• Sonuç bulunamadı

B ü y ük ş e h i r l er n a s ıl t a d il e d i l i r? Dr. İng Martin VVagner

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "B ü y ük ş e h i r l er n a s ıl t a d il e d i l i r? Dr. İng Martin VVagner"

Copied!
4
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

B ü y ü k ş e h i r l e r n a s ı l t a d i l e d i l i r ?

Dr. İng Martin VVagner

( G e ç e n s a y ı d a n m a b a t )

Büyük şehirlerin tadiline dair olup şu veya bu memle-ketlerde tasarlanmış ve münakaşa edilmiş diğer «idsal plânlar» dan burada bahsetmekliğime lüzum yoktur. Çünkü bunlar henüz hayatiyeti olmıyan ve (Corbusier) tarafından yapılmış olan güzellik esasına müstenit plânlar kutbu ile Rus - Amerikan plânları gibi modası geçmiş ekonomik plân-lar kutbu arasında kalır ve kâh birine, kâh diğerine yaklaşır. Fakat demek istemiyorum ki bütün bu plânların büyük şe-hirlerimizi tadil hususunda hiç bir kıymetleri yoktur. Zama-nımızın fikren çok yüksek olan şehir inşacılarmm pek de-ğerli mesaileri karşısında böyle bir hüküm veremem. Ancak iki nokta, iki kutup arasındaki hattı müstakim her zaman tercih edilen hat değildir. Tarihe bakarsak ekseriyetle aksi-nin tercih edildiğini görürüz. Son (40) senelik şehir inşacılığı tarihi bize sarahatle gösterir ki, pek bariz halde tebellür eden kehanetler, tatbik sahasına konmazdan evvel, tahteşşu-urda işlenilmeli ve olgunlaşmalıdır.

Böyle bir kehanette (Ebenezer Howard) bulunmuş ve 1898 senesinde neşrettiği (To - Morrow : Yarın) ismindeki ve sonra da (Garden - Cities of To - Morrow : Yarının bah-çelik şehirleri) ismindeki eserlerinde şehirlerin manası, şehir hayatının manası ve şehir iktisadiyatının manası hakkında acı sualler sormuştur. Nihayet, kendisinin ileri sürdüğü bah-çelik şehirlerin bugünkü büyük şehirlerden üstün bir cazi-beye malik olacaklarını beyan etmekte idi. Bu zat bu

suallerile zamanımızın şehir inşacılarma şöyle bir yol gös-termiştir: Büyük şehri yine büyük şshrin kendi cazibelerile yenmeli ve bunun için de büyük şehrin esas kuvvetleri olan makinelere ve sermayeye yepyeni bir yayılış tarzı temin et-melidir.

IV

Büyük şehirlerin yeniden veya tadilen inşası hakkında mevcut olup gözüme ilişen bütün essr ve tavsiyeler karşısın-da çok defa kendime şu suali sordum: Acaba böyle bir bü-yük şehrin kaça malolacağmı ve bu bübü-yük şehrin yeniden şekillendirilmesi için icap eden sermayenin nasıl tedarik e-dileceğini bu muharrirler hiç düşündüler mi? Bu suali bu-rada kendimize tavsiye edelim. Bir büyük şehir kaça mal olur?

Bu suale cevap vermek için İstanbul. Berlin ve büyük Newyork şehirlerinin kısmen hesapla ve kısmen tahmin ile bulunmuş tesis maliyetlerini karşılaştıralım.

