• Sonuç bulunamadı

ARKİTEKT !r I ı k, şehircilik lirizm Dergisi üç ayda bir yayınlanır. îAares: Anadolu Han 33 — İstanbul Tel: 22 13 07 |hibi ve sorumlu yayın müdürü: j Dr. Z e k i

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "ARKİTEKT !r I ı k, şehircilik lirizm Dergisi üç ayda bir yayınlanır. îAares: Anadolu Han 33 — İstanbul Tel: 22 13 07 |hibi ve sorumlu yayın müdürü: j Dr. Z e k i"

Copied!
3
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

ARKİTEKT

!r I ı k, ş e h i r c i l i k l i r i z m D e r g i s i üç ayda bir yayınlanır. îAares: Anadolu Han 33 — İstanbul

Tel: 22 13 07

|hibi ve sorumlu yayın müdürü: j Dr. Z e k i S. S a y â r I Mimar D.G.S.A. K ; Teknik müdür: | Ömer Faruk Beşkardeş

Mimar İ. T. 0. » S e k r e t e r : E Keti Çapanoğlu i h a b ifr I e r i : Almanya: Dr. Y. Müh. Arslan Terzioğlu

|r A.İ.V. — B. Amerika: Altan GÜRSEL i Halûk TOGAY Mimar D.G.S.A isviçre: Seyfi SONAD Mimar D G.S -İtalya: Dr. BARAN ÇAĞA Mimar İsveç: Radi BİROL Mimar D.G.S.A. shzat A. Beyli İ.T.Ü. R.I.B. MRTPI.

H 25,00 TL. iİmemleketler için: 110.— TL ı tarifemiz istek üzerine gönderilir

foto, resim ve abone bedelleri RKİTEKT'in adresine posta ile gönde-ridir, Basılmayan yazılar iade edilir lresleri(ii değiştiren abonelerin en geç ay içinde bize haber vermeleri

lâzım-akdirde kaybolan dergilerden iremiz sorumlu değildir.

Şubscription rates: pşubscription

copy

Dollars 8.00 Dollars 2.00 ||tions, letters, photos, articles

tec. Should be addressed J R K İ T E K T

ju Han No. 33 Eminönü/İSTANBUI TURKEY onnements pour l'ötranger 1an 8.00 Dol İle çe numero 2,00 Dolars

tout payement et demande des ren-ğnements. ainsi que pour tout envo:

documents, tels que photos, artic Jannonces, bibliographie â insereı dresser â la Direction A R K İ T E K T . lu Han No. 33 Eminönü İstanbul —

TUROUİE

TARİHÎ ÇEVRENİN OLUŞUMU '

Prof. H. Kemali SÖYLEMEZOĞLU

Avrupa Konseyi 1975'i «Avrupa Mimari miras yılı» kabul ederek buna « G e ç m i -ş i m i z i ç i n b i r g e l e c e k » şeklinde çok ilginç ve çarpıcı bir de slo-gan ekledi. Konsey üyesi memleketlerin bu hususta yapılacak çalışmaları düzen-lemek ve «Pilot proje» ler önermek üze-re kurdukları «Ulusal Komiteler» yanısıra ülkemizde de Millî Eğitim Bakanlığı tara-fından bir «Ulusal Komite» kuruldu ve konsey'in «Avrupa Mimarî Miras yılı 1975» adlı haber bülteninin 5. M a y ı s 1 9 7 4 sayısında Türkiye için «Pilot Proje» ola-rak : 1 — Göreme tarihî ve Millî parkı 2 — Efes tarihî ve r.ıillî parkı 3 — İstan-bul gibi çalışmaların yapılacağı açıklan-dı. «Geçmişimiz için bir gelecek» derken, Konsey'in ele aldığı sorun t e m e l d e : sürmekte olan yaşam içinde « M i m a -r î m i -r a s » değe-rine sahip olan kentlerde «geçmiş»i bugüne bağlayarak sürdürmek, böylece «geçmişe gelecek» sağlamaktır.

Bunun için meydana getirilecek «pi-lot proje»lerde yapılacak çalışmaların « « e k o n o m i k , s o s y a l , t e k -n i k » yö-nlerde-n y a p ı c ı , i l g i -n ç v e u y g u l a m a o l a n a ğ ı o l a n önerileri getirmesi istenmektedir.

