nedenle televizyonda geçen soyulma, bıçaklanma, vurulma gibi şiddet içerikli durumlardan korkabilirler. Bu durum çocuğun kaygısını artırarak güvensiz hissetmesine neden olur ve kazanmış olduğu pek çok gelişimsel özelliğin de gerilemesine yol açabilir (Bayhan & Artan, 2004; Ertürk & Gül, 2006, s. 30).

Medyanın özelinde ise televizyonun çocuk gelişimi açısından bazı olumlu özellikleri bulunmaktadır. Ertürk ve Akkor Gül’e göre konuşma ve ifade etme gelişimini hızlandırır, müzik dinleme zevkini geliştirir, yeni bilgilerin öğrenilmesini ve algılama yeteneğini hızlandırır, şiddetten arındırır, hayal gücü ve yaratıcılığı geliştirir, dünyayı tanıma ve anlamayı sağlar (2006, s. 18).

Singer ve Singer’in (2001), televizyonun etkilerine yönelik okul öncesi dönem çocuklarıyla yaptıkları çalışmada “Barney ve Arkadaşları”, “Susam Sokağı” ve “Mister Rogers’

Neighborhood” gibi eğitici programları incelemişler ve bu yaş grubundaki çocukların bilişsel, sosyal ve dil gelişimini olumlu etkilediği sonucuna varmışlardır. Bunun yanı sıra sayı sayma, şekil ve renk bilgisi, iletişim becerisi, saygı ve sevgi, paylaşma, arkadaşlık gibi konular da araştırmada gözlenmiştir. Aydın Yılmaz ve Uzman da düzeye uygun iyi programların çocukların söz dağarcığını geliştireceğini belirtmişlerdir (2005, s. 24).

Sevinç’e göre medya yeni buluşları, gelişmeleri topluma iletir, insanlara yeni seçenekler sunar, dünyanın farklı kültürlerinden bireyleri haberdar eder, yurdun her bir yöresinde tanıtarak yurttaşlık bilincini geliştirir (2006, s. 218).

Televizyonun çocuklar üzerinde olumlu etkileri olmakla birlikte olumsuz etkileri de bulunmaktadır. Televizyon izleyen çocuklarda öncelikli olarak ders çalışmaya karşı isteksizlik, okuma alışkanlığının yerleşmemesi, saldırganlığın artması, kendini televizyondan izlediği kahramanın yerine koyarak gerçeklerden uzaklaşma, toplumsal ilişkilerde güçlüklerle karşılaşma, hayal gücü ve yaratıcılığın kısıtlanması, sosyal ilişkilerin zayıflaması, göz ve uyku bozukluğu gibi olumsuz etkiler saptanmıştır (Büyükbakkal, 2007, s. 35; Ertürk & Akkor, 2006, s. 18). Dil gelişimine ilişkin yapılan araştırmalara bakıldığında televizyonun çocukta dil gelişimini artırdığı, kelime hazinesini geliştirdiği yönünde araştırmalar bulunmaktadır ancak çocuk yetişkin kontrolü dışında televizyon izlerse çocuğun sosyalleşmesi, yakınları ile diyalog kurması, sosyal adaptasyonu ve dil gelişiminde sorunlar yaşanabileceğine dair bulgular da bulunmaktadır. (Ertürk & Akkor, 2006, s. 28–

Televizyonun diğer olumsuz etkileri tüketimi yönlendirme, cinsellik, kültürel yabancılaşma, kimlik ve kişilik problemleri, şiddet ile yabancı dizilere öykündürme yoluyla toplumun alışkanlıklarını ve davranışlarını olumsuz etkilemesiyle de yerel/ulusal kültürün yozlaşmasıdır (Sevinç, 2006, s. 218; Turan & Nazıroğlu, 2016, s. 160).

