• Sonuç bulunamadı

Paranın Rengi. Tufan Cömert. Direktör - Araştırma ve Yatırım Danışmanlığı. Aşk Acıtır

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "Paranın Rengi. Tufan Cömert. Direktör - Araştırma ve Yatırım Danışmanlığı. Aşk Acıtır"

Copied!
5
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

“Aşk Acıtır”

“Bazen iki insanın birbirine ne kadar ihtiyaç duyduğunu anlamaları için yollarının ayrılması gerekir” der son dönem yazarlarından Colleen Hoover... Ayrılıklar zordur, acıdır, insanın canını yakar, ama bir yerde de düşünme, ders çıkarma, yaşamın geri kalanında belki de “daha iyi biri” olma fırsatı verir insana...

Yazmaya ara verdiğim süre zarfında öyle dramatik şeyler yaşamadım, kabul… Ama işte bazen birkaç adım geriye çekilip olan biteni izlemek, neyin nasıl olduğunu görmek gerekiyor. Fakat o kadar çok “neden artık yazmıyorsun” sorusu geldi ki, bir yerden sonra bu sorulara verecek mantıklı yanıtım kalmadı. Böyle olunca da “Paranın Rengi” ile, “Pusula” tadında, ama “haftalık” olarak bu ayrılığa bir son vermek gerek diye düşündüm. Okuduğunuz bu not, tanım itibarı ile bir “piyasada neler oluyor, ne alalım, ne satalım” notu. Buraya geleceğiz elbette, ama bu kadar ayrılıklardan ve birleşmelerden bahsetmişken Marina ve Ulay’sız olmaz…

Performans sanatçısı Marina Abramovic 1975 yılında, bir başka performans sanatçısı olan Frank Uwe Laysiepen (kısaca Ulay) ile tanışır. Sanat anlayışları birebir örtüşen çiftin birbirlerine âşık olmaları da kaçınılmazdır. Birlikte oldukları yıllar boyunca birçok farklı işe imza atan ikilinin hayali Çin Seddi’nde bir performans sergilemektir. Yıllarca Çin Hükümeti’nden izin almak için uğraşırlar, nihayet Nisan 1988’de Çin Seddi’nin iki ucunda yerlerini alır, yaklaşık 6 bin km sürecek ve ortada buluşacakları yürüyüşlerine başlarlar.

3 ay sonra buluştuklarında Ulay bir başkasından çocuğu olacağını söyler! Büyük aşk orada biter. Son kez birbirlerine sarılırlar, sonra arkalarına bakmadan giderler. Bir daha konuşmazlar…

Aradan dile kolay, 22 yıl geçer… 2010’da Marina, New York’ta “The Artist Is Present” isimli bir performans sergilemektedir: Marina bir sandalyede oturur, karşısına her birkaç dakikada bir sırayla insanlar oturur, sadece göz

Araştırma Strateji

Paranın Rengi

Tufan Cömert

Direktör - Araştırma ve Yatırım Danışmanlığı

(2)

temasına izin vardır. Marina bu performansta 736 saat boyunca bir sandalyede kıpırdamadan ve tek kelime etmeden 1675 kişiyle göz teması kurar. Bir gün karşısına gelip oturan ise Ulay olur (burada okumaya ara verip bu videoyu izlemeniz şart!).

Marina şaşkındır, önce gülümser, sonra dayanamaz, gözlerinden yaşlar akmaya başlar. Ulay’ın da gözleri dolmuştur, başını sallar, o kısacık süre içinde sadece bakışarak o kadar çok şey anlatırlar ki birbirlerine. Çünkü aşk kaybolan bir şey değildir, aradan zaman da geçse, aradan insanlar da geçse, aşk hep oradadır... Marina temas etmeme kuralını bir yana bırakıp masanın üzerinden uzanır, Ulay’ın elini tutar. Ulay Marina’nın ellerini avuçlarının içine alır, ileriye uzanır, kimsenin duyamadığı bir şeyler söyler, sonra kalkar gider.