«Türkiye» için önerilen üç pilot pro jeden « İ s t a n b u l » ile ilgili olanın hiç kuşkusuz en önemli ye en büyük güçlükleri kapsaması çok doğaldır.

1975 yılı içinde genellikle İstanbul'-da İ.T.Ü., D.G.S.A., D.M.M.A. gibi öğretim kuruluşları «Mimarî Miras» ın tanımlan-masına ve koruntanımlan-masına yardımcı olabile-cek sergiler, konferanslar düzenlediler, yayınlar yaptılar ve yapmaktadırlar.

Böyle bir programın paralelinde «İ.T.-l'j. mimarlık tarihi ve Restorasyon Ensti-tüsü» ve «TMMOB Mimarlar Odası» iş-birliğile «Koca Mimar Sinan» günü olan 9. Nisan. 19?'5 günü « M i m a r S i n a n v e T a r i h î Ç e v r e k o r u n m a -s ı » konulu bir açık oturum düzenlendi' Bu toplantının sınırları içinde beş konuşmacı arasında bana da «Istanbu! Tarihi üçgeni. Sur içi» kent alanı içinde « M i m a r î Ç e v r e » nin . T ü r k -O s m a n l ı » devresi içindeki gelişme

~ 1975

Avrupa mimarî miras yılı süresinde K o c a M i m a r S i n a n ' -ın k a t k ı s ı n-ın taşıdığı özellik ve önemli yönlerini saptamak görevi düştü. «Sinan» Fatih Sultan Mehmet'in «Cons-tantinopoliS»i Osmanlı Devleti toprakla-rına kattığı 1 4 5 3 yılından 3 7 yıl sonra 1490'da dünyaya gelmiş ve yüz yıla yakın biryaşam süresi içinde (I) beş Sul-tan devrini gördükten sonra 1588 yılında 98 yaşında. XVI. yüzyılın tümü içinde «Ko-ca Sinan»laşarak «Konstantiniye»'de yani «İstanbul»'da ölmüştür.

Bu uzun yaşam içinde 1539 yılında 51 yaşında, Sultan I. Süleyman'ın « M i -m a r b a ş ı »lığına yüksel-miş İstanbul'-da kendisi için yaptığı küçücük « M e z ar » yapıtından «Edirne»'deki « B a ş y a p ı -t ı S e l i m i y e C a m i i » ne kadar O s m a n l ı İ m p a r a t o r l u ğ u -nun geniş arazisi içinde meydana getir-diği : Mescitler, Camiler, Medreseler, Hanlar, Kervansaraylar, Hamamlar, Köp-rüler, Su kemerleri. Çeşmeler, Türbeler gibi yapılarla «Osmanlı Toplumu» nun küçük bir «mahalle çeşmesi»nden birkaç bin kişiyi büyük kubbesi altında « k â b e » ye yönelten « Sie.Şfei m i y e C a m i i » baş yapıtına kadar « O n a l t ı n c ı y u 2 ç e v yaratılmasında sürekli olarak baş rolü oy-namıştır.

(2)

(1490- 1588) yılları arasında yaşamış olan «Başmimar Koca Mimar Sinan» XV. ve XVI. yüzyılın Rönesans kalyası-nın : BRAMANTE (1444 - 1514), Leonardo da Vinçi (1452 1519) Mikelangelo (1475 -1564) yıllarında yaşamış muasırları olan 'târihi ustaların yapıtlarında kullan-dıkları ' t e k n i k ve alkullan-dıkları s o n u ç karşısında Büyük Roma İmparatorluğumun (Kemer - Kubbe) - (Asya - Anadolu) ge-leneğinden gelme (Yapı Tekniği ve siste-mi) ni büyük bir yetenekle ilerletmiş, çağdaşlaştırmış ve K o c a S i n a n -K o c a U s t a pâyesine ulaşmıştır.

«Koca Sinan» devrinde (Mehmet, Ah-met, Mustafa, Süleyman, Kara Şaban, Hayreddin, Muslihiddin) ağalar gibi

çı-raklar yetiştirmiş ve çok sağlam bir t e k n i k ö r g ü t kurmuştur.