3 büyük şehrin umum tesis masrafları

İstanbul Büyük Berlin Büyük Newyork

1 0 . 0 0 0 . 0 0 0

1.) Nüfus 740.000 4.300.000 2.) Umum tesis masrafları

(Milyon Mark olarak) 1.360[*] 27.500 3.) Nüfus başına isabet

e-den umum tesis

mas-rafları (Mark olarak) 1.840 6.350 4.) Millî gelirden nüfus

ba-şına isabet eden miktar,

(1929 da, Mark olarak) 300 1.800 5.) İstanbula nisbetle emsal 6 6

196.000

19.600

5.000 17

Bu cetvelin (2) numarasında büyük şehirlerin: umum tesis masrafları görünmekte olup Berlin ve Newyork şehirle-rinde bu rakamların pek dehşetli yekûnlara vardığı göze çar-pıyor. Ancak, bu mutlak kıymetlerin bize bir mana ifade e-den hale gelebilmesi için bunları şehir nüfusunun ve şehir-deki vergi mükelleflerinin gelirine, anlaşılabilecek bir suret-te, nisbet etmekliğimiz muvafık olur. 3 ve 4 numaralı rakam-lara bakarak kolayca hesaplıyabiliriz ki meselâ İstanbullu-ların, şehrin bugün bünyesinde mevcut binaların bedelinin ödenebilmesi için, senelik milli gelirlerinin (6) mislini ver-meleri lâzımdır.

Nevyorklular ise senelik millî gelirlerinin (3,9) mislini, Berlinliler (3.5) mislini vereceklerdir. Bu hale göre Berlin şehrinin şehir ahalisi için «en ucuz» şehir olduğu anlaşılıyor. Bu üç şehrin gelirinin birbirlerile mukayesesi de şu neticeyi verir: İstanbulluya nazaran Berlinli takriben 6 misli, Nev-yorklu ise takriben 17 misli daha zengindir. Bu zenginliği bit-tabi sadece rakamların ifadesi itibarile kasdediyoruz. İşte böyle bir mukayeseden anlaşılıyor ki, her şehir ayağını ser-maye ve gelir yorganına göre uzatmakla mükelleftir ve fa-kir bir şehir, şehir inşacılığı bakımından, zengin bir şehrin yapabileceğini yapamaz.

Her üç şehirde yeni sermaye teşekküllerini müsavi olarak senelik gelirin takriben % 10 miktarı nisbetinde farzeder ve yeni inşanın veya tadilen inşanın ne kadar zaman zarfında yapılabileceğini hesaba katarsak, büyük şehirlerin tadilen inşası hususunda, yukarıdaki rakamlar yardımile, gayet mü-him bir başka netice daha çıkarabiliriz. (Kabul ettiğimiz bu % 10 nisbeti bittabi fakirce şehirler için fazla ve zengince şehirler için eksiktir.) Bahsettiğimiz bu yeni neticenin hesabı şöyledir: İ s l r n b u l B e r l i n K e w - Y o r k 1 8 4 0 3 0 e 3 5 0 180 1 9 6 0 0 5 0 0 = e ı s< - 3 5 s< = 3 9 s .

. . . . [*] Tarihî san'at abideleri hariçtir.

Gayet mümkün bulunan bu yenileme veya tadil müd-detlerini görünce, bir çok şehir inşacılarma, ideal plânlarını hazırlarken kolayca içine düştükleri, hayal âlemleri silinive-rece'ktir. 40 sene, 60 sene gibi müddetler, süratli bir hayat ya-şatan bu teknik asrında, o kadar kolay göze alınabilecek ve takip olunabilecek tekâmül mesafeleri değildir. Bunları doğru olarak tahmin edebilmek için bir şehir inşacısmın' fıtrat iti-barile çok hassas uzuvlara malik bulunması icap eder. Büyük hayallerle meydana getirilen bazı büyük ideal plânlar için gerçi bu rakamlar pek cesaret kırıcıdır. Ancak, şehir inşacı-smı daha realist hareket etmeğe sevkottiklerinden ve zama-nımızın şehir inşacılığı işinin üstesinden gelmek istediği tak-dirde şehir inşacısmın hangi noktadan hareket etmesi icap ettiğini açıkça gösterdiklerinden dolayı bu rakamlar iyidir. Bu hareket noktasını nerede arayacağız? Bu suale de yine rakamlarla cevap verelim. Bu yeni rakamlarımızda üç şehrin

(2)