İkili yine görüşmektedir, ama ilişkileri oldukça sarsıntılıdır. Ulay, eski işlerinin telif hakkı nedeniyle Marina’yı mahkemeye verir hatta. 2017’de bir araya gelen çift barıştıklarını, artık aralarında bir anlaşmazlık olmadığını söyler. En son 30 Kasım 2019’da konuşur Marina ile Ulay; 30 Kasım ikisinin de doğduğu gündür. Ancak Ulay kanserdir, 2 Mart 2020’de yaşama veda eder. Aralık 2020’de Marina bir röportajda der ki “Ulay çok dürüst, çok karmaşık, harika bir adamdı.

Onu anlamak bir ömür sürerdi, hatta belki birden fazla ömür gerekirdi. Onu anlamak için elimden geleni yaptım”.

Gelelim bizim finansal piyasalardaki ayrılık hikâyemize ve piyasalarımızı anlamak için kaç ömür gerektiği konusuna...

Burada aşk yok maalesef, daha doğrusu varsa da Türk mali piyasalarının dünyada olup bitene uzaktan baktığı platonik bir aşktan bahsedebiliriz en fazla. Dünya piyasaları 2021’in 2. yarısına hızlı başladılar, arada düzeltmeler yaparak da olsa iyimser seyre devam ediyorlar. Peki, neden biz buna ayak uyduramıyoruz, ileride bizi neler bekliyor?

Bu hafta piyasaların gözü kulağı merkez bankalarında olacak. FED, BoJ, SNB, BoE, Brezilya, Güney Afrika ve TCMB faiz kararlarını açıklayacak. İlk 4 merkez bankasının ne faizde, ne de iletişimde önemli bir değişikliğe gitmesi bekleniyor. Keza Güney Afrika için de bir değişiklik beklentisi yok. Brezilya’da ise faizin yükseltilmesi bekleniyor. Özellikle Fed toplantısı sonrasında piyasalar “Fed ne dedi, ne demek istedi, Powell’ın faiz derken gözü mü seğirtti” diye uzun uzun tartışacaklar, ama işin özü dünyada olup bitenler nedeniyle piyasaların çok da değişmeyeceği. Bunu bir kenara koyalım, zira hala her analizimizde ana varsayımımız bu.

Dünyamızı değiştirecek olan şey, TCMB’nin faiz kararı olabilir! Oldukça uzun bir süredir TCMB’den yapılan yönlendirme, politika faizinin (%19), enflasyonun (şu anda %19,25) üzerinde belirleneceği idi. Ancak burada bir açıklama gerekiyor:

TCMB hiçbir zaman faizin “hangi enflasyon” oranının üzerinde olacağını söylemedi. Örneğin, TCMB’nin kendi enflasyon raporundaki yılsonu tahmini %14,2, Orta Vadeli Program’da %16,2, piyasa katılımcıları anketinde %16,7. Böyle bakarsak hala ciddi bir reel faiz veriyoruz da diyebiliriz.

Neyse ki önceki haftalarda TCMB buna bir miktar açıklık getirdi, ama sonrasında işler karıştı. TCMB, pandemi nedeniyle bir çok yerde dengelerin ve fiyatlama davranışlarının değişmesi sonrasında, para politikası açısından çekirdek enflasyona odaklanacağının sinyalini verdi. Yandaki grafikte göreceğiniz üzere, çekirdek enflasyon birkaç aydır sakin, hatta geriliyor, ama nereden nereye geldiğimizi gözden kaçırmayalım. Eğer TCMB bu son aylardaki gerilemeyi göz önünde bulundurarak faizleri indirmeye başlar ise piyasayı çekirdek enflasyonda, bizim henüz gözlemlemediğimiz, ciddi bir düşüş olacağına ikna etmesi gerekecek.

