• Sonuç bulunamadı

1 8 75 - 1947 M İ M AR A L Â E T T İN Ö Z A K T AŞ İ Ç İN

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "1 8 75 - 1947 M İ M AR A L Â E T T İN Ö Z A K T AŞ İ Ç İN"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

1 8 7 5 - 1 9 4 7

M İ M A R A L Â E T T İ N Ö Z A K T A Ş İ Ç İ N

Y a z a n ; Y . M i m a r A s ı m K Ö M Ü R C Ü O Ğ L U

Ölümün her yıl aramızdan aldığı olgun insan-lardan biri de geçenlerde acı haberini derin teessür-le aldığımız büyük Türk Mimarı Alâettin'dir. Ne hazin bir hayat kanunudur ki ecel daima kurbanla-rın. ,:arranın, tecrübenin, tahsilin kemale erdirdi-ği, merrleket ve cemiyet için en faydalı olacak kimseler arasında seçiyor, tıpkı yeşeren sararan başaklar gibi. Lâkin onlar devrelerinin asıl faydalı kısmını bu koparılmadan sonra tamamlıyorlar. İn-sanlar ise öyle mi?.

Böylece medeniyet daima başladığı noktadan ancak pek zorlukla birkaç adım ileriye gidebiliyor. Yerine gelen gençler olgunlaşıncaya kadar yine mu-ayyen seneleri, tecrübeleri, bilgileri elde etmeğe çalı-şıyor, Ölüm yine siyah pençeleriyle onu en verimli

çağında almak üzere karşısında gizli gizli beklemek-tedir.

Bugün yalnız Mimar Alâettini değil, onun mane-viyatında bir yarım asırlık sanat hayatının tecrübesi-ni de kaybetmiş bulunuyoruz. 1890 senesinde kurulan «Sanayii Nefise Mektebi Âlisinin» 1895 yılı mezunu idi. Her bakımdan memleketi istilâ eden yabancı mimar ve taslakları arasında bilhassa Alâettinin

(2)

mahsulleri-dir. Türk sanatkârlarının rağbetten düştüğü bu acı devirlerde manevî sukutumuzu hissederek ortaya atılan Vedat, Kemalettin, Feyzi, Nizamettin gibi bir avuç Türk sanatkârı arasında o da vardı. ( 1 )

Harplerin yalnız topla tüfekle yapılmadığı, ar-tık bütün dünyaca malûm bir hakikattir. Top, tü-fek, hattâ atom, binlerce ev, bir şehir yıkabilir; o millet yine yaşamakta devam edecektir. Fakat için-den, maneviyatından, ruhundan uzaklaşan, bozulan milletler artık tamamen yok olmuş demektir; Bir da-ha kalkamazlar. Bugün iftida-harla göğsümüzü kabarta-rak seyrettiğimiz Türk mimarisi, o tarihlerde bin bir güçlükle, çorak bir tarlaya atılan tohumların yeşerip dal, budak salan mahsulüdür. Gölgesinde millî ru-humuzu zevkten, gurura kadar götüren bu eserlerin hepsinde bu mefkûrenin tahakkuku için feragatle çalışanların ateşli çalışma ve hazin hatırası vardır. Bu mücadele zannedildiği kadar kolay olmamıştır. Aziz kardeşim senin v e arkadaşlarının bayraktarlı-ğında yürüdüğünüz bu uzun ve yorucu sanat yolu, nurlu ellerinle tutuşturduğun meşale ile her gün bir-az daha aydınlandı; şimdi bir şehıayindir, fakat sen yoksun.

O ayni zamanda ilk Türk inşaat müteahhidi idi; ilk yazıhane sahibi olmuş, bu sırada bilhassa Bebek, Bostancı, Bakırköy, Kartaltepe camileri inşa-atlarını yapmış ve Sofyadaki Türk camiini de tamir etmiştir. Vakıflar Fen Heyetinde memur olarak bu-lunduğu sıralarda da bir çok değerli eserleri tamir ve restore etmiştir. İşinde çalışkanlık, atılganlık o-nun olgun ruhunu en çok besliyen bir hazine olmak hasebiyle en fazla peşinde koştuğu bir heyecan fey-zi idi. Ankaranın kuruluşu sıralarında vatanın

kur( 1 ) O t a r i h l e r d e m i m a r l ı k m e s l e ğ i n e y a l n ı z g a y r i m ü s l i m l e r g i r e r l e r d i . N i t e k i m 890 y ı l ı n d a 2, 893 d e 4, 894 d e 4 g a y -r i m ü s l i m m e z u n v e -r e n S a n a y i i N e f i s e M e k t e b i  l i s i n i n 895 d e i l k T ü r k m e z u n u A l â e t t i n d i r .

tuluşunu temsil eden hükümete candan bağlanmış, Ankarapalas, Belviipalas, Birinci Vakıf Hanı, bir çok sivil ve resmî yapılar bu inkilâp sevincinin mad-de halinmad-de meydana çıkan ifamad-desi olmuştur. Bütün hayatında eski Türk mimarisinin ihyasına çalışmış eslâfının ekolüne sadık kalmıştır. Son nefesini mi-marlık tarihimizin müstesna bir incisi sayılan Geb-zedeki Çobana Mustafa Paşa camii tamiri işini tamamladıktan yanrn saat sonra sükûn ve huzur içinde vermiştir.