3 büyük şehrin kısmî tesis masrafları

İstan ul Rerlin N e w - Y o r k

1.) Arsa kıymeti (yol inşaat masrafı

da-hil) : 340 2.) İkamet mahalleri-nin kıymeti: 560 3.) İş mahallerinin kıymeti: 480 4.) Âmme hizmetlerine

mahsus iktisadi sa-hada yatırılmış sermayelerin kıy-meti: (Sulama ve ku-rutma, havagazi ve elektrik cere-yanı, posta tesi-satı, mahallî ve harici münakalât, resmi binalar v. s.) 460 5.) Şehrin nüfus

ba-şına isabet eden

u-mum masrafı: 1340 (1.6) 6350 (3.5) 19S00 (3.9) Mark Büyük şehirlerin tesis masraflarının şehir inşacılığmın dört ana sahasına ne suretle inkısam ettiği yukarıdaki cet-velden anlaşılmaktadır. Şehir inşacısımn esas vazifelerinden birisi de, seneler geçtikçe daha ziyade artmış bulunan ve be-her nüfusa isabet itibarile gösterilmiş olan bu kıymetleri, münasip teknik ve organizasyonel tedbirler alarak, bütün et-raf ve şümulile düşünülmüş bir plânlayış ile azaltmaktır. Bu-nun teferruatının nasıl olacağını bu makale içinde izah et-mekliğimize imkân yoktur.

Bununla beraber, şehir inşası masraflarının halk geliri-ne nisbetle pek çok indirilemiyeceğini teknik ve ekonomik malûmatla yetişmiş bir şehir inşacısı bilir. Bunu isbat için aşağıdaki izahatı veriyoruz:

Zamanımızda teknik tekâmülü ve makineli istihsalin in-kişafı sefoebile bir iş yerinin beher işçi basma isabet eden masraf miktarı mütemadiyen yükselmektedir. Düşünelim ki evvelce, şehirlerde ikametgâh ile iş yeri ayni bir çatı altında idi ve iş yerinin ayrıca -bir masrafı hemen de yok idi. İka-met yerleri ile iş yerleri arasında meslek sahiplerinin gidiş geliş münakalâtı âdeta sıfır idi. Şehrin iktisadî sahasında makine ortaya çıkınca bu bakımdan şehrin bünyesi esaslı su-rette değişmiştir. Yeni kurulan atelyeler, fabrikalar ve büro-lar artık ayrıca sermayeler tahsis edilmesine lüzum göster-diler. İşte çalışan beher nüfus başına, bu sermaye tahsisin-den isabet etahsisin-den miktar, işçinin işleteceği makineler pahalı-laştıkça, çoğaldı.

İş yerlerinin mütemadiyen artan bu masraflarına mu-kabil, mevzu sermayeden istifade derecesi gittikçe düşüyor-du. Büyük şehirlerin tekâmül devresi olan bir asır içinde, makineler başında geçirilen mesai müddeti günde 12 ve 14 saatten bugün günde (7 ve 8) saate inmiştir. Bu tarzda bir gidiş ise modern makine devrimizin ekonomik kanunlarına aykırıdır. Makine ve sermaye durmadan çalışmak ister. Mü-nakalât makineleri, havagazi ve elektrik cereyanı fabrikaları, maden fabrikaları, çelik fabrikaları ve saire gibi pek büyük olan şehir makineleri bu sebeple zaruri olarak iş yerlerinde 2, 3, 4 ekip ile çalışmağa başladılar. İş yerlerinin böyle mü-teaddit ekip ile çalıştırılması yüzünden de işte çalışan beher

nüfus başına isabet eden tesis sermayesi miktarı derhal düşer.

İş yerlerinin böyle müteaddit ekipler ile çalıştırılması büyük bir ekonomik netice doğurmuştur ki o da bugün bü-yük şehirlerdeki nakil vasıtalarında boş kalan yerlerin mik-tarının asgari bir dereceye inmiş olmasıdır. Gündelik işe gidiş gelişlerin miktarını günde (3) ekip üzerine taksim e-dersek bu takdirde şehir daha az bir münakale sahasına ve daha az münakale vasıtalarına ihtiyaç gösterir. Şehrin bü-yük makinelerinde bugün bütün mühendislerin şikâyet et-tikleri ve mücadele etet-tikleri gayri iktisadî azami tahmiller yani iş kesretinin muayyen saatlerde tekasüfü iki ve üç ekipli işletme usulü taammüm ederse mühim surette ehvenleş-tirilebilir.