Beller’e göre (2002) değer kazanımı çevreden büyük ölçüde etkilenir. Aile gelenekleri, din eğitimi, okul çalışmaları ve oyun başta olmak üzere televizyon, gazete ve filmler de değerleri etkiler. Günümüzde televizyon ve diğer medya araçları yoluyla popüler kültür etkisi altında kalan gençler, faklı kültürlerin farklı değerleri biçimlendirdiği bilincini kazanırken, olumlu mevcut değerlerin de yozlaşmasıyla “değer kaybı” denilen karmaşaya sürüklenmektedir (Hökelekli, 2011, s. 165-166). Çocuğun doğuştan getirdiği en iyi tarafı ortaya çıkarmak, kişiliğinin her yönüyle gelişmesini sağlamak, insani mükemmelliğe ulaşmasına yardımcı olmak, bireyi ve toplumu kötü ahlaktan korumak ve kurtarmak, bunun yanında iyi ahlakla donatmak ve devamını sağlamak amacını taşıyan değerler eğitimi, son yıllarda artan şiddet olayları, aile kurumunun zayıflaması, adi suçların artması, iş ahlakında düşüş, gençlerin sosyal çevre yapılarının değişmesinden dolayı önem kazanmaktadır (Aydın & Gürler, 2014, s. 15-17). Değerler eğitiminden istenilen faydanın sağlanabilmesi için toplumla değerler uyumlu olmalıdır. Çünkü toplum neyi değer bulup davranışında yansıtırsa, çocuklar da onları değer bulurlar. Belki bunun günümüzdeki farklı bir yönü kitle iletişim araçları ve başta televizyondur. Çocuklar orada davranışa döküldüğünü gördükleri değerleri benimseme eğilimindedirler (Bacanlı, 2011, s. 21). Değerler benimsenirken kurumlar arasında oluşan aykırılıklar zaman zaman çelişkiler de oluşturabilmektedir. Çünkü modernleşmenin dinamiklerini yönlendiren endüstrileşme ve kapitalizm değerleri baskı altına almaktadır.

Süreç, içinde kurumsal değişimlerin yaşanması kaçınılmaz olmaktadır ancak günümüzde bu değişim çok hızlı gerçekleşmektedir (Önür, 2013, s. 157-158).

Kapalı sınırların açılması, etkileşim ve iletişim kanallarının artması, değerleri zenginleştirilmesi gerekirken, teknoloji ve iletişim kanallarının yanlış ve kötü amaçlar doğrultusunda kullanılması, değerler üzerinde ciddi problemlere yol açmıştır. Özellikle medya yolu ile çocuklara ve gençlere sunulan karakterlerin özellikleri ve benimsedikleri yaşam biçiminin barındırdığı sorunlu profil, değerlerin zayıflamasına, toplumda değerlere karşı olan güçlü ve duyarlı algının zayıflamasına yol açmaktadır. Bu bakımdan, değerleri korumak, yeni nesillere aktarmak ve değerlerin yaşatılmasını sağlamak önemli bir görevdir (Aktan, 2012, s. 36).

Değerler konusunda kitle iletişim araçlarının olumlu ve olumsuz yönde etkili oldukları bilimsel olarak ve açık bir şekilde bilinen bir gerçektir. Çünkü kitle iletişim araçlarında evrensel ve toplumsal değerleri destekleyen yayınlar olduğu gibi onlarla çelişen yayınlara da rastlanmaktadır. Ahlaki değerlerin aşınması, özellikle toplumsal şiddetin tırmanması konusunda televizyon yayınlarının olumsuz etkileri son dönemde çokça tartışılmaktadır.

Çünkü çocuklar şiddet içerikli TV programlarını ve oyunları görünce bunların gerçek hayatta meydana geldiğinde geri dönülemez sonuçları olacağını anlayamazlar (Hall, 2003).

“Medya araçlarının, toplum yararına çalışması arzu edilen bir gerekliliktir” (Yazıcı, 2014, 143). Bu sebeple “Sosyal sorumluluğu olan ve toplumsal iletişime soyunmuş bir kurum olarak medya işletmeleri, maliyeti ne olursa olsun toplumun eğitilmesinden de yükümlüdür”

(Vural, 2000 s. 112). Günümüz çocukları önceki nesiller gibi eski öyküleri, geleneksel hikâyeleri bilmemektedirler. Okudukları kitaplar oynadıkları oyuncaklar genellikle televizyon kahramanları, canavarları, robotları vb.’dir (Akbulut, 2001, s. 365-366). Çocuklar izlediği kahramanları örnek alarak o modele uygun davranış ve tutum sergileyip modele benzeme çabası içindedir. Modelleme, çocuk ve gençlerin sosyalleşmesi ve öğrenmenin hızlanması açısından önemlidir. Bu sebeple çocuklara sunulan içeriklerin hazırlanmasında olumlu modellere yer verilmelidir.

