SAĞLIK HİZMETLERİ MYO
TIBBİ DOKÜMANTASYON VE SEKRETERLİK PROGRAMI
TDS 216 –GENEL İŞLETME
Öğr.Gör. Aysel ARSLAN
İŞLETMELERDE HUKUKİ VE
EKONOMİK AÇIDAN BİRLEŞMELER TDS 216 –Genel İşletme
Hafta-7
İŞLETMELERDE HUKUKİ VE
EKONOMİK AÇIDAN BİRLEŞMELER
• İşletmeler çeşitli düzeylerdeki anlaşma veya birleşmeler ile rekabeti önleme veya sınırlama yoluna gidebilirler. İşletmelerarası anlaşmalar sonucu ortaya çıkan başlıca bütünleşme veya birleşme türleri şunlardır:
• Centilmenlik Anlaşmaları
• Konsorsiyumlar
• Karteller
• Konsernler
• Tröstler
• Holdingler
• Merger (Birleşme)
Centilmenlik Anlaşmaları
• Centilmenlik anlaşmaları, pazar payını bölüşme, hammadde kaynaklarını paylaşma, fiyat beraberliği sağlama gibi amaçlarla iki veya daha fazla işletme tarafından yapılan anlaşmalardır. Centilmenlik anlaşmaları, işletmeler arasında karşılıklı güven esasına dayanan, yasal açıdan bağlayıcı nitelikte olmayan belli amaçların gerçekleşmesine yönelik yazılı veya sözlü sürekli ya da geçici anlaşmalardır.
• Anlaşma sonucu ortak bir eylem için birleşen işletmeler tekelci yapıya kavuşacaklar ve dolayısıyla diğer bağımsız hareket eden rakiplerine göre daha güçlü bir duruma geleceklerdir.
Konsorsiyumlar
• Konsorsiyum, belirli bir amacı gerçekleştirmek veya belirli bir iş için kurulan birlik veya ortaklık anlamına gelir. İki ya da daha
fazla şirketin bir işi yada projeyi gerçekleştirmek üzere
aralarında geçici olarak, hukuki ve ekonomik bağımsızlıklarını koruyarak vardıkları işbirliğidir.
• İşletmeler uluslar arası kuruluşlar gibi belirli bir amacı
gerçekleştirmek için birbirleriyle anlaşarak bir araya gelebilirler.
Genellikle, köprü, baraj, elektrik santralı, otobanlar, demir-çelik tesisleri gibi büyük yatırım projelerinin yapımını
gerçekleştirmek için. aynı veya farklı ülkelerden bu konularda uzmanlaşmış ve güçlü işletmeler aralarında birleşerek
işbirliğine giderler. Örneğin, ülkemizde İstanbul Boğaz
Köprüsü, Keban Barajı, Atatürk Barajının bazı üniteleri, Ankara Ankaray Metro Projesi, değişik yabancı firmaların da
oluşturduğu konsorsiyumlarla gerçekleştirilmiştirdir.
• Konsorsiyum anlaşması sonucu söz konusu işletmeler benzer veya farklı alanlarda sahip oldukları uzmanlık bilgileri, kaynak ve güçlerinden konsorsiyum şeklinde oluşturacakları ortak girişime yapacakları katkıyı belirleyerek, geçici olarak hareket etme ve bir tür stratejik işbirliğini konsorsiyum anlaşmalarında belirtmektedirler.
• İşin tamamlanmasından sonra elde edilen kazanç konsorsiyum anlaşması doğrultusunda firmalar arasında dağıtılır.
Karteller
• Aynı üretim dalında faaliyet gösteren birden fazla işletmenin, aralarındaki rekabeti kaldırmak amacıyla yaptıkları anlaşma sonucu tekelci bir birlik oluşturmalarına "kartel" denir. Tekelci bir birlik biçiminde birleşen işletmeler, aralarındaki rekabeti ortadan kaldırmak suretiyle piyasada üstünlük kurmuş ve dolayısıyla kârlarını artırmış olurlar. Yasalar önünde bunlar bağımsız bir teşebbüs olarak görünürler.
• Bir kartelin oluşabilmesi için kartele katılan işletmelerin söz konusu üretim dalında veya bir malın üretiminde en büyük paya sahip olmaları, pazarda güçlü ve etkin olmaları gerekir.
Böylece kartel, kartel dışında kalan işletmeler üzerinde üstünlük kurar. Kartel dışı işletmeler, zamanla ya kartelin aldığı kararlara uymak ya da piyasadan çekilmek zorunda kalırlar.
• Karteller, "fiyat karteli", "satış karteli" ve "kota karteli" biçimlerinde oluşurlar.
• Fiyat kartelinde fiyatların birlikte saptanması
• Satış kartelinde, satış bölgelerinin paylaşılması
• Kota kartelinde ise her bir işletmenin önceden saptanan kontenjanları dahilinde üretimde
bulunması veya piyasaya mal sürmesi söz konusudur.