Bugün büyük şehirlerin hayatında ve iktisadiyatında rrörülen gayri iktisadi azami tahmillerin ns kadar çok oldu-ğunu, ihtisası olmıyanlar ve hattâ pek çok şehir inşacıları, nadiren idrâk ederler. Bunu daha iyi anlatmak üzere şu kadar ilâve edelim ki, meselâ büyük şe-hir münakale vasıtalarında boş kalan yerler takriben % 70 nisbetine baliğ oluyor. Yani, oturacak ve ayakta duracak yer-ler dahil olmak üzere beher 100 yerden günde ancak (30) tanesi satılabiliyor ve 70 yer şehrin münakale vasıtalarında boş geziyor. Havagazi ve elektrik cereyanı fabrikalarında ise, fabrikanın istifade edilen kabiliyeti ekseriyetle ancak % 20 derecesinde kalıyor.

Büyük şehrin diğer bütün müesseselerinde de ayni hali görüyoruz. Tek ekipli 7 saatlik mesai tarzı yüzünden halkın alış verişe, ziyaretlere, eğlenmelere gitmesi ve saire günün <ıncak bir kaç saati üzerinde tekâsüf ediyor. Bilhassa kadın-lar da günlük işt'e çalıştıkça bu hal daha büyük bir tekâsüf gösteriyor. Âdeta denilebilir ki mağazalardaki memurlar ma-aşlarım satış yapmak için değil de müşteri beklemek için alıyorlar. Meselâ sinemalar bir günde verebilecekleri yerlerin ancak % 30 miktarını satabilirlerse memnun bile oluyorlar. Büyük şehir hayatının hangi sahasına bakarsak baka-lım; daima ayni manzara ile karşılaşırız. Makineler ve ser-mayeden icap eden istifade temin olunamıyor ve bu yüzden, büyük şehir hayatının yükü hafifletilecek yerde daha fazla tahmil ediliyor.

VI

Burada sadece bir kroki halinde temas ettiğimiz büyük şehir enerjilerinin bu tarzda tahmili sebebile modern şehir inşası için gayet ehemmiyetli neticeler doğmaktadır. Bu izahatımızdan anlaşılmıştır ki, şehir inşa meselesi, bir hayat ve iktisat inşası meselesidir ve eğer hayatın ve iktisadiyatın heyeti umumiyesi, yani totalitesi zaviyesinden görülürse pek büyük semereler verebilir.

Yine bu izahatımızdan anlaşılmıştır ki, bugünkü büyük şehirler pek çok isabetsiz sermayeler yatırmışlardır ve müs-takbel şehir inşacılığında bu hale kat'iyyen meydan ver-rnemekliğimiz icap eder. Aksi takdirde şehir sakinlerini sun'ı surette fakir bir hale getirmiş oluruz. Arsa fiatları, yol inşa-at masrafları, iş yerleri masrafları vte âmme hizmetlerine mahsus iktisat sahası, eğer makine ve sermaye devri içinde bulunduğumuzu iyice kavrar, organize eder ve şekillendirir isek. miktar tahdidatı ile yarı yarıya azaltılabilir. Bu raflar, yukarıdaki cetvele nazaran, umum şehir tesis mas-raflarının % 75 miktarına baliğ oluyor, ehemmiyeti barizdir. Şehir inşacılığında teknik, organizasyonel ve ekonomik de-ğişim yalnız ikametgâh yerleri masraflarına temas edemez. Çünkü insanın içinde oturduğu yuvaya iki veya üç ekip ile tasarruf etmek mümkün değildir. Bilâkis, modern şehir (1,1) 1100 (0,6) 4200 (0,8) Mark

(1,9) 1600 (0,9) 4600 (0,9) Mark (1.6) 2200 (1,2) 8000 (1.6) Mark

(3)

inşacılığmın gayesi ikametgâh yerlerinin ve ikamet ihtiyacı-nın daraltılması değil, çoğaltılması olmalıdır. Ancak, ferdin kendi yuvasmdaki hayat sahasının genişletilebilmesi için de işte büyük şehrin diğer sahalarındaki tesis masraflarını e-hemmiyetli surette indirmekliğimiz ve bu suretle sermaye ve iradı büyük şehir efradının asgari yaşayış seviyesinin yükseltilmesi işine tahsis etmekliğimiz lâzımdır. Böylelikle ikametgâhta reform yapmak, şehir inşacılığında reform yapmak demek oluyor.