Varsayalım ki TCMB bu beklentisine istinaden bu hafta faizde indirim yaptı. Piyasalarda göreceğimiz tepkiler birbirinden farklı olacaktır. Örneğin TL’de değer kaybı, kısa vadeli tahvil faizinde düşüş, uzun vadelilerde yükseliş, hisse piyasasında ise sektör bazında ayrışma göreceğiz. TL’de göreceğimiz hareket indirim miktarına göre değişecektir, ancak nihayetinde TCMB 25 baz puan indirse bile piyasa bunu büyük olasılıkla “piyasa tepkisini ölçmek için az indirdi, daha büyük indirim geliyor” diye yorumlayacak. Piyasa 100 baz puanlık indirimi de “daha ilk fırsatta 100 indirdiyse, devamı da böyle olur” diye yorumlayacak ama büyük olasılıkla. Özetle, bu enflasyon görünümü ile TCMB’nin faiz indirimine gitmesi döviz piyasasının çok seveceği bir hareket olmayacak.

(3)

O zaman tersinden bakalım: Faiz sabit kalırsa TL değer mi kazanacak? Maalesef görünüm bunun aksi yönünde. Belki ilk tepki bu yönde olacak, ama sonrasında yine faiz indiriminin boyutunu tartışmaya başlayacağız ve TL en iyi senaryoda aynı seviyelerde dalgalanmasına devam edecek.

Ama öyle felaket senaryoları çizecek bir durum da yok; içerideki yabancı yatırımcı son derece sınırlı, yerli yatırımcı uzun süredir olduğu gibi dövizde alım tarafında, üstelik genel olarak hem kurumsal hem de bireysel yatırımcılar son yıllardaki oynaklık nedeniyle genel olarak kur riski konusunda temkinliler.

Bu durumda TCMB faiz mi artırsın peki? Tersine, şu an enflasyonun nereden kaynaklandığına bakarak faiz artırımının hiç bir faydası olmaz derim. Bizim ve aslında dünyanın büyük bölümünün şu anda yaşadığı enflasyon, emtia ve yeniden açılmanın getirdiği baz etkisi kaynaklı maliyet enflasyonu. Faizlerle oynayarak gıda fiyatlarını doğrudan etkileyemezsiniz.

Öte yandan şu anda güçlü bir faiz indirimi yaparsanız bu kez tüketim canlanır, maliyet enflasyonuna ek olarak talep enflasyonu da yaratabilirsiniz. Anladığınız üzere maalesef faiz-TL dengesinin belli bir formülü yok, her faiz artırımı TL için iyi olmayacağı gibi, her faiz indirimi de TL’de fırtına yaratmaz.

Burada borsa için biraz daha fazla ayrıntı verebiliriz: Hisse piyasası için bir süredir iyimseriz, ancak bu “gözünü kapa, ne bulursan al” anlayışından uzak bir iyimserlik. Hatta iyimseriz demek piyasa her gün yukarı gidecek demek de değil.

Gitmeyecek zaten, şu son günlerde gördüğümüz üzere. Tersine, zaman zaman sert satışlar göreceğiz, panikleyeceğiz, ancak bir kaç ay sonrasına baktığımızda göreceğimiz, kuvvetle muhtemel şimdikinden daha yüksek endeks seviyeleri olacak.

Peki, bu iyimserliğimizi temelinde yatan nedenler ne? Girişte yaptığım ana varsayımdan hareketle, öncelikle dünyada hisse piyasasının temel görünümü hala iyi. Zira faizler düşük, önümüzdeki yılsonuna dek faizlerin artacağı bir ortam olmayacak. Benzer şekilde bizde de faizlerin öyle ya da böyle düşmesi için zemin hazır. Bu başta bankalar olmak üzere, otomotiv, beyaz eşya ve inşaat ve bunların yan sektörleri için olumlu görünümün devamı demek. İkinci olarak şirket karları büyük çoğunlukla gayet iyi. Pandemiyi fırsata çeviren bazı şirketler bu süreçte borçluluklarını ciddi şekilde azaltıp, büyüme için kendilerine yer açtılar.

Üçüncü olarak ise piyasamızın ucuzluğu konusu var elbette. Hisse piyasasında zaman zaman bazı şirketlerde çok acayip hareketler görsek de borsamız nereden bakarsanız bakın ucuz. Öyle ki Mart ayındaki TCMB Başkan değişikliği ile yoğun satışa geçen yabancı yatırımcılar dahi artık satmak yerine alım kovalıyorlar.

Elbette satılan rakam ile alınan arasında hala fark var, ama artık yoğun bir yabancı çıkışı beklememek lazım.