Eğitimde medya içeriklerine yer verilmesi konusu 18. Millî Eğitim Şurasında “Spor, Sanat ve Değerler Eğitimi” başlığı altında değerler eğitimine ilişkin kararlarla desteklenmiştir. Bu kararlara göre:

 Değerler eğitimine, okul öncesinden başlayarak yaygın eğitim dâhil olmak üzere eğitim-öğretimin her kademesinde, tüm dersler ve okul kültürü içerisinde yer verilmeli ve bu konuda öğretmen, yönetici, öğrenci, aile ve çevre ile iş birliğine gidilmeli, farkındalık oluşturulması için kitle iletişim araçlarından faydalanılması amacıyla gerekli düzenlemeler yapılmalıdır (35. madde).

 Medya ve değerler eğitimi ilişkisi konusunda farkındalık kazandırmaya yönelik araştırma ve eğitim çalışmalarına önem verilmeli; bu konuda gerekli yasal düzenlemeler yapılmalıdır (37. madde).

Değerlerin eğitimine ayrı bir başlık ayıran 18. Millî Eğitim Şûrasında (2010, s. 89) medyada değerler eğitimiyle ilgili öneri de bulunmaktadır. “Yaygın eğitim ve oluşturulacak bir medya etiğiyle okul dışında da değerler davranışlara dönüştürülmelidir. Değerler eğitiminde iletişim araçlarından olabildiğince yararlanılmalı, millî, etik ve manevi değerler bu yolla

kazandırılmalıdır.” Kitle iletişim aracıyla desteklenen eğitim, sınıftaki öğrenme faaliyetini kolaylaştırıcı, zenginleştirici olduğunda ve öğretimin gerçekleştirilmesine yardımcı olduğu zaman anlam taşır. Aksi takdirde ders saatleri dışında veya ayrı zamanlarda verilen ek bilgileri öğrencinin sınıfta öğrendikleri ile birleştirebilmesinde bazı güçlükler olabilir (Oktay, 2009, s. 196-197). Eğitimde kullanılacak görsel ve işitsel araç-gereçler, yaş grubuna ve öğretilecek içeriğe uygun kullanılırsa öğrencilerin dikkatini çekerek onları güdüler, dikkati canlı tutar, öğrencinin duygusal tepki vermesini sağlar, kavramları somutlaştırır, anlaşılması zor olan kavramları basitleştirir, şekiller yoluyla bilginin düzenlenmesini ve alınmasını kolaylaştırır (Millî Eğitim Dergisi, 2003, s. 157) Televizyonun değer aktarımında kullanılırken dikkat edilmesi gereken medya kuruluşlarının uygulamalarıyla ortaya çıkan popüler kültür ögelerinin göz önünde bulundurulmasıdır. Farklı değerler arasında tercih yapılmasını gerektirecek program ve yazılar yayınlayan televizyon ve diğer yayın organları kazandırılması arzulanan değerlerin öğrencilere kazandırılmasını güçleştirmektedir (Yazıcı, 2006, s. 506).

Geniş kitlelere seslenen medya, eğitip eğlendirerek bilgi paylaşımında bulunmayı amaçlamaktadır. Günümüzde gazete, televizyon, radyo ve internet başta olmak üzere birçok unsuru içinde barındıran medyanın olumlu ve olumsuz özellikleri bulunmaktadır. Yaş grubuna uygun olmayan içeriklerle karşılaşan çocukların korku ve kaygı yaşaması en önemli olumsuz yanlarından biridir ve çocuklara kazandırılan birçok olumlu özelliğin kazanımını geriletmektedir. Bu yüzden medya içerikleri, çocuğun yaş grubuna uygun olarak denetimli bir şekilde çocuğa sunulmalıdır.