Şehir inşacılığında yapılmasını yukarıda söylediğimiz değişim dolayısile şehir efradının iradının çoğaltılması müm-kün olacağı, hattâ sadece mümmüm-kün değil, zaruri bir netice olacağı daha iyi anlaşılmak üzere şu noktayı da ilâve edelim ki; şehrin boşa giden ve istifade edilemiyen sermaye yatı-rımları şehrin çalışan halkı tarafından verilmiş paralardır ve şehirlinin iradından, yani eşya fiatlarmın yüksekliği, ver-gilerin yüksekliği, harçların ve saireııin yüksekliği şeklinde ödenmektedir. Eğer büyük şehrin iktisadi bünyesini hayat ve iktisadiyatın bir yekûnu, bir totalitesi halinde kavramış olsaydık bu hakikati çok daha evvel anlamış bulunurduk. Kanun yapanlar, anonim şirketlerini senelik bütün servet vs iktisat vaziyetlerini bir bilanço halinde göstermeğe mecbur tutmuşlardır. Şehirlerin iktisat totalitesi için ise maalesef henüz böyle bilânçolar yoktur. Bu sebeple, kârlarının ve zararlarının ııe biçimde olduğunu da henüz bilemiyoruz. S'adece, şehirlerin işletme iktisadmdaki yaraları ve çürükleri yavaş yavaş farketmeğe başlıyoruz.

Bu satırların muharriri Berlin şehri için ilk defa böyle bir biîânço ile kâr ve zarar hesabı tecrübesi yapmış ve neş-rennişti. O bilançonun aktif kıymetlerinin bir kısmını yü-kün da gösterdik. Elde kâfi istatistik malûmatı olmadığından, bitta¥ yüzde yüz derecede doğru olduğu iddia olunamaz. Okuyucularımıza Berlin şehrinin kâr ve zarar hesabına dair bir ilk krokiyi gösteriyoruz. Bunun yanma ilâve edilmiş olan rakamlar ise, modern makine ve sermaye iktisadiyatı esas-larına göre yeni bir (Köylük şehir : Stadt - Land - Stadt» kurulduğu farzedilince elde edilecek kıymetleri anlatmak-tadır.

Bir kâr ve zarar hesabının şeması A.— Z a r a r l a r :

1.) Emtia ithalâtı 2.) Ücretler ve maaşlar 3.) Vergi, faiz, harç ve rant

ih-racatı

4.) Safi kâr (teşekkül eden ye-ni sermaye)

Yekûn: B.— K â r l a r :

1.) Emtia istihsalâtı

2.) Vergi, faiz, harç ve rant it-halâtı

3.) Saf zarar (imha olunmuş sermaye)

Yekûn:

E ş d e çalkan beher nüfusa göre Berlin Yeni k ö y l ü k ş e h i r 1.100 Mark 500 Mark 2.500 » 5.500 » 1.000 » 700 » — 600 » 4.600 Mark 3.700 Mark 6 0 0 » 300 6.800 Mark 6.500 Mark 300 » 4.600 Mark 6.800 Mark Okuyucularımız bu cetvelin tetkikinden anlıyacaklardır ki bir şehrin gelirinin yükselmesi, şehir inşacılığı bakımın-dan yapılacak bir reorganizasyonun gayet tabii bir neticesi-dir ve böyle bir reorganizasyondan sonra şehir artık zararla işliyen millî bir müessese olmaktan çıkar. Büyük şehirdeki