Özetle hisse piyasası için olumlu olmakla birlikte, bunun ismini doğru koymamız lazım. Her şeyden önce pandemi bitmedi, yeni varyantlar ile aşıların savaşı sürecek. Kısmi ya da tam kapanma konusu tamamen bitti demek zor. Böyle bir şey olursa ekonomik dengeleri, öne çıkan sektör ve şirketleri tekrar konuşmamız gerekecek. Ekonomi tarafında da belirsizlik azalmış değil: Ekonomimiz her çeyrek çift haneli büyümeyecek, önümüzdeki yıl büyüme açısından daha zorlu olacak. Enflasyon uzun bir süre daha çift hanede gitmeye devam edecek. TL’de ise uzun süreli, kalıcı bir değerlenme sürecinden bahsedemiyoruz. Böyle bir ortamda Borsa Istanbul için hızlı bir yükseliş beklemek anlamlı değil. Fakat gerek

milyon USD

Yıl Başından

Bu Yana 31.12.2020 20.08.2021 27.08.2021 03.09.2021 10.09.2021

Yabancı Yatırımcı Hisse Senedi Payı 48,8% 42,5% 42,4% 42,6% 42,2%

Stok 29.048 22.772 23.499 24.088 23.144

Net Değişim* -1.364 94 207 43 99 -53

Yabancı Yatırımcı DİBS Payı** 4,9% 5,4% 5,5% 5,5% 5,5%

Stok 8.015 8.315 8.597 6.669 6.751

Net Değişim* 2.273 35 211 60 42 325

Swap Kanalı ile Net Sermaye Girişi*** -6.508 -319 712 -120 -19

Yabancı Yatırımcı Kamu Eurobond Payı** 52,0% 49,4% 49,3% 49,2% 49,2%

Stok -1.029 42.251 41.397 41.294 41.281 41.222

Yurtiçi Yer. Döviz Mevduat 2.464 235.658 232.232 236.196 238.119 238.122

Gerçek kişiler 150.195 144.996 146.227 147.701 147.379

Tüzel Kişiler 85.463 87.236 89.969 90.418 90.743

Toplam Mevduata Oranı**** 53,6% 53,7% 53,4% 53,5% 53,9%

Döviz Mevduatta Altın Payı 16,5% 15,0% 14,8% 14,8% 14,5%

TCMB Toplam Rezerv 26.935 93.206 108.555 118.264 119.561 120.141

TCMB Net Rezerv 15.320 13.543 25.778 26.450 27.856 28.864

*Piyasa Fiyatı ve Kur Hareketlerinden Arındırılmış

** Yurtiçi bankaların yurtdışı şubelerinin elinde tuttuğu miktar hariç tutulmuştur.

***Bankaların bilanço dışı YP pozisyonundan TCMB ile gerçekleştirilen swap işlemleri çıkartılarak hesaplanmıştır.

****Hesaplamalar TL bazında yapılmıştır.

(4)

olası faiz indirimi, gerek çeşitli düzenlemeler, gerek dünyadaki emtia trendi derken alınıp satılacak çok hikaye olacak.

Uzun vadeli portföy oluşturmak yerine, bu hikayeleri takip etmek bu dönemde uygulanması gereken strateji. Ta ki önümüzde satın alacak güçlü bir hikâyemiz olana dek…

Umalım ki piyasalarımızda yaşadığımız bu ayrılık, bu soğukluk, yakın zamanda sona ersin. O zaman piyasalarımız da hak ettikleri yerlere ulaşacaklar elbette. Biraz daha sabır ve doğru anı beklemek önemli. Şeker Portakalı’ndan bir sözle bitireyim: “Sana ait olan seni bulur”.