Günümüze kadar ulaşan yapıtlarında en küçüğünden en büyüğüne kadar, yap-tığımız inceleme ve modern aletlerle yapılan ölçmelerden çıkan sonuç karşısında bu yapıtların « p r o j e v e m a -k e t » çalışması olmadan meydana gelebilmiş olması « e s k i g ö r ü ş l e -r i n » a-rtık kabul edilmemesi zo-runlu- zorunlu-luğuna, ayrıca «yapı yerlerinde» kulla-nılmış olması kanımca yine gereken

r a ç g e r e ç I r i » nin türlerinin ve yapılmış olr reken (proje ve maket) çalışmalarının varlığını açıklayacak belgelerin « O s m a n l ı İ m p a r a t o r l u ğ u H a

-z i n e e v r a k ı » içinde sistemli bir şekilde aranması g inanıyorum.

«KOCA MİMAR SİNAN» m r i h i Ç e v r e m i z i n o l u daki yerinin genişlik ve derinliği daki açıklamalardan gördükten s lere en canlı ve en kolay kavı ama en kısa yoldan «İstanbul»! neği üzerinde bu « k a t cağım.

1453'de «Konstantinopolis» m Marmara - Kara Surları ile çevrilii zisi doğal topografyası yedi tepei makta (2) ve bunlardan «altısı»

(Devamı 93.'nc M - MıHRiMAH S S - S . S E L İ M 2 - aeYREK-•S - SuLtVMIM/ye A. - J U J r r f t t a ^ n> - Tor. SAMY A S . A f A A

SA- S.AHHET rf'

(3)

aştarafı 52 sahifede)

irtlarında uzanan bir t e p e l e r v e a ğ r ı l a r d i z i s i o l u ş t u r m a k -a : Bu diziden geniş bir v-adi ile - ayrılı (yedinci) tepe ise tek başına « m a r -ı a r a » y a bağlanm-ış bulunmaktad-ır. ! Bu doğal Topoğrafya üstünde «Kons-htinopolis»in en ünlü ve en büyük bo-ıtlu anıtsal yapıtı (Büyük Ayasofya) lisesi « y e d i n c i T e p e » nin

güne-ye b o ğ a z i ç i ' n i n (Marmara) ;â bağlantı kurduğu bölgede ve H a l i ç

j e t i dışına kaymış bulunmakta-dır. Haliç silueti içine giren tek önemli

apıt'ın ise bugün F a t i h C a m i i ' -jn olduğu yerde bilinen « H a v a r i l e r » jijisesr bulunduğuna ve ölçüleri

bilinme-iğine göre O s m a n l ı d e v r i n d e n evvel k e n t t o p o ğ r a f y a s ı

üze-inden t e k b ü y ü k s e m b o l j ü y ü k A y a s o f y a oluyor.

Osmanlı Konstantiniyesinin bu doğal tepesinin (3) M i m a r l ı k a n ı t r ı ile birleşerek k e n t s i l u e t i ' -|n meydana getirilişi F a t i h camiinden

aşlayarak K O C A S İ N A N yapıtları ile en k u v v e t l i bir şekilde t a -Istanbul İçin Haliç birinci derecede î r a k t e r i s t i k d o ğ a l e I e -an ve k e n t ' i n (Silueti) nin içinde silikle H a l i ç b ö l g e s i s I I ü e t t eşine rastlanmayacak t o p o ğ -r a f i k h a -r e k e t l i ve d e ğ i ş i k

z a r a p e r s p e k t i f l e r i Jle tümü ile (doğal sit) niteliğinde.

Bu önemli bölgenin S i n a n Y a -l -l a r ı İ-le kuvvet kazanan ve tarihi [çevreyi o l u ş t u r a n y a p ı l a r : }1 — Süleymaniye Camii 1557, 2 —

Mihri-mah Camii 1558, 3 — Rüstempaşa Camii 1560'dır.

Bunlardan :

1 — Rüstempaşa C. 4- 6 (1560) Deniz kenarı (Haliç) yanında (Tica-i,ret + Hanlar) bölgesinde zemin katında

idükkânlara yer verilerek N a m a z h a c -I. k a t a a l ı n m ı ş y o ğ u n v e g ü r ü l t ü o r t a s ı n d a i d i n e ö z bir yerleşme ve çevre ~ peydana getirmiştir.