Ölümiyle Türk mimarisi kıymetli bir müdafii-ni, Türk gençliği olgun bir rehberimüdafii-ni, insanlık en samimî bir dostunu, tarih ,de bir hazinesini kaybet-miş oluyor. Aziz kardeşim Alâettin, sen ölmedin kalbimizdesin, bütün bir milletin kalbindesin.

Y. Mimar Asım Kömürcüoğlu M i m a r A. Ö z a k t a ş ' ı n k ı s a b i y o ğ r a f i s i : 1875 s e n e s i n d e İ s t a n b u l d a d o ğ d u . « S a n a y i i N e f i s e » M e k -t e b i  l i s i n i 1895 d e b i -t i r e r e k m i m a r o l d u . V a k ı f l a r U m u m M ü d ü r l ü ğ ü i n ş a a t d a i r e s i n d e i ş e b a ş l a m ı ş , s ı r a s i l e m e z k û r d a i r e n i n m ü d ü r m u a v i n l i ğ i n d e v e b a ş m i m a r l ı ğ ı n d a b u l u n -m u ş t u r . S o n r a d a s e r b e s t -m e s l e k h a y a t ı n ı t e r c i h e d e r e k u z u n s e n e l e r m i m a r l ı k v e i n ş a a t m ü t e a h h i t l i ğ i y a m ı ş t ı r . M e s -l e k î h a y a t ı n ı n e n s e m e r e -l i y ı -l -l a r ı b u z a m a n a t e s a d ü f e d e r . Y a p t ı ğ ı b e l l i b a ş l ı p r o j e v e b i n a l a r : K a n d i l l i r a s a t h a n e s i , B e y o ğ l u n d a m ü t e a d d i t a p a r t m a n l a r , G ö z t e p e o k u l u , E d i r n e T a r ı m o k u l u d u r . M ü t e a h h i t l i k f a a l i y e t i d a h a g e n i ş o l u p o r t a ğ ı « N u r c a n » i l e b ü y ü k b i n a t a a h h ü t l e r i y a p m ı ş t ı r . B u n l a r d a n m ü h i m o l a n l a r ı , 3 c ü V a k ı f H a n , S i i r p A g o p a p a r t m a n ı , K a r t a l t e p e c a m i i , b ü y ü k S i r k e c i a n t r e p o l a r ı , B a y a z ı t t a e l e k t r i k i d a r e b i n a s ı , A k s a r a y t r a m v a y g a r a j ı d ı r . A . O z a k t a ş s o n o n y ı l z a r f ı n d a V a k ı f l a r U m u m M ü d ü r -l ü ğ ü n d e m ü t e h a s s ı s m i m a r o -l a r a k ç a -l ı ş m ı ş t ı r . ( B a ş ı 229 n c i s a y f a d a )

inja edilse bile, bu sebeple bir monotonluk doğma-ması için konstrüktiv ve plâstik unsurlar bakımın-dan kâfi derecede «hususiyetler» temin edilebilecek-tir. Şehrin inşaatında bu şekildeki benzerlikten do-ğabilecek olan monotonluktan değil, yanyana du-rurken birbirine hiç benzememezlikten doğacak olan

«tenevvüden» korkmalıdır.

D — S o k a k s i l û e t i :

Sokak boyunca sokak kenarında yer alan bi-na, yeşillik v.s nin hep beraber teşkil edecekleri si lûetin de sokak inşasında gözönünde tutulması ge-reklidir. Bu hususta şimdiye kadar bina

yükseklik-lerini, binaların kat taksimatlarını, çatı şekillerini v.s. sabit tutan nizamnameler ihdas etmek suretile çalı şildi. Fakat çok kere bizi monotonluğa götürebilen bu şekildeki çalışmalar yanında canlı ve nüanslı so-kak silûetleri teşkili hususunda da çalışmalıdır.

Referanslar

Benzer Belgeler

Bir sanat dostu çıkıp ta, -ba- sın aracılığıyla- ölümünden sonra, bu çok yönlülüğüyle ünlü kadını anma ve tanıt- ma görevini yapamadı.. Öyle tahmin edi- yorum

Almanya'da yine Amerikan - Alman işbirliğiyle yapılan bir çok maden işçi- leri, mahallelerinde başarılı tatbikat ya- pan Mimar Wagner, Bursa, Erdemli, İzmirde yapılacak

Ülkemizde otizmli bir bireyin kaynaştırma öğrencisi olarak bir sınıfta yer alması aileler için büyük bir sorun olarak nitelendirilmektedir.. Otizm hakkında doğru

2 Haziran 2008 tarihinde sizlik Sigortas kapsam nda, 20 i siz için Ayval k Halk E itim Müdürlü ü i birli inde bayanlara yönelik “Gümü Has r Tak Örücülü ü” mesle inde

MATRA programlar kapsam ndaki “ KUR’un Kurumsal Yap n Güçlendirilmesi, Özürlüler için Geli mi Bir stihdam Stratejisi ve Mesleki Rehabilitasyon Projesi” nin faaliyet

Iş.k ve tabiatın evi tamam- lamasına misal.. BrUnn'da bîr

Meşrutiyeti müteakip Evkaf nezareti inşa- at ve tamirat müdiriyet ve ser mimarlığına tayin olunan mimar Kemalettin, 1 nisan 335' tarihine kadar d e v a m eden memuriyeti

İtiraf edelim ki proje tanziminde bir takım sebepler t a h t ı n d a Avrupanmkine naza- ran daha iptidaî olan malzememizin ve işçiliği- mizin tesirinde kalıp onu bir az