*Aşk acıtır: Love hurts - Nazareth

(5)

Uyarı Notu

Model Portföy hisseleri, Araştırma Bölümü’nün Endeks Üzeri (EÜ) ve Endekse Paralel (EP) tavsiyesi verdiği hisseler arasından; şirketlerin uzun dönemli mali verilerine dayalı olarak yapılan temel analiz ve kısa vadeli beklentiler bir arada değerlendirilerek oluşturulmuştur. Tercih etmediğimiz hisseler ise benzer analizler ile, Araştırma Bölümü’nün Endekse Paralel (EP) ve Endeks Altı (EA) tavsiyesi verdiği hisseler arasından seçilir. Model Portföy değişiklik raporunda, hissenin portföye giriş ya da çıkış gerekçesi belirtilir. Bir hissenin Model Portföy’e girmesi ya da çıkması uzun vadeli temel tavsiyesinin değiştiği anlamına gelmemektedir. Model Portföy, sanal bir portföy olup; piyasa beklentimiz ve de içerisinde yer alan hisselerin beklentileri doğrultusunda ağırlıklandırılarak kümülatif performansı ile değerlendirilmektedir. Dolayısıyla Model Portföy ve Model Portföy kapsamında yapılan değişimler, yatırımcının risk ve getiri tercihleri ile birebir örtüşmeyebilir.

Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, yetkili kuruluşlar tarafından kişilerin risk ve getiri tercihleri dikkate alınarak kişiye özel sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler ise genel niteliktedir. Bu tavsiyeler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.

Veri ve grafikler güvenirliliğine inandığımız sağlam kaynaklardan derlenmiş olup, yapılan yorumlar sadece GARANTİ YATIRIM MENKUL KIYMETLER A.Ş.’nin görüşünü yansıtmaktadır. Bu bilgiler ışığında yapılan ve yapılacak olan ileriye dönük yatırımların sonuçlarından Şirketimiz hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz. Ayrıca, Garanti Yatırım Menkul Kıymetler A.Ş.'nin yazılı izni olmadıkça içeriği kısmen ya da tamamen üçüncü kişilerce hiç bir şekil ve ortamda yayınlanamaz, iktisap edilemez, alıntı yapılamaz, kullanılamaz. İleti, gönderilen kişiye özel ve münhasırdır. İlave olarak, bu raporun gönderildiği ve yukarıdaki açıklamalarımız doğrultusunda kullanıldığı ülkelerdeki yasal düzenlemelerden

kaynaklı tüm talep ve dava haklarımız saklıdır.

Bu maili artık almak istemiyorsanız lütfen Konu kısmına "Üyelikten Çıkmak İstiyorum" yazarak bize geri gönderin.

Referanslar

Benzer Belgeler

ve İş Yatırım Menkul Değerler A.Ş.'nin paylarının, ödenmiş sermayelerinin azami %3'ü ile sınırlı olmak kaydıyla, Alım Satım Amaçlı Finansal Varlıklar

2017 yılı Aralık ayı içerisinde Bankamız takipteki krediler portföyünün 362.776.418 TL tutarındaki kısmını oluşturan alacaklarımız 25.745.782 TL'lik

 Hatırlayacak olursak 19/07’de Moody's Türkiye'nin Baa3 (YY) olan uzun vadeli kredi notunu olası bir indirim için izlemeye aldı.İç talepteki yavaşlamanın

2018 yılında, 97,2 milyar TL anapara ve 66,7 milyar TL faiz olmak üzere toplam 163,8 milyar TL tutarında borç servisi gerçekleştirilmesi,. borç servisinin 122,4

 TBB Yönetim Kurulu Başkanı Aydın, Türkiye bankacılık sektörünün, mali bünyesi güçlü, aktif kalitesi yüksek, risk yönetimi dikkatli ve

baktığımızda) 3 milyon TL net zarar, son çeyrekte ise 266 milyon TL net zarar açıklamıştı. Net kardaki sapmanın iki kaynağı olduğunu görüyoruz. Birincisi

Bir yıl vadeli 431.3mn dolar ve 768.25mn Euro tutarında iki ayrı dilimden oluşan toplam 1.1 milyar Euro tutarında sendikasyon kredisi aldı.. Kredinin maliyeti Libor/Euribor + 100

Çekirdek yükümlülük oranı bir önceki çeyrekte gerçekleşen sektör ortalamasına eşit veya daha yüksek olan bankalar, TCMB ağırlıklı ortalama fonlama maliyetinin 500 baz