Bugün buradaki yeni çevre yapılarının miin kitlesile yarışmaması gereklidir. Haliç silueti İçinde Süleymaniye camii iteğinde R ü s t e m p a ş a c a m i i * arka planda ve tepede yerleşmiş bulunan

ijS ü I e y m a ni y e 'nin özellikle Marmara veya Boğaz'dan Haliç'e girişte, anıtsal niteliğini ölçme olanağını veren b i r ; ön p l a n elemanıdır.

2 — Mihrimah C. + 72 (1558) İstanbul Yarım adası'nın Kara surlarının yanında ve Kent sınırı içinde, R ü ş

-t e m p a ş a ' da olduğu gibi C a m i ' N a m a z m e k â n , ! sokak seviyesinden yüksekte yapılmıştır. Burada amaç camiin çok sarih kitlesi ve tek minaresi ile bir yanda nsurların üstünden s u r d ı ş ı n a doğaya bakmak surdışından da görülmesi öte yandan da Haliç derin perspektifi

üze-rinden B o ğ a z i ç i S u r l a r ı pers-pektifine açılmaktır.

M a r m a r a veya B o ğ a z d a n H a l i c e girişte e n a r k a p l a n -d a ve en y ü k s e k n o k t a -d a H a l i ç siluetinin tamamlayıcı son anı-tıdır.

3 — Süleymaniye C. + 54 (1557) Haliç silueti' içinde olmasına karşın Boğaz içinden gelişte derin bir perspektiften görülmeye başlaması yapıyı B o -ğ a z iç i n e de ba-ğlamıştır. Haliç'te --(4- 54) rakımda yerleşmiş olan- bina 300 - 350 metre mesafede ve — 00'dan + 54 metreye yükselen oldukça dik bir yamaç üstündedir.

Cami arsasının seçiminde Camiin kıble aksına paralele yakin eğriler halinde arazinin Haliç'e doğru düştüğü bir mev-kie yerleşmesi düşünülmüştür. Binanın, çevresinde yerleştirilen k ü l l i y e n i n değişik binaları : Okul, Medreseler, Bimar-hane, Aşevi, Hamam, Çarşı, Türbe.

Arazinin meyline göre: Kuzey batı -Yüksek istinat duvarı. Kuzey doğu - araziye uyarak kademelenme. Güney batı - İki katlı yapılar. Güney doğu Hazire Türbe • bahçe - yeşil.

Burada : (Kuzeybatı + Kuzeydoğu 4- Doğu) yönlerindeki yamaçlarda Camiin, siluetini kesecek çok katlı yapılardan kaç-mak şarttır.

E y K o c a S İ N A N ! Ne mutlu bize ki sen; istanbul gibi doğal zenginlikleri olan tarihî bir kent'in M i m a r î Y a p ı t -l a r -l a değerinin nası-l arttın-labi-leceğini gösterdin,

Yeter ki, biz kavramış olalım ve ko-rumayı bilelim.

9.IV.1975 — İstanbul 1 — Sultan II. Beyazıt (1481 - 1512)

Sultan I. Selim (Yavuz) (1512 • 1520). , Sultan I. Süleyman (Kanunî) (1520 -1566).

Sultan II. Selim (1566 - 1574). Sultan III. Murad (1574 - 1595). 2 — Bu yedi Tepeden :

1 — 72 Rakım : Edirnekapı Bölgesi 2 — 70 « : Nişanca Bölgesi 3 — 64 » : Bayazıt Bölgesi (Üniversite) 4 — 62 » : Fatih Bölgesi 5 — 54 » : Çemberlitaş Bölgesi ' 6 — 58 » : Haseki Bölgesi 7~— 44 » : Topkapı Sarayı Bölgesi 3 — Kent Topoğrafyası üzerinde :

Topkapı Sarayı 44 rakımda B. Ayasofya C. 36 » S. Ahmet C . 36 » Rüstempaşa C. 06 » Bayazıt C. 56 » Fatih ilk Saray