• Karteller, sahip oldukları ekonomik güce dayanarak satış
fiyatlarını çok yüksek tutabilmeleri, düşük kaliteli malları
yüksek fiyatlarla piyasaya sürebilmeleri ve benzer başka
sakıncaları nedeniyle arzu edilmez. Nitekim ülkemiz ve
çoğu ülkeler kartel anlaşmalarını yasaklamışlardır. Bu tür
anlaşmalar genellikle gizli yapılır.
Konsern
• Konsern, aynı iş kolunda çalışan az sayıda işletmenin bir araya gelmesinden oluşur ve işletmeler karteldeki gibi karlarını arttırmaya amaçlarlar.İşletmelerin sayısı kartele girenlerden daha az olur ve birbirleriyle çok daha sıkı
işbirliğine girerler. Konsern üyeleri arasında bir işbirliği yapılır ve işletmeler ekonomik bağımsızlıklarını büyük ölçüde
kaybederler (ekonomik açıdan birleşirler) ancak yasal
bağımsızlıklarını korurlar. Bu tip işletmeler , hisse senetlerini birbirleriyle değiştirerek aralarıda ortaklık oluştururlar.
• Konsernler, üretim, pazarlama, satın alma,
Araştırma geliştirme gibi konularda işbirliğine girişirler. Konsern üyeleri genellikle dikey büyüme oluşturarak, birbirlerini
tamamlarlar. Bu durumda, birisinin çıktısı, diğerinin girdisi olmaktadır. Konsern üyelerinin temel amacı, maliyeti
düşürerek, tek elden satışı sağlamak suretiyle piyasayı ele geçirip kârlılığı arttırmaktır.
Tröstler
•İki veya daha çok işletmenin gerek yasal ve gerekse ekonomik
bağımsızlıklarını kaybederek anlaşmalar sonucu birleşmelerine "tröst" adı verilir.
Bu tanımdan açıkça anlaşıldığı gibi, kartel ile tröst arasındaki en belirgin farklılık, tröstde anlaşan işletmelerin yasal ve ekonomik bağımsızlıklarını yitirmeleridir. Ayrıca, kartel belirli bir üretim dalında oluşurken, tröstler farklı' üretim dalları veya faaliyet konularında oluşabilirler. Tröstler genellikle imalat sanayi, petrol ve madencilik sektörlerindeki işletmelerde görülür. Tröstler açık veya gizli anlaşmalarla oluşabilirler. Rekabeti önleyici nitelikte olmaları
nedeniyle, çoğu ülkelerde tröstlerin gizli anlaşmalarla ortaya çıktıkları görülür.
• İşletmeler açısından tröstlerin başlıca üstünlükleri şunlardır:
1.
2.
3.
4.
Tröstlerin kuvvetli bir sermaye yapısına kavuşmaları, Yönetimin tek elden yapılması,
İşletmelerarası rekabetin hemen hemen ortadan kalkması, İşletmelerin büyük kârlar sağlamaları.
Tröstlerin başlıca sakıncaları şunlardır:
• 1. Bütünleşme nedeniyle bürokrasinin ve üretim masraflarının artması,
• 2. Tröstün başında bulunanların sahip olduğu büyük ekonomik gücün politik baskı aracı olarak kullanılması.
• Yukarıda kısaca inceleme konusu yapılan ve temelde
ekonomik hayatta serbest piyasa kurallarının işlemesine engel olan, bu nedenle de tüketici haklarının kullanılmasını önemli ölçüde zedeleyen tekelci kurum ve davranışlar hemen hemen her ülkede yasaklanmıştır veya yasal düzenlemelere
bağlanmıştır.
Ülkemizde, "Rekabetin Korunması
Hakkında Kanun" ile "Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun" bu konuda önlemler getirmiş bulunmaktadır.
Rekabetin Korunması Hakkında Kanun'un amacı, mal ve hizmet piyasalarındaki rekabeti engelleyici, bozucu, kısıtlayıcı karar ve uygulamaları ve piyasaya hakim olan teşebbüslerin bu hakimiyetlerini kötüye kullanmalarını önlemek. bunun için gerekli düzenleme ve denetimi yaparak rekabeti korumak, işletmelerin tekelci davranışlarla rekabet sisteminin işlemesine engel olmalarına fırsat vermemektir. Yasa çok geniş kapsamlı olup, tröstlerin, tekellerin, kartellerin oluşmasını önleyici bir nitelik taşımaktadır.
Holdingler
• Holding, bir şirketin başka şirketlerin hisse (pay) senetlerinin büyük bir bölümünü (% 50'den fazlasını) satın alarak onların yönetim ve denetimini ele geçirmesiyle oluşan şirketler grubudur. Örneğin bir A şirketi B, C, D ve E gibi şirketlerin sahip oldukları hisse senetlerinin büyük bir bölümünü satın almakla bu şirketlerin yönetimini ele geçirir. Bu durumda A, B, C, D, ve E gibi tüm şirketlerin oluşturduğu topluluğa "holding"
yada "grup" adı verilir. Burada A şirketine holdingin "ana şirketi", diğerlerine ise "bağlı şirketler" denir. Holdingi oluşturan tüm şirket veya işletmeler yasal açıdan varlıklarını ve görünüşlerini korurlar. Fakat ekonomik bağımsızlıklarını zayıflatmış veya yitirmiş sayılırlar. Zira ana şirket, bağlı şirketlerin yönetimini ele geçirdiğinden bu şirketlerin her türlü politika ve stratejilerini saptar ve yönlendirir.