iktisadî ahvali dikkatle tetkik eden bir kimse, bugünkü bü-yük şehirlerin hepsinin hakikaten zararla işliyen bübü-yük mü-esseselerden başka bir şey olmadıklarında şüphe edemez. Büyük şehirlerin, bir kaç istisnadan sarfı nazar edilebilirse, hiç biri kendi sermaye yatırımlarını bizzat finanse edebile-cek kadar sermaye vücude getiremedikleri muhakkaktır. Es-ki çağın ve orta çağın büyük şehirleri gibi zamanımızın bü-yük şehirleri de şimdiye kadar, kendilerinin vücude getir-dikleri sermayelerle değil, memleketin içerilek yerlerinde ve kasabalarda teşekkül eden sermayelerle yaşamışlardır; on-lardan, siyasî ve iktisadî nüfuzlarına istinaden, bin türlü suretlerle sermayeyi çekmişlerdir. Bu ise memleket içini bü-yük bir zarara sokmuştur ve maraz bugün umumi bir hal almıştır.

VII

Büyük şehirlerin ekonomi politikası bakımından haiz oldukları esasları böylece gözden geçirdikten sonra, artık ya-zımızın başındaki mevzuunıuza dönebiliriz ve büyük şehir-lerin nasıl tadil edilebileceği sualine biraz daha sarih bir ce-vap verebiliriz.

Bu suale cevap verirken, tamamen revolusyoner bir ifade mahiyetinde olan şu cümleyi telâffuz etmekten hiç te çekin-miyeceğiz: «Eskisi ölmedikçe yeni hayat kurulamaz!» Haki-katen de böyledir. Yeni şekiller ancak eskilerin, daha iyi işe yaramak üzere girişilen mücadele içinde, imha edilmesile vücut bulabilirler. Bugünkü büyük şehirleri tadil etmek için onları, en yüksek ekonomi, en yükselt sivilizasyon ve en yük-sek kültür ihtiva eden tamamen yeni şehirlerin rekabet edici inşaatı ile içeriden kemirmekten başka tadil usulü yoktur. Bir kere olsun eline kalemi alıp ta büyük şehirlerin tadili mevzuu üzerinde hesap yapmış ve düşünmüş olan herhangi bir şehir inşacısı mutlaka şu elim neticeye varmaktan kur-tulamaz: Büyük şehre yatırılmış sermayeleri muhafaza et-mek sur'etile yapılacak böyle bir tadil ameliyesi, kırlık ve köylük muhit ile merbut yepyeni şehirler inşa etmeğe na-zaran, 2-3 misli daha pahalıya malolacak ve dolayısile de 2-3 misli daha verimsiz bir işten ibaret bulunacaktır.

Bugüne kadar yapılmış olan büyük şehir ıslah ameli-yelerinin, gösterilen bütün itinalar, ihtiyatlar ve tevazua rağmen, daima ayni neticeye vardığı meydandadır. Yani bu hususta icap eden sermayenin en az yarısı âmme paraların-dan sarfedilmek suretile temin olunmuş ve hiç bir verim elde edilmemiştir. Herhalde şehir inşacılığma dair cihan ede-biyatında hiç bir defa görülmemiştir ki, bir büyük şehir ıslah ameliyesi, bütün hesaplar doğru yapılmış olmak şar-tile, kârla kapanmış olsun ve yahut ta âmme sermayesi ka-rışmadan sadece hususî sermayelerle icra edilebilmiş bulun-sun. Zaten bu hal gayet tabiidir de!. Tabiatte bir başkası-nın zararına olmıyan hiç bir büyüme, hiç bir yenilenme yoktur. Bu sebeple, büyük şehirlerin de artık inanmaları lâ-zımdır ki, bugünkü şekillerile ölmek ve yeni bir hayata yel-vermek mecburiyetindedirler.