(İ. Üniversitesi) 64 » Süleymaniye C. 54 » Fatih C. 62 » Şehzade C. 42 » S. Selim C. 54 Edirnekapı Mihrimah C. 72 » (Baştarafı 67. Sahifede)

bir elin Akademik uygulamalarına rast-lanır. O günlerin" sânât eğitimi anlayışı içinde duygunun ve kurallara bağlılığın egemen izleri, 19. yüzyıl Atmosfer Aka-demisi anlayışının kalıntısı olan kişiliği ve-düşüncenin, önemini yadsıyan görü-şün alışılmış: örnekleridir bunlar. Avru-pa'ya gidişinden sonra düşüncenin, kül-tür. birikiminin önemini ^kavrayan Kalmık, Sorbonne'da sanat tarihi ' kurlarına de-vam eder. Bir Roklü inancı ölümüne dek sürecek, sanatın tüm sorunlarına uyanık ve açık kişiliği, yeniliği ve yaratıcılığı benimseyen çağdaş tavrı, kişiliğinin be-lirgin bir özelliği olacaktır. Sürekli bir ki-şilik ve üslup gelişmesi resimlerinde açıkça izlenir.. Resimlerinin gelişim se-rüveni mantıklı bir tutarlılık içindedir. Atıla nher adım öncekilerin üzerine ek-lenen olumlu bir ileriye gidiştir.

Bu gidiş neyaüık ki, en verimli çağın-da, en yoğun ve bereketli çalışma döne-minde noktalandı. Taksim Sanat Galeri-sindeki «Baskı Resimleri» sergisi ile 1969'da Galeri. I'deki kişisel sergisinde sanat kişiliğinin ve özgür anlatım dili-nin en. olgun Örneklerini vermişti.

Baskı resimleri, siyah - beyaz yüksek kazı tekniğinin ürkemizde yapılan en il-ginç ve güzel örnekleridir.

Büyük boylarda geliştirdiği ve uygula-dığı bu işlerinde teknik ustalığın he-men göze çarpması kadar, konuya iliş-kin içe işleyen bir lirizmin etkisi de du-.yulur.

Halktan gelen kişilerin sevinçle işle-rine sarılmalarını (oyuncakçı, balıkçı ve pembe kadın'da) ele alırken coşku, derin aşılmaz sınırındaki çaresizlikle ka-rışır. Bu ince ve gizli.dramı resimde en iyi veren siyah - beyazın olanaklarıdır.

Kalmık, bu etkenlikten en olumlu bi-çimde yararlanr.

Referanslar

Benzer Belgeler

Tarihsel çevre koruma gibi çok geniş kapsamlı bir konunun, İslam Ülkelerindeki mimari değişim çerçevesi içinde Genel'- den Özel'e indirgenmesi kuşkusuz çok yönlü

Bu durumda Mimarlık konularında UNESCO'dan talep edilen Müdahaleler (intervention) este- tik ve tarihsel açıdan istenirdi. Şimdi, sosyal bilimler konulu bir prog- ramla takviyeil

SEMPOZYUMUN AMACI : Devlet Güzel Sanatlar Akademisinin sunduğu ve çeşitli sanat ve eğitim ku- rumları ile birlikte düzenlediği 22, Ekim, 13 Kasım 1977 Tarihleri arasında ve

Bi- lindiği gibi jour mondial de l'urbanisme fransızca adıyla bu şeh'rcilrk günü 1950 yılında Arjantinli profesör Carlos della paolera tarafından düşünülmüş ve 8 ka-

«Yunanistan yüzde 43, Fransa yüzde 30, İtalya yüzde 35, Norveç yüzde 33, İs veç yüzde 22, Federal Almanya yüzde 23 Belçika yüzde 27, Avusturya yüzde 22 Danimarka yüzde

Yapı Endüstri merkezi geçen süre için- de yapı gereçleri imâl eden Firmaları bir araya getirerek, mamullerinin sergilen- mesini sağlamış, kataloğ ve broşürleri-

1930 yılında Sivas Öğretmen Okuluna resim öğret- meni olarak atanan Turgut Zaim 1939 yılında devlet tiyatrosunda dekoratör olarak görev almış, görevi 1971 yılında

İleri ülkelerde kentlerin yoğun İş yer- lerinde caddeler, sokaklar trafikten arın- dırılır, moturlu vasıtaların bu bölgelere girmesi yasaklanır yayalara emniyetle yü-