• Holdingler, genellikle, aynı üretim dalında veya birbirleriyle ilişkisi olan konularda çalışan işletmelerin hisse senetlerinin büyük bir bölümünü ele geçirerek piyasada tekel yaratmak amacıyla kurulurlar. Ülkemizde, Koç Holding ve Sabancı Holding en tipik örnekleri olarak gösterilebilir. Bu tür kuruluşlar ülkemizde son yıllarda hızla artmakta ve büyük bir ekonomik güce sahip olmaktadırlar.
• Holdingler büyük bir şirketler grubu olmanın çeşitli üstünlük- lerinden yararlanırlar. Ülkede sermaye birikiminin hızlanmasında ve sermaye piyasasının gelişmesinde holdinglerin büyük bir olumlu payı vardır. Öte yandan, tekelci bir güç oluşturmaları en önemli sakıncalarını oluşturur.
• Tam Birleşme (Merger)
• İki veya daha fazla işletmenin tek bir işletme haline gelmesidir. Bir işletme başka bir
işletmeyi satın alıp kendi bünyesine
katabileceği gibi,her iki işletmenin yeni bir
işletme olarak ortaya çıkması da söz konusu olabilir.Tam birleşme ile, reklâm, Ar-Ge ve
genel yönetim giderlerinde tasarruf sağlanır,
piyasada önemli bir güç oluşturulur ve daha
büyük finansal olanak sağlanır.
HUKUKİ BAĞIMSIZLIĞI ETKİLEMEYEN BİRLEŞME, İŞBİRLİĞİ TÜRLERİ
Konsorsiyumlar
Karteller
Konsernler
HUKUKİ BAĞIMSIZLIĞI ETKİLEYEN BİRLEŞME, İŞBİRLİĞİ TÜRLERİ
Tröst
Holding
Merger (Birleşme)
İşletmelerde Küçülme
• İş dünyasında büyüme olayı 1980’li yıllara kadar
işletmenin temel amaçlarından olarak kabul edilmiş, ancak son zamanlarda artan rekabet şartlarında esnek davranabilmek için büyüme yerine küçülme gerekli bir faaliyet olarak görülmektedir.
• Küçülme, işletme yönetiminin bilinçli olarak aldığı kararlar ve uyguladığı stratejiler ile çalışan sayısını, maliyetleri ve iş süreçlerini azaltmasıdır. Küçülme, organizasyonun kapasite ve farklılaşma düzeyinde
oluşan indirimdir. Buradan hareketle stratejik küçülme, organizasyonun performansını iyileştirme ve işgücünü azaltmak için bilinçli olarak alınan örgüte dair karar
olmaktadır.
• Bir organizasyonun küçülmesi, işletme yönetimin bilinçli olarak aldığı kararlar ve uyguladığı stratejiler ile çalışan sayısını, maliyetleri ve iş ve süreçleri azaltma anlamına gelmektedir.
• Küçülme, küçülerek işletmeyi iyileştirme, yeniden yapılanma, sadeleştirme, sürekli iyileştirme, öneri geliştirme, proje yönetimi gibi bir değişim yönetimi metodudur.
• Genel olarak her zaman büyüme işletmeler için tavsiye edilmiş, ancak bu şekilde işletmelerin rekabet şanslarını koruyabilecekleri vurgulanmıştır. Ancak günümüzde
işletmelerin büyümeden ziyade; piyasa şartları, değişim ve gelişimin hızlanması nedeniyle küçülme yönünde eğilimleri belirmiştir. İşletmelerin rekabet edebilmeleri geleneksel olarak büyüklükleri ölçüsünde iken, artık bu durum büyüklük içinde küçüklük özelliklerini taşıyan birimlere doğru yönelmektedir.
• Belirli büyüklükteki işletmelerin ani pazar değişikliklerine ve kriz durumlarına direnmeleri pek kolay olamadığından daha küçük birimler halinde örgütlenmeye doğru bir yöneliş söz
konusu olmaktadır. Dolayısıyla işletmeler bulundukları pazarın yapısına göre en uygun büyüklüğe sahip olmalıdırlar.
Organizasyonların büyümesi ve küçülmesi olayı veya genel olarak “ölçek” konusu işletmecilikte önemlidir.
• Ölçek ekonomisi, bir organizasyonun büyüklüğünden ve iş
hacminden dolayı elde ettiği maliyet avantajlarıdır. İşletmelerin büyüklüğünden kaynaklanan unsurlar, maliyetlerin
düşürülmesi, verimlilik ve üretimin artması ve bunun sağladığı tasarrufların oluşturduğu olumlu sonuçlara “ölçek ekonomileri”
etkileri denmektedir.