(4)

Zamanımızın büyük şehirlerinde bu ölüş ve doğuş hâdi-sesi önüne geçilemez bir seyir takip etmekte ve bizim onlarca senelerdenberi müdafaa ettiğimiz tez gittikçe daha ziyade rtevaç bulmaktadır. Bu tez şudur: İktisadi havali plânlayışı ve mahal plânlayışı yapılmadan iktisadi şehir inşa edilemez. Bugün henüz kendine güvenemez bir halde yeni hedeflere doğru yürümeğe başlıyan havali plânlama ve memleket plânlama işleri daireleri gittikçe daha büyük bir ehemmiyet iktisap edeceklerdir. Şehirle köy arasında irtibat temin edici

vazifelerini bugün anlamışlardır. Bundan sonra da büyük şehirlere yeni iktisadî nizam ve tertip verecek mahallere mü-tedair fonksiyonları temine çalışacaklardır. Ancak ondan sonradır ki (Corbusier) ayarındaki artistler şekil hakkındaki tahlillerini hakikat sahasına çıkarmak hakkına malik olabi-lirler. Büyük şehirlerin tadiline başlıyabilmek için büyük şehrin hayat ve iktisat bünyesinin daha kat'î bir şekil ala-cak derecede sarahat peyda etmiş olması şarttır. Bu oluncıya kadar ise söz organizatörlerindir.

G a l a t a y o l c u s a l o n u p r o j e m ü s a b a k a s ı

( G e ç e n s a y ı d a n m a b a t ) B i r i n c i ve i k i n c i l e r i n i g e ç e n s a y ı m ı z d a n e ş r e t t i ğ i -miz y o l c u s a l o n u m ü s a b a k a s ı p r o j e l e r i n d e n d e r e c e almayan b i r k a ç e n t e r e s a n p r o j e y i de bu s a y ı m ı z d a n e ş r e d i y o r u z :

Oya rumuzlu proje maketi. Mimar Mahmud Bilen

Oya r u m u z l u projeye ait izah notu

Galata yolcu salonunu Türkiyenin mühim bir kapısı ola-rak gördüm. Bundan dolayı, yolcuları çok muazzam ve hey-betli bir açıklıktan geçerek içeri soktum. Bu açıklığın orta-sına giren yolcular aynı zamanda kırmızı Neon lâmbasın-dan yapılmış bir Türkiye haritasının içinden geçeceklerdir. Mühim limanlarımız haritada göze çarpacaktır. Gerek rıh-tımdaki ve gerekse açıkdaki vapurlardan bu harita görüne-cek ve zihinlere yerleşegörüne-cektir. Ayrıca mühim olarak gece

gö-rünüşü de zikredilebilir. Gerek limana giren vapurlar ve ge-rekse şehrin büyük bir kısmı; etrafındaki ufak ufak ışık-lı binalar yanında birdenbire göze çarpan bu ziyadar mus-tatili göreceklerdir:

Referanslar

Benzer Belgeler

If we agree that Becker’s view about how history works and what historical facts actually are makes more sense in the horizon of experience (because we are

zmir l Müdürlü ümüzce 12 Ocak 2009 tarihinde Ortopedik Özürlüler Derne inde zmir Büyük ehir Belediyesi Yerel Gündem 21 toplulu una, Kurumuzun hizmetleri, özürlülere

MATRA programlar kapsam ndaki “ KUR’un Kurumsal Yap n Güçlendirilmesi, Özürlüler için Geli mi Bir stihdam Stratejisi ve Mesleki Rehabilitasyon Projesi” nin faaliyet

Bir iş sahibinin arzusu üzerine mimar tarafından hazırlanan proje mevkii tatbike konulmaz ise, o binanın inşası için miktarı tesbit edilen malzemenin ve bütün binanın

Adreslerini değiştiren aboneler

Aşıklar, mertek- ler, kiremit altı tahtalarının değiştirilmesi ve bu- na zamimeten çatı bağlamalarının demir aksam ile raptı iktiza ederdi.. 9 — Pencere çerçeveleri

Bal i Işın, Affan Galip Kırımlı, Atıf Ceylân Bedi Sargın, Reha Ortaçlı, Muzaffer Seven, Ve- dat Erer, Ekrem Yene!, Cevdet Beşe, Fethi Tulgar, Feyyaz Baysal, Münir Arısan,

lanılan bordür taşları andezit olduğuna ve günüm üze kadar hizm et verebilip, özelliklerinden birşey kaybetm ediğine göre, andezit bordürleri öm rünün yapay